1.51k likes | 2.25k Vues
İKLİM BİLGİSİ. YRD.DOÇ.DR. ERDİHAN TUNÇ. İÇERİK. Tanım İklim ve hava durumunun karşılaştırılması İklim sınıflandırması İklim değişikliği İklimin etkileri Sera etkisi ve Küresel ısınma Türkiye İklimi.
E N D
İKLİM BİLGİSİ YRD.DOÇ.DR. ERDİHAN TUNÇ
İÇERİK • Tanım • İklim ve hava durumunun karşılaştırılması • İklim sınıflandırması • İklim değişikliği • İklimin etkileri • Sera etkisi ve Küresel ısınma • Türkiye İklimi
İklim ; bir yerde uzun bir süre boyunca gözlemlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgar yağış, yağış şekli gibi meteorolojikolayların ortalamasına verilen addır. Hava durumundan farklı olarak iklim, bir yerin meteorolojik olaylarını uzun süreler içinde gözlemler. Yani ‘iklim beklenendir hava durumu elde edilendir’ şeklinde açıklanmaktadır. Bir yerin iklimi o yerin enlemine, yükseltisine, yer şekillerine, kalıcı kar durumuna ve denizlere olan uzaklığına bağlıdır.
İklimi inceleyen bilim dalına klimatoloji adı verilir. İklim türleri, sıcaklık ve yağış rejimi gibi durumlara bakılarak sınıflandırılabilir. Ancak günümüzde en çok kullanılan sınıflandırma sistemi, aslen Wladimir Köppen tarafından geliştirilmiş olan Köppen iklim sınıflandırmasıdır.
Paleoklimatoloji ise, göl yataklarında ve buzullarda bulunan tortular gibi biyolojik olmayan; yine ağaç halkaları, mercanlar gibi biyolojik kaynaklarla antik iklimleri inceleyen bilim dalıdır. Bu yöntem eski dönemlerde bir yerdeki sıcaklık ve yağış rejimlerini göstermek ve inceleme yapmak için kullanılırdı. Bu tür çalışmaların sonunda ortaya matematiksel iklim modelleri çıkarılır ve gelecekte iklimin ne derece değişebileceği konusunda tahminler yürütülürdü.
İklimin Sınıflandırılması İklimi aynı rejimlerin olduğu alanlarda sınıflandırmanın birçok yolu vardır. Aslında iklimlerin sınıflandırılışı ilk kez Antik Yunanistan'da bir yerin enlemine göre kabaca yapılmıştı. Ancak çağdaş iklim sınıflandırma yöntemleri kabaca iki şekilde ayrılabilir. Bunlar kalıtımsal ve yapay yöntemler olmak üzere iki kısma ayrılır. Genetik sınıflandırmalar , farklı hava kütlelerinin arasındaki ilişkilerin sıklığı ve durumu aynı yönden ele alan bozukluklar temeli üzerine kurulu yöntemleri içerir. Yapay sınıflandırmalar ise iklim kuşaklarını, bitki örtüsü sıklığıyla ele alır. Yapay sınıflandırmanın içerikleri ile Köppen iklim sınıflandırması arasında bir ilişki bulunur. Bu sınıflandırmada gözlemlenen en önemli kusur, aşamalı olarak gösterilmesi uygun olan iklim kuşaklarında açtığı farklı sınırlardır.
Bergeron ve Boyutsal Sinoptik • En genel sınıflandırma şekli hava kütleleri etmeninin hesaba katılarak yapılanıdır. Bergeron sınıflandırmasıbu şekilde yapılan en kullanışlı sınıflandırmadır. • Hava kütlesine dayalı sınıflandırma üç ana kolu içerir. Bunlarda ilki nem değerleri olup "c" (kıtasal hava kütlesi) ve "m" (denizsel hava kütlesi) harfleri ile gösterimi yapılmaktadır. İkinci kol ısıl içerikli olup "T" (tropikal), "P" (kutupsal), "A" (arktik), "M" (muson), "E" (ekvatoral) ve "S" (yüksek) harfleri kullanılarak gösterimi yapılır. Üçüncü ve son kol ise atmosfer durağanlığını konu almaktadır. Bu son kola göre, eğer bir hava kütlesi altındaki kara kütlesinden soğuksa "k" harfiyle gösterilir. Yine eğer bir hava kütlesi, altındaki kara kütlesinden daha sıcaksa "w" harfiyle gösterilir 1950'lerde hava durumu tahmininde kullanılan hava kütlesi sınıflandırması, 1973 yılından sonra iklim bilimciler tarafından aynı nitelikteki klimatoloji kanıtlarında kullanılmaya başlandı.
Bergeron sınıflandırması şemasına (SSC) göre, altı kategori bulunmaktadır. Bunlar ; • Kuru Kutup • Kuru Orta • Kuru Tropik • Nemli Kutup • Nemli Orta ve Nemli Tropik şeklindedir.
Köppen Köppen iklim sınıflandırması aylık ve yıllık sıcaklıklar, yıllık yağış miktarı, yağışın yıl içindeki dağılışı ve yağış ile sıcaklığın doğal bitki örtüsü ile olan ilişkilerine dayanan bir sistemdir. Bu nedenden dolayı Köppen'in sınıflandırması, bitki örtüsüne dayalı iklim sınıflandırmasına kabataslak biçimde uymaktadır. Bu yöntem 1900'lü yıllarda Alman klimatolog Wladimir Köppen tarafından ortaya atılmış ve 1918 ile 1936 yılları arasında yine Köppen tarafından büyük ölçüde geliştirilmiştir.
1961 ile 1999 yılları arasındaki aylık ortalama yüzey sıcaklıkları animasyonu. Bu örnek, iklim çeşitlerinin mevsimlere ve yerlere göre nasıl şekil aldığını gösterir
Köppen sınıflandırmasına göre iklimler beş ana kuşakta, yirmi dört farklı tipte toplanmıştır. Ana kuşaklar A, B, C, D ve E harfleri ile belirtilirken, iklim tipleri de bu harflere eklenen ikinci, üçüncü ve kimi zaman da bir dördüncü harfle belirtilmiştir. İkinci harfler bölgedeki yağış rejimini, üçüncü harfler sıcaklık karakterini, dördüncü harfler de özel durumları gösterir.
A grubundaki iklimlerde en soğuk aydaki ortalama sıcaklık 18 °C üzerindedir. Öyle ki bütün mevsimler sıcaktır ve kış mevsimi yoktur. Bu gruptaki iklimlerde, yıllık yağış 750 mm üzerindedir. Bu gruptaki iklimler aşağıdaki gibidir: • Her mevsimi yağışlı tropikal iklim – Af • Bütün aylar sıcak-kurak geçen 2-3 ay dışında yağışlı muson iklimi – An • Kışı ve bazen ilkbaharı kurak, tropikal iklim ya da savan iklimi – Aw
B grubundaki iklimler kurak iklimlerdir. Özellikle step ve çöl sahalarında görülür.[ Buralarda buharlaşma yağıştan fazladır. Step alanlarda yıllık yağış miktarı 100 ilâ 700 mm arasında, çöllerde ise 50 ilâ 350 mm arasındadır.[21] Bu gruptaki iklimler aşağıdaki gibidir: • Sıcak step iklimi ya da sıcak yarı kurak iklim – BSh • Soğuk step iklimi ya da soğuk yarı kurak iklim – BSk • Sıcak çöl iklimi ya da sıcak kurak iklim – BWh • Soğuk çöl iklimi ya da soğuk kurak iklim – BWk
C grubundaki iklimler ılıman iklimlerdir. Bu iklimlerde en soğuk ayın ortalama sıcaklığı -3 °C ile 18 °C arasındadır.[22] Aynı şekilde en sıcak ayın ortalama sıcaklığı 10 °C'nin üzerindedir.[23] Kışlar genelde kısadır ancak yine de birkaç ay boyunca toprak karla örtülü olabilir veya donabilir. Bu grupta yer alan iklimler aşağıdaki gibidir: • Kışı kurak ve ılık, yazı çok sıcak iklim (Muson iklimi) – Cwa • Kışı kurak ve ılık, yazı sıcak fakat kısa iklim – Cwb • Kışı ılık, yazı sıcak ve kurak iklim (Akdeniz iklimi) – Csa • Kışı ılık, yazı sıcak, kurak fakat kısa iklim – Csb • Kışı ılık, yazı çok sıcak her mevsimi yağışlı iklim – Cfa • Kışı ılık, yazı sıcak her mevsimi yağışlı iklim – Cfb • Kışı ılık, yazı kısa ve serin, her mevsimi yağışlı iklim – Cfc
D grubundaki iklimler, soğuk orman iklimleridir.Kışların şiddetli olduğu bu iklim grubundaki en soğuk ayın ortalama sıcaklığı -3 °C'nin altında, en sıcak ayın ortalaması 10 °C'nin üzerindedir. Bu kuşaktaki iklimlerde aylar boyunca toprağın karla örtülü kalır. Aşağıdaki iklimler bu gruptadır: • Kışı şiddetli ve kurak, yazı uzun ve sıcak iklim – Dwa • Kışı şiddetli ve kurak, yazı serin iklim – Dwb • Kışı şiddetli ve kurak, yazı kısa ve serin iklim – Dwc • Kışı çok şiddetli, yazı kısa ve nemli iklim – Dwd • Kışı şiddetli yazı uzun ve sıcak, her mevsimi yağışlı iklim – Dfa • Kışı şiddetli yazı kısa ve sıcak, her mevsimi yağışlı iklim – Dfb • Kışı şiddetli yazı kısa serin, her mevsimi yağışlı iklim – Dfc • Kışı çok şiddetli yazı kısa, her mevsimi yağışlı iklim – Dfd
E grubundaki iklimler ise kutup iklimleridir. Bu kuşaktaki iklimlerde en sıcak aydaki ortalama sıcaklık 10 °C'nin altındadır. Aşağıda bu gruptaki iklimler yer almaktadır: • Yazı çok kısa tundra iklimi – ET • Sürekli donmuş topraklar iklimi – EF
Thornthwaite Bu iklim sınıflandırma yönteminde, terleme ve buharlaşma değerleri kullanılarak toprak ve su yığınlarını görüntülenir. Bu yöntemde, belli bir alan üzerindeki bitki örtüsünü besleyen toplam yağış payı aktarılır. Burada nem veya kuraklık gibi endeksler kullanılarak bir bölgenin ortalama sıcaklık, yağış ve bitki örtüsü türüne bağlı olan nem rejimi gösterilir.
Nemli bölgeler, her yıl terleme-buharlaşma miktarından daha çok yağış alır. Bunun yanında kurak bölgeler, yıllık bazda büyük oranda terleme ve buharlaşma oranına sahne olur. Dünyadaki karaların yüzde otuz üçü kadarı, kurak veya yarı-kurak olarak kabul edilir. Bu kurak veya yarı-kurak bölgelerin arasında Kuzey Amerika'nın güneybatısı, Güney Amerika'nın güneybatısı, Afrika'nın kuzey bölümü ile güney bölümünün bir kısmı, Asya'nın güneybatısı, Avustralya'nın önemli bir kısmı yer alır.
Yapılan çalışmalara göre, yağış etkinliği (PE) ile Thornthwaite nem endeksi, yazları olduğundan fazla gösterilmekte ve kışları olduğundan az gösterilmektedir. Bu endeks, etkin bir şekilde bir bölgedeki otçul ve memeli türlerinin sayısını belirlemede kullanılabilmektedir. Bu endeks ayrıca iklim değişikliği çalışmalarında da kullanılmaktadır.
Thornthwaite şemasında sıcaklığa bağlı sınıflandırmalar arasında mikrotermal, mezotermal ve megatermal rejimler yer almaktadır. Mikrotermal iklimde yıllık olarak düşük sıcaklıklar görülür. Öyle ki bu tür iklim bölgelerinde ortalama yıllık sıcaklık 0 ilâ 14 °C arasında değişir. Kısa yazların görüldüğü bu bölgelerde potansiyel buharlaşma da 14 ilâ 43 cm arasında değişir.
Mezotermal iklimde uzun süren sıcaklar veya uzun süren soğuklar yoktur. Bu iklim bölgelerinde potansiyel buharlaşma oranı 57 ve 114 cm arasındadır. Megatermal iklimde ise yüksek ve kalıcı sıcaklık ve bol yağış hakimdir. Bu bölgelerdeki potansiyel buharlaşma 114 cm üzerindedir.
İklim Değişikliği İklim değişikliği, tüm dünyanın veya belli bir bölgenin ikliminin tarih boyunca değişikliğe uğraması demektir. Bir yerin birkaç yıl ilâ milyon yıl arasında belli sebeplerden dolayı atmosfer ile ilgili niceliklerinin değişmesi iklim değişikliği ile ilgilidir. Bu değişikliklerin nedeni, Dünya'nın kendisine ait olabileceği gibi, Güneş ışığı veya son zamanlarda insan gibi dış etkenlerden dolayı da olabilir.
Son yıllarda özellikle çevre politiklarındaki kullanıma göre, iklim değişikliği kavramı sadece çağdaş dönemdeki değişiklikleri konu almaktadır. Özellikle küresel ısınma ile iklim değişikliği kavramları birbiriyle ilintilidir. Bazı durumlara göre kavram, sadece beşeri etmenlerle için de kullanılabilmektedir. Bunun en önemli örneği Amerika Birleşik Devletleri'nde iklim üzerine bir kuruluş olan UNFCCC'dir. Bu kuruluş, insanlardan dolayı kaynaklanmayan iklim değişiklikleri için "iklim değişkenliği" terimini kullanmaktadır.
Dünya, geçmişte birçok iklimsel dalgalanmaya sahne olmuştur. Bu dalgalanmalar için en bilinen örnek buz devridir. Bu buzul dönemleri, buzularası dönemlerle birbirinden ayrılmış durumdadır. Kar ve buz yığınlarının artması, yansıtabilirlik değerini yükselttiğinden, Güneş ışınlarının bir kısmı buzullar tarafından geri yansıtılmaktaydı. Bu de atmosfer sıcaklığında yükselmeye neden olmaktaydı. Volkanik etkinlikler gibi doğal etmenler sonucunda sera gazlarındaki artış da küresel bir ısınmaya neden olduğu gibi, buzularası bir dönemi de beraberinde getirebilir. Buz devirlerinin yaşanmasındaki tahmin edilen nedenler arasında kıtaların o zamanki durumları, Dünya'nın yörüngesindeki farklılıklar, Güneş ışınlarının yayılımındaki değişiklikler ve volkanizma yer almaktadır.
İklimin etkilerini üç ana başlık altında toplayabiliriz: • A- İklimin İnsan Üzerindeki Etkileri – Nüfusun dağılışını, – Ekonomik faaliyetlerini, – Yiyecek ve giyeceklerini, – Fizyolojik gelişimlerini, – Karakterlerini, – Kültür faaliyetlerini etkiler
B-İklimin Ekonomik Hayat Üzerindeki Etkileri: – Sanayinin dağılışını, – Ulaşım faaliyetlerini, – Konut tipi ve kullanılan malzemeyi, – Turizm faaliyetlerini, – Tarım faaliyetlerini ve ürünleri çeşitliliğini, – Bunlara bağlı olarak ticaret şekilleri de iklimin kontrolü altındadır.
C-İklimin Doğal Çevre Üzerindeki Etkileri: – Dış kuvvetlerin etki alanlarını, – Yer şekillerinin oluşumunu, – Taşların çözülme biçimini, – Toprak oluşumu, tipleri ve verimliliğini, – Bitki örtüsünü ve dağılışını, – Göllerin dağılışı ve sularının kimyasal öz., – Yerüstü ve yer altı su durumu, – Akarsu debilerini ve rejimlerini, – Okyanus akıntılarının yönleri ve hızlarını, – Hayvan türleri ve dağılışını, – Erozyonu ve heyelan oluşumunu, – Kalıcı kar sınırı, – Ormanın ve tarımın üst sınırını, – Denizlerin tuzluluk oranını etkiler.
BM çevre raporuna göre ; 21. Yüzyılda; -Ortalama hava sıcaklığının 1.4 °C ile 5.3 °C arasında artacağı, -Buzulların erimesiyle denizlerin 8–88 cm kadar yükseleceği, -Uzun vadede dünyanın fiziksel yapısında geri dönüşümü olmayan değişiklikler ortaya çıkacağı, - Afrika kıtasında, tarım rekoltesinin düşeceği, ortalama yıllık yağış miktarının azalacağı, su sıkıntısı görüleceği, -Asya kıtasında, kurak ve tropik bölgelerde yüksek sıcaklıklar, seller ve toprak bozulması, kuzey bölgelerinde ise tarım rekoltesinde artış görüleceği, tropik kasırgaların artacağı,
-Avrupa kıtasında, güney bölgelerinin kuraklığa eğilimli hale geleceği, - Alp Dağları buzullarının yarısının 21. Yüzyılın sonunda yok olacağı ve tarım rekoltesinin azalacağı, -Kuzey Avrupa’da ise tarım rekoltesinin artacağı, -Lâtin Amerika’da kuraklık olacağı, sellerin çok sık tekrarlanacağı, tarım rekoltesinin azalacağı, sıtma ve koleranın artacağı, -Kuzey Amerika’da tarım rekoltesinin artacağı, özellikle Florida ve Atlantik kıyılarında deniz seviyesinin yükseleceği, büyük dalgaların oluşacağı ve sellerin görülebileceği, sıtma ve ateşli humma gibi hastalıkların artacağı, sıcaklık ve nem artışıyla ölüm oranının artacağı,
-Polar bölgelerde buzulların eriyeceği, bitki ve hayvan türlerinin sayısının ve dağılımının etkileneceği, buzulların erimesiyle bağlantılı olarak deniz seviyesi her yıl 0.5 cm kadar yükseleceğinden, - Gelecek 100 yıl içerisinde mercan kayalıklarının zarar göreceği, -Çok sayıda küçük ada ve kıyı kentlerinin sulara gömüleceği gibi öngörülere yer verilmekte ve dünyanın bilinmezlerle dolu bir geleceğe doğru yol aldığı ortaya konmaktadır. - Küresel ısınma üzerinde en etkili gaz olan karbondioksit emisyonlarını % 5 oranında azaltmak için bütün ülkelerin doğayı etkilemeyen yeni endüstri politikalarını devreye sokmak zorunda olduğu belirtilmektedir.
İklimi oluşturan faktörler 1-Enlem 2-Karasallık-denizellik 3-Dagların uzantısı 4-Yükseltisi 5-Rüzgarlar 6-Basınçlar 7-Bakı
Dagların uzantısı: *iç kısımlara dogru sıcaklık azalır. *Ege’de daglar dik uzandıgı için nemli hava içeriye kadar sokulur. Yükselti: İç kısımlara doğru sıcaklık azalır. Karasallık-denizellik: iç kısımlara dogru sıcaklık azalır. Enlem: Güneyden kuzeye dogru sıcaklık azalır.
TÜRKİYEDE RÜZGARLAR YILDIZ poyraz karayel GÜNBATISI GÜNDOĞUSU samyeli (keşişleme) lodos KIBLE
POYRAZ KARAYEL YILDIZ Etezyen KEŞİŞLEME SAMYELİ LODOS KIBLE
Rüzgarlar K:karayel:Kar+Yagış(don) A Y:yıldız:Yagış(don) I P:pozraz:Kar+Yagış S:samyeli(keşişleme):Aşırı buharlaşma+sıcaklık A K:kıble:sıcak A L:Lodos:Karların erimesi,ters eser,soba zehirlemesi Kayıp:Soguk eser Sakal:Sıcak eser Föhn:Dogu Karadeniz-Çay Taşeli platosu-Muz
Basınçlar • Sibirya Yüksek B:Kuzeydogudan kışın eser,sert ve kuru bir kış.Dogu Anadolu • Asor Yük.B:Güneybatıdan yıl boyu eser. • Balkanlar Yük.B:Kuzeybatıdan eser • izlanda Alç.B:Kuzeybatıdan kışın eser,ılık+yagış. • Basra Alç.B:Güneydogudan yazın eser,Aşırı sıcaklık ve buharlaşama.
TÜRKİYE İKLİMİ • Türkiye'de gerek matematik konumun gerekse özel konumun etkisiyle birden fazla iklim görülür. Orta kuşakta bulunması sebebiyle dört mevsim belirgin olarak görülür. Ülkemiz genelde Akdeniz ikliminin etkisine girdiğinden kurak özelliği taşır. Türkiye'nin iklimi çeşitli faktörlerin etkisindedir. • 1)YÜKSELTİ • Ülkemizin ortalama yükseltisi oldukça fazladır. Yükselti batıdan doğuya doğru gittikçe azaldığından iklimde batıdan doğuya doğru gittikçe ....Bunun yanında yükselti kısa mesafelerde değişiklik göstermektedir.Bu da birden fazla iklimin görülmesine neden olur. • 2)DAĞLARIN UZANIŞ YÖNÜ • K.Anadolu dağlarının Karadeniz'e Toroslar’ın da Akdeniz'e paralel uzanmaları kuzeyleri ve güzeyden gelen nemli hava kütlelerinin iç kısımlara girmesini engeller. Bu da kıyı ile iç kesimler arasında iklim farklılıklarına neden olmaktadır. Ege bölgesinde dağların kıyıya dik uzanması Orta Karadeniz'de ise yükseltinin iç kesimlerden başlaması nedeniyle denizin etkisi iç kısımlara girer. • 3)ÜÇ TARAFININ DENİZLERLE ÇEVRİLİ OLMASI • Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasının denizlerle çevrili olmasından dolayı çeşitli iklimler aynı anda görülmektedir. Yine Marmara'da aynı anda üç iklim görülür. Bütün bu durumlar tüm çeşitliliğinin fazla olmasına neden olmuştur.
TÜRKİYE'DE İKLİM ELEMANLARI • A)SICAKLIK • Türkiye'de sıcaklığın dağılışı üzerinde enlem yükselti denize göre konum karasallık denizellik gibi faktörlerin etkisi vardır. Kuzey kıyılarımızla güzey kıyılarımız arasında yaklaşık 6 derecelik fark vardır. • Türkiye'de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı: • 1-Deniz genlik nedeni ile kıyı kesimleri iç kesimlerden sıcaktır. En düşük sıcaklık değerleri D.Anadolu'da görülür. • 2-Enleme bağlı olarak sıcaklık güneyden kuzeye doğru azalır. • 3-En yüksek sıcaklıklara Güzey D. Anadolu. ve Akdeniz'de rastlanır. • 4-Ortalama sıcaklıklar karasallık enlem ve yükseltiye bağlı olarak azalır. • Türkiye'de Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı: • 1-Bu ayda en yüksek sıcaklık enlem ve denizellik nedeniyle Akdeniz kıyılarında görülür. (10 derece) • 2-Kıyıdan iç kesimlere ve batıdan doğuya doğru gittikçe sıcaklık düşer. • 3-Bu ayda en düşük değerlere Erzurum-Kars Böl. rastlanır.(-10 derece) • Türkiye'de Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı: • 1-Bu ayda bütün bölgelerde sıcaklık. yüksektir. Ancak özel ve matm. konum nedeniyle bölgeler arasında farklılıklar görülür. • En yüksek sıc. değerlerine G.D And.'da rastlanır. • En düşük sıc. değerlerine ise D.And. Bölg.'de platoluk alanlarında rastlanır.
B)NEMLİLİK VE YAĞIŞ • 1- Türkiye'de nem ve yağışın dağılışı ile emlem yükselti denizellik karasallık dağların uzanış yönü gibi faktörlerin dağılışı paralellik vardır. • 2- Nem oranının en yüksek olduğu yerler Karadeniz Marmara Ege Ve Akdeniz dir. • 3- Türkiye genelinde yağış dağılımı neme bağlıdır. • 4- Yağışın en fazla olduğu yerler Karadeniz kıyıları Batı Akdeniz Menteşe Bölgesi ve Hakkari yöresidir.En az olduğu yerler ise Tuz Gölü ve çevresi ve Trakya yöresidir. • 5- Türkiye'de kar yağışları şu şekildedir. • Akdeniz ve Ege kıyıları 1-2 gün • Marmara ve Karadeniz 10-20 gün • İç ve G.D. And. Bölgesi 20-40 gün • D.Anadolu bölgesi 100 gün
TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN İKLİMLER • 1-AKDENİZ İKLİMİ • Bölgede yazları sıcak ve kurak geçer kışları ılık ve yağışlı geçer. Yıllık sıcaklık ortalaması 18 derecedir. Kıyıda yıllık yağış miktarı 1000 mm'dir.En fazla yağış kış mevsiminde en az yazın düşer. Yazların kurak geçmesi alçalıcı hava hareketlerinin sonucudur. Kıyıdan iç kesimlere doğru gittikçe yükseltinin etkisiyle karasallaşma artar. Kışlar daha şiddetli geçer. (Göller yöresi ve Teke yöresi)Yağış ve sıcaklık azalır. Bitki örtüsü maki'dir.