1 / 28

SÖZLÜ İLETİŞİM TÜRLERİ

SÖYLEV KONFERANS TARTIŞMA MÜNAZARA AÇIK OTURUM RÖPORTAJ VE MÜLAKAT. PANEL FORUM SEMİNER KONGRE GENEL KURUL TEBLİĞ. SÖZLÜ İLETİŞİM TÜRLERİ. Söylev.

lynley
Télécharger la présentation

SÖZLÜ İLETİŞİM TÜRLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. SÖYLEV KONFERANS TARTIŞMA MÜNAZARA AÇIK OTURUM RÖPORTAJ VE MÜLAKAT PANEL FORUM SEMİNER KONGRE GENEL KURUL TEBLİĞ SÖZLÜ İLETİŞİM TÜRLERİ

  2. Söylev • Dinleyicilere belli bir fikri, bir duyguyu aşılamak için söylenen uzunca sözlere denir. Nutuk aynı anlamdadır. Söylevin insanlar üzerinde etkisi büyüktür. Sönmüş heyecanları diriltir; yenilmiş orduları zafere ulaştırır; kaybedilmiş davaları kazandırır; halk topluluklarına ülküler aşılar, görüşleri aydınlatır. • Söylev; heyecanlandırarak bir fikri aşılamaktır.

  3. Söylev • Söylevlerin konuları, çoğunlukla; toplumsal fikirler, toplumsal ve ulusal davalardır. Törenlerde, ulusal günlerde, yıldönümlerinde, mitinglerde toplanan geniş halk kitlelerine heyecan vermek, genel fikirleri anlatmak gayesiyle hitap etmek yahut Meclis kürsüsünden siyasal ve ulusal davaları savunmak da söylevin niteliklerindendir.

  4. Söylev Planı • İyi, canlı bir giriş; • İleri sürülen, çözülmek istenilen sorunun açıklanması; • Konunun iyice düzenlenmesi; • Sözde ileri sürülen olayın ilgi çekici hikayesi; • Kanıtlama, doğrulama, tanıtma; • Öze aykırı fikirlerin çürütülmesi; • Sonuç

  5. Söylev Söylevin giriş bölümü kısa olmalı; konunun ruhuna birkaç kelimeyle geçilmelidir. Söze, bir soru sormakla, bir şey göstermekle, bir meşhur sözle, tasvirle başlanabilir. Bazı hatipler söze mizahla başlamayı uygun bulurlar; fakat bu ustalık isteyen bir başlangıçtır. Herkes istenilen etkiyi yaratamaz, Söze özür dileyerek başlamak doğru değildir

  6. Söylev Söylevde en önemli, en can alıcı nokta, sonsöz sayılır. En son söylenen sözler, dinleyicilerin kulaklarında çınlayan, en çok hatırlanacak olan kelimelerdir. İyi bir söylev zayıf bir bitişle kuvvetini kaybeder. Söylevin sonuna yaklaştığınızı anlayan dinleyicilerde canlanmış bir ilgi baş gösterir. İşte o zaman söylev, kuvvetli ve heyecanlı sözlerle son bulmalıdır. Bir şiirle, bir hikaye, bir fıkra ile veya söylevi özetleyerek bitirmek iyidir. İyi bir söylevin ilk niteliği; açıklık ve bütünlüktür.

  7. Söylev • Önemli fikirler, dinleyicilere belli etmeden tekrarlanmalı, bunlar kuvvetli örneklerle, kişisel ve toplumsal olaylarla desteklenmelidir. Söylevin arasına dinleyicinin dikkatini uyanık tutacak sözler ustalıkla yerleştirilmelidir. • Söylevi bitirmek çok önemlidir. Söze son vermeden önce, konu özetlenmeli, en son söylenen sözün, en çok hatırlanacak bir söz olmasına dikkat edilmelidir. “Sözlerim bu kadardır” diyerek bitirmek, söylevin etkisini bir anda sıfıra indirir. Söze son vermeli, fakat bittiğinden bahsetmemelidir.

  8. Konferans Bilim iddiası taşıyan konuşma, bilginlerin, fen adamlarının, sanatçıların, bir konu hakkında derin bilgisi, görüşleri olan kimselerin özel toplantılarda, radyoda, dinleyicilerine karşı bir konu üzerinde düşüncelerin, bilgilerini açıklama, öğretmek gayesiyle söylenen sözlerdir. Halka bir konuyu aydınlatmak, öğretmek gayesini güttüğü için, öğretici edebiyata girer. Konferans verene konferansçı adı verilir. Konferansçı, istediği konuyu anlatabilir.

  9. Konferans • Bilimsel bir düşünceyi, akademik bir konuyu, orijinal bir görüşü anlatmak, bir tezi savunmak konferansın en belirli gayesidir. Bunun için, konferansın dinleyicileri az çok okumuş, aydın kimseler olmalıdır ki, istenilen fayda sağlanabilsin. Çünkü konferans; dinleyicilerin duygularından, gönüllerinden çok düşüncelerine hitap eder. Konferanslar tartışmalı ve tartışmasız olmak üzere ikiye ayrılabilir. • Konferanslar; çoğun, bir kalabalığa sanat, teknik, fikir, duygu öğeleriyle ilgili konuları açıklar. Her çeşit söz türlerinde olduğu gibi konferansta konunun ilgi çekici olması, birlik, açıklık, ses, güzel Türkçe, dinleyenlerin sabır dereceleri dikkat edilecek temel kurallardır.

  10. Konferans • Konferanslarda; konu dağıtılmamalı, sözler kolaylıkla anlaşılmalı; dinleyicilerin yaşları, anlayış dereceleri gözönünde bulundurulmalı; konuşmaya başlarken, konuşurken, ne yavaş konuşmalı; keskin sesler çıkarmamalı; fazla, el, kol, yüz, göz işaretlerinden kaçınmalı; cümleler dilbilgisi kurallarına uygun olmalı; konferansların en çok bir buçuk saat olabileceği düşünülmelidir.

  11. Konferans Planı • Konferansın gayesi; • Konunun kısa bir özeti; • Sorulabilir suallerin cevapları; • Sonuca götüren notlar. Bunlardan başka, konferansın giriş, gelişme ve sonuç bölümleri üzerinde iyice düşünmek gelir

  12. Tartışma • Bir konu üzerinde karşılıklı olarak lehte ve aleyhte fikir yürütmek; bir fikre karşı olan fikri savunma hali; karşı karşıya durum alıp zayıf tarafları aramadır. Münakaşa aynı anlama gelir

  13. Tartışma • Tartışırken, konuşurken, birbirimiz daha yakından tanımak fırsatını buluruz. Konuşarak birbirimi etkiler, sorulara çözüm yolları bulabilir. Ortaklaşa sorular üzerinde fikirlerin özgürce söylendiği, çeşitli görüşlerin arandığı, tartışıldığı grup kararlarına uyulduğu yerde demokrasi kurulup yaşayabilir.

  14. Tartışma • “Benim inancıma göre...”, “Bana öyle geliyor ki...”, “Siz ne dersiniz?” gibi sözlerle dile gelen, fikirlere karşı saygı, hoşgörülük anlayışı bulunan toplumlarda demokratik hayat kendini gösterebilir. • Fikre karşı fikirle yapılan tartışmalar, iyi niyet sınırları aşmazsa birçok faydalı gerçekleri ortaya çıkarır.

  15. Münazara • Konuşma kurallarına uygun bir şekilde karşılıklı konuşma, tartışmadır. Aytışma da denilir. • Karşılıklı olarak, birkaç kişinin, bir meselenin lehinde ve aleyhinde fikir ileri sürmelerine, tartışmalarına münazara adı verilir.

  16. Münazara • Münazara; birer cümle halinde ifade edilen bir tezle antitezin, iki ekip, yani iki taraf arasında ve bir hakem kurulu huzurunda tartışılmasıdır. Tartışmalarda yarışma kaygısı olmadığı halde, münazaralar birer fikir ve söz yarışmasıdır.

  17. Açık oturum • Teknik açıdan bakıldığı zaman, panel, sempozyum ve münazara karışımı bir tartışma çeşidi olarak gözükmektedir. Çok defa sonucu bir forumla bağlanmakta olan açık oturumlarda, konu olarak, geniş halk kitlelerini ilgilendiren meseleler seçilmekte; bunun için de tanınmış kimselerin çağırılmasına dikkat edilmektedir.

  18. Açık oturum Açık oturumların başarılı sonuçlanması için: • Geniş bir salon seçilmeli, kalabalık dinleyici aranmalı, • Konu daha önceden tespit edilmeli, açık oturum sırasında tartışmaların verimli tarzda yürümesine gayret gösterilmeli, • Konuşmaların sayısı çok olmamalı, • Konuşanlar uzun açıklamalar girişmekten sakınmalı, • Tartışmalar dinleyicilerin sabırlarını taşıracak kadar uzun süre devam etmemelidir.

  19. Panel • Bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içerisinde birkaç kişi tarafından tartışılması panel dir. • Gaye karara varmaktan çok, bir meseleyi çeşitli yönleriyle aydınlatmak, çeşitli görüşleri, eğilimleri ortaya çıkarmaktır. Panel tartışmalarının faydalı olabilmesi için, tartışanların sayısı 3 – 6 arasında olmalıdır.

  20. Panel • Panel tartışmalarında bir başkan ile üyeler bulunur. Panel üyeleri, ortada başkan olmak üzere bir masanın çevresinde hem birbirlerini, hem de dinleyicileri görebilecek biçimde oturtulmalıdır. Bu tartışmalar, genel olarak, küçük bir salonda mikrofonsuz yapılır

  21. Panel • Panelin sonunda, dinleyiciler, panel üyelerine soru sorabilirler. İleri sürülen görüşler üzerinde kısaca fikirler açıklanır. Tartışma dinleyicilere de geçerse, o zaman tartışma forum adını alır. Panelden önce, panel başkan ve üyeleri tartışmanın konu ve sınırları üzerinde hazırlıklı bulunmalı, tartışma planında izlenecek yol bilinmelidir

  22. Sempozyum • Bir konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, değişik kimseler tarafından yapılan seri konuşmalar sempozyum adını alır. • Bir sempozyumda en az üç, en çok da altı konuşma yapılır. Her konuşma 5 – 20 dakika sürer. Sempozyum sonunda forum olacaksa, konuşmaların toplamı bir saati geçmemelidir

  23. Sempozyum • Sempozyumda ele alınan konu, değişik iş kollarındaki kimseler tarafından incelenir. Örneğin; eğitim konusu ele alındığı zaman, doktor, sosyolog, psikolog, eğitimci, gazeteci ve ana baba gözü ile dinleyicilere açıklanır. Sempozyumda her görüş, hem ayrı bir konuşma hem diğer konuşmaları tamamlayan bir nitelik taşımalıdır

  24. Forum • Toplum tartışmalarında forum, başlı başına bir tartışma çeşidi sayılamaz. • Dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif düşünmelerini sağlar; konu üzerinde bilgisi, deneyi bulunan dinleyicilere söz hakkı veriri; forumdan önce belirebilecek yanlış görüşlerin önüne geçer.

  25. Seminer Eğitim amacına yönelik toplantılardır. Seminer verecek kişiler konusunda uzman olmaları gerekir. Seminerin amacı genellikler bir soruna çözüm getirmek veya çözüm yollarını gösterip son kararı dinleyicilere bırakmaktır.

  26. Kongre Bir çok konuşmacı tarafından dinleyicilere bildiriler sunarak gerçekleştirilir. Kongreler konularına göre çeşitli sponsorlar tarafından desteklenmektedir. Kongreler genellikle birkaç güne yayılmışlardır. Bildiri sunumları ile beraber çeşitli destekleyici demonstrasyonlara da başvurabilirler.

  27. Genel Kurul Dernek veya şirket gibi kurumların yasal olarak belirli aralıklarla düzenledikleri toplantılardır. Yasal zorunluluk bulunması ve toplantılarda komiser adı verilen bir devlet yetkilisinin bulunma zorunluluğunu vardır. Üye olan herkes katılabilir. Genel kurulların sonunda genellikle gündem de olan maddeler hususunda üyelerin oyları ile kararlar alınır.

  28. Tebliğ Araştırılmış ve neticelenmiş olan ilmi konulardaki çalışmaların ilgili çevrelere aktarılmasıdır. Tebliği sunan kişi ortaya çıkarmış olduğu yeniliği ispat etmek ve karşısındaki topluluğa bunu benimsetmek durumundadır. Sunulan konu tartışmaya açıktır. Konunun ilgilileri soru sorarak yada ilave görüşler sunarak tartışmaya katılabilirler. Tebliğ ile konferans arasında benzer ve ayrışan yönler vardır. Tebliğ sunan kişi ihtisas sahibidir. Tebliğ bilimsel bir ortamda yapılır.

More Related