1 / 26

GÖRSEL TEKNOLOJİLER

GÖRSEL TEKNOLOJİLER. İmge üretiminin ve görsel kavramının dönüşümü: İmgelerin tarihsel statüsü Gerçekçilik ve Perspektifin Tarihi: Tarih boyunca imgelerin anlamının nasıl değiştiğini anlamanın bir yolu da sanatta gerçekçiliğin rolüne bakmaktır.

rhys
Télécharger la présentation

GÖRSEL TEKNOLOJİLER

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. GÖRSEL TEKNOLOJİLER İmge üretiminin ve görsel kavramının dönüşümü: İmgelerin tarihsel statüsü Gerçekçilik ve Perspektifin Tarihi: Tarih boyunca imgelerin anlamının nasıl değiştiğini anlamanın bir yolu da sanatta gerçekçiliğin rolüne bakmaktır. Batı görsel kültüründe gerçekliği temsil yöntemleri: resim, fotoğraf, sanal gerçeklik İmgelerin estetik stilindeki değişim: farklı dünya görüşlerinin gelişimi Görsel kültür tarihinde stilistik değişiklikleri inceleyerek, imgelerin dünyaya farklı bakış biçimlerine nasıl denk düştüklerini görebiliriz. Gerçekçilik: pek çok sanatsal üslubun temel hedefi. Tarih boyunca ve kültürden kültüre değişiyor.

  2. Perspektif: resimlerin üç-boyutlu mekanı iki-boyutlu yüzeye aktarırken daha gerçekçi görünmelerini sağlamak üzere kullanan mekanik temelli bir teknik. Sanatla bilimin buluşması Çizgi perspektifi (linear perspective): Bir kaçış noktası (vanishing point) belirlenir ve imgede nesnelerin boyutları bu noktaya doğru küçülür. Tek bir bakış noktasına göre ayarlanır. Bir görsel teknikten çok, Rönans Avrupasının dünyaya bakış biçimindeki değişime denk düşen bir görme biçimi. John Berger: Perspektifi kullanan her çizim ve resim izleyiciye dünyanın merkezi olduğu hissini verir.

  3. Tek-nokta Perspektifi: (One-point perspective) Çerçevenin içinde yeralan resmin, gözlemcinin üç-boyutlu dünyaya baktığı bir pencere gibiymişçesine sunulması ilkesine dayanır. Alberti, Della Pittura (On Painting) 1435-36: kanvas “resmetmek istediğime baktığım bir penceredir” Albrecht Dürer, 1525

  4. Tek-nokta perspektifinin en önemli özelliği kaçış-noktasıdır (vanishing point). - resim-yüzeyine dikey konumdaki bütün çizgiler tek bir noktadan çıkmışçasına konumlanır. 15. Yüzyıl başlarında Floransa’da Filippo Brunelleschi tarafından bulunup, ilkeleri 1435-36 yılları arasında Leon Battista Alberti (1404-1472) tarafından kaleme alınmıştır. Bu nedenle “Albertian perspektif” adı da verilir.

  5. Massacio, The Trinity (Sata Maria Novella, Florence, 1426)

  6. Pierro della Francesca, The Flagellation, 1463-64

  7. Perspektif tekniği, mekanı figürlerden baskın duruma getirerek, mekanın imgedeki rolünü de değiştirmiştir. Bilimsel olarak tanımlanan bu mekan duygusu daha geniş düzlemdeki felsefi gelişmelerle ilişkilidir. Fra Carnevale, The Annunciation, c. 1448

  8. Ibn Al-Haitham (Alhazen): 11. Yüzyıl başlarında astronomik araştırmalarda camera obscura’yı kullandı ve ışık ışınlarının belirli bir noktada birleşimine dair bir görme kuramı geliştirdi. Thomas Kepler: gözün lensinin retinaya ters bir imge yansıttığını söyledi. René Descartes ve “Kartezyen Uzam”: Algıyı retina yüzeyinden beyne taşıdı: Descartes’ın (1596-1650) kuramları doğayı anlamak için rasyonalist ve mekanik yorumlama yöntemiyle ilgileniyordu ve uzamın matematiksel yöntemle tanımlanıp, ölçülebileceğini savlıyordu. Kartezyen sistemde,mekan, her biri diğerine 90 dereceyle kesen, üç ayrı eksende düzenlenir. Kartezyen uzam Descartes’ın, “düşünüyorum öyleyse varım” sözüyle özetlenebilecek, insan doğasına ilişkin kuramına dayanır. Bu kurama göre, insanlar dünyayı pozitif ve aracısız bir biçimde algılayarak varolabilirler. Kartezyen uzam, bu nedenle, her şeyi bilen ve her şeyi gören, rasyonel özne düşüncesine dayanmaktadır.

  9. Görgücülük (Ampirizm): Bilginin sadece duyumlardan geldğini (dilden ve diğer temsil biçimlerinden bağımsız olarak) ve görgüsel deney dışında hiçbir yoldan bilgi edinilemeyeceğini savunan öğreti. Deneye ve görgüsel bilgiye (insanın doğrudan doğruya gördüklerinden çıkardığı bilgi) dayanır. Descartes, Yöntem Üzerine Söylem (1637): “Yaşamlarımızın idamesi duyulara dayanır, bu duyulardan en gelişkin ve en önemli olanı görme duyusu olduğu için de, bu duyunun gücünü arttırmaya yönelik her türlü buluş son derece yararlıdır.” Benzerlik yerine Perspektif: bilim ve sanatın buluşması İmge üretim teknolojileri ile imgelerin nasıl anlaşıldığı arasındaki bağ.

  10. Fransız Resim Akademisi: 1648’de 14. Louis tarafından kuruldu. Bina ve arkayüzeydeki mekan perspektif kuralı uyarınca resmedilirken, figürler klasik oran ölçeklerine göre çizilir.

  11. Jacques Louis David, Oath of the Horatii (1785)

  12. Dirk Bouts, Last Supper

  13. David: Matematiksel kesinlik yerine, “gerçeklik efekti” (verisimilitude) amaçlar. Anamorfoz (Anamorphosis): Nesneleri, gerek görünümleri ancak belirli bir açıdan veya eğik bir aynaya yansıtılarak bakıldığında görülecek biçimde, özellikle çarpıtılmış olarak göstermeye dayanan resim tekniği. Bu teknikte kaçış noktası imgenin önünde değil, resim yüzeyiyle aynı düzlemde kurgulanır.

  14. Hans Holbein, The Ambassadors (1519)

  15. Andrea Pozzo, “Saint Ignatius entering Heaven” (c.1707)

  16. Albrecht Dürer, The Painter’s Manual, 1525

  17. Papyrus of the Princess Entiu-ny, M.Ö. 1025

  18. Sefer-i Zigetvar, II. Selim ve Avusturya elçisi

  19. Jacopo Barbari, View of Venice (detay) (1500)

  20. Görsel imgelerin tarihi bilim ve teknolojideki gelişmelerin ışığında incelenebilir. Bu çerçevede, Batı kültüründe imge üretiminin tarihi dört ana döneme ayrılabilir: 1. Perspektif öncesi (1425’e kadar) antik sanat. 2. Perspektif Çağı (Onbeşinci yüzyıl ortalarından onsekizinci yüzyıla kadar): Rönasans, Barok, Rokoko ve Romantik dönemler. Bilimsel Devrim ve Aydınlanma. Bilimsel Devrim (Onbeşinci yüzyıl ortalarından onyedinci yüzyıla kadar): Bilimde, özellikle de gemicilik, astronomi ve biyoloji gibi alanlardaki gelişmler, insanların dünyaya bakış açısında radikal değişime neden oldu ve Kilisenin egemen rolünü geri plana itti. Aydınlanma: Onsekizinci yüzyılda ortaya çıkan bir düşünce hareketi. Bilime verilen önem, rasyonlizm ve ilerleme kavramları ile tanımlanır. Aydınlanma, insan aklının, bilimsel bilgi aracılığıyla, boşinançlara üstün geleceği, cehaleti sona erdireceği, ve doğanın teknik aracılığıyla işlenmesi sonucu bolluk getireceğine, insan ilişkilerinde adalet ve istikrar getireceği inancını taşır.

  21. 3. Modern Dönem: Sanayi Devrimi ve mekanizasyonun gelişimiyle birlikte meydana gelen teknik gelişmeler. 1830’larda fotoğrafın bulunuşuyla yeniden-üretim (çoğaltım) ve kitle iletişiminin olanaklı duruma gelmesi. 4. Postmodern dönem (1960’lardan günümüze): elektronik teknoloji, bilgisayar aracılığıyla ve sayısal-yoldan imge üretimi, ve sanal mekan çağı. Teknolojik Determinizm: Teknolojinin toplumsal değişime yol açtığı, ve toplumsal etkilerden bağımsız olduğuna dayalı görüş. Belirli bir toplumsal ve tarihsel bağlamın ürünü olarak teknoloji

  22. Martin Jay, “Modernitenin Görme Rejimleri” Modernitenin “görme rejimi” karmaşık görsel kuram ve uygulamaların uyum içinde birleşiminden çok, çatışmalı bir alan olarak değerlendirilebilir. Modern dönemin baskın görsel modeli: görsel sanatlarda perspektif ve felsefede Kartezyen öznel rasyonalite görüşü.

  23. Jonathan Crary, Techniques of the Observer Modern görsel kültür kuramlarının eleştirisi: İzlenimcilikle birlikte, yüzyıllardır süregiden modelden (perspektif sistemi) yeni bir görsel temsil ve algılama modeline geçilir. Neden: fotoğrafın keşfi ve 19. yüzyıldaki gerçekçilik anlayışı. Gerçekçilik-deneycilik: popüler temsil uygulamalarında gerçekçilik (kamera) egemen olurken, modernist sanatta deney ve keşifler gerçekleştirildi. Ancak, 19. Yüzyılda görsel alanda çok daha kapsamlı ve önemli bir dönüşüm 1820’lerden beri yürürlükteydi. 1870 ve 1880’lerde ortaya çıkan modern resim ve 1839’da fotoğrafın bulunuşu bu dönüşümün birer sonucudur:

  24. Jonathan Crary, Techniques of the Observer Görme ve gözlemleyen özne: belirli uygulayım, teknik, kurumlar ve öznellik süreçlerinin tarihsel sonucudur. 19. yüzyılda gerçekçilik: 17. ve 18. yüzyıl düşüncesinde bastırılan görüşte öznellik düşüncesi, 19. yüzyılda yerini öznel bakış açısına bırakmıştır.

More Related