1 / 34

IZMIR Y KSEK TEKNOLOJI ENSTIT S

traci
Télécharger la présentation

IZMIR Y KSEK TEKNOLOJI ENSTIT S

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


    1. IZMIR YÜKSEK TEKNOLOJI ENSTITÜSÜ Saglik Kültür ve Spor Daire Baskanligi Psikolojik Danismanlik ve Rehberlik Hizmetleri

    3. OTIZM

    4. Dünya Otizm Farkindalik Ayi 2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkindalik yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amaciyla, 2008 yilinda Birlesmis Milletler tarafindan “Dünya Otizm Farkindalik Günü” (2nd April World Autism Awareness Day) olarak ilan edilmistir 2 Nisan’da baslayan “Otizm Farkindalik Ayi” çerçevesinde tüm dünyada otizmle ilgili arastirmalarin tesvik edilmesi ve bilinirligin artirilarak, erken teshis ve tedavinin yayginlastirilmasi hedefleniyor (http://www.todev.org)

    5. Otizm Çocuklarda gelisim ve zeka geriligi ile birlikte giden psikiyatrik bozukluklar ilk defa 1867’de dikkat çekmeye baslamis ve psikoz olarak tanimlanmistir Otistik bozukluk, ilk defa 1943 yilinda 11 rahatsiz çocugun zeka geriligi olan ya da sizofren diger çocuklarla benzer sekilde davranmadiklarini fark eden psikiyatrist Leo Kanner tarafindan Harvard’da tanimlanmistir Kanner, bu sendromu erken çocukluk otizmi olarak adlandirmistir

    6. Otizm Sinirlari belirsiz olmakla birlikte çocuklarda görülen psikiyatrik bozukluklar içinde en güvenilir tani konabilen bozukluklardandir Erkeklerde, kizlara göre 3-5 kat daha fazla görülmektedir fakat kizlarda daha agir seyretmektedir Otizm, bütün sosyo-ekonomik siniflarda, bütün etnik gruplarda ve irklarda bulunmaktadir

    7. Otizm Otizmli çocuklarin yaklasik %80’inin standart zeka testlerindeki puani 70’in altindadir Fakat zeka geriligi yasayan çocuklara nazaran, görsel uzaysal yetenek gerektiren görevlerde daha iyi puan elde ederler

    8. Nedenleri Otizmin nedenleri ile ilgili ilk arastirmalar psikoloji kökenliydi Bu nedenle gelisiminde psikolojik etkenler sorumlu tutuldu, ancak bu görüs son 50 yil içinde dogrulanmamistir Psikoloji kökenli dar bakis açisi yerini bir kismi kalitsal olan biyolojik etkenlerin önemini destekleyen kanitlar ve bunlarla ilgili tartismalara birakmistir

    9. Nedenleri Kanner, ilk çalismalarinda otizmli çocuklarin ana babalarini soguk, duyarsiz, titiz, içe kapanik, sinirli, uzak ve yüksek düzeyde entelektüel gibi özelliklerle tanimlamistir Ancak sonraki yillarda yapilan arastirmalarda duygusal olarak kötü davranmanin, yoksullugun ya da ihmalin, otizmin patolojik semptomlarina benzeyen davranislarin olusmasina yol açtigini gösteren hiçbir kanit olmadigi belirtilmistir

    10. Nedenleri Kalitim Aile ve ikiz çalismalari otizmin geçisinde ailesel faktörlerin önemini vurgulamaktadir Otizm riski, kardeslerin birinde otizm görüldügü durumlarda, hiç otizm görülmeyen durumlara göre 75 kat daha fazladir Tek yumurta ikizlerinde otizm orani %60-91 arasinda degismekte iken bu oran çift yumurta ikizlerinde %20’nin altindadir

    11. Nedenleri Dogum Otizmli bireylerde, yüksek oranlarda doguma iliskin sorunlar olup, yenidogan döneminde de daha çok hastalik ve travmalara maruz kaldiklari belirtilmektedir

    12. Nedenleri Nörolojik Faktörler Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ile yapilan bir çalismada otizmli ve otizmli olmayan genç erkeklerin beyin yapilari karsilastirilmis, otizmli deneklerin beyinlerinde bir genisleme oldugu gösterilmistir

    13. Otizm özelligi gösteren bebeklerin iki tip davranis biçimi gösterdigi gözlenmistir Birincisi, sürekli aglayan, huysuz olarak adlandirilan bebeklerdir Ikincisi ise, sakin, uslu, bütün gününü yatakta geçiren bebeklerdir

    14. Normalde üç aylik gibi erken bir evrede bebekler baglilik gösterirler, bu genelde annelerine yöneliktir Otizmli çocuklarda bu ilk baglilik belirgin bir biçimde gözlemlenmez Anne ya da bakicilarina doyurulurken gülümsemezler, bakmazlar

    15. Otizmli bebekler tutulmayi ya da kucaklanmayi reddederek ana-babalarinin duygulanimina yanit vermezler Aç ya da altlarinin islak oldugu durumlar disinda bakicilari ile çok ender iliski baslatirlar Neredeyse tümüyle içlerine kapaniktirlar

    16. 2-5 yas dönemi otizm özelliklerinin en belirginlestigi, tani için oldukça önemli bir dönemdir

    17. Sosyal-Duygusal Özellikleri Bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelmistir Çevresindeki kisilerin ve anne-babanin yüzüne bakmama, hemen hemen her otizmli çocugun özelligidir Insanlarin yüzüne bakmamalari veya kisa bakislardan sonra hemen gözlerini kaçirmalari dikkat çekmektedir

    18. Sosyal-Duygusal Özellikleri Çevrelerinde olup bitenlere karsi kayitsizdirlar Çagirildiklarinda tepki vermez, konusurken dinlemez gibi görünürler

    19. Duyusal Uyaranlara Tepkileri Isitsel uyaranlara karsi çok degisik tepkiler görülmektedir. Bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen de en ufak seslere asiri duyarli olduklari gözlemlenmektedir Insan yüzleri veya çevredeki birçok nesneye bakmamalarina karsin, hareket eden, dönen ya da parlak bazi cisimlere çok uzun süre bakabilirler Aciyi, sicagi, sogugu fark etmeme veya asiri tepkiler verme gözlemlenebilir

    20. Duyusal Uyaranlara Tepkileri Dokunulmak, kucaklanmak istendiklerinde, karsidakini itmek, ondan kaçmak yaygin olarak görülmektedir Ikili iliskiler veya grup içerisinde sözel ve sözel olmayan iliskiye girmemeleri iletisimde çarpici özellikleridir Iletisim kurmalari için zorlandiklarinda sadece önermeleri yanitlayan, duygusal yükü olmayan, mekanik davranislar sergilerler

    21. Duyusal Uyaranlara Tepkileri Kendi baslarina ya hiç oynamazlar ya da siralama, döndürme, çevirme, yigma gibi temasin olmadigi oyunlar oynarlar Beslenme ve uyku sorunlari da yogun sekilde gözlemlenmektedir

    22. Konusma Özellikleri Konusmaya baslama, çok farkli yaslarda gerçeklesir, ancak genellikle ilk kelimeleri 5 yas civarinda söylerler Bazi otizmli çocuklar konusmaya yasitlariyla ayni zamanda baslayip, sonradan bildikleri kelimeleri kullanmamaya baslayabilirler Bozukluk ne kadar erken baslarsa ve zekâ geriligi ne kadar agir ise dil gelisimi de o kadar geri olmaktadir

    23. Konusma Özellikleri Otizme iliskin konusma bozukluklari olan söylenen sözcügü ya da söylenen sözcükleri yineleme, öznenin yanlis kullanimi, monoton, vurgusuz, yüklemsiz konusma, kelime ve anlam uyusmazligi, ters ya da hatali dilbilgisi kullanimi vardir Anlama yasla birlikte artar, kendilerinde isteneni anlayabilir ancak istekleri yerine getirmeyebilirler Kelimeler soyutlasip, cümleler karmasiklastikça anlamalari güçlesir

    24. Konusma Özellikleri Ekolali, otizmde çok belirgin bir özelliktir. Çocuk, duydugu kelimeleri, cümleleri konusmacinin hemen ardindan ya da daha sonra taklit eder Otizmli çocuk, “hayir” kelimesini yasitlari gibi “evet” kelimesinden önce ögrenirler “Evet” kelimesini ögrenmeleri genellikle 8-9, bazen de daha ileri yaslarda olabilir

    25. Davranis Sorunlari Kendini yere atma, tekmeleme, tepinme, isirma ve siddetli aglama gibi davranislar siklikla görülür Çevrelerine ve kendilerine zarar verebilirler Basmakalip, yineleyici davranislar (el çirpma, kendi etrafinda dönme, sallanma gibi) sergileyebilirler

    26. Duygusal Tepkiler Otizmli çocuklarin, genellikle çevrelerindeki tehlikelerin farkinda olmamalari, anne-babalarini en çok endiselendiren özelliklerinden biridir Duruma uygun olmayan gülme ve aglama tepkileri nedensiz olarak ortaya çikabilir Eve misafir gelmesi, odasinin farkli bir düzene sokulmasi, sürekli kullandigi çarsafin degistirilmesi gibi durumlar, otizmli çocugun huzursuz olmasina, saatlerce aglamasina, öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir

    27. Hayal Gücünün Eksikligi Yaratici oyun oynama becerisine sahip olmamasi yaygin olarak gözlemlenir Bir oyuncakla amacina uygun olarak oynamaz, bir arabanin sadece tekerlekleri dikkatini çekebilir

    28. Otizmli çocuk genellikle her iki elini de ayni agirlikta kullanir Parmak izi anomalileri vardir

    29. Otizmli bireylerin 2/3’ünde, çogunlukla orta ve agir derecede zeka geriligi vardir Digerlerinde ise olagandisi üstün yetenekler, özellikle ezber, aritmetik, müzik ve resim becerisi olabilir Fakat bunlar bir bütün olusturamaz ve ayri ayri yetiler halinde görülebilir

    30. Bir çok otizmli çocugun, konusmadan önce sarki söylemeye basladigi görülür; bazilari ise çok iyi enstrüman çalabilir Bazilari sayilari çok çabuk ögrenirler ve zor islemleri akildan yapabilirler Gördügü resimleri çok iyi kopya eden, güzel boyayan, mekanik oyuncaklari söküp takabilen, karmasik yapbozlari kolayca tamamlayabilen çocuklara da rastlanmaktadir

    31. Tedavi Genel olarak benimsenen tedavi, özel egitim ve çocugun temel yapisal bozuklugunu gidermeyi amaçlayan bilissel davranisçi tedavi yöntemleridir

    32. Tedavi Her türlü sosyal ortam ve anne-babanin çocuga yakin ilgisi çok önemlidir Otizmli çocuklarin bireysel ve grup tedavisi programlarina katilmalari, anne-babalarin ise danismanlik yapilarak izlenmeleri gerekmektedir Otizmde ilaç kullanimi daha çok belirtilere yöneliktir

    33. Kaynaklar: Davison G. C, Neale J. M. (2004). Anormal Psikolojisi, s. 484-496 Senol S. (2006). Çocuk ve Gençlik Ruh Sagligi, s. 216-226

    34. TESEKKÜRLER

More Related