1 / 33

SOSYAL FOBİ SEHER KILIÇ 07129032

SOSYAL FOBİ SEHER KILIÇ 07129032. Tanımlama:. Sosyal fobi kişinin başkalarınca değerlendirileceği birden çok durumdan sürekli korkma; aşağılanacağı, utanç duyacağı ya da gülünç duruma düşecek biçimde davranacağından korkma durumu

amena-head
Télécharger la présentation

SOSYAL FOBİ SEHER KILIÇ 07129032

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. SOSYAL FOBİ SEHER KILIÇ 07129032

  2. Tanımlama: Sosyal fobi kişinin başkalarınca değerlendirileceği birden çok durumdan sürekli korkma; aşağılanacağı, utanç duyacağı ya da gülünç duruma düşecek biçimde davranacağından korkma durumu olarak tanımlanmıştır. Sosyal fobisi olan insanlar sosyal ortamlarda veya performans gerektiren durumlarda olumsuz değerlendirilip aşağılanacağı konusunda aşırı bir korku duyarlar. Bu korku duyulan ortamlarda aşırı düzeyde kendilerinin farkında olma ve kendilerini eleştirme eğilimleri olan bu kişilerde kızarma, çarpıntı, terleme ve titreme gibi fiziksel belirtiler meydana gelir.

  3. En önemli klinik özellik, başkaları tarafından incelenme ve değerlendirilmeye yönelik mantıksız bir korku yaşanmasıdır. Bu durum küçük toplumsal gruplardan şiddetli ya da mutlak bir şekilde kaçınma, yabancılarla tanışma, toplum içinde yemekten kaçınma ile sonuçlanır.

  4. Aptal Gibi Gibi görüneceğim Kendime Odaklnma Kendilik imajı : Tuhaf Görünüm Kaskatı Görünüm Farklı ve Gergin Görünüm Güvenlik sağlamaya yönelik davranışlar Anksiyete belirtileri Derin nefes alma ELLERDE TERLEME Hızlı konuşma TİTREME Ne söyleyeceğini düşünme KASLARDA GERGİNLİK Söylediklerini gözden geçirme AKLINI TOPARLAYAMAMA

  5. Sosyal fobik bozukluğun iki alt tipi vardır: Yaygın ve sınırlı tip. Sınırlı tipte anksiyete sadece belirli bir durumda ortaya çıkmaktadır. Yaygın tipinde ise, birden çok durumda anksiyete yaşanmaktadır. Sosyal fobi kronik bir gidiş göstermektedir. Tedavisiz nadiren düzelir

  6. Sosyal fobide bireysel ve toplumsal düzeyde önemli işlev kayıpları anksiyete belirtilerinden ve bozukluğun kronik olma özelliğinden gelmektedir. Kaçınma davranışı anksiyetenin aniden ortaya çıkan fiziksel belirtilerinden kurtulmada etkili olabilir, fakat sosyal fobik bireyin sosyal ve eğitim yaşamındaki gelişimi ciddi olarak bozulur. Tipik olarak ergenlik çağında, sosyal etkileşim becerilerinin geliştiği bir yaşta başlayan sosyal fobi, diğer insanlarla girilen ilişkilerin biçimlenmesini, yaşama yönelik hedeflerin peşinden gitme uğraşını ve gelecekte ruhsal gelişmeyi bozarak başka psikiyatrik bozukluklara ve komplikasyonlara neden olabilir.

  7. Fobisi olan birey kendisini anksiyete oluşturan ortamlardan kaçarak korumakta ve yoğun anksiyete ile baş etmeye çalışmaktadır. Kaçarak gerginliğinin azaldığını gördükçe, kaçınma davranışlarını daha da artırmakta, böylelikle kısır bir döngü içine girmektedir. İnkübasyon dönemi, sonuçta kaçınma davranışlarını artıra- artırarak korkuyu büyütmekte ve zaman içinde kişiyi tümüyle işlev yapamaz duruma getirmektedir

  8. Epidemiyoloji Sosyal fobinin başlangıç yaşı 13-24 arasında degişmektedir. Belirli sayıdaki sosyal fobiklerin hastalıklarının yaşam boyu sürdüğünü belirttikleri gözönüne alındığında hastalıkların ortalama başlangıç yaşı gerçek verileri yansıtmamaktadır. Başlangıç yaşı, yaygın olmayan tip sosyal fobide 22.6, çekingen kişilik bozukluğu ile birlikte yaygın tip sosyal fobide 16.0, çekingen kişilik bozukluğu olmaksızın yaygın tip sosyal fobide ise 10.9 olarak bildirilmiştir( Akdemir ve ark. 1996, Öztürk ve ark. 2005,)

  9. Başvurma yaşı Başvurma yaşı ise genellikle hastalığın başlangıcından 15-20 yıl sonra, 30 yaşları civarında olmaktadır. Bu gecikme sosyal fobinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun bilinmemesi ve sosyal fobiklerin bu bozukluğu kişiliklerinin bir parçası olarak görmeleri ile açıklanmaktadır. (Schneier ve ark. 1992, Davidson ve ark. 1993)

  10. Alan çalışmalarına göre sosyal fobi kadınlarda daha sık görülürken (%62.7-%70) klinik çalışmalar ise görülme sıklığının erkeklerde daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu durum kadınların daha fazla sosyal kaygı bildirirken, yardım alma konusunda tedavi arayışının erkeklerde daha yüksek olması ile açıklanmaktadır

  11. Kuramsal bakış Psikodinamik Model İnsanların sağlıklı gelişimleri sırasında doyum sağlayıcı bir bağlanma (attachment) istekleri mevcuttur. Bağlanma davranışı kendine bakım veren kimsenin yeni doğana yakın olmasını sağlar. Bu sayede çevremizle sürekli ve doyum sağlayıcı ilişkiler içine gireriz.Bu da tehlikelere karşı güven ve emniyet duygusunun geliştirilmesini sağlar. İlişkilerimizdeki bozukluklar kişisel güvenliği sarsar ve anksiyeteye yatkınlığı arttırır.

  12. Psikobiyolojik Model Savunma / güvenlik modeline göre: - Doğuştan savunma düzeneği yapısal olarak çok güçlü ise. - Doğuştan güvenlik düzeneği yapısal olarak çok zayıf ise, - Ebeveyn rolü disiplin yönelimli ise, - Ebeveyn rolünde işbirliği yönelimi zayıf ise, aşırı sosyal anksiyete ve sosyal fobi gelişebilir.

  13. Öğrenme (koşullanma) modelleri Diğer özgül fobilerde olduğu gibi ya da daha fazla travmatik koşullandırıcı yaşantının sonucu olarak sosyal fobi gelişebilceği önemli bir varsayımdır. Doğrudan travmatik koşullanmada sosyal fobikler fobilerinin kaynağını oluşturan yaşantıları belleğe geri çağırabilirler. Gözlemsel koşullanmada ise belirli bir durum veya nesne karşısında bir başkasının korkusunun gözlenmesi korku veya fobi oluşması için yetirli olmaktadır.

  14. Bilişsel model Sosyal fobinin çekirdeğinde başkaları üzerinde olumlu bir izlenim yaratma isteğine karşın bunun sağlanabileceği konusunda belirgin bir güvensizlik vardır. Korkulan sosyal durum ile karşı karşıya gelince doğuştan davranış yatkınlıkları yanısıra daha önceki yaşantı ve deneyimlere ait olumsuz düşüncelerin etkileşimi sonucu sosyal fobiklerde mevcut durumla ilgili tehlike algısı oluşturarak bir dizi kabullenme oluşur.

  15. Bilişsel-davranışçı yaklaşıma göre, fobisi olanlarda aslında hata yapma endişesi, davranışlarda şüpheli yaklaşım, bireyin kendini sıklıkla eleştirmesi ile karakterize mükemmellik algısı ve arayışı belirgindir. Bu bireylerin mükemmelliği arayan yapısı tedavinin sonuçlarını da olumsuz etkileyen bir özelliktir. Kendilik psikolojisine göre, sosyal fobinin merkezinde kendilik kavramında bozulma yer alır. Bu bozulma kendilik algısındaki, kendilik saygısındaki, kendilikle ilgili gerçekçi olmayan değersizlik ya da idealizasyonu gösterir

  16. Sosyal beceri modeli Bu varsayıma göre sosyal anksiyete sosyal beceri eksikliği sonucu oluşur. Bu modelde hem olumsuz değerlendirme korkusu, hem de koşullanma dönemleri hastaların temel zorlamalarının epifenomenini oluşturur. Hatta bu etmenler korkuyu daha da yoğunlaştırabilir. Sosyal beceri eksikliği sosyal fobiden çok çekingen kişilik bozukluğunda görülmektedir.

  17. Gelişimsel Etmenler Çocukluk ve ergenlikte utangaçlık ile sosyal fobinin ilişkisi tam olarak açıklanamamış olmasına karşın hir iki bozukluğun temelinde var olan bir veya birden fazla ortak yatkınlık olabilir. Duygusallık, davranışsal ketlenme ve aşırı dikkatlilik gibi kalıtsal olarak geçtiği belirtilen özelliklerin olumsuz sonuçları (örneğin zorbalık gibi) aşırı korunma ve kollama gibi davranışlar sergilemeyen ve aile bireylerinin duygularını ifade etmelerine izin veren aile tutumu ile azaltılabilir.

  18. Orta ve geç çocukluk döneminde, (1) Çocuk yetiştirme konusunda ebeveynler arası uyumsuzluk (2) olumsuz akran ilişkileri ve (3) benlik saygısındaki bozukluklar tek başına veya birlikte yatkınlığa neden olurlar. Utangaçlık ve sosyal fobinin davranışsal ve bilişsel özellikleri birbirine benzemektedir

  19. Ergenlik döneminde birey kendisini özerk bir kimlik olarak kabul ettirme ve kendini gösterme çabası içine girmektedir. Bu dönemde ergen için sosyal ilişkilerde etkin olmak ve başkaları üzerinde bırakılan izlenimlerin niteliği çok önemlidir. Bundan dolayı birey kendisi ile ilgili büyük bir beklenti içine girer. Birey bu beklentilere cevap veremezse sosyal kaygı düzeyi artar ve sosyal fobi kendini göstermeye başlar

  20. Bunun yanında kişide sosyal etkileşimlerinde kaygıyı kontrol etmek amacı ile alkol, sigara ve madde kötüye kullanma gibi sonuçları da beraberinde getirebilir. Upadhyaya ve arkadaşlar çocuk ve ergen psikiyatri servisinde yatarak tedavi gören 120 olguda yaptıkları bir araştırmada sigara içenlerde depresif bozuklukların, davranım bozukluğu ve madde ba- ğımlılığının anlamlı düzeyde daha sık görüldüğünü bildirmişlerdir

  21. Sosyal fobi hastalarının %32'si hiç evlenmezken, %36'sı hastalıkları sırasında boşanmakta ya da ayrı yaşamaktadır Dilbaz(2007).

  22. Türkiye'nin ruh sağlığı profili adlı araştırmada Kılıç (1997), sosyal fobi yaygınlığının %1.8 olduğunu tespit etmiştir

  23. Bazı epidemiyolojik çalışmalarda sosyal fobi kadınlarda daha sık bulunmuştur. Örneklemimizdeki sosyal fobikler cinsiyet açısından incelendiğinde erkek hastaların çoğunlukta olduğu görülmektedir. Alan çalışmalarında sosyal fobinin kadınlarda daha sık görüldüğü bildirilmektedir (Stein ve ark. 1990, Schneier ve ark. 1992, Weissman ve ark. 1996, Kessler ve ark. 1998, Kılıç 1997). Klinik örneklem gruplarında ise bu oran tersine dönmekte, çalışmamızda olduğu gibi erkek olguların oranı daha yüksek bulunmaktadır (Tükel ve ark. 1997, Solmaz ve ark. 1999).

  24. Bu farklılık, erkeklerin kendilerinden beklenen toplumsal ve mesleki yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışırken sosyal fobik özellikler nedeniyle daha çok sıkıntı yaşamalarından kaynaklanıyor olabilir (Solmaz ve ark. 1999). Alkol kötüye kullanımı ve bağımlılığı sıklıkla sosyal fobiye eşlik eder (Davidson ve ark. 1993). Schuckit ve arkadaşları (1997) alkol bağımlılığı ile sosyal fobi arasında yakın ilişki olduğunu bildirmiştir.

  25. Bilişsel yeniden yapılandırma Maruz Bırakma Sosyal beceri eğitimi Psikolojik Danışman Olarak Neler Yapılabilir ?

  26. BİLİŞSEL YENİDEN YAPILANDIRMA Bilişsel yeniden yapılandırma programının ilk basamağı, sosyal fobinin ne olduğunu bilişsel-davranışçı bir çerçeve içinde izah etmekle başlar.Bilgilendirmede; konferans, video-kaset ve yardımcı okuma materyalinden yararlanılabilir.

  27. Bilişsel tedavide 2 amaç Başarısızlık,rezil olma, küçük düşme gibi konulara odaklanan dikkati, esas etkileşim alanlarına çevirerek maruz bırakma denemelerini başarılı kılmak Başarılı geçen maruz bırakma denemelerini kişinin mükemmeliyetçi ve gerçek dışı beklentilerle sabote etmesini engellemek, sonuçta kendilik değerlendirmesini gerçekçi standartlara oturtabilmek

  28. MARUZ BIRAKMA TEKNİĞİ Gerçek fobik durumlara girmeden önce davranış provası yapmak ‘maruz bırakma’ denemelerini kolaylaştırır Maruz bırakma tekniğinin optimal etkinliği, zorluk açısından aşamalı bir biçimde anksiyete tetikleyicileriyle karşı karşıya kalma, bu denemelerin tekrarı ve anksiyete azalıncaya kadar maruz bırakma süresini uzatmaya bağlıdır

  29. SOSYAL BECERİ EĞİTİMİ Sosyal fobinin nasıl oluştuğunu anlamış, hatalı bilişlerini değiştirmiş, dikkatini sosyal etkileşime yöneltebilmiş kişinin bu etkileşimi başlatacak ve sürdürecek becerileri eksik veya yetersizse tedavi başarılı olamaz Uygulamada , kişinin sosyal becerileri fonksiyonel analize tabi tutulur

  30. Hangi beceride hangi düzeyde eksik olduğunu her bir eksikliğin zorluk derecesini saptamak amaçlanır Beceri eksikliği nedeniyle yapıan kaçınma davranışları da aynı biçimde incelenir

  31. Tedavide; öncelikle sosyal fobik bireyin olumsuz beklentilerini açığa çıkarmak gerekir. Daha sonraki aşama bu olumsuz beklentilerin kaygı verici sosyal ortamlarda doğrulanmamasını sağlamaktır. Böylelikle korkunun temelindeki şemalar ve çağrışım yapan olumsuz otomatik düşüncelerin hastayla birlikte yeniden gözden geçirilmesine ve bu tür uyumsuz ve işlevsel olmayan düşünce ve beklentilerin düzeltilmesine zemin hazırlamasına yardımcı olunur

  32. Öğrencilere öz-yeterlik düzeylerini artırıcı, stresi kontrol etmeye yarayan programlar psiko eğitimlerle sunulabilir. Kişinin “kendini yeterli” hissedebilmesi için geçmiş yaşantısındaki başarılarına vurgu yapılarak o yönde farkındalığı artırılabilir

More Related