1 / 22

Gladys Aylward (‘Gledis Eylword’) 1902 -1970

Gladys Aylward (‘Gledis Eylword’) 1902 -1970. Gladys Aylward ( 1902 - 1970 ). Çocuk yaşları. Gladys Aylward 1902 senesinde London’da fukara bir işçi aileden doğdu.

sandro
Télécharger la présentation

Gladys Aylward (‘Gledis Eylword’) 1902 -1970

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Gladys Aylward (‘Gledis Eylword’) 1902 -1970

  2. Gladys Aylward(1902-1970) Çocuk yaşları • Gladys Aylward1902 senesinde London’da fukara bir işçi aileden doğdu. • Daha küçük yaşta kendi korkularını yenmeyi öğrendi. Delikanlı kız iken 1. Dünya Savaşında Almanlar London’a zepelinlerle bombalar attılar • Komşu kızanları korkudan ağlarken, Gladys onları kendi evine topladı, salonda oturttu ve kendisi piano çalıp yüksek sesle ilahiler çaldı.

  3. Delikanlılık yıları Gladys Aylward(1902-1970) • Ailesi ona bakamadığı içi daha küçük yaşta başka evlerde hizmetçi ve temizlikçi olarak çalışmak zorunda kaldı • 18 yaşında iken bir ‘uyanış toplantısına’ katıldı. • Orada Rab ona konuştu ve karar verdi, hayatını Rabbin hizmetine teslim etsin. • Ama fukara, okumamış ve üstelik çok kısa boylu olan bir kadın ne yapabilirdi ki?

  4. Delikanlılık yıları Gladys Aylward(1902-1970) • Kısa zamanda öyle bir anlayışa geldi ki, Rab onu misyoner olarak Çin’e göndermek istiyor • 26 yaşında iken ‘Çin İç Bölgeler Misyonu’na başvurdu. • Bir deneme zamanından sonra, onu redettiler – yeterince okumuşluk yok diye. • Ama Gladys Aylward gene de karar verdi, Çin’e gitsin. • Çok düşük aylığından bu amaç için para toplamaya başladı.

  5. Jeannie Lawson Trans-SibiryaEkpresi’nde yolculuk Gladys Aylward(1902-1970) • İki sene sonra Çin’de çalışan yaşlı bir kadın misyonerden haber aldı (Jeannie Lawson). O aslında İngiltere’ye dönemek istedi, ama razı geldi kalsın, eğer Gladys ona yardım etse. • Gladys bütün paracıklarını toplayıp bilet almaya gitti. Satıcı ona dedi: “Gemi ile 90 Paund (bir işçinin altı aylığı).” – “O kadar param yok ki” dedi Gladys. • “İsterseniz tren de var, o sade 47 Paund. Ama Rusya ile Çin arasında şu anda savaş var. Nasıl gideceniz?” • “Rab bir yol bulacak” diyerek tren bileti aldı ve yola çekildi.

  6. Trans-SibiryaEkpresi’nde yolculuk Gladys Aylward(1902-1970) • 12.000 kilometre – 14 gün yolculuk • ‘Vladivostok’a gelince, Gladys Japonya’ya geçip, oradan da gemi ile Çin’e yolculuk etti.

  7. 5000 km Gladys Aylward(1902-1970) Peking 3500 km • Gladys uzun bir yolculuktan sonra Şanci oblastındaki küçük Yang-Çen kasabasına vardı. • Yapayalnızdı, kimseyi tanımazdı, dil bilmezdi ve cebinde tam 2-3 Leva kalmıştı. Yang-Çen

  8. Gladys Aylward(1902-1970) Çin’deki ruhsal durum • 1900 yılına kadar Çin’de 4000-5000 misyoner yaşardı ve birçok kişi Rabbe gelmişti. • Ama sonra yabancılara ve özellikle misyonerlere karşı düşmanlık başladı. • 1900-1901 senelerinde ‘Boksör’ ayaklanması yapıldı. 18.700 Çinli hristiyan ve 230 misyoner öldürdüler. • Gladys Aylward’un yerleştiği kasabada hiç yabancı görmemişlerdi. Halk ona ve Jeannie Lawson’a karşı soğuk davranırdılar. Öldürülen İngiliz misyoner aile

  9. Hancı Gladys Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys ve Jeannie’ye bir gün bir fikir geldi: bir han açmak. Yang-Çen kasabası eski bir kervan yolunun üzerinde idi ve her gün oradan kömür ve başka yük taşıyan tücarlar geçerdi. • Yaşadıkları binayı remont edip işe açtılar. Ertesi gün Gladys ilk geçen kervanı karşıladı, öndeki güdücü katırı dizginlerinden tuttu ve avluya soktu. Öbür hayvanlar da ister istemez peşinden geldiler. • Yolculardan standart ücreti aldılar ve geceleyin de bedava eğlence verdiler: Kutsal Kitap’tan hikayeler anlattılar. Kervancılar da onları başka kervancılara anlattılar.

  10. Gladys Aylward(1902-1970) Gladys ile Jeannie • Yavaş yavaş bütün oblast müjdeyi işitmeye başladı. Gladys de halk tarafından saygınlık kazandı. • Kısa bir zaman sonra Jeannie merdivenden düşüp hastalandı ve arkasından öldü. Artık Gladys’ın tek bir yardımcısı kaldı: Yang adında imana gelmiş Çinli bir aşçı. • Gladys anladı ki, oblastın valisini Rab için kazanması gerekiyordu. Onlara ‘Mandarin’ derlerdiler. Onun için dua etmeye başladı.

  11. Ayak inspektoru Gladys Aylward(1902-1970) • Jeannie’nin ölümünden birkaç hafta sonra Mandarin büyük bir grup hizmetçiyle Gladys’in hanına geldi ve ondan yardım istedi. • Eskiden beri Çin’de korkunç bir adet vardı: anneler kız evlatlarının ayaklarını çok sıkı bağlayıp öyle brakırdılar. Zamanla ayak parmakları bambaşka biçim alırdı, ayak küçücük kalırdı. Kendine gelin arayan erkekler buna bayılırmışlar. • Hükümet karar verdi bu adeti durdursunlar, ama bunu kontrol edecek bir kadın lazımdı. Vali de Gladys’i seçti çünkü onun hakkında iyi şeyler işitmişti.

  12. Gladys Aylward(1902-1970) Ayak inspektoru • Böylece Gladys Aylward köy köy gezip, devletin adında her bir haneye girebildi ve, tabii ki, aynı anda her yerde Rab İsa’nın müjdesini yaydı. • Mandarin de onun başarılı olduğunu görünce ona karşı daha fazla saygı duymaya başladı. İsa hakkında düşünmeye de başladı.

  13. Mahpus ayaklanması Gladys Aylward(1902-1970) • Bir sene sonra Mandarin, Gladys’i yanına çağırtırıp gene yardım istedi: Erkek mahpusunda bir ayaklanma oldu. Mahpusçular avluda dövüşüp bir kaç kişiyi öldürmüşlerdi. • Mardarin Gladys’e dedi: “Sen git onlarla konuş. Askerlerim korkuyor.” – “Neden ben gideyim?” – “Hani sen hep vaaz ediyorsun ki, İsa’ya iman edenlere yok korkunçluk. Haydi göster şimdi!”

  14. Gladys Aylward(1902-1970) Mahpus ayaklanması • Sonra bu ufak tefek Gladys dövüşen erkeklerin arasına atılıp bağırdı: “Susun hepiniz, tek tek konuşun. Neden ağlaşıyorsunuz? İstediğiniz nedir?” • Sonra mahpus şefine onların isteklerine bildirdi: “Sen mahpusçuları çok sıkışık yerde tutuyorsun, hem de iş vermiyorsun. Yemek de vermiyorsun, sade akrabaların getirdiklerinden yiyorlar. Böyle durumlarda elbette hep kavgalar olacak.” • Sonra birkaç eski dokuma tezgahları getirip mahpusçuları çalıştırdı. Herkes kumaş satıp kendi yemek parasını kazandı. Mahpus sakinleşti.

  15. Kimsesiz evlatlar Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys’in ünü yayıldı; Çinliler ona ‘Ay We De’ adını verdiler: o da ‘Merhametli Olan’ demektir. • Kısa zaman sonra Gladys sokakları gezerken bir dilenci kadın gördü. Kucağında aç ve çıbanlarla dolu bir ufak kızan gördü. Kadın onun anası değildi; o kızanı kaçırıp daha fazla dilenmek için kullanırdı. • Gladys kızanı 9 Leva karşılığında satın aldı, evine götürdü. Onun yeni adını ‘Dokuzlev’ koydu.

  16. Kimsesiz evlatlar Gladys Aylward(1902-1970) • Çok vakıt geçmedi ‘Dokuzlev’ başka bir kimsesiz çocuk getirdi. Dedi: “Ay We De anam! Bu kızana da bak. Ben daha az yiyecem, yeter ki o da bizimle kalsın!’ • Gladys onu da aldı, adını da ‘Dahaaz’ koydu. Gittikçe daha fazla kimsesiz kızan yanına aldı, hepsine baktı.

  17. Mandarin’in itirafı Gladys Aylward(1902-1970) • Günün birinde Mandarin onu kocaman bir bankete çağırdı. Bütün devlet adamları ve ileri gelenler orada idi. Gladys tek kadın idi. • Sofranın sonunda Mandarin ayağa kalkıp bir konuşma yaptı: Anlattı nasıl Ay-We-De uzak bir devletten gelip aralarında yaşadı, fukara, kimsesiz, hasta ve mahpusta olanlara merhamet gösterdi. • Gladys çok şaşmaya başladı. Adamın maksadı neydi? Bu lafı nereye getireceydi? • En sonunda Mandarin dedi ki: “Onun hayatı beni çok etkiledi. Ben de artık hristiyan olmak istiyorum”. Herkes şok oldu. • Gladys ayağa kalkıp bir şeyler konuşmaya çalıştı ama sade pepeledi. Anladı ki, bütün Çin’de kaldığı zamanının en önemli kişi imana getirdi.

  18. Japonlar geliyor Gladys Aylward(1902-1970) • 1938 senesinde Japonya, Çin’e ve sonra başka birçok Asya devletlerine saldırdı. • Saldırılarda değil sadece askerler, çok sivil halk da öldü.

  19. Japonlar geliyor Gladys Aylward(1902-1970) • Yang-Çen kasabasını da bombaladılar. Birçok kişi öldü, geri kalanlar da balkanlara kaçtı. • Gladys yukarıdaki odada dua etmekteydi. Birdenbire bütün oda çöktü. Gladys bir kata aşağı düştü. Kocaman bir direk üstüne düşmüştü, onu yere çakmıştı. Ancak saatler sonra kurtuldu. • Kendini toparlayıp hemen bütün kasabayı organize etti.

  20. Uzun yürüyüş Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys Aylward zamanla yakın 100 kızan topladı. Onlar için güvenilir bir yer aradı; ancak 14 günlük yol uzaklıkta olan Sian kasabasında olan kimsesiz yurdu buldu. • 96 küçük kızanla yapayalnız yola çıktı. Kimi gecelerde köylerde barındılar, kimi geceler gene kırda açıkta kaldılar.

  21. Uzun yürüyüş Gladys Aylward(1902-1970) • Onikinci gün kocaman Huangho (‘Sarı Irmak’) ırmagının kıyısına geldiler. Ama yoktu neyle onu geçsinler. • Kızanlar sormaya başladı: “Neden geçmiyoruz?’ – “Çünkü ne gemi, ne kayık var. Ama Rab herşey yapabilir. Dua edelim, o bize bir yol göstersin.” • Sonra hepsi diz çöküp dua ettiler, arkasından da ilahi söylediler. • Çinli bir subay ilahinin sesini işitip yaklaştı. Durumu öğrenince: “Tamam, sanıyorum, size bir gemi bulabilirim” dedi. • Gerçekten de öyle yaptı. Herkes geçti ve birkaç gün sonra hepsi sağ salim, Sian kasabasına vardılar. • Gladys Aylward da son gücünü tüketmişti. Yüksek ateşle yatağa düştü, ancak bir hafta sonra uyandı.

  22. Son seneleri Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys savaştan sonra da Çin’de kaldı ve Rabbin işini devam etti: Sian’da bir toplantı kurdu. • Seçuan’da cüzamlılar (lepralılar) için bir hastane açtı. • Ama savaşta yaralanmıştı ve bu yaraların ameliatı için 1947 senesinde İngiltere’ye döndü. 6 sene orada kaldı ve vaaz etmeye devam etti. • 1953 senesinde Çin’e dönmek istedi ama komunist hükümeti ona izin vermedi. Onun için Tayvan’a yerleşti, ölümüne kadar orada Rab için çalıştı. • 3. Ocak 1970’te Tayvan’ın başkenti Taypey’de öldü, mezarı da oradadır.

More Related