E N D
FARE Fare elde ettiği bilgileri bilgisayara kablo, kızılötesi, radyo dalgalar veya Bluetooth ile aktarabilir.Programın yapısına göre bazen menü seçmek veya ekran içerisinde çalışılacak noktaya gidebilmek klavyedeki gösterge tuşlarıyla uzun zaman alabilir. Bu işlemin hızlandırılmasında görev alır. Fare kullanımıyla ilgili düğme yapılandırması, işaretçi hızı gibi ayarların değiştirilmesini sağlar. “Düğmeler” sekmesinde farenin sol/sağ tuş düğmeleri “Birincil ve ikincil düğmeleri değiştir” seçeneği işaretlenerek değiştirilebilir.“Çift tıklatma hızı” yine aynı sekme aracılığıyla ayarlanabilir. “İşaretçiler” sekmesinde farenin görünümü değiştirilebilir. “İşaretçi Seçenekleri” sekmesinde işaretçi izleri aktif edilebilir. “Tekerlek” sekmesinde ise tekerleğin her hareketinde kelime işlemci programlarında kaç satır atlanacağı belirlenebilir.
Bilgisayara bağlanma şekline göre fare türleri Kablolu fareler Bilgisayarın ilk zamanında seri port ve AUTOEXEC.BAT dosyalarına özel eklenen sürücüler ile çalışan fareler, zamanla adlı porta alınmış ve çoğu işletim sisteminde alt seviyelerde desteklenmeye başlamıştır. Günümüzde çoğu kablolu fare bilgisayara USB portundan bağlanır. Ayrıca çeşitli adaptörler vasıtasıyla USB girişler PS/2'ye ya da tam tersine dönüştürülebilir.Günümüzde en çok kullanılan fare çeşididir. Kablosuz fareler Küçükbir çip yardımı ile kullanılır.Çip bilgisayara takılır ve kullanım başlar.Genelde boyutları küçük olur. Kızılötesi fareler Bufareler, bilgisayar ile iletişiminde bir kızılötesi sistem kullanır. Sistem, bilgisayarın seri, PS/2 veya USB portuna takılır, fare ise sistemle kızılötesi ışınlar ile iletişim kurar. Eğer fare ile sistem arasına bir cisim girerse, fare hareketleri hissedilmeyecektir. Bu tür farelerden günümüzde satılmaktadır. Radyo dalgalı fareler Kızılötesi farelerden farklı olarak bu fareler iletişim için kızılötesi ışın yerine radyo sinyalleri kullanırlar. Kapsama alanları genelde onlarca metre civarındadır. Bluetooth fareler Bu fareler, kimi bilgisayarlar ile entegre gelen Bluetooth kablosuz teknolojisini kullanarak iletişim kurarlar. İlk iki türe göre büyük bir avantajları vardır: Standart bir protokol kullandığı için her cihazla kullanılabilir (PC, Apple ve hatta Pocket PC)Bu herkes tarafından kabul edilmiştir. 3D fareler Yüzük şeklinde parmağa takılan ve 3tuşa sahip olan bu aygıt üstündeki kızılötesi ışık ile parmak hareketini algılamaktaydı. Ancak yeterli ve verimli bir fare olmayı başaramadığı için popüler olamadı.
Hareketi algılama şekline göre türleri Mekanik fareler Topu ve hareketli parçalarivardir. Optik fareler Optik fare: Mekanik bir fare olduğu gibi iç hareketli parçalar yerine hareketin altında yatan yüzeye göre tespit etmek, bir ışık yayan diyot ve fotodiyotlar kullanır. LED'li optik fareler Bu tür fareler altlarında bulunan LED'in yaydığı ışığın yansıması ile hareketi algılarlar. En üst modelleri 1000-1600dpi gibi yüksek hassaslığa varabilir. Lazerli optik fareler Bu tür fareler altlarında bulunan lazer ışık kaynağının yaydığı ışıklar vasıtasıyla hareketi algılarlar. İmleç hareketlerine çok yüksek hassasiyet isteyenler için uygun bir seçenektir. Hassasiyetleri 3000 dpi ve üzerine çıkabilir. Hareketi algılama şekline göre fareleri üçe ayırırsak en pahalı tür lazerli optik farelerdir.
Dokunsal fareler Bu fare, örneğin pencere sınır geçişlerinde dokunsal geri dönüşler ile kullanıcının duyusal arayüzünü arttıracaktı. Dokunarak sörf yapmak kullanıcının derinlik ve sertligi hissedebilmesini gerektirir. Bu özellik ilk elektroreolojik dokunsal fare ile sağlandı, fakat ürün piyasaya sunulmadı. Touchpad Ana madde: Dokunmatik teknolojisi Touchpad birimi genellikle dizüstü bilgisayarlarda görülür. Dizüstü bilgisayarlarının klavyelerinin hemen alt tarafında bulunur. Yaklaşık 5 x 5 kadar hassas alanı vardır. Kullanıcı parmağını bu hassas temas üzerinde temas ettirerek işaretçinin hareketi sağlanır. Tıklama işlemi hassas olan bölgede parmakla iki kez vurmasıyla sağlanır. Trackpad Bir tür Touchpad çeşidi. Apple şirketinin ürettiği dizüstü bilgisyarlardatouchpad işlevini görür. Çoğunlukla Multi-Touch (Çoklu Dokunma) teknolojisiyle üretilmiştir. Halen satışı devam etmekte olan teknolojik fare dir.
OPTİK MAUSE NASIL ÇALIŞIR? Teknoloji ilerlemiş, ilkel fare topları ortadan kalkmış olsa da, farenin çalışma prensibinde pek değişme olmamıştır. İyi bir fare altlığıyla sağlam performans alabileceğiniz optik fareler, yine ışığın kırılmasından yola çıkarak hareketlerimizi bilgisayara iletiyorlar. Nasıl mı ?
Optik fareler düzgün çalışmak için koyu renkli zeminlere ihtiyaç duyarlar. Farenin altına yansıtılan ışık, yaptığımız her hareketle kırılmaktadır. Sensör de bu kırılmaları algılar ve hareketleri işlemciye ileterek bilgisayara ulaşmasını sağlar. Teknoloji ışığın kırılmasına odaklandığı için, fareyi düzgün açıyla tutmazsanız istediğiniz sonuçları alamazsınız. Ayrıca yıpranmış bir mausepad de ışınlar yine doğru iletilemeyeceği için ekrandaki farede abuk sabuk sapmalar görebilirisiniz. (Optik mouselarda farelerin istediğiniz yöne gitmemesi genellikle bu sebeptendir.) • Temelleri 1999 yılında geliştirilen bu teknolojide, saniyede binlerce resim çekebilen çok küçük bir kameranın kullanıldığı söylenebilir. • Mousepad gibi ideal zeminlerin dışında kullanılan optik farelerde genellikle ışık LED (LightEmitingDiode) tarafından sensöre iletilir. Lazer tabanlı farelerin optiklerden farkı, daha farklı zeminlerde ve daha zor şartlarda bu ışınları ilgili sensöre en doğru şekilde iletmesidir. • Optik farelerde bahsettiğim bu sensörler yakaladığı her bir resmi analiz edilmek üzere işlemciye (DSP) gönderir. • DSP adı verilen işlemci de bu görüntüleri bir öncekiyle kıyaslayarak, farenin hangi yönde hareket ettiğini anlar ve komutları derhal bilgisayara gönderir. Bu işlem tamamen ‘resim’lerin işlemciye gönderilmesi ve her birinin kendi arasında anında karşılaştırılarak arasındaki farklara göre doğru koordinatların analiz edilmesine dayanır. İşlemci saniyede yüzlerce farklı hareketi derhal algılayıp, bilgisayara göndermekle yükümlüdür. Gönderilen bilgiler, ekrana fare imlecinin hareket etmesiyle yansıtılır.
NOKTA VURUŞLU YAZICILAR Matris şeklinde düzenlenmiş baskı iğnelerini bilgisayardan gelen veriler doğrultusunda elektromıknatıs yardımıyla kâğıt ile yazıcı kafası arasında gergin duran şeride nokta vurarak baskı yapan yazıcılardır. Sınırlı çözünürlük ve grafik yetenekleri, sesli çalışmaları, düşük hızları gibi olumsuz özellikleri olan bu tür yazıcılar, sadece harf ve rakamlardan oluşan baskı gereksinimi olan muhasebe kayıtlarının basılması gibi işlerde halen kullanılırlar.
MÜREKKEP PÜSKÜRTMELİ YAZICILAR Bu tip yazıcıların çalışma ilkesi genel olarak nokta vuruşlu yazıcılar ile aynıdır. Vurma noktalarının yerini yüksek hızla baskı ortamına püskürtülen boyar madde alır. Yarı iletken teknolojisindeki gelişmeler bu tür yazıcıların baskı çözünürlüğünü yüksek düzeylere çıkarmıştır. Günümüzde en yüksek baskı çözünürlüğüne sahip yazıcılar bu tür yazıcılardır. Bu tür yazıcılar diğerlerine göre oldukça sessiz ve daha küçük yapıdadırlar. Bu tür yazıcılarda, matris biçiminde düzenlenmiş çok sayıda püskürtme memesine sahip olan yarı iletken baskı kafaları kullanılır. Kullanılan püskürtme yöntemine göre; piezoelektrik, ısıl ve sürekli türleri vardır.
1)PİEZOELEKTRİK PÜSKÜRTÜCÜLÜ YAZICILAR: Bu tür yazıcılarda mürekkep püskürtme, piezoelektrik kristal püskürtme memeleri ile yapılır. Püskürtme işlemi uyarılan kristalin titreşerek mürekkebi püskürtmesi biçiminde yapılır. Bu türde, ısıtma gerekliliğinin olmaması, kullanılacak mürekkep türü konusunda herhangi bir sınırlamaya neden olmaz. 2)ISIL PÜSKÜRTÜCÜLÜ YAZICILAR: Yazıcı kafasında bulunan püskürtme odalarında yaklaşık 300 °C’ ye kadar ısıtılan mürekkep damlacığı buharlaşıp, oluşan küçük patlama ile yüksek bir hızla (100 km/saat) kağıda püskürür. Isıtma gerekliliği nedeniyle bu tür baskıda su bazlı mürekkepler kullanılır.
3) SÜREKLİ PÜSKÜRTMELİ YAZICILAR: Bu yöntemle çalışan yazıcılar genellikle ürün kutuları vs. üzerine baskı yapmakta kullanılırlar. Görece uzak mesafelerden püskürtme yapılabilmesi; son kullanma tarihi, seri no gibi bilgilerin ürün kutuları üzerine kolaylıkla yazılabilmelerini sağlar. Bu tür yazıcılarda, basınçlandırılmış mürekkep durgun elektrik ile yönlendirilerek mikroskopik bir memeden baskı ortamına gönderilir.Günümüzde genellikle colaşişeleri,süt paketleri ve konserve kutuları üzerinde görülür.
LAZER YAZICILAR Son geliştirilen yazıcı türüdür. Sessiz, yüksek baskı kalitesine sahip ve diğer yazıcılara göre daha hızlıdır. Temel olarak fotokopi makinesine benzer bir baskı tekniği kullanırlar. Fotokopi makinesi ile lazer yazıcıyı birbirinden ayıran özellik; baskı kaynağının bilgisayardan gelen sayısal kodlarının olmasıdır. Bilgisayardan gelen sinyaller lazer yardımı ile ışığa duyarlı baskı silindiri (davul-drum) üzerine çizilir. Bu işlem baskı silindirinin çizilen bölgelerinin durgun elektrikle yüklenmesini sağlar. Silindir üzerindeki durgun elektrikel yüklü alanlara baskı tozu parçacıkları (toner) yapışır. Yapışan baskı tozu, dönmekte olan baskı silidiri tarafından baskı ortamına (genellikle kâğıt) aktarılır. Baskı tozunun baskı ortamına sabıtlenmesi için baskı ortamı 100-150 °C civarında sıcaklığı olan sabitleme silindirleri arasından hızla geçirilir ve hava üflenerek soğutulurak baskı işlemi tamamlanır.
NOKTA VURUŞLU YAZICILAR MÜREKKEP PÜSKÜRTMELİ YAZICILAR LAZER YAZICILAR • Nokta vuruşlu yazıcıların en büyük dezavantajı, yazı kalitesinin düşük olmasıdır. • her satır iki kere üst üste yazılır. • Aynı iğnelerin çift vuruş yapmasıyla BOLD karakterler elde edilir. İtalik karakterler içinse farklı iğneler matrisi kullanılır. • Nokta vuruşlu yazıcıların renkli olanları da vardır. • Genellikle Siyah, Kırmızı, Mavi, Sarı bantlar taşıyan şerit, değişik renkler gerektiğinde aşağı yukarı hareket ettirilir. • Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda nokta matrisli yazıcılardan dır. • bu yazıcılar şerit kullanmazlar. • Yazıcı kafası kağıda değmez. • Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda kullanılan yöntem nokta matrisli yazıcılarda kullanılan yönteme benzer. • Mürekkep püskürtmeli yazıcıların ve lazer yazıcıların hızı bir dakikada basabildikleri sayfa sayısı ile ölçülür. • Yazıcı kafası dikey olarak yerleştirilmiş birçok püskürtücü ucundan kağıda minik noktalar halinde özel bir mürekkep püskürtür. • Lazer yazıcılar, özellikle hızları ile pek çok durumda iyi bir seçim olabilirler. • Kullanacağınız tek bir toner (toz mürekkebi barındıran ünite) ile binlerce sayfa basabilirsiniz. • Lazer yazıcıların fiyatları, mürekkep püskürtmeli yazıcılardan daha yüksektir. • Diğer yazıcılara göre çok daha hızlıdır. • Resim alınırken, yazıcı toner olarak adlandırılan siyah toz kullanır.
KLAVYE ÇEŞİTLERİ Klavye çeşitleri olarak XT ve AT klavyeler, kablosuz klavyeler, MF/2 klavyeler programlanabilir klavyeler ele alınmaktadır. XT ve AT Klavyeler PC’lerde kullanılan ilk klavyeler XT (extendedteknology) klavyeleridir. 83 tane tuşa sahiptir. Enter ve shift tuşları küçük olduğu için ve kontrol tuşları olmadığından kullanımı zordu. AT klavyeler ise 84 tane tuşa sahipti. Bu klavyelerin enter ve shift tuşu XT klavyelere göre daha büyüktür. AT klavyelerde ise Numlock, Scroollock tuşları az kullanıldığı için küçültülmüştür. Ayrıca bu klavyeye SysReg tuşu eklenmiştir. Bu tuş işletim sistemleri fonksiyonlarını ve TSR programlarını çağrılması için konulmuştur. MF/2 Klavyeler MF/2 klavyeler AT klavyelerin geliştirilmiş halidir. Amerika’da kullanılan MF/2 klavyeleri 101 tuşludur. Avrupa’da kullanılan ise 102 tuşludur. MF/2 klavyelerde sayısal tuşlar nümerik tuşlardan ayrılmıştır. Numlock, Capslock, ScroolLock tuşlarının durumunu belirten ledler kullanılmıştır. MF/2 klavyede standart hale gelmiştir.
Kablosuz Klavyeler Bilgisayar ile klavye arasında fiziksel bir bağlantı yoktur. Kızılötesi, radyo dalgaları yada bluetooth bağlantıları aracılğıyla bilgisayar ile iletişim kurarlar. Klavye hangi sinyali kullanırsa kullansın muhakkak bir alıcıya ihtiyacı vardır. Alıcının kablosu PS/2 portuna takılır. Klavyenin enerjilenmesi için ya bir AC güç bağlantısının olması yada pil kullanması gerekir. Programlanabilir Klavyeler Programlanabilir klavyelerde tuşların altında ışığı emen diyotlar vardır. Kullanıcılar klavyenin üzerindeki harfi yada tuşa yüklenmiş görevleri değiştirebilirler. Işığı emen diyotlarda tuş üzerindeki gösterge bilgiyle değiştirebilir.
F klavye F klavye, Türkçe için özel olarak geliştirilmiş bir klavye çeşididir. 20 Ekim 1955 tarihinde Bakanlıklararası Standardizasyon Komitesi tarafından onaylanmış ve bu tarihten itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
Q klavye Q klavye ya da QWERTY, dünyada en çok kullanılan[1]ve özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde yaygın olan bilgisayar ve daktiloklavyesi. Q klavye standardı ne İngilizce ne de başka bir dile uygun olarak geliştirilmiştir. Sholes, icat ettiği yazı makinesinin mekanik harf kollarından herhangi ikisi aynı anda kağıda doğru havalandığında sıkışmaya neden olduklarını fark eder. Sholes bu problemin çözümü için, kullanıcının yazım hızını yavaşlatmak üzere harflerin yerlerini alabildiğine karıştırarak en çok kullanılan harfleri elin en zor ulaşabileceği yerlere yerleştirmeyi uygun görür ve Q klavye adını verdiğimiz harf dizilimi ortaya çıkar.
F’mi, Q’muKARŞILAŞTIRMA • Türkçe’de en çok kullanılan harfler olan a, e, k, i, m, l, t ve r harfleri F klavyede en uygun yerlere yerleştirilmişti.• Q klavyede ise en çok kullanılan harfler tabir caizse klavyenin en ücra köşelerine dağıtılmış durumdadır.• Buna karşılık, örneğin Türkçe’de 30.000 sözde sadece 125 defa geçen ve en az kullanılan harf olan j harfi, Q klavyede en uygun yere konulmuştur.• F klavyede bu harfin yerinde Türkçe’de en fazla kullanılan ünsüz olan k harfi bulunmaktadır• Türkçe’de genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır.• Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir.• F klavyeyi 10 parmak yazan bir Türk’le, Q klavyeyi 10 parmak yazan Amerikalılara aynı İngilizce metin veriliyor.• Amerikalılar dakikada 32–35 kelime; Türk 72 kelime yazıyor!• HP Türkiye Genel Müdürü Şahin Tulga, SAP Teknoloji Günleri 2003′te Amerika’da aldığı eğitim sürecinden bahsederek düşünme eyleminin daima anadilde yapıldığını, bunun yaratıcılık ve özgüveni tetikleyeceğini, Türkçe için özel olarak geliştirilmiş F klavyenin de bu ana çıkış noktası nedeniyle özellikle kullanılması gerektiğini savunmuştur.
LPT ve USB Portları LPT (Paralel Port) Çoğu zaman paralel portlara LPT portu da denilmektedir. LPT LinePrinter sözcüğünden alınmıştır. Ve bunun sebebi en çok yazıcıları bağlamak için kullanılması gerçeğine dayanmaktadır. Ancak, son yollarda paralel portlar bilgisayara başka tip aygıtları bağlamak için de kullanılmaktadır. Paralel port bilgisayarın en kolay programlanabilir portudur. 25 pinden oluşmaktadır. Bu pinler üzerinde DATA, STATUS, CONTROL adında 3 tane port vardır. Bu pinlerden her hangi bir tanesinin "1" yani yüksek olması durumu, o pinden okunacak voltajın +5 Volt olması anlamına gelir. "0" olması ise düşük durumunu yani 0 Volt olduğunu gösterir. Buradan da neden ikilik sayı sisteminin kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yazıcı ve tarayıcı bu portu kullanmaktadır. Paralel port, seri port gibi yerini USB'ye bırakmaya başlamıştır.
LPT ve USB Portları USB ( Universal Serial Bus ) USB dış donanımların bilgisayar ile bağlantı kurabilmesini sağlayan seri yapılı bir bağlantı biçimidir. Son sürümü 3.0'dır. 600 MByte/sn'lik aktarım hızı vardır. Standart bir usb 2.0 veriyolu 5.00 volt, 500ma çıkış verirken usb 3.0 veriyolu 900ma çıkış değerine sahiptir. Tak Çalıştır (plug and play) özelliğinden dolayı birçok cihazın bağlantısında kullanılmaktadır. Evrensel seri veriyolu, çevre birimlerinin bilgisayara takıldıkları anda tanınıp otomatik çalışmalarını sağlamaktadır. Yani PnP'dir. Bu yolla 127 tür cihazı çalıştırma imkânı vardır, ek aparatlarla tek porta birden fazla cihaz bağlanabilir. USB basit bir dört telli bağlantıdır. Veri kodlamasına NRZI (Non-return to Zero Inverted) denir.Modern anakartlarda en az 4 USB portu bulunmaktadır. USB hızları aşağıdaki gibidir ; USB 1.0 ve 1.1 : Hız 12 Mbit/sn (1.5 MByte/sn) (fullspeed) USB 2.0 : Hız 480 Mbit/sn (60 MByte/sn) (highspeed) USB 3.0 : Hız 4,80 Gbit/sn (600 MByte/sn) (superspeed) USB 3.1 : Hız 10 Gbit/sn (1,22 GByte/sn) (superspeed 10 Gbps)
Tarayıcılar Tarayıcı ( Scanner ) Nedir ? Bir tarayıcı fotoğraf gazete kupürü gibi resim veya grafikleri sayısallaştırabilmenizi sağlar. Eldeki resim ışığa duyarlı yarıiletken elemanlar tarafından taranır. Bu elemanlardan alınan işaretler RAM’a yazılacak byte dizileri haline getirilir. Dizi buradan ekrana aktarılır veya bir dosyaya saklanır. Bir çok tarayıcı ara birim kartı DMA (Direct Memory Access / Doğrudan Bellek Erişimi) sistemini kullanır. Bunun anlamı kartın tarayıcının gönderdiği bilgiyi ayrılan bir bellek alanına yerleştirmesidir. Çalışan yazılım daha sonra veriye bu alandan erişir. Bir çok arabirim kartı bir atlama (jumper) ayarlaması ile DMA kanalının seçilmesine izin verse bile genellikle varsayılan (default) ayarın değiştirilmesine gerek kalmaz.
Tarayıcılar Tarayıcıların Çalışma Prensibi Tarayıcıların çalışma ilkeleri basittir. Taranacak nesne (kağıt), üst tarafından alta doğru satır satır ışığa duyarlı elektronik elemanlar tarafından taranarak sayısallaştırır. Tarayıcının daha iyi yapılabilmesi için nesne, bir ışık kaynağı ile aydınlatılır. Taranması istenen görüntü, üzerinden ışık kaynağı geçtikten sonra bir mercek aracılığıyla, fotoelektrik hücrelerden oluşmuş bir görüntü algılayıcı üzerine düşürülür. (Yani, ışık değerleri ölçülür, ölçüm değerine göre bir voltaj değeri üretilir.) Değişen voltajlarda elektrik üreten bu algılayıcı, daha ışıklı ve daha açık tonlardaki desenleri yüksek voltajla, koyu desenleri ise düşük voltajla gösterir. Analog voltaj sinyali, bir tür modem gibi işleyen analog-sayısal dönüştürücü yongası ile sayısallaştırılarak PC’nin belleğine aktarılır. Sinyaller, görüntü dosyası formatında disk ortamına kaydedilir. Daha sonra bu dosya üzerinde görüntü programları ile işlem yapabilirsiniz... Tıpkı monitörler ve lazer yazıcılar gibi, tarayıcılarda da görüntüler çok küçücük noktalardan oluşur. Yani aynı şekilde, birim alana düşen nokta sayısı ne kadar yüksekse, elde edilen görüntü o kadar kaliteli olacaktır.
Marka: IRIScanTarama Çözünürlüğü: 600 x 300 dpiTarayıcı Tip: A4
Marka: CanonTarama Çözünürlüğü: 4800 x 4800 dpiTarayıcı Tip: A4
Çözünürlük (Resolution) Ne Nedir Ne Demek Ne İşe YararGörüntüyü oluşturan noktaların sayısı.Görüntü teknolojilerinde "kalite"yi gösteren ölçü birimidir.Dijital görüntüler, piksel denilen noktalar tarafından oluşturulur. Bilgisayarınızın monitöründe de aynı ifade ile görüntü detaylarını düzenleyebilirsiniz. 800x600, 1024x768 gibi ifadeler, görüntüyü oluşturun piksel'lerin sayısını gösterir. 800x600 ekran çözünürlüğü, soldan-sağa 800; yukarıdan aşağıya 600 piksel ile toplam 480.000 küçük noktadan oluşturulmuş görüntüyü ifade eder.