1 / 83

ÇAĞDAŞ YAŞAM ve ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN BERGAMA GERÇEĞİ

İ STANBUL T EKNİK Ü NİVERSİTESİ. ÇAĞDAŞ YAŞAM ve ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN BERGAMA GERÇEĞİ. Prof. Dr. İsmail DUMAN METALURJİ ve MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÜRETİM METALURJİSİ ANABİLİM DALI. ALTIN MADENCİLİĞİ ve ALTIN ÜRETİMİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOKTALAR. I . Dünya Genelinde:

chiku
Télécharger la présentation

ÇAĞDAŞ YAŞAM ve ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN BERGAMA GERÇEĞİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ ÇAĞDAŞ YAŞAM ve ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN BERGAMA GERÇEĞİ Prof. Dr. İsmail DUMAN METALURJİ ve MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÜRETİM METALURJİSİ ANABİLİM DALI

  2. ALTIN MADENCİLİĞİ ve ALTIN ÜRETİMİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOKTALAR

  3. I . Dünya Genelinde: • Dünya altın üretim sektörü esasen üç Musevi ailenin elindedir (Rothschield/İngiltere, Oppenheimer/ABD, Le Crespiny/Fransa-Avustralya). Teknik ve mali kontrol çoğunluğu bu ailelere ait 15 büyük maden tröstü eliyle yapılmaktadır.Bu 15 tröstün dünyada altın madeni çıkarıp işleyen 600 kadar şirketi vardır.

  4. Çıkarılmış altın cevherinin işlenmesi bir madencilik faaliyeti olmayıp hidrometalurjik bir işlemdir. Metalurji işletmeleri Primer üretim endüstrileriolup kimyasal faaliyetleri denetleyen çevre yasalarına tâbidir. Bu sektörün, kendi atıklarını depoloma yetkisi yoktur. Bunların proses atıkları, önceden arıtılmış olsun veya olmasın, kamu elindeki ve denetimindeki nihai atık depolarında -bedel ödetilerek- saklanır. Açık veya kapalı maden ocağından yeryüzüne çıkarılan cevher kırıldıktan sonra konveyörler yardımıyla değirmene nakledildiğinde madencilik faaliyeti biter. Daha “yaş öğütme” aşamasında sodyum siyanür çözeltisi kullanıldığından, ekstraksiyon işlemi başlamıştır.

  5. Sınai faaliyetin tümüne yanlış olarak “altınmadenciliği” denilmesi, ilgili şirketlerin yarattığı kasıtlıbir kavram kargaşasından kaynaklanır. Zira madensektörüne, fiziksel cevher zenginleştirme işlemlerisırasında oluşan madensel atıkları depoloma vebarajlama hakkı tanınmıştır. Buna karşılık, primerüretim yapan kimya-metalurji işletmelerinin zararlı kimyasal proses atıklarını barajlama/depolama hakkı yoktur ve olmamalıdır.

  6. Siyanürle Altın Liçinin Temel Reaksiyonları 2Au + 4NaCN + ½O2 + H2O  2Na[Au(CN)2]+ 2NaOH C [Au(CN)2]- Au(ads) + 2CN- 2Na[Au(CN)2] + Zn  2Au + [Zn(CN)4]2-

  7. Siyanürün Atmosferdeki Stabilitesi Yarılanma Ömrü 1/2 = 276 Gün (Atkinson, 1985) Topraktaki ve Havadaki Siyanür İçin (ne ilginçtir ki !) Herhangi Bir Emniyet Sınırı Değeri Verilememiştir (CEFIC, 7th European HCN-Forum, 1997) İçme Suyundaki En Yüksek Siyanür Değeri: 50 g/litre (European Commission, 1995)

  8. Sonu gelmeyen kazalara (adeta ısmarlanmış çevrefelaketlerine) karşı son yıllarda tüm dünyada yükselenitiraz, isyan ve kitlesel direnişler nedeniyle altıntröstlerince global çapta reklamı yapılan “arıtmatesisleri” sadece bir “ortalık yatıştırma” veyönetimlerden yeni taviz kopartma çabası gibigörünmektedir.

  9. AlkaliKlorinasyon Prosesi CN¯ + Cl2 CNCl + Cl¯ CNCl + 2OH¯ CNO¯ + Cl¯ + H2O 2CNO¯ + 3Cl2 + 6OH¯ 2HCO3¯ + N2 + 6Cl¯ + 2H2O 2NaCN + 6NaOH + 4Cl2 + ½O2 8NaCl + 2CO2 + 3H2O + N2 2Na2Cu(CN)3 + 28NaOH + 16Cl2 2Cu(OH)2 + 6CO2 + 32NaCl + 12H2O + 3N2 Tiyosiyanatların Parçalanması (alkali ortam) NaSCN + 4NaOCl +2NaOH  NaCNO + Na2SO4 + 4NaCl + H2O Klor Gazı Yerine Hipoklorit ile Siyanür Bozundurulması NaCN + NaOCl + H2O  CNCl + 2NaOH 2CN¯ + Ca(OCl)2 + H2O  2CNCl + Ca(OH)2 Demir Siyanür Kompleksleri Hiç Etkilenmez !

  10. H2O2ile Siyanür Bozundurma CN¯ + H2O2 CNO¯ + H2O asidik ortam ; CNO¯ + 2H + H2O  CO2 + NH4+ alkali ortam ; CNO¯ + OH¯ + H2O  CO32¯ + NH3+ H2O2ile Bakır Siyanürlerin Bozunması  2Cu(CN)32¯ + H2O2 + 2OH¯ 2Cu(OH)2 + 6CNO¯ + 6H2O Demir Siyanür Bozunması İçin İlave Bakır İyonuna Gereksinim Vardır  Fe(CN)64¯ + 2Cu2+ Cu2Fe(CN)6

  11. INCO/ SO2- Air Prosesi CN¯ + SO2 + O2 + Cu + H2O  CNO¯+ Cu + H2SO4 Tiyosiyanatın Oksidasyonu ve Siyanatın Hidrolizi SCN¯ + 4SO2 + 4O2 + 5H2O  CNO¯ + 5H2SO4  CNO¯ + 2H2O  OH¯+ NH3 + CO2  Inco Prosesine Göre, Demir Siyanür Parçalanması Ferrik Demirin Ferros Demire Redüklenmesiyle Başlar  2Fe3+ + SO2 + 2H2O 2Fe2+ + 4H+ + SO42- 2Fe(CN)63- + SO2 + 2H2O 2Fe(CN)64- + 4H+ + SO42-

  12. Ferros Siyanür Kompleksi Bakır, Çinko veya Nikel ilavesiyle Çöktürülür 2M++ + Fe(CN)64- + H2O  M2Fe(CN)6xH2O (M2+: Cu, Ni veya Zn) Katkı Metallerinin Fazlası Hidroliz Yoluyla Çözeltiden Ayrılır 2Cu2 + SO32- + O2 + H2O + 2OH¯ 2Cu(OH)2 + SO42- Ni2+ + 2OH¯ Ni(OH)2 Zn2+ + 2OH¯ Zn(OH)2

  13. Gereksinimler: 1 Gram Toplam Siyanürün Bozunması İçin 0,1 gram Cu (0.25 gram CuSO4.5H2O) 9 gram Kireç 5 gram SO2 (çoğunlukla Na2SO3ve Na2S2O5 halinde)

  14. Sıkça önerilen ve bazı işletmelerde uygulananarıtma prosesleri (siyanür oksidasyonuna dayananperoksit, hipoklorit, kükürtdioksit/hava vb.)aslında sadece siyanürlü kaplama banyolarıylaçalışan galvanoteknik endüstrisinin atık sularınıarıtmak için geliştirilmiş yöntemlerdir ve yalnız buamaca uygundur. Oysa altın ekstraksiyonununproses atığı “atık su” değil, “atık çamur”dur.Çevre teknolojisinde herhangi bir “çamur arıtma”yöntemi tanımlanmamıştır ve tanımlanamaz. INCO – SO2/Air prosesi de dahil olmak üzere anılan hiçbir siyanür bozundurma işleminin çamur arıtma şansı yoktur. Milimetrenin % 4’ü boyutuna öğütülmüş incecik cevher çok geniş bir yüzey alanı oluşturur ve siyanür iyonlarının önemli bir kısmını yüzeyinde tutarak bozunmaya karşı korur.

  15. Çamurun suyundaki zehir, çamurun katısına geçtiğinde buna arıtma denir mi? • “Arıtma” denilen işlemde önce siyanür bileşiği halinde sulu fazda bulunan pekçok ağır metal, siyanür bozunduğu zaman serbest kalıp hidrolize uğrayarak çöker. Nereye? Çamurun katısına! • Metal hidroksitlerin, özellikle de arsen bileşiklerinin kararlı olarak katı halde kalabileceği tek ve ortak bir pH değeri yoktur. Bir arsen bileşiğinin katı çökelti halinde bulunduğu bir pH değerinde pekçok başka arsen bileşiği sulu fazda bulunur ve bunlar bu halleriyle tehlikeli birer zehirdir.

  16. Altın üretim işletmelerinde çevresel risk yaratan tekkimyasal madde siyanür değildir. Su fazındaki siyanürüokside edip atığı barajlamakla ortadankaldırılamayacak esas çevresel risk ve kalıcı toksiketki, siyanür tarafından mobilize edilen ağırmetallerden kaynaklanır. • A-Siyanürlü çözeltiyle temas nedeniyle cevherden çözülen sayısız ağır metal -az veya çok başarılı bir şekilde- çamurun sulu fazından katı fazına geçirilebilir. • B- Siyanürün zehirsiz karbondioksit ve azota ayrıştığı yolundaki iddialar asılsızdır. Bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki, mevcut siyanürün sadece %10’u bu şekilde parçalanabilir. Esas parçalanma ürünleri ise kendileri de birer zehir olan siyanatlar ve tiyosiyanatlardır.

  17. C- Arsen, antimon, cıva, kurşun, talyum, kadmiyum, bakır, nikel, krom ve diğer ağır metallerin hidroksitlere ve arsenat/antimonatlara dönüştürülmüş kompleks tuzlar halinde ebediyen katı fazda tutulabilmesi; yani barajdaki çamurun katı kısmı içinde sonsuza kadar çözünmez kılınması teknolojik olarak mümkün değildir. Çünkü bir ağır metalin kararlı olduğu pH aralığında bir başka metal çözünmüş duruma geçecek, başka bir deyişle canlılar tarafından bünyeye alınabilir (bioavailable) hale gelecektir.

  18. Arsen Bileşiklerinin Çözünme Davranışları (siyanürsüz ve klorürsüz ortamda) 1. Ba(II)As(V) 2. As2S3 3. Fe(II)As(V) 4. Hg(I)As(V) 5. Cr(III)As(V) 6. Ca(II)P(V) / As(V) 7. Pb(II)As(V) 8. Ti(IV)As(V) 9. Fe(III)As(V) 10. MgNH4As(V) 11. Mg(II)As(V) 12. Ca(II)As(V)

  19. Arsen bileşiklerinin yukarıda verilen çözünme davranışına ilişkin grafikler klorürsüz ve siyanürsüz bir ortam için geçerlidir. Söz konusu bileşiklerin bulunduğu ortama klor ve siyanür iyonları girdiğinde bu çözünürlük değerleri kat kat (bazı bileşikler için yüzlerce kat) artar. Yani duraylandığı iddia edilen arsen bileşikleri yeniden suda çözünür. • Normandy (Eurogold, Newmont, vs.) Şirketi tarafından 1996 yılında Çevre Bakanlığı’na verilen ek taahhütnamede “tesis içi dökülme ve siyanatlar için hipoklorid bozundurma” maddesi hangi aklı evveller tarafından önerilmiş ve kabul edilmiştir?

  20. Burada en kritik nokta, arsen – klor bileşiklerinin çok yüksek buhar basıncına sahip olmalarıdır. Örenğin; AsCl3 0°C’de 8 mbar, 50°C’de 100 mbar, 130°C’de 1000 mbar buhar basıncına sahiptir. Bundan çıkacak sonuç arsenklorürün atmosferik koşullarda aktif buharlaşma gösterip barajdan kilometrelerce uzağa taşınacağıdır. Atık barajındaki arsen oranı, cevherdeki oranından daha düşük bulunursa kimse şaşmamalıdır. Hipoklorid uygulamasından bu yana önemli bir kısmının gaz olup uçmuş olması gerekir.

  21. Arsenin akut etkisi, aşırı miktarda alındığında öldürücü olması (fare zehiri olarak da biliniyor). Kronik etkileri ise şöyle: Cilt kanseri, duyu bozukluğu, refleks kaybı ve depresyon, kansızlık, kalp yetmezliği, kan kanseri, lenf sistemi kanseri, karaciğer tümörü (anjiosarkom), doğuştan sakatlıklar, gelişmesini tamamlamadan doğan bebekler, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve üremi sonucu ölüm, akıl hastalıkları.

  22. D- Siyanür oksidasyonunu ve ağır metalçöktürülmesini gerçekleştirmek üzere barajagönderilen atığın içine ilaveten tonlarca kimyasalmadde (klor, kükürt, kireç, sudkostik, bakır,çinko, nikel vb.) verilmektedir. Atık barajının muhtevasını zehirsizleştirebilecek hiçbir arıtma (detox) yöntemi ve sistemi yoktur.

  23. Günümüz uygarlığının çevresel nedenlerle bile olsa hiçbir zaman vazgeçemeyeceği 5 temel metali (bakır, çinko, kurşun, aluminyum ve demir-çelik) esas alarak bir karşılaştırma yaptığımızda, çok şaşırtıcı rakamlarla karşılaşırız: • Bir bakır cevherinden metale gidene kadar yapılan zenginleştirme 96 kattır. • Bir çinko cevherinden metale gidene kadar yapılan zenginleştirme 10-20 kattır. • Bir kurşun cevherinden metale gidene kadar yapılan zenginleştirme 5-10 kattır. • Bir aluminyum cevherinden metale gidene kadar yapılan zenginleştirme 2 kattır. • Bir demir cevherinden metale gidene kadar yapılan zenginleştirme 2 kattır. • Bir altın cevherinden metale gidene kadar yapılanzenginleştirme 1 000 000 kattır.

  24. Metallerin Cevher Tenörüyle İlişkisi (Cevherden Metale Kadar Zenginleştirme Oranları)

  25. Bu beş temel metalin her yıl topraktan üretilen750 milyon tonluk kütlesine ve 250 milyarUSD’lık satış bedeline karşılık üretilen fizikselzenginleştirme atıklarının toplam miktarıyaklaşık 200 milyon tondur.

  26. Dünya Metal ve Atık Üretimi [1997] Ve ... Bilimin, Teknolojinin en Etik Dışı Kullanımlarından Biri

  27. Yıllık toplam primer üretimi sadece 2500 ton ve satış değeri sadece 25 milyar USD olan altın, diğer metallerin toplam üretim atığının ortalama 10 katını tek başına yaratmaktadır. Üstelik buatık, bir cevher zenginleştirme atığı olmayıp toksik bir kimyasal proses atığıdır.

  28. Dünyada her yıl böyle milyarlarca ton kimyasal atık oluşturan altın üretimi -getiri/götürü açısından bakıldığında- nükleer enerji üretiminden ve nükleer atık depolamaktan daha ahlak dışıdır. Altının ne kadar vazgeçilmez (!) bir metal olduğu aşağıdaki grafikten görülebilir:

  29. Dünya Genelinde Altının Kullanım Alanları Bugüne kadar çıkarılmış ve insanoğlunun elinde bulunan toplam altın miktarı :150 000 - 200 000 ton. Sadece teknik amaçlı kullanıldığında bu altın dünyaya geri dönüşümsüz olarak 1600 yıl, geri dönüşüm uygulandığında ise sonsuza dek yeter !

  30. Bu metalin gerçek metalurjik değeri, kendisine vehmedilen değerin %4’ü bile değildir. Dünya ekonomik konjonktürüne bağlı olarak satış fiyatı 10 kat değişebilen bu spekülasyon aracının ederi ile maliyeti arasında hiç bir gerçekçi ilişki bulunmamaktadır.

  31. SONU GELMEYEN KAZALAR 1984 (Ağustos) Papua-Yeni Gine’deki BHP şirketine (Normandy, Dresdner Bank, Degussa, DEG) ait Ok Tedi madenine 135 ton siyanür taşıyan iki tekne Kuinga limanında alabora oldu. Siyanür varillerinin çok azı toplanabildi. Kıyı boyunca dipte dağılmış metal variller deniz suyunda çözünüp delinmeyi bekliyor. Her biri saatli bomba gibi. Bu arada limana yakın nehrin ağzında avladıkları timsah etlerinden yiyen 14 yerli zehirlenerek öldü. 1992 (Aralık) ABD/Kolorado eyaletinde Kanada’lı Galactic Resources şirketine ait skandallar madeni Summetville kapatıldı. 1984’te faaliyete geçen madenin taban suyuna ve Alamosa nehrine 8 yıl boyunca toksik atık sızdırdığı belirlendi. Nehrin 27 kilometresini biyolojik olarak ölü duruma getiren bu kirliliğin kısmen temizlenmesi için 120 milyon USD harcandı. Tam temizlik için 500 milyon USD daha gerekiyor (Bölgeyi terkeden şirketin sadece 4,7 milyon USD’lık teminatına el konulabildi). 1994 (Şubat) Güney Afrika’daki Harmony Madeninde atık barajı patladı; 17 kişi öldü. 1995 (Ağustos) Guyana’da bulunan Omai altın madenindeki atık barajının seddesi yarıldı. 3 milyon metreküp toksik çamur Essequibo nehrini Atlantik’e kadar (80 km boyunca) zehirledi. Tüm ülke afet bölgesi ilan edildi. Bölge halkı halen çeşitli hastalıklara yakalanmakta.

  32. SONU GELMEYEN KAZALAR 1995 (Ekim) Filipinler’deki Surigao del Norte altın madeninde bir beton borunun kırılması sonucu 500 000 m3 zehirli atık tarım alanlarına yayıldı. 1998 (Mayıs) Kırgızistan’daki Kumtör altın madenine siyanür taşıyan bir kamyon Barskun nehrine uçtu. Zehir 8 km sonra Orta Asya’nın en büyük kaplıcalarının bulunduğu noktada Issık Göl’e ulaştı. 1998 (Temmuz) İspanya’nın Los Frailes bölgesinde Boliden-RTZ şirketine ait gümüş madeninde sedde yarıldı. Toksik çamurlar Donana Milli Parkına (Avrupa’nın en büyük kuş cennetine) büyük zarar verdi. Guadiamar nehri kitlesel fauna ve flora ölümüne sahne oldu. 1999 (Nisan) Filipinler’in Suriago del Norte altın madeninde yine boru patlamasından ikinci bir kaza meydana geldi. Bu defa çeltik tarlalarını 700 000 metreküp zehirli çamur işgal etti. 1999 (Ekim) Yeni Zelanda’da Normandy şirketine ait Martha Hill altın madeninde sedde yarıldı (Eurogold firması bu madene atık barajında yüzen ördekleri göstermek üzere 1996 yılında bir uçak dolusu Türk gazeteciyi götürmüştü).

  33. SONU GELMEYEN KAZALAR 2000 (Ocak) Romanya/Baia Mare’de Esmeralda şirketinin altın madeninde baraj seddesi yarıldı. 100 000 metreküp zehirli çamur Szamos nehri üzerinden Tissa ve Tuna nehirlerine yayıldı. Sadece Szamos nehrinde dar bir alanda 1460 ton balık öldü. Karadeniz ekosisteminin nasıl etkilendiği henüz belli değil. 2000 (Şubat) Endnonezya’nın Irian Jaya bölgesinde Freeport McMoRan adlı Amerikan şirketinin işlettiği Grasberg altın madeninde baraj taştı. Amungme yerlilerinin köyleri zehirli çamur istilasına uğradı. 2000 (Mart) Papua-Yeni Gine’de Dom Resources’a ait Tolukuma madenine siyanür taşıyan helikopterden 1 tonluk siyanür varili düştü. Auga ve Angabanga nehirleri zehirlendi. 2001 (Ekim) Gana’da West Wasa bölgesinde G. Afrika menşeli Goldfields Ltd. Şirketine ait altın madeninin baraj seddesi yıkıldı. Asuman nehrinin büyük bir bölümünde yaşam bitti. 2001 (1 Kasım) Çin’in orta kesimlerinde meydan gelen bir trafik kazası sırasında kamyon devrilmesi sonucu 11 ton sodyum siyanür Louhe nehrine döküldü. Bölgeyi emniyete almak için binlerce asker harekete geçirildi (siyanürün hangi madene nakledilmekte olduğuna dair bilgi henüz alınamadı).

  34. Dünyada Altın Çıkartılan Ülkeler (zenginler) ABD, Kanada, Avustralya, G. Afrika Cumhuriyeti • Bu dört “türev” ülkenin ortak özellikleri : • Bunların en eskisi ancak 200 yaşındadır. • Maceracı, göçmen, sürgün ve sömürgeciler tarafından kurulmuşlardır. • Nüfuslarına göre çok büyük toprakları vardır. • Zenginliklerini yalnız yeraltı kaynaklarına değil uçsuz bucaksız ormanlara, büyük nehirlere veçok geniş ve zengin tarım alanlarına borçludurlar. • Esas gelişmeleri anavatanlarından (sömürgeci ülkelerden) yaptıkları bilgi ve teknolojitransferiyle mümkün olmuştur. • Ve en çarpıcısı: Bu dört ülkenin de kolayca gözden çıkarabildikleri, insafsızca katlettikleri veyaköleleştirdikleri yerli etnik grupları vardır.

  35. Topraklarında Zengin Ülke Şirketleri Eliyle Altın Çıkartılan Ülkeler (bir türlü zengin olamayanlar) Papua-Yeni Gine, Guyana, Etiyopya, Gana, Gine, Mali, Fildişi Sahili, Mozambik, Namibya, Sudan, Zaire, Zambiya, Zimbabve, Hindistan, Endonezya, Malezya, Filipinler, Fiji, Kostarika, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Honduras, Nikaragua, Brezilya, Arjantin, Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvator, Venezuela ve Peru ! SSCB’nin, dağılmasından sonra Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kazakistan’da bu kervana katılmışlardır.

  36. Yerkabuğundaki Ortalama Altın Konsantrasyonu : 4,8 ppb Tonda 1 gram (1 ppm) ve üzerinde altın içeren yerler altın madeni sayılır. Altının nerede çıkarılacağı teknik olmaktan çok siyasi bir sorundur. Muz cumhuriyetlerindeki altın derinlere kaçınca çokuluslu altın tekelleri eski kıtanın sığ katmanlarındaki altına göz diktiler. Ve ilk olarak benim kapıma dayandılar !

  37. II. Türkiye Özelinde: • Daha önce neden gelmemişlerdi ? • Çünkü onlara gereken kanunlar henüz yoktu : • 3213 sayılı maden teşvik yasası (1984) • 5260 sayılı yabancı sermayeyi teşvik yasası (1986) • 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu’nu değiştiren 32 sayılı kararname (1987) • Bir altyapı hizmeti daha : 1987 yılında dünya altın lobisi Kütahya Gümüşköy’e bir “Truva Atı” soktu : Etibank 100. Yıl Gümüş İşletmeleri !

  38. Ve son olarak 26 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe giren MADEN KANUNUNDA VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN Parlamento Komisyonlarındaki ve Kamuoyundaki büyük tepkiler nedeniyle yumuşatılmış anahatlarla çıkartılan, fakat esas kötü niyetini uygulama yönetmeliklerine saklayan bir yasa...

  39. Bergama ile ilgili kısa hatırlatmalar • Eurogold şirketi 1989 yılında Bergama’ya ayak bastı • Bergamalı köylüler 1990 yılında İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nden “yürütmeyi durdurma” talep ettiler. Talep reddedildi. • Köylüler Danıştay’a başvurdular. 13 Mayıs 1997 tarihinde Danıştay köylüleri haklı buldu. • T.C. Çevre Bakanlığı “tashih-i karar” istedi. • Danıştay reddetti. (11 Kasım 1998) • Bölge İdara Mahkemesi bu karara uydu. Karar “kaziye-i muhkeme” (kesin hüküm) özelliği kazandı. • 9 yıl süren hukuk mücadelesi Bergama’lı köylülerin zaferiyle sonuçlandı. • PEKİ NE OLDU ?

  40. Bergama ile ilgili kısa hatırlatmalar • Başbakanlık Türkiye Cumhuriyeti yasalarını çiğneyerek TÜBİTAK’a rapor sipariş etti (Eylül 1999). • Başbakanlık yayınladığı genelge ile; Bergama-Ovacık, Eskişehir-Kaymaz vb. altın madeni sahaları ile ilgili mahkeme kararlarının ülke ekonomisini zarara uğrattığı yönünde görüş bildirdi (Nisan 2000). • Başbakanlık Çevre, Sağlık ve Orman Bakanlıkları’na talimat vererek Eurogold Madencilik A.Ş.’ye çalışma izni verilmesini istedi (Mayıs 2000). • Eurogold “Normandy Madencilik A.Ş.” olarak ismini değiştirdi ve “deneme üretimine” başladı (Mayıs 2001)

  41. Sn. Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki 57. hükümetin Bakanlar Kurulunca alınan “prensip kararı” gereğince Normandy firması “deneme üretimini” yaklaşık 3,5 yıl sürdürdü. Aynı hükümetin Bursa milletvekillerinden (DSP) Sn. Ali ARABACI’nın 7/8167-16647 esas no’lu Yazılı Soru önergesine hükümet adına Sn. Şükrü Sina GÜREL’in verdiği 09/09/2002 tarih B.02.0.002/014 sayılı yazılı yanıtda “Prensip kararları, icrai nitelik taşımayıp Bakanlar Kurulunun çeşitli konularda kabul ettiği kimi ilkeleri belirlemeleri ve sadece ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik açıklayıcı kararlar olmaları nedeniyle yayınlanmamaktadır.” denmekte ise de icrai nitelik taşımayan bu karara dayanılarak Bergama’daki icraat hâlâ sürdürülmeye çalışılıyor.

  42. Yargı Kararlarının Uygulamasına Ait Bilgiler : • Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararı 22 Ekim 1979 Esas: 78/7 Karar: 79/2 “Anayasa ve yasanın, yargı kararlarının kesinlikle yerine getirileceği yolundaki açık emri karşısında, kararların uygulanmaması, Anayasa ve yasanın ön gördüğü kuralları kağıt üzerinde bırakan ve onu değersiz sözcükler haline getiren bir davranış olur” (TCK Madde 146 ile ilgili karar). • Anayasa Madde 137/2: “Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz”.

  43. Ne Düşünülerek Bunlar Göze Alındı ? • Türkiye’nin toplam altın rezervi (çokuluslu şirketlerin beyanına göre) 6500 ton’dur. • Bu miktarın bugünkü satış bedeli 60 – 70 milyar USD’dır. • Bir altın madeninin ortalama rezerv ömrü 10 yıl ve yıllık üretimi 1 ton’dur. • 10 yıllık faaliyet boyunca her yıl 650 ton altın üretilebilir. • Bunu gerçekleştirmek için 650 adet tesis açılması gerekir. • Tesis başına ortalama 150 işçiden 10 yıl boyunca 97500 işçiye istihdam sağlanabilir.

  44. Hesabın Gerçeği : • Çıkartma masrafı (şirket beyanlarına göre): %76 • Kâr: %24 • Devlete doğrudan kalacak pay: çıkanın %5’i = 1,7 - 2,9 milyar USD (veya net kârın %10’u =1,5 milyar USD). • Şubat 2001 Krizinden sonraki iki ayda işini kaybeden insan sayısı: 574 000 . • Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye’de üretilmiş maden atıklarının toplamı: yaklaşık 26 milyon ton. • “Altın Çağı”na girdiğimizde 1 yılda üretilecek zararlı kimyasal atık miktarı: 160 – 200 milyon ton.

  45. GETİRİ – GÖTÜRÜ • Tüprag Şirketi, Balıkesir-Havran’ın Küçükdere madeninde 6 yıl boyunca her yıl 1.3 ton, • Eskişehir-Kaymaz’ın Sivrihisar madeninde 8 yıl boyunca her yıl 0.7 ton, • Eurogold Şirketi, Gümüşhane-Mastra madeninde 10 yıl boyunca her yıl 1.5 ton, • Bergama-Ovacık madeninde 8 yıl boyunca her yıl 2.8 ton, • Cominco Şirketi, Artvin-Cerattepe madeninde 10 yıl boyunca, her yıl 1.2 ton altın çıkaracaktır.

  46. GETİRİ – GÖTÜRÜ Hepsi ne ediyor ? Yılda 7.5 ton Bugünkü değerden ne tutar ? 70 milyon Dolar Şirket beyanlarına göre üretim maliyetleri ne kadar? 53 milyon Dolar Net kârları ne ? 17 milyon Dolar Maden kanunun 15. Maddesine göre Türkiye’ye bırakacakları servet (!) ne tutuyor ? 1.7 milyon Dolar Hakan’ın transfer ücreti neydi ? 4.5 milyon Dolar Evet, bu beş maden aynı anda faaliyete geçerse, her yıl ulusal bütçemize yapacakları katkı ile ne alabiliyoruz: İki bacağı ile futbol oynayan Hakan’ın sadece bir bacağının %68’ini ! Not: 4,5 milyon dolar Hakan Şükür’ün 1998 yılındaki transfer ücretiydi.

  47. ... ve başka gerçekler 2001 Ocak ayından itibaren birdenbire Türkiye’nin yazılı ve görsel medyasında bir yayın sağanağı başladı. Uydulara göre dünyada ikinci büyük altın rezervine sahip ülkeyiz!Ancak, 400 milyar Dolar değer biçilen 6500 ton’luk bu rezervden hiç üretim yapılmıyor!Ekonomik krizden çıkmamızı sağlayacak, halkımıza özlediği refahı getirecek bu milli servet neden işletilmiyor? Altın madenciliğine karşı çıkanlar vatan hainleridir!

  48. Bunları dile getiren medya hangi bilgi kaynağından beslenmişti de böylesine katı bir üslupla kamuoyu oluşturuyordu? Çarpıtmalar bir yana, haberlerin ana kaynağı 1999 yılında “52. Türkiye Jeoloji Kurultayı”na sunulan bir bildiri metni... Prof. Dr. Ayhan Erler ile Dr. Yük. Müh. Vedat Oygür’ün bu yayını “Türkiye Altın Potansiyelinin Tahmini” başlığını taşıyor. Yazarlardan ilki ODTÜ Jeoloji Mühendisliği BölümüÖğretim Üyesi olup ne yazık ki erken yitirdiğimiz birbilim insanıdır. Bu tartışmalar sırasında artıkyaşamıyor. Ikinci yazar Vedat Oygür de MTA’dayetişmiş ve maden jeolojisinde birikim sahibi oluphalen Normandy firmasında müdürdür.

More Related