1 / 108

KPSS KONU ANLATIMI

KPSS KONU ANLATIMI. REHBERLİK VE ÖZEL EĞİTİM. Murat CİVELEK. Web: http://www.rehberlik.biz.tr Mail: civelek.murat@gmail.com. 3 . ÜNİTE BÖLÜM-3: KİŞİSEL REHBERLİK. Bölüm Analizi. KPSS’de bu bölümden her yıl ortalama 2-3 soru gelmektedir.

Télécharger la présentation

KPSS KONU ANLATIMI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KPSS KONU ANLATIMI REHBERLİK VE ÖZEL EĞİTİM Murat CİVELEK Web: http://www.rehberlik.biz.tr Mail: civelek.murat@gmail.com

  2. 3. ÜNİTE BÖLÜM-3: KİŞİSEL REHBERLİK

  3. Bölüm Analizi KPSS’de bu bölümden her yıl ortalama 2-3 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir.

  4. KİŞİSEL-SOSYAL REHBERLİK Kişisel-Sosyal rehberlik; öğrencinin kendini tanıması, anlaması, güçlü ve zayıf yönleriyle kendini kabul etmesi ve geliştirmesi; kendine güvenen, kişiler arası ilişkilerde becerikli; kişisel ve sosyal yönden dengeli ve uyumlu bir birey olarak yetişmesine yönelik hizmetleri kapsar. Kişisel rehberlik, eğitsel ve mesleki rehberlik dışında kalan rehberlik hizmetleridir. Kişisel rehberlik, bireyin kendisiyle ilgili, her türlü kişisel problemlerinin çözümüne yönelik yapılan yardım hizmetlerini kapsar.

  5. 2012 STS • Dersi dinleyip öğretmenin sorduğu soruları bilmesine rağmen çekindiği için parmak kaldıramayan bir ilköğretim öğrencisine verilmesi gereken rehberlik hizmeti aşağıdakilerden hangisidir? • Eğitsel • Kişisel • Mesleki • Gelişimsel • Tamamlayıcı

  6. 2011 KPSS • İki yıldır üniversite sınavlarını kazanamıyorum. Bu kez önceki yıllara göre çok daha programlı hazırlanıyorum ancak insanların “Hâlâ kazanamadın mı?” diye sormaları, kendime olan güvenimi azaltıyor. Yine kazanamazsam diye düşündüğümde uykularım kaçıyor. Sağlığım bozuldu. Çok istediğim hâlde mühendis olamayacak mıyım? • Yukarıdaki ifadeleri söyleyen bir öğrencinin kendine olan güvenini yeniden kazanması için verilecek yardım öncelikle rehberliğin hangi alanına yönelik olmalıdır? • Eğitsel • Mesleki • Kişisel-sosyal • Sosyal yardım • Sağlık

  7. 2010 KPSS Başarılı bir öğrenci olan Selin ilköğretim 8. sınıfa devam etmektedir. Sınıf öğretmeni son zamanlarda Selin’in başarısında belirgin bir düşme olduğunu gözler ve okul rehber öğretmeniyle görüşmesini ister. Okul rehber öğretmeniyle yaptığı görüşmede Selin “Annem teyzemle konuşurken beni evlendireceklerini söyledi. Nasılsa beni liseye göndermeyecekler. Onun için kendimi derslere veremiyorum.” der. Rehber öğretmenin Selin’le yapacağı görüşmeler öncelikle rehberliğin hangi problem alanına yönelik olmalıdır? A) Eğitsel rehberlik B) Ev ziyareti C) Mesleki rehberlik D) Bireyi tanıma E) Kişisel rehberlik

  8. 2003 KPSS • Aşağıdaki uygulamalardan hangisi, daha çok kişisel rehberlik kapsamında yer alır? • Etkili zaman kullanımını öğretmek • Verimli ders çalışma yollarını tanıtmak • İletişim becerilerini geliştirmek • Üst eğitim kurumları hakkında bilgi vermek • Meslekleri tanıtmak

  9. KİŞİSEL REHBERLİK HİZMETİNİN AMAÇLARI Kişisel-Sosyal gelişim alanında bireyin temel amacı; “yaşamayı öğrenmesi”yani kişisel ve sosyal uyumunu sağlaması için sunulan hizmettir. Eğitim süreci içinde kişisel-sosyal rehberliğin temel amacı daha ayrıntılı olarak şöyle ifade edilebilir; bireyin, kendini psiko-sosyal bir varlık olarak anlaması ve kabul etmesine, fiziki ve sosyal çevresini gerçek boyutlarıyla tanıyarak kendi yetenek ve potansiyelini bu koşullar içinde en iyi şekilde kullanabilmesine yardım etmektir.

  10. KİŞİSEL REHBERLİK HİZMETİNDE YAPILAN ETKİNLİKLER • Özgüven ve özsaygı geliştirme • Sosyal beceriler kazandırma ve geliştirme • Günlük yaşam becerileri, Sosyal ilişkileri ve İletişim becerileri geliştirme • Cinsel roller öğrenme ve karşı cinsle yaşanılan problemlerin çözümüne yardımcı olma • Ailevi problemlerin çözümüne yardımcı olma • Olumsuz duyguları (kaygı, korku) ile baş edebilmesine yardımcı olma • Sağlık ve ekonomik sorunları gidermede yardımcı olma • Atılganlık becerileri geliştirme • Problem çözme ve karar verme becerileri geliştirme • Kaygıyla, Öfkeyle baş etme ve Çatışma Çözme becerileri geliştirme • Sorumluluk ve görev bilinci geliştirme • Oto kontrol becerisi ve Olumlu kimlik gelişimi geliştirme • Zaman yönetimi becerilerini geliştirme • İlgi ve yeteneklerini fark etme • Bağımlı ve bağımsızlık ile ilgili sorunlarla baş etmede yardımcı olma

  11. SOSYAL BECERİLER • Sosyal becerileri, kişinin başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için gerekli olan becerilerdir. • Mesela;atılganlık, empati, çatışma çözme, öfkeyle başa çıkma, işbirliği yapma, kişilerarası ilişkileri başlatma ve sürdürme gibi. • Sosyal beceriler olarak kabul edilen birtakım beceriler, sınıf öğretmenleri tarafından ders etkinlikleri içerisinde kazandırabilmektedir. Özellikle hayat bilgisi ve sosyal bilgiler dersi kapsamında, başkalarını anlama ve saygı gösterme, paylaşmanın önemi ve gereği, birbirini dinlemenin önemi gibi beceriler kazandırılabilir.

  12. İLETİŞİM VE İLETİŞİM BECERİLERİ • İletişim;bireyler arasında bilgi, düşünce ve duyguların karşılıklı olarak iletilmesini ve anlamlandırılmasını sağlayan bir etkileşim sürecidir. • Bireylerin birbirleriyle sağlıklı iletişim kurabilmeleri için etkin dinleme, edilgin dinleme ve iletişimde “ben dili” kullanma önemlidir. • Etkin dinleme:Bir kimsenin ilettiği sözlü mesajların arkasındaki sözel olmayan mesajları da doğru olarak anlayabilmesi ve ona anlaşıldığını ifade eden tepkiler vermesidir. Etkin dinleme, dünyaya karşısındakinin gözleriyle bakmayı ve ona anlaşıldığını ifade etmeyi (empati kurmayı) gerektirir. • Edilgin (pasif) dinleme:Dinleyici söylenen her şeyi sessizce dinler, konuşmaya herhangi bir katkı sunmaz, eleştiri ve yorum getirmez. Edilgin dinlemede dinlenildiğine dair bazı onay tepkilerinin verilmesi gerekir. Karşı tarafı gerçekten dinlediğinizi göstermek için “hı hı”,“evet”, “seni anlıyorum” gibi sözlü mesajlarla; baş sallama, jestler ve mimiklerle, beden duruşu gibi sözsüz mesajlarla onay tepkilerinin verilmesi gerekir.

  13. Ben dili: Bireyin karşılaştığı davranış ve durum karşısında bireysel tepkisini, kendi duygu ve düşüncelerini karşı tarafı tehdit etmeden, suçlamadan, eleştirmeden ifade etmesidir. Kişi kendisini "ben"li cümlelerle anlattığı zaman karşındakini incitmemiş, fakat kendi mesajlarını da vermiş olur. Ben dili karşı tarafı savunmaya itmez ve karşı tarafta suçluluk da hissettirmez, duygunun nedeni anlaşıldığı için iletişim sağlıklı olur. Ben iletisi alan kişi başkalarını düşünmeyi de öğrenir. Yakınlaşmayı sağlar. Kişiler arasındaki anlaşmazlıkları azaltır ve bireydeki özsaygıyı geliştirir. • Sen dili: Bireyin karşılaştığı davranış ve durum karşısında bireysel tepkisini, kendi duygu ve düşüncelerini karşı tarafı tehdit edici, suçlayıcı, eleştirici, emir verici bir şekilde ifade etmesidir. Sen dili, suçlama içerir ve diğer kişi doğal olarak kendini savunmaya çalışır. Dolayısıyla sonuç anlaşamama, anlaşılamama, tartışma, kavgaya kadar gidebilir. Sen dili, bireydeki özsaygıyı zayıflatır. Yeniden konuşma isteğini engelleyicidir. Kişiyi incitir, kırar. Kişinin direnmesine, yani savunucu iletişime neden olur.

  14. 2007 KPSS:“Konuyla ilgili tartışmalar sırasında hep bir ağızdan konuşmanızdan hoşlanmıyorum, çünkü ne dediğinizi anlayamıyorum.” diyen bir öğretmen aşağıdakilerden hangisini kullanmaktadır? • Yansıtma B) Pasif mesaj • Açıklama D) Tehdit • E) Ben dili

  15. 2010 KPSS • Aşağıdaki sorulardan hangisi bir öğrencinin duygularından söz etmesini sağlamada en etkilidir? • Annene karşı hissettiğin bu duyguların sence kaynağı nedir? • Sen bu durum karşısında neler hissediyorsun? • Bu duyguların seni nasıl yıprattığının farkında mısın? • Duygularını daha uygun şekilde açıklamanın yollarını düşündün mü? • Nasıl bir haksızlığa uğradığını arkadaşınla tartışmayı denedin mi?

  16. 2008 KPSS • Bülent Öğretmen son dersinde öğrencileriyle birlikte dersle ilgili bir değerlendirme yapmıştır. • Bu değerlendirme sırasında, Bülent Öğretmen aşağıdaki ifadelerden hangisini söylerse, kendisini “ben diliyle” ifade etmiş olur? • Demek ki, bu dönem dersin sizlere katkı getirdiğini düşünüyorsunuz, sözlerinizden bu sonuca vardım. • Önemli olan benim ne düşündüğüm değil, sizin ne düşündüğünüz, değil mi… • Benim öğrenciliğim döneminde öğretmenlerimizi böyle eleştirmeye hiç cesaret edemezdik, sizler çok şanslısınız. • Benim verdiğim bilgileri ve bu derste kazandığınız deneyimleri kullanırsanız başarılı olursunuz. • Ders içeriğini çok geniş tuttuğum için yaptığınız eleştiriler karşısında haksızlığa uğradım, hayal kırıklığı yaşıyorum.

  17. 2011 STS • Aşağıdakilerden hangisi “sen dili”ne örnek verilebilir? • Beni iğnelemekten zevk alıyorsun. • Bu gece erken yatacağını söylemiştin uyumamışsın. • Ahmet seninle maça gelmek istemiyor. • Bir şey yok diyorsun ancak üzgün görünüyorsun. • Beceriksiz olduğunu hissetmene neler neden oldu?

  18. İLETİŞİM ENGELLEYİCİ İFADELER • Emir vermek, hükmetmek (2011 STS:Söz veriyorum kalemini bulacağım, şimdilik sus istersen) • Yargılamak, eleştirmek, suçlamak (Ne zaman verdiğin sözde durdun ki) • Ahlak dersi vermek (2006 KPSS:Sorumluluklarını yerine getirmen gerektiğini biliyor musun?) • Uyarmak, tehdit etmek ve gözdağı vermek (2006 KPSS:Ödevini bir an önce bitirmezsen kötü olur) • Öğüt vermek, çözüm ve öneri getirmek (2011 STS:Kalemini aradığında bulmak istiyorsan kutusuna koymalısın) • Teselli etmek (Boşver, Aldırma. 2011 STS: Benim kızım akıllıdır, kalemi kayboldu diye ağlamaz) • Güven vermek, desteklemek, avutmak (Korkmana gerek yok, başaracaksın. Bunların hepsi geçecek) • Ad takmak, alay etmek (2006 KPSS:Bu dersi başarman için bir fırın ekmek yemen lazım)

  19. 2011 STS • Yargılamadan ve eleştirmeden dinleyen bir öğretmen, öğrencisinde aşağıdakilerden hangisini en çok geliştirmeyi amaçlamaktadır? • Öğrencinin düşüncelerini düzene koyarak ifade etmesini kolaylaştırma • Görüşme süresini kesintisiz sürdürme • Öğrencinin öfkelenmeden konuşmasını sağlama • Öğrencinin, düşünce hatalarını görmesini sağlama • Öğrencinin, duygularını açıklamasını kolaylaştırma

  20. İLETİŞİM ENGELLEYİCİ İFADELER • Tanı ve teşhis koymak (yorumlamak ve analiz etmek) (Ben senin neden böyle davrandığını çok iyi biliyorum) • Öğretmek, nutuk çekmek (Şimdiki gençlerin bunu anlaması mümkün değil) • İnceleme ve soruşturma (Ders çalıştın mı? , Ne yaptın akşam evde?) • Sözünden dönmek, oyalamak • Şakacı davranmak, konuyu saptırmak (Sizin gibi gençleri okullarda görmek isteriz) • Mantık yoluyla inandırma, tartışma (İşte bu nedenle KPSS’de düşük puan aldın).

  21. ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ Çatışmaların çoğu, insanlar arasındaki iletişim sorunlarından kaynaklanmaktadır. Sağlıklı bir iletişim için özellikle etkin dinleme, empatik anlayış ve ben dili gereklidir. Çatışmayla başa çıkabilmede ve çözebilmede temel iletişim becerilerinin kazanılmış olması gerekmektedir. Çatışma çözümünde son yıllarda “akran arabuluculuğu”eğitimine de yer verilmektedir. Akran arabuluculuğu; çatışma yaşayan kişi ya da grupların sorunu aşmak için tarafsız üçüncü kişi yardımı ile sorunun çözümüne ilişkin ortaya konan bir iletişim sürecidir. Çatışma çözme ve arabuluculuk eğitimi alan öğrenciler kendilerine yakın yaş grubunda bulunan bireylere sorunlarının çözümünde yardımcı olacak etkinliklerde bulunur. Eğitim almış bir arabulucu çatışma yaşayan tarafları bir araya getirir; böylece her iki tarafta yüz yüze gelerek karşılıklı konuşabilme şansına sahip olurlar. Arabuluculuk, gönüllülük ilkesine göre yürütülen bir süreçtir. AKRAN ARABULUCULUĞU

  22. ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ SORUN ÇÖZME SÜREÇLERİ Crawford ve Bodin’e göre, çatışmaları çözmek için başvurulabilecek üç değişik sorun çözme süreci vardır. Müzakere: Aralarında anlaşmazlık olan tarafların ya bizzat kendilerinin ya da eksikliklerinin başkalarından yardım almaksızın birlikte çalışarakaralarındaki anlaşmazlığı çözmek amacıyla yüz yüze geldikleri bir sorun çözme sürecidir. Arabuluculuk: Aralarında anlaşmazlık olan tarafların ya bizzat kendilerinin ya da temsilcilerinin “arabulucu” denilen tarafsız birinin de yardımıyla aralarındaki anlaşmazlığı çözme amacıyla yüz yüze geldikleri bir sorun çözme sürecidir. Oy birliğiyle karar alma: Aralarında anlaşmazlık olan bütün tarafların ya da temsilcilerinin, bütün tarafların destekleyebileceği bir eylem planı oluşturarak anlaşmazlığı çözmek için işbirliği yaptıkları bir grupla sorun çözme sürecidir.

  23. ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ ÇATIŞMA ÇÖZME STRATEJİLERİ • Johnson ve Johnson, çatışmada beş farklı çözüm stratejisi belirlemiştir. Her biri hayvanla simgelenmiştir, hangisinin kullanılacağı ise amaç ve ilişki faktörüne bağlamıştır. • Amaç faktörü; çatışmaya yol açan amaç, birey açısından ne ölçüde önem taşımaktadır? • Kişi faktörü; çatışmaya girdiği kişi ile olan ilişkileri ne ölçüde önemlidir? • Ayıcık taktiği (alttan alma, yatıştırma, uyma): Amaç (-) / İlişki (+) • Kaplumbağa taktiği (kaçınma ve geri çekilme): Amaç (-) / İlişki (-) • Baykuş taktiği (yüzleşme, işbirliği yapma): Amaç (++) / İlişki (++) • Tilki taktiği (uzlaşma): Amaç (+) / İlişki (+) • Köpek balığı taktiği (güç kullanma, zorlama): Amaç (+) / İlişki (-)

  24. Johnson ve Johnson Çatışma Çözme Stratejileri

  25. 1. Ayıcık taktiği (alttan alma, yatıştırma, uyma):Amaç (-) / İlişki (+) • Eğer ilişkiler çok önemli, amaçlar önemli değilse bu strateji uygulanır. • İlişkilerini devam ettirebilmek için yatıştırma, alttan alma ve karşı tarafa uyma davranışlarını benimserler. • Oyuncak ayılar için ilişki çok önemli, amaç pek önemli değildir. Oyuncak ayılar başkaları tarafından kabul edilmeyi ve sevilmeyi isterler. Bu yüzden ilişkilerin bozulmaması için çatışmayı yatıştırmaya çalışırlar. • İnsanların ilişkilere zarar vermeksizin tartışamayacaklarını, bir tatsızlık çıkmasın diye çatışmadan kaçınılması gerektiğini düşünürler. Çatışma devam ederse, birilerinin kalbinin kırılacağından ve ilişkilerin zarar göreceğinden ya da bozulacağından korkarlar. • İlişkilerini sürdürebilmek için kendi amaçlarından vazgeçerler. Oyuncak ayı sanki “amaçlarımdan vazgeçiyorum ve istediğin şeyi yapmana izin veriyorum; yeter ki beni sev” der gibidir. • Ayıcık stratejisi izlendiğinde, bir birey diğer kişinin çıkarlarını tatmin etmek için kendi çıkarlarını ihmal eder. Sloganı: BEN YOKUM SEN VARSIN!

  26. 2. Kaplumbağa taktiği (kaçınma ve geri çekilme): Amaç (-) / İlişki (-) • Eğer amaçlar ve başkalarıyla ilişkilerimizi de korumak çok önemli değilse bu strateji uygulanır. • Çatışmadan kaçınmak için geri çekilirler. Çatışma yaratan sorunlardan ve çatışma kişilerden kaçınırlar. • Çatışmaları çözmeye uğraşmanın boş bir çaba olduğuna inanırlar. • Çatışmayla yüz yüze gelmektense, fiziksel ya da psikolojik olarak geri çekilmenin daha kolay olduğuna (kabuğuna çekilmek gerektiğine) inanır. İsteklerinden ve ilişkilerinden vazgeçmedir. • Çatışmanın üzerine gitmez, çatışmayı geçiştirir, erteler ya da geri çekilir. Sloganı: BEN YOKUM SENDE YOKSUN!

  27. 3. Baykuş taktiği (yüzleşme, işbirliği yapma):Amaç (++) / İlişki (++) • Eğer amaçlar da ilişkilerde çok önemliyse bu strateji uygulanır. • Baykuşlar hem amaçlarına hem de ilişkilerine çok önem verirler. • Bu strateji, kaplumbağa stratejisinin tam zıddıdır. • Çatışmaları, çözülmesi gereken sorunlar olarak görürler ve hem kendilerinin hem de diğer kişinin amaçlarına ulaşabileceği yani her iki tarafı tatmin edecek (her iki tarafın çıkarlarını gözeten) bir çözüm ararlar. Böyle bir çözüm yolu bulunmadıkça da tatmin olmazlar. Sloganı: BEN VARIM SENDE VARSIN!

  28. 4. Tilki taktiği (uzlaşma):Amaç (+) / İlişki (+) • Eğer amaçlar ve ilişkiler normal (orta) düzeyde önemliyse bu strateji uygulanır. • Tilkiler hem kendi amaçlarına hem de ilişkilerine orta derecede önem verirler. • Tilkiler uzlaşma ararlar. Kendi amaçlarının bir kısmından vazgeçerler ve çatıştıkları kişiyi de amaçlarının bir kısmından vazgeçmeye ikna ederler. • Her iki tarafın da bir şeyler kazanacağı bir çözüm yolu ararlar. Böyle bir çözüm bulmak için kendi amaçlarından bir parça fedakârlık yapmaya razı olurlar. • Bu stratejiyi kullanan bir kişinin amacı, her iki tarafı da kısmen tatmin eden, karşılıklı olarak kabul edilebilir, uygun bazı çözümler bulmaktır. Bu strateji, uyma ile rekabetçiliğin ortasında bir yere düşer. Sloganı: BEN VARIM SENDE VARSIN!

  29. 5. Köpek balığı taktiği (güç kullanma, zorlama): Amaç (+) / İlişki (-) • Eğer amaçlar çok önemli, ilişkiler önemsizse bu strateji uygulanır. • Kendi amaçları çok önemli, ilişkileri ise önemsizdir. • Kendi çözüm önerilerini kabul etmesi için, çatıştığı kişiyi zorlar veya ona karşı güç kullanmayı dener. • Bu kişiler, ne pahasına olursa olsun amaçlarına ulaşmayı isterler. • Başkalarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmez. Başkalarının kendisini sevmesi/kabul etmesi onlar için önemli değildir. • Çatışmayı, bir kişinin kazanması, diğer kişinin kaybetmesi olarak görürler. Elbette kazanan taraf olmayı isterler ve bu uğurda ilişkilerini feda edebilirler. Kazanmak, köpek balıklarına başarı ve kendini beğenme duygusu verir. Kaybetmek ise zayıflık, yetersizlik ve başarısızlık duygusu verir. • Gözdağı vererek, güç kullanarak, çeşitli girişimlerle karşısındaki kişiyi ezmeye çalışarak kazanmaya çalışırlar. • Bu stratejiyi kullanan bir kişi, diğer kişinin zararına da olsa kendi çıkarlarında ısrar eder. Sloganı: BEN VARIM SEN YOKSUN!

  30. Çatışma çözme stratejileri arasında sadecebaykuşile simgelenen yüzleşme ve işbirliği stratejisi ile her iki tarafın da kazançlı çıkacağı çözümler bulunabilir. Diğer stratejiler kullanıldığında taraflardan en azından biri kaybeder, diğeri kazanır ya da her ikisi de kaybeder. O halde ailede çocuklara özellikle işbirliğine yönelik çatışma çözme yönteminin ve bu yöntemin gerektirdiği becerilerin öğretilmesi gerekmektedir.

  31. Lise rehber öğretmeni Aysun Hanım son haftalarda öğrenciler arasında sürtüşmeler yaşandığını gözler. Bunun üzerine sürtüşme yaşayan öğrencilerle bir çalışma yapar. Çalışma sırasında öğrencilerine aşağıdaki şemayı gösterir ve bir çatışma durumunda, çatışma yaşanan kişiyle ilişki ve çatışma konusunda kişinin kendi düşüncelerine verdiği öneme bağlı olarak şu beş taktikten birinin kullanıldığını söyler: ayıcık, baykuş, kaplumbağa, köpek balığı ve tilki. 2010/2 KPSS

  32. 2010 KPSS • Aysun Hanım çatışma taktiklerini anlattıktan sonra herkesin kendisini ve sıra arkadaşını en iyi yansıtan bir taktiği seçmesini ve seçtikleri taktikleri aralarında paylaşmalarını ister. • Şemada yer alan ayıcık taktiği (alttan alma), kendi düşüncesinden vazgeçip çatıştığı kişiyle ilişkisini korumaya çalışma ve karşısındakinin istediklerini yapmasına izin verme olarak tanımlandığına göre, bu taktiği kullanan kimselerde aşağıdaki düşüncelerden hangisine sahip olmaları en çok beklenir? • Savaşı bırakıp gitmek, savaşı başka güne bırakmaktır. • Gerçek, çoğunluğun inandığında değil, bilginin kendisindedir. • Kazanılan yerler, kazanacağına inanan insanlar tarafından kazanılmıştır. • Hiçbir şey uğruna mücadele edecek kadar önemli değildir. • Hatır için çiğ tavuk bile yenir.

  33. ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ KENDİNİ TANIMA (JOHARİ) PENCERESİ Çatışma çözmede iletişim becerileri çok önemlidir. İletişim becerilerinin başında bireyin kendisini tanıması gelir. Bireyin kendisini tanımasına yönelik olarak kullanılan tekniklerden birisi de Johari Penceresidir. Johari modeli, örgütlerde üyeler arası iletişim düzeyini ölçmek amacıyla geliştirilmiştir ve amacı bireyler arası iletişimin yapısını test etmektir. Bu modelde 4 pencere vardır ve her bir pencere bireylerin davranış, duygu, ihtiyaç ve tercihlerine işaret etmektedir. Kişinin hangi pencerede duracağı diğerleriyle kuracağı iletişimi etkilemektedir.

  34. KENDİNİ TANIMA (JOHARİ) PENCERESİ

  35. BİREYİ TANIMA (JOHARİ) PENCERELERİ • Açık (arena) pencere:İlişkiler açısından pencerenin en avantajlı bölgesidir. Çünkü bu bölge, birey hakkında hem kendisinin, hem de başkalarının bildiği şeyleri ifade eder. Bireyin düşüncelerinin, duygularının hem kendisince hem de başkalarınca bilindiği penceredir. • Karanlık (bilinmeyen) pencere:İlişkilere yansımayan bir bölgedir. Ne birey ne de başkaları kişiyi niteleyebilmektedir. Şartlar yerine geldiğinde ortaya çıkacak ferdi özellikleri içerir. • Yarı açık (kör) pencere:Bireyin kendisi hakkında bilmediği, başkalarının bildiği hususları kapsar. Ağzının koktuğundan haberi olmayan bir insanın bu durumu başkaları tarafından bilinebilir. • Yarı karanlık (gizli, saklı) pencere:Sadece ferdin bildiği, başkalarının bilmediği bilgiler bulunur. Ferdin kendisine ait sırlar bölgesidir.

  36. Ferdin yarı karanlık (gizli) bölgesine nüfuz edebildiğiniz ölçüde, onu daha iyi tanır ve yönlendirirsiniz. Bu bölgenin karanlık kısımları aydınlanmaya başladığında, daha önce tanıdığınız insandan farklı bir insanla karşılaşabilirsiniz. Çoğu zaman, herhangi bir insandan beklemediğiniz bir davranışla karşılaştığınız zaman, şaşırmanızın sebebi budur. Fert, yarı karanlık (gizli) bölgesinin tesiriyle bir davranış göstermiş, onu açık ve yarı açık tarafıyla tanıdığınız için, gösterdiği davranışı beklenmedik olarak nitelemişsinizdir. Oysa her davranışın bir nedeni vardır. Bu davranışın nedeni de yarı karanlık (gizli) bölgede saklıdır. Johari Penceresi’nin mesajı şudur: “Benden içeri girmek ve özellikle yarı karanlık (gizli) bölgeme doğru hareket etmek zorundasınız; yoksa elemanlarınızı anlamada bir hayli güçlüklerle karşılaşacak, onları anlayamadığınız için beklentilerine cevap veremeyecek, herhangi bir amaç doğrultusunda motive edecek faktörleri tam tayin edemeyecek ve onları yönetmekte başarısızlığa uğrayabileceksiniz”

  37. Johari penceresinde pencereler arası ilişkileri düzenleyen değişim araçları • Açılım:İnsanın iç dünyasını diğerlerine açıklama sürecidir. • Geri bildirim:Kişinin çevresindeki insanların, düşüncelerini, duygularını ve onlardaki bilgiyi öğrenme sürecidir. Kişiler arası anlamlı bir iletişim, ancak kişilerin AÇIK (arena) olan bölümlerinin büyüklüğüyle mümkün olabilir. Açık bölge, açılım ve geri bildirimin yoğun kullanımı ile genişletilebilir. Bir insanın AÇIK bölümü ne ölçüde büyükse o ölçüde daha zengin iletişim olanaklarına sahiptir. Öte yandan AÇIK bölümü küçük olan kişi, diğerleriyle o ölçüde az iletişim kurabilir.

  38. SALDIRGANLIK VE ŞİDDET 1. Akran zorbalığı:Tahrik edilmeden bir veya daha fazla öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız ettiği ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir istismar türüdür. Zorba öğrencilerin kişisel kontrol stratejileri geliştirmeleri adına “öfke ile başa çıkma becerisi” kazandırmaya yönelik eğitim verilebilir. Akran zorbalığında yapılan olumsuz davranışlar genellikle; fiziksel zorbalık (itmek, vurmak) sözel zorbalık (korkutmak, hakaret etmek, utandırmak, lakap takmak), dolaylı zorbalık (dedikodu yapmak, gruptan dışlamak, görmezlikten gelmek) gibi davranışlardır. 2. Siber zorbalık:Diğer kişilere zarar vermek amacıyla, bir kişi veya grup tarafından, elektronik posta (e-mail), cep telefonu, kısa mesaj servisi, karalayıcı web siteleri gibi bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımını içeren; kasıtlı ve sürekli olarak düşmanca davranışlar sergilemedir. Yani akran tacizinin elektronik bir formudur.

  39. 2009 KPSS • Okul müdürlerinin katıldığı bir toplantıda şiddete sıfır tolerans görüşü benimsenmiştir. Bu toplantıya katılan Müdür Mehmet Bey, rehber öğretmenden okuldaki şiddet türlerini belirleyip şiddetin yaygınlığını araştırmasını ve alınacak önlemlerle ilgili önerilerde bulunmasını ister. Bunun üzerine, okul rehber öğretmeni zorbalık ölçeğini okuldaki öğrencilere uygular ve ölçek sonuçlarına göre zorba öğrencileri saptayarak müdahale programına alır. Ayrıca şiddet davranışlarının bireysel, ailesel ve okulla ilgili nedenlerine ilişkin inceleme sonuçları ile bu konuda alınacak önlemlere ilişkin görüşlerini içeren kapsamlı bir rapor hazırlayıp müdüre teslim eder. • Bu olayda rehberlik ilkelerine uymayan davranış aşağıdakilerden hangisidir? • Zorbalık ölçeğini uygulamak için okul rehber öğretmenin daha önceden bir eğitim almamış olması • Müdürün şiddet içeren davranışları öğrenmek istemesi • Hazırlanan raporda şiddete eğilimli öğrencilerin isimlerine yer verilmemesi • Ölçek puanlarına dayanılarak öğrenciler hakkında kesin bir yargıya varılması • Raporun şiddet davranışlarına neden olan bireysel ve ailesel özelliklerle ilgili açıklamaları içermesi

  40. 2008 KPSS • Okul zorbalığı; bir ya da birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri (kurban) kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız ettiği ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir istismar türüdür. • Bir öğrencisinin zorbalığa maruz kaldığını fark eden bir sınıf rehber öğretmeninin aşağıda belirtilen davranışlardan hangisini yapması, sorunun rehberlik anlayışına uygun şekilde çözümüne yardımcı olur? • Zorba ve kurban öğrencilerin zorbalığa ilişkin tutum ve inanışlarının ne olduğunu belirlemek • Öğrencilerin zorbalık içeren davranışları fark etmelerini sağlamak ve zorbalıkla baş edebilmek için belirlenmiş kuralları uygulamak • Kendini denetleme stratejileri, kişiler arası sorun ve çatışma çözme becerileri gibi konularda öğrencilere verilecek eğitimleri planlamak • Çeşitli testler ve test dışı teknikler kullanarak sorunun kaynağını saptamak ve çözümünde okul rehber öğretmeni (psikolojik danışman) ve velilerden yardım almak • Zorbalığı büyüme çağı davranışı olarak değerlendirmek ve bir süre sonra kendiliğinden ortadan kalkacağından, pekiştirmemek için zorbalık davranışlarını görmezlikten gelmek

  41. SALDIRGANLIK VE ŞİDDET 3. Akran baskısı:Kişinin kendi isteğinden bağımsız, bir şekilde davranması için zorlanmasıdır.Mesela; markalı giyinme, çete üyeliği, kötü madde kullanımı, okuldan kaçma gibi. Akran baskısına uğrayan çoğu ergende ciddi özgüven eksikliği vardır. Bu gibi sorunları azaltmak için atılganlık/özgüvenli davranışlar geliştirme çalışmaları yapılabilir. Akran baskısı, ergenlerin arkadaşları tarafından kabul edilme ve onaylanma gereksinimlerinden, dışlanma korkusundan, adam yerine konma, sözünü dinlettirme ihtiyacından, sosyalleşme becerilerindeki eksiklikten, hayır diyebilme becerisindeki yoksunluktan, aşırı baskıcı veya aşırı izin verici aile tutumlarından, aile içi iletişim eksikliğinden, ilgi ve sevgi eksikliğinden, ev ortamının dengesizliği gibi nedenlerden doğar.

  42. ATILGANLIK EĞİTİMİ Atılganlık; başkalarının haklarını küçük görmeden ve zedelemeden kişinin kendi haklarını korumasıdır. Atılganlık, çekingenlik ile saldırganlığın tam ortasında yer alır. Atılgan birey; kendinden emin ve dik durur. Konuştuğu kişiden fazla uzak durmaz, konuşması akıcıdır, ses tonu normaldir ve karşısındakiyle göz teması kurar. Benlik saygısı düşük, çekingen, saldırgan olan bireylere atılganlık eğitimi verilir. Atılganlık eğitimiyle, kaygıyı azaltma, hayır demeyi öğrenme, soru sorabilme, olumlu/olumsuz duyguları ifade edebilme, duyguları/fikirleri ben cümleleriyle söyleyebilme, sohbete başlayabilme ve devam ettirebilme, atılganlığı saldırganlıktan ayırabilme gibi durumlar ele alınır.

  43. HÜMANİSTİK EĞİTİM VE KİŞİSEL REHBERLİK Varoluşçu felsefeye dayanan hümanist (insancıl) anlayışa göre eğitim; “bireyin doğuştan getirdiği gizilgüçleri keşfetmesi, ortaya koyması ve geliştirmesi sürecidir.” Bu tanıma göre; eğitimden beklenen amaç da; bireyin kendini gerçekleştirmesine yardımdır. Hümanist yaklaşımın önemli temsilcileri ise Maslow ve Rogers’dır. MASLOW VE İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ Maslow her insanın değerli, kendine özgü, duyarlı ve iyiye yönelik bir özbene sahip olduğunu savunur. Olanaklar sağlandığında, her insanın doğuştan getirdiği gizil güçlerinin farkına varacağını ve eninde sonunda kendini gerçekleştireceğini savunur. Maslow, insan güdülerinin evrensel bir hiyerarşisinin bulunduğunusavunur. Kendini gerçekleştirme güdüsü, diğer ihtiyaçlar giderilmişse ortaya çıkar.Maslow bu görüşleriyle rehberliğin nihai amacı olan “kendini gerçekleştirme” yi oluşturmuştur.

  44. HÜMANİSTİK EĞİTİM VE KİŞİSEL REHBERLİK KARL ROGERS VE HÜMANİST EĞİTİM Hümanist yaklaşımda Rogers’ın görüşleri eğitimde daha çok yaygınlık kazanmıştır. Rogers’ın görüşlerinin temelini benlik kavramı oluşturur. Benlik, bireyin kendisini, farklılıklarını algılaması ve değerlerini hissetmesi sürecidir. Kişinin olumlu benlik bilinci geliştirebilmesi için koşulsuz sevgi/saygı/kabul, saydamlık (içtenlik, dürüstlük) ve empatik anlayış temel şarttır. Koşulsuz sevgi, birey ne yaparsa yapsın, onun sevgiye ve saygıya layık olduğunu kabul eden anlayıştır. Anne-babalar ve öğretmenler çocukları anlamalı, onları kendi öznel yaşantıları içinde ve kendi dünyalarında bir bütün olarak değerlendirmelidir. Anne-babalar ve öğretmenler çocukları yargılamamalı, cezalandırmamalıdır ve çocuklarına “empatik” bir tavırla yaklaşmalıdırlar. Rogers’e göre sağlıklı bir öğrenme ortamı demek; koşulsuz sevgi/saygı/kabul, empatik anlayış, saydamlık (içtenlik ve dürüstlük), güven, ödüllendirme ve demokratik bir sınıf ortamı demektir.

  45. HÜMANİSTİK EĞİTİM VE KİŞİSEL REHBERLİK KARL ROGERS VE HÜMANİST EĞİTİM • Rogers'ın Törepatik Eğitim Kuramı • İnsan gelişme ve kendini gerçekleştirme (geliştirme) gizil gücüne sahiptir. Bireyler çevrenin isteklerine ve beklentilerine göre değil, kendilerini gerçekleştirme eğilimlerine göre eğitim almalıdır. Yani her birey ilgi, yetenek ve özelliklerine göre ve özgür bir ortamda eğitim almalıdır. • Eğitimde “öğrenmeyi öğretmek” temel alınmalıdır. • Her insanın doğuştan getirdiği bir özbenivardır. Bu özben iyiye yönelik ve güzeldir. • Her insanın amacı mutlu olmaktır. Mutlu olan insan topluma faydalı olur. • Bireyin mutlu olması, dünyayı kendi algılayış biçimine göre (fenomenal alan), ilgi ve becerilerine göre yetiştirilmesine bağlıdır. • Bireyi yalnızca dıştan değil içten de anlamak gerekir. Böylece bireyin iç dünyasını çözümlemeyi de ön planda tutmaktadır (Fenomenoloji).

  46. HÜMANİSTİK EĞİTİM VE KİŞİSEL REHBERLİK HÜMANİST EĞİTİMİN İLKELERİ • İnsanın temel güdüsü “kendini gerçekleştirme” ihtiyacından kaynaklanır. Her birey doğuştan kendini gerçekleştirme (geliştirme) gizil gücüyle doğar. • Eğitim-öğretim, öğrenci (birey) merkezli olarak yürütülmelidir. • Bireyler çevrenin isteklerine ve beklentilerine göre değil, kendilerini gerçekleştirme eğilimlerine göre eğitim almalıdır. • Her birey özgür olarak doğar. İnsan kendisiyle ilgili kararları yine kendisi alabilmelidir. Kişiye kendisiyle ilgili seçim yapma özgürlüğü (seçim teorisi) verilmelidir. • Her insanın doğuştan getirdiği bir özbeni vardır. Bu özben iyiye yöneliktir ve güzeldir. • Her bireyin bir fenomenal alanı (öznel ve farklı bir gerçeği) vardır. Birey dış dünyayı kendi fenomenal alanına göre algılar ve bireyin davranışlarını, onun öznel gerçeği tayin eder.

  47. HÜMANİSTİK EĞİTİM VE KİŞİSEL REHBERLİK HÜMANİST EĞİTİMİN İLKELERİ • İnsanın davranışlarını tayin eden en önemli gerçek, onun kendini algılayış biçimidir. • İnsan davranışlarını değiştirmek için önce onun öznel (fenomen) gerçeğini değiştirmek gerekir. • İnsanlardaki davranış bozuklukları, güvensizliğin veya engellenmenin sonucudur. • Eğitim bireyin ruh sağlığını korumalı, kişisel gelişimini desteklemeli ve bireyin doğasına en uygun etkinlikleri yerine getirmelidir. • Öğretmen-öğrenci, danışan-danışman ilişkilerinde koşulsuz kabul/saygı, saydamlık (içtenlik ve dürüstlük) ve empatik anlayış olmalıdır. • Bireyin motivasyonunda içsel motivasyon, dışsal motivasyondan (para, not) daha etkilidir. • İnsan hem reaktif (pasif), hem de aktif bir yaratıktır.

  48. 2011 KPSS • Uzun zamandan beridir gerçek hayatın başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken bir şey, bitmemiş bir iş, hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu engeller benim hayatımdı. • Alfred D. Souza’nın bu sözleri, insancıl yaklaşıma göre, insan yaşamında aşağıdakilerden hangisinin eksikliğine vurgu yapmaktadır? • Varoluşsal biçimde yaşama • İçten geldiği gibi davranma • Problem merkezli olma • Başkalarıyla yoğun ilişkiler kurma • Demokratik karakter yapısına sahip olma

  49. 2010 KPSS Hacı Bektaş-i Veli’nin “Biz dile ve söze değil, öze ve hâle bakarız. Özünle, gözünle, sözünle ve işinle ol.” sözü, insancıl yaklaşıma göre aşağıdaki kavramlardan en çok hangisiyle açıklanabilir? A) Tutarlılık B) Empati C) Kendini gerçekleştirme D) Başarılı kimlik E) Psikolojik sağlamlık

  50. 2010 KPSS İnsancıl yaklaşıma göre, bireyin içinden ya da çevreden gelen her türlü uyaranı çarpıtmadan algılamasına, böylelikle kendisini anlayıp tanımasına “yaşantılara açık olma”, çarpıtarak algılamasına ise “yaşantılara kapalı olma” denilmektedir. Buna göre, aşağıdakilerden hangisini söyleyen bir kişi “yaşantılara kapalı” olarak tanımlanabilir? A) Canım sıkılınca çarşıya çıkarım. B) Ben hiçbir şeyden korkmam. C) Diğer işleri değil de bu işi senin kadar iyi yapamam. D) Onu gördüğümde öfkeme hâkim olmaya çalışıyorum. E) Çok iyi hazırlansam sınavda kaygılanmayabilirim.

More Related