530 likes | 923 Vues
3 Şu bat 18 98 — 11 M ayıs 1976 ,. Hugo Alvar Henrik Aalto. HAYATI.
E N D
3 Şubat 1898 — 11 Mayıs 1976, Hugo AlvarHenrikAalto
Aalto 1898 yılında Finlandiya’nın Kuortane kasabasında doğdu. İsveçli mimar ArvidBjerke’nin asistanlığını yaptıktan sonra, 1921 yılında Helsinki Teknoloji Üniversitesi’nden mezun oldu ve 10 yıl içinde yapıları ve mobilyalarıyla sesini uluslararası alanda duyurmayı başardı. 1927-1933 arasında Turku'da çalıştı.
1933'te Helsinki'ye yerleşti. 1935'te ilk eşi mimar AinoMarsio'yla, kayınağacı levhalarının üstüste yapıştırılıp bükülmesiyle elde edilen mobilyalar üreten Artek şirketini kurdu. Pekçok ulusal ve uluslararsı ödüle değer görülen Aalto, 1963-1968 yıllarında Finlandiya Akademisi başkanlığında bulundu.
Aalto kendine özgü mimarlık üslubunu, konferans salonundaki akustik dalgalı tavanıyla ünlü Viipuri kütüphanesinde (1927-1935; 1943'te yıkıldı) ve basım odasındaki koni biçiminde sütunlarıyla ilgi çeken Turun Sanomat gazetesi binasında (1927-1930) geliştirdi. Paimo sanatoryumuyla (1929-1933) uluslararası üne kavuştu
1937'deki Paris Sergisi ve 1939'daki New York Dünya Fuarı için hazırladığı Finlandiya pavyonlarıyla ve New York Modern Sanat Müzesi'nde çalışmalarına ayrılan 1938 sergisiyle ününü pekiştirdi.
Harvard Üniversitesi'nde ders verdi, bir yandan da Cambridge'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde BakerHouse yatakhanelerinin tasarımını yaptı (1947-1948). Rusya-Finlandiya savaşının (1940) ve II. Dünya Savaşı'nın Finlandiya'da yol açtığı yıkım, ülke boyutunda bir yeniden yapılanma ve kentleşme planı gerektirince söz konusu plan (özellikle Helsinki kent merkezinin düzenlenmesi) Aalto'nun başkanlığı altında bir komisyon tarafından tasarlandı.
Bir adada yer alan Saynatsalo kasabası için de, çevredeki göl ve ormanlarının manzaralarını vurgulayan bir belediye merkezi yapan (1950-1952) Aalto'nun sonraki yıllardaki yapıları daha sadedir. Ancak anıtsal Kongre Evi'nde (1962-1975) ve Helsinki Kültür Merkezi'nde de sanatın insancıl boyutlarını ortaya koymuştur. • AlvarAalto 1976 yılında Helsinki, Finlandiya’ da Hayatını kaybetmiştir.
Kıvrımları ve doğayı seven Aaltouluslar arası modern akımın net çizgileriyle doğa figürlerini tasarımlarında sık sık bir araya getirmiş bütün işlerinde doğadan referans almış ve çalışmalarını bu yönde sürdürmüştür. Bir bina tasarlarken önce dağa, güneşe, suya bakmış; sonra da bu binaya göre iç mekanını, mobilyalarını tasarlamıştır.
Örneğin 1936 yılı ürünü olan ve biyomorfik kıvrımla sahip Savoy vazo bu felsefeyle ortaya çıkmıştır. Bu vazo, geçtiğimiz' yüzyılın en popüler cam ürünü kabul edilmiştir.
Klasik ahşap mobilyalarını, esnek kereste ve huş ağacı kullanarak daha da geliştiren tasarımcının ürünleri böylece sadece estetik değil aynı zamanda ergonomik sıcak ve dayanıklıdır.Finlandiya’daki huş ağaçlarından tasarladığı basit ve kıvrımlı mobilyalar bugünün en çok satan ürünleri arasındadır
Yapı ve peyzaj ilişkisi, genç bir mimar olduğu dönemde de AlvarAalto’nun işlerinde ve yazılarında kendini gösterir. Aalto, mimarlıkla ilgili metinlerinde doğaya ve bahçelere de değinir; mimarı arazinin “verimini” artıran, gereksiz sürgünleri budayan bir bahçıvanla özdeşleştirir.
Arazinin topoğrafyasına göre yapılarını biçimlendiren Aalto’nun mimarisinde, iç ve dış mekanlar sıklıkla birbirine gölgelikler, pergolalar ve asmalı çardaklarla bağlanır; dış mekandan iç mekana geçiş aralıklarla olur. Heykelsi iç ve dış duvarların dolambaçlı görünümleri de doğayla psikolojik bir bağlantı kuruyor.
Bina ve doğa arasındaki ilişki, içeriden çevredeki peyzaja ve bahçeye açılan manzaralarla da sağlanır. Binanın yönü, Aalto’nun konut mimarisinde çok önemli olduğu gibi, kamu binalarının tasarımında da incelikle ele alınır. Doğal ışığı iç mekanlara taşımak, özellikle Kuzey’in karanlık kış aylarında daha çok önem kazanır.
Son dönemde Aalto’nun tasarladığı yapılar, kütüphaneler ve konser salonları Finlandiya kimliğine uyarlandı ve çağdaş olanlarına oranla daha sıcak bir hal aldı. Yaptığı çalışmalar bireysel ifadeye göre yönelen ve modern akıma getirilen ‘ karşı akım’ niteliğindeydi.Aalto kendi felsefesini şöyle açıklar: ‘ Sizden tek istediğim eğlenmeyi unutmamanız’
Turun Sanomat Gazete Ofisi 1928 – 1929, 1930
1949 – 1952: Saynatsalo Kent Merkezi , Finlandiya
1949 – 1966: Helsinki Teknoloji . Üniversitesi Finlandiya
Savaş yıllarında Finlandiya’da tüberküloz hastalığının yayılması, yüzyıl boyunca tüm ülkede birçok sanatoryumun açılmasına yol açar. Bunlardan biri de 48 belediye ve dört kasabanın finansal destekleriyle gerçekleştirilen Varsinais-Suomi tüberküloz sanatoryumudur. Sanatoryumun yeri için Paimio’ya karar verildikten sonra, tasarımına 1929 Ocak ayının sonlarında bir yarışma ile karar verilir. • AlvarAalto, projeye hastanın perspektifinden bakar; dingin ama neşeli bir ortam tasarlar. Hiçbir detayı gözden kaçırmaz.
merdivenlerin kanarya sarısı renginden ısıtma sistemine, hastaları rahatsız etmemek için suyun sessizce aktığı özel musluk tasarımına kadar… Paimio sandalye (1931-1932) dahil sanatoryumun tüm mobilyaları Aalto’nun imzasını taşır. Evindeki MarcelBreuer çelik boru sandalyelerden de esin alan Paimio sandalye, tüberküloz hastaların nefes almasını kolaylaştıran bir tasarımdır. Aalto, şekillendirilmiş ahşap ve kontrplağın birleşiminden yapılan sandalyenin metalden daha sıcak ve konforlu olduğunu düşünüyordu.
Paimio Sanatoryumu’nda binanın temel işlevleri, bütünsel bir formla her kanadın kendi içinde çözümlenmiştir. A- kanadı en önemli arkitektonik unsur olan güneşli balkonlarıyla hastaların kanadıdır ve güneye bakar. B-kanadı genel alanları içerir: muayene odaları, dinlenme salonu, kütüphane ve ortak mekanlar.
C-kanadında çamaşırhane, mutfaklar ve personel birimleri bulunur. Tek katlı D-kanadı ise kazan dairesi ve ısıtma tesisi bulunur. Sirkülasyon alanları A-kanadı ve B-kanadı arasında kalan ana girişi merkezine alır ve ona bir binanın diğer kanatlarına geçişi de sağlayan merdiven boşluğuyla bağlanır.
Fuayenin girişi farklı işlevlere hizmet eden kanatlar arasında geçiş sağlayan bir sirkülasyon alanı olarak iş görür. Fuayenin -hastaların terlik dolabı dahil- orijinal mobilyaları, uzun süre kalacak hastaların ev ortamında hissetmesini sağlayacak biçimde tasarlanmıştır