1 / 66

SİSTEMİK FUNGAL İNFEKSİYONLAR (Endemik mikozlar)

SİSTEMİK FUNGAL İNFEKSİYONLAR (Endemik mikozlar). Prof Dr Nuri KİRAZ. BLASTOMİKOZ (=GİLCHRİST’S HASTALIĞI). Blastomikoz, dimorfik bir mantar olan Blastomyces dermatitidis tarafından oluşturulan endemik bir mikozdur.

hall-cobb
Télécharger la présentation

SİSTEMİK FUNGAL İNFEKSİYONLAR (Endemik mikozlar)

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. SİSTEMİK FUNGAL İNFEKSİYONLAR(Endemik mikozlar) Prof Dr Nuri KİRAZ

  2. BLASTOMİKOZ (=GİLCHRİST’S HASTALIĞI) • Blastomikoz, dimorfik bir mantar olan Blastomyces dermatitidis tarafından oluşturulan endemik bir mikozdur. • Hastalık mantar sporlarının inhale edilmesi sonucu akçiğerlerde başlar ve sıklıkla subklinik seyreder. • Hematojen yayılım sonucunda daha çok deri, kemik ve genitoüriner sistemde infeksiyon oluşturur.

  3. Etyoloji • Blastomyces dermatitidis, 25-30 ºC de küf , 37 ºC de maya şeklinde üreyen dimorfik bir mantardır. • Bu mantar türünün eşeyli şekli bulunmaktadır. Eşeyli şekil Ajellomyces dermatitidis olarak adlandırılmaktadır.

  4. 35-37 ºC de Brain Heart Infusion(=BHI) agar’da üretildiğinde 8-15 μm çapında yuvarlağımsı maya hücreleri görülür. • Bu hücreler tomurcuklanarak (= blastospor) ürerler. Blastosporlar geniş bir boyun ile ana hücreye tutunmuş olarak görülür.

  5. Epidemiyoloji • Blastomikoz, coğrafi alan ve yaşa göre dağılım göstermektedir. • Bu hastalık kuzey Amerika’nın güney ve güney doğu bölgelerde yaygın olarak , Afrika, Meksika ve güney Amerika’nın orta kısımlarındada daha az sıklıkta görülmektedir.

  6. Klinik • Blastomikoz tablosu genellikle akçiğerlerde başlar. • İnfeksiyon kendiliğinden iyileşebileceği gibi kronik bir seyir de gösterebilir. • Bazı olgularda infeksiyon akçiğerlerde sınırlı kalmakla birlikte bazı olgularda deri, kemik, prostat ve diğer organlara yayılım söz konusudur.

  7. Teşhis • Blastomikoz tanısında incelenecek klinik örnekler hastalık tablosuna göre balgam, püy, idrar ve biyopsi’dir.

  8. Mikroskobik incelemede karakteristik büyük yuvarlak kalın refraktil duvarları geniş bir tabanla tomurcuklanan maya hücrelerinin görülmesi • Biyopsi örneklerinin patolojik incelemesinde periodic asid- Schiff(=PAS) kullanılır. Ayrıca Calcofluor White boyası floresan mikroskobu ile yapılan incelemelerde değerlidir.

  9. Kültür • Blastomikozun kesin tanısı için gereklidir. Blastomyces dermatidis, SDA’da 25-30 ºC de 1-3 hafta süre ile inkube edildiğinde tipik miçelyal üreme gösterir. • Septalı hiflerden doğan lateral konidioforların ucunda yer alan yuvarlak yada armut şeklindeki konidiosporların görülmesi tanıda değerlidir.

  10. Bu üremelerden BHI veya kan glukoz sistein agara pasaj yapılması ve 37 ºC de inkube edilirse maya şeklinde ana hücreden geniş bir boyunla tomurcuklanmaların görülmesi tanıda son derece önemlidir. • Ayrıca hızlı tanı amacıyla miçelyel üremelere ekzoantijen testi ve özgül DNA probları kullanılmaktadır.

  11. Serolojik testlerin tanı değeri düşüktür. Çünkü, sıklıkla yalancı negatiflik ve pozitifliklerle karşılaşılmaktadır. Kompleman birleşme deneyinin duyarlılık ve özgüllüğü azdır. Immunıdiffuzyon testinin özgüllüğü yüksek ancak duyarlılığı azdır

  12. A antijeni ve WI-1 (120 kDa yüzeyel antijen) antijenlerine karşı gelişen antikorlar aranmaktadır. • Blastomisin deri testinin duyarlılık ve özgüllüğü az olduğundan tanı değeri yoktur.

  13. Tedavi • İntravenöz amfoterisin B hızlı seyreden , menenjitli ve ciddi infeksiyonların tedavisinde seçilmelidir. Genel kullanım dozu 10 hafta süreyle uygulanır.Ya da hastalık kontrol altına alındıktan sonra 3-6 ay süreyle itrakonazol tedavisi sürdürülür.

  14.  Ketokonazol (günlük 400-800 mg) • itrakonazol (2 x 200 mg yemeklerle ) • Tedaviye 6-12 ay devam edilmelidir. • Uygun tedavi edilenlerde mortalite hızı %15 veya daha azdır.

  15. HİSTOPLAZMOZ(= DARLİNG HASTALIĞI) • Histoplazmoz, dimorfik üreme özelliği gösteren Histoplasma capsulatum’un neden olduğu endemik bir mikozdur. • Bu mantar, sporlarının inhale edilmesi ile normal bireylerde asemptomatik veya grip benzeri hafif bir solunum sistemi infeksiyonu oluşturur. • Daha az sıklıkta kronik kaviter akçiğer hastalığı, multiple organ tutulumlu ilerleyici yaygın hastalığa neden olabilir.

  16. Histoplasma capsulatum ,toprakta ve laboratuvarda 25-30 ºC de küf formunda , 37 ºC de üretildiğinde maya şeklinde koloniler oluşturur. • H.capsulatum SDA’da miçelyal form da ürediğinde iki tip infeksiyöz spor oluşur. • Bu sporlardan mikrokonidi 2-6 μm, makrokonidi ise 8-14 μm büyüklüğündedir. • Makrokonidilerin yüzeyi pürüzlüdür, görünümü patlamış mısıra benzetilir.

  17. Maya formunda ürediğinde maya hücreleri 2-3X3-4 μm büyüklüğünde dar bir bağlantı ile tek hücre halinde tomurcuklanırlar. • Maya hücreleri kapsüllüdür ve canlı dokuda makrofajlar içinde bulunurlar. • Variyent bir suş olan H.capsulatum var. duboissii orta Afrika’da bulunur daha büyük maya formu(7-15 μm) ile karekterizedir.

  18. Epidemiyoloji • Histoplasma antijeni kullanılarak yapılan deri testleri histoplasmozun tüm dünyada görülüldüğünü ,ancak tropikal ve sıcak bölgelerde daha çok sıklıkta olduğunu göstermiştir.

  19. H.capsulatum , özellikle kuş ve yarasa dışkılarından zengin topraklarda ve özellikle yarasa mağaralarında bulunur. Ancak, bu hayvanlar yüksek vucut ısıları dolayısıyla infekte olmazlar. Histoplazmoz olgularının büyük bir kısmı subklinik seyir gösterir. Bu hastalığın insandan insana geçtiği gösterilmemiştir.

  20. Klinik • H.capsulatum’un aerosol halindeki mikronodileri inhale edildikten sonra vucut ısısında akçiğerlerde maya formuna dönüşür. Daha sonra ise makrofajlar tarafından fagosite edilir. Bağışık olmayan bireylerde başlangıçta makrofajlar tarafından mayaların öldürülmesi gerçekleşmez ve hücre içinde multiple halde bulunurlar.

  21. Teşhis • İnfeksiyon bölgesine uygun olarak balgam, biyopsi, beyin omurilik sıvısı, kan ve kemik iliği alınır. • Mikroskobi: Klinik örneklerden hazırlanan preparatlar Wright ve Giemsa ile boyanarak mononükleer fagositlerin içinde küçük (2-4 μm) elipsoidal maya hücreleri aranır. AIDS li olgular açısından periferik kan yayması ve bronşiyal yıkantı en iyi örneklerdir.

  22. Kültür • Kesin tanı için etkeninin üretilmesi gerekir. 25-30 ºC de SDA’da 4-6 içinde küf formunda ürer. • Kültürden yapılan preparatların mikroskobik incelenmesinde tipik patlamış mısır şeklinde makrokonidilerden septalı hifler görülür. 37 ºC de BHI’da ise maya formunda ürer.

  23. Serolojik testler, histoplamozun tanısında kullanılır. Bu amaçla kompleman birleşme deneyi(KBD) ve immunodiffuzyon(=ID) yöntemi kullanılır. ID çok spefik bir yöntem olmasına karşın KBD’den daha az duyarlılığa sahipdir.

  24. Deri testleri tanı amacıyla kullanılmaz. Ancak tarama amacıyla histoplazmozun seroprevalansı belirlenir. • Biyopsi: Histopatolojik örneklerin mikroskopik incelenmesinde makrofajlar içerisinde ovoid maya hücrelerinin görünümü karekteristiktir. Bu amaçla kullanılan boyalar periodic acid-Schiff(PAS) ve Gomori methamine silver(GMS)’dir.

  25. Tedavi • Akut pulmoner histoplazmozlu hastaların çok azında tedavi gereklidir. Tanı konulmadan önce çoğu olguda iyileşme başlamıştır. Progressif ve büyük hiler lenfadenopatisi olan hastalarda atelaktazi ve mediastinal fibrozusu önlemek için tedavi edilmelidir. • Tedavi gerekli olan çok az hastada ise 2-4 hafta süre ile amfoterisin B ve yatak istirhati verilmelidir.

  26. COCCIDIOIDOMYCOSIS

  27. KOKSİDİYODOMİKOZ • Tanım • Dimorfik bir mantar olan Coccidioides immitis neden olduğu sistemik bir infeksiyondur. Mantar sporlarının inhalasyonunu takiben normal bireylerde iyi huylu ve geçici bir infeksiyon oluşur. Ancak akciğer ve diğer organlara yayılma gösterebilir.

  28. Etyoloji • Hif yapıları önce septasyon arkasından da artropsor oluştururlar. Bunların boyları 2-5 mikrometre kadardır. Artrokonidium organizmaya girdiklerinde büyüyerek 75 μm çapında sferül olarak adlandırılan yuvarlak yapılara dönüşür. • Bu yapıların içinde endosporlar bulunur. Bu yapılar patlarsa endosporlar serbest kalır ve ortam koşullarına göre sferül yada hifal yapılar oluştururlar.

  29. Epidemiyoloji • C.immitis aşağı Arizona’nın alt çöllük bölgeleri, Kaliforniya vadisi, ayrıca yeni Meksika ve Texas, güney ve orta Amerika’nın bazı yerlerinde endemiktir. C.immitis toprak yüzeyinin birkaç cm altında yaşar. Maruz kalma riski, yağmurlu havayı takiben kuru aylarda daha sıktır.

  30. Klinik. • Coccidioides immitis artrosporlarını inhale edenlerin çoğunda geçici bir akciğer infeksiyonu oluşur. İmmunosüprese ve diğer infeksiyona yatkınlığı olan bireylerde fatal seyirli infeksiyonlar oluşabilir.

  31. ARTHROCONIDIA

  32. Spherules

  33. SOIL ____________ ARTHROCONIDIA ANIMAL HUMAN ENDOSPORES SPHERULE

  34. Teşhis • Koksidiyoddomikozda incelenecek klinik örnekler, hastalık tablosuna göre balgam, plevral effuzyon, püy ve BOS sedimentidir. • Mikroskobi: Klinik örneklerden yapılan preparatlarda tipik kalın duvarlı endosporlar içeren sferül yapıları görülür. Olgunlaşmamış yada yırtılmış sferüller diğer etkenlerle karışıklığa yol açabilir.

  35. Kültür: Hastalık tablosuna uygun olarak alınan klinik örneklerin kültürü yapılır. 25- 30 C de inkübe edildiğinde tipik miçelyal yapılar gözlenir. Ancak bu kültür asla koklanmamalı ve besiyeri inhalasyondan uzak tutulmalıdır. Çünkü, etkenin artrosporları çok infeksiyözdür. Kültürde üreme yok diyebilmek için en az 3 hafta süre ile inkubasyona devam edilmelidir. Kültürde etken üretildiğinde, ekzoantijen test ve DNA problarıyla doğrulama yapılabilir.

  36. Serolojik testler, tanıda yardımcıdır ancak blastomikoz tanısı ile karışabileceği unutulmamalıdır.

  37. Tedavi • Çoğu immunokompetan kişide antifungal tedaviye gerek yoktur. İmmun sistemi baskılanmış, yüksek risk altındaki kişilere infeksiyonun yayılmasını önlemek için tedavi yapılmalıdır. Altı haftadan daha uzun süren ve semptomları gerilemeyen hastalarda tedaviye gerek vardır.

  38. PARAKOKSİDİYOMİKOZ • Tanım • Parakoksidiyodomikoz, dimorfik bir mantar olan Paracoccidioides brasiliensis’in neden olduğu kronik granülamatöz endemik bir infeksiyon hastalığıdır. Etken, akciğerler, mukoz membranlar, deri, lenf nodları, karaciğer ve dalakta lezyon oluşturabilir.

More Related