1 / 62

HAZIRLAYANLAR

İŞ EĞİTİMİ AKIMI. HAZIRLAYANLAR. 060664037 - DENİZ KEÇELİÖZ 060664025 - LEYLA ŞAHİNER 060664049 - HİCRAN BİNİCİ 060664033 - ŞİRİN YENİOĞLU 060664013 - HALİME SELÇİK. İŞ EĞİTİMİ AKIMI.

nadda
Télécharger la présentation

HAZIRLAYANLAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. İŞ EĞİTİMİ AKIMI HAZIRLAYANLAR 060664037 - DENİZ KEÇELİÖZ 060664025 - LEYLA ŞAHİNER 060664049 - HİCRAN BİNİCİ 060664033 - ŞİRİN YENİOĞLU 060664013 - HALİME SELÇİK

  2. İŞ EĞİTİMİ AKIMI • İş, insan yaşamının önemli unsurlarıdır. İş, aynı zamanda insanın manevi hayatını, rasyonel düşüncesini ve dahi özünü belirler. • Buna rağmen; ‘iş’in bir eğitim ilkesi olarak kabul edilmesi çok sonraları gerçekleşmiştir.

  3. Antik Yunan’da her türlü bedeni iş, kültürle uğraşan ‘hür vatandaşlar’ için ‘‘adi’’ bir şey olarak kabul edilir. Bundan dolayı ‘‘bedeni çalışma’’, kölelerin bir meşguliyeti olarak kabul edilir. • Romalılar için tarım çalışmaları yalnız tarım çalışmasının ifadesi olarak kullanılmaz. • İnsan gücünün yanı sıra kültürde beşeri varlık şekillendirmesinin ve medeniyetin bir sembolü anlamını da taşır.

  4. Orta çağın loncalarında daha farklı bir anlayışla karşımıza çıkan iş, pozitif bir unsur olarak algılanmaya başlanmış, yüksek bir meslek ahlakı ve zümresel bir anlayışla kabul edilmiştir. • Hıristiyanlığa göre baktığımızda; işin hem ağır bir yük hem de ilk günahın sonucu olarak algılandığını görürüz. • Rönesans’ta,YARATICI GÜÇ ve ÇALIŞMA ön plana çıkmıştır. • Aydınlanma Çağı’nda ise daha ileri gidilerek iş, insanın pozitif bir yönü olarak kabul edilmiştir.

  5. İş, insanın alınyazısını belirleyen bir konuma gelmiş biçimiyle karşımıza çıkmaktadır. • ENDÜSTRİLEŞMEDEN SONRA… • İş, bu gün ise halen aynı önemini korumaktadır ve insanların yaşam biçimini, standardını belirlemeye devam etmektedir.

  6. İş’in Eğitimde Uygulanması • İş, Rönesans’tan itibaren sosyal ütopyacılar tarafından eğitime uygulanmak istenmiştir. Bunlardan; * Th. Marus (1478-1535) * Campanella (1568-1639) * Saint-Simon (1760-1825) ön sırada yer alırken K.Marx (1818-1883) bu çizgiyi tamamlar.

  7. Yine, liberal düşünürlerde de iş, Rönesans’tan itibaren bir eğitim ilkesi önem kazanmaktadır. • Liberal düşünürler, eğitimin üretici iş ile birleştirilmesi yönünde temel bir görüş ortaya atmıştır. Bunlardan; * J. A. Komenski (1592-1670) * J. Locke (1632-1704) * J. H. Pestalozzi (1746-1827) başta gelir.

  8. Sosyalist ve liberallerin oluşturduğu ‘iş eğitimi’ görüşüne paralel günümüz iş eğitimini oluşturur ve 2 ana modelde karşımıza çıkar: LİBERALLER »»»İŞ OKULU SOSYALİSTLER »»»ÜRETİM OKULU

  9. Bu iki görüşün ORTAK noktası; iş eğitimini, geleneksel ‘kitap okulu’na karşı birer alternatif olarak ileri sürmeleridir. • Bu ortak görüş dışında 2 ana görüş önemli farklılıklar göstermektedir: LİBERALLER »»»ARAÇ SOSYALİSTLER »»»AMAÇ

  10. İŞ OKULU AKIMI ve GENEL KAREKTERİSTİĞİ • İş okulu akımı, 20. yüzyıldaki eğitim reformları akımları içerisinde en merkezde, en yaygın ve en verimli olanıdır. • Öyle ki, 1900-1933 yıllarında ilkokullar için ideal olarak iş okulları modeli kabul edilir. • ‘‘İş okulu’’kavramında, ‘‘okuma okulu’’ya da ‘‘kitap okulu’’diye nitelendirilen geleneksel okullara alternatif olarak çıkarılan yeni okul taslakları anlaşılır.

  11. Bu okul taslakları kendi aralarında büyük farklılıklar göstermekle birlikte 2 ana noktada önemli görüşe sahiptir: • Çocuğun kendi kendine aktif olmasını gerçekleştirmek • Okullardaverilecek bilgi içeriklerinin hayatın sosyal, politik ve mesleki gereklerinden hareket edilerek belirlenmesi • 1919’lardan itibaren okul programlarına ‘‘iş dersi’’nin konması, iş okulu akımının taleplerinin bir sonucudur.

  12. HUGO GAUDIG (1860-1923) • H.Gaudig kendine özgü bir iş okulu modeli geliştirir. Milli kültür temellerine dayalı bu iş okulunda o , ‘‘serbest zihni faaliyet’’ yoluyla kişi eğitiminin gerçekleştirilmesini düşünür.

  13. G.Kerschensteiner’e karşıt olarak eğitimin merkezi noktasında her türlü mesleğe hazırlayıcı olmak üzere ‘‘devlet vatandaşlığı eğitimi’’ değil, şahsiyet eğitimi yer alır. • Gaudig göre; el işçiliğine dayalı bir yetiştirme çağımıza uygun düşmemektedir. Okul, bir ‘‘işleme’’ ve ‘‘yaşama’’ yuvası olmalıdır. • Milli hayat ve kültür, okulu çevirmelidir.

  14. GEORG KERSCHENSTEINER 1854-1932

  15. GÖRÜŞLERİ • Almanya’nın çağın başlarındaki eğitim reformu hareketlerine yön veren kişilerden biridir. • J.Dewey ile J.H.Pestalozzi’den etkilenmiştir. • Hareket noktasını çağımızda insanların çoğunluğunun bir el işi faaliyetinde bulunması faaliyetinden alır.

  16. Bu yüzden mesleğe hazırlama işini kamu okullarının gerçek bir görevi olarak görür. • Bu amaca yönelik okullarda sadece el işi faaliyetlerine yönelik hazırlayıcı bir iş dersini uygulamaya başlamıştır. • Serbest zihni faaliyeti yaparak öğrenme ile bağıntılı olarak gerçekleştirmeye çalışmıştır.

  17. Çocuktan hareket ilkesinden yola çıkarak iş okulu üzerinden “Devlet Vatandaşlığı Eğitimi”ne ulaşır. • Ona göre devlete bağlı bir zihniyet kazandırmak okulların merkezi meselesini teşkil etmektedir.

  18. O ilkokulların görevini şu üç noktada toplar -meslek seçimine yardım etmek -mesleki çalışmayı ahlakileştirmek -sosyal düzeni ahlakileştirmek • O bunların hepsine birden “Karakter Eğitimi” olarak kabul eder. Her okul için işlikler, mutfaklar, dikiş odaları, vb şeyler istemektedir. Ancak bu suretle zihni yetiler el işi becerileriyle sıkı bir faaliyet içinde gelişmiş olacaktır.

  19. Fakat genel öğretim okullarının bir meslek okulu şekline dönüşmesine karşıdır. • Çağının diğer eğitim reformu akımlarıyla birçok noktada hem fikir değildir. • Mesela çocuktan hareket etmekle beraber, ”çocuğu yetiştirmeye terketmek” görüşünü kabul etmemektedir.

  20. İş okulu akımının öncüsüdür. İş okulu’nun merkezi kavramını teşkil eden iş, birinci planda el işi olmakla beraber, el maharetlerine dayalı saf uygulamalardan ibaret olarak anlaşılmayıp bununla ilgili zihni işlemleri de kapsamaktadır. • İkinci sırada da zihni iş anlamında, saf zihni esasta faal olma anlamını taşımaktadır. • El işi ile zihni zihni işin birleşmeleri Kerschensteiner’in iş okulu modelini canlandırmaktadır.

  21. Ona göre geleneksel okulların en büyük eksikliğini sadece zihni yeteneklerin geliştirilmesine yönelmiş olmasındaki tek yanlılık teşkil eder. • Ona göre okul bir değişim geçirmelidir. Küçük çocukluk devresindeki “tabi” güçlerin şekillendirilmesine aynı şekilde hizmet edebilmesi için okulun bir iş okulu olmasını ister.

  22. Bu iş okulu bir eğitici okul olmalıdır. Her şeyden önce gençlerin karakterini şekillendirmelidir • O eski okulda gençlerin birtakım özellikler kazandığını inkar etmemektedir fakat bunların geliştirilmesine gençlerde bulunan aktif karakter çizgilerinin gelişemediğini söyler. • İş okulu ona göre karakter eğitimini destekleyen bir okuldur.

  23. İşin eğitici fonksiyonları: • 1) KENDİLİĞİNDEN FAALİYET • İşin eğitici yönde başta gelen fonksiyonu,çocukların kendiliğinden faal ve yapıcı olmasıdır. • Böylece insan duyguları, tasarımları, düşüncesi, iç tepkileri bir bütün olarak faaliyete geçirilir.

  24. 2) YAŞANTI BİLGİSİ • Kendiliğinden faal olmanın gerçekleşmesi halinde çocuğa kazandırılan bilgiler dışında belirli tarzdan kavrayış,görüş ve bilgi kazandırdığını belirtir. • John Dewey’e bağlı olarak “yaşantı bilgisi” olarak tanımlar.

  25. 3) İŞ ERDEMLERİ Ona göre iş okulu ahlaki yönden şekillendirir İyi bir iş belirli iş erdemlerini talep eder. Bunlar iyi bir işin ön şartlarıdır aynı zamanda iyi bir iş okuluyla desteklenmelidir. “Karakter Kavramı ve Karakter Eğitimi” adlı eserinde karakterin dört ana gücü vardır: • İrade gücü • Hüküm verme gücü • İnce duygululuk • Araştırıcılık yetileri

  26. 4) GÜÇLÜKLERİ AŞMA • Yeteneklerin açılıp geliştirilmesinde işin önemini ve gerçek işin insanı zorlasında görür • Güçlüklerin aşılması yoluyla da yetenekler açılıp gelişir

  27. 5) OBJEKTİFLİK • Kerschensteiner, işin bir diğer eğitici motifini, “ben”in geri plana çekilerek her şeyin objeye göre düzenlenmesinde görür. • Ona göre objektiflik aynı zamanda ahlaklılıktır

  28. 6) GRUP İÇİNDE ÇALIŞMA • İş demek daima bir grup içinde çalışmak demektir • Sosyal erdemler ancak grup içinde gelişir • Grup içinde çalışma “devlet vatandaşlığı eğitimine“ ulaştırır

  29. JOHN DEWEY 1859-1952

  30. GÖRÜŞLERİ • J.Dewey, ABD’nin ünlü filozofu ve eğitim reformcusudur. • Pragmatizm akımına bağlıdır. • Bu felsefi akım düşüncenin ön şartı ve amacı olarak “faaliyet”i esas alır. • Dewey, düşünceyi aslında somut hayat alanlarına bağlı olarak görmekte ve böylece de onu, hayatın vazifeleri ve problemlerinin üstesinden gelebilecek bir vasıta olarak kabul etmektedir.

  31. Dewey’e göre eğitim, hayatta kullanılabilecek şekle uygun düşmek üzere, düşüncenin geliştirilmesidir. • Ona göre düşünce faaliyeti beraberinde getiren “yaşantı”dan meydana gelir. • Düşünceler soyut anlama yoluyla kavranılmaz aksine faal haldeyken öğrenilir.

  32. Bu nedenle gençler ancak faal haldeyken öğrenebilir. • Dewey bundan “yaparak öğrenme” ilkesini çıkarır. • Ancak gençler “eski okul”da pasif kalmaya mecbur edilmişlerdir. • Çocuk henüz mükemmelleşmemiş bir yetişkin olarak kabul edilmiştir

  33. Dewey, çocuğun kendi değerinin verilmesini talep eder. • Dewey’e göre okul, sosyal hayatı devamını sağlamaya yönelmiş bulunan bir organdır. • Okul’un her türlü eşyası öğrencilerin yalnızca dinlemesi, yani pasif olarak öğrenmesi esasına göre düzenlenmiştir.

  34. Hazır bir program okul işletmesinin merkezini tekil etmektedir. • Halbuki “yeni okul”da çocuk eğitimle ilgili her türlü teferruatın merkezinde olmalıdır. • Bu aynı zamanda öğretimin laboratuarlar, atölyelere hatta mutfaklara ayrılması demektir.

  35. Fakat Dewey’in tasarladığı bu aktif okul bir meslek okulu olarak algılanmamalıdır. • Bu okulda amaç bilginin aktif olarak kazanılmasıdır. • Öğrenmek ancak “iş” ile yani “yaparak” mümkünse çocuğun canlı yaşantısı olarak buna katılması gerekir.

  36. Yani Dewey, “geleceğin okulları”nı bir “iş cemaati” olarak tasarlamaktadır. Bütün öğrencilerin aynı vazifeleri öğrenmek zorunda kaldıkları pasif okulda cemaat hayatı engellenmektedir. • Pasif okulda her öğrenci kendi başına ferdi esasta öğrenmek zorundaydı. Ancak aktif okul’da ortak bir vazife çözmek ve herkesin buna katılması söz konusudur.

  37. Dewey’in tasarımına göre okul “küçük boyutlar içinde bir cemiyet” halini almaktadır. Böylece eğitim sosyal bir nitelik kazanmaktadır. • Dewey’in sosyal görüşleri demokrasi idealinde kök salmıştır. • Onun tüm felsefesi ve “iş okulu”da bir demokrasi idealine dayanmaktadır.

  38. Dewey, okulların küçük bir azınlığa hizmet etmek yerine çoğunluğa hizmet edecek bir yapıya dönüştürülmesini ister. • Onun içindir ki Dewey’in eğitim politikası, eğitimde “kalite”yi değil “kantiye”yi esas alan bir “kütle okulu” modeline uygun düşmektedir.

  39. WILLIAM HEARD KILPATRICK 1871-1965

  40. PROJE METODU • Proje Metodunun temelinde, John Dewey‘nin öğrencilerin kendi kendilerine problem çözmeyi öğrenmeleri fikri yatmaktadır. • Proje, bir hayat probleminin araştırılıp öğrenilmesi için bir plândır.

  41. Problemin çözümü için gerekirse bütün bilimler bir araya getirilir; pratik sonuçlara ulaşılır. • Hayattaki çeşitli problemleri projeler geliştirerek çözen öğrenci, bilgi işlemeyi, kendi kendine çalışma ve düşünme metodlarını geliştirir.

  42. GÖRÜŞLERİ • W.H.Kilpatrick’in geliştirdiği ‘‘Proje-Metodu’’, çağımızdaki eğitim reformcuları ve özellikle de ‘‘İş okulu’’ akımı üzerinde önemli bir etkide bulunmuştur. • Ona göre çocuk, hayatı projeler içinde çalışarak öğrenir.

  43. Projeleri genellikle öğrenciler yapar; ama bazen öğretmenlerin verdiği projeler de olabilir. • Bazı projeler küçüktür, bir günde biter; bazıları ise büyüktür ve haftalar boyu sürebilir. • Bazı projeleri öğrenciler tek başlarına bireysel olarak yapar, bazılarını da gruplar halinde yaparlar. • Bütün okulun üzerinde çalıştığı büyük projeler de olabilir.

  44. Çocuk, projeleri hem seçip hazırlarken hem de yaparken öğretmeninden yardım alır. • Hattâ proje seçim ve işlenmesinde ailelerden de kontrollü olarak yardım alınmalıdır. Her projenin genel değerlendirmesinin yapıldığı büyük toplantılar da yapılır.

  45. Kilpatrick, içinde daha çok öğretmenin aktif olduğu ‘‘öğrenme okulu’’ ya da ‘‘kitap okulu’’na karşı çıkmakta ve derslerin öğrenciler tarafından planlanıp ve organize edildiği, ‘‘projeler’’ yoluyla yapılacak bir öğretim sistemini savunmaktadır.

  46. Ona göre, ancak bu yolladır ki, öğrencilerin ilgileri, aktiflikleri, sorumluluk şuurları ve müstakil hareket etme yetenekleri geliştirebilmiş olur. • Bu, geleneksel branş sınıflandırması ile ders konuları sınıflandırmalarını aşmakta, hem öğrencilerin kendi hayat alanlarında ve hem de daha sonraki meslekî ve toplumsal hayatın isteklerine cevap verebilecek öğretim birimleri yaratmak amacını gütmektedir.

  47. ‘‘Proje metodu’’nda, gençlerin kendi eğilimlerine uygun düşecek tarzda büyük bir teşebbüsü planlaması ve buna aktif olarak katılması, onların yeteneklerinin geliştirilmesinin en iyi vasıtasını teşkil eder.

  48. Bunda herkes için ayrı ayrı uygun düşen görevler tespit edilir, bir amaç belirlenir ve bütün güç ve yetenekler ortaklaşa olarak seferber edilir. Bu yolla, esas problem çözülür ve amaca ulaşılır. • Bu şekilde sağlanan öğrenme, ferdî esasta yapılan öğretimden daha fazla bir gayret ve başarı sağlar.

  49. Projeler geniş kapsamlı olmalı, önemli ve enteresan olmalıdır ki, bu sayede bir ilgi ve merak doğurmuş olsun. • Meselâ ‘‘Bir kayık yapma’’, ‘‘Blok ev yapma’’, ‘‘Okul gazetesi çıkarma’’… v.b. gibi projeler işlenir. Ayni şekilde ‘‘Tifüs’e karşı savaş’’, ‘‘Neden kırağı yağar?’’…v.b. gibi ilmî konuları işleyen projeler de olabilir.

  50. Böyle bir aktif öğretim metodu, çocukların yalnızca ferdî ilgi ve kabiliyetlerine cevap vermekle kalmaz, aynı zamanda da onların ahlâkî güçlerini geliştirir ve ortak teşebbüslere girişmek sonucunda, da onlarda özellikle içtimaî erdemleri geliştirir.

More Related