1 / 45

ETKİLİ İLETİŞİM VE BEDEN DİLİ

ETKİLİ İLETİŞİM VE BEDEN DİLİ. İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ. İletişim Nedir? İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her yolla başkalarına aktarılmasıdır. Bu sürecin amacı ; “anlaşılmaktır”.

chin
Télécharger la présentation

ETKİLİ İLETİŞİM VE BEDEN DİLİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ETKİLİ İLETİŞİM VE BEDEN DİLİ İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ

  2. İletişim Nedir? İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her yolla başkalarına aktarılmasıdır. Bu sürecin amacı ; “anlaşılmaktır”.

  3. Başka bir tanıma göre; Bizim başkalarını başkalarının da bizi anlaması süreci olarak tanımlanmaktadır. Doğan Cüceloğlu ise iletişimi; ‘ İki birim arasında bir biriyle ilişkili mesaj alışverişi ’ olarak açıklamıştır. İletişim sadece insana özgü bir olay değildir.

  4. İNSANLARDA İLETİŞİM İnsan, jest ve mimikleri kullanan gelişmiş refleks ve içgüdülerinin yanı sıra dili de içine alan çok karmaşık öğrenilmiş davranışlarla iletişim yapan yegane varlıktır. Davranışlar; *doğuştan gelen *gelip geçici *öğrenilmiş olarak üçe ayrılır. Öğrenilmiş davranışlar bireylerin toplum içinde doğduktan sonra iç ve dış çevrelerinden gelen uyarıcılarla etkileşim sonucu edindikleri nisbeten kalıcı davranışlardır.

  5. Bunlar ikiye ayrılır; • Toplumca arzu edilen davranışlar, • Toplumca arzu edilmeyen davranışlar. Toplumca arzu edilen davranışlarda da uyum gösterme isteği söz konusudur.

  6. İnsan etkileşim dinamiğini açıklamada beş temel varsayım öne sürülmektedir: • 1) İletişim kuramamak imkansızdır. Hiçbir şey yapmamak dahi anlamlı bir mesaj oluşturur ve iletişime girer. • 2) İletişimin içerik ve ilişki düzeyleri vardır. İlişki düzeyi içerik düzeyine anlam verir. Kişi öğretmeninden kalem isterken farklı, arkadaşından isterken farklı cümleler kuracaktır. İkisinde de anlam içerik aynıdır. • 3) Mesaj alışverişindeki dizinsel yapı anlamı oluşturur. Kurulan cümlede yükleme en yakın kelime vurgulanmak isteniyor demektir. • 4) Mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iki tiptir. İçerik iletişiminde sözlü mesajlar, ilişkiyle ilgili tutum ve tercihlerdeki anlatımda ise sözsüz mesajlar etkili olurlar. Mantıksal mesajlar sözlü, duygusal mesajlar sözsüz olurlar. • 5) İletişimi kuran kişiler eşit veya eşit olmayan ilişki içindedir

  7. Doğru Bir Şekilde Anlaşılmak İsteniyorsa; 1. Başlangıç çok önemlidir. 2. İletişim bir bilgi alışverişi değildir. 3. İletişim kişiye değil kişilere yapılır. 4. İletişim, sözlü ve sözsüz iletişim işaretleriyle bir bütündür.

  8. İletişimde Amaca Ulaşmak İçin; •Ne söylemek istiyorum? •Ne zaman söylersem, karşımdaki kişinin iletişim kaynakları açık olur? •Nerede hangi ortamda iletişimi başlatmam yerinde olur? Soruları cevaplandırılmalıdır.

  9. BEDEN DİLİ Yukarıdaki özellikler iletişimin sözlü ve sözsüz elemanlardan oluşan bir bütün olduğunu göstermektedir. Beden dili insanlık tarihi açısından en eski iletişim aracımızdır. Beden dili duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır.

  10. İnsan hayat boyunca çoğunlukla farkında olmaksızın günlük beden dilini son derece etkili olarak kullanır. Ancak bedenini, kelimeleri kontrol ettiği gibi kontrol edemez. Bedenimiz olaylara veya durumlara karşı çok daha fazla kendiliğinden tepkiler verir. Gerçek duygu ve düşüncelerimizi kelimelerin arkasına gizlemek belki mümkündür, ama beden dilimizi gizlememiz çok kere mümkün değildir, beden esastır.

  11. Davranışımız iç dünyamızı etkiler İnsanın merkezini kullanma biçimini ve temel beden duruş özelliğini tanımanın sağladığı en önemli yarar, yalnızca çevredeki kişileri doğru değerlendirmek değildir. Bu özelliklerin farkında olmak, kişinin kendi hayatında çok temel değişikler yapar. İnsanlar büyük çoğunlukla içlerinden geldiği gibi davrandıklarını düşünürler. Oysa yakın zamanda yapılan araştırmalar, İnsanlar hissettikleri gibi davranmaktan çok, davrandıkları gibi hissettiklerini ortaya koymuştur.

  12. Canı sıkılan bir insanın kaşları çatık, yüzü asık, omuzları düşük ve iletişime kapalıdır. Hepimiz sık sık sebepsiz bir can sıkıntısı yaşarız. Oysa çok kere kaşlarımızı çattığımız, yüzümüzü astığımız ve omuzlarımızı düşürüp, iletişimimizi kapattığımız için canımızın sıkıldığını düşünmeyiz. İnsan hangi duyguları hissetmeye başlarsa, bir süre sonra beden kimyasında meydana gelen değişikler sebebiyle o yönde davranışlar sergilemeye başlar.

  13. İletişimde ilk dakika önemlidir Karşı karşıya gelen iki kişi arasındaki ilk etkileşim, iletişim sürecinin önemli bir belirleyicisidir. Bu etkiyi yaratan faktörler, karşılaşan kişinin beden dilinden kullandığı kelimelere ve kişinin taşıdığı bütün aksesuarlardan içinde bulunduğu fizik ortam nesnelerine kadar geniş bir dağılım gösterir. İşte bütün bu faktörlerin bileşkesi “algılayan kişinin” değerlerinde bir yer bulur ve o çerçeve içerisinde yorumlanır. Algılayan kişisel özellikleri ve toplumsal normları ile kalıplaşmış olan yargılar, etkileşim verilerine bağlı olarak iletişimin ilk anında bir “karar” verdirir ve insan karşısındaki kişiye zihninde bir etiket yapıştırır. Bu karar olumlu veya olumsuz olabilir

  14. “Duruşundan hiç hoşlanmadım”, “Bakışını sevmedim”, “Bir görüşte kanım ısındı”, İlk gördüğümde vuruldum”, “Ben onu gördüğüm an işe yaramaz olduğunu anlamıştım” gibi değerlendirmeler o kişi ile gelişecek iletişimin temelini oluşturur. Yalnız bu kararlarımız her zaman böylesine açık ve bilinçli olmayabilir. Kişi bunlara bilinç düzeyine çıkartsa da, çıkartmasa da, ilk algılarımızın oluşturduğu yargının, iletişim biçimimizde ve o kişiye atfettiğimiz değerde önemli bir rol oynadığı bilinir.

  15. Beden Dilinin İletişime Etkisi Etkili iletişim becerilerinin insan yaşamındaki yeri ve önemi, sağlıklı ve uzun süreli ilişkiler söz konusu olduğunda tartışılamaz. İletişimin etkinliğini sağlayan en önemli unsur ise beden dilidir. Beden dili sayesinde karşınızdakinin davranışlarından düşüncelerini anlayabileceğinizi biliyor muydunuz?

  16. Davranış bilimcilerin vücut hareketlerinin iletişimdeki etkinliğini fark etmeleri ve beden dili üzerindeki ilk araştırmalar 1970’li yıllara rastlar. Henüz çok yeni diyebileceğimiz bu bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen bulgular ise azımsanmayacak kadar çok ve bir o kadar da önemli. Neden mi?

  17. ÇÜNKÜ; Bilimsel araştırmalara göre bir mesajın toplam etkisinin yaklaşık %7’sini sözel (sadece sözcükler), %38’ini sesli (ses tonu, sesin yükselip alçalması ve diğer sesler) ve %55’ini de sözel olmayan öğeler oluşturmaktadır. Beden dilinin insan ilişkilerindeki öneminin fark edilmesi üzerine bu konuda kişisel gelişim seminerleri verilmeye, hatta bazı okullarda ders olarak okutulmaya başlanmıştır.

  18. Bireyler arasındaki görüş ayrılıklarının temelinde bilginin farklı algılanış, yorumlanış ve kullanış biçimlerinin olduğu biliniyor. Beden dili ise bu ayrılıkları en aza indirmenin yollarından sadece biri ama en etkili olanı. Tabii ki beden dili de kültürlere göre farklılık gösterebiliyor, mesela kafayı iki yana sallayarak yaptığımız hayır hareketi Bulgaristan’da evet olarak algılanır. Bir kültürün beden dilini bilmemenin bedeli de size sorulacak soruya göre değişir, ama bunun için uyulabilecek en güvenli kural; ‘ Roma’da Romalılar gibi davranmaktır!’

  19. İletişimde bir mesajı gönderen olduğu gibi bir de alan kişi var. İletişimin etkileşim halini alabilmesi için mesajın gönderildiği kişinin de bilgiyi verilmek istendiği haliyle algılamasını sağlamak gerekiyor. Bu da etkin dinlemeyi gerektiriyor.

  20. Bir mesajı gönderirken olduğu kadar alırken de beden dilimizle karşımızdakine tepki veriyoruz. Birini dinlerken başımızı onaylama anlamında yukarı aşağı sallarsak karşımızdakine onu anladığımızı, anlattıklarıyla ilgilendiğimizi ve devam etmesini istediğimizi söylemiş oluyoruz.

  21. Mimiklerin, jestlerin ve diğer vücut hareketlerinin en etkili kullanımlarını bize sunan kişiler politikacılar ve stand up gösteri yapanlardır. Bir gösteriye gittiğinizde sizi en çok etkileyen nedir düşündünüz mü? Tek kişilik tiyatroya gittiyseniz özellikle de tarzı komedi ise, aynı esprileri bir arkadaşınıza yapmayı denediniz mi? Sizin kahkahalarla güldüğünüz bir espriye sadece bir tebessümle karşılık verebilirler ya da gülmeyebilirler. Bunun sebebi sahnedeki profesyonelin aynı zamanda beden dilini çok iyi kullanmasıdır.

  22. Beden Dilinin Öğeleri Beden Duruşu; İlişkide olduğu kişiyi doğrudan karşısına alan ve dik bir beden duruşuna sahip bir kişi, mesajında güvenli bir özellik katmış olacaktır.

  23. Doğrudan Göz İlişkisi; Gözlerin konuştuğu dil her yerde aynıdır. (Herber) Bir kişiye konuşurken dikkat edilecek en önemli noktalardan biri, nereye baktığınızdır.

  24. Mesafe ve Bedensel Temas; İletişimde en önemli olan şey doğru ilişki kurmaktır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken, jestleri konuşmadaki eksik kelimeleri tamamlayacak bir araç olarak kullanmamak, yani yabancı dile hakim olmayan birinin ifadesini elleriyle tamamlaması gibi bir duruma düşmemektir.

  25. Jestler ve MimiklerJestler ve mimikler diğer kişilere görsel sinyaller gönderen hareketlerdir. Bizim bir jestten söz edebilmemiz için yapılan hareketin bir başkası tarafından görülmesi ve yaşadığımız duygu ve düşünceyle ilgili bir bilginin karşımızdaki kişiye iletilmesi gereklidir. Aslında her bir jest, düşünce ve duygu ürünü olduğu için doğal olarak bu özelliklerini barındırır. • Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri; baş, el, kol, ayak, bacak ve bedenin kullanım da jestleri oluşturur.

  26. Jest ve mimikler "esas" ve "ikincil" olarak ayrılır. Esas jest ve mimikler, düşünce ve duygularımızı destekleyen, onları somutlaştıran hareketlerimizdir. Örneğin, sohbet sırasında göz kırpma, baş sağlama, kolları açma gibi işaret ve hareketler iletmek istediğimiz ve programladığımız bir mesajı içeren jestlerdir. • Öte yandan kendiliğinden gelen ve hiç beklemediğimiz bir anda bizi yakalayan esneme ve hapşırma gibi durumlarda bile jest söz konusudur. Esas olarak anlatıma katkıda bulunmayan ve kendiliğinden refleks olarak ortaya çıkan bu hareketlere ikincil jest ve mimik denir.

  27. Bu iç tepkilerle ortaya çıkan ikincil jestler, ortamın özelliklerine göre giydirilmeye ve şekillendirilmeye başlarsa esas jestlere dönüşmesi ortama, kişinin içinde bulunduğu ve birlikte olduğu kişilere karşı takınmak istediği tavra bağlıdır. Bu jestlerin bazılarını bastırmak, bazılarını da en açık biçimde de ortaya koymak eğilimi vardır. Eğer istemediği halde eşi camları açmışsa ve bundan rahatsız oluyorsa,kişinin hapşırması çok daha farklı olur. Açık, net ve mümkün olduğunca şiddetli olan hapşırık artık ikincil jest olmaktan çıkar.

  28. Baş ile selam vermek veya el sallamak gibi hareketlere esas jestler denir. Esas jestler başlangıçtan bitişlerine kadar iletişimin bir parçasıdırlar. Esas jestlerle ikincil jestleri ayırt etmek için kendi kendimize şu soruyu sorabiliriz; “Eğer ben yalnız olsaydım bu hareketi yapacak mıydım?” Cevabımız “Hayır” ise bu hareketimiz esas jesttir. Cevabimiz “Evet” ise hareketimiz kendiliğindendir ve ikincil jestler grubuna girer.

  29. Ses Tonu, Şiddeti ve Konuşmanın Akıcılığı Ses tonunun kullanılma biçimi, sözlü ilişkinin hayati bir parçasıdır. Tek heceli bir kelime, örneğin "git" kelimesi, söyleniş biçimine bağlı olarak pek çok anlama gelebilir. "Git" vardır, "seni bir daha görmek istemiyorum" anlamına gelen; "git" vardır, "kal, hiç gitme” anlamına gelen.

  30. İnsanlar arası ilişkilerde yaşanan en küçük gerginlik, kendini önce ses tonunda ortaya koyar. Büyük çoğunlukla gündelik ilişkilerde canlı, neşeli, enerjik bir ses tonu, insanlar üzerinde olumlu etki bırakır. Ancak ortada bir gerginlik ve sorun varsa ses tonunun yumuşak ve sakin olması çatışmayı önler ve işbirliğini kolaylaştırır. • Monoton, dinleyende bıkkınlık yaratan, kolayca dikkatin dağılmasına sebep olan bir konuşma üslubuyla kişi ortaya ne kadar orjinal fikirler koysa da ikna edici olmakta güçlük çekecektir. • Sert ve kesin konuşma biçimi, çoğunlukla dinleyenlerde savunuculuğa sebep olur ve rahatsızlık doğurur. Ayrıca sesine özür diler gibi bir ton veren kişilerin, karşısındakiler tarafından istekleri kolayca geri çevrilir veya söyledikleri önemsiz olarak görülür.

  31. Beden dilimizin en belirgin ve en keskin anlamları yüzümüzde saklıdır. İnsan düşüncesinin, duygu ve yüz ifadesi arasındaki doğrudan bağlantıyı engellediği ve yönlendirdiği söylenebilir. Mutluluk, korku, öfke, hayret, üzüntü ve tiksinti gibi duygusal ifadelerin aktarılmasında  bütün kültürlerde ortak yüz ifadelerinin kullanıldığı bilinmektedir.

  32. İnsanın kendisini ifade etmesinde en duyarlı ve etkili organı ellerdir. Ellerin önemi; son derece duyarlı hareket ve hissetme becerisine sahip olmasından değil, aynı zamanda el ve beyin arasındaki karşılıklı bağlantıların zenginliğinden kaynaklanmaktadır. Ellerin kullanılmasıyla, konuşma esnasında kelimelerden çok onu sunuş şeklinin, yani beden dilinin ne kadar önemli olduğu ortaya konulur

  33. İnsanların oturma şekilleri, o andaki duygu ve düşüncelerini yansıtması açısından önemlidir. Koltuğa ilişmiş kalkmaya hazır, endişeli ve sıkıntılı oturma biçimi, tartışmaya dönük oturma biçimi, ağırlığın koltuğa verildiği estetik oturma biçimi, kendisine fazla güvenir şekilde yayılarak oturma biçimi ve güvenli koltuğu kaplayarak oturma biçimi gibi birçok oturma şekilleri vardır. Oturma şekilleri yanında, farklı oturma düzenleri de vardır. Karşı karşıya rekabeti ifade eden oturma düzeni, doksan derecelik açı yapacak şekilde masanın köşesinde birbirine yakın oturma düzeni, masanın düz kenarında yan yana samimi oturma düzeni ve karşılıklı en uç köşelerde ilişkiyi en alt düzeye indiren oturma düzenleri gibi oturma düzenleri vardır.

  34. Kişiler ile aramızdaki ilişkilerde bedensel temas önemlidir. Sarılma, öpme, kucaklama gibi davranışlar ailedeki bireyler arasında karşılıklı sevgi ve güveni artırıcı davranışlardır. Bunun tam tersine, yabancı kişilerle veya karşı cinsten olan kişilerle mesafeli bulunmakta da yarar vardır.

  35. Statü ve varlık göstergesi olan davranışlardan da söz edebiliriz. Eskiden statü; beyaz sakallar ve yaş ile orantılı iken, şimdilerde ise  başkalarına aktaracak bilgi, değer, duygu ve düşüncelere sahip olmak veya maddi yönden güçlü olmakla orantılıdır. Bu sebepledir ki; moda açısından in–out uygulamaları varlıklı kesimler arasında yaygındır.

  36. Yalan söyleyen bir insan beden dilini kontrol etmekte güçlük çekmektedir. Yalan sırasında; ellerini silkelediği, yüzüne – gözüne değdirdiği, gözlerini sık sık karşıdakinden kaçırdığı ve bu tip hareketlerinde bir artış gözlendiği bilinmektedir.

  37. İletişim Analizi 1. Çevrenizdeki insanların hangi benliği kullandığını bulmayı deneyin. 2. Paralel iletişimler kurmaya çalışın, karşınızdaki kişi ile aynı benlik düzeyinde konuşun.

  38. Daha İyi Bir İletişim Kurmak İçin; Çapraz iletişimlerinizin farkında olun. Zaman zaman karşınızdaki kişi beklediğiniz tepkinin dışında bir tepki verebilir ve iletişim benlik düzeyleri farklılaşabilir. Siz bunun farkında olursanız kendinizi değişen duruma göre ayarlayabilirsiniz. Örtülü iletişim ile veya aynı anda birden çok benlik halini içeren bir mesaj ile karşılaştığınızda uygun benlik düzeyini kullanabilmek için karşınızdaki kişinin beden dilinden yararlanabilirsiniz.

  39. ETKİN İLETİŞİM VE DİNLEME Sağlıklı ve etkin bir iletişimin iyi dinleyiciler ile kendi duygularını samimi ve dürüst ifade eden kişilere ihtiyacı vardır.

  40. Etkin Dinleme •Söylenenlere ilgi gösterir. •Gerçek sorunun ne olduğunu duyana kadar yargıda bulunmaz. •Konuştuğu kişi ile göz teması kurar. •Söylenenleri anlayıp anlamadığını kontrol eder. •Karşısındakinin beden dilini anlamaya çalışır. •Sırasını bekler, anladığını düşündüğü şeyin hemen üstüne atlamaz.

  41. Etkin Dinleyicinin Özellikleri •Daha önemlisi, etkin dinleme sonucu karşımızdaki kişinin yaşayacağı rahatlık, onun bizim vereceğimiz öneriye uyum gösterme ihtimalini arttırır.

  42. Bu nedenle sonucu artırmak için; •Karşımızdaki şikayetlerini veya onu huzursuz eden konuları söylerken onun yüzüne bakarak dinlemek, •Uygun aralılarla başını sallamak, ve “anlıyorum”, “evet” gibi ilgiyi gösteren kısa geri bildirimlerde bulunmak. •Daha uzun boşluklarla karşımızdaki kişinin söylediğinin tekrarlamak. SONUÇTA; •Kişiler yargılanmadıkları için başlangıçta söylemeyi düşündüklerinin daha fazlasını söyler, •Kendileri ile ilgili temelde yatan esas sorunun farkına varabilir, •Kendi sorunlarına çözüm bulabilir, •Yaşanmış ve bitmiş bir olay ile ilgili olarak çözümsüzlüğü kabullenir,

  43. Etkin Dinleme İle Kazanılan Özellikler •Anlaşıldım” duygusunu yaşar, karşısındaki kişiye olumlu duygular besler, •Amaçları aşan bir şey söylediklerinde, bunu fark edip kendilerini düzeltebilir, •Karşısındaki kişiyi dinlemeye ve anlamaya hazır duruma gelir.

  44. Sonuç olarak, insanlarla daha iyi ilişkiler kurabilmek için; öncelikle beden dilini iyi kullanmak, ayrıca; karşımızdakinin yansıttığı kişiliği olduğu gibi kabul edip, ona seçim hakkı tanıyarak,  asla utandırmayarak,  zaman zaman övgü ve onay vererek, yardım etmesine olanak sağlayarak ve onu iyi dinleyerek bu ilişkiyi daha da geliştirebileceğimiz açıktır

  45. KAYNAKLAR • "Bedenin Dili" Zuhal ve Acar Baltaş • "İletişimde Beden Dili” Nikolay Sorokin • "The Body Language” Alan Pizze • “İletişim Çatışmaları Ve Empati “ Üstün Dökmen

More Related