T.C. SİNCAN MÜFTÜLÜĞÜ

1. T.C. • SİNCAN MÜFTÜLÜĞÜ DÜNYA VE ÂHİRET DENGESİ • ASIM YAZAR • Et ve Balık Kurumu Camii Imam Hatibi 25/07/2013

2. Dünyamıza hikmetli ve ibretli gözlerle bakalım. Yaratılışta ve yaratılmışlarda hiç dengesiz bir şeyler var mı? İnsanoğlu kendi eliyle kendini tehlikeye atmayıp dünyayı, nesli, kültürü bozacak kötülüklere kalkışmadıkça hiç bozulma meydana gelmiş mi?

3. Yüce Yaratanımız bize şöyle beyan ediyor. الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقاً مَّا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَنِ مِنتَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَى مِن فُطُورٍ {} ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِيَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِأً وَهُوَ حَسِيرٌ “Gökleri yedi kat üzerine yaratan O'dur. Rahman'ın bu yaratmasında bir düzensizlik bulamazsın. Gözünü bir çevir bak, bir çatlak görebilir misin? Bir aksaklık bulmak için gözünü tekrar tekrar çevir bak; ama göz umduğunu bulamayıp bitkin ve yorgun düşer.” (Mülk, 67/3-4)

4. Âleme konulan dengeyi insanoğlu hayatına aktarmalıdır. Dünyasını ahiretine tercih etmemelidir. Ahireti kazanacağım derken de dünyadaki nasibini unutmamalıdır. Biz bu metodu Yüce Kitabımızdan öğreniyoruz. Bir kıssa birçok hikmet. Karun’un zenginliğiyle böbürlenmesi karşısında halkının kendisine aktardığı şu cümle ve nihayetinde Rabbimizin tüm kullarına tavsiyesi Kur’an-ı Kerim’de şöyle aktarılmaktadır.

5. إِنَّ قَارُونَ كَانَ مِن قَوْمِ مُوسَى فَبَغَىعَلَيْهِمْ وَآتَيْنَاهُ مِنَ الْكُنُوزِ مَا إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوءُ بِالْعُصْبَةِأُولِي الْقُوَّةِ إِذْ قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لَا تَفْرَحْ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْفَرِحِينَ{} وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ وَلَا تَنسَنَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَأَحْسِن كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَوَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ {}قَالَ إِنَّمَا أُوتِيتُهُ عَلَى عِلْمٍ عِندِي أَوَلَمْ يَعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَهْلَكَمِن قَبْلِهِ مِنَ القُرُونِ مَنْ هُوَ أَشَدُّ مِنْهُ قُوَّةً وَأَكْثَرُ جَمْعاًوَلَا يُسْأَلُ عَن ذُنُوبِهِمُ الْمُجْرِمُونَ

6. فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِفِي زِينَتِهِ قَالَ الَّذِينَ يُرِيدُونَ الْحَيَاةَ الدُّنيَا يَا لَيْتَ لَنَامِثْلَ مَا أُوتِيَ قَارُونُ إِنَّهُ لَذُو حَظٍّ عَظِيمٍ {} وَقَالَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَيْلَكُمْ ثَوَابُ اللَّهِ خَيْرٌ لِّمَنْ آمَنَوَعَمِلَ صَالِحاً وَلَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الصَّابِرُونَ {} فَخَسَفْنَابِهِ وَبِدَارِهِ الْأَرْضَ فَمَا كَانَ لَهُ مِن فِئَةٍ يَنصُرُونَهُ مِن دُونِاللَّهِ وَمَا كَانَ مِنَ المُنتَصِرِينَ {} وَأَصْبَحَ الَّذِينَ تَمَنَّوْامَكَانَهُ بِالْأَمْسِ يَقُولُونَ وَيْكَأَنَّ اللَّهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنيَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ لَوْلَا أَن مَّنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا لَخَسَفَ بِنَاوَيْكَأَنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ

7. “Karun, Musa'nın milletindendi; ama onlara karşı azdı. Biz ona, anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı hazineler vermiştik. Milleti ona: "Böbürlenme, Allah şüphesiz ki böbürlenenleri sevmez. Allah'ın sana verdiği şeylerde, ahiret yurdunu gözet, dünyadaki payını da unutma; Allah'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryüzünde bozgunculuk isteme; doğrusu Allah bozguncuları sevmez« demişlerdi.

8. Karun: "Bu servet ancak, bende mevcut bir ilimden ötürü bana verilmiştir" demişti. Allah'ın, önceleri, ondan daha güçlü ve topladığı şey daha fazla olan nice nesilleri yok ettiğini bilmez mi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz. Karun, ihtişam içinde milletinin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler: "Karun'a verildiği gibi bizim de olsa; doğrusu o büyük bir varlık sahibidir" demişlerdi

9. . Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: "Size yazıklar olsun; Allah'ın mükâfatı, inanıp yararlı iş işleyenler için daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir" demişlerdi. Sonunda, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi. Daha dün onun yerinde olmayı dileyenler: "Demek Allah kullarından dilediğinin rızkını genişletip bir ölçüye göre veriyor.

10. Eğer Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcılar başarıya eremezler" demeye başladılar.” (Kasas, 28/76-82)

11. Tarihten ibret alınsaydı tekrar etmezdi. • Karun veya Karunlar dünde kalmış değildir. Bugünde Karunlar var. • Dünyaya aldananlar, • dünyayı tercih edenler • dünde vardı bugünde. • Şimdi biz ibret ve hikmetle davranalım. • Bizler geçici dünyayı tercih edip kaybedenlerden olmayalım… • İNŞAALLAH...

12. EBU CEHİL GİBİ DEĞİL. • KARUN GİBİ DEĞİL. • NEMRUT GİBİ DEĞİL. • FİRAVUN GİBİ DEĞİL. • KABİL GİBİ DEĞİL. • İBLİS GİBİ DEĞİL. • HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.S.) GİBİ. • HZ. İBRAHİM (A.S.) GİBİ. • HZ. MUSA (A.S.) GİBİ. • HZ. ÂDEM (A.S.) GİBİ . • HABİL GİBİ.

13. ALDANMA DÜNYANIN VELVELESİNE HEPSİ BOŞ HEVES BİR GÜN ÖĞRENİRSİN KİMİ HAKKA KOŞAR KİMİ TERSİNE HER NEFESİN HESABI VAR GÖRÜRSÜN RÜYA GİBİ HAYAT BİR GÜN BİTECEK BİTMEYECEK GİBİ DALIPTA BATMA, MAHŞER GÜNÜ NEFSİN HESAP VERECEK, YARIN TERAZİDE AZIKSIZ KALMA

14. SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN (S.A.S)’İN • BİR NASİHATİYLE • DÜNYA-AHİRET DENGESİNİ • DAHA İYİ ANLAMAYA ÇALIŞALIM. • HZ. PEYGAMBER'İN ASHABINDAN BİR GURUP, • ONUN ÖZEL OLARAK YAPTIĞI İŞ VE İBADETLERİNİ ÖĞRENMEK MAKSADIYLA, • ZEVCELERİNE MÜRACAAT ETMİŞLERDİ. • GEREKLİ BİLGİLERİ ALDIKTAN SONRA, • BUNLARDAN BİRİSİ: • BEN, KADINLARLA EVLENMEYECEĞİM; • DİĞERİ: • BEN, ET YEMEYECEĞİM; • ÖTEKİSİ DE: • BEN DÖŞEKTE UYUMAYACAĞIM, • DİYE SÖYLENDİLER.

15. BUNUN ÜZERİNE HZ. PEYGAMBER (A.S.) ALLAH'A HAMD VE SENA ETTİKTEN SONRA: "BAZI KİMSELERE NE OLUYOR Kİ, ŞÖYLE ŞÖYLE DEMİŞLER. AMA BEN HEM NAMAZ KILAR, HEM UYURUM. BAZEN ORUÇ TUTAR BAZEN DE TUTMAM. KADINLARLA DA EVLENİRİM. İŞTE HER KİM BENİM SÜNNETİMDEN YÜZ ÇEVİRİRSE BENDEN DEĞİLDİR." (MÜSLİM, HADİS NO: 2487)

16. DÜNYA HAYATI BİR İMTİHAN VESİLESİ İÇİN YARATILMIŞTIR. DÜNYA HAYATINDA VAR EDİLENLER İNSANLAR İÇİN SÜSLÜ YARATILMIŞTIR. ASIL HAYAT AHİRET YURDUDUR. ASIL GÜZELLİKLER ORDADIR. ÇÜNKÜ YARATANA BİLDİRİYOR. BİZDE İMAN EDİYORUZ O’NUN BİLDİRDİKLERİNE.

17. زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَاءوَالْبَنِينَ وَالْقَنَاطِيرِ الْمُقَنطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِوَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالأَنْعَامِ وَالْحَرْثِ ذَلِكَ مَتَاعُالْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَاللّهُ عِندَهُ حُسْنُ الْمَآبِ {} قُلْأَؤُنَبِّئُكُم بِخَيْرٍ مِّن ذَلِكُمْ لِلَّذِينَ اتَّقَوْا عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتٌتَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَأَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌوَرِضْوَانٌ مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ {}

18. “KADINLARA, OĞULLARA, KANTAR KANTAR YIĞILMIŞ ALTIN VE GÜMÜŞE, SALMA GÜZEL ATLARA, HAYVANLARA VE EKİNLERE DUYULAN TUTKULU ŞEHVET İNSANLARA ‘SÜSLÜ VE ÇEKİCİ' KILINDI. BUNLAR, DÜNYA HAYATININ METAIDIR. ASIL VARILACAK GÜZEL YER ALLAH KATINDA OLANDIR.

19. (RESÛLÜM!) DE Kİ: • SİZE BUNLARDAN DAHA İYİSİNİ BİLDİREYİM Mİ? • TAKVÂ SAHİPLERİ İÇİN RABLERİ YANINDA, • İÇİNDEN IRMAKLAR AKAN, • EBEDİYYEN KALACAKLARI CENNETLER, • TERTEMİZ EŞLER VE (HEPSİNİN ÜSTÜNDE) ALLAH'IN HOŞNUTLUĞU VARDIR. • ALLAH KULLARINI ÇOK İYİ GÖRÜR. • (AL-İ İMRAN 3/15)

20. İNSANOĞLUNUN FARKLI BİR YAPISI OLDUĞUNU, DÜNYAYA TAMAH ETME HUSUSUNDA NASIL BİR DAVRANIŞ SERGİLEDİĞİNİ HZ ENES’İN AKTARDIĞI BİR HADİSTEN EFENDİMİZ (S.A.S)’DEN ÖĞRENMEKTEYİZ.

21. عَنْ اَنَسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُاللَّهِ ص ‏"‏ لَوْ كَانَ لاِبْنِ ادَمَ وَادِيَانِ مِنْ مَالٍلاَبْتَغَى وَادِيًا ثَالِثًا وَلاَ يَمْلاُ جَوْفَ ابْنِ ادَمَ اِلاَّ التُّرَابُوَيَتُوبُ اللَّهُ عَلَى مَنْ تَابَ ‏"‏ “ENES (RA) DEN: PEYGAMBER (SAV) ŞÖYLE BUYURDU: ADEM OĞLUNUN İKİ VADİ DOLUSU MALI OLSA, ÜÇÜNCÜ VADİYİ DE İSTER. ADEM OĞLUNUN İÇ BOŞLUĞUNU (İHTİRASLI GÖNLÜNÜ) TOPRAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DOLDURMAZ. ŞU KADAR Kİ (İHTİRASTAN) TEVBE EDEN KİMSENİN TEVBESİNİ ALLAH KABUL EDER.” (müslim, zekat 116)

22. DÜNYA HAYATINI İSTEYENLERE DÜNYA HAYATI TASTAMAM VERİLDİ. YA AHİRET HAYATI. ASIL HAYATTA, AHİRET HAYATINDA PİŞMAN OLMAK NE KADAR AKIL KÂRI. SADECE VE SADECE DÜNYA HAYATINI İSTEMENİN AHİRETİ DÜŞÜNMEMENİN VE AHİRET İÇİN ÇALIŞMAMANIN NE KADAR YANLIŞ OLDUĞUNU RABBİMİZ BİLDİRİYOR.

23. مَّن كَانَ يُرِيدُ الْعَاجِلَةَ عَجَّلْنَا لَهُ فِيهَا مَا نَشَاء لِمَن نُّرِيدُ ثُمَّجَعَلْنَا لَهُ جَهَنَّمَ يَصْلاهَا مَذْمُوماً مَّدْحُوراً {} وَمَنْ أَرَادَالآخِرَةَ وَسَعَى لَهَا سَعْيَهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُولَئِكَ كَانَسَعْيُهُم مَّشْكُوراً {}

24. “KİM ÇARÇABUK OLANI • (GEÇİCİ DÜNYA ARZULARINI) İSTERSE, • ORADA İSTEDİĞİMİZ KİMSEYE DİLEDİĞİMİZİ ÇABUKLAŞTIRIRIZ, SONRA ONA CEHENNEMİ (YURT) KILARIZ; • ONA, KINANMIŞ VE KOVULMUŞ OLARAK GİDER. • KİM DE AHİRETİ DİLER VE • BİR MÜMİN OLARAK ONA YARAŞIR BİR ÇABA İLE ÇALIŞIRSA, • İŞTE BUNLARIN ÇALIŞMALARI MAKBULDÜR.” • (İSRA, 17/18-19)

25. DÜNYA-AHİRET DENGESİ İÇİN KUR’ÂN BİZE DUADA ÖĞRETMEKTEDİR. BİZDE BU DUAYI BEŞ VAKİT NAMAZIMIZDA VE DİĞER NAFİLE NAMAZLARIMIZIN SON OTURUŞLARINDA YAPMAKTAYIZ. وِمِنْهُم مَّن يَقُولُ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَاحَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ {} "RABBİMİZ! BİZE DÜNYADA İYİYİ, AHİRETTE DE İYİYİ VER, BİZİ ATEŞİN AZABINDAN KORU" DİYENLER VARDIR. (BAKARA, 2/201)

26. DÜNYAYA DALMAMAK, DÜNYAYA ALDANMAMAK ESASTIR. ŞİMDİYE KADAR SİZLERLE PAYLAŞTIĞIM AYETLERDE HEP BUNU GÖRMEKTEYİZ. BUNDAN MAKSAT DÜNYANIN KENDİSİNDEN VAZGEÇMEK DEĞİLDİR. AYETLERDEN BUNU DA GÖRMEKTEYİZ. HEPİMİZ BİLMEKTEYİZ Kİ; ASIL MAKSAT DÜNYANIN KENDİSİNDEN DEĞİL, ALDATICI OLAN ÇEKİCİLİĞİNDEN VAZGEÇMEKTİR.

27. MÜSLÜMANLAR • DÜNYANIN İDARESİNİ BAŞKALARINA VERSİNLER, HİÇ YERLERİ YURTLARI OLMASIN, • KAZANÇLARI, • ŞİRKETLERİ OLMASIN ANLAMINDA • HİÇBİR SÖZ SÖYLEMEK • AYETLERDEN BU MANANIN ÇIKACAĞINI • İFADE ETMEK • ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR.

28. MÜSLÜMANLAR EN İYİ YERLERİ KENDİLERİNE VATAN EDİNECEKLER, VATANLARINI DÜŞMANLARA ASLA TESLİM ETMEYECEKLER, ÇALIŞACAKLAR EN GÖZDE ŞİRKETLERİ HELALİNDEN KURACAKLAR, İNSANLARA HAYIR-HASENATTA BULUNACAKLAR, HELALİNDEN OLMAK ÜZERE, ELBETTE MESKENLERİ DE OLACAK BİNİTLERİ DE OLACAKTIR. MÜSLÜMAN, YARATANIN KENDİSİNE VERDİĞİ NİMETLERİ HELALİNDEN ELDE EDECEK, ASLA İSRAF ETMEYECEK HER ŞEYİ DENGELİ KULLANACAKTIR. BU MÜSLÜMAN OLMANIN VASFIDIR.

29. VAAZIMIZIN BU SON KISMINDA SİZ KIYMETLİ CEMAATİMİZDEN KENDİ NEFSİMİZE ŞU SORULARI SORMANIZI VE CEVAPLAMANIZI ARZU EDERİM. NERDEN GELDİK? NE İÇİN VARIZ? NEREYE GİDECEĞİZ? BU SORULARIN CEVAPLARINI KUR’AN-I KERİM’DE BAKARA SÜRESİNDEN ŞÖYLE ÖĞRENMEKTEYİZ.

30. BU DÜNYAYA NİÇİN GELDİK? وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِوَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ{} الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ{} أُولَـئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَـئِكَهُمُ الْمُهْتَدُونَ {}

31. “MUHAKKAK SİZİ BİRAZ KORKU, BİRAZ AÇLIK VE MALLARDAN, CANLARDAN, ÜRÜNLERDEN BİRAZ EKSİLTMEKLE DENERİZ, SABREDENLERİ MÜJDELE. ONLARA BİR MUSİBET GELDİĞİNDE: "BİZ ALLAH’TAN (GELDİK) VE ELBETTE O'NA DÖNECEĞİZ" DERLER. RABLERİNİN MAĞFİRET VE RAHMETİ ONLARADIR. O'NUN YOLUNDA OLANLAR DA ONLARDIR.” (BAKARA, 2/ 155-157)