1 / 38

Anne baba tutumu Hazırlayan; Fatma mutlu 07129036

Anne baba tutumu Hazırlayan; Fatma mutlu 07129036. Tanımlar ve İlgili kavramlar.

nikki
Télécharger la présentation

Anne baba tutumu Hazırlayan; Fatma mutlu 07129036

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Anne baba tutumuHazırlayan; Fatma mutlu07129036

  2. Tanımlar ve İlgili kavramlar Tutum; Bireyin nesne, durum ya da kişi hakkında zihinsel, duygusal ve davranışsal anlamda ortaya koyduğu duruş, tutumunu yansıtır. Dolayısıyla da tutumun oluşması için, söz konusu üç öğe arasında örgütsel ve anlamlı bir ilişki ve eşgüdüm olmak zorundadır

  3. Anne Baba Tutumu; Çoğu durumda anne-baba-çocuk etkileşimini tanımlayan ve genel bir etkileşim ortamı yarattığı varsayılan davranışlar bütünü ve takımıdır . Ebeveynlerin çocuklarına sıcaklıklarını ve desteklerini sundukları tarz ve onlara rehberlik etme dereceleri olarakta düşünülebilir. Anne ve babaların tutumlarının oluşumunda birtakım belli baslı değişkenler söz konusudur. En basta onların da kendi anne babalarından görmüş oldukları davranışlar, sonrasında çevresel faktörler veya kişinin kendini geliştirmesiyle ilintili olarak değişikliğe uğramış olsa dahi büyük ölçüde etkilidir. Bunun yanı sıra anne babaların eğitim düzeyi, ekonomik koşulları, sahip oldukları çocuk sayısı ve etkileşim içerisinde oldukları cevre de bu tutumların belirlenmesinde etkili olan değişkenlerden bazılarıdır.

  4. Willoughby, Malik ve Lindhal, 2006’ a göre yansıtmacılık ve kontrol boyutlarına göre anne-baba tutumları dört farklı gruba ayrılırlar. Bunlar • Otoriter tutum, yüksek kontrol ve yansıtma yapmazlar • Disipliner tutum, Yansıtma yaparlar ve davranış kontrolüne de sahipler. • Serbest tutum, Yansıtma yaparlar fakat kontrol yoktur. • İhmalkâr tutum, Yansıtma da kontrol de az ya da yoktur .

  5. Otoriter tutum; Çocuktan mutlak itaat bekleyen, çocukla sözel iletişime pek yer vermeyen, istek ve emirlerinin tartışmasız yerine getirilmesini isteyen, çocuğu yerine göre kendini yönetebilecek ve kendi hakkındaki kararları alabilecek güçte görmeyen ve her türlü kararı kendisi alan anne-baba tutumlarını içerir. Ceza ve güç gösterisi bu ailelerde ön plandadır. Anne baba ne derse doğru olarak kabul edilir. Çocuk boyun eğici davranışlar göstererek cezadan kurtulur. Aile ilişkilerinde sevgi duygularından çok kızgınlık ve korku duyguları ön plandadır (Kulaksızoğlu, 2007). Bunun sonucunda çocuk sessiz, uslu ve dikkatli olmasına karşılık küskün, çekingen, başkalarının etkisi altında kolayca kalabilen, aşırı duyarlı bir yapıya sahip olur. Otoritenin baskısı kalktığında kolayca saldırgan davranışlar sergileyebilirler.

  6. Koruyucu tutum ; Çocuğunun hemen her şeyi ile ilgilenmeye çalışıp, çocuğu mümkün olabildiğince tehlikelerden uzak tutmaya çalışan, çocuğun yaptığı her şeyden haberdar olmaya çalışan ve hatta çocuğun kendi başına bir şeyler yapmasına izin vermeyen ana baba tutum ve davranışlarını içerir. Aşırı korumacı anne babalar çocuklarını kendinin bir uzantısı olarak görmekte ve onlarla duygusal yoksunluklarını gidermek isterler. Bu aileler çocuğun anne babaya bağımlı olmasını bir görev saymaktadırlar (Kulaksızoğlu, 2007). Bunun sonucunda ise bağımlı, özgüven duygularından yoksun ve zayıf bir kişilik geliştirir. Sorumluluk almaktan çekinen bireyler olarak yetişecekleri bilinir (Akt., Hurlock, 1960; Kulaksızoğlu, 2007). Bu tür davranışlar anne baba arasındaki doyumsuz ilişkiler sonucu oluşabilir. Tek ebeveynli ailelerde bu tutum daha yoğun sergilenmektedir.

  7. İlgisiz Tutum; Çocuğunu ihmal, hatta psikolojik bakımdan reddeden, çocuğunun ilgi ve ihtiyaçlarından habersiz olan, çocuğunun nerede ve ne yaptığı ile pek ilgilenmeyen, çocuğunu mümkün olduğu kadar çevresinden uzak tutmaya çalışan, çocuğuna en az sevgi gösteren ve davranışlarına en az kontrol uygulayan ana baba tutum ve davranışlarını içerir. Aslında bir nevi çocuğu kabullenmemek gibi düşünülebilir. Bu tutuma maruz kalan çocukların okula karsı ilgisiz, zamanını iyi değerlendiremeyen ya da boşa harcayan, yanlış arkadaşlar edinen, içki, sigara içen ya da eğilimi olan çocuklar oldukları saptanmıştır

  8. Demokratik Tutum; Çocuğuna karsı içten sevgi ve saygı duyan, çocuğunun ihtiyaçlarına karsı duyarlı olan, yasına göre çocuğu kendisiyle ilgili bazı kararları almaya teşvik eden, çocuğun görüşlerine değer veren, sözel iletişime olanak sağlayan, hemen her konuda çocuğuna iyi bir rehber olan anne-baba tutumlarını içerir. Anne babaların sergiledikleri davranışlar birbiriyle tutarlı, kararlı ve güven vericidir. Anne babalar her çocuğun kendine özgü bir gelişim kapasitesi olduğunu bildikleri için, çocukların özgürce gelişmesine, yeteneklerinin ortaya çıkmasına ve kendilerini gerçekleştirmelerine izin verirler. Bu şekilde yetişen çocuklar; daha özerk, daha bağımsız bir kişilik geliştirirler; kendi haklarını ve çıkarlarını koruyabildikleri gibi, işbirliği ve dayanışma içine girebilirler

  9. Türkiye’ DE Sıklıkla rastlanan anne baba tutumları • Aşırı baskılı otoriter tutum; çocuğun kendine olan güvenini kaybetmesine yol açan, çocuğun kişiliğine önem vermeyen bir tutumdur. Geleneksel Türk aile yapısında bu tutuma sıkça rastlanmaktadır. Anne babanın uyguladığı katı disiplin yüzünden çocuk, her kurala uymak zorunda bırakılmaktadır. Baskı altında bırakılan bu çocuk, sessiz, uslu nazik ve dürüst olmasına karşılık silik, çekingen, başkalarından kolayca etkilenen kişiliğe sahip olmaktadır.

  10. Müsamahakar Tutum; Çoğunlukla orta yaşın üzerinde çocuk sahibi olan aileler ile çocuğun kalabalık yetişkinler grubu içerisinde tek çocuk olarak yetiştiren ailelerde çocuk merkezci tutuma rastlanmaktadır. Çünkü çocuk aile ortamında tek söz sahibi kişi durumuna gelmiştir. • Dengesiz ve Kararsız Tutum; Çocuğun eğitim ve gelişimini olumsuz yönde etkileyen dengesiz ve kararsız tutum birçok şekilde çocuğun karşısına çıkmaktadır. Dengesizlik ve tutarsızlık, anne baba arasındaki fikir ayrılığından kaynaklanacağı gibi, anne babanın gösterdiği değişken davranış biçimlerinden de kaynaklanabilmektedir

  11. Aşırı Koruyucu Tutum; Anne babanın aşırı koruyuculuğu çocuğa haddinden fazla kontrol ve özen gösterilmesi anlamındadır. Bunun sonucunda çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güvensiz duygusal kırıkları olan birey haline gelmektedir. Anne babası tarafında aşırı derecede korunan çocuk, bu durumu hayatı boyunca sürdürerek gelecekteki eşinden de aynı şeyi bekleyebilmektedir. Aşırı koruyucu tutum daha çok anne çocuk ilişkisinde görülmektedir. Yavuzer’e göre annenin bu davranışının altında duygusal yalnızlık yatmaktadır.

  12. İlgisiz ve Kayıtsız Tutum; Anne babanın görmezlikten gelme, yalnız bırakma şeklinde dışlamasıdır. Bu durum çocukta duygusal istismara yol açarak ebeveyn-çocuk ilişkisini zedelemektedir. Aynı zamanda anne babasının ilgisizliği ile karşılaşan çocuğun arkadaşları, öğretmeni ve çevresine verdiği zarar ile suçluluk duygusu arasında ilişki olduğu görülmektedir Güven verici, Destekleyici ve Hoşgörülü Tutum; anne babanın bazı kısıtlamalar dışında çocuğuna hoşgörülü olması, desteklemesi ve arzularını dilediği şekilde gerçekleştirmelerine izin verme anlamına gelmektedir. Çocuk evde ailesi tarafından, dışarıda çevresi tarafından kabul edilmek istendiğinden dolayı, ona kendi benliğini tanıma fırsatı verildiğinde sağlıklı bir şekilde olgunlaşmaktadır.

  13. Kuramsal çerçeve • Psikodinamik Yaklaşım Freud’ a göre, Belli dürtülerle doğan bebekler, her dönemde farklı haz kaynaklarına odaklanırlar. Dönem içinde erotojenik bölgeyle ilgili haz yaşantılarının aşırı ya da yetersiz olması o dönemde fiksasyonlara neden olmaktadır. Bu süreçte anne baba tutumları önem kazanmaktadır. Anne baba aşırı ilgi ya da engelleme, birbirinin zıttı olan; ancak aynı kaçınılmaz sonu doğuracağı düşünülmektedir. Kişilik gelişimini olumsuz etkilemektedir.

  14. Adler’ e göre, her insan sosyal bir varlıktır. Sosyal ilgi, doğuştan getirilen; insanlarla etkileşim ihtiyacının adıdır. Sosyal ilgi, anne ve sonrasında baba ile sağlıklı bir etkileşimden sonra sağlıklı bir şekilde gelişir. Çocuğa karsı ilgisiz davranmanın, çocuğu reddetmenin çocukta aşağılık duygusu uyandıracağını bununda kaygıya dönüşeceğini belirtmektedir (Adler, 2004). Diğer yönden şımartılan çocukların ise, aynı şekilde aşağılık ve üstünlük kompleksine kapılabileceklerini belirtmektedir.

  15. Horney de kusurlu anne-baba tutumlarının temel kaygıyı oluşturan en önemli etmenler olduğunu belirtmiştir . Eric Fromm da Horney gibi kaygının oluşmasında en önemli etmen olarak anne baba tutumlarından söz etmektedir. Fromm’ a göre çocuğun yetişmesinden sorumlu olan kişilerin çocuğa karsı ilgisiz davranmaları, çocukta yalnızlık duygularına yol acar; bu durum ise onda çaresizlik ve kaygı duygularını oluşturur

  16. Davranışçı Yaklaşım Skiner’ e göre, çocuğun davranışları önceki pekiştirmelerinden oluşur(İnanç, 2008). Anne-baba, çocuğun kişiliğini pekiştirmeleriyle oluşturur. Çocukta belli alışkanlıklar kazandırmak, kişiliğini oluşturmak olarak tanımlanır (İnanç, 2008). Anne baba tutumunun tutarsızlığı veya pekiştireç yoksunluğu nevroz oluşturabilir.

  17. Bilişsel Yaklaşım Bilişsel yaklaşımın konu alanı mantık dışı inançlardır (Corey, 2008). Mantık dışı inançlar ise, çocukluk yaşantılarında anne babalar tarafından öğretilir. Otoriter tutum, mükemmeliyetçi tutum ve koruyucu tutum çocuğun gelişiminde yanlış inanışlara neden olur (Kulaksızoğlu, 2007).

  18. Hümanist Yaklaşım :Rogers’ a göre, birey belli bir özle doğar (Corey, 2008). Bu öz ise, her birey kendini gerçekleştirme gücüne sahip olduğunu ifade eder. Koşulsuz sevginin bulunduğu ortamda yetişen bireyler kendini gerçekleştirme potansiyelini olumlu şekilde tamamlayabilirler. Koşullu sevginin olduğu aile ortamında büyüyen bireylerin organizmik değer verme süreci ile kendilerine yönelik olumsuz düşünceler geliştirirler. Kendini gerçekleştirme ortamını sağlayan tek anne baba tutumu, demokratik ve hoşgörülü anne baba tutumudur.

  19. Aile Sistemleri Yaklaşımı Aile sistemleri yaklaşımına göre, sorun davranış bir bireyin sadece iç dinamiklerinden kaynaklanmaz. Birey sorun bir davranış gösteriyorsa; ailenin işleyişine karşı geliştirilmiş işlevi veya amacı varsa, aile ile etkileşimini kolaylaştırıyorsa ve bireylerin gelimsel aşamalarda ailenin yeterli bir şekilde işlevde bulunmaması sonucu ortaya çıkmış olabilir (Corey, 2008). Bu da anne baba tutumlarına işaret etmektedir.

  20. İlgili araştırmalar • Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar Patterson ve arkadaşlarına (1992) göre eğer ebeveynler baskıcı kontrol araçlarını kullanırlarsa, sık sık çocukla çatışmaya girerlerse, olumlu katılım örüntüleri geliştirmede başarısız olurlarsa ve çocuklarının ev dışındaki davranışlarını gözlemlemede başarısız olurlarsa, çocuklarındaki saldırgan davranışları kışkırtmaya çok daha fazla yatkın olurlar. Üstelik, yüksek düzeyde çatışma ve düşük düzeyde olumlu aile ilişkileri, 10-14 yaslarındaki çocuklarda madde kullanımının belirleyicileridir

  21. Landis ve Stone’a (1952) göre; demokratik ve otoriter ailelerden gelen gençler arasında otoriter ailelerden gelenlerin daha çok problem işaretledikleri görülmüştür. Otoriter ailelerden gelenlerin evden kaçma isteğine olan iç veya dış çatışmalara, körü körüne otoriteye boyun eğme veya saldırganlık eğilimlerine rastlanmıştır. Demokratik aileden gelen gençlerin ise kararlı, bağımsız ve kendi kendini yönetebilen, başarılı bireyler olduklarını bulunmuştur

  22. Rosalind (1978) ergen ile olan iletişimin benlik kavramına etkisini araştırdığında, anne-babası ile olan olumsuz ilişkisinin ergenin olumsuz benlik yapısına sahip olmasına neden olduğunu vurgulamıştır. Baumrind (1971), anne-baba stilleri ile ilgili olarak yaptığı çalışmalarında genel olarak demokratik tutumu benimseyen anne babaların çocuklarının bağımsız, kendini iyi ifade edebilen, hem sosyal hem de akademik yönden başarılı çocuklar olduğunu belirtmiştir.

  23. Milevsky, Schlechter, Netter, (2006) anneye özgü ve babaya özgü aile tutumlarının öz-saygı, depresyon ve hayattan tatmin olma ile ilişkilendirilmesini inceleyen bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmanın sonucuna göre, izin verici anneye olan kıyasla açıklayıcı-otoriter anne tutumu altında yetişen ergenlerde öz-saygı ve hayattan tatmin olma durumu daha yüksek seviyelerde çıkmıştır. Depresyon durumu ise çok daha az oranda seyretmektedir.

  24. Pavlidis ve McCauley (2001), depresif ergenlerin aile ilişkilerinde özerklik ve bağlılık konulu çalışmalarında, önceki çalışmaların aksine depresif ergenlerin aileleri ile aralarında pozitif ilişki, bağlılık ve özerlik destekleyici aile tutumu yönünden diğer ergen ailelerine oranla önemli bir farklılık olmadığı ortaya konulmuştur.

  25. Yurt İçinde yapılan araştırmlar Kuzgun (1972) üniversite öğrencileri arasında yaptığı araştırmada, demokratik, otoriter ve ilgisiz anne-baba tutumlarının, bireyin kendini gerçekleştirme düzeyine etkisini araştırmıştır, demokratik anne-baba tutumları, bireyin kendini gerçekleştirmesi için en uygun ortamı yaratırken, otoriter anne-baba tutumunun bireyin kendini gerçekleştirme düzeyini olumsuz yönde etkilediğini belirtmiştir

  26. Kılıççı (1981), üniversite öğrencilerinin kendilerini kabul düzeyini etkileyen değişkenler konusunda yaptığı araştırmada demokratik ailede yetişen gençlerin kendilerini kabul düzeylerinin otoriter ailede yetişen gençlerden daha yüksek olduğunu bulmuştur . Bilal (1984), lise öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada, otoriter ve demokratik olarak algılanan anne-baba tutumlarının çocukların uyum düzeyine etkisini araştırdığında, demokratik ortamda büyüyen çocukların uyum düzeyleri, otoriter aile ortamında büyüyen çocuklarınkinden daha yüksek olduğunu bulmuştur

  27. Abacı(1986), Anne ve babalarının tutumlarını demokratik olarak algılayan bireyler gördükleri şartsız sevgi ve saygı nedeniyle olumlu benlik kavramı geliştirdikleri için bu kavramları arasında tutarlılık fazladır. Buna karşılık, çocuğun ancak istenilen davranışları yerine getirdiği zaman kabul gördüğü, sevginin pekiştireç olarak kullanıldığı, çocuğun kendi hakkında kararlar alabilecek güçte görülmediği aile ortamında, benlik ve ideal benlik kavramı bağdaşımı en düşük düzeyde çıkmaktadır

  28. Akbağ (1994)’ın araştırmasında ise, kızlar erkeklere kıyasla çocukluk döneminde annelerinin kendilerine amaçlarına ulaşmalarında daha fazla yardımcı olduklarını belirtirken, erkekler annelerinin daha fazla baskı uyguladıklarını ifade etmişleridir. Haktanır ve Baran (1998), alt ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki gençlerin anne baba tutumlarını algılamaları ile benlik saygısı düzeylerini inceledikleri çalışmalarında, her iki sosyo-ekonomik yapıda da demokratik tutumların artmasıyla gencin benlik saygısı düzeyinde artış, otoriter tutumların artmasıyla ile düşüş saptamışlardır

  29. Örgün(2000), demokratik anne baba tutumla yetiştirildiklerini düşünen öğrenciler, baskıcı otoriter ve aşırı koruyucu tutumla yetiştirildiklerini düşünen öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksek benlik algısına sahip olarak bulunmuştur. Aynı şekilde eşitlikçi demokratik tutumla yetiştirildiklerini düşünen öğrenciler, reddedici tutumla yetiştirildiklerini düşünen öğrencilerden anlamlı düzeyde daha atılgan oldukları bulunmuştur .

  30. Erkan (2002), Koruyucu- istekçi ve otoriter anne-baba tutumlarına maruz kalan ergenlerin olumsuz değerlendirilmekten korkma-sosyal kaçınma ve huzursuzluk ölçeklerinden yüksek puan alırken, demokratik anne-baba tutumuna sahip ergenlerin aynı ölçekten düşük puan aldıkları bulunmuştur. Erdoğdu (2006), çocukta öğrenilmiş çaresizliğin oluşumunda annenin çocuklarına yönelik otoriter davranışları, babanın ve öğretmenin otoriter davranışlarına göre daha etkili bir faktör olduğu ortaya konmuştur.

  31. Üredi, Erden (2009), algılanan anne baba tutumlarının bütün boyutlarının sınav kaygısı haricindeki motivasyonel inançların ve öz-düzenleme stratejilerinin anlamlı bir yordayıcısı olduğunu göstermiş, en büyük payın kabul/ilgi boyutuna ait olduğunu ortaya koymuştur. Sınav kaygısında ise algılanan anne baba tutumlarının yalnızca psikolojik özerklik boyutunun anlamlı bir yordayıcı olduğu belirlenmiştir.

  32. KAVRAMIN PDR İLE İLİŞKİSİ Pdr hizmetlerinin odak noktası bireydir. Bireyler ise, belli bir ortamda büyür. Bu aşamada birey, büyüdüğü ortamın etkilerini bulunduğu diğer ortamlara taşır. Bu noktada rehberlik hizmetlerinin işlevsellik kazanabilmesi için, hizmetler işbirliği içerisinde yürütülmesi önemlidir.

  33. Pdr hizmetlerinin amacı; öğrencilerin kendilerini gerçekleştirmelerini, eğitim sürecinden yetenek ve özelliklerine göre en üst düzeyde yararlanmalarını ve gizilgüçlerini en uygun şekilde kullanmalarını ve geliştirmelerini sağlamaktır. Bu doğrultuda çocuğa sağlıklı bir ortamın oluşturulmasında ilk önce aileden başlama gerekliliği görülmektedir.

  34. Neler yapılabilir? • Yapısal bozukluğu olan ailelerin, sağlıklı bir ortam oluşturamadığı bilinmektedir. Anne baba tutumunu da etkilediğini araştırmalar göstermektedir. Bu aileler, aile danışmanlığına yönlendirilebilir. Ya da bu konuda eğitim aldıktan sonra aile danışmanlığı yapılabilir. • Anne babalara dönük bilgilendirici seminerler vermek gerekir. Anne baba davranışlarının çocuk üzerinde ki etkileri hakkında bilgilendirici çalışmalar yapılabilir.

  35. Anne baba tutumuna dönük eğitim programları hazırlanabilir. İşlevsiz tutumların zararlarını gösterici etkinlikler düzenlenebilir. Demokratik tutumun çocuğun gelişimine en yararlı tutum olduğunu benimsetici çalışmalar ve sonrasında çocuğa nasıl davranılacağına dönük çalışmalar yapılabilir. • Anne babalara yönelik iletişim becerileri eğitimi de verilebilir. İletişim becerileri anne babada demokratik tutumun oluşmasına olanak sağlayabilir.

  36. Anne baba tutumunun etkileri küçük yaşlarda oluştuğu bilinir. Bu doğrultuda Ram’ da çalışan uzmanlarında desteği ile yapılacak olan seminerler mahalli bir nitelik kazanarak seminerlerin etkisi daha küçük yaşta ki çocuklara ulaşabilir. Ram destekli eğitim programları da yapılabilir.

  37. KAynakça Adler A. (2008). Nevroz Sorunları (A. Kılıçlıoğlu, Çeviren). İstanbul: Say Yayınları. (Orijinal Eser 2004 yılında basılmıştır). Arı, R.,& Seçer, Ş. (2009). Farklı Ana Baba Tutumlarının Çocukların Psikososyal Temelli Problem Çözme Becerilerine Etkisinin İncelenmesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 451- 464. Corey, G. (2008). Psikolojik Danışma Kuram ve Uygulamaları (T. Ergene, Çeviren). Ankara: Mentis Yayıncılık. (Orijinal Eser 2005 yılında basılmıştır). Ercan, L. (2001). Ergenlik Döneminde Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri. Kastamonu Eğitim Dergisi, 9(2), 47-58. Erdoğan, Ö., & Uçukluoğlu, H. (2011). İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Anne-Baba Tutumu Algıları İle Atılganlık Ve Olumsuz Değerlendirilmekten Korkma Düzeyleri Arasındaki İlişkiler. Kastamonu Eğitim Dergisi, 19(1). 51-72. Erdoğdu, M. Y. (2006). Ana Baba Tutumları İle Öğretmen Davranışlarının Çocuklarda Öğrenilmiş Çaresizlik Düzeyi İle İlişkileri.Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 13(3). 98-105. Freud, S. (2004). Psikanaliz Üzerine (A. Avni Öneş). İstanbul: Say Yayınları. (Orijinal Yayın 1983 yılında basılmıştır). Gelir, E. (2009). Ana Baba Tutumları, Aile Sosyal Atomu Ve Cinsiyete Göre İlköğretim Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Öğrenilmiş Çaresizlik Ve Akademik Başarılarının İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi. Herken, H., Özkan, İ., Kaya, N., Turan, M.,& Aşkın, R. (2007). Gençlerdeki Sigara Kullanma Davranışında Anne Baba Tutumunun Ve Sosyo-Kültürel Düzeyin Etkisi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Dergisi,3 (2). 01-15.

  38. İnanç, B. Y. (2009), Kişilik Kuramları, (2. Basım), Pegem Akademi, Ankara. Kılıç, B. G. & Oral, N. (2006). Çocuklarda Öğrenilmiş Çaresizlik Üzerine Bir Gözden Geçirme. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi: 13 (2), 76 – 86. Kulaksızoglu, A. (2007), Ergenlik psikolojisi, (7. Basım), Remzi Kitabevi, İstanbul. Özmen, S. K. (2004). Aile İçinde Öfke Ve Saldırganlığın Yansımaları. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(2), 27-39. Palut, B. (2008). Düşünme Stilleri ve Anne Baba Tutumları Arasındaki İlişki. Dokuz Eylül Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt(24), 01-11. Sezer, Ö., &Oğuz V. (2010). Üniversite Öğrencilerinde Kendilerini Değerlendirmelerinin Ana Baba Tutumları Ve Bazı Sosyo Demogafik Değişkenler Açısından İncelenmesi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 18(3). 743-758. Üredi, I., & Erden M. (2009). Öz Düzenleme Stratejileri ve Motivasyonel İnançların Yordayıcısı Olarak Algılanan Anne Baba Tutumları. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(4). 781-811. Yaprak, B. (2007). İlköğretim Öğrencilerinin Algıladıkları Anne-Baba Tutumunun Diskriminant Analiziyle Belirlenmesi ve Benlik Saygısı ile Olan İlişkisinin Değerlendirilmesi Üzerine Bir Uygulama. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Osman Gazi Üniversitesi. Yavuzer, H. (2007), Anne-Baba ve Çocuk, (12. Basım), Remzi Kitapevi, İstanbul.

More Related