1 / 135

TÜRK TİCARET KANUNUNDA SİGORTA HUKUKU

TÜRK TİCARET KANUNUNDA SİGORTA HUKUKU. Prof .Dr. Tekin Memiş İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı. İlkeler S igorta Bir Sözleşmedir.

gzifa
Télécharger la présentation

TÜRK TİCARET KANUNUNDA SİGORTA HUKUKU

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TÜRK TİCARET KANUNUNDA SİGORTA HUKUKU • Prof .Dr. Tekin Memiş • İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi • Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı

  2. İlkelerSigorta Bir Sözleşmedir • 1. Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan sigorta, bir sözleşmedir. TTK.m. 1401’de sigorta sözleşmesini özellikle vurgulamıştır. • Bu nedenle, özel sigortalar, kuruluş, mahiyet ve yapı itibariyle sosyal sigortalardan tamamen farklıdır. Orada sözleşme bir zorunluluk iken özel sigortalarda, zorunlu sigortalar da bile serbestiyet esası vardır.

  3. 2. Taraflar, sözleşmenin içeriğini kural olarak burada da diledikleri gibi düzenleyebilirler. Her türlü rizikoya karşı sigorta sözleşmesinin yapılabilmesi mümkündür. • Sözleşmenin içeriğine kanun koyucunun sınırlamaları vardır.

  4. 3. Özü itibariyle, çoğunlukla tüketici işlemidir. • Bu nedenle, sigorta ettirenlerin sigorta şirketi karşısında korunduğu görülür. (Koruyucu hükümler: TTK.m. 1452, 1486, 1488 ve 1520). • Koruyucu hükümler, bir santral gibidir, 6. kitaptaki bir çok maddeye atıf yapar.

  5. 4. Sigorta şirketleri, anonim şirket, istisnaen kooperatif olarak kurulur, (Sigortacılık Kanunu m. 3). • Gerek anonim şirket gerekse kooperatif, tüzel kişiliği bulunan tacirdir (TTK.m. 124). • Ticaret şirketlerinin amacı iktisadidir ya kar elde edip dağıtmak ya da paylaşmak.

  6. Uyuşmazlıklarda Dikkate Alınması Gereken Unsurlar • 1. Sigorta uyuşmazlıklarında öncelikle Kanunun emredici düzenlemeleri dikkate alınmalıdır. Zira bu sözleşme türünde Kanun, sözleşmenin içeriğine de müdahale etmektedir. • 2. Sözleşme şartları dikkate alınmalıdır. Zira, taraflar arasındaki sözleşme, tarafların yasasıdır.

  7. 3. İspata ilişkin kurallar dikkate alınmalıdır. • Zira, sözleşme hukukunda bilhassa zararın meydana gelmesi, HMK’daki ispat kurallarından ayrı ve bağımsız değildir. • 4. Sözleşmenin yorumlanmasına ilişkin kurallar da dikkate alınmalıdır. Burada sigorta sözleşmesine ilişkin kurallar da vardır (Genel işlem şartlarının yorumu, sigorta ettiren lehine yorum gibi).

  8. Zorunlu Sigortalar • MADDE 13- (1) Bakanlar Kurulu, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir. Sigorta şirketleri, 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi ile üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz.

  9. Zorunlu Sigorta Örnekleri • 1. Karayolları Trafik Kanunu m. 91 vd. • 2. Karayolu Taşıma Kanunu. m. 17 ve 18. • (Sigorta Murakabe Kanunu) • 3. Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası • 4. Okul Servis Araçları Ferdi Kaza Sigortası • 5. Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası • 6. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası • Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası

  10. Zorunlu Sigortalar-Güvence Hesabı İlişkisi • Güvence Hesabı • MADDE 14- (1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla “Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği” nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.

  11. Görüleceği üzere, burada sadece sayım yolu ile Güvence Hesabının ödeme yapacağı sigortalar belirlenmiştir: • 1- Karayolları Trafik Kanunu • 2- Karayolu Taşıma Kanunu • Sigorta Murakabe Kanunu • *** Buna karşın diğer zorunlu sigortalar için Güvence Hesabına başvurunun yolları kapatılmıştır.

  12. Güvence Hesabına İlişkin Tartışma • Karayolları Taşıma Kanunun 2. Maddesinde idareye (Valiliklere) bırakılan yetkiye göre il sınırları içindeki taşımalar ile 100 km.’ ye kadar şehirlerarası yolcu taşımalarında düzenleme yapma yetkisi, Valiliklere bırakılmıştır. • Karayolları Taşıma Kanunu’nun 17. Maddesi, taşımacıların sorumluluğunu net bir şekilde belirlemiştir. Buna göre, şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumludur.

  13. Tartışmanın konusu, 100 km. altında kalan şehirlerarası taşımalarda, Valilikler tarafından zorunlu sigortanın kaldırılmasıdır. • Sigorta Murakabe Kanunun 29. Maddesine dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası konusunda da yine sigorta zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin bir yetki idareye verilmemiştir. • Buna karşın Hazine Müsteşarlığı, farklı tarihlerde farklı tebliğler çıkarmıştır.

  14. Hazine Müsteşarlığının 28.6.2010 tarihli Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Yaptırma Mecburiyeti İle ilgili Muafiyet ve İstisnalara İlişkin Genelgesi de (2010/8) tamamen konuyu hukuka aykırı bir şekilde değerlendirmiştir. Bu Genelge’de Bakanlar Kurulu Kararına atıf yapılmaktadır. Ancak gerek Bakanlar Kurulu kararı gerekse bu karara istinaden Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkarılan karar da aynı hatayı tekrarlamaktadır.

  15. Bu Genelge’ de ‘1.7.2010 tarihinden geçerli olmak üzere, ticari amaçla yapılmayan taşımaların 4925 sayılı Kanunun 2’nci maddesinin 2 nci fıkrası ile Kanun kapsamı dışında bırakılan taşımalar ile yine aynı Kanunun 2 nci maddesinin 3 üncü fıkrasıyla düzenlenmesi ilgili mahalli idarelere bırakılan il sınırları içindeki taşımalar ile yüz kilometreye kadar olan şehirlerarası taşımaların karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu ferdi koltuk kaza sigortası kapsamı dışında’ olduğu kararlaştırılmıştır.

  16. Görüşüm • Şehirlerarası taşımalarda 100 km. altı ve üstü ayrımının yapılamayacağı, her halükarda Güvence Hesabının ödeme yapması gerektiği, • Burada idari tasarruflarla sorumluluğun kaldırılamayacağı, aynı zamanda sınırlandırılamayacağıdır. • Şehir içi taşımalarda ise zorunlu sigorta öngörülmemiştir. Bu durumda burada bir kanun boşluğu bulunmaktadır ve buradaki hasarlar için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.

  17. Sorun • Karayolu Taşıma Kanunu m. 17: Şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumludur. • Problem: Adana’dan Ankara’ya gelen bir minibüs kaza yapar. Şoför, ifadesinde araç içinde yaralanan 5 kişiyi ücretli olarak taşıdıklarını, bu işi işleteni adına sürekli olarak yaptıklarını beyan eder. • Yaralı aileleri, Güvence Hesabına başvurabilir mi?

  18. KTaşK.m.3: Taşımacı: Taşımacı yetki belgesine sahip olan ve kendi nam ve hesabına taşımayı bir ücret karşılığı üstlenen gerçek veya tüzel kişiyi, • Örnekte, taşıma yetki belgesine sahip olmadığı açıktır. • Güvence hesabı ödemeyi redde haklı mıdır? • Soruya cevap verebilmek için Sigortacılık Kanunu’nun 13/3. maddesini birlikte okuyalım: • Meşhur tekerleme: Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar?

  19. Sigortacılık Kanunu 13/3: (3) Bir faaliyetin icrası ya da bir şeyin kullanılması için izin veya ruhsat vermeye veya bunları denetlemeye yetkili merciler ile ikinci fıkra uyarınca belirlenen kurum ve kuruluşlar; yürütecekleri iş ve işlemlerde, yapılması zorunlu sigortaların geçerli teminat tutarları dahilinde yaptırılıp yaptırılmadığını araştırmakla yükümlüdür. Bu kurum ve kuruluşlar ile izin veya ruhsat vermeye ve denetlemeye yetkili mercilerce, geçerli teminat tutarında sigorta yapılmamış olduğunun tespiti halinde işlem yapılmaz. Geçerli teminat alınana kadar sigortalının zorunlu sigortaya konu teşkil eden faaliyeti yetkili merciler tarafından durdurulur.

  20. Sorun: Destekten yoksun kalma • Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. • Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir. • SORU: Öyle midir?

  21. Her halükarda burada HGK görüşünden ayrıldığımı belirtmeliyim: • Sigorta ettirenin sorumluluğu neye dayanırsa dayansın, sigortacının sorumluluğu her halükarda sözleşmeye dayanır. • Bu nedenle, işletenin yerine, sigortacı ikame edilemez. Destekten yoksun kalmaya ilişkin kararda da bu böyledir. • Sigortacının sorumluluğunun ilk şartı, işletenin sorumlu tutulmasıdır. İşletenin neye göre sorumlu tutulması ise bizi ilgilendirmez.

  22. ***Sorumluluk sigortacısının sorumluluğu, desteğin sorumluluğuna tabidir. O sorumlu değilse, sigortacı hiç değildir. Eğer sorumlu olunmayan bir hususta ödeme yapılır ise bu durumda biz bu ödemeleri ex-gratia ödeme sayıyoruz, sigortacıya rücu hakkı da vermiyoruz. • Trafik mali mesuliyet sigortası, mahiyeti itibariyle sorumluluk sigortasıdır. • Sorumluluk sigortacısı, sigorta ettirenin mamelekindeki azalmayı sigorta eder.... • Soru: Sigorta ettirenin mamelekinde ne gibi bir eksilme olmuştur?

  23. HGK kararında, yasada ve poliçede bu konuda istisna olmadığı ifade edilmektedir: • Öyle mi? İşleten’in pasifinde hangi artma olmaktadır? • A.1 – Sigortanın Kapsamı • Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.

  24. Hepsinden öte, trafik sigortası, mali mesuliyet sigortası olup, sosyal sigorta değildir. • İşletenin pasifi artmalıdır ki, sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü doğsun.

  25. TRAFİK SİGORTALARINDA LİMİT SORUNU • * Sigorta hukukunda, tazminatı sınırlandıran üç kavram vardır: sigorta değeri-sigorta zararı ve sigorta bedeli • SİGORTA BEDELİ: Sigorta bedeli, taraflarca kararlaştırılan ve riziko gerçekleşince ödenecek azami tazminatı (poliçe üzerinde yazan bedel) • SİGORTA ZARARI: Riziko gerçekleşince meydana gelen zararı (sadece zarar sigortalarında söz konusudur) • SİGORTA DEĞERİ: Sigorta edilen menfaatin değeridir (sadece zarar sigortalarından aktif sigortalarda söz konusudur).

  26. Sorumluluk sigortalarında sigortacının tazminatının azami sınırı, sigorta bedelidir. • Hiçbir zaman belirlenen bedeli geçemez. • Bedel içinde kalmak kaydıyla, ikinci belirleyici unsur, sigorta zararıdır. Bedel yüksek olsa bile, her halükarda ödenecek miktar, zararla sınırlanmıştır. • Bu nedenle, bazı kararlarda, limitler (sigorta bedeli) aşılabilmektedir, bunların aşılmaması gerekir. • Bu durum, bütün sorumluluk sigortaları için geçerlidir (İşveren mali sorumluluk sigortası için de).

  27. Sorun: Sigorta şirketlerinin tedavi masraflarından sorumluluğu • Madde 98 - Motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı başvurma tarihinden itibaren sekiz işgünü içinde ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları kapsamında öder.

  28. MADDE 98- (Değişik madde ve başlığı: 6111 - 13.2.2011 / m.59) Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. • Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer.

  29. *Bu hususta, çok sayıda değişik karar çıkmaktadır. Benim düşüncem ilgili katkı payları, sigorta şirketi tarafından bir kere Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarıldığında, hem Sigorta şirketlerine hem de Güvence hesabına artık müracaat edilemez. • Kanunun ikinci fıkrasında açık bir düzenleme vardır ve bu yasal düzenleme karşısında sigorta şirketlerinin ya da Güvence hesabının sorumluluğu bitirilmiştir.

  30. İSPATA İLİŞKİN SORUNLAR • Rizikonun varlığının her halükarda sigorta ettiren tarafından ortaya konulması gerekir. • Yargıtay’ın önceki kararlarından: (17. HD, E. 2010/8931 • K. 2011/2321,T. 17.3.2011) • Kazanın beyan edildiği şekilde olmadığı açıksa da, • Sigortacının kazanın sigorta himayesine girmeyen bir olaydan olduğunu ispatlamalıdır. • Sigortacı, bunun riziko olup olmadığını nasıl bilecek?

  31. HMK. m.194: (1) Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar. • (2) Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur. • Sigorta ettiren, kazanın nasıl olduğunu bir kere net ortaya koymalıdır. Aksinin kabulü, sigortacının her aracın arkasına bir kamera bağlamasını gerektirirdi.

  32. Sigorta, güven ilişkisidir. Eğer bu güven ilişkisi bir defa bozulmuşsa bunun elbette sonuçlarına bunu bozan katlanmalıdır. • Aksini düşünmek, kötüniyete prim vermek anlamına gelmektedir. • Ancak kararlarda (17 HD), ihbar yükümüne aykırı davranmanın müeyyidesinin sigorta tazminatından yararlanmamak olmadığı vurgusu yapılmaktadır.

  33. ALKOL-KIRMIZI IŞIK • Akollü araç kullanak tek başına sigorta himayesinden mahrum bırakmaz. Ancak bu halde, yasanın kınadığı, yasakladığı bir eylemi yapan kimse için ispat yükünün tersine çevrilmesi gerekir. • Zira kazanın münhasıran alkollün etkisi altında olduğunun ispatı, beklenemeyecek bir ispattır. • Kırmızı ışıkta geçmek de bu şekildedir ve ispat yükü burada da tersine çevrilmelidir.

  34. Soru: Aynı işletene ait iki aracın çarpışması • Aynı işletene ait iki aracın çarpışması halinde halefiyet ya da rücu söz konusu olur mu? • Özellikle sigortacılar farklı ise hangi sigortacı sorumlu olur? • Aslında bu soru farazi olarak bir problem bence: • Burda da sigortacının sorumluluk sigortacısı olduğunu unutmamamız lazım. Yani... • Sigorta ettirenin sorumlu olduğu bir olay için sigortacıya gidilebilir. Yani ilk şart, sigorta ettirenin pasifi önce artmalı ki, sigortacı devreye girsin.

  35. Olayda ise bence aynı adamın tek malvarlığı varsa bu halde, pasifte bir artma değil aktifte bir azalma olmuştur. • Kasko sigortası varsa? • Burada kasko sigortası öder... • Kasko sigortası ise aktifteki azalmayı karşılar. Bu nedenle kasko sigortası araçta meydana gelen hasarı karşılar, buna karşın diğer zararı veren aracın malikine (aynı kişi olduğundan) ve tabii ki sigortacısına rücu edemez.

  36. ZORUNLU POLİÇELERİN İPTALİ • Mümkündür. Zorunlu sigorta olması Kanun sigortacıya verdiği fesih hakkını kaldırmaz. Yukarıdaki şartlara ilaveten poliçe üzerinde makbuz hükmündedir ibaresinin kaldırılması gerekir. • ANCAK, burada farklı düzenlemelerin ele alınması gerekir • Bunlardan ilki Karayolları Trafik Kanunu’da bulunmaktadır.

  37. Madde 94/II - (Değişik: 3672 - 31.10.1990) Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. • Sigortacı sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde feshedebilir. • Sigorta fesih tarihinden onbeş gün sonrasına kadar geçerlidir.

  38. 2. Zarar görenle ilişkide ifa yükümlülüğü • M.1484- (1) Sigortacı, sigortalıya karşı ifa borcundan tamamen veya kısmen kurtulmuş olsa da, zarar gören bakımından ifa borcu, zorunlu sigorta miktarına kadar devam eder. • (2) Sigorta ilişkisinin sona ermesi, zarar görene karşı ancak, sigortacının sözleşmenin sona erdiğini veya ereceğini yetkili mercilere bildirmesinden bir ay sonra hüküm doğurur.

  39. Sorun • Yetkili makam hangisidir? • Karayolu Taşıma Kanuna göre yapılacak sigortalarda Ulaştırma Bakanlığıdır. Tıbbi müdahaleler için öngörülen sigortalara Sağlık Bakanlığıdır. • Ama Tüpgaz Sorumluluk Sigortası için neresidir?

  40. SORULAR • SORU VE CEVAPLAR

  41. Soru-1 • Sigortacılık Kanunu’nun 11 inci maddesinin 4 üncü fıkrasın da umumilik esasını benimsemiştir. 5684 /11/4  Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır. Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler dışında, kapsam dışı bırakılmış risklerin de açıkça belirleneceği, belirtilmemiş olan risklerin teminat kapsamında sayılacağı düzenlenmektedir. YTTK ve Sigortacılık Kanununda herhangi bir değişiklik yapılmaması halinde Hangi hükmün uygulanacağı, hangi hükmün özel hangisinin genel hüküm sayılacağı tartışmalıdır.

  42. Örneğin sınır bölgesindeki bir işletmenin deposuna düşen mermi sebebi ile çıkan yangın genel şartlar çerçevesinde ödenmez. Ama sigortalı bunun kapsam dışı olduğunu açıkça görmüyor. Çünkü poliçede genel şartlara atıfta bulunuluyor. Bunun için kapsam dışı rizikoları açıkça belirtmeli miyiz? Genel Şartlara atıfta bulunmak yeterli midir?

  43. Sigortacılık Kanunu’ nun 11/4 maddesinde “Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır.” şeklinde düzenleme mevcut iken, yeni Türk Ticaret Kanununun 1409. maddesinde ise; “ Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zararlardan ve bedelden sorumludur” denilmektedir. • Sigortacılık Kanununda umumilik ilkesi benimsenmiş olmasına rağmen, yeni TTK’ da umumilik ilkesinden vazgeçilmiştir. 6102 sayılı Kanunun 1409. maddesi uyarınca sigortacı yalnızca poliçede yazılı hasarlardansorumlu olacaktır.

  44. Kanaatimce, burada TTK’da bulunan düzenleme özel hüküm olarak değerlendirilmelidir. İki Kanun arasındaki çelişki şu şekilde giderilmelidir: Bir yangın sigortası poliçesinde yangın-yıldırım-infilak gibi riskler genel teminat olarak kabul edilmelidir. Bunlar yine de umumilik çerçevesinde himaye kapsamındadır. Nitekim 1409. Madde gerekçesinde de bu hususa vurgu yapılmıştır. Nitekim, uygulamada sigorta genel şartları ile harp veya isyandan başka riskler de teminat kapsamı dışında bırakılmaktadır. Standart olmayan riskler için de sigorta sözleşmesi yapılabilmekle birlikte bunlar çok istisnai niteliktedir. All-risk sigortası istisnadır.

  45. 2- ETTK Mad. 1263 “tazminat öder” ifadesi, YTTK Mad. 1401 de “tazmin eder” şeklinde değiştirilmiş. İfade değişikliğinden uygulamada bir farklılık getirilmek istendiği çıkarılabilir mi? • MADDE 1263 /I-II- Sigorta bir akittir ki bununla sigortacı bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir bir menfaatini halele uğratan bir tehlikenin (bir rizikonun) meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya hayatlarında meydana gelen belli birtakım hâdiseler dolayısiyle bir para ödemeyi veya sair edalarda bulunmayı üzerine alır. • MADDE 1401- (1) Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.

  46. 3- YTTK Mad. 1403 “Sigorta ettirene, tekrar sigorta yapana karşı, doğrudan dava açmak ve istemde bulunma haklarını vermez.” Fronting işlerde tüm prim ve hasarın sigortacı üzerinden geçmesi gereğini getirir mi? • Fronting, bir sigorta şirketinin, faaliyet izni olmayan bir ülkede teminat verebilmek için,müşterisine o ülkede faaliyet izni bulunan bir sigorta şirketi aracılığıyla poliçe düzenlettirmesi olarak tanımlanabilir. Fronting ilişkisinde üç taraf vardır: Sigortalı, sigorta şirketi ve frontier şirket. Frontier şirket, hukuken gerekli formaliteyi yerine getirmek için poliçe düzenler. Ancak riskin büyük bölümünü veya tümünü reasürans yoluyla asıl sigorta şirketine devreder, kendi üzerinde hiç risk tutmaz veya çok az tutar. Buna karşılık, sigorta şirketinden bir komisyon alır. Bu komisyon, frontier şirketin işlem masraflarını karşılar ve bir kâr marjı da içerir. Bazen de sırf prim üretimi göstermek için herhangi bir komisyon almadan sigorta şirketi bunu yapabilir.

  47. Gerçekleşen hasarlar, sigorta şirketi tarafından, üstlendiği risk oranında karşılanır. Frontingin klasik reasürans işlemlerinden bir farkı, sigortalının aslında reasürör konumundaki sigorta şirketinin müşterisi olması, frontier şirketin sadece bir formalite nedeniyle devreye girmesidir. Buna karşılık, hasar durumunda hukuken müşteriye karşı frontier şirket doğrudan sorumludur. Reasürör konumdaki sigorta şirketinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, frontierin sigortalıya karşı yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.

  48. 4-- YTTK Mad. 1404 “Sigorta ettirenin veya sigortalının, Kanunun emredici hükümlerine, Ahlâka, Kamu düzenine, Kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz. “ kamu düzeni ve kişilik hakları yeni eklenmiş. Getirdiği bir farklılık var mı? • Herhangi bir farklılık yok. Eskiden bu Kanunda sayılmıyordu ama eBK.m.19-20’de zaten bu hüküm düzenlenmişti, sözleşmelerin geçersiz olduğu vurgulanmıştı.

  49. Soru 5: Sosyal Güvenlik Kurumlarınca Yapılan Ödemeler • BK.m. 55: MADDE 55- Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.

  50. TTK.m. 1484: (3) Zarar, sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılandığı ölçüde sigortacının sorumluluğu sona erer.  • Hazinenin yaklaşımı: Sigorta şirketlerinin bu tür ödemeleri düşmemesi şeklindedir (2011/4 sayılı Genelge) • Vefat dosyalarında, eğer olayın iş kazası olduğuna açıkça işaret eden bir bulgu dosya içinde bulunmuyorsa, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan bağlanan maaşların hesaplanan tazminattan kesinlikle indirilmemesi gerektiği...

More Related