1 / 61

6102 s. TTK Beşinci Kitap Deniz Ticareti

6102 s. TTK Beşinci Kitap Deniz Ticareti . Y. Doç . Dr. Vural SEVEN İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD. A. GENEL DEĞERLENDİRME. Deniz Ticareti Hukukundaki Değişikliklerin Reform Niteliği Taşıması.

diza
Télécharger la présentation

6102 s. TTK Beşinci Kitap Deniz Ticareti

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. 6102 s. TTKBeşinci KitapDeniz Ticareti Y. Doç. Dr. Vural SEVEN İzmir GedizÜniversitesiHukukFakültesi TicaretHukuku ABD Y. Doç. Vural SEVEN

  2. A. GENEL DEĞERLENDİRME Y. Doç. Vural SEVEN

  3. Deniz Ticareti Hukukundaki Değişikliklerin Reform Niteliği Taşıması • 6102 s. Türk Ticaret Kanunu beşinci kitabı ile deniz ticareti alanında reform niteliğindeki değişiklikler kabul edilmiştir. Bu hükümler yeni dönemde Türk denizcilik sektörünün hukuki alt yapısını oluşturacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki, denizci bir ülke olan Türkiye’nin bu reformu oldukça geç kabul ettiği bir gerçektir. Y. Doç. Vural SEVEN

  4. 1800’lerin İkinci Yarısına Dayanan Deniz Ticareti Hukukunun Güncellenmesi ve Uluslararası Deniz Hukuku İle Uyumlaştırılması İhtiyacı • 01/01/1957’den itibaren uygulama alanı bulan ve Prof. Dr. ErnstHirş tarafından hazırlanan 6762 s. Türk Ticaret Kanunu’nun dördüncü kitabı (m. 816-1262) “Deniz Ticareti”ne ayrılmıştır. Bu hükümlerin kaynağını 10/05/1897 yılında kabul edilen ve 01/01/1900 yılında yürürlüğe giren Alman Ticaret Kanunu (Handelsgesetzbuch) oluşturmaktadır. Alman Ticaret Kanunu’nda yer alan deniz ticaretine ilişkin hükümlerin büyük bir çoğunluğu da 1861 tarihli Alman Genel Ticaret Kanunnamesi’ne (AllgemeineDeutscheHandelsgesetzbuch) dayanmaktadır. Dolayısıyla 6762 s. Türk Ticaret Kanunu’nun omurgasını 19. yüzyıl ikinci yarısında hakim olan deniz ticareti öğretisi ve mahkeme kararları teşkil etmektedir. Y. Doç. Vural SEVEN

  5. 1800’lerin İkinci Yarısına Dayanan Deniz Ticareti Hukukunun Güncellenmesi ve Uluslararası Deniz Hukuku İle Uyumlaştırılması İhtiyacı [2] • 6762 s. Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmeden önce, Türkiye deniz ticareti alanında bir çok uluslararası sözleşmeye taraf olmuş (örn. Konişmentolu Taşımalara Dair 1924 Brüksel Sözleşmesi, Çatmaya İlişkin 1910 Sözleşmesi gibi…) ve bunlar ile beraber, daha sonra kabul edilen 6762 s. Türk Ticaret Kanunu bağlayıcılık kazanmıştır. Söz konusu sözleşmeler aynı zamanda Almanya tarafından kaynak Alman Ticaret Kanunu aktarılmış ve bu haliyle Türk iç hukukuna da iktibas edilmiştir. Ancak Almanya’nın sözleşmelere koyduğu çekinceler sebebiyle, uluslararası sözleşmeler ile Alman Ticaret Kanunu’na aktarılan hükümler arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Kaynak olarak Alman Ticaret Kanunu’nun seçilmesi sebebiyle de, uluslararası sözleşmeler ile Türk Ticaret Kanunu arasında uyumsuzluk meydana gelmiştir. Y. Doç. Vural SEVEN

  6. yTTK’nın Beşinci Kitabı Denizcilik Sektörünün İhtiyaçlarının Karşılanabilmesi ve Uluslararası Hukuk İle Uyum Sağlanabilmesi İçin Hazırlanmış ve Kanunlaşmıştır. • 6102 s. Kanun’a kadar deniz ticareti alanında Türk Ticaret Kanunu içinde veya müstakil bir kanunlaştırma çalışması olarak, kapsamlı bir değişikliğe gidilmesi ihtiyacının bulunduğu şüphesizdir. Günümüz için 6762 s. Türk Ticaret Kanunu’nun deniz ticareti ilişkilerini tam ve yeterli olarak, uluslararası piyasayla uyumlu bir biçimde yönetmesi mümkün değildir. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun beşinci kitabı bu ihtiyacın giderilmesi için kaleme alınmış ve kanun koyucu tarafından kabul edilmiştir. Y. Doç. Vural SEVEN

  7. Deniz Ticareti Kitabında Yapılan Değişikliklerin Sınıflandırılması • Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan değişiklikleri üç grupta ele almak mümkündür: • TTK’damevcut bazı kavram, kurum ve bunlara ilişkin hükümler revize edilmiştir. • Yeni ihtiyaçları karşılamak için modern kavram, kurum ve hükümler deniz ticareti kitabına eklenmiştir. • Uygulama alanı bulmayan bazı hükümler de kanundan tamamen çıkarılmıştır. Y. Doç. Vural SEVEN

  8. TTK HükümlerininRevizyonu • Mevcut kavram ve kurumlarda revizyon yapılırken öncelikle bazı noktalarda eleştiri konusu olan sistematik sorunların giderilmeye çalışıldığı görülmektedir. Sistematik bakımından yapılan değişikliklerin yanında, Türk özel hukukunun yapı taşı sayılan Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu ve bu kanunlara hakim olan kuramlar ile deniz ticareti arasında uyum sağlanması amaçlanmıştır. Y. Doç. Vural SEVEN

  9. Uluslararası Sözleşmelerle Tam Uyum Sağlama İlkesine Dayanan Deniz Ticareti Reformu • Deniz ticareti alanındaki “reform” niteliğinde bulunan değişikliklerde temel amaç uluslararası sözleşmelerle uyum sağlanmasıdır. Uluslararası sözleşmeler ile Türk Ticaret Kanunu arasında “tam uyum” sağlanması ilke olarak kabul edilmiştir. İlgili hükümler incelendiğinde tam uyum ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalındığı görülmektedir. Y. Doç. Vural SEVEN

  10. EşyaTaşımaHukuku • Deniz eşya taşıma hukukunda Türkiye’nin taraf olduğu 1924 Lahey Kuralları’nı değiştiren, 1968 Visby Kuralları ve 1979 Londra Protokolü yapılan (kısaca Lahey/VisbyKuralları) değişikliklerde esas alınmıştır. Ayrıca bu kaynak sözleşme metinlerinin tamamlayıcısı olarak (geniş bir uygulama alanına sahip olmasa da) 1978 Hamburg Kuralları seçilmiştir. Y. Doç. Vural SEVEN

  11. Yolcu Taşıma Hukuku • Yolcu taşımaları hakkında ise 01/11/2002 tarihli (1974 tarihli Atina Sözleşmesi’nde önemli değişiklikler yapan) “Yolcuların ve Bagajların Deniz Yoluyla Taşınması Hakkında Atina Sözleşmesi” (kısaca 2002 Atina Sözleşmesi) hükümleri Türk Ticaret Kanunu’na yansıtılmıştır. Y. Doç. Vural SEVEN

  12. Gemi Alacaklısı Hakları • Gemi alacakları konusunda ise, 06/05/1993 tarihli “Gemiler Üzerindeki İmtiyazlar ve İpotekler Hakkında Uluslararası Sözleşme” hükümleri yTTK’yaalınmıştır. Y. Doç. Vural SEVEN

  13. Gemilerin İhtiyati Haczi • Uygulama açısından büyük önem taşıyan gemilerin ihtiyati haczi konusundaki düzenlemelerin kaynağını ise, 1999 tarihli “Gemilerin İhtiyati Haczi Hakkında Uluslararası Sözleşme” oluşturmaktadır. Y. Doç. Vural SEVEN

  14. Donatanın Sorumluluğunun Sınırlandırılması • Donatanın sorumluluğunun sınırlandırılması konusunda ise, yeni bir uluslararası sözleşme Kanun’da yer almamaktadır. Çünkü uluslararası alanda geniş bir uygulama alanı bulan 1976 tarihli “Deniz Alacaklılarına Karşı Sorumluluğun Sınırlandırılması Hakkında Uluslararası Sözleşme” ve bunu tadil eden 1996 Protokolü (kısa Londra Sınırlı Sorumluluk Sözleşmesi), 1992 tarihli “Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki Sorumluluğu İle İlgili Uluslararası Sözleşme” ve “Petrol Kirliliğinden Doğan Zararının Tazmini İçin Uluslararası Fonun Kurulması İle İlgili Uluslararası Sözleşme” (kısaca Fon Sözleşmesi) Türkiye açısından yürürlüktedir (Uygulama Kanunu m. 37). Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda sadece bu hükümlerin uygulanmasını sağlayacak atıf hükümlerine yer verilmiş ve ayrıca bu sözleşmelerin verdiği yetkiler çerçevesinde, bazı sözleşme hükümlerin de değişiklik yapılmıştır. Y. Doç. Vural SEVEN

  15. Kurtarma • Kurtarma konusunda ise uluslararası alanda geniş bir uygulama alanı bulan 28/04/1989 tarihli “Denizde Kurtarma Hakkında Uluslararası Sözleşme” (kısaca 1989 Londra Kurtarma Sözleşmesi) hükümleri esas alınmıştır (m. 1298-1319). Y. Doç. Vural SEVEN

  16. Müşterek Avarya • Müşterek Avarya konusunda ise, ayrı bir uluslararası sözleşme metni bulunmadığı için bu alandaki ihtiyacı karşılayan York-Anvers kuralları yeni Türk Ticaret Kanunu tarafından da kaynak olarak görülmüştür. Fakat 6762 s. Türk Ticaret Kanunu’nun aksine, yeni Kanun en yeni tarihli York-Anvers kurallarını kanunlaştırma yerine, bu konuda genel ve soyut bir kural koymayı uygun görmüştür. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 1273. maddesi uyarınca, müşterek avarya garamesi taraflarca başka bir husus kararlaştırılmış olmadıkça, Milletlerarası Denizcilik Komitesi tarafından hazırlanan ve Türkçe çevirisi yapılarak yayımlanan en son tarihli York-Anvers kuralını tabidir. Böylece en son tarihli York-Anvers kuralları usulüne uygun olarak Türkçeye çevrilip ilan edilmek suretiyle (yeni TTK m. 1273/2) müşterek avarya konusunda Türk hukuku için kaynak kurallar haline gelecektir. Y. Doç. Vural SEVEN

  17. Çatma • Çatma konusunda ise, Türkiye’nin taraf olduğu 23/09/1910 tarihli “Denizde Çatmalara İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Uluslararası Sözleşme” (kısaca 1910 Çatma Sözleşmesi) yürürlükte bulunmaktadır. Bu sözleşme hükümleri aynı zamanda Alman Ticaret Kanunu üzerinden 6762 s. Türk Ticaret Kanunu’na geçmiştir. Alman Kanun Koyucusu’nun sözleşmeyi iç hukuk alırken meydana getirdiği değişiklikler, Türk Ticaret Kanunu’na da dolaylı olarak yansımıştır. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile uluslararası sözleşmelerle tam uyum çerçevesinde, 6762 s. Türk Ticaret Kanunu döneminde ortaya çıkan çatma konusundaki söz konusu uyumsuzluklar ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır (m. 1286-1297). Y. Doç. Vural SEVEN

  18. Deniz Ticareti Reformunun Uluslararası Sözleşmelere Dayanmayan Hükümleri • Uluslararası sözleşmelerin kaynaklığının dışında, 6762 s. Türk Ticaret Kanunu’nda yer almayan bazı kavram ve kurumlara yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yer verilmiştir. Örneğin sistematik olarak deniz ticareti sözleşmeleri ele alınırken, “gemi kira sözleşmesi” ve “zaman çarterisözleşmesi” müstakil bir sözleşme tipi olarak pozitif temele oturtulmuştur (m. 1119-1137). Uygulamada önem taşıyan bu sözleşme tiplerinin pozitif olarak düzenlenmesi son derece yerindedir. Y. Doç. Vural SEVEN

  19. Uygulama Kabiliyeti ve Anlamı Bulunmayan Hükümlerden Vazgeçilmesi Yukarıda belirttiğimiz gibi, yapılan değişikliklerin üçüncü grubunu ise eskimiş ve uygulama alanı bulmayan bazı hükümlerin kanundan tamamen çıkarılması oluşturmaktadır. Örneğin deniz ödüncüne ve (1940’ların INCOTERMS kataloğundan alınmış) SIF/FOB teslim şekillerine ilişkin hükümlere (6762 s. TTK m. 1133 vd.) yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yer verilmemiştir. Teslim şekilleri konusunda, uluslararası satımlarda yaygın olarak kullanılan güncel INCOTERMS’lere taraflar aralarındaki sözleşmelerde atıfta bulunarak bunların uygulanmasını sağlayabilir. Y. Doç. Vural SEVEN

  20. Deniz Sigortaları • Bütün bunların yanında denizcilik sektörü açısından büyük öneme sahip deniz sigortaları da yeni Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenmemiştir. 6762 s. Türk Ticaret Kanunu’nun altıncı kitabı sigorta hukukuna ayrılırken, kara ve deniz sigortaları arasında ayrım yapılmış ve deniz sigortaları Kanun’un 1339 vd. maddelerinde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Uygulamada deniz sigortaları için yeknesak kabul gören genel şartların kullanılması (enstitü klozları gibi) sebebiyle, bu alanda özel bir kanunlaştırma yapılmasından vazgeçilmiştir. Bu hususta da taraf iradelerine önem verilmiştir. Y. Doç. Vural SEVEN

  21. B. Bazı Hükümlerin Özel Değerlendirilmesi Y. Doç. Vural SEVEN

  22. Geminin Tanımında Deniz yerine, Su Kavramının (m. 931) Esas Alınmasının Doğurduğu Sorunlar • 6762 s. Türk Ticaret Kanunu gemiyi açıklarken, denizde hareket etme unsurunu ararken, yeni Türk Ticaret Kanunu m. 931/1’de deniz yerine, “su” terimi kullanılmıştır. Yapılan değişikliğin gerekçesine bakıldığında, iç sularda (örn. Van Gölü) yapılacak taşıma faaliyetleri hakkında da, Kanun’un uygulanması sağlanmış olacaktır. Ancak yeni 935. maddeye göre, aksini öngören “kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla” bu Kanun’un deniz ticaretiyle ilgili hükümleri sadece ticaret gemileri hakkında uygulanır. Deniz ticaretine ayrılan diğer hükümlerde, bazı kurumların ve dolayısıyla hükümlerin uygulanması “deniz” unsuruna bağlı bulunmaktadır. Örneğin navlun sözleşmesi denizde eşya taşıma unsuruna bağlanmaktadır (m. 1138) . Yine suda değil, denizde yolcu taşıma sözleşmesinden bahsedilmektedir. Aynı şekilde müşterek avaryada da deniz sergüzeşti esas alınmıştır (m. 1272). Diğer taraftan kurtarma faaliyeti tanımlanırken su aracından (m. 1298) ve denize elverişlilik tanımlanırken “yolculuğun yapılacağı su”dan (m. 932) söz edilmektedir. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, iç suda kullanılan gemiler sebebiyle ortaya çıkan hukuki ilişkilere hangi kuralların uygulanması gerektiğinin şu an için açık değildir; bu konu yoruma muhtaçtır. Ayrıaca bkz. Donatan Tanımı m. 1061 ve Donatma İştiraki Tanımı m. 1064. Y. Doç. Vural SEVEN

  23. Her Türlü Geminin Taşınır Eşya Niteliğine Özel Vurgu Yapılması (m. 936) • Gemi türü ne olursa olsun taşınır eşyadır. Zaten bir taşıma aracının taşınır olmadığını düşünmek mümkün değildir. Ancak İİK m. 23 uyarınca gemi siciline kayıtlı gemilerin icra hukuku hükümlerinin uygulanmasında taşınmaz gibi değerlendirilmeleri, uygulamada bu tür gemilerin taşınmaz niteliğine sahip olduğu gibi yanlış bir kanaate ulaşmasına sebep vermiştir. m. 936’da her türlü duraksamayı gidermek adına, her türlü geminin bu Kanunun ve diğer kanunların uygulanmasında taşınır eşya olduğu hüküm altına alınmıştır. m. 937’de ise, gemiler hakkında kıyasen uygulanacak taşınmazlara ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca Uygulama Kanunu m. 41 ile İİK m. 23, 26, 28, 29 ve 136’da gerekli değişiklikler yapılmış ve İİK’na 31/a, 144/a ve 153/a maddeleri eklenmiştir. Y. Doç. Vural SEVEN

  24. Gemi Siciline KayıtlıGemiler Üzerindeki Mülkiyet Hakkının Devrinin Resmi Şekil Şartına ve Zilyetliğin Devrine Bağlanması (m. 1001) • 6762 s. TTK m. 868’e göre sicile kayıtlı gemiler üzerindeki mülkiyet hakkının devri için tarafların anlaşmaları yeterlidir; zilyetliğin devrine dahi ihtiyaç yoktur. Buna karşılık m. 1001’e göre, mülkiyetin devri konusunda yapılacak sözleşmenin yazılı ve tarafların imzasının noter onaylı olması yahut bu sözleşmenin gemi sicil müdürlüğü önünde yapılması gerekmektedir. Ayrıca mülkiyetin devri için zilyetliğin devri de zorunlu görülmüştür. Y. Doç. Vural SEVEN

  25. Gemi İpoteği’ndeAlacağın Muaccel Olmasından Önce Alacaklı Lehine İhtiyati Haciz İmkanının Getirilmesi (m. 1030/2, a) • m. 1030/2, b. (a) uyarınca alacak hakkı muaccel olmadan önce ipoteğin sağladığı teminat tehlikeye girerse, alacaklının talebi üzerine geminin ihtiyati haczine olanak tanınmıştır. 6762 s. TTK’da bu yönde açık bir hüküm (eTTK m. 909/2) bulunmadığı için uygulamada tehlike altında bulunan alacaklıların başvuracağı geçici hukuki koruma yolu bulunmuyordu. Y. Doç. Vural SEVEN

  26. Londra Sınırlı Sorumluluk Sözleşmesi • m. 1062/2ve 1328’in açık atfıyla donatanın sorumluluğunun sınırlanması konusunda Türkiye’nin taraf olduğu 1996 Protokolü ile tadil edilmiş (Bkz. 2010/162 s. 05/02/2010 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı [RG, 13/03/2010, 27520]) 1976 Londra Sözleşmesi (kısaca 1996/LS) hükümleri m. 1328-1349 hükümleriyle birlikte uygulanacaktır. Bu Sözleşmede yer alan ve oldukça geniş kapsamlı düzenlenen deniz alacaklılarından (m. 2) ötürü gemi maliki sözleşmede yer alan sorumluluk sınırlarından faydalanabilir. Bu sözleşmelerin izin verdiği alanlarda yTTKm. 1328-1349’da tamamlayıcı hükümlere ve ayrıca değişikliklere yer verilmiştir. Y. Doç. Vural SEVEN

  27. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiSınırlamaya Tabi Deniz Alacakları GEMİNİN İŞLETİLMESİYLE İLGİLİ KİŞİ VE MALVARLIĞI ZARARLARINDAN DOĞAN TALEP HAKLARI • Gemide meydana gelen veya geminin işletilmesi ya da kurtarma faaliyeti ile doğrudan bağlantısı bulunan (1) ölüm ve yaralanma ile (2) her türlü malvarlığı zararları ve bunların sebep olduğu diğer zararlardan doğan talep hakları (LS m. 2/ b. [a]) sorumluluğun hukuki niteliği ne olursa olsun sınırlamaya tabidir. Y. Doç. Vural SEVEN

  28. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiSınırlamaya Tabi Deniz Alacakları [2] • DENİZ YOLU İLE YAPILAN EŞYA VE YOLCU TAŞIMA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN GECİKME ZARARLARINDAN (EŞYA VE BAGAJIN GEÇ TESLİMİ, YOLCUNUN VARMA LİMANINA GEÇ ULAŞMASI) DOĞAN TALEP HAKLARI (LS m. 2/ b. [b]). Y. Doç. Vural SEVEN

  29. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiSınırlamaya Tabi Deniz Alacakları [3] • SÖZLEŞMEYE DAYANMAYAN HAKLARIN, GEMİNİN İŞLETİLMESİ VEYA KURTARMA FAALİYETİ İLE DOĞRUDAN BAĞLANTILI OLARAK İHLALİNDEN DOĞAN TALEP HAKLARI (LS m. 2/ b. [c]). Y. Doç. Vural SEVEN

  30. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiSınırlamaya Tabi Deniz Alacakları [4] • BATMIŞ, ENKAZA HALİNE GELMİŞ, OTURMUŞ VEYA TERK EDİLMİŞ BİR GEMİNİN, İÇİNDE BULUNAN VEYA BULUNMUŞ OLAN ŞEYLER DE DAHİL OLMAK ÜZERE YÜZDÜRÜLMESİ, KALDIRILMASI, İMHA EDİLMESİ VE YAHUT ZARARSIZ HALE GETİRİLMESİNDEN DOĞAN TALEP HAKLARI BU SÖZLEŞME UYARINCA SINIRLI SORUMLULUĞA TABİDİR (LS m. 2/ b. [d]). ANCAK m. 1331 UYARINCA BU DENİZ ALACAĞI SINIRLI SORUMLULUK REJİMİNDEN ÇIKARILMIŞTIR. Y. Doç. Vural SEVEN

  31. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiSınırlamaya Tabi Deniz Alacakları [5] • YÜKÜN İMHASI YA DA ZARARSIZ HALE GETİRİLMESİNDEN DOĞAN TALEP HAKLARI BU SÖZLEŞMEYE GÖRE SINIRLI SORUMLULUĞA TABİDİR (LS m. 2/ b. [e]). ANCAK m. 1331 UYARINCA BU DENİZ ALACAĞI SINIRLI SORUMLULUK REJİMİNDEN ÇIKARILMIŞTIR. Y. Doç. Vural SEVEN

  32. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiSınırlamaya Tabi Deniz Alacakları [6] • DENİZ ALACAĞINI DOĞURAN ZARARI ÖNLEMEK VEYA AZALTMAK İÇİN ALINAN TEDBİRLERDEN KAYNAKLANAN VE SORUMLU KİŞİ DIŞINDA BAŞKA KİŞİLER TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEBİLECEK TALEP HAKLARI (LS m. 2/ b. [f]). Y. Doç. Vural SEVEN

  33. 1996 Londra SözleşmesiSınırlamaya Tabi Olmayan Deniz Alacakları (m. 3) • LS m. 3’de sınırlamaya tabi olmayan talep hakları belirtilmiştir. Buna göre kurtarmadan, müşterek avarya garame alacağından, hidrokarbonlar ile kirlenmeden, nükleer zararlardan doğan talep hakları sınırlı sorumluluk dışında bulunur (LS m. 3/1). • Ayrıca bkz. m. 1331. • Gemi adamlarının iş sözleşmesinden doğan talep haklarının, iç hukuk kurallarına göre, sınırlı sorumluluğa tabi olmaması veya bu Sözleşmede yer alan sınırların üzerinde sorumluluğun sınırlandırılması durumunda, bu talep hakları LS’de yer alan sınırlı sorumluluk sistemine dahil değildir (LS m. 3/2). Y. Doç. Vural SEVEN

  34. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiNitelikli Ağır Kusura Bağlı Olarak Sınırlı Sorumluluk İmkanının Kaybı • Deniz alacağını doğuran zarar, kast veya zarar verme bilinci ile işlenmiş pervasız bir davranıştan kaynaklanmış ise bu Sözleşme’de yer alan sınırlı sorumluluk sisteminden faydalanılamaz (LS m. 4). • Bu hükmün uygulanması açısından m. 1343’de özel hükümlere yer verilmiştir. Y. Doç. Vural SEVEN

  35. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiYolcu Zararlarından Doğan Deniz Alacaklarının Tabi Olduğu Sınırlar • 1976 LS m. 7’nin 1996 Protokolü ile tadil edilen şekline göre: “Bir geminin yolcularının ölüm veya yaralanmasından neşet eden ve aynı olaydan kaynaklanan alacaklarda gemi malikinin mesuliyetinin sınırı 175,000 Hesap Biriminin [ÖÇH] geminin resmi belgesine göre geminin taşımasına izin verilen yolcu sayısıyla çarpılmasından elde edilen meblağ kadar olacaktır”. Y. Doç. Vural SEVEN

  36. Londra Sınırlı Sorumluluk SözleşmesiDiğer Deniz Alacaklarının Tabi Olduğu (Genel) Sınırlar 1976 LS m. 6’nin 1996 Protokolü ile tadil edilen şekline göre: • Ölüm ve yaralanmadan kaynaklanan deniz alacakları hakkında 2000 tonu geçmeyen bir gemi için 2 milyonÖÇH’lik sınır kabul edilmiştir. Bu tonu aşan gemiler için kademeli olarak sınır yükseltilmektedir. • Diğer zararlardan kaynaklanan deniz alacaları için ise 2000 tonu geçmeyen bir gemi için 1 milyonÖÇH’lik sınır kabul edilmiştir. Bu deniz alacakları için de yukarıda olduğu gibi geminin tonuna bağlı olarak sınır kademeli olarak yükseltilmektedir. • m. 1332’ye göre 300 tonilatodan küçük gemiler için Londra Sınırlı Sorumluluk Sözleşmesi m. 6/I, b. (b)’de yer alan sınır 83.500 ÖÇH olacaktır. Diğer hallerde bu gemiler için sözleşmede yer alan sorumluluk sınırları uygulanır. Y. Doç. Vural SEVEN

  37. Taşıyanın Eşyanın Geç Tesliminden Doğan Sorumluluğunun Özel Olarak Düzenlenmesi (m. 1178/2) • 6762 s. TTK’da taşıyanın eşyanın geç tesliminden doğan sorumluluğu özel olarak düzenlenmemiştir ve bu konuda Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri uygulama alanı bulmaktadır. yTTK’da ise geç teslimden doğan sorumluluk navlun sözleşmesinde taşıyanın sorumluluğunu düzenleyen m. 1178’in kapsamına alınmıştır. Ayrıca m. 1178/4’de taşıma süresi konusunda yedek hukuk kuralı getirilmiştir. Ayrıca bkz. Bildirimde bulunmamanın sonucu m. 1185/5 ve Tazminat Sınırı m. 1186/6 Y. Doç. Vural SEVEN

  38. Zıya Karinesi (m. 1178/5) • “Eşyanın zayi olmasına dayanarak tazminat isteminde bulunabilecek kişi, dördüncü fıkra uyarınca teslim süresinin dolmasından itibaren aralıksız altmış gün içinde teslim olunmayan eşyayı zayi olmuş sayabilir”. Y. Doç. Vural SEVEN

  39. Taşıyanın Eşyanın Zıya veya Hasarından Kaynaklanan Sorumluluğunun Üst Sınırı (m. 1186/1) • Eşyanın uğradığı veya eşyaya ilişkin her türlü zıya veya hasar nedeniyle taşıyan, her hâlde, hangi sınır daha yüksek ise o sınırın uygulanması kaydıyla, koli veya ünite başına 666,67 Özel Çekme Hakkına veya zıyaa ya da hasara uğrayan eşyanın gayri safî ağırlığının her bir kilogramı için 2Özel Çekme Hakkını karşılayan tutarı aşan zarar için sorumlu olmaz. • Eşyanıncinsi ve değeri, yüklemeden önce yükleten tarafından bildirilmiş ve denizde taşıma senedine (konişmento veya deniz yik senedi) yazılmış ise yukarıdaki sınır uygulanmaz. Y. Doç. Vural SEVEN

  40. Taşıyanın Geç Tesliminden Kaynaklanan Sorumluluğunun Üst Sınırı (m. 1186/6) • Taşıyanın eşyanın geç teslim edilmesinden doğan sorumluluğu, geç teslim edilen eşya için kararlaştırılan navlun miktarının 2,5 katı ile sınırlıdır. Bu miktar navlun sözleşmesinin tamamı için kararlaştırılan navlun miktarını aşamaz. Y. Doç. Vural SEVEN

  41. Nitelikli Ağır Kusura Bağlı Olarak Sınırlı Sorumluluktan Kurtulma İmkanının Kaybı (m. 1187) • Zararın doğumuna neden olan olay kast veya zarar verme bilinciyle işlenmiş pervasız bir davranıştan kaynaklanmış ise, taşıyan 1186. maddede yer alan sınırlı sorumluluk imkanından yararlanamaz. Y. Doç. Vural SEVEN

  42. Hak Düşürücü Süre (m. 1188, 1189) • Eşyanın zıyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı, bir yıliçinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer. Gerekçede de belirtildiği gibi bu hüküm uygulanırken, Yargıtay’ın 6762 s. TTK m. 1067 için getirdiği (özellikle icra takibinin de mahkemeye başvuru ifadesi kapsamında yer aldığı konusundaki) içtihatlar aynen geçerli olacaktır. Bu hükmün muhafazası mevcut Yargıtay uygulamasını değiştirme amacı gütmemektedir. • Uygulamada hak düşürücü süresinin kötüniyetli olarak alacaklıyı oyalayan davranışlar ile doldurulmasına tepki olarak aşağıdaki hüküm kabul edilmiştir: Tazminat isteminin muhatabı, zarar göreni dava açma süresini kaçırması sonucunu doğuracak şekilde oyalarsa, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu itirazından yararlanamaz (m. 1189/1). Bu durumda süre, zarar görenin bu durumu öğrendiği tarihte işlemeye başlar (m. 1189/2). Y. Doç. Vural SEVEN

  43. Eşya Zararlarından Kaynaklanan Sözleşme Dışı Talep Haklarında, Taşıyanın (1) Sorumluluktan Kurtulması Halleri ile (2) Sorumluluk Sınırlarına İlişkin Hükümlerin Uygulanması (m. 1190). Y. Doç. Vural SEVEN

  44. Taşıyanın AdamlarınınEşya Zararlarından Kaynaklanan Sözleşme Dışı Talep Haklarında, Taşıyanın (1) Sorumluluktan Kurtulması Halleri ile (2) Sorumluluk Sınırlarına İlişkin Hükümlerinden Faydalanabilmesi (m. 1190/2). • Taşıyanın adamının yukarıdaki imkandan yararlanabilmesi için görev veya yetkisi sınırları içinde hareket ettiğini ispat etmesi gerekir. Buna göre taşıyanın adamı, zarara neden olan eylemin, göreviveya yetkisi vesilesiyle yapıldığını ispatlamalıdır. • Ancak taşıyanın adamının nitelikli ağır kusurunun bulunması, kendisinin sorumluluk sınırlarından yararlanmasına engel olur. • Taşıyan ile onun adamına yöneltilecek tazminat miktarlarının toplamı taşıyanın sınırlı sorumluluğunu (m. 1186) aşamaz (m. 1190/3). Y. Doç. Vural SEVEN

  45. Fiili Taşıyanın Sorumluluğu • Fiilî taşıyan, taşıyandan farklı bir kişi olup, bir geminin maliki, kiracısı veya işleteni olarak, taşımanın tamamını veya bir kısmını fiilen gerçekleştiren kişidir. • 1191/2 «Bu Kanununtaşıyanınsorumluluğunailişkinolantümhükümleri, fiilîtaşıyanınbizzatgerçekleştirdiğitaşımadansorumluluğuhakkında da geçerlidir». • 1191/4 «Taşıyanın ve fiilî taşıyanın, aynı zarardan sorumlu oldukları takdirde ve ölçüde sorumlulukları müteselsildir». • Ayrıca bkz. m. 1179/2 ve 1185/6 Y. Doç. Vural SEVEN

  46. Eşyaya İlişkin Konişmento Kayıtlarının İyiniyetli Hamillere Karşı Mutlak Karine Teşkil Etmesi (Yazılı Beyan Sorumluluğu)(m. 1239/3, c. 2) Y. Doç. Vural SEVEN

  47. Yükletenin Garantisi Karşılığında Temiz Konişmento Verilmesi Konusundaki Anlaşmanın Üçüncü Kişileri (Gönderilen Dahil) Aldatma Amacı Taşımaması Durumunda Geçerli Sayılması (m. 1241/3) Y. Doç. Vural SEVEN

  48. Gemi Alacakları Listesinin Yeniden Düzenlenmesi (m. 1320) • m. 1320’de yer alan gemi alacağı listesi 1993 Cenevre Sözleşmesi’ne uygun olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile gemi alacağı listesi modern deniz ticareti hukuku alanındaki gelişmelere uygun olarak ve ayrıca sınırlı ayni sorumluluk sisteminin de terk edilmesi sebebiyle, 6762 s. TTK m. 1235’de yer alan listeye göre oldukça dar kapsamlı tutulmuştur. 6762 s. TTK m. 1235 uyarınca neredeyse geminin işletilmesiyle ilgili her türlü alacak hakkı gemi alacağı niteliğinde görülmüştür. Gemi alacağı listesinin bu denli geniş hazırlanması, gerçekten klasik anlamda gemi alacağı sayılması gereken alacakların sahip olduğu imtiyazların önemini azaltmıştır. m. 1320 ile ise gemi alacağı listesi amaca ve modern gelişmelere uygun olarak yeniden kaleme alınmıştır. Y. Doç. Vural SEVEN

  49. CEBRİ İCRAYA İLİŞKİN ÖZEL HÜKÜMLER (m. 1350-1400) • m. 1350-1400’de yer alan sekizinci kısım hükümleri ile deniz takip hukukunun temel esasları düzenlenmiştir. Bu kısımda gemilerin ihtiyati haczi, gemi rehninin paraya çevrilmesi ve gemilerin cebri icra işlemlerine ne şekilde konu olacağı (gemilerin haczi, satışı vb.) hakkında özel hükümler sevk edilmiştir. Dolayısıyla deniz hukukunun bir alt dalı olan deniz takip hukuku açısından bu kısım hükümleri özel hüküm niteliğinde olacak ve öncelikli olarak uygulanacaktır. Bu kısımda hüküm bulunmayan hallerde ise genel icra hukuku hükümleri (İİK) uygulama alanı bulacaktır (m. 1351). Y. Doç. Vural SEVEN

  50. Gemilerin İhtiyati Haczi (m. 1352-1376) • yTTK ile gemilerin konu olacağı her türlü geçici hukuki koruma kararı için m. 1352-1376’da düzenlenen gemilerin ihtiyati haczi kurumuna müracaat edilecektir. Burada yer alan gemilerin ihtiyati haczi kurumu alacak hakları yanından ayni haklar içinde (m. 1353/3) başvurulacak yegane geçici hukuki koruma yoludur. Gemiler üzerinde ihtiyati haciz dışında başka bir geçici koruma kararı alınamaz. Y. Doç. Vural SEVEN

More Related