1 / 84

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

ÇOMÜ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ DOKTORA PROGRAMI. TÜRK EĞİTİM TARİHİ. “OSMANLILARDA EĞİTİM” ÖĞRETİM ÜYESİ: Yrd. Doç Dr. Selçuk UYGUN HAZIRLAYAN: Derya SARIDAŞ. OSMANLILAR.

chase
Télécharger la présentation

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ÇOMÜ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ DOKTORA PROGRAMI TÜRK EĞİTİM TARİHİ “OSMANLILARDA EĞİTİM” ÖĞRETİM ÜYESİ: Yrd. Doç Dr. Selçuk UYGUN HAZIRLAYAN: Derya SARIDAŞ

  2. OSMANLILAR Oğuzların Kayı boyundan bir Türk topluluğunun 1230 yıllarında Söğüt ve Bilecik yörelerine yerleşmesiyle Osmanoğulları beyliği kurulmuştur. Kurucusu Osman Bey olup 1299’da bağımsızlığını ilan etmiştir. ERTUĞRUL GAZİ - Aşiret OSMAN GAZİ - Kurucu, Beylik ORHAN GAZİ - Devlete geçiş I.MURAT - Tam devlet I.MEHMET - İkinci kurucu II.MEHMET - İmparatorluk KANUNİ -Avrupa ve Asya'ya yayılan en uygar en güçlü devlet

  3. OSMANLILARIN MENŞEİ

  4. OSMANLI BEYLİĞİNİN BÜYÜME NEDENLERİ 1. Anadolu’nun Durumu: Kösedağ Savaşından sonra Anadolu Türk birliği bozulmuş, çok sayıda beylik kurulmuştur. XIII.yy sonlarına doğru İlhanlıların Anadolu’daki baskısı azalmıştır. Beylikler arasında mücadeleler vardır. 2. Bizans’ın Durumu: Sık sık taht kavgaları olmaktadır. Tekfurlar merkezi dinlememekte ve kendi aralarında mücadele etmektedir. Güçsüz olan ordusunu da Balkanlardan gelebilecek Sırp ve Bulgar saldırıları için kullanmaktadır.

  5. 3.Balkanlar’ın Durumu: Merkezi otorite bulunmamakta. En güçlüleri SIRP ve BULGAR krallıkları olmak üzere, Eflak, Boğdan, Bosna-Hersek gibi küçük prenslikler vardır. Ayrıca Katolik MACAR saldırılarına uğruyorlardı. 4.Osmanlının kurulduğu coğrafi konum. 5.Bizans sınırında bulunması. 6.Tekfurlar arası mücadelelerden istifade etmeleri. 7.Beylikler arası mücadelelere girmemeleri. 8.Sürekli cihat ile uğraşmaları. 9.Türkmenlerin sempatisini kazanmaları ve sürekli göçlerle beslenmeleri.

  6. OSMANLILARDA GENEL OLARAK EĞİTİMİN ÖZELLİKLERİ 1. Medreseler güçlü eğitim kurumları haline gelmişlerdir. Osmanlı dönemi tamamen bir medrese dönemi olarak da nitelendirilebilir. 2. Azınlık çocuklarının üst düzeyde yönetici yetiştirildikleri Enderun adında önemli bir eğitim kurumu vardır. 3. İlköğretim 19.yüzyılın sonlarına kadar basit düzeyde kalmıştır. 4. Osmanlının son dönemlerine kadar ilkokul üstü örgün eğitim kurumlarında yalnızca erkekler öğrenim görmüştür.

  7. 5. Eğitim-öğretimin temel amacı dindir. Müsbet bilimlere ilgi bireyseldir, süreksizdir. 6. Eğitim-öğretim yöntemi aktarmacı ve ezbercidir. 7.Tanzimat dönemine kadar ücretsiz olan eğitim kurumları tazimattan sonra vakıf geliri bulunmayanlarda ücretli olmuştur. 8.Azınlık ve yabancılara öğretim hakkı tanınmıştır. Bu Osmanlıyı daha sonraları siyasi ve ekonomik sorunlara sürüklemiştir. 9.Türkçe , Arapça Farsça karışımı Osmanlıca denen yapay bir dil geliştirilmiştir. 10.Yaygın eğitim; din adamları, ahlakçılar, edipler tarafından yapılmıştır. 11. Eğitimde yenileşmelere önce askeri alanda başlatılmıştır.

  8. KURULUŞTAN EĞİTİMDE İLK YENİLEŞME HARAKETLERİNE KADAR OSMANLIDA EĞİTİM • Fatih’in yaptırmış olduğu medreselerle ülke dışında öğrenime gerek kalmamıştır. • Fatih döneminde felsefi ve bilimsel düşünüş Osmanlılara girmiştir. • Osmanlı devleri bilime ve bilim adamlarına saygılıdır. • Osmanlıda aktif ve gazi insan tipi ilk kuruluş dönemlerinde gözlemlenirken gerileme döneminde orta ve pasif insan tipi ortaya çıkmıştır. • Yaygın eğitim kurumu olarak kahvehaneler ortaya çıkmıştır.

  9. OSMANLI İLK DÖNEMLERİ-ÇAĞDAŞ BEYLİKLER VE TÜRK DEVLETLERİNİN EĞİTİMİ Osmanlıların İlk Dönemleri: • Osmanlı sultanları bilim sever, bilim adamlarına saygılı hükümdarlardı. • Osmanlılarda ilk medrese Orhan Bey döneminde İznik’te yaptırılmıştır. İlk müderrisi Kayserili Davut’tur. II.Murat döneminde Muradiye Medresesi ile Bursa eğitim öğretim bakımından büyük önem kazanmıştır. Edirne’nin alınmasıyla bu kentte de bir çok medrese yapılmıştır. • Edirnede’ki Darülhadis ve Üçşerefli medrese yapılınca bunlar en üst medrese sayıldı. Bu bize medreselerin önem derecelerini devlet merkezinde bulunup bulunmamalarıyla geniş ölçüde ilgili olduğunu gösterir.

  10. Osmanlılarla çağdaş Türk beyliklerinde : • Beyliklerin sultanları Arapça ve Farsça’dan birçok alanda birçok eseri Türkçe’ye çevirmişlerdir. Böylelikle Türkçe bilim alanında önem kazanmış. • Karamanoğlu Mehmet Bey 1277’de resmi yazışmaların Arapça ve Farsça değil Türkçe yapılacağını belirtmiştir. Herkesin Türkçe konuşmasını istemiştir. • Candaroğlulları da Türkçenin eğitim ve bilim dili olmasına önem vermişler. İsmail Bey, fıkıhla ilgili Hulviyyat başlıklı Türkçe bir eser yazmıştır.

  11. Osmanlılarla çağdaş Türk devletlerinde : • Timurlular devletinde Uluğ Bey astronomi ve matematik alanında eserler vermiş hükümdardır. • Semerkant'ta bir rasathane kurulmuştur. • Türkçenin Farsçaya üstünlüğünü savunan ve Muhakametül Lügateyn adlı eseri yazan Ali Şir Nevai bu dönemde yaşamıştır. • Karakoyunlular, Akkoyunlular devletleri bilim severlik nedeniyle birçok kentte medreseler yaptırmışlardır.

  12. FATİH VE SÜLEYMANİYE MEDRESELERİNİN KURULUŞU VE EĞİTİM DÜZENİ • Fatih 1463-1470 yılları arasında bir cami ve iki yanında Sahn-ı Seman ve Tetimme denen medreseler ile bir Muhallimhane denen ilkokul kütüphane, imaret ve aş evi, iki hamam, darüşşifa denen hastane, misafirhaneler yaptırmıştır ve böylelikle Fatih külliyesi denen binalar ve kurumlar topluluğu çıkmıştır. • Fatih medreselerinde okutulan dersler hakkında net bilgiler yoktur. Medreselerde hem müspet hem de dini bilimler okutulmuştur. Ama Sahn da yalnızca Yüksek İslami Bilimler, Tetimmelerde dini derslerin yanında bazı din dışı bilimler okutulmuştur. Sahn danişmentlerinin bazıları da nakli bilimleri okuduktan sonra darüşşifada usta çıkar yönetimi ile hekimlerden bu bilimi uygulama içinde öğrenildiği ifade edilmektedir.

  13. Fatih Külliyesi ve Sahn-ı Semân Medresesi

  14. İstanbul’un fethinden sonra İslam Sünni hüviyetiyle siyasallaşmış ve devletin resmi ideolojisinin temel unsuru haline gelmiştir. • Özellikle Fatih, Sahn-ı Seman medreselerine devletin resmi ideolojisini yayma ve üretme görevi vermiştir.Böylelikle Sahn medreseleri devletin istediği devlet adamları yetiştirmiş ve merkezi yönetimim rakipsizliği söz konusu olmuştur. • Fatih akli bilimleri felsefeye ve batı uygarlığı ve kültürüne ilgi duymuştur. • Fatih Hocazade ve Alaaddin Tusinin Gazalinin Aristo geleneğine mensup filozofların bakış açılarını eleştiren Tahafütü Felasifesi ile İbn-i Rüşdün ona yazdığı cevap olan Tehafütü’l Tehafüt’ü karşılaştırmalarını istemiştir.

  15. Kanunu Sultan Süleyman mimar Sinan’a devletin eğitim, yargı, fetva, yönetim alanlarında iyi yetişmiş görevli ihtiyacını karşılamak için Süleymaniye Külliyesi denilen binalar topluluğu yaptırmıştır. • Dört genel medrese: Evvel, Sani, Salis, Rabi’dir. Bunlarda geleneksel İslami bilimler okutulurdu. • Darülhanis Hz. Muhammedin sözlerinin inceletilip okutulduğu en üst düzeyde medresedir. • Darüttıp tıp biliminin usta çıkar ilişkisinde öğretildiği yer.

  16. Süleymaniye Külliyesi

  17. OSMANLIDA MEDRESE DÜZENİ OKUTULAN DERSLER • Medreselerin kesin süreleri yoktur amaç belli kitapları okumaktır. Öğretim yöntemi esas olarak ezberciliktir. Sahn ve Darülhadislerde bugünün lisansüstü denilebilecek bir eğitim öğretim yapılmaktaydı. Osmanlılar öğrenciye talebe, tüllap, talebe-i ulum, danişment, softa, müsteid demişlerdir. • Medreselerdeki öğrenci sayısı 20-30’u geçmeyecek şekildeydi. Öğrenci hoca ilişkisi mutlak saygı anlayışına dayanıyordu. Bir medreseyi bitirip diğerine başlayacak olan öğrenciye temessük sahnı bitirene icazetname verilirdi. • Medreselerde öğretim dili Arapçaydı. Damat İbrahim Paşa’nın yaptığı medresede de Farsça ilk kez okutulmaya başlatıldı.

  18. Medreselerin Dereceleri • Müderrisi 20-25 akçe alan “Hâşiye-i Tecrid” medreseleri • Müderrisi 30 akçe alan “Miftah” medreseleri • Müderrisi 40 akçe alan “Telvih” medreseleri • Müderrisi 50 akçe alan “Hariç” medreseleri • Müderrisi 50 akçe alan “Dahil” medreseleri, Tetimmeve Sahn medreseleri

  19. Başlıca Bilimler 1) Dini- hukuki bilimler: Osmanlı medreselerinde en çok üzerinde durulan bunlardır. Ulum-i Aliye yani yüksek İslami bilimler denen bu ilimler; Tefsir:Kuran’ın anlamı ve açıklamasını konu alan bilimdir. Hadis: Hz. Muhammed’in sözlerini inceleyen ve ona ait olup olmadığını araştıran bilimdir. Fıkıh:İslam hukuku bilimidir.Dini bilimler içinde en çok bu alanda eser yazılmıştır. Kelam:İslami inançların savunmasını yapan İslam felsefesidir. 2) Müsbet ilimler: Ulum-i Akliye denen felsefe, matematik, astrominin 16.yüzyılın ortalarına kadar bazı medreselerde okutulması söz konusudur. 3) Alet bilimler: Ulum-i Aliye olarak da ifade edilir. Başka bilimleri öğrenmek için araçtır. Başlıcaları Sarf, nahif: Arapçayla ilgilidir. Mantık belagat, Maani, Bedi, İnşa: İfade ve yazımla ilgilidir.

  20. AVRUPADA 15.-17. YÜZYILLARDA FARKLILAŞAN EĞİTİM NEDENLERİ VE NASILLARIYLA… • Avrupa'da Rönesans ve Reform ile birlikte müspet bilimlerin öğretimi giderek önem kazanmıştır. İlahiyat fakülteleri eski saygınlıklarını yitirmişlerdir. Üniversite dışında bir çok bilgi buluş yapmıştır. • Polonyada Copernic, İngilterede Francis Bacon ve Newton, Fransada Pascal, İtalyada Leonard de Vinci, Bruno ve Galile • Avrupa'da Rönesansın ve Almanyada Reformun etkisiyle bilimsel çalışmalar giderek artmış özgür düşünce ve akılcılık gelişmiştir. Bu sırada Osmanlı devletinde Yavuz Sultan Selim Mısır fethi sonucunda halifeliği getirmiştir. Bu artık Osmanlının resmi ideolojisine ulaştığı en son noktadır. • Osmanlı yönetimi kendisini ve dini siyasi düzenini ideal olarak görmekte ve onu bozulmadan sürdürmeye başlamıştır. Bu da Osmanlının her türlü yeni senteze değişime kendisini sıkı sıkıya kapatma ve her türlü gelişmeye katı bir hale geldiği noktadır.

  21. MESLEK VE İHTİSAS MEDRESELERİ • Darülhadisler: hadis bilimini daha geniş okutmak için kurulmuştur. Yüksek medrese olarak görülmüştür. • Darüttıplar: usta çırak ilişkisi içerisinde tıp biliminin öğretildiği yerlerdir. Süleymaniye Külliyesi içinde açılan Darüttıp tıp öğretiminin ilk kez yüksek düzeyde yapıldığı yerdir. • Osmanlı darüşşifalarında ruh ve akıl hastalarına da hizmet verilmekteydi. Avrupa'da delilerin ateşte yakıldığı bir dönemde bu önemlidir. • Darülmesneviler: Mevlana Celalettin mesnevisi Mevlevihanelerde okutulmaktaydı. • Darülkurralar: Kari(okuyucu) ve Kuran’ı ezberleyen tecvid usulüne göre okuyan hafızlar yetiştirirdi.

  22. MEDRESELERİN TOPLUMDAKİ ETKİLİLİĞİ Medreselerin etkinliği çeşitli biçimlerde ortaya çıkmıştır: Ulema sınıfını yetiştirerek, şeyhülislam ile gerçekleştirir. Müderrisler: Sahn düzeyinde görev yaptıktan sonra maddi bakımdan daha iyi olan kadılığa geçerdi.bu durum birçok müderrisin öğretim ve bilimle uğraşmasını engellerdi. Müderrisler kendilerini tayin eden makamlarca şu durumlarda görevlerden alınırdı: • Şer’i özürü olmaksızın görevini terketmek • Amirlerine çirkin davranmak, edep dışı sözler söylemek • Muidlik ve mülazimliği para ile satmak Müderrisler asla idam edilmezdi. Ancak Molla Lütfi idam edilmiştir. Bunun altında yatan bürokratik mevkileri ele geçirmek isteyen ulemaların yetenekli, bilgili müderrislere karşı giriştikleri bir oyundur.

  23. Devlet yönetiminde padişaha ait olan yasama yürütme yargı güçlerini padişah adına kullanan divan, üç kolun temsilcisinden oluşuyordu: DİVAN-I HÜMAYUN SEYFİYE İLMİYE KALEMİYE (ASKERİ BÜROKRASİ) (DİN-EĞİTİM-HUKUK BÜROKRASİSİ) (SİVİL BÜROKRASİ) Yönetim ve askerlik görevi olan asker sınıfı ifade eder. Divandaki temsilcileri: -Veziri Azam - Kubbealtı vezirleri -Kaptan-ı Derya Seyfiye sınıfı hem yönetim Hem de askerlik görevini Padişah adına idare ederdi. Halkın rahat huzur adalet İçerisinde yaşaması Temel görevidir. Mali ve idari işlerin yönetilmesinden sorumlu sınıftır. Divandaki temsilcileri: Defterdarlar Nişancı Devletin mali işleri ile ilgili yazışmalar, hazine kayıtlarının tutulması kalemiye sınıfının görevidir. Eğitim öğretim yargı, fetva çıkarma ve yönetimi denetleme görevi bulunurdu. Divandaki temsilcileri: -Kazaskerler -Şeyhülislamlar Padişah adına yaptıkları bu görevde adaletli olmaları temel kuraldı

  24. Müderrislerle ilgili genel bir değerlendirme: • Müderrislik bir araç gibi görülmüştür. Osmanlıda alim yani bilim adamı denince kendi alanında yazılmış eserleri okuyup anlayan ve bunları okutan kimse anlayışı vardır. • Müderrisler devamlı bir medreseden bir medreseye geçiş yapmış bu da onların alanlarında derinleşmelerini özgün eser vermelerini engellemiştir. Tüm medreseler farklı bilimsel gelenekleri oluşturmadığı için ve birbirinin benzeri olarak kaldığı için gelişememiştir. • Müderrisler dini hukuki bilimlerle ilgilenmiş akli bilimlere ilgi duymamışlardır. • Medreselerde insan psikolojisi ve insan zaaflarından kaynaklanan düzensizlikler ve bozulmalar gerçekleşmiştir.

  25. MEDRESELERİN BOZULMA NEDENLERİ VE BİÇİMLERİ • Siyasetin bilim anlayışını baskı altında tutması • Her şeyin ve bilimin temelinde iman esaslarının aranması • Medrese sisteminin özelliklerinin bilimsel gelişmeyi zorlaştırıcı bir nitelik taşıması • Batı ile karşılaştırmaların yapılmak istenmemesi • Duraklama ve gerileme döneminde İstanbul ve diğer kentlere göçlerin olması, medreselerin hayır kurumlarına dönüşmesi • Devletin maliye ve ordu kurumlarının bozulması • Rüşvet hatır gönül adamsendecilik baş göstermesi

  26. Medreselerin bozulma biçimleri: Öğretim ve yöntem alanında bozulma: Aklî ve müsbet bilimler programdan çıkartılmış; yalnızca dinî, hukukî bilimler öğretilmiştir. Tartışma, eleştiri yöntemi de terk edilmiş; aktarma, kitabi, dogmatik yöntemler yerleşmiştir Müderrisliğe atanma yönteminin bozulması: Ders yapılmayan, harap, adı var kendisi ortada olmayan medreselere kayırma yoluyla bazı kişiler müderris atanıyorlardı. Devlet adamları ve müderrislerin oğullarına da daha çocukken müderris ünvânı veriliyor, bunlar bir medresede görevli gösteriliyor, geçimleri sağlanmış oluyordu. Böylelerine alay için beşik ulemâsı denirdi Disiplin alanında bozulma: xvı.yüzyılın ortalarından itibaren medrese öğrencilerinin disiplini bozulmaya başladı ve bozulma kısa sürede taşrada softa ayaklanmaları denilen büyük boyutlara ulaştı. Müderrislerin bir kısmı görevlerini savsaklamaya yada hiç görev yapmamaya başlamışlardı

  27. Medreselerin Islahı • Padişahlar kanunnameler çıkararak medreseleri ıslah çalışmasına gitmişlerdir. • Kanuni Süleyman, III. Murat ve III. Mehmet çeşitli düzenlemeler yapmıştır ve medreselerin ıslahını sağlamıştır. Koçi Bey, Katip Çelebi ve başka düşünürler medreselerin ıslahı için görüşlerini bildirmişlerdir. Fermanlarda bahsedilen bozukluk ve yapılması istenen şeylerden üç hususta ıslahatın üzerinde duruluyor. • Talebenin belli bir süre okuması ve derse devamı • Müderrislerin derse devamı • Kitapların eksiksiz okutulmasıdır. Doğrusu bir dördüncüsü olarak da talebenin iyi öğrenmeden eline icazet veya vesika verilmemesidir

  28. MEDRESE SİSTEMİ-GÜNÜMÜZ EĞİTİM SİSTEMİ KARŞILAŞTIRMASI Bina düzeni: Medreseler kent mimarisinin önemli bir parçasıdır. Burs ve sosyal yardımlar: Öğrencilerin tüm ihtiyaçları karşılıksız sağlanırdı. Programlar: Sınıf değil ders geçme sistemi esastır. Medreselerde dersler arasında uyum söz konusudur. Kendi işini kendisi yapma: Öğrenciler kendi işlerini kendi yapardı. Halktan kopmama: Cer sistemi ile halkla kaynaşma, halkı aydınlatmaları, ve mezun olunca görevi yadırgamadan her yerde göreve koşmaları önemlidir.

  29. OSMANLIDA İLKÖĞRETİM • Okulların kuruluşu: Bu okullar devlet adamları yada varlıklı kişilerin vakıflar yoluyla kurdukları ve giderlerinin vakıf geliriyle karşılandıkları okullardır. Bu okullara mahalle mektebi yada Sıbyan mektebi de denir. • Okulların programı: Kuran’ın anlamı açıklanmadan sadece okunuşunun öğretilmesi • Öğrenciler: Yetim çocuklar olabileceği gibi mahalledeki kız-erkek çocuklar öğrenim görebilir. • Öğretim araç gereçleri ve yöntemi: Öğrenciler hocanın karşısına geçip dersini okur ve yerine geçince sürekli tekrar eder. • Disiplin: “Eti senin kemiği benim anlayışı!” hakimdir.

  30. OSMANLIDA SIBYAN MEKTEBİ Fatih Sultan Mehmet Eyüp ve Ayasofya medreselerinde farklı bir program düzenlemiştir. Bu programdaki ilginç iki özellik: • Adab-ı Mubahase ve Usul-i Tedris adında bir derse yer verilmesi; Bu tartışma kuralları ve öğretim yöntemi dersi adına gelmektedir. Bu dersin ilkokul öğretmen adaylarını için özel olarak öngörülmesi önemli bir yeniliktir, bu Türk eğitim tarihi kadar dünya eğitim tarihinde de son derece önemlidir. • Fıkıh dersinin bulunmayışı; Fatih bu dersi genel medrese öğrencilerine uygun gördüğü halde ilkokul öğretmeni olacaklar için yararlı bulmamıştır.

  31. Sıbyan mektebi hocaları içinde bulundukları Sosyo-kültürel ortamla çok iyi kaynaşmış ve toplumun bir parçası olmuştur.Peki bunun nedeni neydi? • Hoca geleneksel ve dindar Osmanlı toplumunda toplumsal ve dinsel görevleri olan kutsal bir kişiydi. • Hocalar kırsal yörelerde halk gibi çalışırdı. Köylü ve köy sorunlarını yaşardı. Hocalar saygın kişilerdi bu da halk tarafından onlara güven duyulmasını sağlıyordu. • Halk hocaları ve mektepleri adam olmanın aracı olarak görmektedir. Bu aradaki adam olma Türklerin insan olmayı ve ahlaki olgunluk kazanmayı önemli gördüğünü ortaya koymaktadır.

  32. OSMANLIDA SARAY EĞİTİM-ÖĞRETİM KURUMLARI • Enderun mektebi • Şehzadegan mektebi • Meşkhane

  33. Enderun Mektebinin Kuruluş amacı: Fatih döneminde tam olarak kuruluşu gerçekleştirilen enderun mektebine başlangıçta devşirme sistemiyle Hrıstiyan tebaanın zeki ve yetenekli çocukları alınırdı.Enderundaki temel amaç iyi bir Müslüman,güvenilir,kabiliyetli devlet adamları yetiştirmekti. Enderunun özelliği sarayın içinde olmasıdır.Askeri eğitimden güzel sanatlara hatta musiki derslernin de verildiği çok yönlü bir eğitim kurumuydu.Türk ailelerinin yanında Türk İslam gelenek ve göreneklerini öğrenen çocuklar iç oğlan olarak saraya alınırlardı.İç oğlanlar saraydamatematik,tarih gibi konularda üst seviyede eğitimgörürdü. Yeteneklerine göre sportif faaliyetlerde bulunurlardı.Bir sanat dalında mutlaka uzmanlaşırlardı.Padişahın özel hizmetini yaparak yetişen bu öğrenciler eğitimlerinin sonunda çıkma usulu denen yöntemle birunda ya da taşrada yönetici olara görevlendirilirdi.Yükselme döneminde enderundan birçok vezir,sadrazam ve yüksek dereceli devlet adamları yetişmiştir.

  34. Enderun Mektebi Öğrencilerin sağlanması: Enderun mektebinin öğrenci kaynağı Acemi oğlanlardır. Bunlar iki şekilde sağlanırdı: -Pençik oğlanları: Savaşta esir alınan Hıristiyan gençlerinin beşte biri şeriata göre padişaha aittir. Bu esir gençlerin Anadolu'da Türk çiftçi ailelerin yanına gönderilmesi ve Türk İslam geleneklerini ve hayatlarını öğrenmesi esas alınmaktaydı. -Devşirme oğlanları: Fetihlerin artmasıyla askere olan ihtiyaç artmıştır I. Mehmet ve II. Murat dönemlerinde bu sistem uygulanmıştır. Devşirme usulünde 8-20 yaş arasındaki Hıristiyan çocuklardan sağlıklı, güçlü, eli yüzü düzgün uygun olan devşirmelerin alınmasıdır. Türklerden devşirme: Türk ve Bosnalı diğer Müslümanlardan çocuk ve gençler alınıp yetiştirilmesidir.

  35. Eğitim ve öğretim düzeni: Enderun mektebine alınan gençlere iç oğlan denirdi. Bunlar üç biçimde yetiştirilirdi: • Saray hizmetlerini fiilen yaparak saray işlerini öğrenmek • İslami ve bazı Müsbet bilimler alanında kurumsal öğrenim görmek • Beden ve sanat eğitimi gibi alanlarda yeteneğine göre eğitim almak • Bu üç tür eğitim çalışmaları şu şekilde işlemekteydi 

  36. Hizmet yoluyla yetişme: • Enderun mektebinde hizmet yoluyla eğitim yedi oda içinde verilirdi. • Öğrenciler her bir odanın gereklerini 1-2 yıl boyunca yerine getirirdi. • Odanın ağa denen başkanları vardı. • KutadguBilig de bahsedildiği üzere hizmet yoluyla yetiştirme güvenilir, sadık, yetenekli insan olmasını sağlamaktaydı.

  37. Kurumsal eğitim-öğretim: Enderun'da yüksek medreseler düzeyinde kitabi eğitim-öğretim yapılırdı. Okutulan dersler; Türkçe, Arapça, Farsça ,Edebiyat, Tarih, Yüksek İslami bilimler ve Matematik Beden ve sanat eğitimi: iç oğlanlara yeteneklerine göre ok ve cirit atma, ata binme, güreş gibi sporlar yaptırılır. Musiki, şiir, hat gibi sanat dalları öğretilirdi. • Toplumdaki etkisi:çeşitli mevkilerde devler adamı yetiştirmiştir(sadrazam, şeyhülislam, kaptanı derya, şair, ressam yetiştirilmiştir.

  38. Şehzadegan Mektebi: saray içinde şehzadelerin ilköğretime ilişkin bir okuldur. Programı Sıbyan mektebiyle aynıdır. • Meşkhane: Yetenekli iç oğlanların musiki öğrendikleri okuldur.

  39. OSMANLI HÜKÜMDARLARININ YETİŞTİRİLİŞİ Osmanlı hükümdarlarının yetiştirilişi Devletin güçlü veya zayıf olmasıyla ilişkilidir. • Hükümdarın oğlu şehzadeler usta denen genç kızlar tarafından bakılır • Sütten kesilince has odadan ağalara verilir • 5-6 yaşında şeyhülislamla derslerin başlangıcı gerçekleşir • Mualimi sultani ile derslerin işlenişi-Şehzadegan mektebine giderler • Sünnet olduktan sonra sancağa çıkış olur(16. yy dan itibaren çıkmamış) • Bir lala refakatinde sancak yada vilayete yönetici olarak gönderilirler.

  40. OSMANLI HÜKÜMDARLARININ TAHTA ÇIKIŞI

  41. Sancağa Çıkma: Belli bir yaşa gelen padişah çocukları, idareciliği öğrenmek ve tecrübe kazanmak için, eyaletlerden daha küçük bir yerleşim birimi olan sancaklara gönderilirdi. Beraberlerinde ise; anneleri, tecrübeli bir devlet adamı olan lalaları, hocaları ve üst düzey yöneticiler olurdu. Şehzadeler sancağa, başkentte yapılan bir merasimle çıkarılırlardı yanında annesi ve diğer görevliler olduğu hâlde, dualarla sancağına uğurlanırdı. O artık padişah oluncaya kadar "çelebi sultan" ünvanını taşıyacaktır. Selçuklular'da da benzeri bulunan(Atabeylik) bu usul gereği şehzadeler, Anadolu'nun muhtelif şehirlerine gönderilirlerdi. Bugün bile hâlâ "şehzade sancağı" olarak anılan bu şehirlerin en meşhurları; Bursa,İzmit, Manisa, Amasya, Konya, Trabzon ve Kütahya'dır. Bu sancakların diğer bir özelliği ise; hepsinin, Saruhanoğulları, Karamanoğulları gibi beyliklerden alınmış olmalarıdır. Böylece Osmanlı bu yerlere hanedandan bir vali göndererek sınır güvenliğini sağlamış oluyordu. (II. Mehmet, I. Selim ve I. Süleyman örnekleri)

  42. Kafeste yetiştirilme dönemi I.Ahmet,Ekber ve Erşed’i (Büyük ve akıllı olanın) getirdi. Bu kanun gereğince artık şehzadeler içerisinde yaşça en büyük olanın padişah olması öngörülmüştür. Diğer şehzadeler ise sarayda göz hapsinde tutulmuştur. Bu durum Kafes Usulü adı ile anılmıştır. Kafes usulü sonucunda; Kardeş katli önlenmiştir. Kafes usulü ile birlikte şehzadelerin sancaklara çıkma durumları ortadan kalkmış ve bunun sonucunda, şehzadeler devlet tecrübesinden yoksun olarak yetişmişlerdir. Amacı taht kavgasını önlemektir. Sancağa çıkmadan padişah olan ilk kişi I. Ahmet’tir. III.Mehmet sancağa çıkan son şehzadedir. Ekber ve Erşed ile kafes usulünün uygulanması şehzadelerin yetişme tarzında değişiklikler olduğunu göstermektedir.

  43. OSMANLIDA ASKERİ EĞİTİM-ÖĞRETİM KURUMLARI Osmanlıda askeri eğitim-öğretim için acemi oğlanlar mektebi, mehterhane, cambaz hane adında kurumlar ve askeri sanat mektepleri vardır. • Acemioğlanlar mektebi; pençik devşirme usulleriyle sağlanan oğlanların askeri ve bedeni eğitim aldıkları yer.bunların en iyileri Enderuna diğerleri yeniçeri ocağına alınırdı. Bu mektepler Enderundaki gibi kuramsal eğitim-öğretim yapmaktaydılar. • Mehterhane: askeri mızıka mektebi • Cambazhane: sarayın cambaz ve hokkabazları yetişiyordu • Tophane: top döküm yapımı ile ilgili askeri mektep • Humbarhane: havan topu denen topların dökümüyle ilgili askeri mektep • Tüfekhane: tüfeklerin yapıldığı askeri mektep • Kılıçhane: kılıç ve kesici silahlar yapımı ile ilgili askeri mektep

  44. Osmanlı ordusu kara ve deniz olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktaydı. OSMANLI ORDUSU KARA KUVVETLERİDENİZ KUVVETLERİ(DONANMA) KAPIKULU ASKERLERİ EYALET ASKERLERİ YARDIMCI KUVVETLER -Tımarlı Sipahiler -Yayalar ve müsellemler -Azaplar -Akıncılar -Yörükler -Deliler -Beşliler -Sakalar Bağlı devlet ve beyliklerin gönderdiği kuvvetler Kapıkuku Piyadeleri -Acemi Ocağı -Yeniçeriler -Cebeciler -Topçular -Top arabacıları -Lağımcılar Humbaracılar -Bostancılar Kapıkuku Piyadeleri -Acemi Ocağı -Yeniçeriler -Cebeciler -Topçular -Top arabacıları -Lağımcılar Humbaracılar -Bostancılar Kapıkuku Süvarileri -Silahtarlar -Sipahiler -Sağ Ulufeciler -Sol Ulufeciler -Sağ Garipler -Sol Garipler NOT:ALTI ÇİZİLİ OLAN BİRLİKLER KURULUŞ DÖNEMİNDE OLUŞTURULMUŞTUR

  45. Askeri Eğitim Osmanlı ordusu içinde birçok ocak bulunmaktaydı her sınıf kendi eğitimini vermekteydi. Bunlar;tophane;humbarhane; tüfekhane,kılıçhane,mehterhane. Ayrıca donanmada da denizcilik eğitimi verilmekteydi.

  46. OSMANLIDA AZINLIK VE YABANCI OKULLAR Azınlık Okulları:Fatih İstanbul’u alınca öncelikle Rumlara ve Galata Latinlerine daha sonra ermeni ve Yahudilere haklar tanımıştır. Azınlık kiliselerinin eğitime el atmalarının nedeni: • Eğitim-öğretim dinsel faaliyetlerin içerisindedir. • Kendilerini devlet gibi görme, toplumun tüm işlerine bakmaları Rum okulları: fetihten önce ve sonra faaliyet gösteren Sıbyan mektepleri vardır. Felsefe , ilahiyat, yunan dili, tıp alanında dersler okutuluyordu. Ermeni okulları: 18. yy da okullaştılar. Eğitim anlayışları şu şekildedir. • Öğretmen öğrencileri sözle eğitir dayak yasaktır. • Öğretmenler vakit kaybetmeyip öğrencilerinin dersleriyle ilgilenir • Öğrencilerin yalnızca Ermenice konuşmasını önem verilir. Yahudi okulları: Osmanlıya gelişlerinde matbaayı da getirmişlerdir.İstanbul da açtıkları okullarda İbranice, dil bilgisi, Musevilik, hesap, hendese ve tarih, coğrafya okutmuşlardır.

  47. Yabancı okullar: İlk olarak Fransaya (1535)tanınan daha sonrada tüm batılı devletlerin yararlandığı kapitülasyonlarla yabancı okullar meselesi söz konusu olmuştur. • Osmanlıda açılan ilk yabancı okul Galatada Saint-Benoit kilisesi yanında bir okul (1583) • Galatada Saint-Georges kilisesi yanında bir okul • İlk Protestan Amerikan okulu1824’te Beyrutta açılmıştır. Amaç misyonerlik ile , dini amaçları taşan, ekonomik, kültürel, siyasi boyutlarıyla başka bir ülkeye nüfus etmektir.

  48. OSMANLIDA MEMUR YETİŞTİREN KURUMLAR Osmanlıda memurluk ve katiplik önemlidir. Medreseler de az veya çok okuyan kendini geliştiren memur olabilir. İstanbul da önemli hükümet daireleri memur yetiştirmek için çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Bab-ı Ali Mektebi: Ülkenin en önemli memur yetiştiren kurumudur. A) Kedhüda Bey Dairesi: Sadrazamın yardımcısıdır. Askeri ve dahili işlere bakar. B) Divan-ı hümayun Kalemi: Siyasi ve harici konularda görevlidir. Padişahtan gelen emir ve fermanların Bab-ı aliye takdim edeceği yazıları yazar. Bab-ı Defterdari Mektebi: Teknik, bürokratik bilimler ve siyakat denen bir yazı çeşidi öğretilirdi. Mahkeme Memur adaylarının yararlandığı Bab-ı Fetva mektebi ve askeri işler için sivil memur yetiştiren Bab-ı Seraskeri mektebi memur yetiştiren kurumlardır.

More Related