1 / 29

Türklerin Müslüman olması ve ilk Müslüman Türk devletleri

Türklerin Müslüman olması ve ilk Müslüman Türk devletleri. Talas Savaşı (751) yeni bir süreç başlatmış ve Türkler arasında İslamiyet hızla yayılmıştır. Özellikle Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri bu konuda öncülük yapmış ve bu topluluklar Karahanlılar devletini kurmuşlardır (840).

audra-velez
Télécharger la présentation

Türklerin Müslüman olması ve ilk Müslüman Türk devletleri

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Türklerin Müslüman olması ve ilk Müslüman Türk devletleri • Talas Savaşı (751) yeni bir süreç başlatmış ve Türkler arasında İslamiyet hızla yayılmıştır. Özellikle Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri bu konuda öncülük yapmış ve bu topluluklar Karahanlılar devletini kurmuşlardır (840). • Batı Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han’ın Müslüman olmasıyla İslamiyet devletin dini haline geldi. Artık her hükümdar bir Müslüman isim almaya başladı (Abdülkerim, Cebrail, Muhammed, Yusuf vb). • Batı Karahanlılar bir taraftan İslamiyeti yaymaya çalışmışlar, bir taraftan da Sünni İslamlığa karşı çıkan akımlarla mücadele etmişlerdir. • Karahanlılar 11. yüzyıl ortalarında ikiye ayrılmışlar ve 1212’de tamamen ortadan kalkmışlardır. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  2. İlk Müslüman Türk devletleri • Karahanlı devleti her yönden bir Türk devleti olmakla birlikte, öncekilerden farklı olarak «gaza ve cihat» politikası izlemeye başlamıştır. • Kut’un yerini İslamiyet'le beraber adalet ve doğruluk anlayışı almıştır (köni). • Yerleşik hayat öne çıkmış, şehirli nüfus öne çıkmış, şehirler büyük gelişmeler göstermiştir. • Bariz bir şekilde Hint ve İran etkisi hissedilmeye başlamıştır. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  3. İlk Müslüman Türk devletleri • Artık yöneten ve yönetilen açık olarak ortaya çıkmıştır. Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig’de: “Budunkoysanıolbegikoyçısı Bağırsak kerekkoyka koy kötçisi” Yani, “Budunu koyun san, beyi de çobanı Merhamet gerek koyuna, koyun güdeni” • Siyasetnamelerde de İran ve Hint etkisi vardır. • Otorite ise ancak adalet yoluyla kurulabilirdi. Halkın memnuniyetsizliği veya fakirliği, adalet duygusunu aşındırıp halkı isyana teşvik edebilecek konulardı. Han’a düşen, bunlardan mümkün olduğunca kaçınması, halkını hoşnut etmesiydi. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  4. İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİNDE DEVLET YÖNETİMİ YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  5. İlk Müslüman Türk devletleri • “Ey hakim! Memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın. Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer, zulüm ile ülke eksilir ve dünya bozulur”. • Asırlardan beri monarşikidarelere tanıklık eden coğrafyada benzer bir siyasi kültür gelişmiş ve bunun sonucu olarak politik reçeteler hükümdara yönelik kaleme alınmıştır. Siyaset risalelerinde hükümdarların vasıflarına ağırlıkla yer ayrılması, bahsettiğimiz kültürün tipik yansımasıdır. • Kutadgu Bilig, ideal hükümdarı şöyle tarif eder: • “Bey tok gözlü, haya sahibi ve yumuşak tabiatlı olmalı” (b. 2000); “beyin dili dürüst ve kalbi doğru olmalı” (b. 2010); “beye cömertlik ve alçak gönüllülük lazımdır” (b. 2049), TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  6. İlk Müslüman Türk devletleri • Hükümdar ile halk arasında kurulan dolaysız bağlantı, mevcut siyaset risalelerinde işlenen ve özellikle Osmanlılarda daha da geliştirilecek olan “adalet dairesine” işaret etmekteydi; “Memleket tutmak için çok asker ve ordu lazımdır, askerini beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır, bu malı elde etmek için halkın zengin olması gerekir. Halkın zengin olmasıiçin de doğru kanunlar konulmalıdır”. • Orta Asya hükümdar unvanlarına, “emir” ve “sultan” gibi İran-İslam dünyasında kullanılan unvanlar eklenmiştir. Karahanlılardanitibaren yöneticiler hükümranlıklarını, İslam Dünyası'nda olduğu gibi adlarına hutbe okutup, para (sikke) bastırarak ilan etmeye başlamışlardı. • Halifeler daha Karahanlılardevrinden itibaren Türk sultanlara birtakım meşruiyet sembolü ile beraber hil’at denilen elbiseyi de göndermişlerdir. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  7. İlk Müslüman Türk devletleri • Hatun: Hükümdar eşlerine Eski Türklerde olduğu gibi “hatun” (katun) denmekteydi.Ancak hatunun devlet teşkilatında ve saray hayatındaki yeri konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır. Kutadgu Bilig’de hatuna değil ancak kadınlar hakkında azami temkinli olunması gerektiği yönünde nasihatlerde bulunulmuştur. Buradan bazı araştırmacılar eskiye nazaran hatunun konumunun düştüğünü iddia etmişlerdir. • Saray Teşkilatı: Karahanlılarlaberaber hanın işlerini görmek üzere görev tanımı yapılmış kalabalık bir görevliler gurubu ile karşılaşmaktayız. Söz konusu maiyetin başında Hacibunvanlı ve hükümdarın bir numaralı danışmanınıgörüyoruz.Hacib, Saray'ın tüm teşrifat ve protokol işlerinden sorumlu tutulmuştu. Ayrıca mutfak, giyim kuşam, güvenlik, protokol işlerine bakan görevliler bulunuyordu. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  8. İlk Müslüman Türk devletleri • Merkez Teşkilatı: Hayatısarayda geçen devlet görevlilerinin bir numarası Yuğruşyani vezirdir. Kutadgu Bilig’den anladığımıza göre tuğ, nevbet, zırh, hil’at, at ve mühür, makama tayinle vezirlere sunulan hediyelerdi. Vezirler için adeta hana mahsus birtakım vasıflar aranırken, kendisinden orduyu hazır, hazineyi bol, ülke sınırlarını genişve halkı esen kılmak gibi görevler belirlenmişti. Kendisi, devlet görevlilerinin toplandığı ve önemli konularda hana danışmanlık yapılan Büyük Divan'ın en önemli üyesiyken, ofis işlerinde benzer alt divanlar oluşturmuştu. Hazinedar, Tamgacı gibi alt divanlar vardı. • Taşra Teşkilatı: Ülke doğu ve batı şeklinde ikiye bölünmüş, ayrıca ülke vilayetlere bölünerek başına hanedandan prensler tayin edilmiştir. Ayrıca esnaf ve tüccarı takip eden muhtesip ve asayişten sorumlu kale komutanları tayin edilmiştir. Ayrıca posta görevlisi olarak eşkinci tayin edilmiştir. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  9. Gazneliler • Gazneliler devleti Abbasilerin zayıflamasıyla ortaya çıkan «Tavaif-i Müluk» devletlerinden biri olarak ortaya çıkan Samanoğulları topraklarında kurulmuş, İran, Horasan, Afganistan ve Hindistan’ın büyük bölümüne hakim olmuştur. • Altın çağını Gazneli Mahmut döneminde yaşamıştır. Mahmut Hindistan’a yaptığı 17 seferle İslamiyet'in bölgede yayılmasını sağlamıştır. • Selçuklularla ve mahalli Hint güçleriyle yaptığı mücadeleler sonunda zayıflamış ve yıkılmıştır. • Gaznelilerde devlet Samanilerden yani İran kültüründen etkilenme hissedilmektedir. devlet tecrübesini İranlıdevlet adamları kanalıyla miras almışlardı. Yönetici hanedanın ve ordunun büyük bir kısmı› Türk olmasına karşı Gazneliler, tipik bir Ön Asya devletiydi. Tebaası İran-Hint unsurlardan oluşan ve bürokrasisi, söz konusu halklardan devşirilmiş, çok dilli çok toplumlu bir sistemdi. Kısaca fark, sadece idareci zümrenin farklılaşmasından kaynaklanmaktaydı. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  10. Gazneliler • Sultan: Gazne Hükümdar'ının en ayırt edici tarafı, “sultan” unvanını sahiplenen ilk Müslüman-Türk devleti olmasıdır. Kelime anlamı olarak hükmetmek anlamına gelen unvan, siyaset bilimciler tarafından otoritenin şahsileştiğinin en açık göstergesi olarak değerlendirilmiştir. • Merkez teşkilatında “hace-i büzürg” ünvanlı bir vezir vardır, fakat karar alma sürecinin tek sorumlusu sultandır. Bu anlamda kendisi hem vezir, hem başkadı, hem de ordularınısefere çıkaran başkomutandır. • Vilayetlere gönderdiği hanedan mensubu veya asilzadeleri, yakınlarınırehin alarak veya yer değiştirerek kontrol altında tutmaya çalışmıştır. Diğer yandan casus ve muhbirleriyle hem merkez hem taşrada etkili bir istihbarat ağı kurmuştur. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  11. Gazneliler • Diğer görevliler: • Vezir • Divan-ı Ârz: Askerlik işleri. • Divan-ı Risalet: Dış ilişkiler. • Divân-ı Şugul-i İşrâf-ı Memleket: İç ve dış istihbarat. • Divân-ı Berîd: Posta işleri. • Divan-ı Vekâlet: Saray. • Meclis-i mezalim: Haftada iki defa Hükümdar tarafından toplanan divanı. • Muhtesib: Şehrin idaresi. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  12. Selçuklular • Oğuzların Kınık boyu tarafından kurulan Selçuklular, Cent’e göçle ortaya çıkmış, Karahanlılar ve Gaznelilerle mücadele etmişlerdir. Dandanakan Savaşı ile de bağımsız bir duruma geldiler. • Selçuklular İranlı vezirlerin etkisi ile merkezi bir yapı kurmuşlar, «Şahinşah» unvanını kullanmışlardır. • Abbasilerle kurulan diyaloglardan sonra da «Sultan ü’lmuaazzam» olarak anılmaya başlamışlardır. • Tuğrul Bey’den sonra Alparslan hükümdar olmuş, Anadolu akınları artmıştır. • Melikşah devri en görkemli devirdir. Sınırlar Marmara kıyılarına ve Çin’e, Basra Körfezi ve Karadeniz’e kadar ulaşmıştır. • Melikşah’tan sonra taht kavgaları başlamış, Sencer bir süre devleti toparlasa da 1141’de Karahıtaylara yenilerek güçlerini tamamen kaybetmişlerdir. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  13. Selçuklular • Selçukluların zayıflamasıyla; • Suriye Selçuklu Devleti, • Kirman Selçuklu Devleti, • Irak Selçuklu Devleti, • Zengiler gibi devletler ortaya çıkmıştır. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  14. Türkiye Selçukluları • Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından kurulmuş ve Danişmentliler, Mengücükler, Saltuklar ve Artuklularla beraber Anadolu’ya hakim olmuştur. • Bu dönem Anadolu’ya yoğun Türk göçlerinin olduğu bir dönemdir. Özellikle Türkmenler büyük gruplar şeklinde Anadolu’ya yerleşmişler, bölge yoğun bir Türkleşme yaşamıştır. • Artuklu Beyi Kara Arslan göçleri şu şekilde açıklamıştır; “Biz bu tehcir ettiğimiz insanları esir yapacak değiliz. Bunları köylere nakl ve iskân edeceğiz; onlar da çiftliklerinde bizim için çalışacaklar”. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  15. Selçuklular • Sonuç olarak gerek iskân gerek fetih hareketlerinde Selçuklu Devleti diğer beyliklerin önüne geçti. Bunda Bizans sınırında olmalarından daha ziyade içinde barındırdığı devlet mantığına hakim unsurların ağırlıkta olması en önemli nedendi. • Selçuklu yönetimine bakıldığında Türk ve İranlı gazilerin yanında merkezi devlet kültürüne vâkıf yönetici, hukukçu ve müderris bulunmaktaydı. Bir yüzyıl sonra başlayacak Moğol istilasına kadar Anadolu’daki yerleşik kültür ve devlet adabı iyice kökleşecek, gelmeye başlayan Türkmen kafileleri kendilerinden gittikçe farklılaşmış soydaşlarıyla karşılaşacaklardı. • Köprülü, Konya’da başlayan bürokratik süreci “Bütün memuriyetler, hukuken değil, fakat teamülen, adeta irsi, sülalenin etrafında eskiden beri o sülaleye hizmet etmiş ailelerin etrafında eskiden beri mürekkep bir bürokratlar aristokrasisi teşkil etmiştir”. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  16. Selçuklular • Selçuklu üst düzey yönetiminin serveti dillere destan olmuştur. Ortaya koydukları eserler o kadar göz alıcıdır ki 1270’lerde Anadolu’ya gelen Memluk Sultanı Baybars hayranlığını gizlememiştir (Köymen, 1986). Ticarete atfedilen önemi, kervansaray politikasından da takip edebiliriz. Dönem araştırmacılarına bakılacak olursa, kentlerin imarı, şehirlerarası yollar, şehir içi sulama sistemleri, saray, bedesten ve kervansaray gibi imar çalışmaları o kadar geniş çaplı yürütülmüştür ki Selçuklular bu konuda Romalıları adeta ezmiştir. • Anadolu Selçuklularının seleflerine göre en önemli farkı, merkezî idare konusunda daha hassas uygulamalara yönelmeleridir. Örneğin Anadolu’nun pek çok kentinde kalıntıları hâlå görülebilen medreseler söz konusu bakış açısının ürünüydüler. Selçuklu ideolojisine bağlı okur-yazar zümreyle memur kadrolarını her daim besleyebilen bürokrasi, diğer yanda ilk defa uygulamaya geçirdiği mirî toprak rejimiyle taşrayımümkün olduğunca kontrolü altında tutmaya çalışmıştır. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  17. Selçuklular • Anadolu Selçukluları seleflerinden farklı şekilde tüm toprakları “mirî” arazi statüsüne soktuklarından yani devletleştirdiklerinden, gerek kendi bürokratlarına, gerek gaza harekâtına girişen taşra yöneticilerine, gerekse Anadolu’ya gelen Türkmenlere yeni hukuku uyguluyor, toprağın tasarrufunu (zilyed) bırakıyor, ancak büyük bir kıskançlıkla çıplak mülkiyetini (rakabesini) kendisine saklıyordu. Sistem, Anadolu Selçuklu idaresinin çöktüğü 1277’den sonra İlhanlılar tarafından “dalay” adıyla devam ettirilmiş ve nihayet Osmanlılar tarafından çok daha profesyonelleştirilerek “tımar sistemi”ne dönüştürülmüştür. • Merkezi yapıya rağmen taht kavgaları eksik olmamış, 1. Mesut ve II. Kılıçarslan dönemlerinde parçalanmanın eşiğinden dönülmüştür. • Önce Baba İshak isyanı, sonra da Kösedağ Savaşı ile büyük bir darbe yiyen Anadolu Selçukluları güçlerini kaybederek Moğol istilasına uğradılar. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  18. Selçuklularda Yönetim • Selçuklularda İran etkisi çok ciddi bir şekilde kendini göstermiş, resmi dil «Farsça» olmuştur. • SULTAN: Allah her asırda ve zamanda halk arasından pâdişahlık vasıfları ve öğülmeğe değer hasletleriyle bezediği birini seçer; dünya işleri ve reayanın sulh ve sükûn içinde yaşamalarınıona tevcih eder...”. • “Bütün mülk ve reâyâ, Sultan'ındır”. • «Hükümdarın biricik görevi ihsan ve adalettir.» NİZAMÜLMÜLK-SİYASETNAME TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  19. Selçuklularda Yönetim • Sultan artık «Şahinşah», «Sultan ü’l Muazzam» ve «Sultan-ı azam» dır. • Karahanlılarla başlayan Cuma namazlarında hükümdarın adının okunması geleneği devam etmiştir. • Hükümdarın tahta çıkınca yaptığıbir diğer eylem sikke kestirmektir. • Türklerin İslamiyet’e geçmelerinden sonra kabul ettikleri bir diğer sembol tac’dır. ‹llk tacın Abbasi Halifesi tarafından Tuğrul Bey’e takıldığı söylenmektedir. Özellikle takip eden sultanlar tacı giysilerinin bir parçası› olarak görüp, benimsemişlerdir. • Veraset sisteminin olmayışı, tahtın hanedanın ortak malıolarak kabul edilmesi, kamu düzeni ve devletin bekasını tehdit eden büyük bir sorundu. • Süleyman’a karşı Alp Arslan, Alp Arslan’a Kutalmışve kardeşi Kavurt, Melikşah’a Kavurt, Mahmut’a Berkyaruk, Berkyaruk’aTutuş ve Mehmet Tapar, I. Mesut’a kardeşleri, II. Kılıç Arslan’a oğulları baş kaldırdılar. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  20. Selçuklularda Yönetim • Selçuklu Sarayı: Tuğrul Bey’den itibaren Selçukluların muazzam saray inşaatlarına soyundukları hatta hükümdarları için farklı şehirlerde saray inşa ettiklerini biliyoruz. Bu biraz da başkentin çok sık şekilde değiştirilmesinden kaynaklanmaktaydı. Merv, Serahsve Nişaburbu listede öne çıkmıştır. Saray mimarisinde Sasanilerden etkilenmişlerdir. • Büyük hâcib olarak adlandırılan görevli Saray'ın en yetkili kişisiydi. Sonra da diğer görevliler yer alırdı. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  21. Selçuklularda Yönetim • Merkez Teşkilatı:Devlet örgütünün merkezinde vezir bulunmaktaydı. Kündüri ve Nizamülmülk gibi vezirlere bakıldığında bazı ortak noktalar göze çarpmaktadır. Örneğin her ikisi de İranlı toprak aristokratıydı ve vezarete haciblik makamından terfi ettirilerek getirilmişlerdi. • Vezirlerin ülkelerarası› ilişkilerde de son derece yüksek bir itibarı bulunmaktaydı. Örneğin halifeler sadece sultanlara değil vezirlere de unvanlar vermişler, onları “seyyidü’l-vüzerâ” ve “amîdü’l-mülk” gibi unvanlarla taltif etmişlerdi. Vezirlik sembolü, sarık ve altın divit idi. • Tuğrâ ve İnşâ Divanı: Yazışmalar. • Divân-ı İstifâ-yı Memalik: Mali işler-Müstevfi. • Divan-ı Arzı’l-cuyuş: Arz-ı ceyş-Ordunun ihtiyaçları-Milli Savunma Bakanlığı. • Divan-ı Mezâlim, Divan-ı Müsâdere, Divanü’l-Terekât ve Divanü’l-Kaza diğer divanlardı. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  22. Selçuklularda Yönetim • Eyalet Teşkilatı: Selçuklu taşrası, eyalet adı verilen birimlerden oluşmaktaydı. Eyaletler “amid” veya “hakim” olarak adlandırılan valilerce idare edilmekteydi. Valiler, merkezde divanlar veya doğrudan sultanla haberleşmekte ve direktifler almaktaydılar. Taşra bürokrasisindeki etnik yapı merkezden farklı değildi. Yani Türk-İran karışımı bir bürokratlar grubunca yönetilmekteydi. • Önceleri tayinlerde zenginlik ve asillik öne çıkarken Melikşah’tan itibaren memuriyetler halka açılmıştır. • Taşrada sıkça bahsedilen yetkililer arasında; amîd, nazır, muhtesib, reis, kadı, hatib ve müftü bulunmaktaydı. Amid, eyalet/vilayet yöneticisi, reis ise şehir/kasaba amiriydi. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  23. Selçuklularda Yönetim • Kadılar, devlet tarafından tayin edilen devlet memurlarıydı. Sünni itikada göre davaları ele almaktaydılar. Ancak davanın ele alınmasından sonuçlandırılmasına kadar her bir safhası vilayet-şehir bürokrasisinin gözetimine tabi bir süreçti. • Şer’i hukukun tüm topluma nizam vermesi kabul edilmekle beraber özellikle Melikşah, hayata geçirdiği altı maddeli Yasası'yla mülkiyet ve evlilik konularında örfi yetkisini kullanmıştır. Bağdat’ta bir başkadı(kadî’l-kûzât) bulunur, mülki ve siyasî (örfi hukuk) konularla ilgili hukuki meselelerle de “emîr-i dâd” (ve onun eyaletlerdeki temsilcileri) ilgilenirdi. Anadolu Selçuklularında ise kadî’l-kûzât makam›, başkent Konya’daydı. Adalet işlerine sivil ve askerî olmak üzere farklı adalet görevlileri tayin edilmişti. Kadı'lar halkın, kadıleşkerlerse sivil-asker yöneticilerin hukuki mevzularıyla ilgilenirdi. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  24. Selçuklularda Yönetim • Selçuklu taşrası yönetimi; hanedan mensupları, gulam(kul-köle) emîrler, Türkmen gazi beyleri, Ermeni ve Gürcü krallıkları, Mekke şerifleri gibi hükümetler/idareler arasında taksim edilmişti. Merkezden tayin edilen eyalet yöneticisine “emir” unvan› verilirken hanedan mensuplarına “melik” denmekteydi. • Şehzadeler/melikler ise kendi başına bir kategori oluşturmaktaydı. Atandıkları eyalette küçük bir divan oluşturur ve vezir (atabeg) tayin ederdi. Nizamülmülk, Alp Arslan'ın melikliği döneminde vezirliğini üstlenmiş, kariyer çizgisi en parlak atabeglerdenbirisidir. Anadolu Selçuklularında ise atabeg, sultanın yardımcısıydı. LALA? • Anadolu Selçuklularında şehzadeler atandıkları yerlere maiyetleriyle gitmişler ve küçük payitahtlar oluşturmuşlardır. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  25. Selçuklularda Yönetim • Toprak sistemi: • Has: Vergileri Hükümdara tahsis edilen arazidir. • İkta’ sistemi: Vergilerinin; hizmet ve maaşlarına karşılık kumandan, asker ve devlet görevlilerine ayrıldığı topraklardır. • Mülk arazi: Sahibi toprak üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahiptir. • Vakıf arazi: Gelirinin vakıflara ayrıldığı topraklardır. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  26. Selçuklularda Yönetim • Halk: Selçuklularda saray teşkilatı ve askeri sınıf Türklerden oluşuyordu. Merkezde ise İranlılar ön planda idi. • Devlet memurlukları genellikle babadan oğula geçiyordu. • Şehirlerde büyük nüfuz sahibi aileler yer alıyor, aydın zümreyi din adamları, tarikat şeyhleri, alimler ve tabipler temsil ediyordu. • Tüccar ve zanaatkârlar ayrı ayrı lonca meydana getirmişti. • Köylerde ise toprak sahipleri ve köylüler yaşıyordu. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  27. Selçuklularda Yönetim • Halk: • Şehirlerdeki halk; memurlar, a’yan, ilim erbabı ve fütüvvet (ahilik) teşkilatından oluşuyordu. • Türkmen kökenli Türk köylüsü ise yerleşik ve göçebe unsurlardan oluşuyordu. • Gayrimüslimlere Müslüman halka zarar vermedikleri sürece hoşgörü ile davranılıyordu. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  28. Selçuklularda Yönetim • İktisadi Durum: • İpek yolu hakimiyeti ticaretin gelişmesine zemin hazırladı. • Antalya ve Sinop’un alınması, Suğdak’ın fethi ticareti geliştirdi. • Karahanlılar döneminde ortaya çıkan kervansaraylar en görkemli dönemini Selçuklular zamanında yaşadı. • Zarara uğrayan tüccarın zararı devlet tarafından karşılanıyordu. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

  29. Selçuklularda Yönetim • Kültür hayatı: • Alimler her zaman himaye gördüler. • Büyük Selçuklular döneminde farsça altın çağını yaşadı. • Medrese geleneği Nizamiye ile başladı ve zaman içinde yayıldı. • Melikşah zamanında rasathane kuruldu. • Mevlana, Yunus Emre bu dönemde yaşadılar. • Muhiddin Arabi, SadreddinKonevi bu dönemde Konya’da yaşadılar. TÜRK YÖNETİM TARİHİ

More Related