1 / 80

VİTAMİN FİZYOLOJİSİ

VİTAMİN FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Ercan ÖZDEMİR. VİTAMİNLER. İlk kez 1911 yılında Funk tarafından aminonitrojen olarak tanımlandı Vitaminler, vücuda besinlerle az miktarda girdikleri halde, metabolizmanın devamını sağlama yönünden önemli olan maddelerdir. VİTAMİNLER.

mohammed
Télécharger la présentation

VİTAMİN FİZYOLOJİSİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. VİTAMİN FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Ercan ÖZDEMİR

  2. VİTAMİNLER • İlk kez 1911 yılında Funk tarafından aminonitrojenolarak tanımlandı • Vitaminler, vücuda besinlerle az miktarda girdikleri halde, metabolizmanın devamını sağlama yönünden önemli olan maddelerdir

  3. VİTAMİNLER • Yağda eriyenler Suda eriyenler • A vitamini C vitamini • D ’’ B kompleksi: • E ’’ Tiyamin • K ’’ Nikotinik asit Riboflavin Piridoksin Biyotin Pantotenik asit Folik asit B12 vitamini

  4. Thiamin (B1) Riboflavin (B2) Niacin (B3) Panthothenic acid Biotin Vitamin B6 Folic acid Vitamin B12 Vitamin B6 Pathothenic acid Vitamin B6 Thiamin (B1) Folic acid Vitamin B12 Niacin (B3)

  5. VİTAMİNLER • Vitamin, vücudun normal metabolizması için küçük miktarda gerekli olan ve vücudun hücrelerinde yapılamayan organik bir bileşiktir • Diyette bulunmadığı zaman, özgül metabolik bozukluklara neden olabilirler • Vücudun vitaminlere olan gereksinimi vücut büyüklüğü, büyüme hızı, egzersiz düzeyi ve hamilelik gibi faktörlere göre değişiklik gösterir • Her vitamin, vücutta özel bir enzim sistemiyle ilgili olup, kendine özgü fonksiyona sahiptir • Bazı B grubu vitaminler enzimlerin koenzim veya prostetik grubunu oluştururlar

  6. VİTAMİNLER • Vitamin eksikliğinde (hipovitaminoz ve avitaminoz) özel belirtiler görülür • Ancak eksikliğin devamında semptomlar yaygınlaşır • Bazen bir hayvan cinsi için vazgeçilmez olan vitaminin, öteki cinslerde kolayca sentezi yapılabilir • Örneğin C vitamini sentezi insanda yapılmadığı halde, sıçanda yapılmaktadır • Vitaminler vücuda enerji sağlamadığı gibi, çok defa enerji tüketimine neden olur

  7. VİTAMİNLER • Vitaminler bütün hücrelerde az miktarda depolanır, bazı vitaminler ise büyük ölçüde karaciğerde depolanır • Karaciğerde depolanan A vitamini hiç vitamin almayan bir kişiye 5-10 ay kadar yetebilir • Karaciğerin D vitamini deposu dışardan hiç D vitamini almayan bir kişi için genellikle 2-4 ay kadar yeterlidir • Suda çüzünen çoğu vitaminlerin depolanması nispeten azdır • B kompleks vitamini eksiklik belirtileri birkaç günde ortaya çıkar (B12 vitamini bunun dışındadır, çünkü karaciğerdeki deposu 1 yıl kadar yeterlidir) • C vitamininin yokluğu birkaç haftada belirtilerin ortaya çıkışına neden olabilir ve skorbüt 20-30 hafta içinde ölüme götürebilir

  8. A VİTAMİNİ (Akseroftol) • A vitamininin 3 şekli vardır: • Retinal • Retinoik asit • Retinol • Bütün omurgalı hayvanların, A vitaminine veya onun ön maddesi olan karotene ihtiyacı vardır • Başta -karoten olmak üzere, bütün karoten sınıfının yapısı A vitaminine çok yakın olup karaciğerde kolayca bu vitamine çevrildiklerinden, A provitamini olarak tanınırlar

  9. Vitamin A Sentez ve Depolanması • β-karoten intestinal mukoza hücrelerinde vitamin A şekline dönüşür • % 90 nıretinyl palmitate şeklinde kc de depolanır • Karotenoidler yağ dokusunda depolanabilirler

  10. Hayvansal kaynaklar Kc Süt Bitkisel kaynaklar Alfalfa Yeşil yapraklı sebzeler Vitamin A-Kaynakları

  11. Görme, özellikle gece görme Hücre ayrımlaşması (retinoic acid) İmmünite Üreme Büyüme Vitamin A-Fonksiyonları

  12. A vit. Görme Üzerine Etkisi Görme Pigmenti

  13. A VİTAMİNİ (Akseroftol) • A vitamini görme pigmentlerinin oluşumu için gereklidir bu nedenle gece körlüğünün oluşumunu önler • Vücuttaki hücrelerin çoğunun normal büyümesi ve özellikle çeşitli tipte epitelyal hücrelerin çoğalması ve normal gelişimi için de bu vitamin gereklidir a)Günlük miktar: • Erişkindegünde 5000 İÜ; çocuklukta, püberte gebelik ve emzirme sırasında 6000 İÜ önerilir • b)Emilim: • İnce barsaklardan yağlarla birlikte A vitamini ve karoten emilir • c)A Vitamini Eksikliği Belirtileri: • Genç sıçanlarda A vitamini eksikliği büyümenin duraklamasına, zayıflama ve sonunda ölüme neden olur

  14. A Vitamini Eksiklik Belirtileri: • Çok katlı yassı epitelin kalınlaşması ve silindirik epitelin çok katlı yassı epitele dönüşmesi çeşitli organlarda patolojik belirtiler yaratmaktadır: • 1- Göz: • Göz yaşı sekresyonunun kesilmesiyle önce kornea epiteli kalınlaşıp kurur. Bu belirtiye xerophtalmiaadı verilmektedir • Enfeksiyonlar için uygun bir ortam oluştuğundan, keratit ve konjunktivit görülür • A vitamini eksikliği devam ederse, kornea yumuşayarak dejenere olur: Keratomalacia • Ön ve arka kamaralardaki enfeksiyonlar körlüğe kadar götürebilir • A vitamini eksikliğinde retinada büyük harabiyet meydana gelir • Fotopik ve skotopik görmede A vitamininin oldukça önemli bir görevi vardır • Karanlığa adaptasyonun bozulması A vitamini eksikliğinin erken bir belirtisidir • Eksiklik ileri derece ise gece körlüğü oluşur

  15. A Vitamini Eksiklik Belirtileri • 2- Sindirim Sistemi: • Büzülen salya bezlerinde, kanallardaki epitelin kalınlaşması ile lümenler kapanarak sekresyon durur • Mukus sekresyonu yapan hücreler atrofiye olduğu gibi, villuslarda çok defa nekrozlar görülür; bu nedenle mukoza üzerindeki bakteriler çoğalır • 3- Üst Solunum Yolları: • Özellikle burun, trakea ve bronşlardaki tek katlı epitel hücreleri çok katlı epitele çevrilerek keratinize olur • Aynı değişiklikler vaginada da görülmektedir • 4- Üreme Bozuklukları: • Erkeklerde testis germinal epitelinde atrofi, kadınlarda bazan menstruasyon siklusu bozuklukları görülür

  16. A Vitamini Eksiklik Belirtileri • 5- Enfeksiyonlara Direnç: • Epitel değişiklikleri mikroorganizmalara karşı lokal direnci azalttığından, bunların kolayca kana geçmesi ve vücutta yayılarak, bronkopnomoni, enterit, göz iltihapları yaratması sonucu ölüm görülür • Çeşitli organlarda örneğin göz, böbrek, solunum yollarında vitamin eksikliğinde, enfeksiyonların gelişmesi nedeniyle A vitaminine anti-enfeksiyon vitamini de denir • 6- Kemikler: • A vitamini eksikliği kafatası kemikleri ve omurların aşırı büyümesine neden olarak, bir takım sinirlerin basınç altında kalmasından dolayı nörolojik semtomlar yaratır

  17. A Hipervitaminozu • Gerekenden fazla miktarda A vitamini verildiği zaman • anoreksiya, • uzun kemiklerde ağrılı şişmeler, • saçların dökülmesi ve kaşıntılı döküntüler, • baş ağrısı görülür • Sıçanlarda A hipervitaminozunun teratoma sebep olduğu bildirilmiştir

  18. B GRUBU VİTAMİNLER • Bu grubtaki suda eriyen organik maddeler, bütün canlı hücrelerde bulunur • Çoğu besin maddelerinin oksidasyonunu sağlayan enzim sistemlerinin koenzim ve apoenzimlerini oluştururlar • B vitamini kompleksinde bulunan vitaminlerin bir kısmının sentezi barsak bakterileri tarafından yapılır

  19. a) Kaynak: En çok hububat ve bira mayasında bulunur Hububat tanelerinden dikkatle hazırlanan kepeksiz beyaz unda ve ileri derecede temizlenmiş pirinçte bulunmaz Bezelye, fasulye, mercimek ve fındıkta bol; et, süt ve sebzelerde az bulunur b) Özellikleri: Isıya dayanıklı bir vitamindir 120 0C’a 24 saat dayandığı halde, alkalik ortamda, konserveler içinde kolayca harap olur TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ)

  20. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) c) Günlük Miktar: - Vücut ağırlığı, metabolizma ve vücut faaliyetine bağlı olarak gereksinim değişir - Özellikle, karbonhihrat ütilizasyonunda kullanıldığı için, diyetteki glukoz miktarı ile orantılı alınması yerinde olur • Günde optimal olarak 2 mg verilmelidir • d) Dokulardaki Önemi: • Tiyamin metabolik sistemlerde başlıca tiyamin pirofosfat şeklinde görev yapar • Bu bileşik bir kokarboksilaz olarak, başlıca pürivik asit ve öteki -ketoasitlerin dekarboksilasyonunda bir protein dekarboksilazla birlikte çalışır • Dokularda difosfotiyamin halinde bulunur ve asitlerin dekarboksilasyonunu sağlayan koenzim görevini üstlenir

  21. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) • Dokularda CO2 tutulmasına zıt yönde oluşan bu dekarboksilasyonlar özellikle aşağıdaki reaksiyonları ilgilendirir: • Pürivik asit → Asetil CoA + CO2 • Oksalasetik asit → Pürivik asit + CO2 • Sitrik asit → - ketoglutarik asit + CO2 •  - ketoglutarik asit → Süksinik asit + CO2 • Bu reaksiyonlarla ilgili olan karbonhidrat metabolizması (özellikle beyinde) tiyamin eksikliğinde ileri derecede bozulur • e) Tiyamin Eksikliği: • Tiyamin eksikliğinde, dokularda pürivik asit ve bazı amino asitlerin kullanılması azalırken yağların kullanılması artar • Bu nedenle, tiyamin özgül olarak karbonhidratların ve bir çok amino asitlerin nihayi metabolizmaları için gereklidir • Tiyamin ekikliğinde görülen bir çok bozukluklardan sorumlu faktör, bu besinlerin kullanımlarının azalmış olmasıdır

  22. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) • 1-Sinir Sistemi: • Merkezi sinir sisteminin enerjisinin hemen hemen tamamı karbonhidratların metabolizmasına bağımlıdır • Tiyamin eksikliğinde, sinir dokusunun yüzde 50-60 oranında azalan glukoz tüketimi, yağ metabolizmasından türeyen keton cisimerinin kullanımı ile karşılanır • Tiyamin eksikliğinde, MSS’nin nöronal hücrelerinde kromatoliz ve şişmeye sık rastlanır • Ayrıca, tiyamin eksikiği hem periferik hem de MSS’de sinir liflerinin miyelin kılıflarında dejenerasyona yol açabilir

  23. Periferik sinirlerdeki bu lezyonlar, sık olarak bu sinirlerin aşırı irritabilite kazanmalarına neden olur Bu durumda, bir veya birkaç periferik sinir boyunca yayılan ağrılarla karekterizepolinöritdenilen hastalık tablosu ortaya çıkar Ayrıca, medulla spinalis traktuslarında paralizi yaratan dejenerasyonlar görülür Bazen paralizi bulunmasa bile, kaslar atrofi sonucu ileri derecede güçsüz kalırlar 1-Sinir Sistemi: Polinörit

  24. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) • 2- Kardiyovasküler Sistem: • Tiyamin eksikliği kalp kasını da zayıflatır ve kalp yetmezliği gelişir • Ayrıca kanın kalbe dönüşü de normalin iki katına çıkabilir • Bu durum, tiyamin eksikiğine bağlı oluşan periferik vasodilatasyona bağlıdır • Bu da muhtemelen, dokularda metabolik enerji azlığına bağlı oluşan lokal vasküler dilatasyona bağlıdır • Bu nedenle, tiyamin eksikliğinde kalp yetersizliğine bağlı olarak büyük ölçüde periferiködem ve asit gelişir

  25. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) • 3- Gastrointestinal Sistem: • Tiyamin eksikliğinde, sindirim bozukluğu, aşırı konstipasyon, anoreksi, mide atonisi ve hipoklorhidri gibi semptomlar ortaya çıkar • Bu etkilerin tümü, sindirim sistemindeki düz kaslar ve bezlerin karbonhidrat metabolizmasından yeterli enerji sağlayamamalarına bağlanabilir

  26. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) • Beriberi: • Tiyamin eksikliğinde • polinörit, • kardiyovasküler semptomlar ve • GIS bozuklukları ile ilgili tablo • Özellikle kardiyovasküler semtomlar baskın olduğu zaman, çoğunlukla beriberiolarak tanımlanır

  27. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) Beriberi üç farklı klinik tablo göstermektedir: • Sinirsel (kuru) form: • Ön boynuz hücreleri, spinal ganglion ve periferik sinirlerdeki harabiyete bağlı polinöritler ve kaslarda paraliziler görülür • Çok defa kas-kiriş refleksleri de kaybolur • Solunum kasları da paralize olabilir • Kardiyak (ödemli) form: • Sağ ventrikül hipertrofisinden dolayı kalp genişler • Zayıf ve hızlı nabız, kardiyak ödemle karekteristik dolaşım yetersizliği belirtileri vardır • Serebral beriberi: • Genel iştah kaybı, bulantı, kusma. • Gözdeki değişiklikler; nistagmus ve çok defa strabismus • Zihin faaliyetinde bozukluk • Hastalar uykusuzluk, endişe ve melankoliden şikayet ederler • Bellek bozukluklarına sıklıkla rastlanır

  28. TİYAMİN (ANÖRİN, B1 VİTAMİNİ) • Alkolik nöropati: • Kronik alkolizmde görülen sinir değişiklikleri, hareket ve duyu bozuklukları tiyamin eksikliğine bağlanmaktadır • Kronik alkolizmde, iştahsızlık, mide ve barsak bozuklukları bu vitaminin yeterli miktarda alınmasına engel olur

  29. NİYASİN (NİKOTİNİK ASİT) • Bira mayası, karaciğer, böbrek, etler ve hububatta bulunur • Niyasin vücutta nikotinamid adenin dinükleotid (NAD) ve nikotinamid adenin dinükleotid fosfat (NADP) şeklinde koenzim olarak fonksiyon yapar • Bu koenzimler hidrojen akseptörüdür; çeşitli tiplerdeki dehidrogenazlarla besin maddelerinden ayrılan hidrojen atomları ile birleşirler • Niyasin eksikliğinde, dehidrojenasyon normal hızda sürdürülemez ve bu bağlı olarak hücrelerin fonksiyon yapan elemanlarına besinlerden oksidatif enerji sağlanması normal hızda gerçekleşemez

  30. NİYASİN (NİKOTİNİK ASİT) EKSİKLİĞİ • Niyasin eksikliğinin erken dönemlerinde, kas güçsüzlüğü ve bezlerden sekresyonların azalması gibi basit fizyolojik değişiklikler gözlenir • Ancak, ciddi yetmezlikte, dokuların ölümü kaçınılmazdır • MSS’nin pek çok bölümüne patolojik lezyonlar ortaya çıkar ve kalıcı demans veya çeşitli tiplerde psikozlar gelişir • Ayrıca, deride mekanik iritasyona ya da güneş ışığına maruz kalan yerlerde çatlamalar, pigmente alanlar oluşur • Bu durum, derinin farklı tipteki hasara karşı tamir yeteneğinin kaybolduğunu göstermektedir • Niyasin eksikliğinde, ağız ve gastrointestinal kanalın diğer bölümlerindeki müköz membranlarında yoğun iritasyon ve buna bağlı çeşitli gastrointestinal bozukluklar ortaya çıkar • Ciddi vakalarda, yaygın gastrointestinal kanamalara yol açabilir

  31. NİYASİN (NİKOTİNİK ASİT) EKSİKLİĞİ • Pellagra adı verilen klinink tablo ve köpeklerde görülen siyah dil hastalığı, niyasin eksikliğine bağlı durumlardır • Belli ölçüde niyasine dönüştürülebilen triptofan amino asidi mısırda az olduğundan mısırla beslenen insanlarda pellegra çok yaygındır

  32. NİYASİN (NİKOTİNİK ASİT) EKSİKLİĞİ • Karadeniz sahillerinde sık görülen bu hastalık 3 D (diyare, dermatit, demans) ile ifade edilen başlıca belirtileri şunlardır: • 1. Mide, barsak bozuklukları: • Hastalığın başlangıcında glosit görülür; ileri devrelerde dil üzerinde ülserler geliştiği gibi aynı değişikliklere ağız ve farinkste de rastlanır • Ağız, özofagus, midede yanma duyusu alınır; bulantı, kusma ve diyareler dikkati çeker • Üretra ve vagina benzer mukoza değişiklikleri gösterirler

  33. NİYASİN (NİKOTİNİK ASİT) EKSİKLİĞİ • 2. Deri belirtileri: • Özellikle el ve ayağın dış yüzeyinde, koltuk altı, dirsek, diz, bilek, göğüs ve perinede deri önce kızarıp kaşınır • Daha sonra şişerek gerilir ve üzerinde veziküller belirir; deskuamasyondan sonra alttaki deri kalın ve ileri derecede pigmentli olarak ortaya çıkar • 3. Sinirsel değişiklikler: • Bacaklarda bilateral simetrik polinöropati ile beraber, çok defa akut mani, melankoli nöbetleri görülür

  34. RİBOFLAVİN (B2 VİTAMİNİ) • Bu vitamin başlıca et, süt ve hububatta bulunur • Riboflavin ışıkta kolayca haraplanır; 2 saat güneş ışığında kalan sütte % 85’i kaybolduğu halde, pastörize sütte hiçbir değişikliğe uğramaz. Günde 2 mg yeterlidir • Riboflavin barsakta bakteriler tarafından da yapılır • Dokularda fosforik asitle birleşerek flavin mononükleotid (FMN) ve flavin adenin dinükleotid (FAD) halinde bulunur • Flavin, dehidrogenaz enziminin (flavoprotein) prostetik grubunu oluşturarak mitokondride önemli oksitatif sistemlerde H- atomunu taşıyıcı görevi yapar • Başlangıçta NAD ve NADP gerektiren bu oksidasyon reaksiyonlarını izleyen aşamada flavoproteinler gerekir

  35. RİBOFLAVİN (B2 VİTAMİNİ) • Riboflavin eksikliğinde ağır dermatid, kusma, diyare ve kaslarda spastisite ortaya çıkar • Sonunda kaslar zayıflar, koma ve vücut temperatürünün düşmesini ölüm izler • Ağır riboflavin eksikliği vakalarındaki bir çok belirtiler, niyasin eksikliğinde görülenlerin aynısıdır • Her iki durumda da bozuklukların hücrelerde oksidatif süreçlerin bastırılmasından kaynaklandığı sanılmaktadır • Riboflavin eksikliği sindirim bozukluklarına, deride ve gözlerde yanma duygusuna ağız köşelerinde çatlama, baş ağrıları, mental depresyon ve unutkanlığa yol açabilir

  36. RİBOFLAVİN (B2 VİTAMİNİ) • Ariboflavinoz: • Riboflavin eksikliğine bağlanan başlıca değişiklikler: • Angüler stomatid • Glossit • Skrotumda görülen dermatit, • Keratit • Görme bozuklukları • Retrobulber nörit

  37. PİRİDOKSİN (B6 VİTAMİNİ) • Piridoksin hücrelerde piridoksal fosfatşeklinde bulunur ve aminoasit ve protein metabolizması ile ilgili bir çok kimyasal reaksiyonlar için koenzim olarak görev yapar • En önemli rolü, aminoasitlerin sentezinde transaminasyon olayındaki koenzim görevidir • Bazı aminoasitlerin hücre membranından taşınmasında önemlidir • B6 vitamini eksikliği aşağı grup hayvanlarda dermatit, büyümenin duraklaması ve yağlı karaciğer, anemi ve mental bozukluklara neden olmaktadır • Nadiren çocuklarda piridoksin eksikliğinin konvülsiyon,bulantı, kusma gibi bozuklukları yarattığı bildirilmiştir

  38. PANTOTENİK ASİT • Pantotenik asit vücutta başlıca, hücrelerde bir çok metabolik rolleri olan koenzim A (Ko A) ile bağlanır • Pantotenik asitin başlıca görevleri şunlardır: • 1.Dekarboksile pürivik asidin, sitrik asit siklusuna girmeden önce asetil-KoA’ya çevrilmesi • Yağ asidi moleküllerinin çok sayıda asetil-KoA moleküllerine yıkılması • Pantotenik asidin yokluğu, karbonhidrat ve yağ metabolizmalarının her ikisini de depresyona uğratabilir • Pantotenik asit eksikliği aşağı sınıf hayvanlarda büyümeyi geciktirir, üreme faaliyetlerini engeller, tüylerin kırlaşmasına, dermatit, karaciğer yağlanması ve böbrek üstü korteksinde hemorajik nekroza yol açabilir • İnsanlarda kesin bir eksiklik sendromu kanıtlanmamıştır • Bu belkide, bu vitaminin hemen hemen bütün besinlerde bulunması ve vücutta az miktarda yapılabilmesine bağlıdır

  39. FOLİK ASİT (PTEROİLGLUTAMİK ASİT) • Çeşitli pteroilglutamik asitler, folik asit etkisi gösterirler • Folik asit, fonksiyonlarını hidroksimetilve formilgruplarını taşıyarak yürütür • Vücuttaki en önemli görevi, DNA sentezinde gerekli olan pürinlerin ve timinin sentezidir • Bu nedenle folik asit, B12 vitamini gibi hücresel genlerin replikasyonu için gereklidir. Bu etki folik asidin büyümeyi hızlandırıcı etkisidir • Folik asit, eritrositlerin büyümesinde ve olgunlaşmasında özgül bir takım kimyasal fonksiyonları yürütür. Eksikliğinde bu yüzden megaloblastik anemi gelişir • Kemik iliğindeki öncü kırmızı kan hücrelerinde yetersiz olgunlaşmaya yol açar. Bunun sonucu olarak bu hücreler çok iri hal alırlar.

  40. FOLİK ASİT (PTEROİLGLUTAMİK ASİT) • Folat yetmezliği en yaygın olarak bu vitamin için artmış olan gereksinimden dolayı gebe kadınlar arasında görülür • Bütün doğal yiyeceklerde folatlar bol ise de yiyeceklerin 100 oC’a 15 dakika maruz kalması vitamini yıkıma uğratır • Folat yetmezliğini engellemek için taze ya da taze dondurulmuş, pişirilmemiş meyva ve sebzelerin diyette bulunması gereklidir • Zengin toplumlarda gebelik söz konusu değilse yalnızca kronik alkolikler ve ilaç bağımlıları diyetle folat yetmezliği oluşturacak kadar sınırlı vitamin alımına maruz kalabilirler

  41. FOLİK ASİT YETMEZLİĞİ

  42. B12 VİTAMİNİ (SİYANOKOBALAMİN) • Ortak prostetik gruba sahip bir çok kobalamin bileşikleri B12 vitamini aktivitesi gösterirler • Bu prostetik grup kobalt atomu içerir • B12 vitamini bir hidrojen akseptör koenzimi olarak çeşitli metabolik fonksiyonları yürütür • En önemli fonksiyonu gen replikasyonunda gerekli bir basamak olan ribonükleotidin deoksiribonükleotidine indirgenmesinde bir koenzim olarak fonksiyon görmesidir • Büyümeyi, eritrositlerin oluşum ve olgunlaşmasını hızlandırır • Diyet bazında vitamin B12 yetmezliği yalnız katı vejeteryanlarda ortaya çıkar

  43. B12 VİTAMİNİ (SİYANOKOBALAMİN) • Vitaminin tek kaynağı hayvansal proteinleridir • Hayvanlar da vitamin için toprakta, suda ve barsaklarında yaşayan mikroorganizmalara gereksinim duyar • Pernisiöz anemi vit. B12’nin barsaktan emilimi için gerekli intrensek faktörün midedeki paryetal hücrelerden yetersiz sentezi ile ortaya çıkar ve megaloblastik anemi görülür • Vit. B12 eksikliği çoğu kez medulla spinalis arka kordonlarında sinir liflerinde demiyelinizasyona neden olur • Bunun bir sonucu olarak, pernisiyöz anemili bir çok insanda periferik duyu kaybı fazladır ve şiddetli vakalarda paralizi bile ortaya çıkar

  44. C VİTAMİNİ (ASKORBİK ASİT) • Uzun süreli deniz seferlerinde, savaşlarda ve taze besin alamayan şahıslarda skorbüt hastalığının oluşumu yüzyıllar önce dikkati çekmiştir • Yapı ve Özellikleri: • C vitamini askorbik asitten ibarettir • Askorbik asit, kollajenin yapısal bir bileşiği olan hidroksiprolinin oluşumundaki hidroksilasyon aşamasını hızlandıran prolin hidroksilazın aktivasyonu için gereklidir • Askorbik asit olmadan vücudun hemen hemen bütün dokularında yapılan kollejen lifleri kusurlu ve zayıftır • Bu nedenle, C vit. deri altı dokusu, kıkırdak, kemik ve dişlerde liflerin büyümesi ve dayanıklılığı için gereklidir • Suda eriyen ve kuvvetli bir indirgeyici olan C vitamini, kolayca oksitlenir • 100 oC’de özellikle, alkalik ortamda O2 ile hızla haraplanır • Konserve besinler anaerobik olarak hazırlanmamışsa içlerinde C vit. bulunmaz • Yemeklerin fazla kaynaması, tekrar tekrar ısıtılması, sıcakta uzun süre bırakılması C vitaminini haraplar

  45. Kaynak: En önemli kaynaklar sırasıyla; portakal, limon, greyfurt, erik, armut ve elmadır Sebzelerden; karnabahar, maydanoz, lahana, domates, biber C vitamininden zengindir; salata ve mantarda da az miktarda bulunur Anne sütünde C vit. inek sütünden daha fazladır Bu nedenle çocuğun inek sütüyle beslenmesinde meyva suyu da katılmalıdır Tedavi için sentetik askorbik asit kullanılmaktadır Böbreküstü ve hipofiz bezlerinde, barsak çeperinde, humor aköz ve korpus vitreumda, lenste, lökositlerde yüksek; eritrosit, kaslar ve beyinde ise az miktarda bulunur C VİTAMİNİ (ASKORBİK ASİT)

  46. C VİTAMİNİ (ASKORBİK ASİT) • İdrardaki askorbik asit miktarı besinlerle alınana parelel olarak değişir • C vit. satürasyon testi ile eksikliği incelenebilir • Şahısta C vit. eksikliği varsa, ağızdan C vit. verildiği zaman idrarla çok az miktarda çıkarılır • Normal şahıslarda ise ağızdan verilen C vitaminin hızla idrara geçtiği görülür

  47. C VİTAMİNİ (ASKORBİK ASİT) • Erişkinde günde 75 mg yeterlidir • Kapiller frajilite testi ile çok sayıda peteşi ortaya çıkması da C vit. eksikliğinin kolayca tanısını sağlar • Dokulardaki önemi: • Askorbik asit pirolin hidroksilaz enzimini aktive eder • Bu enzim kollajen yapısında önemli olan hidroksi pirolin oluşumunda gerekli hidroksilasyon aşamasını sağlar • Askorbik asit eksikliğinde kollajen yapımı eksik ve kusurludur • Bu nedenle C vit. deri altı dokusu, kıkırdak, kemik ve dişlerin büyümesi için gerekli bir vitamindir

  48. C VİTAMİNİ (ASKORBİK ASİT) • Skorbütte endotel hücreleri uygun şekilde birbirine yapışmadığı ve damar çeperinde normal olarak bulunan kollajen fibriller yetersiz kaldığı için, kan damarlarının çeperleri aşırı frajildir • Özellikle kapiller kolayca yırtılabilir ve bütün vücutta hemorajiler görülür • Derinin altındaki hemorajiler bazan bütün vücudu kaplayan purpura halinde görülür • Günlük miktar: • Erişkinde besinlere günde 10-30 mg askorbik asidin katılması skorbütten korunmayı ve bu hastalık görülmüşse tedaviyi sağlar • Çocuklara aynı miktarda vit. yeterliyse de buluğ çağında, gebelikte ve ateşli hastalıklarda vit. ihtiyacı artar

  49. Çocuklarda: Sterilize besinlerle besinlerle beslenen ve ayrıca C vit. almayan çocuklarda skorbüt hastalığı görülür: Femurun alt ucunda, diş etlerinde, böbrek ve barsaklarda, deri altında geniş kanamalar yanında, kemik ve dişlerde peteşiler görülür Kemiklerin büyümesi duraklar Hücreler arası kollejen gelişemez Kolay kemik kırılmaları gözlenir C Vitamin Eksikliği

  50. C Vitamin Eksikliği • Erişkinlerde: • Özellikle yaşlı kişilerde, diyet nedeniyle skorbüt görülür • Diş ve diş etlerinde patolojik değişiklikler meydana gelir • Damar duvarları aşırı frajilleşir • Bacaklarda küçük peteşiler, doku içine yaygın kanamalar görülür • Letarji ve depresyona eğilim ile enfeksiyonlara eğilim artar • Aşırı yetmezlikte serebral hemoraji görülür

More Related