1 / 117

DETERJANLAR

DETERJAN NEDIR? . Petro-Kimya

harley
Télécharger la présentation

DETERJANLAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


    1. DETERJANLAR

    2. DETERJAN NEDIR? Petro-Kimya ürünlerinden elde edilen, temizleme ve aritma gibi islemlerde kullanilan, toz, sivi ya da krem seklinde olabilen kimyasal maddelere ''Deterjan'' denilmektedir. Deterjan, kir sökücü anlamina gelmektedir ve sabun disindaki temizleyicilerin tümü deterjan sinifina girmektedir.

    3. Târihte ilk kullanilan deterjan sabundur. Ikinci Dünyâ Harbinden sonra petrol ürünlerinden yapilan sentetik kimyevî deterjanlar yaygin olarak kullanilmaya baslandi. Sabun, sudaki kalsiyumla suda çözünmeyen bir bilesik meydana getirir ki, bu da kiri uzaklastirmayi zorlastirir. Sentetik deterjanlar bu dezavantaji tasimamaktadir.

    4. Modern formülasyonlu deterjanlar, her biri ayri görev yüklenen birçok bilesenden mütesekkildir. Bu bilesenlerden en önemlisi yüzey aktif madde olan organik bir bilesik (deterjanin esas bileseni)tir. Diger önemli eleman da sert sulardaki kalsiyum ve magnezyumu tutan fosfatlardir.

    5. Yüzey aktif madde: Temizleyici maddelerin meydana getirdigi bütün etkiler, temelde su molekülleri arasindaki baglari zayiflatarak, suyun yüzey gerilimini degistiren “yüzey aktiflik” özelligine dayanir. Yüzey aktif maddeler, suyun yikanacak maddeyi daha kolay islatmasini saglar.

    6. Uzun bir yapida olan yüzey aktif maddenin bir bas bir de kuyruk kismi vardir. Bas kismi hidrofil (suyu seven), kuyruk kismi ise hidrofob (suyu sevmeyen) olarak adlandirilir. Molekülün bas kismi su yüzeyinde konaklar, kuyruk kismi ise disari dogru durur. Böylece yüzey aktif maddenin molekülleri, yüzeyde yer alan su molekülleri arasindaki çekim kuvvetlerini azaltir.

    7. Suyu sevmeyen kisim genellikle bir hidrokarbon zincirinden ibarettir. Suyu seven kisim ise bazi gruplardan olabilir. Grubun katyonik, anyonik, iyonik olmayan ve amfolitik (hem anyonik hem de katyonik) olmasina göre degisirler. Anyoniklere karboksil (–COONa), sülfonat (–SO3Na) ve sülfat (–OSO3Na) misal verilebilir.

    8. Iki tip yüzey aktif madde söz konusudur. Biri yaglardan elde edilen sabun, digeri ise çogunlukla alkilaril sülfonat gibi petrol yan ürünlerinden elde edilen deterjanlardir.

    9. Bilesenler ve etkileri: Deterjanlar baslangiçta sabun kadar iyi köpürmüyordu. Bu eksikligi gidermek gâyesiyle yapilan arastirmalar sonunda köpük arttirici maddeler eklenmesi gerektigi anlasildi. Deterjanlarin bilesiminde her biri degisik görev gören bir düzineye yakin madde bulunur. Tamâmi temizlik için konmaz.

    10. Meselâ çamasir makinasinin kazanini korumak için korozyon önleyici madde bulunur. Kezâ kumastan koparilan kirin yeniden dokuma üzerine birikmemesi için, deterjana, çok yüklü ve tortulasmayi önleyici maddeler eklenir.

    11. Lekelerin temizlenmesi, yüksek sicakliklarda ve baz yikama suyunda iyi netice veren, kimyevî bir agarticiyla, yeni sodyum perborat ile yapilir. Renk atmasi, kumasa yapisan ve mâvi beyaz bir isik veren, optik parlatici ile düzeltilir.

    12. Çamasirlarda kullanilan temizleyici maddelerin lekeleri çikartmasi, fakat kumasi soldurmamasi gerektigi gibi, bu maddelerin biyolojik olarak (kullanildiktan sonra bakterilerce) parçalanabilmesi de gerekir. Sabunda bu özellik tabiî olarak mevcuttur. Deterjanlara da çevre kirlenmesine yol açmamak maksadiyla bu özelligin kazandirilmasi gereklidir.

    13. Üretim: Deterjanlar kullanilma maksatlariyla sivi veya toz deterjan olmalarina göre degisik sekillerde üretilirler. Meselâ deterjanda bulunan yüzey aktif maddeyle bunun kuvvetini artiran “yapici” maddelerin orani, dokuma yikamasinda kabaca ayni iken, mineral kirinin az oldugu bulasiklarda yüzey aktif maddenin orani arttirilir (Yagli kiri yüzey aktif madde, kati tanecikleri de yapici çözer).

    14. Yapici olarak çogunlukla sodyum tripolifosfat kullanilir.Toz deterjan üretiminde, temel deterjan maddesi, köpük arttirici, yapici ve düzelticiden bir hamur elde edilir. Bu karisim bir kurutma kulesinde püskürtmeyle kurutularak içi bos, toz kürecikler hâline getirilir.

    15. EVDE ORGANIK DETERJAN VE SABUN YAPIMI.

    16. DOGAL BULASIK MAKINESI DETERJANI NASIL YAPILIR? Iste, bunu kullanarak tahta kasiklarinizi, bebeginizin biberonlarini gönül rahatligiyla yikayabileceginiz dogal deterjanlari evde üretebilirsiniz.

    17. Bulasiklarinizi daha temiz ve parlak yapacak dogal bir temizleyici için gerekli malzemeler sunlar: Bir bardak boraks (aktarlarda, eczanelerde, kimyasal madde saticilarinda, zirai ürünler satan dükkânlarda kolayca bulabilirsiniz) maddesi...

    18. Bir bardak çamasir sodasi... Ayni bardagin dörtte biri kadar tuz... Dörtte biri kadar limon tuzu, yani citric asit (iri kristalli degil,rondoda toz hâline getirilmisi). Bulasiklarinizin portakal, limon, mandalina vb. kokmasi için de bu ürünlerin yaglarindan küçük bir miktar konulabilir.

    19. Yapilisina gelince... Plastik bir kapta önce tuz ve 30 damla yag iyice karistiriliyor. Ardindan diger malzemeler de ekleniyor. Kabin içindeki malzemeler iyice harmanlandiktan sonra kapali bir yerde muhafaza ediliyor. Her yikama için bu karisimdan 1-1,5 çorba kasigi kullaniliyor.

    20. Bulasiklarinizin isil isil olmasi için de makinenizin parlatici bölümünü elma sirkesiyle doldurmaniz sart. Kullanilan suyun kireç oranina göre karisima eklenen yemek sodasi ve limon tuzu oranlari artirilabilir. Malzemelerin miktari ne kadar artarsa artsin sagliga zararli degil, çünkü tamamen dogal.

    21. Bu karisim bulasik makinesinde kullanildiginda araç-gereçler hem temizlenecek hem de parlayacak. Üstelik makineden portakal veya limon kokulari gelecek. Yikama sonrasinda bazi cam ürünlerinde hafif su lekeleri kalabilir. Hemen üzülmeyin. Bu görüntüyü ortadan kaldirmak veya daha aza indirmek için kurutma programi biter bitmez makinenin kapagini açarak bulasiklari havalandirmaniz kâfi.

    22. Peki, elde yikanacak bulasiklar için neler yapmak lazim? Bunun için de önerimiz söyle: Bir kalip dogal sabun rendeleniyor ve üzerini örtecek sekilde içi suyla dolu bir kabin içine konuluyor. Hafif ateste sabun tozu eritiliyor. Içine yarim tatli kasigi boraks ve yarim tatli kasigi da çamasir sodasi ekleniyor. Ardindan iyice karistiriliyor. Her yikamada bu karisimdan bir tatli kasigi alip kullaniliyor..

    23. Eger bu yöntem "Beni çok ugrastiracak" derseniz, bulasik makinesi için hazirladiginiz karisimin aynisini, meyve yagi koymadan yapabilirsiniz. Bundan sicak suya iki yemek kasigi ekleyip bir yemek kasigi da arap sabunu ya da bir çay kasigi bulasik deterjani ilave edebilirsiniz. Bu karisim çok az köpürüyor ama bulasiklari harika temizliyor ve büyük oranda da su lekesi birakmiyor

    24. Mutfaklarda ocak ve firinlari temizlerken kullanilan krem temizleyiciler için de alternatifler var.Mesela temizleyeceginiz yüzeye biraz karbonat, biraz tuz ve birkaç damla sirke damlatarak hafifçe ovusturmaniz yeterli. Ayni sonucu alacaginizdan emin olabilirsiniz.

    25. DOGAL ODA SPREYI YAPIMI Genel ev temizligi için de sicak suyun içine bir yemek kasigi boraks ile bir yemek kasigi sivi Arap sabunu koymaniz yeterli. Karisim, yerleri dezenfekte edip çok iyi temizliyor. Eger bu islemin ardindan odanizin hos kokmasini da isterseniz, o zaman yine dogal bir takviyeye ihtiyaciniz olacak.

    26. Yarim litre sicak suyun içine yarim çay kasigi karbonat, bir çay kasigi limon suyu ve 3-4 damla bitkisel yag (yasemin, lavanta, papatya, limon, çay agaci, çam agaci yagi olabilir) karistirip odaya püskürtebilirsiniz.

    27. Dogal sabun yapimi; Kaliteli banyo ve el sabununu evde yapmak mümkündür. Evde biriken yag, iç yag, kuyruk yagi veya bunlarin karisimi sabun yapilarak degerlendirilebilir. Bu maksatla evvela yag kaynatilarak süzülür ve 40 dereceye kadar sogutulur. Kostik soda, su ile karistirilip kaynatilarak 25 dereceye kadar sogutulduktan sonra, bu iki sivi agir agir birbirine karistirilir.

    28. Karisim tahtadan kaliplara dökülerek sabun elde edilir. Bu sabunun bilesimi 0,4 kg kostik soda (NaOH), 1,2 litre su ve 2,7 kg yag koyulur ve sabun elde edilir ve rahatça kullanilir

    30. ILAÇ NEDIR? Canli hücre üzerinde meydana getirdigi tesir ile bir hastaligin teshisini iyilestirmesi veya semptomlarinin azaltilmasi amaciyla tedavisini veya bu hastaliktan korunmayi mümkün kilan ,canlilara degisik uygulama yöntemleri ile verilen dogal,yari sentetik veya sentetik preparatlardir.

    31. Ilaçlar iki kisimda incelenir 1.Etkin madde:Canlida fizyolojik degisikliklere neden olan bir yada birden fazla kimyasal madde içeren kisim 2.Tasiyici:Kimyasal maddenin hasta tarafindan kolay alinmasi için ilaçlara konulan fakat herhangi bir fizyolojik etki göstermeyen kimyasallarin bulundugu kisim

    32. ILK ILACI KIM YAPMISTI? Ilacin tarihi sifaliciliga ,kocakari ilaçlarina ve samanizme dayanmaktadir.Eski çaglarda çesitli otlar kaynatilarak veya yakilarak elde edilen sivilar yada hiçbir islem uygulamadan otlar hastalarin tedavisinde kullaniliyordu.

    33. Ilaçlara dair bilinen ilk kayit M.Ö.3000 yilinda sümerlilere aittir.Eski misir ve Çin’dede birçok hastaligin tedavisinde tedavi yöntemlerinin uygulandigi bilinmektedir. Antik Yunanlilarda ise sifali otlar hasta tedavisinde savasçilari boyamak ve zehir üretmek amaciyla kullanilirdi.O dönemlerde bitkilerin yararlari daha çok deneme yanilma yöntemiyle bulunmaktaydi.

    34. ILAÇ

    35. Orijinal ilaçlarin yasal koruma süresi doldugu zaman ilaç sirketleri orijinal ilacin benzerini piyasaya sürebilirler. JENERIK ILAÇLARIN PIYASAYA SÜRÜLEBILME KOSULLARI 1.)Jenerik ilaç orijinal ilaçla ayni etken maddeyi ayni miktarda bulundurmali 2.)Orijinal ilaçla ayni etkiyi gösterdigi kanitlanmis olmali 3.)Ayni formülasyonda olmali

    36. HAZIRLAMA SEKLINE GÖRE ILAÇLAR

    37. Ilaçlar genellikle fizyolojik etkilerine göre gruplandirilirlar.

    38. C.Otonom sinir sistemi üzerinde etkisi olan ilaçlar 2.Kalp ve damar sistemi üzerinde etkisi olan ilaçlar 3.Sindirim sistemi ve bagirsaklar üzerinde etkisi olan ilaçlar 4.Solunum sistemi üzerinde etkisi olan ilaçlar 5.Kemoterapi etkisi olan ilaçlar 6.Vitamin ve hormonlar 7.dezenfektan ve antiseptik etkisi gösteren ilaçlar

    39. SEKILLERINE GÖRE ILAÇLAR

    41. TESIRLERINE GÖRE ILAÇLAR

    42. ILAÇ BAGIMLILIGI Ilaçlarin bilinçsizce alinmasi ve gereksiz yere kullanilmasi sakincalidir.Ama sürekli kullanma aliskanligi ve zamanla onsuz yapamayacak kadar bagimlilik yapan ilaçlar çok daha tehlikeli durumlar meydana getirebilir.Böyle ilaçlarin bir bölümü tipta tedavi amaçli kullanilamaz.Bu ilaçlarin reçetesiz ve doktor kontrolü olmadan alinmasi yasaktir.

    43. Insanlar hasta olmadiklari halde gereksiz yere ilaç kullanmaya çesitli nedenlerle baslarlar.Bunlar: A.)Ruhsal çöküntü B.)Yalnizlik C.)Yetersizlik duygusu D.)Can sikintisi E.)Heyecan arayisi F.)Arkadas ortami

    44. Iki tür bagimlilik vardir 1.)FIZIKSEL BAGIMLILIK:Ilaç vücudun tamamen karsilamasi gereken fiziksel bir gereksinimidir.Ilaç kullanilmadiginda bagimli siddetli agrilar kusma ve çirpinma gibi tepkiler ortaya koyabilir.Maddeye dayaniklilik siniri zamanla ilerler.Bu yüzdende kendini doyurmak için zamanla ilacin kullanim dozunu arttirirlar.

    45. 2.)RUHSAL BAGIMLILIK:Bu bagimlilikta ise kisi ilacin kendisi için vazgeçilmez olduguna ve onsuz yasayamayacagi inancina kapilir.Ilaç kullanilmadiginda fiziksel bagimliliktaki gibi belirtiler görülmez.

    46. Fiziksel ve ruhsal etkileri nedeniyle bagimlilik yaratan ilaçlar dört grupta incelenebilir. 1.)Esrar 2.)uyaricilar 3.)halüsinojenler 4.)sinir sistemini baskilayan ilaçlar

    47. Sinir sisteminin etkinligini yavaslatan bu ilaçlar genellikle agrilari dindirmek,uyku vermek,sinir gerginligini ve is stresini hafifletmek için kullanilirlar. Morfin ve eroin gibi maddelerin bazi bilesenleri uyku verici bazi bilesenleri ise yatistirici madde olarak kullanilabilir. SINIR SISTEMINI BASKILAYAN ILAÇLAR

    48. HALÜSINOJENLER Duyu yanilmasina neden olan ilaçlardir. Ilacin etkisinde olan kisiler bilinç kaybi yasamamalarina ragmen garip ve olmadik seyler görür var olmayan sesleri duyarlar.

    49. ESRAR Küçük dozlarda alindiginda sinir sistemini sakinlestiren hafif bir uyusturucudur.Yüksek dozda kullanildiginda bagimlida halüsinasyon görülmesine neden olmaktadir.Kenevir bitkisinden elde edilir.Daha çok kullanilan adi ise ottur.Arap ülkelerinde hasis bati ülkelerinde ise ma-rihuanadir.

    51. ILAÇ BAGIMLILIGININ TEDAVISI

    52. Bagimli olan kisilerin tedavisinde dört temel yöntem uygulanir 1.)Ruhsal tedavi(terapi):Daha bagimliligin baslangicinda olan kisilerin bagimliligina neden olan etkenlerini arastirmak 2.)Uyusturuculara karsi etkin ilaç kullanmak: Bu ilaçlar en fazla 3 gün kullanilabilir. 3.)Afyon türevlerinin yapay karsiligi olan metadon kullanmak:Bu yöntem en az zarar verici yöntemdir.En kolay tedavi yoludur. 4.)Bagimlilari bir süre kalabalik aile ortaminda yasatarak ilaçlardan uzak tutmak

    53. ILAÇLARIN SAKLAMA KOSULLARI Ilaçlar saklama kosullarina göre 4 grupta incelenebilir.Bunlar: 1.)Oda sicakliginda saklanabilir ilaçlar 2.)Soguk ortamda saklanmasi gereken ilaçlar(2o-8o) 3.)Isik almayan ortamda saklanmasi gereken ilaçlar 4.)Kuru yerde saklanmasi gerekli ilaçlar

    54. ANTIBIYOTIK Bitkilerde özellikle de küf mantarlarinda bulunan yada sentez yoluyla elde edilebilen bir çok mikroba karsi etkili olan penisilin benzeri maddelere antibiyotik denir.Bir organizma tarafindan yapilir ve baska mikroorganizmalarin yok olmasini saglar.

    55. Bugüne kadar antibiyotiklerin hiçbiri virüslere karsi etkili olamamistir.Yani virüslü hastaliklarda antibiyotik kullanimi gereksizdir.Hatta çesitli yan etkileri oldugu için zararlidir.Enfeksiyon hastaliklarinin çogu da virüslere bagli oldugu için özellikle atesli hastaliklarda hastaya antibiyotik tedavisinin uygulanmasi tehlikelidir.Bazi antibiyotikler vücudumuzda vitamin saglayan bakterileri de yok ettiginden dolayi antibiyotik kullanimi tehlikelidir.

    56. Eger ki antibiyotik kullanimi gerekliyse hastaya ayni zamanda B vitamini de verilmelidir.Antibiyotikler uygun dozda ve yeterli sürede kullanilmalidir.Antibiyotige hastalik belirtilerinin yok olmasindan sonra 3-4 gün daha devam edilmelidir.Küçük doz ve kisa süreli kullanilan antibiyotikler bir yarar saglamaz ayrica bakterilerin direnç kazanmasina neden olur. Iki antibiyotigin birlikte kullanimi da sakincalidir.Çünkü biri digerinin etkisini azaltabilir.

    57. Her antibiyotik her hastaya verilemez. Hasta antibiyotigin yan etkilerinden etkilenebilir.Mesela böbrek yetmezliginde tetraksilin antibiyotigin kullanimi hastada ürenin kana karismasina neden olabilir. Hangi antibiyotiklerin karaciger ve böbrek hastaliklarinda kullanilamayacagi da iyi bilinmelidir.Kloramfenikolun kullaniminda bir süre sonra kemik iliginde meydana getirdigi tahripten dolayi hastada kansizlik meydana getirebilir.

    58. Hamilelik sirasinda annenin kullanacagi antibiyotiklerde bebege zarar verebilir.Eger annenin illaki antibiyotik kullanmasi gerekiyorsa bunlar hamileligin ilk 3 ayinda kullanilmalidir.Bu antibiyotiklerde spiramicin ve penisilin grubu antibiyotikler olmalidir.

    59. Bazi antibiyotiklerin ilaçlarla yemeklerle meyve sulari ve sütlerle alinmasi sakincalidir. 1.)Sütle alinasi sakincali olan antibiyotikler tetrasiklin grubu ilaçlar 2.)Yemeklerle birlikte alinamayacak ilaçlar: metradinazol,verem ilaçlari,eritromisin 3.)Meyve sulari ile alinmayacak ilaçlar: ampisilin,amoksisilin,penisilin

    62. BOYA NEDIR? Uygulandigi yüzeyde film tabakasi olusturarak fiziksel ve kimyasal etkilere karsi koruyan,ayni zamanda dekoratif bir görüntü saglayan kimyasal bilesenlerdir. Boyama özelligine sahip maddelerin uygun sivilarla yaptiklari eriyiklere boya denir

    63. Boyalar,bünyesinde 4 temel unsur bulundurur: 1)Baglayicilar:Boyanin temel diregi olup tipine göre boyaya ismini verir.Reaksiyon sonucu sivi halden kati hale dönüsen ,boya filmini meydana getiren likitlerdir. . Boyaya katkisi, sertlik, saglamlik, ve parlaklik, yapisma, hava kosullarina ve kimyasallara dirençtir. 2)Pigmentler:Dogadan saflastirilarak veya sentetik yollarla elde edilen, baglayici ve çözücüler içinde çözülmeyen toz halindeki kati taneciklerdir. Boyaya sagladigi özellikler: Renk vermesi, örtücülük, parlaklik, fiziki ve kimyasal dayanikliliktir.

    64. 3)Kimyasal Katkilar:Bu grupta yer alan maddeler çok degisik özelliklerde olan ve boyaya çok az miktarda giren kimyasallardir. Katki maddeleri boyanin özelliklerini iyilestirmek, istenmeyen, olumsuz degisimleri engellemek için kullanilir. Çözücüler:Boyanin uçucu kismini olusturan kimyasal maddelerdir. Boyanin imalati ve tatbikati safhasinda(uygulama kolayligi için), kullanilan boyanin özelliklerinde degisiklik yapmadan incelten sivilardir.

    65. TARIHÇE: Kullanilan ilk boyar maddelerin, daha tarih öncesinde süslemede, çanak-çömlek yapiminda ve fresk yapiminda yararlanilan renkli toplar oldugu sanilir. Önce Mezopotamya’da sonra Misir’da seramik yapiminda, balar, manganez (mor) ve kursun (sari) tuzuna dayanan pigmentler kullanilmis, kumaslarin boyanmasiyla, bitki ya da hayvan kökenli boyarmaddelerle yapilmistir.

    66. Boyama yöntemleri özellikle orta çagda gelisti ve Avrupa’da yeni boyarmaddeler ortaya çikti. 17. yy’da kirmizi renklerkizil kök ve kirmizi böceginden, mavirenkler indigo ve çivit otundan, sarilar rezede çiçegi ve zerdeçaldan, siyahlar bakamdan elde edildi. 1856’da Ingiliz Perkin, buldugu ilk sentetik boyarmaddeye (ipegi menekse rengine boyayan organik bir bilesiktir) movein adini verdi. Elde edilen renk son derece canli oldugu için, bu bulus çok sayida arastirmaya yol açti.

    67. 1859’da Fransiz Verguin, füksin bilesimini gerçeklestirdi. Ilk uzo boyarmaddeler bir yil sonra bulundu. 1869’da Graebe ve Liebermannadliiki Alman, kizil kökü ana boyasi olan alizarinin bilesimini gerçeklestirdiler. (Sentetik boyarmadde, dogal maddeye göre daha ucuz oldugu için bu bulus, kizil kök tarimina öldürücü bir darbe indirdi). 1876’da Fransiz Russin, ilk sülfonlu azo boyarmaddeleri buldu ama, boyar madde sanayisinin gelismesine en büyük katki, düzenli arastirmalar sonucunda Alman sanayisi (özellikle de Badische Anilin und soda fabrik) tarafindan gerçeklestirilir.

    68. Boyalarda aranilan temel özellikler     1. Isik boya çesitleri ve özellikleri ve havanin bozucu etkilerine dayaniklilik.     2. Agacin derinligine girme özelligi.     3. Yüzeyde dengeli dagilma özelligi.     4. Eritici sivilarda iyi erime özelligi.     5. Formaldehit vernikler - cilalar , çesitleri ve özellikleri ve poliester vernige dayanma özelligi.

    69. BOYA ÇESITLERI Özelliklerine Göre Insaat boyalari Uçak boyalari Ahsap boyalari Zemin boyalari Gemi boyalari Sanat boyalari Gida boyalari Oto boyalari Isaretleme boyalari Çevreye Olan Etkisine Göre Su bazli boyalar Solvent bazli boyalar Reçinesine Göre Sentetik boya Yagli boya

    70. Insaat Boyalari Tavan boyasi,plastik boya,silikonlu dis cephe boyasi,saten boya,su bazli saten boya bu gruba girer.

    71. UÇAK Boyalari Uçaklarin gövde,kuyruk,kanatlar ve kabin içi boyalari,uçaga ait bazi parçalarin boyanmasi isleri oya atölyesi tarafindan yapilir.

    72. Ahsap Boyalari Hava kurumali sistemlerle elle serbest olarak boyanabildigi gibi püskürtme yada özel uygulama donanimlari kullanilarak panel veya montaj asamasi tamamlanmis esya haliyle de film yapma yöntemleri kullanilarak boyanabilmetedir.

    73. Zemin Boyalari Uygulama yapilacak yüzeyler kuru, temiz ve saglam olmalidir. Aderansi azaltacak toz, yag, gres, boya ve benzeri her tür kir uygulamadan önce tam olarak temizlenmelidir.

    74. Gemi Boyalari Gemi tersanelerinde boyama yapilir.

    75. Gida Boyalari Gida boyasi; bir gidaya, ilaca, kozmetik ürünlere veya insan vücuduna uygulandigi, ilave edildigi zaman renk veren boya, pigment veya maddelere denir.

    76. Sanat Boyalari Kalem boyalar,keçeli kalemler,pastel boyalar,guaj boyalar,sulu boyalar… Kozmetik Boyalar: Cisimlere albeni kazandirmak amaciyla kullanilan boyalar ve özel renk tasarimlari

    77. Oto Boyalari Tasitin durumuna göre degismektedir. Hasarsiz bir tasitin, yüzey hazirlama ve boyama islemi yapilirken; hasarli bir tasit ise öncelikli olarak karoseri tamiri ve daha sonra yüzey hazirlama ve boya islemlerine tabi tutulur.

    78. Isaretleme Boyalari Yol, park ve kaldirimlarda kullanilan boyalar

    79. Çevreye olan etkisine göre; 1)Su bazli boyalar Su ile inceltilen boyalar su bazli boyalardir. Solvent ile inceltilen boyalar solvent bazli boyalardir. SU BAZLI BOYA ILE SOLVENT BAZLI BOYA ARASINDAKI FARK NEDIR? Solvent bazli boya kalin bir film olusturarak, duvarin nefes almasini asgariye indirir. Su bazli boyada bu tam tersidir. Solvent bazli boya daha parlak bir görünümde olup, boya sonrasi kisa bir süre için, kullanilan yerde boya kokusu birakir. Su bazli boya kokusuzdur.

    80. Solvent bazli boya Tiner ile inceltilen boyalara “solvent bazli” denir. Solvent bazli boyalar uygulama ve kuruma esnasinda koku verir. Bu yüzden boyanan mekânlar birkaç gün havalandirilmali ve mümkünse uygulama bir maske ile yapilmalidir. Solvent bazli boyalarin kurumasi için uzun bir süreye ihtiyaç vardir. Temizligi ise kimyasal çözücülerin yardimi olmaksizin kolayca gerçeklesmediginden zararli yan etkiler içerir. Özellikle çocuk sahibi ailelerin, astim hastalari ve alerjisi olan evlerin solvent bazli boyalar ile boyanmamasi önerilir.

    81. Günümüzde, duvar boyalarinda saten ve plastik boyalar tercih edilmekte, solvent bazli boyalar ahsap kapi pencere ve metalleri boyamak için kullanilmaktadir.

    82. REÇINESINE GÖRE; 1)Plastik boya 2)Saten boya

    84. PLASTIK BOYA Plastik boyalar kaygan bir yapiya sahip degildir ve tam silinebilme özellikleri yoktur. Bu yüzden, plastik boya ile boyanmis duvarlarin çok sik ve islak bezle silinmesi boyanin renk kaybina ugramasina ya dalekelerin boya üzerinde iz birakmasina neden olabilir.

    85. PLASTIK BOYA ÜRETIMI Plastik boyalarin imalatinda dolgu maddeleri, bilhassa çok ince kalsiyum karbonatlar kullanilmaktadir . Bu tip boyalardan örtücülük, beyazlik, silinebilirlik, dekoratiflik beklenmektedir.

    87. SATEN BOYALAR Yari mat boyalara halk arasinda “saten boya” denir Saten boyalar, yüzey hatalarini gizleme özelliklerinden dolayi macun ya da alçi ile düzeltilmis yüzeylerde dekoratif amaçli uygulanir. Kaygan bir yapida olan saten boyalar, tam silinebilme özelligine sahiptir. Su itme ve buhar geçirgenligi özellikleri sayesinde suyun boya tarafindan emilmesine ve lekelerin silinirken boyaya bulasmasina izin vermezler

    88. DOGAL BOYALAR Dogal boyalarin özelligi, sentez ile elde edilmis boyalarinkine oranla çok daha ufak olan molekülleridir. Bu özellik esyalarin tümüne ve özellikle esyalari olusturan kabuga nüfuz etmelerini saglar. Böylece direkt boyalarin yaptigi gibi esyalarin renginin geneliyle bütünlesirler.

    89. BAZI BOYA BITKILERI Yildiz çiçegi :Sari Andiz otu :Sari Funda :Sari Adaçayi :Sari Dut :Sari Kanarya otu :Sari ve Yesil Adi Ardiç :Yesil Ebegümeci :Yesil Meyan :Mavi

    90. Kimyasal Boyalar Kimyasal boyalar isigin bozucu etkilerine karsi daha dayaniklidir. Kimyasal boyalar iki kademede yapilir. Bunlara ilk boya ve son boya denir.

    91. BOYADA DIKKAT EDILECEKLER Örtücü olmali Boyanin uygulandigi yüzeyi kapatmasi,yüzeyi göstermemesidir. Boyanin iki katta yüzeyi kapatmasi beklenir.

    92. DETERJANLARIN ZARARLARI

    93. Deterjanlarin çogunda çok miktarda fosfat ve klor vardir. Bunlarin yutulmasi veya solunmasi çok ciddi sorunlara yol açabilir. Bu yüzden bulasiklar iyice durulanmalidir.

    94. Bulasik yikarken, sicak veya ilik suyun etkisiyle buharlasan klor gözlerin yanmasina, solumada zorluk, basin agrimasi gibi etkiler yapabiliyor.

    95. Bu deterjan maddeleri kanalizasyonlara da karisip trihalometan’i olusturuyor, ayrica kanalizasyonlardaki yararli bakteri ve organiznmlarinda ölmesine sebep oluyor.

    96. Deterjanlar herkese ayni etkiyi yapmiyor. Esmer kisilerde hastaliga yakalanma riski daha azdir. Kadinlarda cilt erkeklere göre daha ince oldugu için kadinlar daha fazla etkilenirler. Deterjanlar egzama hastaligina da neden oluyorlar.

    97. Kokulu deterjanlar(tuz ruhu, kezzap, çamasir suyu gibi maddeler) akciger hastaliklarina ve barsak kanserine yol açar. Ayrica mantar hastaliklarina sebebiyet verir.

    98. Bulasik ve çamasirlarda kullanilan deterjanlarda fosfat kullanilmis, kullanilan fosfatin çevreye etkisi ABD gibi gelismis ve büyük ülkelerin çevre sorunlarinin baslarinda geliyor.örnegin: Avustralya’da atik su sistemine aktarilan fosforun %30’u fosfatin da %20’si deterjanlardan kaynaklaniyor.

    99. Fosfat mavi yesil alglerin temel sebebidir. Denizlerde, akarsularda ve göllerde en belirgin kirlenme sebebi mavi yasil alglrin sayisindaki artistir(ötrofikasyon).

    100. Izmir Körfezi, Köycegiz Körfezi fosfat kaynakli kirlenmenin ve ötrofikasyonun örnekleridir.

    101. Cam temizleyicileri: Çogunda sadece su amonyak ve boya(mavi) vardir. Bunlardan amonyak içerenler tahris edici yayar. Solunmasi ve göze gelmesi zararlidir.

    102. Koku giderici spreyler: Bu spreyler havadaki kokulari yok etmezler. Bir kismi kötü kokulari hos kokularla örter; bir kismi da burun yollarini yagli bir tabakayla kaplayip koku alinmasini engelliyor. Bunlar etanol,naftalin formaldehit içerir.

    103. Yorum: Ülkemizde temizlige çok fazla önem veriliyor ve çok fazla deterjan, temizlik maddesi kullaniliyor ki bu bizim daha temiz oldugumuz anlamina gelmiyor. Bu ülkemizin ekolojik dengesinin daha çabuk bozuldugu, gelecek nesillere daha kötü bir dünya biraktigimiz anlamina geliyor.

    104. Peki ne yapmaliyiz: organik temizlik maddeleri kullanilmalidir. Bunlarin insanlara ve çevreye verdigi zarar %20 iken simdi kullandigimiz deterjanlarin zarari %80’lerde. Bunun disinda kendi deterjaninizi kendiniz evde yapabilirsiniz; ama buda tehlikeli.

    105. ILAÇLARIN ZARARLARI Kimyasal bilesik sayisinin dünyada 65 milyonu astigi biliniyor. Kozmetik sanayisinde kullanilan florokarbon gazi ozon tabakasini inceltiyor. Asbest liflerin çok uzun süre kullanimi kansere sebebiyet veriyor.

    106. Analjezik ilaçlarin fazla kullanilmasinda böbrek yetmezligi görülüyor daha önce kullanilan thalidomide adli ilaç kolsuz, bacaksiz bacaklarin dogmasina neden oldu.

    107. Erciyes Üniversitesi tip fakültesinde yapilan arastirmalarda birçok hastaligin tedavisinde kullanilan antibiyotiklerin alerjik reaksiyonlardan sonra ölüme sebebiyet verdigi ortaya çikmistir.

    108. Antibiyotikler genellikle enfeksiyon hastaliklarin(bulasici hastaliklar)da bakterilerin neden oldugu hastaliklarin tedavisinde kullaniliyor. Bu nedenle grip, soguk alginligi gibi virüslerin neden oldugu hastaliklarin tedavisinde antibiyotiklerin hiçbir yarari yoktur.

    109. Amerikan Tip Enstitüsü(iom)nün 1999 yili arastirmasinda her yil 44-98 bin kisinin tibbi hatalar sonucu yasamini yitirdigi tahmin ediliyor. Yine ayni raporda bunlarin bir kisminin ilaçlarin yanlis kullanimdan kaynaklandigi belirtildi.

    110. Tarimsal ilaçlarda; suni gübre kullanimi, fazla ilaç kullanimi yer alti sularinin kirlenmesine neden oluyor. Özellikle atik sularin denizlere , nehirlere akitilmasi çok büyük çevre sorunlarina yol açiyor. Sonuçta canlilarin ölmesine, ekositemin bozulmasina içme sularinin kirlenmesine neden oluyor.

    111. Yorum Ülkemizde insanlarin tibbi ilaçlarla verilen prospektüslerden anlamasi çok zordur. Bu yüzden bilgilendirme eczacilar ve doktorlar düsüyor.

    112. BOYALARIN ZARARLARI Özellikle mevsim degisikligi sonucu ülkemizde evleri yenilemek için boya badana yapilir. Yapilan boyamada yeterli korunma saglanmazsa astim ve deride alerjik hastaliklara neden olur.

    113. Mobilyalarda, mobilya cilalarinin, özellikle aerosol içerenlerin kullanilmasinda çikan gazlarin solunmasi ya da yutulmasi tehlikelidir. Bu cilalar pek çok zehirli madde içerirler. Cilalarin çogunda fenol vardir.

    114. Fenolün deriye temasiyla deride sisme, soyulma, sivilceler olusur. Az alinmasi bile dolasim sistemini bozabilir. Mobilyalardaki diger kimyasallarsa amonyak, nafta ve damitilmis petroldür

    115. Sentetik boyalar tiner kullanilirken buharlastigi için havadaki oksijenin azalmasina dolayisiyla solunum problemlerine yol açar.

    116. Kalitesiz boyalardaki kimyasallar cigerlerde ciddi tehlikeler yaratabilir.

    117. Saç boyalarinin zararlari ABD’de Yale üniversitesi çalisanlarinin bir arastirmasinda yilda 9 kezden fazla boyayanlarin kronik lenfositler lösemiye yakalanma olasiliginin % 60 arttigi,koyu renk boya kullananlarin ise bir tür kan kanseri olan foliküler lenfoma yakalanma riskinin %50 oldugu açiklanmis.

    118. ALINABILECEK ÖNLEMLER Hamile ve çocuklarin, boya tamamen kurumadan, kokusu tamamen ortadan kalkmadan ortamda kalmasi sakincalidir. Boyayi elimizden ulastirmak için tiner kullanmamaliyiz. Boya yapmadan önce eldiven takmaliyiz.

More Related