1 / 13

Malign Plevral Effüzyonlarda Cerrahi Konsept Hazırlayan: Dr. Necmi Küçükyağcı

Malign Plevral Effüzyonlarda Cerrahi Konsept Hazırlayan: Dr. Necmi Küçükyağcı. Malign Plevral Efüzyonların nedeni*. Tümör n Yüzde ----------------------------------------------------------------------------

Télécharger la présentation

Malign Plevral Effüzyonlarda Cerrahi Konsept Hazırlayan: Dr. Necmi Küçükyağcı

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Malign Plevral Effüzyonlarda Cerrahi KonseptHazırlayan: Dr. Necmi Küçükyağcı

  2. Malign Plevral Efüzyonların nedeni* Tümör n Yüzde ---------------------------------------------------------------------------- Akciğer 641 36 Meme 449 25 Lenfoma 187 10 Over 188 5 Mide 142 2 Bilinmeyen primer 129 7 *N= 9 Seriden toplanan toplam 1783 hastada dökümentasyon ------------------------------------------------------------------------

  3. Malign plevral effüzyon dispneye ve öksürüğe yolaçar,solunum fonksiyonunu ve yaşam kalitesini düşürür. Parietal plevra, kot yada göğüs duvarı tutulumu sebebiyle göğüs ağrısı sıklıkla mevcuttur. • Optimal tedavinin seçimi kazanç oranının ve tedavinin olası risklerinin dikkatli değerlendirilmesini gerektirir. • Tedavinin amacı dispnenin kontrolü ve ortadan kaldırılması ve effüzyonun rekürrensini önlemek amacıyla intraplevral boşluğun oblitere edilmesidir. • Tedavi seçenekleri;kemoterapi, radyoterapi, aralıklı drenajla kateter uygulamaları, sklerozan ajanların intraplevral instillasyonu ( plörodezis), plöroperitoneal şant ve plörektomiyi kapsar.

  4. Plevral kavitenin basit drenajı effektiv değildir ve hastaların % 90 da 30 gün içerisinde effüzyon tekrarlar. • Tekrar edilen torasentezlerde ise plevral sıvının lokülasyonu, iatrojenik pnömotoraks ve kontaminasyon sonucu ampiem gelişme ihtimali vardır. ( Böhle AS, Kurdow R, Dtsch Med Wsch. 1999) • Tüp torakostomi plevral boşluğu drene ederse de tüpün sonlandırılmasından sonra hastaların % 80 de 30 gün içerisinde effüzyon tekrarlar. ( Danby CA, Adebonojo SA, Chest. 1998)

  5. İntraplevral Sklerozan Ajan Kullanımı ( Plörodezis) • Bu amaçla Tetrasiklinler ( Minosiklin yada Doksisiklin), Talk, Corynebacterium parvum (yalnızca Avrupada) ve Bleomisin kullanılmaktadır. • Tanı konduktan sonra erken plörodezis yapılması önerilmektedir.( Maren Schulze, Arnd S. Ann Thorac Surg 2002) • Hastaların çoğunde en az morbiditeyle effüzyonun kontrolü sklerozan ajanların instillasyonuyla sağlanır. ( Heffner JE,Niertert PJ, Chest.2000) • Akciğerin full ekspansiyonu sağlanamazsa faydalı olmaz.( Ana bronşta obstrüksiyonla atelektazi yada trapped lung.) • Beklenen sağkalım süresi birkaç ay, hasta debil değil ve plevral sıvı pH sı 7.2- 7.3 ise plörodezis iyi bir seçenektir. Bu sınırda olmayan effüzyonlarda hem sağkalım hem de tetrasiklin ve talk plörodezise cevap düşüktür. • pH < 7.28 , glukoz < 72 mg/ dl, serum LDH > 146 U olması başarı sansını düşürür. ( Heffner JE, Niertert PJ, Chest, 2000)

  6. En yüksek başarı oranı talk iledir( %93), bunu tetrasiklin ( % 68) ve bleomisin ( % 54) takip eder. ( Walker-Renard ve arkadaşları 1993.) • Öncelikle göğüs tüpü ile plevral boşluk olabildiğince komplet drene edilmelidir.Massiv effüzyonun varlığında unilateral reekspansiyon ödeminden kaçınmak için drenaj yavaş yapılmalıdır. • Uygulamadan sonra drenaj azalmazsa işlem tekrarlanmalıdır. • Uygun hasta seçimi ve prosedürün doğru uygulanmasıyla talk pudraj veya instillasyon yoluyla vakaların % 90 da başarı sağlanır. • Başarısızlık( sıvının rekürrensi ve dispne gelişmesi) oranı % 10-40 arasında bildirilmiştir.(Sahn SA. Clin Chest Med1985) • Talk kullanımı sonrası viseral plevranın extensiv sklerozu soncu restriktiv ventilasyon defekti gelişmesi doz bağımlı bir fenomendir ve 4 g veya altındaki dozlarda nadiren görülür.( Weissberg D, Ben-Zeev I, J Thorac Cardiovasc Surg, 1993) • Cost effektivitesi en fazla olan metoddur

  7. Torakoskopi ;plevral yüzeylerin optimal preparasyonunu, tüm sıvının komplet ortadan kaldırılmasını,akciğer ekspansiyonunun doğrulanmasını ve vizüel kontrol altında talkın homojen dağılımını sağlar, komplet plörodezis şansını maksimize eder • VATS güvenli bir prosedürdür, operativ mortalite 1350 hastalık bir seride % 0.1 idi.(Keller SM, Current and future therapy for malignant pleural effusion. Chest, 1993) • Ancak beklenen sağkalımı kısa ve debil hastalarda yüksek morbiditeye yolaçar.

  8. Plörodezis prosedürü • İntravenöz narkotik ve midazolam ver. • Minosiklin ( 300 mg) yada Doksisiklin ( 500 mg) 50 cc salin içerisinde instile edilir. • Veya talk ( 2- 5 g) 100 ml salin içerisinde instile edilir. • Göğüs tüpü vasıtasıyla uygulanırlar ve tüp 1 saat klempli kalır. Hasta pozisyone edilir. • Göğüs tüpü negatif sisteme bağlanır.( - 20 cmH2O) • Drenaj 100 cc nin altına düştüğünde dren sonlandırılır. • Tetrasiklin uygulamasında pozisyone etmeye gerek yoktur.

  9. Yan Tesir ve Komplikasyonlar • Talk uygulamasında ağrı belli-belirsizden ağıra kadar değişebilir. Ateş ise % 16-69 oranında bildirilmiştir.Genellikle instillasyondan 4-12 saat sonra başlar ve en geç 72 saate kadar sürebilir. • Korkulan bir komplikasyon ise respiratuar yetmezliktir.(% 9) (ARDS).( Rehse DH, Aye RW,Respiratory failure after talc pleurodesis, Am J Surg, 1999). Diğer bir çalışmada bu oran % 1,3 olarak bildirilmiştir. ( Jose C, Francisco S , Chest, 2001) • Plörodezis sonrası akut respiratuar yetmezliğin diğer olası sebepleri re-ekspansiyon pulmoner ödemi, aşırı premedikasyon, ağır komorbid hastalık, steril olmayan talkdan kaynaklanan sepsis olarak bildirilmiştir.( Sahn SA, Management of malignant pleural effusionsi Monaldi Arch Chest Dis, 2001) • İntraplevral talk uygulaması sonrası ARDS gelişiminin patogenezi bilinmiyor.En sık kullanılan teori talkın sistemik sirkülasyona girmesidir. • Her nekadar talk uygulamasında partikül boyutu ve doz önemli gözüksede ( 10 g yada daha fazla) uygulama şeklinin rolü konusunda şüpheler vardır.(Respiratuar yetmezlik açısından) • Diğer komplikasyonlar ampiem, aritmi ve pnömonitisdir. • Tetrasiklinde de en sık görülen yan tesirler ağrı ve ateşdir.

  10. Tedaviden 30 gün sonra efüzyonun tekrar etme oranı --------------------------------------------------------------- İşlem % --------------------------------------------------------------- Torasentez 98 Torakostomi 85 Tetrasiklin 50 Bleomisin 35 Kinakrin 20 Talc uygulama 10 Effective Treatment of Malignant Pleural Effusion by Minimal Invasive Thoracic Surgery: Thoracoscopic Talc Pleurodesis and Pleuroperitoneal Shunts in 101 Patients Ann Thorac Surg 2001; 71: 1809-12

  11. Plevral abrazyon ve Plörektomi • Plevral boşluğun oblitere edilmesi ve effüzyonun kontrol edilmesinde daima effektivdir. • Plörektomi majör bir cerrahi prosedürdür ve morbidite ve mortalite gözönünde tutulmalıdır.(Martini ve ark. 1975 ve Rfy and Khandekar 1995) . • Genel kondisyonu iyi olan ve uzun bir sağkalım (en az 6 ay) beklenen; sklerozan ajan kullanımı başarısız olan yada trapped lung’lı hastalarda kullanılmalıdır. • Tanısı konamamış effüzyon sebebiyle torakotomi uygulanan ve malignansi tesbit edilen hastaların çoğunda talk pudrajla birlikte veya olmaksızın plevral abrazyon yada plörektomi uygulanmalıdır. • En iyi sonuçlar meme kanseri ve melanom olgularında elde edilir.Akc ca olgularında sonuçlar sıklıkla kötüdür. • Komplikasyonlar sıktır ( % 23) ve mortalite oranları da önemli derecede yüksektir ( % 10-18)

  12. Plörektomi tekniği • PL torakotomi insizyonu yapılır ve toraksa giriş için 5 veya 6. İKA tercih edilir. • Toraks ekartörü yerleştirmeden önce parietal plevra ve ekstratorasik fasya arasında ekstraplevral disseksiyon uygulanır ve tümörün yerleşimine göre disseksiyon ilerletilir. • Mediastinal yüzeye ulaşıldığında; frenik sinir, rekürren laringeal sinir ,sempatik sinirler yada stellat gangliona yada vasküler yapılara zarar vermemek için dikkatli olunmalıdır. • Kostofrenik sulkusta göğüs duvarının diafragmatik bağlantı kısmının çıkarılmamasına dikkat edilmelidir, çünkü gereksizdir ve sıklıkla imkansızdır. • Mediastinal plevranın perikardiumdan disseksiyonu zordur ve frenik sinir bölgesinde bu girişimden kaçınılmalıdır. • Akciğer fibrin dokusu nedeniyle ekpanse olamıyorsa dekortikasyon gereklidir.

  13. Plöroperitoneal şant • Semptomatik ve plörodezis uygulanamayan olgularda bir diğer seçenektir. • Akciğeri ekspanse olmayan, solunum parametreleri kısıtlı, genel kondisyon ve sağkalım sebebiyle plörodezis-plörektomi düşünülmeyen olgularda tercih edilir. • Akciğerin ventile olmasına olanak tanır, müköz retansiyon, atelektazi ve pnömoniyi önler. • Tümör hücrelerinin peritoneal kaviteye yayılma riski vardır.( Petrou M, Goldstraw P, Chest, 1995) • Dikkatli seçilmiş olguların % 80- 90 da palyasyon sağlanır. • Kateterin tıkanması sebebiyle şant yetmezliği majör problemdir. Bu durumda işlem tekrarlanmalıdır. • Hasta veya yakınlarıyla sıkı bir kooperasyon gereklidir çünkü kateter pompası her 4 saatte bir 25 kez pompalanmalıdır.

More Related