1 / 92

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Kişilik Gelişimi

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Kişilik Gelişimi. Kişilik Gelişimi. Kişilik nedir? Kişilik bir insanı başkalarından ayıran bilişsel, duygusal ve davranışsal özelliklerin tümü. Bireyin kendine özgü bu özellikleri bilmek onunla kurulacak iletişimi kolaylaştıracaktır. Kişiliği oluşturan özellikler. İlgi

emmly
Télécharger la présentation

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Kişilik Gelişimi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. GELİŞİM PSİKOLOJİSİKişilik Gelişimi

  2. Kişilik Gelişimi Kişilik nedir? Kişilik bir insanı başkalarından ayıran bilişsel, duygusal ve davranışsal özelliklerin tümü. Bireyin kendine özgü bu özellikleri bilmek onunla kurulacak iletişimi kolaylaştıracaktır.

  3. Kişiliği oluşturan özellikler İlgi Yetenekler Duygular Güdü Mizaç Sosyal, bilişsel, fiziksel özellikler Değerler İnançlar Tutumlar Düşünceler Karakter Görüşler

  4. Kişilik Gelişimini Açıklayan İki Temel Kuram Psiko – Seksüel Gelişim (Freud) Psiko – Sosyal Gelişim (Erikson)

  5. Psiko – Seksüel Gelişim (Freud) Psikoanalitik kuramın dört dayanağı vardır. Temel güdüler (saldırganlık ve cinsellik, (Eros; yaşam) ve thanatos; ölüm) Bilinç altı süreçler Psişik determinizim (hiçbir davranış şans eseri meydana gelmez) Enerji modeli (libido)

  6. Freud’un Kişilik Gelişimi İle İlgili Kuramları Topografik Kişilik Kuramı Yapısal Kişilik Kuramı Psiko – seksüel Gelişim Dönemleri

  7. 1. Topografik Kişilik Kuramı Davranışların temelinde bilinçdışı düşünceler ve materyaller bulunur. Bilinçlilik durumu üç bölümden oluşur. Bilinç (Farkında olduğumuz yaşantılar) Bilinç öncesi (Farkında olmadığımız ama biraz düşününce bilince çıkarabileceğimiz yaşantılar) Bilinçdışı; (ancak özel tekniklerle bilince çıkarılabilen alan)

  8. 2. Yapısal Kişilik Kuramı İd:İnsanın biyolojik yanı Ego:İnsanın psikolojik yanı Süperego:insanın toplumsal yanı

  9. Bilinç ego Bilinçöncesi süperego Bilinçdışı id

  10. İd: Kişiliğin çekirdeğini oluşturur. Bireyin en kaba, en ilkel, kalıtımsal dürtü ve arzularını içerir. Bu ilkel kalıtımsal dürtülerden ikisi cinsellik ve saldırganlıktır. İd, insan hayatında, özelliğini hiç kaybetmeden ömür boyu varlığını korumaktadır. İd, davranışlarımızın altında yatan psikolojik enerjinin kaynağıdır. İd, haz ilkesine göre işler ve hiç geciktirilmeden bütün isteklerinin yerine getirilmesini bekler.

  11. * Freud İd’in isteklerinin karşılanmadığı durumlarda “dilek gerçekleştirme yöntem”ine başvurduğunu iddia eder. * İstenilen şey elde edilemiyorsa o şeyin hayali kurularak istek geçici olarak karşılanır. Rüyalarda bu amca hizmet eder. * İd gerilimi giderecek objenin ya da kişini imgesini oluşturur.

  12. İd objeler arasında ayırımı yapacak yeteneğe sahip değildir. Freud ister gerçek ister hayal kurma ve rüya yoluyla olsun id’in isteklerinin doyurulmasına “birincil süreçler” adını vermiştir. Birincil süreçler baskın olduğu zaman davranışı, bireyin akıl yürütme ve düşünme yönü değil id’in istekleri biçimlendirir. Çevresiyle etkileşime giren yaklaşık 2 yaş civarındaki çocuklarda Ben (Ego) gelişmeye başlar.

  13. Ego: Kişiliğin mantıklı düşünebilen ve gerçekçi değerlendirme yapabilen bölümüdür. Kişiliğin yürütme organı olup, içgüdülerin hangi biçimde doyurulacağına karar verir. İd ile süper egonun çatışan isteklerini uzlaştırmaya çalışır. Gerçeklik ilkesine göre hareket eder.

  14. EGO Ego gerçeklik ilkesinin egemenliğinde ve ikincil süreçler aracılığı ile işler. Bu süreçler, mantıklı ve gerçekçi düşünce türüdür. Gerçeklik ilkesinin amacı, ihtiyacın giderilmesi için uygun obje bulununcaya kadar gerilimin boşalmasını ertelemektir. Gerçeklik ilkesi haz ilkesini geçici olarak engeller. Gerçeklik sınaması yapar. Uygun obje bulununca haz ilkesi ön plana geçer ve gerilim giderilir. Ego kişiliğin yürütme organı gibidir. İd’in ve süperego’nun birbiri ile çatışan istekleri arasında bir uzlaşma yolu bulmak durumundadır.

  15. Süperego: Temel güdüleri ifade ederken, birey toplumun kural ve değerlerinin dışına çıkabilir. Bu kurallar çocukların davranışlarının ödüllendirilmesi veya cezalandırılması yoluyla büyükler tarafından çocuklara anlatılır. Bunun sonucu olarak çocukta zamanla süperego gelişir. Süperego toplumun yasalarını kapsar. (değerleri, ahlaki kuralları, gelenekleri temsil eder)

  16. Süperegonun iki alt sistemi vardır; Vicdan; kişiyi suçlu hissettirerek cezalandırır. Benlik ideali; gurur ve kıvanç yaratarak ödüllendirir. Süperegonun başlıca işlevi, İdden gelen dürtüleri bastırmak ve ketlemek, Egoyu gerçekçi amaçlar yerine ahlaki amaçlara yöneltmektir. Süperego kusursuz olmaya çabalar.

  17. Super Ego Ego Id YapısalKişilikKuramı Id – İnsan varlığının ham/ilkel tabiatıdır Haz ilkesi hakimdir. Ego - İdin isteklerini gerçeğe uygun biçimde karşılamak ister. Gerçeklik ilkesi hakimdir Super Ego - Vicdanın sesi! Nasıl davranmak zorunda Olduğumuz… Kurallar!

  18. Bu üç mekanizmanın birbirlerine sağladıkları üstünlük farklı kişilik türlerini ortaya koyar. Sağlıklı bir kişide oluşan güçlü bir benlik, hem altbenliğin hem de üstbenliğin kişilik üzerinde aşırı kontrol kurmalarına izin vermez.

  19. Psiko – seksüel Gelişim Dönemleri 1.Oral Dönem (0-1 yaş) 2.Anal Dönem (1-3 yaş) 3.Fallik Dönem (3-7 yaş) 4.Latans(=Gizil) Dönem (7-11 yaş) 5.Genital Dönem (11-18 yaş)

  20. 1.ORAL DÖNEM( 0-1 YAŞ): - Bu dönem id’in egemenliği altındadır. - En önemli organ ağızdır. -Oral dönemde temel haz kaynağı emmedir.Bebek eline geçen her şeyi,dokunduğu her şeyi ağız yoluyla tanımaya çalışır. -Bu dönem de bebeğin beslenmesi ve emzirilmesi önemlidir. -Anne tarafından çocuğun memeden erken kesilmesi,ya da aksine çok uzun emzirilmesi,onun bu döneme bağlı olmasına neden olmaktadır.Yani emme ihtiyacı,daha sonraki yaşamında da sürmektedir.

  21. 2. ANAL DÖNEM(1-3 YAŞ): -Bu dönem idrar ve dışkı çıkarma ile ilgilidir. -Haz kaynağı içerde biriken dışkısını tutmak yada bırakmak. -En önemli organ dışkılamanın olduğu organdır. -Tuvalet kontrolü eğitimi önemlidir.Çocuğun tuvaleti ile ilgili anne-babanın,bakıcının tutumu çocuğun kişiliğini etkiler. -Çocuk bu dönem de kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. -Hoşgörüsüz, katı, baskıcı yolla tuvalet eğitimi veren anne-baba yada bakıcılar, çocuğun bu döneme bağımlı olmasını sağlarlar. -Tuvalet eğitimi iyi olanlar yaratıcı, üretken, aktif olurlar. Kötü olanlar inatçı, cimri, aşırı düzenli veya aşırı düzensiz, saldırgan olurlar.

  22. 3.FALLİK DÖNEM (3-7 YAŞ): -Bu dönemin haz kaynağı cinsel organdır. -Çocuk karşı cinsteki ebeveyne açık olarak daha fazla sevgi gösterir.Erkek çocuk annesine karşı cinsel bir yakınlık beslemesi,kız çocuğun da babaya karşı cinsel yakınlık istemesi normal karşılanmalıdır. Kastrasyon (İğdişlik) Korkusu: Erkek çocukların kızlarda penisin olmadığını fark edince kendi penisinin de yok olacağını kaygısını taşımasıdır. Toplumda ve ailede çocuğun yaramazlıklarına, gece altına kaçırmasına, çocuğun cinsel organı ile oynamasına karşı yapılan "pipini keserim", "sünnet edelim" gibi şaka ve söylemler bu korkunun sürekliliğini sağlar. Oedipus karmaşası: Bu karmaşada çocuk annesine bir tür cinsel yakınlık duyar ve bu durumun babası tarafından cezalandırılacağı kaygısını yaşar. Elektra karmaşası: Bu karmaşa türünde de kız çocukları babaya karşı cinsel yaklaşım duyar ve annenin kızacağına ilişkin kaygı durumu yaşar.

  23. 4.LATANS [GİZİL] DÖNEM (7-11 YAŞ): -Çocuk cinsel konulardan hoşlanmaz ve kendini daha çok oyuna verir. -Çocuklar sevgi gösterilerini ev dışında arkadaşlarına yöneltirler. -Ergenlik fırtınası öncesindeki durgunluk dönemidir.

  24. 5.GENİTAL DÖNEM(11-18 yaş): -Hızlı fiziksel gelişme ve buluğa erme ile cinsel dürtüler artar. -Cinsel gelişim artar,üreme sistemi gelişir. -Ergen ebeveynle ilişkilerini düzenlemek,çatışmalarını çözümlemek ihtiyacındadır. -Karşı cinsle arkadaşlık kurulur.

  25. Freud’a göre ihtiyaçların giderilmemesinin iki temel nedeni bulunmaktadır. Engellenme Çatışma

  26. Engelenme Organizmanın amacına ulaşmasının engelenmesi durumudur. Birey engellendiğinde amacına başka bir yoldan ulaşmaya çalışır. Çocuk engellendiğinde durumda gösterdiği en temel tepki saldırganlıktır.

  27. Engellenme durumunda başka hangi tepkiler çıkar? Öfke ve kızgınlık Çevreden kaçınma Aşırı duyarlılık Aşırı bağlılık Bencil tutum Kompleksler

  28. Engel güdü Öfke, Kaygı Yılgınlık, İç gerilimler

  29. 2. Çatışma Çatışma, insanı birbirine zıt davranışlara sürükleyen ihtiyaçlar karşısında meydana gelen huzursuzluk hali. Güdülerin tatminsiz kalmasının bir nedeni de, içimizde birbirine ters düşen iki güdünün rekabetidir.

  30. Kütüphaneye mi gitsem? Gelişme ihtiyacı Eğlenme ihtiyacı Sinemaya mı gitsem?

  31. Kaç tür çatışma vardır? Yaklaşma – Yaklaşma Kaçınma – Kaçınma Yaklaşma - Kaçınma

  32. Yaklaşma - Yaklaşma İkisi de aynı derecede çekici iki seçeneğin etkisinde kalma. Beğendiği iki gömlekten birini seçmekte zorlanma + + Organizma

  33. Yaklaşma - Kaçınma İki zıt duygu arasında kalma Sabah uykusunu çok seviyor ama işe geç kalmama gerekiyor. + Organizma -

  34. Kaçınma - kaçınma İkisi de aynı oranda itici iki seçenek arasında kalma Sevmediği bir dersin sınavına hazırlanmak. - - Organizma

  35. Ego Savunma Mekanizmaları Freud’a göre ego işlevini sürdürürken üç ayrı tehlikeyle karşılaşmaktadır: Engellenmeler ve dış dünyadan gelen saldırılar. İd’in içgüdüsel ve gerçek dışı istekleri Süper ego’nun cezalandırmaları. Bu durumlar kaygı yaratır. Kaygı büyüyüp şiddetlendikçe ego bununla başa çıkmak için savunma mekanizmalarına başvurur.

  36. Savunma mekanizmaları çok sık kullanılıyorsa bireyin gerçek hayattan kopmaya başladığını gösterir. Savunma mekanizmaları bilinç dışı olarak işletilir.Farkına varılmadan kullanılır. Ego savunma mekanizmalarının sistematik bir biçimde incelenmesi Anna Freud tarafından gerçekleştirilmiştir.

  37. SAVUNMA MEKANİZMALARI Her sağlıklı insan ara sıra savunma mekanizmalarını kullanır Eğer bu mekanizmalar çok kullanılırsa ve kişilik haline gelirse bireyde gerçeklik algısı kaybolur

  38. Savunma mekanizmaları Ödünleme (Telafi) Yansıtma Yön değiştirme Neden bulma Özdeşim kurma Yüceltme Bastırma Karşıt tepki geliştirme Gerileme Saplanma İnkar

  39. Savunma mekanizmaları Hayal kurma (düşlem/fantezi) Pollyannacılık (tatlı limon) Çarpıtma Bedenselleştirme (organlaştırma) Diğerkamlık (özgecilik) Ketlenme (şoka girme) Entellektüelleştirme Bölünme İlkel İdealleştirme Dışsallaştırma Soyut kavramlara bürüme

  40. Ödünleme(Telafi) Engellenen ve doyurulmayan istek ve davranışların yarattığı tedirginlik ve kaygıyı onların yerine geçebilecek diğer istek ve davranışlarla giderme şeklinde işleyen bir mekanizmadır. Geçimsiz ve çirkin bir bayanın karşı cinsle olumlu ilişkiler kuramaması nedeniyle evlenememesi ancak bu eksikliğini akademik etkinliklerde telafi edip üstün başarı sağlayarak kısa zamanda profesör olması ödünlemedir. Matematik dersinde başarısız olan birinin çok güzel kompozisyon yazması

  41. Yansıtma (Projeksiyon) Birey kendi güdü, düşünce ve duygularını başkalarına yükleyerek rahatlamaya çalışır. Çok hırslı birey “işyerinde herkes çok hırslı kimseye güvenilmiyor” diyerek yansıtma yapabilir. Sadece benim değil bütün arkadaşlarımın evliliği kötü gidiyor. Sürekli içki içen birinin eşine beni sen bu hale getirdin demesi 

  42. Yön (yer) Değiştirme Engellenmesine neden olan insana türlü nedenlerle karışamayan insan kendisinin egemenlik kuracağı birinden veya eşyadan hırsını çıkartması. Müdürüne kızıp eşine bağırması Sınavdan düşük alan öğrencinin öğretmenine kızıp arkadaşına çıkışması. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla Pireye kızıp yorganı yakma 

  43. Neden bulma (Rasyonalizim, Usa vurma, Akla uydurma, Mantığa büründürme) Kabul edilmeyecek davranışı türlü bahaneler bularak haklı göstermeye çalışması. Maçta yenilen takım oyuncunun sahadan şikayetçi olması. Sınavda başarısız olan öğrencini sınav ortamının kötülüğünden bahsetmesi. Kedi uzanamadığı ciğere mundar der 

  44. Özdeşim Kurma (Özdeşleşme) Hayatta türlü başarısızlıklar engellenmeler ve yılgınlıklar nedeniyle bireyin herhangi bir alanda başarılı bir kişi ya da kişilerle kendini bir sayması, kendini onlara yakın hissederek doyum sağlaması. Başarısız bir öğrencinin sürekli babası ile övünmesi. Fakir bir kişinin zengin akrabasıyla övünmesi Çocuğun doktor babasının önlüğünü giyip evde dolaşması

  45. Yüceltme Bastırılmış güdü ve duyguların sosyal açıdan kabul edilebilir kanallara yöneltilmesidir. Şiddet eğilimi olan bir birey boksör olarak bu ihtiyacını toplum tarafından kabul edilir hale getirebilir.

  46. Bastırma (Yok sayma) Uygun görülmeyen istek, duygu, düşünce ve anıların bilinçten uzaklaştırılması bastırmadır. Bastırılmış duygular, düşünceler ve geçmiş yaşantılar çoğu kez rüyalarda ve dil sürçmelerinde gün yüzüne çıkar. Kocası ölen kadının kocasının ölümünü hiç hatırlamaması. Freud babasının cenazesine yetişememiştir. 

  47. Karşıt tepki geliştirme Toplumun hoşuna gitmeyecek davranışlarının yerine toplumun hoşuna gidecek davranışları sergilemek. İçkiye çok düşkün olan birinin Yeşilay’a üye olması. Arkadaşını çekemeyip ona kötülük düşünen birisinin aksine iyi davranması.

  48. Gerileme İnsanın erişmiş olduğu gelişim düzeyine göre daha ilkel olan davranış basamaklarına dönmesidir. Yeni kardeşi doğan çocuğun tuvalet eğitimi almışken tekrar altını ıslatmaya başlaması. Telefonda sevgiliyle çocukça konuşarak ilgi çekme 

  49. Saplanma Bireyin gelişimin herhangi bir noktasına takılıp ilerlememesi. Annesine çok bağlı olduğu için evlenememek.

  50. Hayal kurma veya Düşlem (fantezi/Avunma) Birey iç ve dış nedenler yüzünden ihtiyaç ve güdülerini doyuramazsa, hayal kurarak doyum sağlama yoluna gider. Çirkinin güzel, başarısızın başarılı olarak kendini hayal etmesi. Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış 

More Related