1 / 12

Eylül 2012

"AYIP OLMASIN" DİYE. Hazırlayan. Hüsnü Çeşmeci. Eylül 2012.  Sekülerleşip günlük hayatına dini sokmayanlar insanın dirisine ve ölüsüne “din penceresinden” değil, “çıkar penceresinden” bakarlar.

helen-mayo
Télécharger la présentation

Eylül 2012

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. "AYIP OLMASIN" DİYE Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Eylül 2012

  2.  Sekülerleşip günlük hayatına dini sokmayanlar insanın dirisine ve ölüsüne “din penceresinden” değil, “çıkar penceresinden” bakarlar. İnsanlarla ilişkiler “bilgi ve samimi olma” üzerine inşa edilmelidir; yoksa, ilişkiler “gaflet, rant (menfaat) veya ‘ayıp olmasın’ (ikiyüzlülük)”üzerinekurulur. Cenazeye formaliteden katılanlar buna örnek gösterilebilir.  Bir Müslüman davranışlarının hesabını insanlara değil, Yüce Allah’a vereceği bilincinde olan kişidir. Bu sebeple; insanlarla ilişkilerini “ayıp olmasın” temeline değil, “İslâm” temeli üzerine oturtur. Tersi;içte kendini kandırmak, dışta riyadır. Böyleleri İslâmın tanımladığı “Müslüman” tanımına uygun düşmezler. NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ?

  3. GERÇEK HAYATIN İÇİNDEN BİR KESİT BİR GÖZLEMDEN HAREKETLE Emekli olmanın getirdiği serbestlikten faydalanarak yaz aylarını hanımın memleketinde (Güney Ege’de bir sahil köyünde) geçiriyorum… Bu bölgenin “doğruları(!)” benim bildiklerimden çok farklı. RAMAZAN AYINDAYIZ Köyün merkezinde randevum var. Arabayı park ederken ezan okunmaya başladı. Camiye yakınım, saate baktım daha zamanım var. Abdestimde olduğuna göre namazı cemaatle kılayım istedim ve camiye girdim. Caminin içi boş sayılır, bu bölgede normal… Namaz çıkışında avluda bir tabut ve başında bekleyen tanımadığım birkaç kişi… Cenaze namazına katılacak kadar zamanım yok, avlu dışına çıkıyorum. O da ne? Karşı duvarın gölgesinde bir yığın insan ayakta veya oturarak bekliyor ve aralarında konuşuyorlar. Belli ki cenaze için gelmişler ve cenaze namazının kılınmasını bekliyorlar. Yoğun sigara dumanına bakılırsa oruçlusu da az olmalı. "BUNDA NE VAR?" DİYEREK OLAYI HAFİFE ALANLARDAN DEĞİL, "BU İŞTE BİR YANLIŞLIK VAR" DİYENLERDENİM.

  4. HER İNSAN, SONRAKİ HAYATINA GEÇEBİLMEK İÇİN ÖLECEKTİR. Spermanın yumurtayı döllemesi ile başlayan insanın maddi varlığı, anne karnında su içinde gelişir. İnsan doğumla birlikte atmosfer içindeki hayatına başlar… Bu hayat da sınırlıdır ve bir gün biter. Buna dünya lisanıyla “ölüm” denilse de “yok olma” anlamında insan ölmez; ruhu ile varlığı bir başka boyutta devam ettirilir… (Grafik olarak tekrarlayalım) ÖLÜM, AHİRET HAYATIMIZA AÇILAN KAPIDIR. Önceki konularımızdan bir alıntı ile devam edelim… Geniş Bilgi için: İNSAN ÖLÜR MÜ? Konusuna bakınız. DÜNYA HAYATI ÖNCE RUH YARATILMIŞTIR KIYAMET (Kâinatın sonu) CENNET veya CEHENNEM DİRİLİŞ (Ruhun Yeni Bedene Kavuşması ve Hesap Verme) EBEDİ HAYAT AHİRET HAYATI YENİDEN YARADILIŞ Bu süreç; dünya zamanından, coğrafi bölgelerden, etnik yapıdan, inanç yapısından, cinsiyetten bağımsız olarak her insan için ayrı ayrı işleyecektir… Ve her insan kendi “ebedi hayatını” yaşayacaktır.

  5. MÜSLÜMANIN ÖLÜMÜ Bir Müslüman (insan olarak) her nefesinde ölümüne biraz daha yaklaşır ve kendisine takdir edilen “ömür” (süre) dolduğunda ruhu bedenini terk eder; geriye işlevsiz beden (ceset) kalır. Sonuçta: Ruh hesap vermek için varlığını sürdürürken, beden çürümeye başlar. MÜSLÜMAN KİMDİR? MÜMİN: Allah’a, Hz. Peygamber’e ve O’nun haber verdiği şeylere (Allah’ın varlığına ve birliğine, ahiret gününe, kitaplarına, meleklerine, kadere ve peygamberlerine) gönülden inanıp, kabul ve tasdik eden kimse. Mümin, vahye iman edendir. MÜSLÜMAN : İslam dinine “bağlanan / teslimiyet gösteren” (vahyin yap dediklerini yapan, yapma dediklerini yapmayan) kimse. Müslüman, vahye uygun eylem sahibidir. MÜSLÜMANIN ÖLÜMÜ İslâma göre: Bir insanın ölümünde “ruh yok olmaz, bedeninden ayrılır”. Bedenden ayrılmak ruhu yok etmez, bedeni işlevsiz kılar. Yönetilmeyen beden “insan değil, görevini tamamlamış bir cesettir”. Cesede “saygı duyulmalı” ve gereği yerine getirilmeli. CESEDE SAYGI Yaşayanlar, bir Müslüman kardeşinin “cansız vücudunu” (cesedini) sahiplenmek zorundadır. Bir diğer ifade ile onu ortada bırakamaz, onu usulüne göre define hazırlar, namazını kılar ve dualarla gömer… Tersi, hayvani bir davranıştır; çünkü; hayvanlar ölülerini sahiplenmez. HZ. MEVLANA İSEN ÖLÜMÜNÜ "DÜĞÜN GECESİ" OLARAK KABUL EDERSİN.

  6. DİN KURAL KOYAR İslâm “yaşayan insanın her anı için” kurallar koyduğu gibi, insan ölüsünün (cansız bedeninin) ne yapılacağına dair de kurallar koymuştur. BU KURALLAR NETTİR VE DİNİ KAYNAKLARDA YERİNİ ALMIŞTIR. DENİR Ölü için yapılması gereken hazırlıklara “TEÇHİZ” Yıkanmasına “GASİL” Kefenlenmesine “TEKFİN” Tabuta konulup namazın kılınacağı yere ve daha sonra kabristana taşınmasına "TEŞYİ" Kabre konulmasına “DEFİN” Definden sonra sorulması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına "TELKİN" Ölünün yakınlarına başsağlığında bulunmaya “TAZİYE” DİNİ KURALLAR UYULSUN DİYE KONULMUŞTUR.

  7. CENAZE ve CENAZE NAMAZI CENAZE “Hayatı sona ermiş (artık yaşamayan) bir Müslümanın kefenlenip tabuta konmuş vücudu” veya “gömülmeye hazırlanmış insan ölüsü”dür. Müslüman, bir diğer Müslümanın ölümünü duyunca görevi başlar. İlk olarak; Bakara Süresi 156’ıncı ayetinden "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" der. Meali: “Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz”. Devamında: "Ya Rabbi onu salihlere kat, rahmetine eriştir, çoluk çocuğuna iyilikler ihsan et, bizi de onu da mağfiret et" (Hadis) diye dua eder. Özetle; ilk görev duadır ve kendinin de öleceğini idrak etmektir.  Müslüman, bir yakınının “ölümünü” soğukkanlı karşılar… Allah'a isyan anlamına gelecek sözler söylemek, dövünmek, saç baş yolmak, yüksek sesle ağlamak, matem tutmak, siyah elbise giymek veya işaretler taşımak ona yakışmaz. Yakışanı; kalben kederlenmek, istiyorsa sessizce göz yaşı dökmektir.  Müslüman, ölenle yakınlık derecesine göre yapılması gerekenleri sırayla yerine getirir; getirenlere yardımcı olur. Durumu müsait ise, cenaze namazına ve defin işlemine katılır, ölenin yakınlarına taziyede bulur. CENAZE NAMAZI Yıkanıp kefenlenen ölüye dua yapmak üzere cenaze namazı kılınır. Cenaze namazı, abdestli ve kıbleye yönelik olarak kılınır. Bu namaz, Allah için namaz ve ölen kimse için duadır. Yaşayanlar bu yolla ölen din kardeşinin günah ve kusurlarının bağışlanmasını Allah'tan dilerler. Ölen bir Müslümanı yıkamak, kefenlemek, onun için namaz kılıp dua etmek ve kabre gömmek Müslümanlar için farz-ı kifâyedir. Birileri bunları yaparsa, görev diğer Müslümanlar üzerinden kalkar.

  8. NAMAZ SONRASI CENAZENİN TAŞINMASI ●Cenazeyi alkışlamak, slogan atmak, müzik veya korna çalmak vb. ölüye ve ölü sahiplerine saygısızlıktır ve İslâm dininin esaslarına aykırıdır. Bunları yapanlar yaptıklarının dine aykırı olduğunu bilmiyorlarsa “gaflet”, bilerek yapıyorlarsa “dine düşmanlık” içindedir. Her iki halde insana böyle sapkınlıklar yaptırır. ● Mezarlığın yakın olduğu yerlerde cenazenin omuzlarda kabre götürülmesi bir saygının ifadesidir.(Bu “ölümün hiçlik olmadığını anlatmak amacına” yöneliktir.)Cenazenin arkasından mezara kadar gitmek sünnettir, bunda büyük sevap vardır. Yol boyunca bir Müslümana yakışanı; cenazeyi vakar içinde taşımak, üzüntü ortamına uygun şekilde davranmak, gerekmedikçe konuşmamak ve tefekkür etmektir. Bir Müslüman bu hayatın sonlu olduğunu, bir gün kendi hayatının da son bulacağını, kendisinin de böyle eller üzerinde taşınacağının idraki içinde olmalıdır. Cenazeye katılmak bu idraki tazeler… O, kendisi için “İyi insandı" dedirtmenin sebebini işler. CENAZENİN GÖMÜLMESİ (DEFİN) Kabri başına getirilen cenaze omuzlardan indirilinceye kadar cemaat ayakta bekler. Cenaze yere indirildikten sonra da iş yapmayanlar (gayrimüslimler gibi ayakta durmaz) oturur veya çömelir… Cenaze İslâm esaslarına aykırı olmayan örfe göre gömülür. Defin esnasında ve sonrasında Kur’an’dan bölümler okunur, dualar edilir, “telkin” verilir… Sessizce kabristan terk edilir.

  9. TELKİN ve TAZİYE Peygamberimiz bir cenaze gömüldükten sonra hemen dönmez, bir müddet mezar başında bekler ve cemaate şöyle derdi: “Kardeşiniz için yüce Allah'tan mağfiret isteyiniz ve kendisine sükûnet vermesini dileyiniz. O şimdi sorguya çekilmektedir." (Hadis) TAZİYE, “ÜZÜNTÜSÜNÜ PAYLAŞDIĞINI” SÖYLEMEKTİR. ● Taziye, ölünün yakınlarına “üzüntüsünün paylaşıldığını” uygun bir ses tonuyla söylemektir. ● Taziye için çoğunlukla "Allah size sabırlar versin", "Başınız sağ olsun. Allah geride kalanlara hayırlı ömür versin", “Allah cennette buluştursun” gibi teselli edici sözler söylenir. ● Ölü yakınlarının normal hayata daha çabuk dönebilmeleri için taziyenin (aynı yerde yaşayanlar için) üç günde bitirilmesi uygun görülmüştür. Haberi olmayanların daha sonraki günlerde taziyede bulunmasında da sakınca görülmemiştir. TAZİYE, SOSYAL BAĞLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ ADINA ÖNEMLİDİR.

  10. MEZAR HAYATI ● Beklemiyordun değil mi? Ama sen artık“ölüsün”. Çok değer verdiğin bedenin artık bir “ceset”. Bakma çevrende ağlayıp sızlananlara. Seni biran önce gömmeliler, yoksa kokuşursun. ● Seni kefenlediler ve caminin yolunu tuttular. Yolda bazıları “cenaze” diye saygı gösterdi, bazıları ise “trafiği engelledi” diye homurdandı. ● Bak, bazı dostlar “cenaze namazına” durdu. Formaliteden gelenler ise karşıda namazın bitmesini bekliyor. Sana duayı bile çok gördüler. ● Çukur seni bekliyor; ne kadar da küçük. Yanında sadece bir kefenin var, onun da cebi yok; ama muhakkak “defnedilmen” gerekiyor. Kürek kürek toprağı üzerine atıp çukuru doldurmaları ne kadar da kısa sürdü. Hocanın “telkini”ni duyuyorsun değil mi? Geride bıraktığın mallarını sıralamıyor; Allah’tan, peygamberden bahsediyor. ● Gelenler “taziyede” bulunup dönüyor. Mirasçılar telaşta; benim benim diyerek yoksullarla paylaşmadıklarını sahiplenmek istiyorlar… ● Sen ise yapayalnızsın… Senin hissene; bakteriler, böcekler ve bir de amellerin (sevapların ve günahların) kaldı… Ha!.. Unutmadan “ayıp olmasın” diye üzerine mermer koydular haberin olsun. “HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR” (Kur’an 3/185) ÖTESİNİ ALLAH BİLİYOR, BİZ DE BİLDİRİLDİĞİ KADARINI BİLİYORUZ.

  11. ÖLÜ İÇİN NAMAZ KILMAK, ONUN İÇİN “ALLAH’TAN BAĞIŞLANMA” DİLEMEKTİR. BİTİRİRKEN Kendini Müslüman olarak tanımlayan birinin karşı duvarın önünde dikilmesi veya “Ben de geldim” dercesine ortalıkta dolaşmasına rağmen namaza katılmaması neyle izah edilebilir? Namazını kılmayacağın cenazeye niçin katılıyorsun? Ölen kişinin sana en çok gerek duyduğu bu anda duadan niçin kaçıyorsun? Sen “ölü için değil” sağlara karşı “ayıp olmasın” diye mi geldin? Cenazeye katılma sebebini herkes kendi vicdanına sormalı a) Müslümandı, Allah rızası için vazifemi yapayım. b) Görüneyim, yoksa ayıp olur. HANGİSİ? Kendi cenazemizin de KENDİMİZE ÇEKİ DÜZEN VERELİM Komşuya ayıp olmasın veya biran önce kurtulalım psikolojisi ile katılanların donuk tavırları veya ikiyüzlülerce veya (…) ile kalkmasını istemiyorsak; ●Ezeli ve ebedi olan sadece yaratıcı Yüce Allah'tır. O, canlı ve cansız her yarattığı için işleyen kurallar koymuştur. Bu kurallardan biri de her insanın ölecek olması ve hesap vereceğidir. ● Mutlaka yaşanacak olan ahiret hayatı için insanın bu dünyada özel bir hazırlık yapmasına gerek yoktur. Allah'ın emirlerine uymak ve Hz. Peygamberin tavsiyelerini dikkate almak yeterlidir…

  12. Herşeyin görevini doğru yaptığı dünyada İnsanın da görevini doğru yapması beklentisiyle Sağlık ve mutluluklar dilerim. Faydalandıklarıma teşekkürlerimle... Hüsnü Çeşmeci

More Related