1 / 41

DİVAN EDEBİYATI

DİVAN EDEBİYATI. DİVAN EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ VE KURALLARI DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ DİVAN EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI DİVAN ŞİİRİNDEKİ KELİMELER VE MANZUMLAR. DİVAN EDEBİYATI.

axel
Télécharger la présentation

DİVAN EDEBİYATI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. DİVAN EDEBİYATI • DİVAN EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ VE KURALLARI • DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ • DİVAN EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI • DİVAN ŞİİRİNDEKİ KELİMELER VE MANZUMLAR

  2. DİVAN EDEBİYATI • Türklerin Müslümanlığı kabul etmelerin- den sonra İslam medeniyetin ilim, inanç ve kuralları etkisinde Arap Fars edebiyatının estetik kaideleri kurulmuş edebiyata denir. Özelliklere Anadolu’da yaygınlaşan bu ede biyat “İslami Saray Edebiyatı, Enderun Ede biyatı, Havas Ede biyatı, Klasik Edebiyat, Eski Edebiyat”

  3. gibi sözünün kavramlarla anılır. “Divan Edebiyatı” 1900’den sonra ortaya çıktığı sanılmaktadır. Ve ilk defa kimin tarafından kullanıldığı bilinmemektedir. Bu adlandırış şairlerin manzumelerini topladıkları eserlere “Divan” denilmesinden dolayıdır.

  4. Konusu, dili, işleyiş ve anlatış biçimi ile dünyaya ve insana bakış açısı ile Arap ve İ- ran Edebiyatının damgasını taşır. Düz yazı- • dan çok şiir egemendir. Adını şairlerin şiir- lerini divan adlı kitapta toplamasından al - • mıştır.

  5. DİVAN EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ • Dili Türkçe, Arapça, Farsça karışımı Osman • lıcadır. • Nazım birimi iki mısradan oluşan bir beyit- • tir. Konu bütünlüğü yoktur, parça bütünlüğü • vardır. • Şiirlerinde ölçü olarak aruz ölçüsü kullanı- • mıştır.

  6. Söyleyiş ve anlatım süslüdür. “Sanat için sa nat” anlayışına uygun bir söyleyiş vardır. Mecazlar manzumlar edebi sanatlar ve tam-lamalarla sanat yapma kaygısı ağır basar. Anlatılan şey değil anlatılış biçimi ön plan -dadır.

  7. Klişeleşmiş bir edebiyattır. Duygu ve düşünceler “Manzum” denilen değişmez sözlerle anlatılır. • Şairler gerçeklerden ve doğadan kopmuştur. Şarap sevgi doğa din ve tasavvufi konular gerçeklerden farklı olarak soyut bir şekilde

  8. ele alınmıştır. • Saray ve çevresine hitap eden medrese kültü • rünün hakim olduğu aydın zümre edebiyatı- dır. Toplumcu değil ferdidir. Ulusal olma - • yıp dinin etkisinde şekillenmiştir. • Şairler yeni konular yeni anlayışlar içerisine

  9. girmemişler. Birbirlerini taklit etmişlerdir. • Daha güzel yazmak için yarışmışlardır. • Şiirlerin konuyu içeren başlıkları olmadığı • için nazım birimlerine göre adlandırılmıştır. • Nesirde sanat yapma amacı ön plandadır . Teskereciler (Biyografiler), münşeatlar

  10. (mektuplar), tarihler, Muhammediyeler (si- • yer ve hilyeler), risaleler, ruznameler, sür - nameler (büyük düğünler), gazavatnameler • (zafernameler), seyahatnameler, sefaretna- meler ve dini eserler en önemli nesir eserle- • ridir.

  11. DİVAN EDEBİYATINDA KURALLAR • Divan Edebiyatının bazı ortak kalıplarının başında aşık maşuk ve aşk üçgeni gelir. Bun lara bazen rakipte eklenebilir. Bu şiirde aşk esastır. Gerek ilahi ve gerekse beşeri aşkı an dıran platonik aşk, hemen birçok beytin esa- sını oluşturur. Yani divan şairi daima aşıktır

  12. Sevilen ise her zaman vefasız ve cefakardır. Üstelik aşığın rakipleri de vardır. Sevilen tek seven yüzlercedir. Söz konusu olan aşk asla ilacı bulunmayan bir derttir. Gerçi bu- na dert de denmez. Çünkü divan şairi bu du-rumdan mutlu olur. Bu derdin çaresi yine

  13. derdin kendisidir. Dolayısı ile tabibin yapa- cağı bir şey yoktur. • Sevilen ay parçasıdır. Zaman zaman güneş- tir. Boyu Tuba ağacı yahut selvi saçları süm bül veya misktir. Yanakları gül yada laleyi andırır.Gözleri rengi gibi baygın bakar.

  14. kaşları yay, kirpikleri oktur. Gamzesi kılıç ve hançer olup aşığın bağrına saplanır. Dudak- lar hokka yahut mücevher kutusudur. Dişler ise bu kutu içindeki incilerdir. Yine dudak bir nokta kadar küçük bazen hiç yoktur. Bu dudak ab-ı hayat bağışlar.

  15. Ondan bir kere içen bir daha ölmez; ama içebilen olmamıştır. Çünkü o daima nazla- nır. Vaad eder ama sözünde durmaz. • Divan Edebiyatı şiir ağırlıklı bir edebiyattır. Ancak bu düzyazı alanında eser verilmedi- ğini göstermez. Bu edebiyatta düzyazı

  16. süslü ve yalın biçimlerde kendisini gösterir. Yüksek düzeydeki bir ilmi felsefi dini edebi eser ile mektup ve yazışmalarda süslü nesir hakim ise de pek az yazar dışında bu tür ya- zılara fazla önem veren olmamıştır. Çoğu tercüme yada adapte olan düzyazı

  17. eserlerinin büyük çoğunluğu öretici aydın- latıcı ve yol gösterici özelliklere sahiptir. Noktalama işaretlerinin olmadığı bu nesir- lerin birkaçı fazla süslü ve sanatkarane ise de genelde halkın okuyup anlayabileceği bir dil yapısına sahiptirler.

  18. DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ • A- Beyit esasına dayalı nazım şekilleri : • 1- Gazel • 2- Kaside • 3- Mesnevi • 4- Kıt’a

  19. 6- Nazire • 7- Mülemma • B- Bend esasına dayalı nazım şekilleri • 1- Rubai • 2- Tuyuğ

  20. 3- Murabba • 4- Şarkı • 5- Muhammes • 6- Terci- i bend • 7- Terkip- i bend

  21. DİVAN EDEBİYATI ŞAİR VE YAZARLARI • 13. Yüzyıl = Hoca Dehhani, Ahmet Fakih • Şeyyad Hamza, Sultan Veled, • 14. Yüzyıl = Kadı Burhaneddin, Aşık Paşa, Seyyid Nesimi, Gülşehri • 15. Yüzyıl = Fuzuli, Baki, Bağdatlı Ruhi, Zati, Hayali, Taşlıcalı Yahya

  22. 17. Yüzyıl = Nefi, Nabi, Şeyhülislam Yahya, Naili, Neşati, Nergisi, Veysi, Evliya Çelebi • 18. Yüzyıl = Nedim, Şeyh Galip, En- derunlu Fasıl, Süruri, Koca Ragıb Paşa • 19. Yüzyıl = Enderunlu Vasıf, İzzet Molla, Akif Paşa, Leskofçalı Galip

  23. DİVAN ŞİİRİNDEKİ KELİMELER VE MANZMLAR • A • Arasat = Mahşer yeri. Cennet ve cehen- nem haricinde kalan ahiret yurdu. Edebiyat- ta mahşer, hesap günü kıyamet ve deliler mefhumları ile birlikte kullanılır. • Arus = Gelin. Çok zaman süs ziynet güz- ellik güzelleşme ve ayna gibi kelimelerle

  24. Bir arada kullanılır. Sevgilinin güzelliği ge- line benzetilir. Çünkü gelin bir güzellik tim- salidir. • Asel = Bal. Cennette dört ırmaktan biri. Divan edebiyatındaki sevgilinin dudağı bal ile birlikte kullanılır. Ayrıca güzel sözlerde

  25. bala teşbih edilir. Kelimenin “şehd” şekli daha çok kullanılır. • Ases = Gece devriye gezen bekçi. Edebi- yatta sevgilinin gece renkli saçları ve suç iş- lemiş olan gönül ile birlikte kullanılır. Sev- gilinin güzelliği ases görevini yürütür. Aşığı tutsak eder.

  26. Aşikar = Koyu kırmızı doru at • B • Bad = Rüzgar, yel • Basar = Göz • Batt = Sürahi, içki kabı olarak kullanılır. • C • Cahim = Cehennem

  27. Carub = Süpürge. Divan edebiyatında saç çokluğu karışıklığı baştan ayağa salınışı ile bazen süpürgeye benzetilir. • Cebin = Alın • Cuy = Nehir akarsu ırmak. Divan edebiyat ındaki aşığın gözyaşı ile ilgisi vardır.

  28. D • Dam = Tuzak, ağ. Sevgilinin saçları kıv- rımları ile şairin gönül kuşuna bir tuzak ve benddir. • Den-dan = Diş. Sevgilinin dudakları kutu dişi ise incidir.

  29. E • Evrat = Okunması adet olan dini dualar • F • Fahr = Övünme, övünç. Tasavvufta derviş lerin giydikleri başlıklara denir. • Fülfül = Karabiber. Edebiyatta sevgilinin beni yerine kullanılır.Yıldız olarak da kulla nılır.

  30. G • Gulam = Kul, köle, esir, bende • Guş = Kulak. Divan şiirinde şekil yönün- den güle benzer. Bazen de kadehe benzer. • Gül- bang = Gül sesi bülbül şakıması • H • Hadd = Yanak. Sevgilinin yanağı aşığın

  31. baktığı ve daima bakmak istediği yerdir. Gülün yapraklarının dökülmesi sevgilinin yanağını kıskandığı içindir. • Hal = Ben. Dudak şeker olunca ben de bu şekere konan bir sinek olur. • Halved = Yalnız tenha kalmak. Tasavvuf- ta dünyadan el çekip maddi alakalardan

  32. kurtularak Allah’la baş başa kalmaktır. Di- van şiirinde aşık halvete girince sevgilinin yanağı ve kaşlarının zikrini yapar. • İ • İtikaf = Bir yere kapanıp ibadetle meşgul olma • K • Kaknus = Rüzgar estikçe çok delikli

  33. gagalarından çeşit çeşit sesler çıkan gayet büyük efsanevi bir kuştur. • Kef = Köpük avuç içi “kef geçmek” takatı kesilmek anlamındadır. Tevriyeli kullanılır. • Kuhl = Sürme. Sevgilinin ayağının yolun- un ve eşiğinin toprağı aşık için kuhldur.

  34. L • Licam = Gem, hayvanın ağzına kullanılan ip • Lika = Yüz, çehre, didar • M • Menekşe = Divan şiirinde kokusu, koyu rengi, boyunun eğriliği şekil yapısıyla anıl- mıştır.

  35. Sevgilinin beni menekşeye benzer. Demet demet olup pazarda satılmasıyla saçı andırır • Muğ = Ateşe tapan meyhaneye sürekli gid en kişidir. Çoğulu mugandır. • Muhib = Seven, sevgi besleyen dost. Tas- avvufta bir tarikata yeni girmiş kişiye denir.

  36. N • Nesim = Hafif rüzgar. Divan şiirinde sev- gilinin kokusunu taşımaktadır. • Nihal = Sürgün taze ve düzgün fidan. Di- van şiirinde sevgilinin boyu ve endamı düz- gün oluşuyla nihale benzetilir.

  37. P • Palaheng = Dizgin yular. Divan şiirinde ta savvufta Allah’a bağlanmaya sebep olan şey • Piyale = Divan şiirinde içi şarap dolu kadeh yerine çok sık kullanılır. Sevgilinin dudağı ve ağzı içilmeye hazır bir piyale olarak düşünülür.

  38. R • Ravza = Yeşilliği bol olan ve içi ferahlat- an bahçe bağ • Remil = Kum. Gaibten haber veren bir ne- vi fal • S • Sanavber = Çam fıstığı ağacı. Servi ve şimşad gibi sevgilinin boyuna benzer.

  39. Sifal = İçki çanağı. Divan şiirinde ölen ki şilerin kafası sifal olarak kullanılır. • Süveyda = Kalbin ortasında bulunan kara benek. Rivayete göre kalbin ortasında gönül gönlün içinde süveyda varmış. • Ş • Şane = Tarak. Sevgilinin saçında yer

  40. edinmiş olan gönüllerin dökülmesine neden olur. • Şemşir = Kılıç • T • Tabl = Davul • V • Verd = Gül

  41. Vird = Dualar ve zikirler • Y • Yemm = Deniz • Z • Zaferan = Safran, açık sarı bir eczadır. Rengi dolayısıyla çok sık anılır. • Zülfekar = Yarısından itibaren ve ucu çatallaşan bir çeşit kılıç.

More Related