1 / 61

Doç. Dr. Pelin KEL İ CEN http://yunus.hacettepe.edu.tr/~pkelicen

SİNDİRİM SİSTEMİNİ ETKİLEYEN İLAÇLAR. Doç. Dr. Pelin KEL İ CEN http://yunus.hacettepe.edu.tr/~pkelicen. Mide Ekzokrin Fonksiyonu. Mukus Paryetal (oksintik) H+, Cl-(Asit) Esas h. (Pepsinojen) G h ü creleri (Gastrin) Pepsinojen  Pepsin (aktif) Asit.

ivy
Télécharger la présentation

Doç. Dr. Pelin KEL İ CEN http://yunus.hacettepe.edu.tr/~pkelicen

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. SİNDİRİM SİSTEMİNİ ETKİLEYEN İLAÇLAR Doç. Dr. Pelin KELİCEN http://yunus.hacettepe.edu.tr/~pkelicen

  2. Mide Ekzokrin Fonksiyonu • Mukus • Paryetal (oksintik) H+, Cl-(Asit) • Esas h. (Pepsinojen) • G hücreleri (Gastrin) Pepsinojen Pepsin (aktif) Asit

  3. Gastrik sekresyonların fizyolojik ve farmakolojik regülasyonu

  4. Paryetal Hücreler • H20 + C02  H+ (proton) + HC03 – KAH (Karbonik anhidraz) Apikal yüz; H+K+a bağımlı ATPaz Bazolateral yüz; interstisyel sıvıdan ve kapillerlerden Cl- alıp HCO3- veren mekanizma Kana HC03- verildigi için postprandial geçici alkaloz, kan pH sında artış

  5. Mide Salgısının Düzenlenmesi • Sefalik (Vagus) • Gastrik (Mideye giriş) • İntestinal kaynaklı sinirsel ve hormonal uyaranlarla

  6. MİDE ASİD SALGISININ NÖROHUMORAL KONTROLÜ • Nöral Faktörler: • Sempatik, • Parasempatik • Bombezinerjik ve peptiderjik nöronlar • Enterik ss nöronları-intrinsik nöronlar-mide çeperinde Mukozada mukozal pleksus (Meissner pleksusu) GIS salgılama ve absorbsiyon Düz kaslarda Myenterik pleksus (Auerbach pleksusu) Motor fonksiyon

  7. Hormonal Faktörler: • GASTRİN • Asit salgılanmasına yol açan önemli hormon • Mide antrum mukozası G hücreler • Besin yenilmesi, • Midenin gerilmesi, • Beyin, mide dışı stim., • Amino asitler (fa, tr). • Gastrin CCK2 (kolesistokinin) res lerini etkileyerek paryetal h lerden H+, histaminositlerden histamin, Parakrin (SS) h.lerini etkileyerek parakrin faktörler salgılatır. • Parakrin Faktörler: • Histamin ve Somatostatin

  8. Mide Salgısı Üzerine İnhibitör Etki Yapan Hormonlar • Sekretin • Somatostatin • Nörotensin

  9. Gastrin Ach Histamin Somatostatin Fosfoinozitid hidrolizi IP3 ve DAG Asit salgısı artar Adenilil siklaz sAMP Asit salgısı artar Gi Adenilil siklaz inhibisyonu Asit salgısi azalır

  10. Mide Asit Salgısının Miktarı • 150 mmol/lt • H+ kons. Diğer vücut sıvılarından 3.000.000 kat • 2500ml asitli sıvı/gün • Bazal asit salgılama hızı 3mmol/saat • Maksimum uyarıda 20-40 mmol/saat

  11. Mide Asit Salgısının Fonksiyonları • Pepsin’in aktive edilmesi, (Proteinlerin parsiyel sindirimi) • Barsak hormonlarıaracılığıyla pankreas dış salgısı ve safra akışının artışı, • Bakteri ve mikroorganizmaların öldürülmesi.

  12. Mide Ülseri Duodenum ülseri PEPTİK ÜLSER • Patogenez, klinik seyir ve tedaviye cevap farklıdır • Asit ve pepsin ile temas eden yerlerde • Muscularıs mucosa’ya kadar inmeyen yüzeyel doku kaybı-Mukoza Erozyonu • Ortak yönleri • Spontan nedbeleşme • Sık nüks • Herzaman ağrı vb belirti vermez

  13. Ülserin belirtileri • Epigastrik bölgede (karnın üst kısmı) kemirme ve yanma şeklinde ağrı, • Öğün aralarında ağrı, yemek yenince ve antasitlerle ve kusunca geçebilir, • Gece uykudan uyandırabilir, • İstahsızlık, kilo kaybı.

  14. PEPTİK ÜLSER OLUŞUMUNDA ROL OYNAYAN MEKANİZMALAR • Helicobacter Pylori infeksiyonu, • Artmış HCl sekresyonu, • Aside karşı yetersiz kalan mukozal defans mekanizmaları, • Zedeleyici etkenlere karşı direnç/ Zedeleyici etkenler arasındaki denge bozulursa

  15. Zedeleyici Etkenler • HCl • Pepsin ve peptik etkinlik • Refluks (Duodenumdan geri peristaltizm sonucu mideye safra girmesi) • Stazis • NSAİİ, glukokortikoidler (PG sentezinin inhibisyonu) • Kahve, çay, kafein, kolalı içecekler, sigara, • Nikotin; PG sentez inh., vazokonstriktor TBX sentezi

  16. Mukoza direncini oluşturan faktörler • Mukus tabakası • Gastroduodenal h.’lerden HCO3 –Nötralize edici • PG (Asit salgısını frenleyici, sitoprotektif) • Mukus+PG Elektronegatif permeabilite bariyeri • Mukoza kan akımının yeterli olması • Rejenerasyon yeteneği

  17. Duodenum Ülseri • Duodenum bulbusunda • Mukozada ülser, çevresinde inflamatuvar değişiklikler • HP, NSAİİ, Zollinger-Ellison sendromu • Stres ülseri; kronik hastalıklar, akut ağır stres, glukokortikoid ilaç kullanımı • Sigara, alkol • HP, DÜ’nde en sık görülen etkendir • Kronik gastrite, mide kanserine ve MALT (mukozayla ilişkili lenfoid tümöre) neden olur

  18. Tedavide neler yapmalıyız? Ne tür ilaçlar kullanabiliriz?

  19. PEPTİK ÜLSER TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR 1. Asid salgısını azaltan ilaçlar 2. Antasid ilaçlar 3. Mukozada koruyucu tabaka oluşturan ilaçlar 4. Sitoprotektif ilaçlar (Prostoglandin analogları) 5. H. Pylori eradikasyonunda kullanılan antibiyotikler

  20. ASİD SALGISINI AZALTAN İLAÇLAR • Proton pompası inhibitörleri • H2 reseptör antagonistleri • Antimuskarinik ilaçlar • Somatostatin analogları (Oktreotid) • Gastrin reseptör antagonistleri (Proglumid)

  21. PROTON (H+, K+-ATPaz) POMPASI İNHİBİTÖRLERİ • Gastrik asid sekresyonunun en efektif inhibitörleridir. • Pridin veya benzimidazol analoglarıdır. • Zayıf baz özellikte ve “Ön-ilaç” yapısındadırlar. • Asid ortamda tiofilik sulfenamid veya sulfenik asid bileşiklerine dönüştürülürler • Aktive edilen form proton pompasının sistein-sulfidril grupları ile kovalent bağ oluşturur. • Sonuç olarak pompa molekülü irreversibl olarak inhibe edilir.

  22. PROTON (H+, K+-ATPaz) POMPASI İNHİBİTÖRLERİ Klinik kullanımda olan proton pompa inhibitörleri: • Omeprazol • Lansoprazol • Pantoprazol • Rabeprazol • Esomeprazol

  23. PPİ FARMAKOKİNETİK ÖZELLİKLERİ • Düşük pH’da stabil değillerdir. • Barsakta-açılan kaplamalı (enteric-coated) kapsül veya tablet şeklinde formüle edilmişlerdir. • Genel olarak karaciğerde metabolize edilir. • Plazma yarılanma ömrü 1-2 saat olmakla birlikte etki süresi uzundur. • İlaçlar yemek öncesi veya yemek arasında alınmalıdır. • Asid-supresyonu yapan ilaçlarla birlikte kullanılmaz.

  24. YAN ETKİLERİ VE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ • Yan etkileri genel olarak sık değildir. • Bulantı, kusma, karın ağrısı • Diyare veya konstipasyon • Myopati, artralji, baş ağrısı, ciltte döküntü,atopik gastrit • Kronik tedavi vit. B12 eksikliği yapabilir. • Hipergastrinemi hastaların %5-10’da görülebilir. • GİS’deki bakteri sayısını artırabilirler. • Sitokrom P450 enzimlerini inhibe eder ve birlikte kullanılan bazı ilaçların yıkımını azaltabilir. • Benzodiazepinler • Varfarin • Fenitoin

  25. TERAPÖTİK KULLANIMLARI • Gastrik ve duodenal ülserler (HP, selim) • Gastro-özofageal refluks (refluks özofajiti) • Zollinger-Ellison sendromu • NSAI ilaç ilişkili ülserlerin önlenmesinde • Aşırı asit salgılanması ile ilişkili dispepsilerde

  26. HİSTAMİN H2 RESEPTÖR ANTAGONİSTLERİ • H2 reseptörler üzerinde histaminin kompetitif antagonistleridir. • Histaminin midedeki asid salgılatıcı etkisini bloke ederler. • Yapıca histamine benzerler. • Bu grupta yer alan ilaçlar: • Simetidin • Ranitidin • Famotidin • Nizatidin HİSTAMİNERJİK H2 RESEPTÖR BLOKÖRLERİNİN KİMYASAL YAPISI

  27. H2 RESEPTÖR ANTAGONİSTLERİNİN FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ • Stimüle edilmiş asid sekresyonu ile birlikte bazal ve nokturnal asid sekresyonunu da efektif şekilde bloke ederler. • Nokturnal asid sekresyonunu (bazal parietal hücre aktivitesini gösterir) efektif olarak bloke edebilmeleri klinik olarak çok önemlidir.

  28. H2 RESEPTÖR ANTAGONİSTLERİNİN FARMAKOKİNETİK ÖZELLİKLERİ • Oral yoldan absorbsiyonu iyidir. • Serum konsantrasyonu 1-3 saat içinde pik düzeye ulaşır. • %10-35 oranında karaciğerde metabolize edilir. • Böbrekler yoluyla itrah edilir. • Kreatinin klerensi azalmış hastalarda doz azaltılmalıdır. • Oral, i.v. veya i.m. yoldan kullanılabilir.

  29. H2 RESEPTÖR ANTAGONİSTLERİNİN TERAPÖTİK KULLANIMLARI • Peptik ülser • Zollinger-Ellison sendromu ve diğer aşırı salgılanma durumları (Sistemik mastoidoz, bazofilik lösemi). • Asid-aspirasyon sendromu (Mendelson sendromu) • Gastroözofageal refluks hastalığı • Stres ülseri ve kanama • Karsinoid sendrom • Simetidin’in “antiandrojenik” etkisi nedeniyle over veya adrenal korteks kaynaklı androjenlerin aşırı salgılanmasına bağlı hirsutizmin tedavisinde.

  30. H2 RESEPTÖR ANTAGONİSTLERİNİN YAN ETKİLERİ • Diyare veya konstipasyon • Baş ağrısı, uyuşukluk, yorgunluk, kas ağrısı • Konfüzyon, deliryum, halüsinasyon • Erkekde jinekomasti • Kadında galaktore • Trombositopeni

  31. Etkinlikleri artar İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ Sitokrom p450 • Daha çok simetidin kullanımında ortaya çıkan etkileşimlerdir. Simetidin • Varfarin • Fenitoin • Benzodiazepinler (diazepam ve klordiazepoksid) • Trisiklik antidepresanlar • Teofilin • Karbamazepin • Metronidazol • Kalsiyum kanal blokörleri • Morfin • Kafein • Propranolol -

  32. H2 reseptör antagonistlerinin farmakolojik özelliklerinin kıyaslanması SİMETİDİN RANİTİDİN FAMOTİDİN NİZATİDİN Biyoyararlanım % 80 50 40 > 90 Rölatif potensi 1 5-10 32 5-10 Plazma yarılanma ömrü(s) 1.5-2.3 1.6-2.4 2.5-4 1.1-1.6 Etki süresi (s) 6 8 12 8 Sitokrom P450 aktivitesi 1 0.1 0 0 üzerine rölatif etkisi

  33. ANTİMUSKARİNİK İLAÇLAR • Parietal hücreler üzerindeki muskarinik M3 ve histaminositler ve G hücreleri üzerindeki muskarinik M1 reseptörlerini bloke eden ilaçlardır. • Asid ve pepsin salgısını azaltırlar. • Midenin boşalma süresini uzatırlar ve antispazmolitik etkileri (ağrıyı azaltır) bulunur. • Pirenzepin ve telenzepin gibi M1 reseptörlerini spesifik olarak bloke eden “gastroselektif” ilaçlar klinik üstünlükleri bulunmadığı için günümüzde çok fazla kullanılmazlar.

  34. Gastrik asid salgılanmasını azaltırlar Mukus salgılanmasını artırır SOMATOSTATİN ANALOGLARI (Oktreotid) G hücresi ST (-) Histaminosit SS hücresi ST (-) Paryetal hücre ST (-)

  35. ANTASİD İLAÇLAR • Mide asidini nötralize eden, lokal etkili ilaçlardır. • “Rebound asid salgılanmasına” neden olurlar. Önlemek için mide pH’ı 3-5 arasında tutulmalıdır. • Astrenjan (protein çöktürücü etki) ve Demulsent (ülser yüzeyine yapışma) etkileri vardır. • Ülser nedbeleşmesini hızlandırmak, ağrısını gidermek ve nüksü önlemek amacıyla kullanılırlar • Kullanılan metalin türüne ve sistemik etkilerinin varlığına göre sınıflandırılırlar.

  36. ANTASİD İLAÇLARIN SINIFLANDIRILMASI • Lokal Etkili Antasidler Aluminyum Bileşikleri Magnezyum Bileşikleri Kalsiyum Bileşikleri • Sitemik Etkili Antasidler Sodyum Bikarbonat

  37. ALUMİNYUM BİLEŞİKLERİ • Asid bağlama kapasiteleri ve hızları en düşük olan zayıf antasidlerdir. • Al(OH)3 + 3 HCl AlCl3+ 3 H2O AlCl3 , besinlerdeki fosfatı bağlayarak absorbsiyonunu engeller (Hipofosfatemi). • Böbrek yetmezliğinde gelişebilen “Hiperfosfatemi” ve “nefrolitiyazis” tedavisinde kullanılırlar. • Konstipasyon yapabilirler.

  38. MAGNEZYUM BİLEŞİKLERİ • Asid bağlama kapasiteleri ve hızları daha fazladır. • Şiddetli diyare yapıcı etkileri bulunur. • Böbrek yetmezliği olan hastalarda hipermagnezemi ve buna bağlı SSS’de yan etkiler (çizgili kas felci, depresyon, koma). • Çeşitli Magnezyum Bileşikleri: • Magnezyum oksid ve hidroksid • Magnezyum karbonat • Magnezyum fosfat • Magnezyum trisilikat • Magaldrat • Hidrotalsit

  39. KALSİYUM BİLEŞİKLERİ • Antasid olarak sadece “kalsiyum karbonat” kullanılır. • En ucuz antasid ilaçtır. • Etkisi çabuk başlar ve uzun sürer. • Konstipasyon yapar. • En fazla “rebound asid salgılanmasına” yol açan antasidtir. • Lokal etkili antasidler içinde en fazla absorbe edilen. • Hiperkalsemi, hiperkalsiüri yapabilir.

  40. SODYUM BİKARBONAT • Etkisi en çabuk başlayan, çabuk gelişen fakat kısa süren bir antasiddir. • Sistemik etkilerinin bulunması en önemli sakıncasıdır (metabolik alkaloz ve Na+ yüklenmesi) • Halen diğer antasidlere ufak dozlarda eklenerek kombine şekilde kullanılır. • Sodyum bikarbonat yerine Sodyum sitrat da kullanılabilir.

  41. ANTİASİTLERİNTERAPÖTİK KULLANIMLARI • Peptik ülser • Gastro-özofageal refluks • Zollinger – Ellison sendromu • Stres ülser (akut erozyonlu gastrit) • Ülser kaynaklı mide-duedonum kanamalarında • Asid-aspirasyon (Mendelson) sendromunun proflaksisi • Kronik böbrek yetmezliğinde gelişen hiperfosfateminin tedavisinde

  42. ANTASİDLERİN YAN ETKİLERİ (1) • En sık görülen konstipasyon (Al, Ca) veya diyaredir (Mg) • Rebound asid salgılanması • Sistemik yan etkiler Alkaloz, Sodyum yüklenmesi, Hipofosfatemiye bağlı osteomalazi • Diyaliz hastalarında görülen diyaliz demansı • Böbrek yetmezliği olanlarda SSS’de depresyon ve kas felci

  43. ANTASİDLERİN YAN ETKİLERİ (2) • Süt-alkali (Burnett sendromu) sendromu • Teratojenik etki potansiyeli (Al ve Mg bileşikleri) • Birlikte kullanıldıklarında bazı ilaçların mideden absorbsiyonunu azaltırlar: • Tetrasiklinler • Fluorokinolonlar • Varfarin • Demir bileşikleri • Kinidin • Digoksin • Klorpromazin • İzoniazid

  44. P.Ülser Tedavisinde Amaç • Asit salgılanmasını bloke etmek • Ortamdaki asidi nötralize etmek • Koruyucu tabaka oluşturmak • H.Pylori’yi ortadan kaldırmak

  45. Antasid ST Anti- kolin. H2 res. blok. ST Anti- kolin. PPİ ST

  46. MUKOZADA KORUYUCU TABAKA OLUŞTURAN İLAÇLAR • Sukralfat • Kolloidal Bizmut Bileşikleri • Karbenoksolon Sodyum

  47. SUKRALFAT(Aluminyum Sukroz Sulfat) • Nekrotik ülser tabakasına bağlanarak asid, pepsin ve safraya karşı koruyucu bir tabaka oluşturur. • Safra asitlerini absorbe eder • Endojen prostoglandin sentezini stimüle eder • Daha çok dudenal ülser tedavisinde efektif • Aktif hale geçebilmesi için düşük pH gerekir • Yemeklerden 1 saat önce ve gece yatarken

  48. KOLLOİDAL BİZMUT BİLEŞİKLERİ • Peptik ülser yüzeyindeki proteinli eksuda ile birleşerek koruyucu tabaka oluşturur. • Remisyon daha uzun sürer. • Bakterisid etkisi bulunur. • Yan etkisi: • Nörotoksik bir maddedir, ensefalopati yapabilir • Feçesi ve dili siyaha boyar. • Böbrek yetmezliğinde ve gebelerde kullanılmaz

More Related