1 / 77

SINDIRIM SISTEMI

B?t?n canlilar hayatlarini devam ettirebilmek i?in besinlere ihtiya? duyarlar.Besinler ;organizmanin yapisinda ,b?y?me ve gelismesinde ayni zamanda yasamsal faaliyetler i?in gerekli enerji ihtiyacinin karsilanmasinda kullanilir.Besinlerin v?cuda alinmasina beslenme denir.Organik besinin elde edil

tiara
Télécharger la présentation

SINDIRIM SISTEMI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


    1. SINDIRIM SISTEMI

    2. Bütün canlilar hayatlarini devam ettirebilmek için besinlere ihtiyaç duyarlar. Besinler ;organizmanin yapisinda ,büyüme ve gelismesinde ayni zamanda yasamsal faaliyetler için gerekli enerji ihtiyacinin karsilanmasinda kullanilir. Besinlerin vücuda alinmasina beslenme denir. Organik besinin elde edilme yolu canlidan canliya farklilik gösterir. Canlilar organik besini elde etme sekline göre: Ototrof beslenme Heterotrof beslenme Hem ototrof hem de heterotrof beslenme SINDIRIME GIRIS

    3. Ototrof beslenme:Bazi canlilar disaridan aldiklari su,karbondioksit ve inorganik tuzlardan kendileri için gerekli olan organik besini sentezler.Bu çesit beslenmeye ototrof beslenme denir.Bazi bakteriler,algler ve bitkiler ototrof beslenme gösterir. Heterotrof beslenme:Canlilarin ihtiyaç duydugu organik besini baska canlilardan temin etme yöntemine heterotrof denir. Hem ototrof hem de heterotrof beslenme:Bazi canlilar,bazi besinlerini fotosentez yoluyla kendisi üretirken bazilarini disaridan hazir alir.Bu tip beslenmeye de hem ototrof hem de heterotrof beslenme denir.Bu canlilara öglena ve böcekçil bitkiler örnektir.

    5. Canlilarin büyük kismi beslenme yönünden çevrelerine bagimlidir ve çevreden aldiklari besinleri kullanabilecekleri enerji formuna dönüstürürler. Canlilar elde ettikleri organik besinleri degisik amaçlar için kullanabilir. Bunlar su sekilde özetlenebilir: Beslenmeyle alinan besinler ,hücresel solunumla yikilarak ATP sentezlenir.Hücresel solunumla sentezlenen ATP’de ,vücudun enerji gerektiren(aktif tasima,protein sentezi,yag sentezi,DNA sentezi gibi)olaylarinda tüketilir.Eriskin bir insanin dokularinda meydan gelen enerjinin %50’si karbonhidratlardan,%35-40’i yaglardan ,%10-15’i de aminoasitlerin oksidasyonundan(oksijenli solunum)saglanmaktadir.

    6. Beslenme yoluyla alinan besinler,büyüme,gelisme,farklilasma gibi olaylarda organik hammadde olarak kullanilir. Beslenme yoluyla alinan besinler ,canlilarin yipranan kisimlarinin onarilmasinda (rejenarasyon)kullanilir. Beslenme yoluyla alinan besinler ,canlilarin kendilerinin sentezleyemedigi,dolayisiyla disaridan almak zorunda oldugu organiklerin karsilanmasinda kullanilir.Ör:hayvanlar bazi aminoasit ve yag asitlerini kendileri sentezleyemez,disaridan hazir alir.Hayvanlarin kendilerinin üeretemeyip disaridan almak zorunda oldugu aminoasitlere temel aminoasit,yag asitlerine temel yag asitleri denir.

    7. Temel aminoasitlerin bir ya da daha fazlasini içermeyen bir beslenmede,protein yetersizligine bagli pek çok hastalik ortaya çikar.Temel aminoasitlerin en güvenilir kaynaklari hayvansal ürünlerdir.Hayvansal ürünlerdeki proteinler tam olup,Tüm aminoasitleri gereken oranda içeriyor kabul edilir.Çogu bitki proteini eksik olup bir yada daha çok temel aminoasiti içermez.Ör:Misir lizin aa.’i içermez. Ayrica hücredeki katabolik ve anabolik reaksiyonlarda pek çok koenzim ve mineral maddelere de gereksinim duyulmaktadir. Koenzimler vitaminler halinde besinlerle vücuda alinirlar ve vücut hücrelerinde koenzimlere dönüstürülürler.Yine hücredeki tüm metabolik reaksiyonlar bir çözücü ortam içinde meydana gelmekte ,su da hücrede iyi bir çözücü olarak görev yapmaktadir.

    8. Besin maddeleri hücrelerin hemen alip kullanabilecekleri formda degildir.Eger öyle olsaydi su anda sindirim sistemi adi verilen bu konuyu tartismazdik. Besin maddeleri dedigimiz karbonhidratlar ,yaglar ve proteinler binlerce halkanin birlesmesiyle meydana gelen uzun zincir seklinde büyük moleküllerdir. Bu büyük moleküller dogrudan kan dolasimi ilre hücrelere tasinamazlar ve hücreler tarafindan alinamazlar.Bunun için büyük zincirlerin karbonhidratlarda tek halkasi olan glikoza kadar ;yaglarda yag asidi ve gliserole kadar;proteinlerde ise aminoasitlere kadar parçalanmasi gerekir. Iste zincir seklindeki besin maddelerinin kendilerini meydana getiren tek halkaya kadar parçalanmalari olayina sindirim(hidroliz);canlida bunu saglayan sisteme de sindirim sistemi denir.

    9. Canlilarin kompleks organik besinleri sindirdikten sonra kullanmalari iki sekilde açiklanabilir. Besinlerin hücre zarindan kolayca geçmelerini saglamak.Bununla hücreler arasi ve hücre içi besin trafigi kolaylastirilmis olur. Kendi genetik yapilarina uymayan protein gibi maddeleri kimyasal degisiklige ugratmak.Bununla da baska canliya ait ve antijenik etki yapma olasiligi olan besinlere karsi alerjik reaksiyonlarin önüne geçilir.

    10. Canlilarin ortak özelliklerinden biri olan sindirim ,bir katabolik olay olup gerçeklesmesi ATP gerektirmez.Bu nedenle hem hücre içinde hemde hücre disinda gerçeklesebilir. Unutulmamalidir ki her katabolik olay sindirim degildir.Ör:organik besin monomerlerinin yikilarak yapisindaki enerjinin açiga çikarilmasi olayi olan hücresel solunum da bir katabolik olaydir.Yani hem sindirim hem de solunum olayi birer yikim tepkimesi olamsina karsin solunumla ATP olusurken sindirimle ATP olusmaz.Yani polimer bir maddenin monomerlerine yikilmasina sindirim:bir monomerin kendisinden çok daha küçük maddelere yikilmasina da solunum denir.

    11. Sindirim islemi kimyasal bir olaydir.Bu olayda büyük ve kompleks moleküllü besinler enzimlerin katalizörlügünde su katilarak parçalanir.Sindirim olayinda görev alan enzimlere lizin enzimleri ya da hidrolazlar denir. Protein ,yag ve polisakkaritlerin her biri kompleks besinler olup onlari parçalayan özel bir enzim vardir.(enzim substrat iliskisi özeldir.) Vücuda alinan su,vitamin ve madensel tuz gibi maddeler basit yapilar olup sindirilemez.Bu maddeler hiçbir degisiklige ugramadan dogrudan emilerek kan yoluyla hücrelere geçer.Sindirimde;enzimlerin görev almasi,besinlerin mekanik olarak parçalanip yüzeylerinin genisletilmesi,besinlerin belli sicaklikta olmasi sindirimin hizini artiran faktörlerdir.

    12. Protein ,yag ve karbonhidrat gibi büyük moleküllü organik besinlerin hücreler tarafindan alinip kullanilabilmesi için yapi taslarina kadar parçalanmasi gerekir.Si VÜCUTTA BESINLERIN SINDIRIMI

    13. Sindirim:Karbonhidrat,yag,protein gibi büyük moleküllü besin maddelerinin kendilerini olusturan yapi taslarina parçalanarak hücre zarindan geçebilecek hale gelmesidir.Bu olay mekanik ve kimyasal olarak iki sekilde gerçeklesir. Mekanik sindirim:Besinlerin fiziksel olarak küçük parçalara ayrilmasidir.Küçük parçalarin olusumunda çigneyerek ezme ve mide hareketleri etkilidir.karacigerden salgilanan safra sivisinin yaglari küçük yag damlaciklarina ayirmasi da mekanik sindirimdir.Mekanik sindirimde enzimler kullanilamaz.

    15. Kimyasal sindirim:Büyük moleküllü besinlerin hidrolizle yapi taslarina ayrismasidir.Hidroliz için su ve enzimler gereklidir.Sonuçta karbonhidratlar monosakkaritlere ,yaglar gliserol ve yag asitlerine ,proteinler de aminoaasitlere parçalanir. Kimyasal sindirim,gerçeklestigi yere göre hücre içi ve hücre disi sindirim olarak ikiye ayrilir. Hücre içi sindirim:Amip,öglena gibi bazi bir hücreli canlilarda ,süngerlerde ve sölenterlerde ve ayrica akyuvarlarda görülen sindirim biçimidir.Bu sindirimde besinler,hücre zari tarafindan koful olusturularak endositozla hücreye alinir.Koful lizozomla birlesir.Lizozomdaki enzimler ,besinleri yapi taslarina kadar parçalar.Sindirim sonucu olusan glikoz,aminoasit ve yag asidi gibi besin yapi taslari koful zarindan hücre sitoplazmasina geçer ve burada kullanilir.Bu asamadan sonra koful içinde bulunan atiklar ekzositozla hücre zarindan disari atilir.

    18. Tek hücrelilerde özellesmis bir sindirim sistemi yoktur.tek hücreli canlilarin bazilarinda hücre içi,bazilarinda hücre disi sindirim görülür.Amip ve paramesyum gibi tek hücrelilerde besinler endositozla besin kofulu seklinde hücre içine alindiktan sonra lizozom enzimleriyle sindirilir.(hücre içi sindirim) B.DEGISIK canlilarda SINDIRIM sISTEMLERI

    20. Saprofit olan bakteri ve mantar gibi tek hücrelilerde hücreden disariya özel enzimler salgilanarak ortamdaki besinler parçalanir.(hücre disi sindirim).Parçalanan besinler çesitli yollarla (difüzyon ve aktif tasima gibi)hücre içine alinir. Bitkiler ,klorofilli fotosentetik canlilardir.Bunlar çevrelerinden aldiklari inorganik maddelerden fotosentez olayi ile organik madde üretir.Bu sekilde ürettikleri organik besinleri hücrelerinde özümleme ve yadimlama olaylarinda kullanirlar. Bitki hücrelerinde gerçeklesen yadimlama olaylarindan birisi de hücre içi sindirimidir.Bir baska deyisle bitkiler gerektiginde hücrelerinde özümledikleri molekülleri hücre içi sindirim (hidroliz) ile monomerlerine parçalar.Yani bitkilerde besini disaridan alip faydalanma amaçli sindirim olmamasina karsin depo besinleri kullanma amaçli hücre içi sindirimi vardir.Depo besini kullanma amaçli sindirim düsünüldügünde hücre içi sindirim olayinin tüm canlilarda ortak bir özellik oldugu görülmektedir.

    21. Böcekçil bitkiler hem ototrof hem heterotrof yasam özelligi gösterir.Azot bakimindan fakir topraklarda yasadiklarindan azotlu maddeleri böceklerden karsilar.Hücre disina salgiladiklari enzimlerle ,yakaladiklari böceklerin proteinlerini sindirerek ,olusan aminoasitleri hücreleri içine alirlar.Böcekçil bitkilerin bu sekilde yaptigi sindirim ,hücre disi sindirimdir.Böcekçil bitkilerin en bilinenleri;Drosera,Nephentes ve Dionea’dir.Yine bu bitkilerde de diger canlilarda oldugu gibi hücre içi sindirimi görülür. Omurgasiz hayvanlardan süngerlerde özellesmis bir sindirim sistemi bulunmayip yalnizca hücre içi sindirimi görülür.besin maddeleri endositozla hücre içine alindiktan sonra burada sindirilir.

    23. Sölenterler ve Planarya gibi yassi solucanlar da sindirim sistemi agiz ve anüs görevi yapan tek açikliga sahiptir. Sölenterlerden olan hidrada besinin alindigi sindirim açikligi,bu açikligin etrafinda da besinlerin yakalanmasini saglayan tentakül adi verilen uzantilar bulunur.bu uzantilarin üzerinde knidosit adi verilen yakici hücreler vardir. Hidra,suda yasayan çok küçük hayvanlarla beslenir.Avini önce yakici hücrelerle felç eder.Tentaküllerle yakaladigi besinleri sindirim açikligindan sindirim bosluguna (gastrovasküler bosluk)geçirir.Sindirim bosluguna bakan hücreler sindirim enzimlerini salgilayarak alinan besinleri hücre disinda kismen sindirir. Bu besinler buradaki hücreler tarafindan fagositozla alinarak yapi birimlerine kadar parçalanir.Hidrada hücre disinda baslayan sindirim ,daha sonra hücre içi sindirimle tamamlanir.

    25. Sindirim sonucunda olusan atik maddeler ise yine besinlerin alindigi sindirim açikligindan disari atilir.

    26. Yuvarlak solucanlar ve daha gelismis yapiya sahip diger omurgasizlarda ise agiz ve anüs görevi yapan iki açiklik vardir. Sölenterlerden daha gelismis birçok omurgasiz ve omurgalilarin tümünde sindirim sistemi agiz ve anüs olmak üzere iki açikliga sahiptir.Halkali solucanlardan toprak solucani buna örnektir.Bu canlida sindirim sistemi agiz,yutak,yemek borusu,kursak,taslik,bagirsak ve anüsten olusur. Besin agizdan alinir.yutak ve yemek borusunu geçerek kursaga gelir.Kursak depo vazifesi görür.Kursaktan tasliga geçen besinler burada bulunan küçük taslarla ögütülerek mekanik sindirime ugrar.Ögütülmüs besinler bagirsaga gelir;bagirsakta enzimler yardimiyla kimyasal sindirime ugrayarak emilir.Sindirilmeyen atiklar ise anüs yoluyla vücut disina atilir.

    29. Böceklerde de sindirim sistemi halkali solucanlara benzer sekilde özellesmis bölümlerden meydana gelir. Örnegin çekirgede sindirim sistemi;ön bagirsak ,orta bagirsak ve arka bagirsak olmak üzere üç bölümden olusur.Ön bagirsak;agiz ,yemek borusu ve kursaktan meydana gelir. Mide ve sindirim bezleri orta bagirsakta yer alir.Buradan salgilanan enzimler sindirim olayinin tamamlanmasini saglar. Çekirgede sindirilen besinlerin büyük bir kismi midede emilir.Sindirilmeyen besin artiklari arka bagirsagin sonlandigi anüsle vücut disina atilir.

    32. Diger omurgasiz hayvanlarin sindirim sistemleri de halkali solucanlarinkine benzer.Ancak agiz yapilari ,sindirim kanalinin uzunlugu,bu kanalin bölmeli veya düz olmasi hayvan türlerinin beslenme sekline göre degisiklik gösterir. Örnegin,Deniz kestanesinde Aristo feneri denilen çigneme aygiti,Salyangozda Radula denilen disli dil ,böceklerde delmeye ve emmeye uygun degisik agiz yapilari evrimlesmistir.Tüm bu yapilarin birer adaptasyon oldugu unutulmamalidir. Dis parazitlerin bazi maddeleri parçalamaya uygun sindirim sistemleri vardir.Yani bu canlilarda vücuda alinan besinler kismen sindirilebilir.Ör:bit ,pire,kene,uyuz böcegi birer dis parazittir.

    33. Iç parazitlerin sindirim sistemleri ve sindirim enzimleri gelismemistir.Bunlar sindirilerek,emilmeye hazirlanmis besinlerden yararlanir.Bu canlilar sindirilmis besinlerin bulundugu ortamlarda yasamak zorundadir.Ör:Insanin ince bagirsaginda yasayan tenyalar iç parazittir ve sindirim sistemleri gelismemistir.

    34. Omurgalilarda sindirim sistemi genellikle agiz,yutak,yemek borusu,mide ,ince ve kalin bagirsak gibi kisimlardan olusur. Agizda bulunan tükürük bezleri ,karaciger ve pankreas gibi organlar sindirim sistemine yardimci yapilardir. Omurgalilar arasinda sindirim sistemleri genel yapi olarak birbirine benzese de agiz,çene,dis,mide,incebagirsak gibi bazi yapilarda küçük farkliliklar vardir. Ayrica omurgalilarin çogunda üreme,bosaltim ve sindirim sistemi kloak adi verilen ortak bir odadan sonra anüsle disari açilir. Memelilerde ise sindirim sisteminin son açikligi üreme ve bosaltim sisteminden ayri olarak disari açilir. OMURGALILARDA SINDIRIM SISTEMI

    35.  Baliklarda sindirim agizda baslar, farinks (yutak), özofagus (yemek borusu), mide ve bagirsaklarda  devam ederek anüste son bulur. Asagi yukari bütün tatli su baliklarinda esas yapida pek büyük farkliliklar yoktur. Fakat beslenme tarzinin degisik olmasina göre (herbivor ya da karnivor) özellikle bagirsak uzunlugunda önemli farklar göze çarpmaktadir.   Agiz ve Disler:  Baliklarda agiz tipleri beslenme tarzina göre çok degisik sekillerde olabilmektedir. Agiz boslugu içerisinde kasli kisimlari fazla gelismemis bir dil mevcuttur. Diger omurgalilardan farkli olarak agiz cidarinda veya agiz bosluguna açilan sindirim bezleri bulunmaz. Buna karsin agizda çesitli sekillerde olabilen disler yer almaktadir. Sindirim ile ilgili olan bu disler genellikle bulunduklari yere bagli olarak 3 grupta incelenebilirler.   BALIKLARDA SINDIRIM SISTEMI

    36.   Çeneler üzerinde bulunan disler: Bunlar üst çenenin genellikle zayif köklü ve içleri bos olan dis iskelet elementleridir. Fonksiyonlarina göre çesitli sekillerde olabilen kesici, köpek ve azi disleri olarak isimlendirilmektedirler. Agiz boslugunda bulunan disler: Genellikle agiz boslugunu çevreleyen kemikler ile dil üzerinde bulunurlar.  Farinks ve Özofagus: Bazi baliklarda üzerinde farinks dislerinin yer aldigi iki kemik yaydan ibaret çok kisa bir yutak kismi bulunur. Yutak bölgesinde yer alan, sayilari ve dizilis tarzlari türlere göre büyük degisiklikler gösteren farinks dislerinin sekilleri fonksiyonlari da türlere göre degisir

    37. Farinksten sonra gayet kisa ve disaridan bakildiginda mideden pek ayirt edilmeyen bir özofagus (yemek borusu) gelir. Burada, agza alinan suyun mideye girmesini önleyici ve büzücü karakterde olan bir kas mevcut olup, bu kas solunum esnasinda yemek borusunu kapatmaktadir. Mide: Özofagusun devaminda pek iyi bir gelisme göstermemis olan mide kismi bulunur. Mide genellikle iki kisimdan ibaret olup birinci kisim genellikle besinlerin sindirilmemis halde toplandigi kardiyak bölgesi, ikinci kisim ise sayisi türlere göre degisik olan ve parmaksi görünüste bulunan divertikulumlarin (plorik çekum=kör bagirsak) açildigi pilor bölgesidir. Mide genel olarak kuvvetli kaslardan meydana gelmis olup, özellikle Mugilidae familyasi mensuplarinda çok kalin çeperlidir ve tipki kuslarin kati midesine benzer sekilde fonksiyon görmektedir.

    38. . Yirtici baliklarda (örnegin Esox lucius’da) mide çok siddetli etki yapan sindirim enzimleri içerdiginden bütün halinde yutulan baliklar kisa zamanda ve kolayca sindirilebilirler. Baliklarda karnivorluk derecesi arttikça mide gelisimi de artar.    Bagirsaklar: Mideden sonra gelen ve anüse kadar devam eden en uzun sindirim cihazi bagirsaklardir. Bagirsak gelisimi baliklarin beslenme rejimleri ile ilgili olup, genellikle karnivor formlarda (Esox lucius) çok kisa; buna karsin, otla beslenen herbivor formlarda  (Cyprinus carpio) çok uzundur. Sindirimin son buldugu açiklik ise, anüs olarak isimlendirilir. Anüsün sekli bazi türlerde (örnegin Cyprinus carpio’da) cinsiyetleri ayirici karakter olarak kullanilabilir.

    39. Örnegin, disi sazanda anüs konveks veya kabarik durumda oldugu halde, erkekte konkav yani çukur görünüstedir. Buraya kadar açiklanan ve sindirim borusunun esasini teskil eden organlardan baska yardimci sindirim bezleri de mevcuttur. Bunlarin baslicalari karaciger ve pankreas olup, özsularini mide ile bagirsagin birlestigi bölgeye akitirlar. Genel olarak çok hacimli yapiya sahip karaciger iki büyük loptan meydana gelmistir. Yüksek dozda A ve >d vitaminleri içerir. Pankreas ise, baliklarda iyi gelismemistir. Birçoklarinda disaridan fark edilmeyecek derecede küçülmüs olup, daginik bir durum arz etmektedir.

    41. Agizda az veya çok hareketli kasli bir dil vardir. Sucul amfibilerde dil fazla önemli degildir. Ancak yutmada ödev görür. Dillerin çogu, yapiskan bir salgi ile kapli olup ava yapismaya yarar. Discoglossidae ailesinde nispeten basit yapida yapiskan dil bulunur. Bazi karasal Urodela türlerinde firlatilabilen dil gelismistir. Uç tarafi genislemis ve ava hizla firlatilir. Diger bir yakalama dili tipine kara kurbagalarinda rastlanir. Dil ön ucunda çeneye yapisik durumda ve hizla öne katlanarak geri çekilir. Bufonidae hariç, disler homojen yapidadir (homodont). Bufonidae de ise dis hiç yoktur. Yasam boyunca birçok kez yenilenirler. Kurbagalarda sindirim sistemi nasildir?

    42. Sadece çene kemiklerinde degil, ayrica damak kompleksini olusturan kemikler üzerinde de disler bulunabilir. Bu tip dislerin çigneme ve parçalama islevi yoktur. Sadece avi kavramaya, tutmaya yarar. Sucul formlarda tükürük salgilayan basit Goblet hücreleri haricinde, agizda bez yoktur. Karasal formlarda kismen tükürük, kismen de dile yapiskan salgi yapan bezler vardir. Amfibiler avlarini çignememelerine ragmen, tükürük salgisinda sindirime yardimci Pityalin enzimi bulunur. Özofagus (Oesophagus) kaide olarak kisadir. Silli epitel ile kaplidir. Çok sayida Goblet hücresi içerir. Bazi anur türlerinde pepsin salgilayan özofagus bezleri bulunur. Mide kese veya boru seklindedir. Kisa sürede bol besin alabilmek için, genisleme kabiliyetine sahiptir. Silindirik epitel hücreleri hidroklorik asit (HCl) ve pepsin üreten bezler içerir.

    43. SÜRÜNGENLERDE SINDIRIM SISTEMI

    44. Balik ve sürüngenlere göre daha gelismis sindirim sistemine sahip olan kuslarda agiz,yutak,yemek borusu,kursak,mide,taslik,incebagirsak,kalin bagirsak,kör bagirsak,kloaktan ve anüsten olusan bir sindirim kanali vardir.

    45. Kuslarda dis bulunmaz.Agiz,gaga seklini almistir.Gaga ile alinan besinler ,yutaktan yemek borusuna,buradan kursaga geçerek depo edilir. Besinlerin kursakta baslayan yumusatilmasi islemi mide de devam eder.Mideye gelen besinlerin mide öz suyunda bulunan sindirim enzimleriyle kimyasal sindirimi de baslar.Mideden tasliga geçen besinler buradaki taslar yardimiyla mekanik olarak sindirilir. Ögütülmüs besinler tasliktan ince bagirsaga gelir.Burada besinlerin karacigerden salgilanan öd sivisi ile mekanik sindirimi;pankreastan ve ince bagirsaktan salgilanan enzimlerle de kimyasal sindirimi gerçeklestirilir. Böylece sindirilen besinler ince bagirsaktan emilir.Olusan sindirim atiklari kalin bagirsaga geçerek anüsle disari atilir.

    46. Memelilerin sindirim sistemi,beslenme sekline göre farklilik gösterir.Bu farkliliklar özellikle dislerde ve midede görülür.Etçil memelilerde çene yapisi kuvvetli,kesici disler uzun ve sivri,köpek disleri gelismis,azi disleri ise parçalamaya uygun sekilde farklilasmistir. Sigir,zürafa ve koyun gibi otçul memelilerin çogunda çene yapisi ot koparmaya uygun biçimdedir.Bu memelilerin üst çenede bulunan köpek disleri ortadan kalkmis,azi disleri gelismistir.Alt çenede yer alan kesici dislerle birlikte köpek disleri de koparma görevini yapmaya uyum saglamistir. Tavsan ve sincap gibi otla beslenen kemiricilerde ise kesici disler ve arka azilar gelismis,ön azilar körelmistir.Çünkü kesici disler besinlerin koparilmasini ,azi disleri ise selülozdan yapilmis bitki dokularinin ögütülmesini saglar.

    47. Insan,maymun,ayi gibi hem et hem otla beslenen(omnivor) canlilarda önde bulunan kesici disler ile koparilan,köpek disleri ile parçalanan besinler ,arkada bulunan azi disler yardimiyla ögütülür.

    48. Memelilerin mide yapilari da beslenme sekillerine göre farklilik gösterir.Ör:gevis getiren memelilerden olan ineklerde mide ;iskembe ,börkenek ,kirkbayir ve sirden olmak üzere dört bölümden olusur.

    49. Iskembe ve börkenekte besinler geçici olarak depolanir.Burada bulunan mikroorganizmalarin (Trichoderma reesei gibi)salgiladiklari enzimler sayesinde selüloz sindirilir.(Hiçbir omurgali selülozun sindirimini yapamaz.Dolaysisyla bitkisel beslenen hiçbir hayvan (herbivor)mikroorganizmalarin yardimi olmadan yasayamaz.Ayrica mikroorganizmalar çogalmak için bir çok aminoasidin ve proteinin sentezini yaparlar;bunlar da bir zaman sonra hasat olarak omurgali tarafindan alinir.) Daha sonra besinler agza geri getirilerek yeniden çignenir.Bu olaya gevis getirme denir. Besinler gevis getirme isleminden sonra tekrar yutularak kirkbayir ve sirdene gönderilir.Kirkbayirda besinlerdeki suyun büyük bir kismi emilir.Sirdende besinlerin kimyasal sindirimi devam eder,kismen sindirlen besinler ince bagirsaga geçer.Burada sindirim tamamlanir ve besinlerin emilimi gerçeklesir.

    51. At ,esek,katir,tavsan gibi gevis getirmeyen hayvanlarin mideleri ise tek bölmelidir.Bu canlilarda selüloz sindiren mikroorganizmalar kör bagirsakta bulunur.

    52. Otçullarin(herbivor) ince bagirsaklari etçillerden daha uzundur.Çünkü bitkisel besinlerin sindirimi zor oldugundan daha fazla depolama kapasitesi ve emilim yüzeyi gereklidir.Bu da bagirsak uzunlugunun artmasi ile saglanir. Insanlarda ,maymun türlerinin bazilarinda ve etçil(karnivor) memelilerde mide tek bölmelidir.Sindirim sistemlerinde selülozu sindirecek enzimleri üreten bakteriler yasamadigindan selüloz sindirimi gerçeklesmez.

    53. Insanda sindirim sistemi ,sindirim kanali ve yardimci organlardan olusur. Sindirim kanali agiz,yutak,yemek borusu,mide,ince bagirsak ,kalin bagirsak ve anüsten meydana gelir. Tükürük bezleri ,pankreas,karaciger ve karacigerin ürettigi safrayi depolayan safra kesesi sindirime yardimci organlardir. SINDIRIM SISTEMININ KISIMLARI Agiz:Sindirimin basladigi kisimdir.Dudak ,yanak,damak ve yutakla çevrilmis bir bosluktur.Agiz boslugunda,disler ve dil bulunur.Dil,tat alan,besinlerin karistirilmasini ve yutaga gönderilmesini saglayan organdir.Dil ve disler sindrimin yanisira konusmaya da yardimci olur. INSANDA SINDIRIM SISTEMI

    55. Disler,besinlerin parçalanmasini ve ögütülmesini saglayan,alt ve üst çene kemiginin dis çukurlarina yerlesmis yapilardir.Insanda altinci aydan itibaren çikan disler süt disleri adini alir.6-7 yaslarinda dökülmeye baslayan süt dislerinin yerine kalici disler.Yetiskin bir insanda 32 dis vardir.Bunlarin 8’i kesici,4’ü köpek disi,8’i küçük azi,12’si ise büyük azidir. Bir disin görünen kismina taç,dis etiyle çevrelenmis bölgesine boyun,çene kemigi içine yerlesmis kismina ise kök adi verilir. Disin kesiti incelendiginde distan içe dogru üç önemli yapi ayirt edilir.Dis tacinin en dista kalan sert ve dayanikli kismina dis minesi ,minenin altinda kalan kismina dentin adi verilir.

    56. Dentinin altinda da kan damarlari,sinir ve bag dokusu bakimindan zengin pulpa yani öz bölgesi bulunur.

    57. Sindirime yardimci olan tükürük,kulak alti,çene alti ve dil altinda bulunan tükürük bezleri tarafindan salgilanir.Tükürük,agzin devamli nemli kalmasini,besinlerin kayganlasmasini ,agizda karbonhidratlarin kimyasal sindiriminin baslamasini saglar.

    58. Ayrica ,tükürükte bulunan lizozim,antimikrobiyal etki yaparak dis çürümesine yol açan bakterilerin çogunu yok eder.Yetiskin bir insanda 24 saatte bakterilerin çogunu yok eder.Yetiskin bir insanda 24 saatte ortalama 1000-1500 ml tükürük salgilanir. Tükürügün pH degeri 6-7 arasinda degisir.Tükürük amilaz(pityalin)enzimi ve mukustan olusmustur.Mukus;su,sodyum,kalsiyum gibi bazi iyonlar ve glikoproteinlerden olusmus yogun bir sividir. Tükürük pH’sinin yüksesmesi halinde,agizda kalsiyum ve fosfat gibi maddelerin çökmesi sonucu dis taslari olusur.Yenilen besinin türü ,hamilelik gibi hormonal degisikliklerin oldugu durumlar,bazi ilaçlarin kullanimi,reflü hastaligi ve bazi psikolojik rahatsizliklar tükürük salgisinin miktarini ve pH’sini degistirebilir.

    59. Bu pH degisimi ,bakterilerin çogalmasina uygun ortam sagladigindan agiz enfeksiyonlari ve dis çürükleri meydana gelebilir. Tükürük salgisinin azalmasi ve dis çürüklerinin olusmasi ise hem mekanik hem de kimyasal sindirimi olumsuz etkiler.Agizda yeterince çignenmeden yutulan besinlerin sindirimi zorlasir.Bu durum mide ve sindirimde görevli diger organlarin yorulmasina neden olur. Yutak:Agiz boslugu,burun boslugu,yemek ve soluk borusu arasindaki geçittir.Yutagin sindirimdeki görevi,agizda ögütülen besinleri yemek borusuna iletmektir.Bu olay yutkunma ile gerçeklesir.Yutkunma sirasinda girtlak kapagi(epiglottis)soluk borusunu kapatarak besinlerin soluk borusuna kaçmasini engeller.

    61. Yemek borusu,yutak ile mide arasinda bulunur.Yaklasik 25 cm uzunlugunda ve 2 cm çapindadir.Yemek borusunda mekanik ve kimyasal sindirim olmaz. Yemek borusu sindirim kanalinin diger kisimlarinda oldugu gibi üç tabakadan olusur.En içte mukoza tabakasi,ortada halka seklinde ve boyuna uzanan düz kaslar,en dista ise bag doku bulunur. Yemek borusunun orta tabakasinda yer alan kaslarin kasilip gevsemesi burada dalga seklinde ilerleyen hareketler meydana getirir.

    62. Lokmanin yemek borusundan mideye dogru ilerlemesini saglayan bu hareketlere peristaltik hareketler denir.Bu hareketlerle lokma,mideye ulastirilir.Kusma sirasinda peristaltik hareket mideden agza dogru gerçeklesir

    63. Mide;Sindirim sisteminin kese gibi genisledigi kisimdir.Kaburgalarin altinda ,karin boslugunun üst sol bölgesinde bulunur.Besinlerin geçici olarak depo edildigi,mekanik ve kimyasal sindirimin yapildigi organdir. Mide,üst kismindan yemek borusuyla ,alt kismindan ince bagirsakla baglantilidir.

    64. Midenin yemek borusuyla baglandigi bölüme mide agzi(kardia);midenin ince bagirsakla baglandigi bölüme de mide kapisi(pilor)adi verilir. Mide agzi mide içeriginin yemek borusuna geri dönmesini engeller.Mide kapisi ise mide içeriginin oniki parmak bagirsagina kontrollü geçisini saglar. Mide duvarinin iç kisminda mukus ve sindirim enzimlerini salgilayan hücrelerin olusturdugu mukoza tabakasi bulunur.Ortasinda enine,boyuna ve çapraz yerlesmis düz kaslar vardir.Disinda ise bag doku tabakasi bulunur. Mide ve karin boslugundaki diger organlarin üzeri periton adi verilen zarla örtülüdür.

    65. Midenin çalismasini vagus siniri ve gastrin hormonu düzenler.Besinler agizda çignenirken vagus siniri ,mide hücrelerini uyarir.Bu hücrelerden gastrin hormonu salgilanir. Gastrin hormonunun etkisiyle ,mide bezleri mide öz suyu salgisini arttirir.Öz su içinde HCl,pepsinojen,az miktarda lipaz,sütle beslenen çocuklarda ise lap enzimi(renin )bulunur. Mide pH’i 1,5 ile 2 civarindadir.Mide yüzeyinin asitli ortamdan korunmasi mide bezlerinden salgilanan mukus ile salgilanir.HCl midede asidik bir ortam olusturarak pepsinojeni aktif hale getirir.Ayni zamanda mideye gelen bazi mikroorganizmalari yok eder.Pepsin,midede protein yapisina sahip besinlerin kismen kimyasal sindirime ugramasini saglar.

    66. Midede kimyasal sindirimin yaninda mide kaslarinin kasilip gevsemesiyle besinlerin mekanik sindirimi de gerçeklesir.Bu sirada besinler midede bulamaç haline gelir.Kimus adi verilen bu bulamaç mide kapisindan (pilor)ince bagirsaga geçer. Ince bagirsak,mide ile kalin bagirsak arasinda kalan ,yaklasik 3cm çapinda ,7-8 m boyunda olan silindirik yapili bir organdir. Mide de oldugu gibi bu organda da en içte mukoza tabakasi,ortada halka seklinde ve boyuna uzanan düz kaslar ,en dista ise bag doku bulunur. Mukoza tabakasi hem salgilama hem de emilimin yapildigi yerdir.Bagirsak boyunca yerlesmis olan halka seklinde ve boyuna uzanan kaslar kasilarak peristaltik hareketler ile kimusun iletimini saglar.

    67. Ince bagirsagin mideden sonra gelen ilk kismi duodenum (oniki parmak bagirsagi),orta kismi jejunum (bos bagirsak),kalin bagirsaga baglanan kismi ise ileum(kivrimli bagirsak)adini alir.

    68. Ince bagirsagin iç yüzeyindeki epitel doku bagirsak bosluguna dogru kivrimlar olusturur.Emilme yüzeyini genisleten bu kivrimlara villus denir.

    69. Villuslari olusturan epitel hücrelerinin yaptigi sitoplazmik uzantilara ise mikrovillus adi verilir.Villus ve mikrovillus olusumu ince bagirsagin emilme yüzeyini yaklasik 550m2’ye çikarir.Villuslarda lenf kilcallari ve kilcal kan damarlari bulunur. ’

    70. Midedeki asitli kimus onikiparmak bagirsagina geçer.Kimusun etkisiyle onikiparmak bagirsagindan sekretin,kolesistokinin ve enterogastrin hormonlari salgilanir.

    71. Sekretin hormonu,pankreastan bikarbonat iyonlarinin salgilanmasini saglayarak ince bagirsak pH’ini(7-8arasinda)düzenler.Ayrica karacigerde safra üretimini ve salgilanmasini arttirir. Kolesistokinin hormonu hem safranin safra kanalina bosalmasina hem de pankraes enzimlerinin salgilanmasini saglar. Entrogastrin hormonu ise açlik durumunda midedeki salgi bezlerinin salgi üretmesini önleyerek mide hareketlerinin yavaslamasina sebep olur. Sekretin ve kolesistokinin hormonlarinin etkisi ile karaciger ve pankreasin sindirim salgilari da onikiparmak bagirsagina bosaltilir.

    72. Ince bagirsaktaki bezler,sindirim enzimleri içeren salgilar üretir.Bu salgilardaki sindirim enzimleri erepsin,maltaz,laktaz, ve sükrazdir.Bu enzimler yardimiyla kimyasal sindirimi yapilan besinler ince bagirsakta peristaltik hareketlerle tasinir. Ince bagirsaklar besinlerin sindiriminin tamamlnadigi,ayrica sindirilen besinlerin emiliminin yapildigi yerdir.Emilimden sonra sindirilmeyen besin atiklari kalin bagirsaga iletilir.

    73. Kalin bagirsak,ince bagirsaktan sonra baslayan ve anüs ile sonlanan 1-1,5 m boyunda boru seklinde bir yapidir.

    74. Kör bagirsagin ucunda apandis denilen parmak seklinde bir çikinti vardir.Buranin iltihaplanmasina apandisit denir.

    75. Kalin bagirsakla ince bagirsagin birlestigi yerde bulunan kapak,kalin bagirsagin içindeki bakterilerin ve atik maddelerin ince bagirsaga geri dönüsünü engeller. Kalin bagirsak önce yukari dogru ,sonra yatay,daha sonra da asagi dogru yönelerek ince bagirsagi sarar ve düz bagirsak(rektum)adi verilen bir yapi ile anüse baglanir. Kalin bagirsakta ince bagirsaktan farkli olarak villus seklinde kivrimlar görülmez.Burada enzim üreten hücreler bulunmadigi için kimyasal sindirim gerçeklesmez. Kalin bagirsakta sindirim atiklari içinde bulunan su ve minerallerin geri emilimi gerçeklesir.Bu sirada sindirim atiklari geçici olarak depolanir.

    76. Ayrica burada yasayan simbiyotik bakteriler K vitamini ve B grubu vitaminlerden bazilarini sentezler.Bu vitaminler kalin bagirsakta emilerek kana verilir.Kalin bagirsakta atik maddelerin disari atilmasi bagirsagin peristaltik hareketleri ile gerçeklesir. SINDIRIME YARDIMCI YAPILAR Karaciger, midenin üzerinde ,karin boslugunun sag tarafinda bulunan organimizdir.Ortalama 2kg agirligindadir.Karaciger ,sag ve sol olmak üzere iki loptan olusur. Sag lobunun alt yüzeyinde safra kesesi yer alir.Karaciger hücreleri tarafindan üretilen safra sivisi safra kesesinde depolanir.

    77. Besinler oniki parmak bagirsagina ulastiginda buradan salgilanan kolesistokinin hormonu etkisi ile kasilan safra kesesi depoladigi safrayi koledok kanali araciligiyla oniki parmak bagirsagina bosaltir.

    78. Safranin içeriginde ,su,safra tuzlari,kolesterol,yag asitleri ve bilirubin bulunur.Safra,sindirim enzimi içermez.Safra tuzlarinin etkisiyle yaglar,küçük yag damlaciklarina ayrilir.Böylece yag damlaciklarinin yüzeyi genisler ve sindirim enzimlerinin etkisi artar. Safra ,ince bagirsak içerigini nötralize ederek pankraes ve ince bagirsak enzimlerinin etkinligini arttirir ve yagda çözünen vitaminlerin emilmesini saglar.Safranin bakteriler üzerinde antiseptik özelligi de vardir. Pankreas,mide ile onikiparmak bagirsagi arasinda,karinboslugunda yer alan 75-80g agirliginda,yaprak seklinde yapidir.hem hormon hem de sindirimde görev yapan enzimleri salgiladigi için karma bez olarak bilinir.

    79. Pankreas ,sindirimle ilgili salgilarini Virsung kanaliyla onikiparmak bagirsagindaki Vater kabarcigina döker. Pankreas salgisinin olusumunda sekretin ve kolesitokinin hormonlari ile vagus siniri birlikte görev alir.Normal bir insanda günde 1-1,5 litre pankreas öz suyu salgilanir. Pankreas özsuyu içinde su,bikarbonat,bazi iyonlar ve sindirimde görev alan enzimler bulunur.Bu enzimler amilaz,tripsinojen ,kimotripsinojen ,lipaz,DNAaz ve RNAaz’dir. Pankreas salgisinin pH degeri yaklasik 8,5’tir.Bu salgi ,tasidigi bikarbonat iyonlari sayesinde mideden gelen asit özellikteki kimusun nötrlesmesini saglar.Pankreas seker metabolizmasini düzenlemede görev yapan insülin ve glukagon hormonlarini da üretir.

    80. Protein,yag ve karbonhidrat gibi büyük moleküllü organik besinlerin hücreler tarafindan alinip kullnilabilmesi için yapi taslarina kadar parçalanmasi gerekir.Sindirim agizda baslar,midede devam eder,ince bagirsakta son bulur. A.Karbonhidratlarin sindirimi: Karbonhidratlarin sindirimi agizda baslar. Tükürükte bulunan amilaz enzimi nisasta ve glikojen üzerine etki ederek bu molekülleri parçalar.Sonuçta kisa zincirli bir polisakkarit olan dekstrin ve iki glikoz molekülünden olusan maltoz olusur. Nisasta+Su Amilaz(pityalin) Maltoz+Dekstrin VÜCUTTA BESINLERIN SINDIRIMI

    82. Ince bagirsak mukozasindan salgilanan sakkaraz (sükraz),maltaz ve laktaz enzimleri sakkaroz,maltoz ve laktozu monomerlerine ayirir.Ayrica dekstrinaz enzimi de dekstrini glikoz moleküllerine parçalar.Böylece karbonhidratlarin sindirimi ince bagirsakta tamamlanmis olur. Sakkaroz +su sakkaraz Glikoz+Fruktoz Maltoz +Su Maltaz Glikoz+Glikoz Laktoz +Su laktaz Glikoz+Galaktoz Dekstrin +(n-1)Su dekstrinaz n Glikoz

    83. B.Proteinlerin sindirimi: Agizda protein sindirimi olmaz.Proteinlerin sindirimi midede baslar,ince bagirsakta tamamlanir.Mide öz suyu içinde bulunan pepsinojen ,hidroklorik asitle pepsine (aktif enzim)dönüsür.Pepsin proteinleri polipeptitlere (pepton)parçalar.Süt çocuklarinda ise mide öz suyundaki lap(rennin)enzimi bir süt proteini olan kazeini çökeltir.(peynirlestirir.)Böylece pepsin enzimi,kazeini daha kolay sindirebilir.Mide de: (pasif enzim)Pepsinojen +HCl Pepsin(aktif enzim) Protein +su pepsin Polipeptit Süt lap enzimi Kazein +Su Kazein +Su pepsin Polipeptit +Aminoasit

    84. Midede proteinler tam olarak sindirime ugramaz.Kimus,mideden oniki parmak bagirsagina geçer.Kimusun ince bagirsaga temasi sonucu mukozadan enterokinaz enzimi salgilar.Enterokinaz enzimi salgilar.Enterokinaz pankraes salgisi olan tripsinojeni aktiflestirerek tripsine dönüstürür.Tripsinde yine bir pankreas salgisi olan kimotripsinojeni aktiflestirerek kimotripsinojene dönüstürür. Oniki parmak bagirsaginda: Tripsinojen + enterokinaz Tripsin Kimotripsinojen + tripsin Kimotripsinojen

    85. Midede parçalanmayan ya da polipeptitlere kadar parçalanan proteinler tripsin,kimotripsin ve ince bagirsak mukozasindan salgilanan erepsin enzimleri ile aminoasitlere kadar parçalanir.

    86. Polipeptit +Su Tripsin Peptit+Aminoasitler Polipeptit +Su kimotripsin Peptit +Aminoasitler Ince bagirsakta: Peptit +Su Erepsin Aminoasitler

    87. Yaglarin sindirimi Besinlerde bulunan yagin sindirimi ince bagirsakta baslar ve biter.Yaglarin suda çözülmemesi sindirimlerini zorlastirir.Ancak safra kesesinden onikiparmak bagirsagina salgilanan safra,yaglari mekanik olarak sindirip küçük yag damlaciklarina dönüstürür. Böyelece yaglarin yüzey alani artar ve pankreastan salgilanan lipaz enziminin daha hizli etki etmesi saglanir.Sonuç olarak yaglar,gliserol ve yag asitlerine ayrisir. Yag molekülü +su lipaz Gliserol ve 3 yag asidi

    89. Besinler,sindirim kanalinin agiz,mide,ince bagirsak ve kalin bagirsak bölümlerinde emilebilir.Ancak besinlerin emilimi esas olarak yüzeyi villus ve mikrovilluslarla genislemis olan ince bagirsaklarda gerçeklesir. Glikoz,aminoasitler,vitaminler,su ve mineraller villuslardaki kilcal kan damarlarina geçerek kapi toplardamari araciligiyla karacigere getirilir. Bu damardaki besinlerin derisimi ,karacigerden çikan toplardamardaki besinlerin derisiminden farkli olabilir.Çünkü karaciger,besinlerin kandaki miktarini sabit tutmak için çesitli düzenlemeler yapabilir.Ör: karacigere gelen kanda glikoz miktari fazla ise karacigerde glikojen seklinde depo edilir.Glikozun az olmasi durumunda ise karacigerin depo ettigi glikojenin hidrolizi ile olusan glikoz,kana verilerek denge saglanir. SINDIRIM SISTEMINDE EMILIM

    92. Yaglarin sindirilmesiyle olusan yag asidi ve gliserol,ince bagirsak villuslarinin epitel hücrelerine geçtikten sonra,hücre içinde yeniden yag(trigliserit)sentezlenir.Bu yaglarin çevresi protein bir kilifla kaplanarak silomikron denilen küçük tanecikler meydana gelir. Silomikronlar,lenf kilcallarina geçer ve lenf yoluyla peke sarnicina aktarilir.Peke sarnici karin bölgesinde bulunan ve lenf damarlarinin toplandigi kesedir.lenf buradan gögüs kanalina tasinir.Gögüs kanali karin boslugundan yukari dogru çikan kalin bir lenf damaridir.Lenf daha sonra sol köprücük alti toplardamarina geçerek kalbin sag kulakçigina gelir.Böylece yaglar kan dolasimina katilmis olur.

    94. Ince bagirsaktan emilen yaglarin yaklasik %90’i ve A,D,E,K vitaminleri bu sekilde tasinir.Geriye kalan %10’luk kisa zincirli bazi yag asitleri ise,tereyagi örneginde oldugu gibi suda az da olsa çözünmeleri nedeniyle villuslardan kilcal kan damarlarina geçerek dolasima katilir. Karbonhidrat,yag ve proteinlerin sindirim sonucu olusan yapi taslarinin emilimi ince bagirsakta gerçeklesir.Kalin bagirsakta ise su,mineraller ve burada yasayan bakteriler tarafindan üretilen B ve K vitaminleri emilir.

More Related