1 / 27

EMOSYONLAR

EMOSYONLAR. Dr. Esin Doğantekin. DUYGU. İnsanın mutlu, kederli, öfkeli, coşkulu ya da korku içinde olmasını anlatan bir sözcüktür. Herhangi bir duygu bir düşünceden kaynaklanır. Örneğin, sınav öncesinde aklınızdan ne gibi düşünceler geçer?

Télécharger la présentation

EMOSYONLAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. EMOSYONLAR Dr. Esin Doğantekin

  2. DUYGU İnsanın mutlu, kederli, öfkeli, coşkulu ya da korku içinde olmasını anlatan bir sözcüktür. Herhangi bir duygu bir düşünceden kaynaklanır. Örneğin, sınav öncesinde aklınızdan ne gibi düşünceler geçer? Eğer iyi hazırlanmışsanız sınav, kazanmaya kesin gözle baktığınız heyecanlı bir yarıştır. Ama yeterince çalışmadıysanız sınavı kendinize yönelik bir tehlike ya da tehdit gibi düşünürsünüz.

  3. İyi hazırlanmışsanız: heyecan, güven ve umut gibi duygulara yol açar. Yeterince çalışılmamışsa: sıkıntı, kaygı ya da korku gibi duygular uyandırır.

  4. Duygular vücutta ne gibi değişikliklere yol açar? Bu içsel değişiklikler duyguların yoğunluğuna göre çeşitlilik gösterir. Kalp atışlarının hızlanması, gözlerin fal taşı gibi açılması, tüylerin diken diken olması, solunumun artması ya da ter basması, heyecan, korku ve şaşkınlık durumlarında oluşan içsel değişimlerin dışa vurmasıdır.

  5. Örneğin, kaygı mide bulantısına ve mide kramplarına; üzüntü boğazımıza bir yumru tıkanmış gibi olmasına; öfke ise yüzümüzün kızarmasına neden olabilir.

  6. Duygunun tanımı ile birlikte dört farklı yaşantının tanımı üzerinde durmak gerekir. Bunlar; • Heyecan: Belli anlarda belli yoğunluklarda doğan, kısa süreli bedensel belirtilerin eşlik ettiği duygu durumlarıdır. Korku, öfke, ürkmeböyle duygulardır.

  7. Duygu: Duygular bireylerarası duygular ve sosyal duygular olmak üzere ikiye ayrılır. • Bireylerarası duygular, kişilerin birbirlerine duydukları sempati, sevgi, kıskançlık, hayranlık, gurur, utanç gibi duygulardır. • Sosyal duygular ise insanda ait olduğu insan topluluğuna bağlı olarak oluşmuş duygulardır. Düşünsel, estetik, inanç, ahlak gibi değer sistemlerine yönelik duygular sosyal tipte duygulardır.

  8. Mutluluk: Bir gereksinim tatmini sağlandığında ya da bir amaca ulaşıldığında bir hoşluk hissedilir. Fizyolojik ihtiyaçları bir yana bırakacak olursak, bireyin ihtiyaçları ve amaçlarısürekliolarak değiştiği ve ulaşılan amaçları daima yeni amaçlarizlediği içinmutluluğun nedenleri de değişmektedir. • Tutku: Yoğunluğu ve sürekliliğiçok fazla olup, bireyi gerçeklerigörmektenuzaklaştıracak nitelikteki duygulardır.

  9. Duygularınİşlevleri • Bizi harekete hazırlarlar: Duygular çevredeki olaylarla, bireylerin bunlara karşıgöstermiş oldukları tepkiler arasında, aracılık göreviniüstlenirler. • Örneğinbize doğru gelmekte olan azgın bir köpekgördüğümüzde, otonom sinir sisteminin sempatik sinir sistemi bölümündenkaynaklanan fizyolojik uyarılma ile birlikte duygusal bir tepki (korku) oluşur. • Sempatik sinir sisteminin görevi bizi acil durumlara hazırlamaktır ( köpekten bir an öncekaçmak gibi). Duygular, değişik durumlarda uygun tepkileri vermemize yarayan uyarıcılardır.

  10. Gelecekteki davranışlarımızıbiçimlendirirler: • Duygular, gelecekte uygun tepkiler vermemizi sağlayan bilgilerin öğrenilmesineöncülük ederler. • Birey hoş olmayan bir durumla (örneğin; saldırmaya hazırlanan bir köpek) ile karşılaştığında, duygusal tepki oluşur. Bu da bireyin ileride benzer bir durumdan kaçmasıgerektiğiniöğretir. • Aynı şekildeöncekidavranışlar sonucunda elde edilen hoş tecrübeler de ilerisi içingüdüleyici niteliktedir. Böylece tatmin duygusuyla ödüllenendavranışların ileride yeniden ortaya çıkmaolasılığı artar.

  11. Sosyal ilişkilerindüzenlenmesine yardımcı olurlar: • Sözelveya sözsüziletişimdebulunduğumuz zaman yaşadığımız duygular dışarıdan izleyenler için genellikle çokaçık ve nettir. • Bu davranışlar, izleyenler için, bizim o an yaşadığımız duyguları daha iyi anlamak ve ileride olası davranışlarımızı tahmin etmek yönündegösterge (sinyal) niteliğitaşırlar. Bu da daha etkili ve daha uygun bir sosyal iletişimisağlar.

  12. Duyguların VücuttaOluşturduğu Değişimler • ■ Solunumda farklılaşma: Solunum sıklaşır ve derinleşir. Nefes alıp vermede ya sıklaşmaya da azalma görülür. • ■ Kalp çarpıntısı: Kalp atışları hızlanır, kan dolaşım sistemi daha çok kan pompalar. Nabız atışıfarklılaşır. Örneğin, sokakta yürürken, sevdiğimiz bir kişiyle aniden karşılaştığımızdahızlandığınıgörürüz.

  13. Deri tepkileri: Deride elektrik artar. Heyecan halinin en önemli ve güvenilir belirtisidir. Terleme sonucu bedenin dıştan gelen elektrik akımına direnci azalır. • ■ Kanallı bez faaliyetlerinde farklılıklar: Ağzımız kurumaya başlar, tüm sindirim sistemi, tükürük bezleri çalışmasını durdururken ter bezlerimiz çalışmasını hızlandırır. Çünkü amaç artan terleme yardımıyla karşılaştığımız acil durumla ilgili olarak artan vücut ısısının dengelenmeye çalışılmasıdır.

  14. Düz kaslarda farklılıklar: Örneğin korku ve öfke anında gözbebeğininbüyümesi, damarların büzülmesi ve gevşemesi sonucu, bazı organlara kan hücum eder. • ■ Kanın şeker ve salgısının değişmesi: Bir takım iç salgı bezlerinin salgısı sonunda kanda adrenalin ve şeker oranı artar, asit dengesi değişir. Vücuttaoluşandeğişikliğin derecesi heyecanın şiddeti ile orantılıdır.

  15. Mide ve bağırsakların bozulması: Çok duygulanan kişilerde gerek mide, gerekse bağırsaklardaanormal değişiklikler olur. • Sindirimi sağlayan salgılar kesilir, iştah azalır. Bağırsak- larınçalışması bile olumsuz etkilenir. • ■ Kan basıncı: Kanın basıncı ve vücudadağılmasıdeğişir; insan, morlaşmaya ya da sararmaya başlar. Örneğinutandığımız zaman kızarır, korktuğumuz zaman da sararırız.

  16. SİNİR SİSTEMİ VE DUYGULAR Duygularımızın ve duygularımıza eşlik eden fizyolojik tepkilerin ortaya çıkmasında sinir sistemimiz önemli bir rol oynar. Sinir sistemimizin beyin ve omurilikten oluşanbölümünemerkezi sinir sistemi, beyin ve omuriliğivücudundiğer kısımlarına bağlayan sinir ağına ise periferiksinir sistemi adı verilir.

  17. Periferik sinir sistemi, somatik ve otonom sinir sistemleri diye ikiye ayrılır. • Somatik sistem iskelet ve kas hareketleri gibi istemli hareketlerimizi kontrol eder. • Otonom sinir sistemi ise salgı bezlerinin, düz kasların, kalp kaslarının faaliyetlerini ve bizim kontrolümüzdışındaki faaliyetleri düzenler. • Otonom sinir sistemi sempatik ve parasempatik olmak üzere iki bölümdenoluşur.

  18. Sempatik sistem uyarıldığında, gözbebeğibüyür ve tükürük bezlerinde salgılama faaliyetleri durur • Bunun yanında kanımızda şeker miktarı artar, solunumumuz hızlanır. • Tehlike geçtikten sonra, parasempatik sistem devreye girer, kalp atışı ve diğer tepkiler normale dönüşür. • Parasempatik sistem, sempatik sisteme karşı koyar.

  19. DUYGU KURAMLARI • James-Lange Kuramı • Williams James ve Carl Lange ayrı ayrı yerlerde aynı yıl içinde aynı kuramı ortaya koydukları için bu kurama James-Lange kuramı adı verilmiştir. • Williams James ve Carl Lange duyguların nasıl meydana geldiğiniaçıklayan ortak bir kuram ortaya atmışlardır. • Bu kurama göre duygular kasların gerilmesi, titreme, kalp çarpıntısı, solunum hızının değişmesi gibi bir takım organik değişikliklerinduyulmasından meydana gelmektedir.

  20. Çevredeki bazı durumlar karşısındavücut, içgüdüsel olarak gelişen olaylara tepki göstermektedir. • Ağlama, kaçma, yumruk atma, üzülme, korkma gibi durumlar duyulan duyguların sonuçlarıdeğil, bunların etmenleridir. Yani korktuğumuziçin titremiyoruz, titrediğimiziçinkorkuyoruz. Aynı biçimdeağlama, üzülmeyi; yumruk atma, öfkelenmeyi meydana getirmektedir. • Özet olarak, James-Langeyaşadığımız duyguların, belli duyumlar üreten fizyolojik değişikliklerinsonucu ortaya çıktığını ileri sürerler. Bu duyumlar, beyin tarafından özel duygusal deneyimler olarak yorumlanırlar. Bu görüş James-Lange duygu kuramı adını almıştır.

  21. Cannon-Bard Duygu Kuramı • Bu kuramın önemle ileri sürdüğü ana fikir, fizyolojik uyaranların tek başına duyguların algılanmasına öncülükettiğigörüşünü reddetmesidir. • Bunun yerine, kuramda belirtilen, fizyolojik uyaranların ve duygusal tecrübelerinCannon ve Bard'ınsunduğu gibi beyin talamusundançıkan aynı sinirleri, aynı zamanda harekete geçirdiğidir.

  22. Bu kurama göre duygu uyandırıcı uyaran algılandıktan sonra, sinir akımlarını beyin kabuğuna aktaran talamus denen ön beyin, duygusal tepkinin verildiği ilk yerdir. • Ardından talamus dahili (iç organlara yönelik) tepki ürettiğinden dolayı otomatik sinir sistemine sinyal yollar. Aynı anda talamus, beyin korteksine gelen duygu durumunun yapısı ile ilgili olarak mesaj yollar. • Bu sebepten farklı duyguların tek bir çeşit fizyolojik uyaranla eşleşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Beyin korteksine gönderilen mesaj belli özel duygulara göre de değişir.

  23. Schachter-Singer Kuramı • Karanlık bir caddede yürürken sizi birinin takip ettiğini ve buna ek olarak caddenin öteki tarafında takip edilen başka bir kadın olduğunudüşünün. Buna karşılıkkadının bu duruma korku ile tepki vermek yerine güldüğünü ve neşeli bir biçimdedavrandığınıdüşünün. Kadının verdiği tepkiler sizin korkunuzun rahatlamaya dönüşmesiiçin yeterli olabilir mi? • Bundan hareketle, belki de aslında korkulacak bir şeyolmadığına karar vererek kendinizi gecenin ortamına kaptırıp, daha neşeli hissetmeye başlayabilirsiniz.

  24. Bilincin rolü üzerindeodaklaşanaçıklamayagöre, Schacter-Singer'in heyecan-duygu kuramı, duygularımızı çevremizdegözlemlediklerimizle, kendimizi başkaları ile kıyaslama yolu ile tanıdığımızıbelirtiyor. • Duygu ve heyecanlarımızı içindebulunduğumuz duruma göre yorumlarız. Duygu ve heyecanın türü, kişininiçindebulunduğu ortama göre farklılık gösterecektir. • Örneğin, bir miktar alkol almış bir arkadaşınızıdüşünün. Arkadaşınızeğlenceli bir toplantıda kendini aşırısevinçli, kasvetli bir lokantada ise çökkün hissedebilir.

  25. Arnold-Lindsey'in Duygu Kuramı • Aktivasyon kuramı adı verilen bu kurama göre, belli bir uyaran bir uygulama meydana getirmekte, bu da talamus ve hipotalamus ara istasyon üzerinden beyin korteksine iletilmektedir. • Beyin korteksi bu uyaran karşısındahipotalamus'taki dinamik uyarı örneğini serbest bırakmakta ve bu da periferdeki duygu anlatımını açığaçıkarmaktadır. • Bu arada periferdekideğişiklik de yine talamus-hipotalamus ara istasyonu üzerindenkorteks'e bildirilerek olay algılanmakta ve bu algı korteks düzeyindeyerleşik olan duygusal tutumu oluşturmaktadır.

  26. DUYGULARIN İFADESİ Sesler Yüzİfadesi Hareket, Beden Durumu, El Kol Davranışı

More Related