1 / 45

1. İLKÇAĞ

1. İLKÇAĞ. Eski çağların bilinen tarihi Mısır, Yunan, Çin, Orta ve Yakın Asya ve Roma gibi devletlerin belirgin özelliği mutlak hükümdarlıkla yönetilmeleridir. İktisadi ve mali ilişkilerin temelinde dini esaslar yer alır. Devlet kişiler karşısında üstün ve hakimdir.

eagan
Télécharger la présentation

1. İLKÇAĞ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. 1. İLKÇAĞ Eski çağların bilinen tarihi Mısır, Yunan, Çin, Orta ve Yakın Asya ve Roma gibi devletlerin belirgin özelliği mutlak hükümdarlıkla yönetilmeleridir. İktisadi ve mali ilişkilerin temelinde dini esaslar yer alır. Devlet kişiler karşısında üstün ve hakimdir. Kudretini tanrılardan aldığı için de ilahi güce sahiptir.

  2. Belli bir ihtisaslaşma var. • İç ve dış ticaret gelişmiş. • Deniz olmayan yerlerde kervanlar var. • Sosyal yapıda hükmedenler (asiller) ve icra edenler (köleler) var. • Soylu kişi felsefe,sanat,devlet idaresi, askeri görevlerde yer alır. • İktisadi faaliyetler soylu işler değildir. • Kamu hizmetleri savunma,emniyet, asayiştir.

  3. Mahkemeler, tapınaklar, abideler, tiyatrolar, kitaplık ve hastaneler de kamu mekanlarıdır. • En önemli gelir kaynağı ziraattır. • Para icat edilmiştir ancak para ekonomisi yoktur. • Ayni yükümlülükler vardır. • Devlet işleri, vergiye benzer yükümlülükler ile görülür. • Vergilerin tahsili iltizam usulü ile yapılır. • Kamu hizmetlerine seçimle oluşturulan meclis ya da heyet karar vermez.

  4. 1.1. Babil Krallığı ve Hamurabi Yasaları • İktisadi ve mali ilişkileri belirleyen yasalar vardır. Bu yasaların en eskisi M.Ö. 2200’de Babil Kralı Hamurabi tarafından yazılmıştır. • Babil’de kölelik vardı. • Kölelere kısasa kısas kanunu uygulanırdı. • Vergi idaresi yüksek savaş ve saray masrafları ile önem kazandı.

  5. 1.2. İbraniler • Dini kitapları Tevrat tır. • Tevrat, iktisadi Buna göre, kişinin davranışlarla ilgili kaide ve usuller içerir. • ekonomik faaliyetleri ile onun zengin ve fakir olması arasında bir ilişki yoktur. • Zenginlik ve fakirlik kişilerin tanrının emirlerine uyup uymamanın ödülü ya da cezasıdır. • Toprak belirli ellerde toplanmamalıdır.

  6. Faizi kabul etmez. • Her elli yılda bir kez bütün alacaklar silinir. • Borçlular her yedi yılda bir kez ödeme kolaylığından faydalanır. • Mülkiyette eşitlik sağlanmakta. • Toprak, çalışana aittir. • Uluslar arası ticaretin geliştiği mübadeleci medeniyeti vardır.

  7. 1.3. Mısırlılar • Firavunlar döneminde özel mülkiyet, sanayi, ticaret yoktur. • Ülkenin tüm ekonomisi kamu ekonomisidir. • Halk bedeni hizmet şeklinde krala ödeme yapıyordu. • Sınırları genişleyince krala ait toprağın bir kısmı özel kişilere bırakıldı.

  8. Kral bunun karşılığında hububat şeklinde ayni vergiler aldı. • Vergisel amaçlarla kadastro ve nüfus sayımları yapıldı. • Vergilerin tahsilinde cebir kullanılıyordu.

  9. 1.4. Yunanlılar • Kamusal giderleri özel törenler, dini hizmetler ve bina inşası oluşturuyordu. • Devler gelirleri kralın toprağı ve ehli hayvanlarından sağlanıyordu. • Savaş nedeni ile giderler artınca gelir artışı da zorunlu oldu. • M.Ö. 4 ve 5. yy’de antik devrin demokratik devleti vergi sistemi geliştirdi.

  10. Vergi sisteminin özellikleri: • Kamu hizmetlerinin finansmanında ihtiyari ödemeler ağırlık kazandı. • Dolaylı vergiler var. • Tahsilat iltizam usulü ile yapılıyor.

  11. Zengin kişiler ihtiyari yardımda bulunabiliyorlardı. Bu ihtiyarilik tam vatandaşlar tanınmaktaydı. Esirler ve metekler maden ocaklarında çalışmak zorundaydı veya baş ve kazanç vergisi gibi özel mali yükümlülüklere tabilerdi. Kamu hizmetlerinin finansmanında ihtiyari ödemelerin ağırlıklı olması

  12. Dolaylı vergilerin olması • Tüketim vergileri ihracat ve ithalatta alınan gümrük resimleri vergi sisteminin ağırlık noktasıydı. • Pazar ve panayırlarda çeşitli mallardan özel tüketim vergileri alınmaktaydı. • Satış fiyatının yüzdesi şeklindeki mali yükümlülükler vardı. • Şehir kapılarında gümrük resimleri tahsil edilirdi. • Liman şehirlerinde, özellikle Atina’da gümrük vergileri önemliydi.

  13. Tahsilatın iltizam usulü ile yapılması • Dolaylı vergiler iltizam yolu ile tahsil ediliyordu. • Mültezimler -zengin kişiler - kendi çıkarlarını düşünen yardımcılar -vergi borcunun hazineye girmesini sağlayan garantör olarak kabul edilmekteydi.

  14. 1.5. Romalılar • Toplum iki sınıfa ayrılmıştır: Asiller ve plebler. • Plebler, vatandaştırlar ve asillere tabi yaşarlar. Siyasi hayata atılamazlar. • Roma, tarım ülkesiydi. • Ticaretle uğraşmak egemen sınıflar için uygun değildi. • Faiz reddedilmesine rağmen “Oniki Levha Kanunları” oran belirlenmiştir. • Tefecilik yasaktır.

  15. Roma’nın vergi sistemi cumhuriyet ve imparatorluk devri olmak üzere iki kısımdır. • Cumhuriyet döneminde Roma mali sistemi, mülk gelirleri, tekeller, harp ganimetleri, bağlı milletlerden alınan harçlardan oluşmaktaydı. • Dolaysız vergi fethedilen sahalardaki halktan alınmaktaydı. • Zorunlu hallerde Romalılar da %1 oranında servet vergisine tabi olabiliyordu.

  16. Bu, vergi olmayıp zorunlu borçlanma niteliğindeydi. • Diğer dolaysız vergiler lüks vergisi, esirlerin serbest bırakılması vergisi idi. • Dolaylı vergiler devlet arazisinin, ormanların, göllerin, nehir ve madenlerin kullanılması ile tahsil edilirdi.

  17. Roma İmparatoru Agustos ile mali reformlar başladı: • Vergileme reorganize edildi. • Vergi idaresi yeniden düzenlendi. • Vergi iltizam usulü kaldırıldı. • Devlet maliyesi merkezileştirildi. • Para sistemi iyileştirildi.

  18. Agustos maliyeyi sağlam temele oturtmak için; • İltizam usulü yerine imparatorluk idaresini getirdi. • Hiyerarşik yapıda idare kurdu. • Çeşitli vergi konuları belirledi. • “Yağma devleti” olmaktan çıktı.

  19. 2. Yüzyılın sonunda enflasyonist eğilimler başladı. Çöküşü engellemek için fiyat ve ücretler donduruldu, otoriter cebri ekonomi özellikli vergileme düzeni doğdu. Bu vergi sistemi; • Potansiyel randıman esasına dayanan servet vergisi, • Baş vergisinden oluşmaktaydı.

  20. 2. ORTAÇAĞ Tarım Avrupa ekonomisinin temelini oluşturdu. Derebeyi- köylüler arası mahsul paylaşımı var. İş bölümü ve verim yok. Ulaşım ve Nakliye yetersizdir. Para çok ve çeşitli – mübadele ekonomisi yok. Skolastik düşünce hakim. Sosyal ve iktisadi hayat dinin etkisindedir.

  21. 2.1. Hıristiyanlıkta Ekonomik Düşünce En tanınmış düşünür Saint Thomas’dır. Saint Thomas rahiptir, Aristo’dan etkilenmiştir. Ona göre tembellik kötüdür. “kölelik” i kabul etmiş; bunun zorunlu ve faydalı olduğunu söylemiştir. Mevcut sosyal düzene korumacı yaklaşım Sosyal düzen tanrısal kökene dayanır.

  22. Ekonominin ana unsuru tarımdır. Tarım arazilerinin sahibi kiliselerdir. Kiliseler politik ve siyasi en büyük güçtür. Nüfus artışını politik ve siyasi avantaj görmüşlerdir. “Korporasyon” imalat faaliyeti bulunanların mesleki teşekkülüdür. “Korporasyon” un amacı üretim, ücret ve çalışanlara yönelik standart getirmektir.

  23. Saint Thomas’a göre; Kazanç hırsına yol açan ticari davranışı doğru bulmaz. Faiz haramdır. Para değişim aracıdır, kendiliğinden bir şey yaratmaz. Ödünç para verenin hizmeti ve riskine karşılık “tazminat akçesi” öngörmüştür.

  24. 2.2. İslamiyet’te Ekonomik Düşünce Hıristiyanlık alemi düşüncesine benzer. Tefeciliği reddeder. Allah ve soydaş sevgisini över. Kölelik kurumunu tanır. Köleleri hür kılma hakkını da kabul eder. Kuran’a göre insan, çıkar hissiyle değil, akıl ve vicdanıyla hareket etmelidir. Sosyal ilişkilerde orta yol izlenmelidir.

  25. “Faiz” ; kesinlikle yasak ve haramdır. üretken bir uğraşı sonunda elde edilmez. insanları tembelliğe alıştırır. dayanışma ve yardımlaşmayı yok eder. “ Kar” a izin vermiştir ancak sınırlıdır. Karaborsacılık kesinlikle yasaktır. Üretken uğraşı sonunda elde edilen kar ı kabul eder.

  26. “ücret” ; insan onuruna yaraşır olmalıdır. toplumda sınıfsal ayrıcalık yaratmamalıdır. İşveren işçinin sağlığına zarar vermeyecek işleri istemelidir. İşçi de işverenin malını titiz kullanmalıdır.

  27. “ticaret” faydalıdır; istihdam olanağı yaratır. Ekonomik kalkınmayı sağlar. Farabi ( 870- 950) ve İbni Haldun( 1332-1406) ortaçağ islami düşünürlerdir.

  28. 2.3. Ortaçağ Mali Sistemi Devlet ihtiyaçları saray masraflarından oluşur. Kral kamu giderlerini kendi geliri ile karşılardı Harp masrafları, ordunun iaşesini feodel senyörler karşılardı. Askerlik hizmeti yapmayan bedel öderdi.

  29. Diğer gelirler; şehir kapılarında alınan duhuliyeler, gümrükler, para basma, hükümranlık haklarının satılmasından sağlanan kazançlar, para cezaları dır. bunlar; mali yükümlülüktür ancak gerçek anlamda vergi değildir. (ortaçağın ilk yarısı)

  30. Ortaçağın ortasında; para ekonomisi gelişmiş, Mali yükümlülükler para ile ödenmeye başlanmıştır. Prensler ve kilise vergiden muaftır. Gelir kaynakları; Servetin binde biri, Kayıt ve tescil aidatlarıdır.

  31. Ortaçağın sonunda; vergiler düzenli tahsil edilmektedir. Bu vergiler haçlı seferi, perensin kızının evlenmesi gibi olağanüstü ihtiyaçları karşılamak için alınmaktaydı.

  32. Ortaçağın kamu maliyesinin özellikleri, • Gelişmiş randıman vergi sistemi ile zaman zaman uygulanan gelir vergilerini içeren kamu ekonomisine sahipti. • Vergiler ve aidatlar şehir veya halk temsilciler tarafından tevzii vergiler olarak tahsil edilmekteydi. • Ortaçağ başında devlet bütçesi ile kralın özel bütçesi aynıydı. Daha sonra bu iki bütçe arasındaki ayrım belirginleşti.

  33. 3. YENİÇAĞ 3.1 Merkantilizm 15.ve 18. yy arası döneme denir. Merkantilizm ile; • İktisadi faaliyetler ahlaka ve dini esaslara tabi olmaktan kurtuldu. • Servet edinme ve zenginleşme insanların ve milletlerin tek amacı oldu.

  34. Ortaçağ düşüncesi insanlara • Sabır • İstikrar • Kanaatkarlık tavsiye etti. Merkantilist düşünce, • Çalışmaya • Daha çok kazanmaya • Yeniyi keşfetmeye • Bu alanlarda başarılı olmaya sevketti.

  35. 3.1.1. Merkantilizmi hazırlayan iktisadi ve sosyal koşullar Derebeyi etkisi güvenli kara ve denizyolu ticareti ile azaldı. Bu gelişme; • Ulusal ve merkezi devletlerin kuruluşuna • Şehir ekonomilerinin ulusal ekonomilere dönüşmesine neden oldu. • Tarımda üretim tekniklerinin değişmesi geleneksel şehir ekonomisini yıktı.

  36. İhtiyacından fazla ürünü olanlar piyasaya yöneldi. • Reform ve Rönesans hareketleri ile artan kar imkanları bireyciliğin gelişmesine neden oldu. Merkantilist devletler; • İktidarlarını devam ettirmek için profesyonel ordular kurdular. • Bu harcamaları halktan vergi alarak karşıladılar.

  37. Derebeylerin yerini devlet aldı. • Kara ve su yolları inşa etti ve bunları güvenlik altına aldı. • Devlet dış ticaret ile uğraşanlara birçok ayrıcalık ve tekelleşme ayrıcalığı tanıdı. Çünkü yeni devletler için ticaret gelir kaynağı idi. • Devlet kendi ürettiği malları korurken hammadde ihtiyacını yasaklıyordu.

  38. 3.1.2. Merkantilizmin temel ilkeleri Merkantilistler değerli madenlerle servet ölçüyordu. Ortaçağın ayni ekonomisi bu devirde para ekonomisine dönüştü. Ekonomi politikasının amacı altın ve gümüş toplayıp saklamaktır. Değerli madene sahip olan devletlerin sömürgeleştirilmesini önermişlerdir. Devletin güçlü bir ordu ve donanmaya ihtiyacı vardır.

  39. İthalat yüksek gümrük resimleri ile sınırlandırılmıştı. Nüfus artışı özendirilmişti. Nüfus artışının devlet gelirlerini ve gücün artıracağı düşünülüyordu. Bunun için evlenmeyi teşvik, bekarlara ceza getirmişlerdi.

  40. 3.2. Fizyokrasi • Doğanın üstünlüğüne dayanan düşünce sistemidir. • 18. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da başlamıştır. • 1776 Adam Smith ile önemini kaybetmiştir. • Liberalizmin hazırlayıcı dönemidir.

  41. Temel düşünceleri şöyledir; • Fizyokratlara göre üretim madde yaratmaktır. Madde yaratan,safi hasıla sağlayan tarımdır. • Fizyokratlar faaliyetlerini üretken ve üretken olmayan diye ayırmışlardır. Yalnız tarım üretkendir. 3. Fizyokratlar toplumu 3 sosyal sınıfa ayırmışlardır: - üretken sınıf (toprağı işleyenler) - üretken olmayan sınıf (sanayi ve ticaretle uğraşanlar) - toprak sahipleri ve hükümdarlar.

  42. Fizyokratlar, tek ve dolaysız vergisi savunurlar. Tek verginin tarım sektöründen alınmasını öngörmüşlerdir.

  43. 3.3. Liberalizm • Adam Smith’in 1776 tarihli “Ulusların Zenginliği” kitabı ile doğmuştur. • Sanayinin verimliliği kabul edilerek, bu sektöre ağırlık verilmeye başlanmıştır. • Adam Smith ve David Ricardo’un oluşturduğu teori ve politikalara Klasik Ekol denir.

  44. Liberalizm; • Özel mülkiyet, • Özel teşebbüs • Hürriyet esasına dayanan piyasa ekonomisi sistemidir. Sermayenin mülkiyeti fertlere aittir. Rekabet, sistemin temel itici gücüdür. Kararlarda iktisadilik prensibi vardır. Denge, kendiliğinden rekabet ve fiyat mekanizmasıyla sağlanır.

  45. Adam Smith’in vergi ilkelerinin temelini oluşturan görüşleri; • Vergi vatandaşın gelirine göre toplanmalıdır. • Vergi az ve ucuz olamalıdır. • Vergi, vatandaşın ödeme imkanlarını zorlamamalı ve ödemede kolaylık sağlanmalıdır. • Vergi miktarları ve oranları daha önceden vatandaşlar tarafından bilinmelidir. • Vergi iktisadi faaliyete katılan tüm sektörlerden alınmalıdır.

More Related