1 / 57

KÖY ENSTİTÜLERİ

KÖY ENSTİTÜLERİ. TESLİME PARTİGÖÇ 070645008. Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferle elde ederse etsin,o zaferin sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür. Atatürk.

stedman
Télécharger la présentation

KÖY ENSTİTÜLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KÖY ENSTİTÜLERİ TESLİME PARTİGÖÇ 070645008

  2. Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferle elde ederse etsin,o zaferin sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür. Atatürk

  3. A) KÖY ENSTİTÜLERİN KURULUŞU • B) KÖY ENSİTÜLERİNİN EĞİTİM ÖZELLİKLERİ • C) KÖY ENSTİTÜLERİNİN KAPATILMASI

  4. A)KÖY ENSTİTÜLERİNİN KURULUŞU Köy muallim mekteplerinin kapanmasından sonra inkilapları köye götürebilecek,köyün kalkınmasının sağlayabilecek,çeşitli konuları bilen,köyde kalabilen bir öğretmen tipi üzerindeki model arayışı devam etmiştir.

  5. Bu arada ilkokul öğretmenlerinin sayısında giderek azalma olmuştur.1931-1932 ders yılında 16.973 olan ilkokul öğretmen sayısı,1935-1936 yılında 14.949’a inmiştir. • Mevcut öğretmen okulları her yıl 650-700 öğretmen mezun etmesine rağmen çok sayıda emeklilik,ölüm ve istifa gibi meslekten ayrılmalar yüzünden bu sayı 300-500’ye düşmekte ve açık büyümekteydi.

  6. 1935 yılına gelinceye kadar yapılan iyileştirmelere ve yoğun çalışmalara karşın Atatürk’ün amaçladığı ilköğretim düzeyine ulaşılması olanaklı kılınamamıştır. • Yeni Türk harfleriin kabulü, ve millet mekteplerinin açılmasından sonra çeşitli yönleriyle köy sorunlarının çözülmesi gerekiyordu.

  7. Gerçektende büyük paralar harcanarak açılmış olan köy yatılı okullarına öğretmen bulunamıyor,oraya giden öğretmenlerde köy şartlarına uyum gösteremedikleri için kısa zamanda kentlere kaçıyordu.Her bakımdan geri durumdaki köy çevresi öğretmenin elini kolunu bağlıyor,köy okulları da bu nedenle ölü bir yatırım olmaktan ileri gidemiyordu.

  8. 1935 lerde nufüsun %8O i köylüydü ve bu kitle “ihmal edilmişti”Atatürk ün bu konuya eğilmesiyle sorumlulara işi kökten ve ciddi olarak ele aldılar. • Komisyonlar kurularak anadolu köy gerçeği yerinde görüldü,incelendi.

  9. Bu incelemeler değerlendirelerek ne yapılması gerektiğine üstüne sonuçlar çıkarıldı. • Köy eğitimi alanında daha önce yapılan işler, hazırlanan raporlarda gözden geçirildi.

  10. Batıdan kopya edilen yöntem ve kurumların bizim gerçeklerimizi değiştiremeyeceği gerçeğide bu arada kabul edildi. Bu yüzden kendimize özgü kurumlar yaratmak için girişimler başlatıldı. • Atatürk ‘ün önerisiyle Saffet Arıkan 13 Haziran 1935 de iş başına getirilmiştir.

  11. Saffet Arıkan aynı yıl İsmail Hakkı Tonguç’u 1940 yılına kadar ilköğretim genel müdürlüğünü vekaleten yürütmek üzere atamıştır.

  12. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan’a göre ; “35 bin öğretmensiz köye Cumhuriyet ancak 100 yıl sonra öğretmen gönderebilecektir.”

  13. İlk olarak cumhuriyet in kuruluş yıllarında uzmanlarca hazırlanmış raporlar(başta John Dewey) raflardan indirilir, incelenir. • Tonguç ilköğretim sorununu çözmeye yaklaşmış olan başka ülkelerde incelemeler yapmak üzere geziye çıkar ve köylerde yaptığı incelemeleri bir raporla bakanlığa sunar.

  14. Tonguç’un önerisi şudur: “Sorunu salt bir köy okulu uğraşı olarak almayarak köyü canlandırma sorunu olarak kurumlaştırmayı ve bunu belli yıllarda gerçekleştirmeyi sağlayacak planları yasalaştırmak koşuluyla köyde eğitimi sağlam dayanaklar üzerine oturtmak bizim için bir yaşam sorunudur.”

  15. İşte acil öğretmen ihtiyacını karşılamak maksadıyla 1937 yılında 3238 sayılı Köy Eğitmenleri Kanunuçıkarılmış ve bu kanunla askerde başarılı olan çavuşlar Maarif vekaleti ile Ziraat Vekaleti tarafından müşterek organize edilen 6-8 aylık “Eğitmen Kursu’natabi tutularak yetiştirilmişlerdir.

  16. 10 lira maaşla acil ihtiyaç bulunan köylere gönderilmişlerdir. Köy eğitmenleri tecrübesi zamanla gelişerek köy enstitülerinin kurulmasına basamak olmuştur.

  17. Önceki bakan Saffet Arıkan zamanında İzmir ve Eskişehirde açılan Köy Öğretmen okulları bu kanunla Köy enstitülerine dönüşmüş,mezunlarına 20 yıl köyde görev yapma mecburiyeti getirilmiştir.

  18. 1939 yılında toplanan I.milli eğitim Şurasında yaptığı konuşmada dönemin Milli eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel: “ Köy öğretmeni köyde doğmuş,büyümüş köy şartlarını yaşayarak bilen gençler arasından seçilip yine köy okullarına uygun olarak kurulan öğretmen okullarında yetiştirilerek köye gönderilmesini ilke olarak kabul edildiğini ,bu öğretmenlerin köyde kalkınma hareketlerinin önderleri olacağını” açıklamıştır.

  19. 31 Ocak 1940 da Tonguç vekaleten sürdürdüğü İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne asaleten atanır. • 17 Nisan 1940 yılında 3803 sayılı kanunla Köy Enstitüleri resmen kurulmuştur.

  20. Yasanın gerekçesinde daha önce açılmış olan 4 öğretmen köy okulundan başka 8 yerde hemen Köy Enstitüsü açılabilmesi için 1939-40 yıllarında hazırlık yapmış olduğu da yazmıştı. (Kars, Kayseri, Kocaeli, Malatya, Trabzon, Samsun, Seyhan ve Isparta ) • Tasarı yasalaşır yasalaşmaz Kızılçullu,Çifteler Gölköy ve Trakya Köy Öğretmen okullarının adı Köy Enstitüsüne çevrildi.

  21. Öğretmen, koruyucu sağlık hizmeti, tarım teknisyeni ulaşmamış hiçbir köyün kalmayacağı güçlü bir Türkiye'nin hedeflendiği 1940 yılında açılacak enstitülere okur-yazar köy çocuğu bulmak büyük bir sorundu.

  22. Enstitü sayısı 1945'te 20'ye, 1948'de 21'e çıkarıldı. Enstitüler, bölge esasına göre kurulmuştu. Her enstitünün sorumlu olduğu 3-4 il vardı. Enstitüler, bu illerin köylerinde eğitmenlerin yetiştirdiği öğrencilerden seçerek öğrenci alıyordu.   

  23. Köy Enstitülerine genellikle en yakınındaki köyün adı veriliyordu. Bunun en yerli,en ulusal ve halka en saygılı adlandırma yöntemi olacağı düşünülmüştü.

  24. 1942 yılında çıkarılan 4272 sayılı “Köy okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu ile enstitüleri daha kapsamlı bir yapıya kavuşturulmuştur. • Bu kanuna göre ; Köydeki öğretmene a) Okul ve kurslarla ilgili işler b) Köy halkını yetiştirmekle ilgili görevler verilmektedir.

  25. Köy Enstitüsü mezunlarından bu okullar ve bölge okulları için öğretmen ve müfettiş yetiştirmek ve Enstitülere rehberlik yapmak köy incelemelerine merkez teşkil etmek üzere Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü adıyla 3 yıl süreli bir okul daha açılmıştır. • Ocak 1945’ten sonra ,3 ayda bir köy enstitüsü Dergisini çıkarmıştır.

  26. B)KÖY ENSTİTÜLERİNDE EĞİTİMİN ÖZELLİKLERİ • Enstitülerin ilk resmi öğretim programı 1943 tarihlidir.

  27. 1953 yılına kadar Köy Enstitülerinin öğretim süresi ilkokul üzerine 5 yıldı. Öğrencilere yazları en fazla 45 gün izin veriliyordu. • 1946'ya kadar uygulanan enstitü programlarında öğretmenlik bölümünün haftalık ders yükü 44 saatti. Bunun yarısı genel kültür ve meslek derslerine, 4'te biri iş, diğer 4'te biri de tarım etkinliklerine ayrılıyordu.

  28. Bir haftalık süre bakmından derslerin dağılımı söyledir: • Kültür dersleri : her sınıfta 22 saat • Ziraat dersleri ve çalışmaları: her sınıfta 11 saat • Teknik dersler ve çalışmalar: her sınıfta 11 saat

  29. Enstitülerde tarım ve iş derslerinin içeriği, o yörede geçerli tarım türü ve zanaatlara göre, ilgili enstitü öğretmenler kurulunca belirleniyordu. • Bu ders ve etkinlikler mevsimlere göre düzenleniyor, enstitünün tüm işleri öğretmen ve usta öğreticilerin rehberliğinde, öğrenciler tarafından yapılıyordu.

  30. Yeni kurulan enstitülere, önce kurulanlar tarafından "yardım ekipleri" gönderiliyor, böylece dayanışma, kültürel etkileşim, gezi-gözlem gibi olanaklar sağlanıyordu. • Tüm etkinliklerde köy yaşamıyla bağlantı kurulup, köyde modern yaşamın kurulmasında işe yarayacak bilgi ve beceriler kazandırılıyordu.

  31. Her Enstitülü'nün öğretmenlik diplomasında bir iş, bir de tarım ek branş olarak belirtiliyordu

  32. Kültür dersleri • Türkçe • Tarih,Coğrafya,Yurttaşlık bilgisi • Matematik,Fizik,Kimya • Tabiat ve okul sağlığı • Yabancı dil • El yazısı • Beden eğitimi,Müzik,Beden Eğitimi ve Ulusal oyunlar • Askerlik • Ev idaresi ve çocuk bakımı

  33. Öğretmenlik bilgisi a)Toplumbilim b)İş eğitimi c)Çocuk ve iş ruh bilimi d)Öğretim metodu ve Tat. • Zirai İşletmeler Ekonomisi ve Kooperatifçilik

  34. Ziraat Dersleri ve Çalışmaları: • Tarla Ziraatı • Bahçe Ziraatı a)Fidancılık b)Meyvacılık c)Bağcılık d)Sebzecilik • Sanayi bitkileri Ziraatı • Kümes hayvanları Bilgisi • Arıcılık ve ipek böc. • Balıkçılık ve Su Ür. • Ziraat Sanatları

  35. Teknik dersler ve çalışmalar: • Köy demirciliği a)Nalbantlık b)Motörcülük • Köy dülgerliği a)Marangozluk • Köy yapıcılığı a)Tuğla ve kiremitçilik b)Taşçılık c)Kireççilik d)uvarcılık,sıvacılık e)Betonculuk

  36. Köy enstitülerine,ilkokulu bitiren köy çocukları sınavla alınıyordu. • Kız öğrencilerle karışık bir öğretim uygulanıyordu.Ancak 1950’den sonra,kızlar Kızılçullu ve Beşikdüzü’nde toplanıp karma eğitim kaldırılmıştır. • Okul binalarını genelde öğrenciler yapmışlardır.

  37. Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü Ana Bina Yapımından Bir Görüntü

  38. Köy Enstitüsü programı, çok yönlü eğitimi benimsemişti. Genel kültür ve beceriler yanında edebiyat, resim, müzik ve spor gibi etkinlikler, her öğrencinin doğal hakkı sayılıyordu. • Eğitim yaşamının tümüne sanat, hareket ve yaratıcılık egemendi. Her öğrencinin bir müzik aleti (genellikle mandolin) çalması zorunlu idi. Halk kültürünün tüm malzemesi enstitülere taşınıp işleniyordu.

  39. Enstitülerde her hafta bir eğlenti düzenleniyordu. Yönetici ve öğretmenlerin de katıldığı bu eğlenti programları piyes, müzik, gösteri, halk oyunu, orta oyunu vb. etkinliklerden oluşuyordu. Bu etkinlikleri, çevredeki köylüler ve öğrenci velilerinden konuk olanlar da izliyordu.

  40. Köy Enstitülerinde uygulanan eğitim ve öğretim yöntemi, "öğrenciyi merkeze" koymuş ve onun etkin kılınmasını temel almıştı. • Ekip çalışmaları ve bireysel etkinlikler, öğrenci kişiliğinin geliştirilmesi açısından vazgeçilmez koşuldu.

  41. Tonguç'un geliştirdiği ve Köy Enstitüsü Sistemi'nde benimsenen "İş Okulu" anlayışı, el becerileri ile sınırlı bir yaklaşım olmayıp, öğrenciyi etkin ve yaratıcı kılacak tüm etkinlikleri kapsıyordu. Serbest okuma, müzik, beden eğitimi vb. çalışmalar da iş okulunun unsurlarıydı. Bu sistem, kuramsal bilgi ile uygulamayı iç içe yürütüyordu. Enstitülerde, bulunabilen teknolojinin yoğun olarak kullanılması esastı.

  42. Köy Enstitüleri’nde yaşam, dönemin öğretmen ve öğrencilerinin anlatımı ile tam "birliktelik, katılım, yetki" ve "sorumluluk" eksenlerine oturtulmuştur. Enstitülerde kararlar yönetici-öğretici-öğrenci üçlüsünün katkı ve onayıyla alınır. Okul yöneticileri ile öğrenciler her konuyu tartışabilirler. Enstitüleri’nin kuruluşunda Atatürk politikası uygulanır, tarıma elverişli arazilerin seçilmesine özellikle özen gösterilir. Eğitim anlayışı açısından Köy Enstitüleri’yle diğer okullar arasında çok önemli nitelik farkı bulunmaktadır.

  43. Köy Enstitüleri’ne eğitim anlamında yüklenen sorumluluk ağır ve anlamlıdır. Köy Enstitüleri’ndeki anlayış o dönemde "Eğitim, üretim içindedir" şiarıdır. Hep beraber ülkeyi kalkındırmak için üretmek ve hayata birlikte bakmaktır.

  44. Eğitim ve öğretim sorun çözmeye yönelikti. Özellikle Türkiye gibi halen köy kökenli ve tarıma dayalı yapılarda modelin önemi çok sonradan daha iyi anlaşılmıştır. Çünkü köy çocukları bu modelde hem eğitiliyor hem de geleceklerini hazırlıyorlardı. Küçücük çocuk köyünden geldiği gibi üretimin içerisine giriyor, kendi okulunu kendisi yapıyor, koyun güdüyor, müzik yapıyor, klasik eserler okuyordu.

  45. İsmet İnönü Hasanoğlan’da yol kenarında koyun güden çocukların azıklarında ekmek parçasının yanında klasikler görünce aradığını bulduğunu ve gelecekten umutlu olduğunu belirtir. • Duvar ören, tarım yapan, marangozluk, demircilik yapan, aynı zamanda dünya klasiklerini okuyan ve müzik yaparak ruhunu güzelleştiren mutlu insanları yetiştiriyordu.

  46. Ülkenin her tarafına yayılan eğitmenler bir taraftan okuma yazma öğretir, diğer taraftan doğrudan köylülerin üretim artışına yönelik pratik işlere girişirler. Kısa sürede bu eğitmenlerin gittiği köylerde sosyal faaliyet artar. Köylerde tiyatro bile kurulur, köy kahvelerinde okuma odaları açılır.

  47. C) KÖY ENSTİTÜLERİNİN KAPATILMASI • Köy enstitüsü programları 1947’de biraz değiştirilmiştir. • Kültür derslerine genel bilgi dersleri denmiş ve bunlara ötekilerden daha fazla saat ayrılmıştır. • Teknik derslere sanat dersleri ve atölye çalışmaları ,denmişbunların öğretimi her yıl fakat 1/3 öğretim yılı ile sınırlandırılmıştır. • 1947 değişikliği köy enstitüsü felsefesinden ilk uzaklaşma diye yorumlanır.

More Related