1 / 54

ULUSLARARASI TİCARET TEORİLERİ I

ULUSLARARASI TİCARET TEORİLERİ I. ULT 331 5 / 1. Kaynak: Halil Seyidoğlu, Uluslararası İktisat, www2.aku.edu.tr/~mmasca/bolum_1.ppt. Ana Konular. Merkantilistler Fizyokratlar Klasik İktisat ve Adam Smith: Mutlak Üstünlükler Teorisi David Ricardo: Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi.

haru
Télécharger la présentation

ULUSLARARASI TİCARET TEORİLERİ I

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ULUSLARARASI TİCARET TEORİLERİ I ULT 331 5/1 Kaynak: Halil Seyidoğlu, Uluslararası İktisat, www2.aku.edu.tr/~mmasca/bolum_1.ppt

  2. Ana Konular • Merkantilistler • Fizyokratlar • Klasik İktisat ve Adam Smith: Mutlak Üstünlükler Teorisi • David Ricardo: Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi

  3. Uluslararası Ticaret Teorisinin yanıtlamak zorunda olduğu üç soru: 1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar, yani dış ticaretin kapalı ekonomiye göre ülkelere sağladığı yararlar nelerdir? 2. Bir ülke dış ticaretinin bileşimi nasıl açıklanabilir; yani bir ülkenin hangi malları ihraç, hangilerini ithal edeceği neye göre belirlenir? 3. Bir ülkenin ihraç fiyatları ile ithal fiyatları oranı, yani dış ticarette nispi fiyatlar, ya da dış ticaret hadleri nasıl oluşmaktadır?

  4. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU • Merkantilizm • Fizyokrasi • Adam Smith, “Ulusların Zenginliği”, 1776. • David Ricardo, • John Stuart Mill, • Alfred Marshall, • Eli Heckscher, • Bertil Ohlin, J.M. Keynes, Jacob Viner, Paul Samuelson

  5. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUMERKANTİLİZM (XVI-XVII. yy) • Merkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaretten söz etmek güçtür. Bu durumun tek istisnası uzak doğu ile Avrupa arasında yaşanan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren İPEK YOLU’dur • Merkantilist dönem feodalitenin yerine ulusal devletlerin kurulmakta olduğu bir dönemdir. Düzenli ordunun kurulması, bu ordu ile ticaret yollarının korunması ve uzun süren savaşların finansmanı o zaman geçerli para olan altına ihtiyacı hat safaya çıkarmıştır. • Merkantilizme göre dış ticaret politikasının temel amacı hazinenin altın stokunu artırmaktır. • Yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir.

  6. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUMERKANTİLİZM (XVI-XVII. yy) • İhracatın artırılmasına birinci derecede önem verirler. • Nihai mal ithalinin kısıtlanmasını öngörür. • Hammaddelerin ithali serbesttir. • Merkantilistler altın girişlerini artırmak için ticaret filosunun gelişmesine de büyük ağırlık verir.

  7. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUMERKANTİLİZM (XVI-XVII. yy) • Merkantilist doktrine göre dünya serveti (altın veya gümüş stoku) sabittir. O nedenle dış ticaret yapan ülkelerin arasında daima bir çelişki vardır. Ticaretten bir taraf kârlı çıkarken diğer taraf aynı ölçüde zarara uğrar • Sanayi devriminden sonra (kas gücünün yerine buhar gücünün kullanılması ile) Merkantilizmin yerine liberal görüşler geçmeye başladı.

  8. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Uzun bir süre uygulanan merkantilist politika zamanla eleştirilmeye başlandı. • Gerçekten, merkantilizm tek taraflı bir politika idi. Bir ülkenin zenginliğinin altın ve gümüşle ölçülmesi, tarımın ihmal edilerek sanayie önem verilmesi; devletin ülkeye altın girmesini teşvik etmek, altın çıkmasını önlemek için ekonominin her alanına müdahale etmesi, zamanla bizzat gelişmekte olan sanayii boğmaya başlamış, yeni düşüncelerin meydana gelmesini teşvik etmiştir.

  9. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Bu gelişme doğal olarak devlet müdahalesine karşı olmuş; devlete karşı fertlerin haklarını güven altına almak maksadıyla savunulan «tabii hukuk» fikri de bu hareketi teşvik etmiştir.İşte, Fizyokrasi bu ortam içinde ve Fransa'da XVIII inci yüzyılın ikinci yarısına kadar sürdürülen merkantilist politikaya bir reaksiyon olarak doğmuştur.

  10. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Fizyokratlar, elverişli bir ticaret bilançosu sağlamaya ve sanayi ve ticaretin tarım aleyhine geliştirilmesine yönelik Merkantilist politikanın aksine, sosyal olaylar arasında düzenli ilişkiler bulunduğunu, kişilerin ve hükümetlerin bu ilişkileri tanımak ve davranışlarını ona göre ayarlamak zorunda olduklarını ileri sürerek, iktisat biliminin kurulmasına yardım etmişlerdir. • Merkantilistler ulusal zenginliği sanayi ve ticareti geliştirerek, ticaret bilançosunu lehe çevirmede gördükleri halde, fizyokratlar tarım ve hayvan yetiştirmede aramışlardır.

  11. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Fizyokrasi, merkantilistlerin himayeci ve faydacı düşüncelerine bir tepki olarak doğmuş; ferdi hürriyet ve mübadele serbestisini savunmuştur. Merkantilistlerin sanayi ve ticarete önem vermelerine karşın, fizyokratlar tarıma önem vermişler; Fransa'nın tarıma dayanan eski politikasına dönmek istemişlerdir. • Kimdir bu fizyokratlar? Fransa'da XV inci Louis'nin saray hekimi Dr. Quesney'in çevresinde toplanan ve aynı ekonomik düşünceyi savunan kimselere fizyokratlar ve bunların meydana getirdiği okula Fizyokrasi denmektedir.

  12. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Başlıca fizyokratlar 1694-1774 yılları arasında yaşıyan Dr. François Quesnay, Dupont de Nemours (1739-1817), Mercier de la Riviere (1720-1793), Le Trosne (1728-1780), Baudeau (1730-1792), Turgot (1727-1781) ve Mirabeau'dan oluşmaktadır.

  13. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Fizyokratların temel düşüncelerini şöyle özetlemek mümkündür: • i) Fizyokratlara göre, üretim madde yaratmaktır. Madde yaratan, harcanandan fazla veren, başka bir deyimle, safi hasıla sağlayan uğraşı alanı ise tarımdır. Öteki faaliyet alanları, örneğin, ticaret ve sanayi harcanandan fazla bir şey vermemekte; sadece maddenin şeklinde, yapısında veya yerinde değişiklik meydana getirmektedir.

  14. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • ii) Bu düşünceden hareket eden Fizyokratlar, daha sonra bir çok ekonomistlerin kafasını kurcalayan üretken (verimli) ve üretken olmayan (verimsiz) faaliyetler ayırımını yapmışlardır. • Fizyokratlara göre, yalnız tarım üretkendir. Çünkü harcanandan fazla vermektedir. Toprak, kendisine ekilen buğdayın 5-10 katı fazlasını vermektedir. Bu fazlalık sayesinde toprağı işleyen çiftçi kendi ailesi yanında üretken olmayan sınıfların geçimi sağlamış olmaktadır.

  15. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Bilindiği gibi, üretim çeşitli girdilerle yapılır. Elde edilen mahsulle girdiler arasındaki fark kadar bir hasıla elde edilir. Ancak, fizyokratlar bu farkı, maldaki büyüme olarak ele almışlar ve böyle bir büyümenin yalnız tarımda olduğunu ileri sürmüşlerdir. • Yukarıda açıklandığı gibi, fizyokratlar üretimi madde yaratma olarak tanımlamışlar; madde yaratan, üretimde kullanılan girdilerden fazla ürün elde edilen tek faaliyet kolunun tarım sektörü olduğunu ileri sürmüşlerdir. Gerçekten, toprak ekilen tohumdan 5-10 kat fazla ürün verir. Fizyokratlara göre, tarımda meydana gelen bu fazla insan emeğinin değil, Doğa'nın eseridir.

  16. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Oysa, sanayi ve ticaret sadece maddenin şeklinde, yapısında ve yerinde değişiklik yapar; girdilerden fazla bir şey meydana getirmez. Mercier de la Riviere bunu «toplama çoğaltma değildir» sözü ile ifade etmiştir. • Kuşkusuz fizyokratlar «Doğada hiç bir şey yoktan varolmaz, hiç bir şey kaybolmaz» biçiminde ifade edilen Lavoisier kanununu henüz tanımamışlardır.

  17. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUFİZYOKRASİ (XVIII. yy) • Fizyokrasinin yalnız tarıma önem vermesi, üretimi fayda yaratma yerine madde yaratma biçiminde ele alması, üretken olmayan sınıf görüşü doğru değildir. Safi hasıla fizyokratların iddia ettikleri gibi, tarıma özgü de değildir. • Fizyokrat düşünce Fransa'da doğmuş, Fransa'nın sınırları dışına pek yayılamamıştır. Çevre ülkelerde görülen bazı fizyokrat yazarların fazla bir önemi olmamıştır.

  18. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM

  19. I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • Adam Smith’in Ulusların Zenginliği adlı kitabındaki görüşleri Klasik Liberalizm ya da Klasik İktisat Ekolünün temelini oluşturur.

  20. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • Adam Smith 1723 de İskoçya'da doğmuş; Glaskow'da başladığı üniversite öğrenimini Oxford'da tamamladıktan sonra, mantık ve ekonomi öğretmenliğine başlamış; • bu arada genç bir asilzade eşliğinde Avrupa gezisine çıkarak, orada Fransız edip ve düşünürlerinden Voltaire; fizyokratlardan Dr. Quesnay, Turgot ile tanışmış; • 1776 da da kendisine ekonomi biliminin kurucusu dedirten ünlü yapıtı «Ulusların Zenginliklerinin Sebepleri ve Nitelikleri Üzerine Araştırma» (An Enquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations) adlı kitabını yayınlamıştır.

  21. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • A. Smith bu kitabında kendisinden önceki yazarların düşünceleriniinceleyerek, genel bir değerlendirmeye tabi tutmuş; zenginliğin nitelikve kaynağını sistemli bir biçimde açıklamaya çalışmış; belli varsayımlara dayanarak, iktisadi olaylar arasında sebep-sonuç ilişkilerini araştırmaya çalışmıştır.

  22. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • Sanayi devrimin başladığı bir dönemde yaşayan A.Smith bu devrimle birlikte gelişmeye başlayan kapitalizmin etkisinde kalmış; liberal kapitalizmin merkantilizme göre daha ileri bir ekonomidüzeni olduğunu savunmuştur. • İlk kez onun iktisat politikasında şu veyabu sınıfın (sanayici ve çiftçi) çıkarlarını değil, toplumun müşterek çıkarlarını esas aldığı söylenebilir. Ona göre, gerek merkantilistlerin, gerekse fizyokratların ulusal zenginliğin kaynağı hakkındaki görüşleri doğru değildir.

  23. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • i) Merkantilistler para ile serveti birbirine karıştırmışlardır. Bir kişinin sahip olduğu para, onun servetinin (zenginliğinin) bir bölümünü teşkil etse de, toplum bakımından servet değildir. Çünkü, toplumun elindeki para miktarı artarsa, toplumun zenginliğinde bu yüzden bir artış olmaz. Toplum açısından, para bir mübadele aracından başka bir şey değildir. • ii) Fizyokratların toplumun zenginliğinin kaynağını tarımsal faaliyetlerde görmeleri sadece tarımsal faaliyetlerin üretken olduğu yolundaki düşünceleri yanlıştır. Yalnız tarım değil, öteki ekonomik sektörler de, özellikle sanayi de üretkendir.

  24. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • A. Smith mal ve hizmetlerin geniş bir işbölümü ve işbirliği içinde üretilmesi olayını temel düşünce olarak ele almış; milli hasılanın yan yana, iç içe faaliyette bulunan çok sayıda teşebbüs ve işletme tarafından meydana getirildiğini, bunlar arasında geniş bir alış verişin varolduğunu ileri sürerek, işbölümünün mübadeleyi, mübadelenin parayı zorunlu kıldığını görmüş; paranın merkantilistlerin iddia ettikleri gibi, ülkenin zenginliğinin ölçüsü değil, bir mübadele aracı ve değer ölçme vasıtası olduğunu açıklamıştır.

  25. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • A. Smith'e göre, toplumda her insan gereksinmelerini doğrudan giderme yoluna gidecek, gereksinme duyduğu bütün malları kendisi üretmeğe kalkacak olursa, belki enzaruri gereksinmelerine yetecek kadar malları ancak üretebilir. Oysa iş bölümü, aynı toplumsal emek ve maliyete daha fazla mal elde edilmesini, insanların gereksinmelerini daha bol gidermeleri olanağını sağlar.

  26. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • A. Smith'e göre, fabrika veya atölyede iş bölümü sayesinde aynı işi yapan işçinin, yaptığı işteki yeteneği artar; zamandan tasarruf sağlanır; buluşlar olur. • Bu görüş A. Smith'ten sonra tamamlanacak, işbölümünün işte bir ritim meydana getirmek, makine kullanılmasına olanak vermek, sermayeden tasarruf sağlamak suretiyle de verimi artırdığı ileri sürülecektir.

  27. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • A. Smith'e göre, iktisadi faaliyetler kendiliğinden oluşan bir düzen içinde yürütülür; kendiliğinden oluşan bu düzen insanların yararınadır. Aslında Fizyokratlar da iktisadi faaliyetlerin tabi olduğu bir doğal düzenin (l'ordre naturel) varlığından söz etmişlerdir. • Ancak, Fizyokratlara göre bu düzen ilahi bir düzendir. A. Smith bu düzenin insanların kişisel çıkarlarına göre hareket etmeleri sonucu oluştuğunu ileri sürmüştür. Ona göre, insanlar kişisel çıkarlarına göre hareket ederler; insanı bir şeyi yapıp yapmamaya sevkeden motif hazetmek veya zahmetten kurtulmaktır. Gerçi insanların faaliyetlerinde kişisel çıkarlardan başka motiflerin de etkisi olabilir.

  28. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • Kişisel çıkarla toplum çıkarı arasında uyum bulunduğunu kabul eden A. Smith fertlerin ekonomik faaliyetlerinde serbest bırakılmalarını; başka bir deyimle liberalizmi savunmuştur. • A. Smith devlet müdahalesi, ticaret bilançosunu lehe çevirmek amacı ile devlet tarafından tedbir alınması yolundaki merkantilist düşünceyi eleştirerek, şöyle demektedir:

  29. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • «Bütün koruma ve tahdit sistemleri ortadan kaldırılacak olursa, kişi özgürlüğüne dayanan açık ve sade bir sistem ortaya çıkar. • Her insan hukuk ve ahlak kurallarına aykırı olmadıkça, kendi çıkarlarına göre hareket etmekte serbest olmalı, emek ve sermayesini başkalarının emek ve sermayeleriyle rekabet ederek kullanabilmelidir.» • «Bir üretim alanına serbestçe yatırılacak sermayeden daha fazlasının yatırılması veya kendi kendine yatırılacak miktardan daha azının yatırılması için alınacak tedbirler başarılı olamaz.»

  30. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • A. Smith ulusal işbölümü gibi, uluslararası iş bölümünün yararına inanmaktadır. Uluslararası ticareti mutlak üstünlükle izah etmiştir. • Ona göre, her ülke diğer ülkelere göre daha düşük maliyetle ürettiği malların üretiminde uzmanlaşarak, daha yüksek maliyetle ürettiği malları diğer ülkelerden satın alırsa, bu malları daha düşük maliyetle elde etmesini sağlar.

  31. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM • A. Smith'in düşünceleri hızla Avrupa’ya yayılmış ve zamanına hakim olmuştur. A. Smith'in düşünceleri merkantilist politikanın ortadankaldırılmasında önemli rol oynamış; Amerikanın bağımsızlığının hızlanmasına etkili olmuştur.

  32. I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM’İN TEMEL GÖRÜŞLERİ • Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler. (homo economicus-ekonomik insan) • Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamaz. (laissez faire, laissez passer – bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler) • Bireyler kendi çıkarları peşinde koşmakla aynı zamanda toplumsal çıkarlara da hizmet etmiş olurlar. • Ekonomik hayatta düzen sağlayan bir görünmez el (invisible hand) vardır.

  33. I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞUKLASİK LİBERALİZM’İN TEMEL GÖRÜŞLERİ • Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir. • Dış ticaret, uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü doğurarak dünya kaynaklarının verimliliğini artırır. • İki ülke bu şekilde daha yüksek üretim ve tüketim düzeylerine ulaşarak yaşam standartlarını artırırlar.

  34. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİ ANALİZİNDEKİ TEMEL VARSAYIMLAR • İki ülke-İki mallı analiz modelidir. • Uluslararası ticarette para kullanılmaz. (Mal malla değişir) • Tam rekabet koşulları geçerlidir. • Hükümet kesimine yer verilmez. (gümrük tarifesi, kotalar ve diğer kısıtlamalar yoktur.) • Taşıma giderlerinin sıfır olduğu kabul edilir. • Ekonomi tam istihdamdadır.

  35. EMEK DEĞER TEORİSİ • Bir malın maliyeti (talep koşullarının bulunmaması durumunda o malın fiyatı) üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür. • Üretiminde göreceli olarak fazla emek kullanılan malın maliyeti daha yüksektir. • Klasiklerin sadece emeği dikkate almasının nedeni; • doğal kaynakların tanrı vergisi olduğu, • sermayenin ise biriktirilmiş ve üretim aracı biçiminde somutlaştırılmış emekten meydana geldiğidir.

  36. MUTLAK ÜSTÜNLÜK TEORİSİ(Theory of Absolute Advantages) • Bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir.

  37. Bir işçinin bir günde üretebildiği mallar Örnek 1 GömlekAyakkabı Çin 50 Birim 30 Birim Türkiye 20 Birim 80 Birim Dikkat! Miktar ve fiyat ters orantılıdır; birim emek ile daha fazla üretilen mal diğer mala göre ucuzdur.

  38. FİYAT BAZINDA KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER Ulusal Paralarla iç fiyatlar ÇelikBuğday • Türkiye 10 TL 1 TL • ABD 1 $ 1 $ • Türkiye, 1 Birim Çelik: 10 birim buğday • ABD, 1 Birim Çelik: 1 birim buğday

  39. FIRSAT MALİYETİ TANIM: Bir malın fırsat maliyeti o malın üretimi için vazgeçilen bütün üretim faktörlerinin toplam maliyetine eşittir. Dış ticarette fırsat maliyetleri üretim olanakları veya dönüşüm eğrileri ile gösterilir.

  40. ÜRETİM İMKÂNLARI EĞRİSİ TANIM: Bir ülkenin veri teknoloji ve üretim faktörleri varsayımı altında üretebileceği azami mal ve hizmet miktarlarını ifade eder. Üretim İmkanları Eğrisi ile bir ülkenin iki farklı maldan üretebilecekleri alternatif bileşimleri göstermek mümkündür.

  41. ÜRETİM İMKÂNLARI EĞRİSİ Fırsat maliyeti teorisinde kaynakların tam çalışma düzeyinde kullanıldığı varsayılır. Birden fazla üretim faktörünün üretime katıldığı kabul edilince ülkeler arasında teker teker faktör verimliliği yönünden karşılaştırma yapmak olanaksızlaşır. Bu güçlüğü yenmek için verimlilik yerine bu kavramın tersi olan üretim maliyeti ele alınarak bu sorun giderilir. Fırsat maliyetleri yaklaşımına göre üretim maliyeti, bir birim mal üretmek için gerekli olan kaynakların toplamına eşittir.

  42. Bir ülkenin üretim olanakları (dönüşüm) eğrisi Örnek 1 Gömlek Gömlek N 50 ÇİN’İN ÜRETİM OLANAKLARI EĞRİSİ TÜRKİYE’NİN ÜRETİM OLANAKLARI EĞRİSİ 20 B M A O 80 O Ayakkabı 30 Ayakkabı • AB doğrusu Türkiye’nin dönüşüm eğrisidir.Türkiye tüm kaynaklarını gömlek üretmek için kullansa 20 adet üretebilecektir. Eğer tüm kaynaklarını ayakkabı üretmek için kullansa 80 adet ayakkabı elde eder. • A ile B arasındaki noktalar ülkenin her iki maldan birlikte üretebileceği miktarları gösterir

  43. KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ(Theory of Comparative Advantages)Örnek 2 GömlekAyakkabı Çin 60 Birim 80 Birim Türkiye 20 Birim 40 Birim Çin’in her iki üründe de sahip olduğu mutlak üstünlüğe rağmen hala iki ülke arasında ticaret mümkün müdür?

  44. KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ • Önemli olan üretimde üstünlük derecesidir. Bir ülke, diğerine göre, hangi malların üretiminde daha yüksek oranda üstünlük sahibi ise o mallarda uzmanlaşmalıdır. • Bu durumda Çin ve Türkiye arasında ticaret mümkündür.

  45. KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİÖRNEK 3 Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı Kumaş (metre) Şarap(litre) İngiltere 80 40 Portekiz 10 20 • Her iki malda da İngiltere mutlak üstünlüğe sahiptir. • İngiltere’nin kumaş üretimindeki üstünlüğü 8 kat, şarap üretimindeki üstünlüğü 2 kattır. • İngiltere kumaş, Portekiz şarap üretiminde uzmanlaşmaya gitmelidir. • Karşılaştırmalı üstünlük teorisine göre, iki ülke arasında dış ticaretin iki ülke açısından kârlı olabilmesinin şartı, farklı fırsat maliyetlerinin mevcudiyetidir.

  46. KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİÖRNEK 3 Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı Kumaş (metre) Şarap(litre) İngiltere 80 40 Portekiz 10 20 Dünya üretimi 90 60 • İç fiyatlar • İngiltere’de 1 m kumaş = ½ lt şarap • Portekiz’de 1 m kumaş = 2 lt şarap

  47. İç fiyatlar • İngiltere’de 1 m kumaş = ½ lt şarap • Portekiz’de 1 m kumaş = 2 lt şarap • Uluslararası fiyat oranı 1mk=1ltş olsaydı • İngiltere’nin dış ticaret kazancı ihraç edilen kumaş birimi başına ½ birim şarap • Portekiz’in kazancı ihraç ettiği şarap başına ½ birim kumaş olacaktır.

  48. KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİÖRNEK 3 Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı (Ticaret Öncesi Durum) Kumaş (metre) Şarap(litre) İngiltere 80 40 Portekiz 10 20 Dünya üretimi 90 60 Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı (Ticaret Sonrası Durum) Kumaş (metre) Şarap(litre) İngiltere 120 20 Portekiz - 40 Dünya üretimi 120 60 İngiltere uluslararası işbölümü sonucunda ürettiği 120 metre kumaşın 90 metresini içeride tüketip 30 metresini 1m kumaş = 1 litre şarap dünya fiyatından ihraç etse karşılığında 30 litre şarap ithal edebilir. Böyle bir ticaret sonrasında İngiltere ticaret öncesi duruma göre her iki üründe de 10’ar birim fazla tüketim yapar: 90-80 metre kumaş=10 ; (20+30 litre şarap)-40=10 Portekiz ise uluslararası işbölümü sonucunda kumaş üretiminden tamamen çıkıp oradaki kaynaklarını şarap üretimine kaydırdığında 20 yerine 40 litre şarap üretir. Portekiz dünya fiyatından 30 litre şarap ihraç ederek 30 metre kumaş ithal edebilecek duruma gelir. Bu durumda Portekiz ticaret sonrasında 10 litre şarap (-10), 30 metre kumaş (+20) tüketir.

  49. KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİÖRNEK 4 Ticaret Öncesi– her ülke toplam kaynaklarını iki mal arasında dağıtıyor Ticaret (işbölümü ve uzmanlaşma) sonrası – her ülke toplam kaynaklarını karşılaştırmalı üstünlüğü olan ürüne kaydırıyor

More Related