1 / 57

YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. YARDIM. KUR’AN KURSU. CAMİİ. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI. Kemal ULUDAĞ Genel Müdür. ARAÇ GEREÇ. HİZMET BİNASI. GİYECEK YARDIMI. 19-22 Ocak 2014 Ankara İl Müftüleri Semineri. YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. G ö rev Tanımı

dale
Télécharger la présentation

YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YARDIM KUR’AN KURSU CAMİİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Kemal ULUDAĞ Genel Müdür ARAÇ GEREÇ HİZMET BİNASI GİYECEK YARDIMI 19-22 Ocak 2014 Ankara İl Müftüleri Semineri

  2. YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Görev Tanımı 633 sayılı kanunun 6002 sayılı kanunla değişik 7. maddesinin (f) fıkrası uyarınca Başkanlık merkez teşkilatında Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Genel Müdürlüğümüz, Başkanlığın merkez ve taşra teşkilatını ilgilendiren yapım, bakım, onarım, satın alma, kiralama, genel evrak, arşiv, sağlık, güvenlik, temizlik, aydınlatma, taşıma ve benzeri iş ve işlemleri yürütmekte olup, diğer hizmet birimlerine lojistik destek sağlamaktadır. Genel Müdürlüğümüzün görev alanları 6002 sayılı yasanın 7/f maddesinde 15 madde halinde tadat edilmiştir.

  3. Ayrıca, Başkanlığımız merkez, taşra ve yurtdışı hizmet birimlerinin yürüttüğü bütün faaliyetler bir yönüyle Genel Müdürlüğümüzü ilgilendirmektedir. Genel Müdürlük olarak söz konusu hizmetlerin Başkanlığımız Stratejik Planındaki hedeflere ulaşması için imkânlar ölçüsünde kamu kaynaklarının etkili verimli ve ekonomik kullanımına da dikkat edilerek gerekli gayret sarf edilmektedir. • Yapılanma • Genel Müdürlük: • Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı • Malzeme Yönetimi ve Satın Alma Daire Başkanlığı • Yatırım Emlak ve Teknik Hizmetler Daire Başkanlığı • Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı • Şeklinde 4 Daire Başkanlığından oluşmaktadır.

  4. İL MÜFTÜLERİ İSTİŞARE TOPLANTISINDA İLLERDEN GELEN VE GÖRÜŞÜLMESİ İSTENEN BİRİMİMİZLE ALAKALI KONULAR

  5. 1- Kur’an kursu hizmet binası ve lojman v.b. Çalışmalara rehberlik yapılması ve maddi destek sağlanması; 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 6002 Sayılı Kanunla değişik f maddesi 3 üncü fıkrasında Birimimize “Başkanlık hizmetleri için arsa, bina ve tesislerle ilgili ihtiyaçları tespit etmek ve programlamak” 6 ncı fıkrasında “Cami, Kur’an kursu, hizmet binası ve diğer dini tesislerin estetik, fonksiyonel ve güvenli şekilde inşası için çalışmalar yapmak, teknik yönde kontrolünü sağlamak, tip projeler hazırlamak, hazırlatmak ve kontrol etmek” görevi verilmiştir. Birimimiz Yatırım Emlak ve Teknik Hizmetler Daire Başkanlığında Ülkemiz genelinde yaptırılan Kur’an kursu, hizmet binası, lojman vb. yapıların kontrol edilmesine rehberlik yapacak sayıda mimar, mühendis, tekniker bulunmamaktadır. Ancak talep edilmesi durumunda imkanlar ölçüsünde teknik destek sağlanmaktadır.

  6. Ayrıca, cami, Kur’an kursu, müftülük hizmet binası, lojman vb. projelerin dışarıda çizdirilerek, Başkanlığımıza gönderilmesi halinde bu projelerin kontrolü yapılmaktadır. Mülkiyeti, hazineye, belediyelere ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait olup, Başkanlığımıza tahsisli arsalar üzerine yaptırılan müftülük hizmet binası, Kur’an kursu, eğitim merkezi binalarının ikmal inşaatları ve onarımları için her yıl Başkanlığımız Bütçesinin ilgili tertibine toplu olarak konulan ödeneklerden imkanlar ölçüsünde ödenek desteği sağlanmaktadır.

  7. Konu ile ilgili gerekli ödenek planlamasının yapılabilmesi için, il ve ilçe müftülüklerimizin Ocak ayı içerisinde yapımla ilgili ihtiyaçlarını Başkanlığımıza bildirmeleri gerekmektedir. Bu tür ödeneklerin dağıtılması için her yıl Şubat ayının 15’ine kadar detay programlar hazırlanarak Başkanlığımızın bağlı olduğu Başbakan Yardımcısının onayı alınarak Kalkınma Bakanlığı’na bildirilmektedir. Lojmanlar sosyal tesis kapsamında olduğu için son yıllarda Bütçeden lojman yapım ve onarımlarına ödenek ayrılmamaktadır.

  8. 2- Hazine arazileri üzerinde bulunan cami müştemilatlarının gelirlerinin Türkiye Diyanet Vakfına aktarılması; 02/08/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6495 sayılı Kanunla 633 Sayılı Kanuna eklenen Ek 4 Madde uyarınca, “Mazbut ve Mülhak vakıflar ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilere ait olanlar hariç mülkiyeti kamu, kurum ve kuruluşları ile Hazineye ait taşınmazların üzerinde dernek ve vakıflarca kendi kaynaklarından ve /veya toplanan bağış ve yardımlarla yaptırılan cami ve mescitler ile Kur’an kurslarının müştemilatında bulunan ticari faaliyetlerde kullanılması öngörülen kısımlarını kiraya verilmesi yetkisi dernek veya vakıflara verilmiştir. Dernek ve vakıflar kira gelirlerinin %10’unu Başkanlığımız Bütçesine kaydedilmek üzere Başbakanlık Merkez Saymanlığında açılacak ödenek tertibine göndereceklerdir.

  9. Mülkiyeti kamu kurum kuruluşları ile Hazineye ait taşınmazlar üzerine dernek veya vakıflarca yaptırılmayan cami ve mescitler ile Kur’an kurslarının müştemilatlarında bulunan ve ticari faaliyetlerde kullandırılması öngörülen kısımların kiraya verilmesi yetkisi Başkanlığımıza bırakılmıştır. Bu durumda olanlar müftülüklerimiz tarafından kiraya verilecek ve elde edilen kiralar Başkanlığımız bütçesine kaydedilmek üzere Başbakanlık Merkez Saymanlığında açılacak ödenek tertibine gönderilecektir.

  10. Gerek dernek ve vakıflarca gönderilecek %10’luk kira geliri ve gerekse müftülüklerce gönderilecek kira gelirleri bu kapsamda kaydedilecek ödenekler, cami, mescitler ve Kur’an kurslarının yapımı, bakım, onarım ve işletilmesine (ısıtma, aydınlatma vb.) ilişkin giderler ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun 29 uncu maddesi çerçevesinde aynı amaçlarla kullanılmak üzere dernek ve vakıflara yardım yapılmasına ilişkin giderlerin karşılanmasında kullanılacaktır. Bu hususda, düzenleme yetkisi Başkanlığımıza verildiğinden Hukuk Müşavirliğince gerekli çalışma yapılarak Maliye Bakanlığı ve Sayıştay Başkanlığı’nın görüşü alınmış yapılan düzenlemelerin Resmi Gazetede yayınlanması beklenmektedir. Konu ile ilgili açıklayıcı bilgiler Başkanlığımızca talimat olarak il ve ilçe müftülüklerine daha sonra bildirilecektir.

  11. Cami müştemilatlarından elde edilen ve 01/11/2012 tarihinden itibaren Başkanlığımızca açılan emanet hesabında bulunan kira gelirleri de Başkanlığımız bütçesine ödenek kaydedilerek ilgili cami ve mescitlerin yapım, bakım ve onarımları ile işletim giderlerinde kullanılmak üzere ilgili dernek ve vakıflara gönderilecektir. Bu nedenle, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince, hazine arazisi üzerinde bulunan cami müştemilatlarının gelirlerinin Türkiye Diyanet Vakfı’na aktarılması mümkün olamamaktadır.

  12. 3- Yeni şehir imar planlarında veya kentsel dönüşüm projelerinde ibadethanelerin yerinin tespiti aşamasında İl/İlçe Müftülükleri marifetiyle Başkanlık görüş ve mütalaasının alınmasını zorunlu hale getirecek yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi; İmar Planları, “Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Büyükşehir Belediyeleri, il, ilçe ve kasaba belediyeleri, köylerde il özel idareleri tarafından yapılmaktadır.

  13. 3194 sayılı İmar Kanununa 4380 sayılı Kanunla eklenen Ek 2 Madde ile “İmar Planının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçları göz önünde tutularak lüzumlu cami yerleri ayrılır. İl, ilçe ve kasabalarda müftünün izni alınarak ve imar mevzuatına uygun olmak şartı ile cami yapılabilir” hükmü getirilmiş ve konu ile ilgili Başkanlığımızca da çeşitli düzenlemeler yapılmıştı. • Ancak, Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlamak maksadıyla 19/07/2003 tarihli ve 25173 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan 4928 Sayılı Kanunla 3194 Sayılı İmar Kanununda yer alan “Cami” ibareleri “ibadet yeri” olarak, Ek 2 maddesi de “İmar planlarının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak lüzumlu ibadet yerleri ayrılır. İl, ilçe ve kasabalarda, mülki idare amirinin izni alınarak ve imar mevzuatına uygun olmak şartı ile ibadethane yapılabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır.)

  14. Söz konusu Kanunda yapılan değişiklikten sonra, “cami yapmak isteyenlerin vaki müracaatlarının mülki idare amirlerine yapılmasının gerektiği” bildirilmekte ise de 633 sayılı Kanunun camilerin ibadete açılması ve yönetimi başlıklı 35 inci maddesinde “Cami ve mescitler Diyanet işleri Başkanlığının izni ile ibadete açılır ve Başkanlıkça yönetilir. Hakiki ve hükmi şahıslar tarafından yapıldığı halde izinli ve izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetimi 3 ay içinde Diyanet İşleri Başkanlığına devredilir. Diyanet İşleri Başkanlığınca buralara imkanlar nispetinde kadro tahsis edilir” hükmü bulunmaktadır.

  15. Her ne kadar cami yapım izinleri mevzuat gereği mülki idare amirlerinin uhdesinde ise de yapılan camilerin yönetimi kanun gereğince Başkanlığımıza ait olması nedeni ile yapılacak camilerden müftülüklerinin haberdar olması gerekmektedir. Diğer taraftan; 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 75 inci maddesinde “Belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanına giren konularda Cami, müftülük hizmet binası, Kur’an kursu vb. tesisler için belediyelerce 25 yıl süre ile arsa tahsisleri de yapılmaktadır.   Ayrıca, bahsedilen Kanunun 73. Maddesine eklenen yukarıda metni yazılı ek fıkra uyarınca büyükşehir belediyelerince camiler de yapılabilmektedir.

  16. Öte yandan “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği”nde yapılan değişiklikle Başkanlığımızın teklifi üzerine söz konusu yönetmeliğin 14 üncü maddesinin sosyal ve kültürel alt yapı alanları başlıklı 2 nci fıkrası (ç) bendinde yapılan değişiklikle, ibadet yeri: ibadet etmek ve din hizmetlerinden faydalanmak amacıyla insanların toplandığı, dini tesis ve külliyesinin, dini tesisin mimarisiyle uyumlu olmak koşuluyla dini tesise ait; lojman, kütüphane, aşevi, dinlenme salonu, yurt ve kurs yapısı ile gasilhane, şadırvan ve hela gibi müştemilatların, açık veya zemin altında kapalı otoparkların da yapılabildiği alanlardır.” şeklinde tanımı yapılmıştır.

  17. Buna göre, dini tesis alanı olarak ayrılan arsalara, cami ile birlikte caminin mimarisine uyumlu olmak şartı ile lojman, kütüphane, öğrenci yurdu, Kur’an kursu vb. binalar da yapılabilecektir. Aynı yönetmeliğin sosyal mekanlar başlıklı 40 ıncı maddesinde “Emsale konu alanı 5.000 m²’nin üzerinde olan alışveriş merkezi, iş hanı, büro, yönetim binası gibi umumi ve resmi binalarda, fabrika ve benzeri sanayi tesislerinde düğün salonu, lokanta, gazino, sinema, tiyatro, kütüphane ve kongre merkezi, yurt binaları, spor tesisleri gibi sosyal ve kültürel yapı ve tesislerde eğitim yapılarında, hastane ve benzer sağlık tesisleri de, hava limanı, liman, terminal, tren garı, metro istasyonu, otel ve benzeri turizm tesislerinde ve yüzden fazla bağımsız bölümü bulunan konut parselinde kullanıcıların çalışmalarına veya müşterilerin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla mescit için gerekli mekanlar ayrılır” hükmü getirilmiştir.  Böylece vatandaşlarımızdan gelen taleplerin büyük çoğunluğu karşılanmaktadır.

  18. 4- İmar Planlarında Cami yerleri açılması ve sahil yörelerine konut sayısına göre cami yerleri ayrılması için Başkanlığımızca İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlık nezdinde çalışma yapılması; İmar Mevzuatına göre; yeni imara açılacak yerlerde arsanın %40’ı düzenleme ortak payı (DOP) olarak ayrılmaktadır. Bu paylar yol, yeşil alan, hastane, okul, ibadet yeri, kamu kurum alanı vb. olarak planlanmaktadır. Bu planlamaları Çevre Şehircilik Bakanlığı, ilgili belediyeler ve özel idareler yapmaktadır. İçişleri Bakanlığı ve Başkanlığın imar planı yapma görevi bulunmamaktadır.

  19. 5. Camilerde Toplanan Yardımlar YARDIM FAALİYETLERİ SIRASINDA YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Diyanet İşleri Başkanlığının ana hizmet alanı İslam dininin doğru anlaşılıp yaşanması konusunda yurt içinde ve yurt dışında topluma “din hizmeti” sunmak şeklinde özetlenebilir. Din hizmetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi ise insan kaynaklarının yanı sıra, maddi imkânları da gerekli kılmaktadır. Öteden beri din hizmeti sunanlar, bu hizmetten yararlananların maddi desteğine başvurmuş, cami ve Kur’an kursu hizmetlerinden yararlananlar da din hizmetlerine destek vermenin “sevap”olduğu inancıyla gerekli katkıyı sağlamışlardır.

  20. Yardım toplama faaliyeti, hukuk sistemimiz içerisinde yer bulan, yasal düzenlemelerle çerçevesi belirlenmiş idari ve hukuki bir süreci ifade ettiğinden, yanlış uygulanması halinde hukuk karşısında cezai sorumluluğu olan bir husustur. Diyanet İşleri Başkanlığı ve bağlı birimleri ile Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yardımlarla, ülkemizin hemen her noktasında din hizmeti sunulması için binalar inşa edilmiş, Türkiye’de ve dünyada binlerce muhtaç insanın yardımına koşulmuş, milletimizin kendi içinde ve diğer ülkelerde yaşayan milletlerle “kardeşlik” bağlarının güçlenmesine aracılık ve öncülük edilmiştir. Yardım toplama faaliyetinin etkin sonuçlar doğurması, bağışların muhafaza edilip usulüne uygun harcanması ve emanetin sahibine ulaştırılmasına bağlıdır.

  21. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunun yardım toplama faaliyetiyle elde edilen gelirleri “Kamu Malı”saymış, bu mal ve paraları zimmetine geçiren kişinin kamu görevlisi olup olmadığına bakılmaksızın zimmet suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılmasını hükme bağlamıştır. Yardım faaliyetlerinde, zaman zaman ihmallerin yaşanması, hem din hizmeti sunan kurum ve kuruluşların toplum nezdinde yara almasına, hem de çalışanların/kamu görevlilerinin hukuken ağır cezalarla baş başa kalmasına sebebiyet verebilmektedir. Yardım toplama faaliyetiyle ilgili mevzuat incelendiğinde, başta ilgili kanun olmak üzere, yasal düzenlemelerin yetersiz olduğu ve bu yetersizliğin din hizmetleri kapsamında yürütülen faaliyetleri etkileyen temel sorunlardan birini teşkil ettiği görülmektedir. Bu bağlamda, Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen yardım toplama faaliyetlerinde yaşanan sorunlar başlıklar halinde ele alınmış ve çözüm önerileri getirilmiştir.

  22. İLGİLİ MEVZUAT KANUNLAR Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 633, Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Kanun Numarası: 6002, Dernek Ve Vakıfların Kamu Kurum Ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun, Kanun Numarası: 5072, İçisleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,(Dernekler Dairesi Başkanlığı ile ilgili, 13/A maddesi), Kanun Numarası:3152, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu, Kanun Numarası:3294, Türk Ceza Kanunu, Kanun Numarası:5237, Yardım Toplama Kanunu, Kanun Numarası:2860,

  23. YÖNETMELİK VE YÖNERGELER Dernekler Yönetmeliği, Diyanet İşleri Başkanlığı Görev ve Çalışma Yönergesi,(124’üncü madde), 10.12.2002 tarihli ve 80 sayılı Başkanlık Onayı, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Kuruluş, Görev, Çalışma ve Denetim Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik, Yardım Toplama Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik, GENELGELER Diyanet İşleri Başkanlığının, “Yardım Faaliyetleri” konulu, 31.03.2005 tarihli ve 327 sayılı genelgesi, Diyanet İşleri Başkanlığı 2007 Genelgesi ,(184. madde), İçişleri Bakanlığının, Yardım Toplama İşlemleri Konulu 2005/38 nolu Genelgesi, İçişleri Bakanlığının, Yardım Toplama Konulu 2007/80 nolu Genelgesi, İçişleri Bakanlığının, Yardım Toplama Konulu 2007/81 nolu Genelgesi,

  24. Yukarıda liste halinde verilen mevzuat dikkate alındığında, Yasa koyucunun yardım toplama faaliyetini kamu düzeni açısından son derece önemsediği ve bu konuda yaşanabilecek ihmal, suistimal ve aksaklıklara karşı tedbirler getirdiği görülmektedir.

  25. TEMEL SORUNLAR • CAMİLERİN ÖNÜNE KUTU KONMASI VEYA SERGİ SERİLMESİ • Gerek İl ve ilçe Müftülükleri gerekse Başkanlıkça düzenlenen yardım faaliyetlerinde Başkanlığın 31.03.2005 tarihli ve 327 sayılı “Yardım Faaliyetleri” konulu talimatında belirtilen usullere ve Diyanet İşleri Başkanlığı Görev ve Çalışma Yönergesinin 124’üncü maddesine göre hareket edilmektedir. • Söz konusu talimatın 1’inci maddesinde; “bütün yardım toplama faaliyetlerinde; her zaman olduğu gibi 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik hükümlerine riayet edilecektir” ifadelerine yer verilmiştir. Ancak bu talimatta belirlenen yardım toplama usulünün, 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara uygunluk arz etmediği görülmektedir.

  26. Başkanlıkça taşra birimlerine gönderilen yardım toplama yazılarında; yardım toplama usulünün “cami çıkışlarına kutu koymak” ve “sergi sermek” şeklinde olacağı bildirilmektedir. Başkanlık talimatlarında bahsedilen “kutu koymak” ve “sergi sermek” ifadelerinin, Yardım Toplama Kanununun 5’inci maddesinde belirtilen “belirli yerlere kutu koymak yoluyla” ve “kültürel gösteriler ve sergiler yoluyla” yardım toplama ifadeleriyle bağlantısının bulunduğunu söylemek zordur. Çünkü, Kanunun açık ibaresinde bahsi geçen “sergi”nin kültürel içerikli sergi tertiplenmesiyle alakalı olduğu, “kutu koymak”tan kast edilenin ise, önceden belirlenmiş yerlere, vatandaşların bağışta bulunabilecekleri muhafazalı kutuların konulmasıyla ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

  27. YARDIM (BAĞIŞ) SANDIĞI KUTULARI

  28. Diyanet İşleri Başkanlığınca belirli yerlere standardize edilmiş, muhafazalı kutuların konması hususu geçmiş yıllardan beri Başkanlığın gündeminde olmuş, Başkanlık birimlerince düzenlenen çeşitli toplantılarda gündeme gelmiş, cami önlerine konacak muhafazalı kutularla ilgili olarak gerek Başkanlıkça, gerekse Türkiye Diyanet Vakfınca numune çalışmaları yapılmış, ancak bu konu ülke geneline yayılamamıştır. Muhafazalı bir kutu oluşturularak yardım toplanması, kanunun cevaz verdiği bir usul olduğundan, ayrıca yasal düzenleme de gerektirmemektedir. Yardım kutularının içerisine atılan bağışların güvenliği ve takibinin sağlanması elektronik sistemlerle gerçekleştirilebileceği gibi, mekanik sistemlerle de gerçekleştirilebilir.

  29. Bununla birlikte; • Cami önlerine yardım kutusu konması dört ayrı riski barındırmaktadır. • Vakıf ve dernekler kendileri tarafından inşa edilen camilerde kendilerine ait olmayan bir bağış kutusu oluşturulması halinde bu duruma tepki gösterebilecektir. • Cami cemaati dışındaki kesimlerden, camilerin rant amaçlı olarak kullanıldığı şeklinde tartışmalara konu edilmesi mümkün olabilecektir. • Cami çıkışlarında içerisinde para bulunan kutular hırsızlık vb. farklı kötü amaçlar güden kişilerin potansiyel hedefi haline gelebilecek, bu durum camilerin güvenliğine olumsuz etki edebilecektir. • Elektronik sistemlerle donatılmış ATM benzeri para toplama cihazlarının maliyet boyutu ile cami derneklerinin söz konusu bu cihazları satın alıp alamayacakları, işletilmesi v.b. hususlar da riskler arasında değerlendirilmektedir.

  30. 2. İZİN ALMA ZORUNLULUĞUYLA İLGİLİ SORUNLAR • Yardım Toplama Kanununun 6’ncı maddesiyle, Bakanlar kurulunca izin almadan yardım toplayabilecekleri belirlenenler hariç, yardım toplama faaliyetinde bulunacak kişiler ve kuruluşların yetkili makamlardan izin almaları zorunluluğu getirilmiştir. Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında da “İzin alınmadan girişilen yardım toplama faaliyetleri güvenlik kuvvetlerince derhal menedilir ve sorumlular hakkında kovuşturma yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. • İzin vermeye yetkili makamlar, anılan Kanunun 7’nci maddesinde; “Yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır. Yardım toplama faaliyeti birden fazla ili kapsıyorsa yardım toplama faaliyetine girişecek gerçek veya tüzel kişilerin yerleşim yerinin bulunduğu ilin valisinden izin alınır ve izni veren valilik tarafından ilgili valiliklere ve İçişleri Bakanlığına bilgi verilir.” şeklinde açıklanmış, yardım toplama faaliyetleriyle ilgili işlemlerin dernekler birimlerince yürütüleceği belirtilmiştir.

  31. Bu konuda yaşanan sorunlardan Başkanlığımızla doğrudan ilgili olan husus, Diyanet İşleri Başkanlığı Görev ve Çalışma Yönergesinin 124’üncü maddesinin Yardım Toplama Kanununun 6 ve 7’nci maddelerine aykırı olmasıdır. Bahse konu yönergenin “Cami İhtiyaçlarının Temini” başlıklı 124’üncü maddesinde; “Derneği veya vakfı bulunmayan camilerde, camilerin bakım ve küçük onarımları ile diğer ihtiyaçları aşağıdaki esaslara göre yapılır ve temin edilir.”

  32. a) Camilerde su, temizlik, aydınlatma, ısıtma, boya, badana, bakım, küçük onarım ve benzeri cami ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla imam-hatibin başkanlığında cemaatten seçilmiş en az iki kişinin katılmasıyla bir “Cami Temsil Heyeti” kurulabilir. Bu heyet, gelirlerini tutanakla sağlar ve harcamalarını gider belgesi karşılığı yapar. Tutanak ve gider belgeleri imam-hatip tarafından saklanır. İmam-hatibin değişmesi halinde bu belgeler, yeni gelecek imam-hatibe verilmek üzere temsil heyetinin diğer üyelerine zimmet karşılığı devredilir. Cami temsil heyeti gelir ve giderleri, ilgili müftüler ve Başkanlık müfettişlerince denetlenir, b) Cami ve mescit adına kumbara konulmak suretiyle veya makbuzla para toplanması müftülüğün izninebağlıdır. Kumbaralar, caminin güvenliği için tehlikeli görülürse durum, cami görevlilerince gereği yapılmak üzere müftülüğe bildirilir. Kumbaralar yetkili heyetçe açılır ve geliri tutanakla tesbit edilir. Derneği bulunmayan camilerde kumbara gelirleri ile diğer çeşitli gelirler cami temsil heyetince cami ihtiyaçları için harcanır.” denilmektedir.

  33. Halenyürürlükte olan bu yönerge ile Başkanlığımızca oluşturulması istenilen “Cami Temsil Heyetlerine”, Başkanlığımızın yetkisinde olmadığı halde camide süresiz yardım toplama izni verilmiş, tanınan yardım toplama yetkisiyle de Yardım Toplama Kanuna aykırı olarak izinsiz yardım toplanmasına zemin hazırlanmıştır. Sorunun çözümü için Başkanlık teşkilat kanununda yapılan değişiklikler sonrasında gerçekleştirilmesi gereken alt mevzuat çalışmalarında söz konusu çelişkinin giderilmelisi düşünülmektedir. (Yönerge-Genelge)

  34. 3. MÜLKİ İDAREYLE UYUM KONUSUNDA YAŞANAN SORUNLAR Diyanet İşleri Başkanlığı taşra birimlerinin yöneticileri olan il ve ilçe müftüleri aynı zamanda Türkiye Diyanet Vakfının mahallindeki şube başkanlığını da yürütmektedirler. Türkiye Diyanet Vakfı, ilgili Bakanlar Kurulu Kararı gereğince yardım toplama izni almaktan muaf tutulan sivil toplum kuruluşları arasında yer aldığından, yardım toplama faaliyetine başlamadan önce Kanunda öngörülen mercilerden izin alması gerekmemektedir. Ancak, şube başkanları kamu görevlisi, yardımın toplandığı mekânların da kamuya ait mekan olması sebebiyle, müftülükler üzerinden organize edilen ve camilerde namaz çıkışı gerçekleştirilen yardım faaliyetlerinin 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir.

  35. İl İdaresi Kanunu, illerde valileri, ilçelerde ise kaymakamları ilin/ilçenin yönetiminden sorumlu tutmuştur. Kamu görevlileri eliyle, kamuya ait alanlarda izinsiz yardım toplanması Yardım Toplama Kanunu açısından uygun bile olsa, İl İdaresi Kanunu açısından mahzurludur. Kaldı ki, mülki idare amiri yardım faaliyetine izin versin ya da vermesin, gerçekleşen faaliyetin denetiminden sorumlu olduğuna göre, faaliyetten haberdar olmalıdır. Nitekim mahallinden Başkanlığımıza intikal eden bilgilerden, pek çok yerde mülki idare amirlerinin izinsiz ve habersiz yardım toplanması sebebiyle müftülerimize sitemlerini ilettikleri, zaman zaman da bu durumun idari uyumsuzluğa neden olduğu anlaşılmaktadır. İl ve ilçe müftülükleri TDV genel merkezi veya şubeleri adına yardım faaliyeti düzenlediklerinde, mülki idare amirinden onay almalı ve yardım faaliyetinin neticelerini mülki idare amiri ile paylaşmalıdır.

  36. 4. İZİN MERCİİNİN BELİRLENMESİNDE HİYERARŞİ SORUNU Yardım Toplama Kanununa göre yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından, birden fazla ili kapsıyorsa yardım kampanyasını düzenleyen kurumun bulunduğu ilin valisinden izin alınması gerekmektedir. Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye genelinde yardım kampanyası düzenleyebilmesi için Ankara Valiliğinden izin alması zorunludur. Diyanet İşleri Başkanının bizzat kendisi veya onun adına atılan imzayla valilikten izin alınması kamu hiyerarşisi açısından uygun görülmemektedir. Ayrıca, izin vermeye yetkili merci olan Ankara Valiliği aynı zamanda denetim yetkisine de sahip olduğundan, valiliğin Diyanet İşleri Başkanlığını denetlemesi de denetimde hiyerarşi açısından sağlıklı değildir.

  37. Bu sorunun çözümü konusunda şu şekilde öneriler getirilebilir: a. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanununda düzenleme yapılarak, bakanlık veya bağlı/ilgili kuruluş statüsündeki kamu kurum ve kuruluşlarının valilikler yerine İçişleri Bakanlığından izin alınması sağlanmalıdır. (Bu konu Başkanlıkça takip edilecektir.) b. Diyanet İşleri Başkanı aynı zamanda TDV Mütevelli Heyeti Başkanıdır. TDV’nin yardım faaliyetine başlamak için izin alması gerekmemektedir. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı, tüm Türkiye’yi veya birden fazla ili kapsayan her türlü yardım faaliyetini Türkiye Diyanet Vakfı üzerinden gerçekleştirmeli, Başkanlığa intikal eden kampanya talep yazıları TDV’ye intikal ettirilmeli, her kampanya için vakıf mütevelli heyeti karar almalı ve Mütevelli Heyeti Başkanı sıfatıyla Diyanet İşleri Başkanı tarafından imzalan yazılarla yardım faaliyeti organize edilmeli, il ve ilçe müftülükleri de TDV’den gelen talimat üzerine TDV il/ilçe şube başkanı sıfatıyla kendi mülki idare amirlerinden onay almak suretiyle yardım faaliyetini gerçekleştirmelidir.

  38. 5. BAŞKANLIK MERKEZ VE TAŞRA ÇALIŞANLARININ YARDIM FAALİYETLERİNDE GÖREV ÜSTLENMESİ SORUNU Kamu görevlisi olan Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarının yardım toplama faaliyetlerinde yer almasıyla ilgili olarak öteden beri sorunlar yaşanmaktadır. Sorunun temeli ise kamu görevlilerinin yardım faaliyetlerinde çalışmasıyla ilgili mevzuatın derli toplu olmamasıdır. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanununun 13’üncü maddesinde “kamu görevlileri, vali veya kaymakamdan izin almadıkça yardım toplama faaliyetlerinde çalışamazlar.” ibaresiyle izin alınması halinde çalışmayı mümkün kılarken, 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanunun 2/f maddesinde yer verilen; “Dernek ve vakıfların yardım toplama ve bağış kabul hizmetlerinde kamu görevlileri çalıştırılamaz.” hükmü, kamu görevlilerinin dernek ve vakıfların yardım faaliyetlerinde yer almasını açık şekilde men etmektedir.

  39. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun “Türkiye Diyanet Vakfıyla İşbirliği” başlıklı değişik 17’nci maddesi; “Başkanlık gerektiğinde, kanunla verilen görevleri çerçevesinde Türkiye Diyanet Vakfı ile işbirliği yapar. Anılan Vakıf hakkında 22/1/2004 tarihli ve 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun hükümleri uygulanmaz” hükmünü getirmiştir. 633 sayılı Kanunda, Diyanet İşleri Başkanlığının görevleri arasında “yardım toplamak” açıkça zikredilmemişse de, 7/f-11 maddesiyle Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğüne “Başkanlıkça düzenlenen yardım kampanyalarını organize etme” görevinin tevdi edilmiş olması Başkanlığın yardım kampanyası düzenlemesinin yasayla verilen görevleri cümlesinden olduğu hükmünü ihtiva etmektedir.

  40. Yukarıda serdedilen farklı yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarının Başkanlıkça veya Müftülüklerce düzenlenen her türlü kampanyada mülki idare amirinden izin alınması şartıyla görev üstlenebilecekleri, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yardım toplama faaliyetlerinde görev almalarında herhangi bir yasal engelin bulunmadığı, TDV dışındaki vakıf veya derneklerin yardım toplama faaliyetlerinde görevlendirilmelerinin ise mevzuata aykırı olduğu neticesine ulaşmak mümkündür. Başkanlık çalışanları, çoğu zaman eksik veya tek taraflı bilgilendirmeler nedeniyle, kendilerine yardım kampanyalarında görev tevdi edilmesini yasalara aykırı bulabilmekte, zaman zaman da bu nedenle Müftülüklerde sorunlar yaşanabilmektedir. Bu itibarla Türkiye Diyanet Vakfı ve müftülükler, cami ve Kur’an kursu görevlilerinin yardım faaliyetlerinde görev almalarıyla ilgili olarak bilgilendirici toplantılar düzenlemeli, bu konuda hazırlayacağı yazılı rehberlerle din görevlilerinin aynı zamanda birer hayır-hasenat gönüllüsü olmalarını hedeflemelidir.

  41. 6. DERNEKLERİN UYGULAMALARINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR Cami ve Kur’an kursu yaptırma ve yaşatma dernekleri, ilgilendikleri cami veya Kur’an kursunun bazı ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla, cami çıkışlarında yetkili makamlardan izin almaksızın yardım toplamakta, gerekçe olarak ta Yardım Toplama Kanununun 2’nci maddesinin ikici fıkrasında yer alan istisna hükümlerini gösterilmektedir. Dernekler Yönetmeliği’nin “Diğer hükümler” başlıklı 103’üncü maddesinde derneklerin yardım toplama konularında 2860 sayılı Kanun hükümlerine tabi oldukları belirtilmiştir.

  42. Yardım Toplama Kanunun 2’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan istisnaî hüküm; “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi bünyesi içerisindeki yardım toplama faaliyetleri ile dernekler, sendikalar ve bunların üst kuruluşlarına, spor kulüplerine, mesleki kuruluşlara ve bağış kabulüne yetkili vakıflara kendi statülerine göre üyeleri ve diğer kişiler tarafından yapılacak bağış ve yardımlarla bunların öz kaynaklarından sağlayacakları gelirler, bu Kanunun kapsamı dışındadır.” şeklindedir. Bu bentte kanunun kapsamı dışında olan bağış ve yardımlara değinilmiştir. Buna göre yukarıda sayılan birimlerin olağan gelirleri kanun kapsamı dışında tutulmuştur. Örneğin derneklerin üyelerinden aldıkları aidatlar, emlak gelirleri, bahsi geçen kurumlardan birine diğer kişiler tarafından bizzat yapılacak yardımlar bu kanun kapsamında değildir. Ancak dernek yardım toplamak için bir organizasyon düzenlemişse veya gezmek suretiyle bağış toplamış ise bu faaliyetler yardım toplama kapsamındadır.

  43. Bu nedenle, cami yaptırma ve yaşatma dernekleri camilerde, 2860 sayılı Kanunun 6’ncı maddesine göre, aynı Kanunun 7’nci maddesinde belirlenen yetkili makamlardan izin almadan yardım toplayamazlar. Bu şekilde toplanan yardımlar Kanuna aykırı olarak izinsiz toplanmış yardım hükmündedir. İl ve İlçe Müftülükleri cami ve Kur’an kursu dernekleriyle zaman zaman toplantılar gerçekleştirerek yardım toplama faaliyetini kontrol altında tutmaya çalışmalıdır.

  44. 7. TOPLANAN YARDIMLARDAN KESİNTİ YAPILMASI SORUNU Camilerden toplanan yardımlardan bir kısmının, caminin çeşitli ihtiyaçları için cami derneği veya cami görevlisi tarafından alıkonduğu hususu Başkanlığa intikal eden pek çok şikayete konu olmuş, bu nedenle idari ve disiplin soruşturmalarının yanı sıra adli tahkikatlar gerçekleştirilmiş ve Başkanlığımız çalışanlarının küçük meblağlar sebebiyle ciddi cezalara maruz kalmaları söz konusu olmuştur. Yardım Toplama Kanununun 14’üncü maddesinde “Yardım toplama faaliyetine girişenler bu faaliyetin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesinden, süresi içinde sonuçlandırılmasından, toplanan para ve eşyanın korunmasından ve amaca uygun şekilde kullanılmasından sorumludur.” hükmü getirilmiştir.

  45. Dolayısıyla bu kampanyalarda toplanan yardımların bir bölümünü alıkoyan kişiler ve yardım toplama faaliyetine girişenler kanuna aykırı davranış sergilemiş olmaktadırlar. Cami ve Kur’an kursu yaptırma/yaşatma derneklerinin, din hizmeti alanında önemli yerinin bulunduğu, ilgilendikleri cami ve Kur’an kurslarının müteferrik ihtiyaçlarını da genellikle halktan aldıkları bağışlarla karşıladıkları bilinmektedir. Bununla birlikte, kimi zaman doğal afetler, kimi zaman değişik yerlerde inşa edilen camilere yardım ve benzeri nedenlerle il müftülüklerinden veya Başkanlıktan gelen talimatlar cami ve Kur’an kursu derneklerini maddi yönden zor durumda bırakmakta, bu durumda da farklı arayışlar içine girilerek toplanan yardımın bir kısmının alıkonması meşru kabul edilmektedir. Halbu ki, bu konu ne mevzuat açısından ne de dinen tasvip edilemez.

  46. Diğer taraftan, yukarıdan beri yapılan izahat muvacehesinde zaman zaman Başbakanlığın yazılı ve sözlü talimatları gereğince, Başkanlıkça deprem ve sel gibi doğal afetlerle; açlık, kıtlık, salgın hastalık ve savaş gibi kitlesel felaketler neticesinde mağdur olanlara destek amacıyla yapılan genel kampanyalar ile yurtdışında yaşayan dindaş ve soydaşlarımızın ihtiyaçları için Diş İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile “kardeş şehir” projesi kapsamında değerlendirilen yardım talepleri dışındaki isteklerin Başkanlığımızca değerlendirilmeye alınması mevzuat açısından sıkıntı yarattığı ortadadır. Ayrıca, Başkanlıktan taşraya gönderilen yardım kampanyaları ile alakalı yazılarla ilgili müftülüklerimizden de haklı yakınmalar alınmaktadır. Bu nedenle, dernek, vakıf, kurum, kuruluş ve bu işle ilgilenen şahısların bu yönde bilgilendirilmelerinin ve taşradaki hizmetlerle ilgili yardım taleplerinin Başkanlığa gönderilmemesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

  47. İL MÜFTÜLERİ İLE PAYLAŞILMASINDA FAYDA GÖRÜLEN HUSUSLAR a) İl müftülerimizin bölgelerinde yer alan üniversite kampüslerindeki yapımı devam eden camii inşaatlarının tamamlanması hususlarında daha fazla ilgi ve alaka göstermeleri, (Şu an itibariyle 55 üniversitenin kampüsünde cami inşaatı devam etmektedir.)

  48. b) Başkanlığımıza resmi araç satın alınması için anılan aracın, Başkanlığımız merkezi yönetim bütçesi (T) cetveli ve eki 5018 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde belirtilmesi gerekmektedir. Başkanlığımız bütçesinde yer alan araçlar bütçe kaynakları veya hibe şekliyle temin edilmektedir; • Söz konusu araçların temin edilmesine esas olmak üzere öncelikle Başbakanlıktan izin alınması gerekmektedir. Başkanlığımız merkezi yönetim bütçelerine taşıt alımı için, tasarruf tedbirleri neticesinde, yeterli ödenek konulamamaktadır. Bütçe marifetiyle temin edilen resmi araçlar; il ve ilçe müftülükleri ile eğitim merkezi müdürlüklerinden gelen talepler doğrultusunda değerlendirilmesi yapılarak ihtiyaç duyulan yerlere tahsisleri yapılmaktadır.

  49. İl ve İlçe Müftülük Hizmet Binalarının Kiralanması Kiralamaları daha önce yapılmış olan hizmet binalarının ve Bakanlar Kurulu Kararı ile kiralanmış olan Kur’an Kursları ve Müştemilatların kira artışları yapılmaktadır. • Başkanlığımıza, İl ve İlçe Müftülüklerinden hizmet binası ve Kur’an Kursu binası kiralanması ve buralar için ödenek gönderilmesi ile ilgili talepler gelmektedir. Başkanlığımız Kiralamalarda Başbakanlığın 18/01/2007 tarihli ve 2007/3 sayılı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi uyarınca hareket etmektedir.

  50. Genelgede; “Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yurt içinde ve yurt dışında hiçbir surette hizmet binası, lojman, her ne adla olursa olsun memur evi, kamp, kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis ve bunlarla ilgili arsa ve arazi satın alınmayacak, kamulaştırılmayacak, kiralanmayacak ve yeni inşaat yapılmayacaktır. Ancak; sadece kesinleşmiş mahkeme kararı ile gayrimenkulün tahliyesi gibi kanuni zorunluluk halinde, o hizmet için tahsis edilebilecek Hazineye ait gayrimenkulün bulunmadığının tevsik edilmesinden sonra hizmet yeri ihtiyacının karşılanması amacıyla gayrimenkul kiralanabilecektir.” Bu genelgenin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilmesi ve genelgede belirtilen hükümler hilafına ortaya çıkabilecek zorunlu ihtiyaçların karşılanabilmesi için Başbakanlıktan izin alınacaktır.

More Related