630 likes | 906 Vues
NALBANT & KARATAŞLI HUKUK BÜROSU. BORÇLAR KANUNU TİCARET KANUNU İŞ KANUNU TÜKETİCİYİ KORUMA KANUNU KAPSAMLARINDA AYIPLI MAL VE HİZMET. 1-“AYIPLI MAL” NEDİR?. **Bir maldan–üründen normal koşullarda beklenen özelliklerin mevcut olmaması,
E N D
NALBANT & KARATAŞLI HUKUK BÜROSU
BORÇLAR KANUNU • TİCARET KANUNU • İŞ KANUNU • TÜKETİCİYİ KORUMA KANUNU KAPSAMLARINDA AYIPLI MAL VE HİZMET
1-“AYIPLI MAL” NEDİR? **Bir maldan–üründen normal koşullarda beklenen özelliklerin mevcut olmaması, **Bir eşyanın, aynı cinsten normal olanıyla karşılaştırıldığında, ondan ayırdeden kötü niteliklerinin olmasıdır. DİKKAT ! Malın ayıplı olduğunun iddia edilebilmesi için, alıcı eline geçişi anında o ayıbı taşıması gereklidir yani ayıbıyla teslim edilmiş olması gereklidir. Yoksa malda alıcı elinde iken oluşan kusurlar sebebiyle, malı satana dönülerek “ayıp” iddiasında bulunulması imkansızdır. **Satılanın yırtık, bozuk, kırık, lekeli olması gibi haller maddi ayıptır. **Satılan dairenin iskanının alınmamış olunması, veya satılan eşyanın hacizli olması gibi haller hukuki ayıptır.
2-HANGİ DURUMLARA “AYIP” DENİLİR? • Tarafların sözleşme yaparken, malda bekledikleri nitelik ile mevcut nitelik arasındaki farka “ayıp” denilir. • DİKKAT ! Maldaki miktar eksikliği, “ayıp” değildir. • “Ayıp” karşımıza iki şekilde çıkar: • *Ya satıcı alım-satım sırasında, alıcıya, mal için birtakım nitelikler bildirmiş, vaat etmiş, alıcı , bu niteliklerin malda olmadığını görmüştür. • *Veya satıcının nitelik bildirmesi söz konusu değildir ama satılandan, alıcının beklediği faydayı azaltan veya ortadan kaldıran durumlar bulunmaktadır. Faydada objektif olmak zorundayız.
3- SATICININ AYIPTAN SORUMLU OLMASI İÇİN ARANAN ŞARTLAR NEDİR? • a) Ortada gerçek bir ayıp bulunmalıdır • Yani satıcının malda bulunduğunu bildirdiği nitelikler malda olmamalıdır veya nitelik bildirmese de, alıcının maldan beklediği yararı eksilten – kaldıran bir kusur olmalıdır.
Ayıp sonucunda, malın değeri veya elverişliliği önemli şekilde azalmış veya tamamen ortadan kalkmış olmalıdır. Bu önemli ayıptır ve satıcı sorumludur. Önemsiz basit ayıplardan satıcılar sorumlu tutulamazlar.
c) Alıcı malın ayıplı olduğunu bilmiyor olmalıdır. • Bu konuyu AÇIK AYIP ve GİZLİ AYIP bakımından anlatalım: • Açık ayıpta;**Alıcı, aldığı maldaki ayıbı biliyor ve bile bile alıyorsa, satıcıya karşı ayıp ihbarında bulunamaz. • **Alıcı almak istediği malı alım sırasında incelerken, gözden geçirirken kolayca görebileceği ayıplar varsa, daha sonra, “görmemiş idim” diyemez. DİKKAT ! Alıcı malı incelerken bir ayıp görür ama satıcı, teslim edeceği malda bu ayıbın olmayacağını vaat ederse, ama mal aynı ayıpla teslim edilirse elbette sorumlu olur. • Bunların yaşanabilmesi için alıcının malı almadan evvel muayene imkanı bulması gerekir. Ve de alıcı, alacağı malı, almadan evvel muayene etmesi gerekir. • DİKKAT ! Alıcı, satın almak istediği malı kontrol ederken dikkatli ve özenli olmak zorundadır yani sadece göz gezdirmesi onu ileride haklı kılmayacaktır. • Yani satıcıyı ayıptan sorumlu kılmak için, alıcının gerçekten ve samimiyetle, aldığı maldaki ayıbı bilmiyor olması ve bilebilecek durumda olmaması gereklidir. • Gizli Ayıpta; • Ancak kullanmakla anlaşılabilen-ortaya çıkabilen ayıptır. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu başlangıçta bilmesi mümkün değildir. Yani olağan gözden geçirme sırasında, malın alınırken kabaca gözden geçirilmesi sırasında farkedilemeyecek ayıptır. Bu durumda ne yapmak gerektiğini ileride anlatacağız.
d) Ayıptan sorumluluk sözleşme ile kaldırılmamış olmalıdır • Taraflar satıcının maldaki ayıptan doğan sorumluluğunu kaldıran sözleşmeler yapabilirler. Ancak satıcı alıcıya ayıplı mal tesliminde ağır kusurlu ise, O’nun ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Ama aksine ise yani satılan maldaki ayıptan dolayı satıcının kastı veya ağır ihmali yoksa, bu durumda satıcının ayıptan doğan sorumluluğunu kaldıran anlaşma geçerlidir. Duruma objektif olarak bakılması gereklidir.
e) Alıcı ayıbı açıkça ve zımnen kabul etmemiş olmalıdır • Alıcı, taşınabilen mallarda malın kendisine tesliminden, gayrimenkullerde adına tapuda tescilinden sonra, satın aldığı şeyde “ ayıp” tesbit ederse, veya daha sonradan fark ederse, bu “ayıbı” satıcıya açık-net-kararlı bir anlatımla bildirmek zorundadır. Bunu yapmazsa alıcının, bir iç niyet olarak, ki biz buna zımnen deriz, ayıbı kabul ettiği varsayılır. Ve bu durumda satıcının ayıptan sorumluluğunu iddia edemez. • Veya alıcıların kendilerine teslim edilen malları test etmemesi-incelememesi-gözden geçirmemesi durumlarında da, yine olası ayıbı kabul ettiği varsayılır. • Demek ki her alıcının malda ilk muayeneleri yapmak yükümlülüğü vardır. • Gizli ayıplarda ise alıcı, gizli ayıbı fark ettiği anda bunu satıcıya bildirmelidir. Aksi halde satıcı bu ayıptan sorumlu tutulamaz ve alıcı ayıbı kabul etmiş sayılır.
f) Alıcı ayıptan dolayı satıcıyı sorumlu tutabilmek için kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olmalıdır • Alıcıya kanunun yüklediği külfet nedir ? Aldığı malı gözden geçirmek ve varlığı iddia ettiği ayıbı malı satana, kanunun emrettiği süre içinde ve açık-net-kararlı bir anlatımla ihbar etmektir. Bu iki eylem alıcı için kanuni bir mecburiyettir. • Gerçek kişilerin birbirleri arasındaki alış verişlerde ayıbın satıcıya bildirilmesi için kesin bir süre belirlenmemiştir, ancak alıcı ayıbı en kısa sürede bildirmekle yükümlüdür
Oysa ticari alımlarda ayıp ihbar süresi sınırlıdır. Şöyle ki; • Tacirler arası ticari satımlarda, alıcı; • **satın alınan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, teslimden itibaren 2 gün, • **açıkça belli değilse, teslimden itibaren 8 gün içinde satılanı gözden geçirmek zorundadır. • Bu şu demektir; alıcı malı teslim aldığı anda, beş duyu organını ve elini kullanarak genel bir muayenede bulunmak zorundadır. Bu genel muayenede gözlediği bir ayıp var ise, bunun satıcıya bildirilme süresi teslim aldığı tarihten itibaren 2 gündür. Yani bu iki gün içinde genel ilk muayeneyi yapmak zorundadır. • İlk muayeneyi yapmış ve bir kusur görmemişse de, teknik yönden incelemek veya incelettirmek zorundadır. (örneğin kumaşı yıkamak, peynir tenekelerini rastgele açarak test etmek, deterjanın bir miktarını kullanmak gibi) Bu teknik kontrolde tesbit ettiği bir ayıp var ise, bunu da malı teslim alışından itibaren en geç 8 gün içinde alıcıya bildirmekle mükelleftir. • **Ancak ilk kontrol ve teknik kontrolde tesbit edilemeyen bir sorun daha sonra kullanmakla ortaya çıkarsa bu kez derhal karşı yana bildirecektir.
Dikkat ! • Ticari satışta, satıcı ağır kusurlu ise, daha sonra “ayıbın kendisine zamanında bildirilmediği” iddiasında bulunamaz. Yani alıcı ayıp ihbar sürelerini geçirdiği durumda, tek bir halde zararını tazmin ettirebilir, o da satıcının ağır kusurlu olması halidir. (örneğin ayıbı bilerek ve gizleyerek satması gibi)
MESAFE SATIŞINDA DURUM NEDİR ? • Eğer satın aldığınız malı, bulunduğunuz yer dışında başka bir yerden satın almışsanız veya siz başka bir yere malınızı satmışsanız, ki biz buna mesafe satışı diyoruz, alıcı tarafın bazı kanuni külfetleri vardır. Bunlar; malı koruma külfeti, satılan malın durumunu usulüne uygun olarak tespit ettirme külfeti ve malı sattırma külfetidir.
Koruma külfeti • Başka yerden gönderilen malın ayıplı olduğunu ileri süren alıcı, bulunduğu yerde satıcının temsilcisi varsa ivedilikle temsilciyi malın bulunduğu yere davet edecektir, yok ise, bu halde elindeki malı yetkilisine gösterene dek koruyacaktır. Zira bu malın mülkiyeti tekrar ayıp sebebiyle satıcıya dönebilecektir. Yani elinde tuttuğu malın kimde kalacağı belirsiz bir dönemdedir, bu sebeple korumak zorundadır. Zaten ayıbını gösterebilmek için de malı olduğu gibi korumalıdır. Hatta malı geri gönderecekse yine bu önlemleri alarak geri göndermek zorundadır.
Usulüne göre ayıbı tesbit ettirme külfeti • Alıcı, maldaki ayıp için satıcıya veya yetkilisine hemen ulaşamazsa, maldaki ayıbı zaman geçirmeden usulüne göre tespit ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu, yani ayıbın kendi elinde oluşmadığını, ileride ispatlamakla uğraşmak zorunda kalacaktır.Usulüne uygun ispatın en garantili yolu, malda yapılacak mahkeme tesbitidir.
Sattırma külfeti • Satın alınan maldaki ayıp ile uğraşırken, malın bozulabileceği tehlikesi var ise, alıcı taraf derhal, bulunduğu yerdeki mahkeme aracılığıyla malı sattırmaya yetkili ve görevlidir. Bu durum aslında ayıplı maldan dolayı satıcının da zarar görmesini engellemek demektir. Alıcı maldaki durumu satıcıya en kısa zamanda bildirmezse, bundan doğan zarardan sorumlu olacaktır.
3) Ayıptan Doğan Sorumluluğun Sonuçları • Bir sözleşme yapıldı ve mal alımı gerçekleşti, ne yazık ki teslim alınan malda ayıp var ve alıcı yasadaki yükümlülüklerini yerine getirerek, ayıbı ihbar etti, ardından da gerekenleri yaptı. Bu durumda alıcı tarafın hakları nelerdir? • -Alıcı Sözleşmeden tamamen geri dönebilir. • - Sözleşmeden dönmeyip, malın satış bedelinde indirim yapılmasını isteyebilir. • - Yine sözleşmeden dönmeyip, elindeki malın ücretsiz olarak onarılmasını isteyebilir. • - Son olarak sözleşmeden dönmeyip, mümkün olacaksa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir. • Bunları ayrıntılandıralım;
Sözleşmeden dönme • Alıcının sözleşmeden dönme bildirimi, satıcıya ulaştığı anda sözleşme geriye etkili olarak ortadan kalkar, yani sözleşme hiç yapılmamış durumuna gelinir. Ama sözleşmeden dönecek olan alıcı, satın aldığını geri vermeye hazır olduğunu da bildirmelidir.
Bedelde indirim talebi • Alıcı, malı alıkoyup, ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme yoluna gidebilir. Ancak dikkat etmek gerekir ki, malın parasında indirim isteyen alıcı, daha sonra bu hakkından vazgeçip başka bir hak talebinde bulunamaz. İndirim, maldaki ayıba göre oranlanarak bulunur. Ancak uygulanması zor bir yöntemdir, karşılıklı olarak indirim oranında uzlaşılması icabeder. Aksi halde yargı yoluna gitmek gereklidir.
Satılanın ücretsiz onarımı talebi • Alıcı, aşırı bir masraf gerektirmeyecekse, bu halde, satıcının tüm onarım masraflarına katlanarak, satılanı ücretsiz tamir etmesini isteyebilir.
İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebi • Bu hak ancak, imkan varsa kullanılabilir. Eğer seçerek bir yarış atı almışsanız, seçerek bir tablo almışsanız, bunların benzerleri olamayacağından değiştirilmesi mümkün olamaz.
4) Ayıptan Doğan Sorumlulukta Zamanaşımı ve Sonuçları • Ayıp sebebiyle satıcının sorumluluğu hangi süre ile sınırlandırılmıştır? • Normal olarak yasa gereği, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Satılan malda, kullanmakla ortaya çıkan bir gizli ayıp, malın teslim alınmasından itibaren 2 yıl geçtikten sonra ortaya çıkarsa dahi, 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği için satıcıya gitmek mümkün değildir. Böylece satıcının kaderi uzun süre alıcı eline bırakılmak istenmemiş, sorumluluğuna bir üst zaman sınırı konulmuştur. Örneğin satın alınan bir arabada 3 yıl sonra ortaya çıkan ve kullanıma bağlı olmayan bir ayıp için (gizli ayıp) satıcıya dönüp hak aramak, zamanaşımı süresi geçtiğinden dolayı imkansızdır.
Bu sürenin bir istisnası vardır Bu istisna buraya kadar anlattığımız konularda da rastladığımız durumdur. O da satıcının ağır kusurudur. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, alıcı, 2 yıl geçse dahi satıcıya dönerek hakkını arayabilecektir. Yine de bu yöntemle hak aramada dahi üst zaman sınırı vardır, o da 10 yıllık zamanaşımı süresidir. • Dikkat edilmelidir ki, alıcı ve satıcı arasında başlangıçta yapılacak sözleşmelerde, bu 2 yıllık zaman aşımı süresi uzatılabilir veya kısaltılabilir.
1- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Ayıplı Hizmet • Kanun 08.03.1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
2- Kanunun amacı • Bu Kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak üzere hazırlanmıştır.
3- 4077 sayılı kanun iki ana konuyu düzenlemektedir. • Bunlar ayıplı mal ve ayıplı hizmettir.
4- Kanunun 3.Maddesinde tanımlar verilmektedir • Bunlardan hizmet alanı ile ilgili olanlar: Hizmet :Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti Tüketici : Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi, Satıcı : Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri İfade eder.
5-AYIPLI HİZMET • Madde 4/A – Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarında veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir.
AYIPLI HİZMET • Ayıplı hizmetin neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu hizmeti sunan tarafından tüketiciye bildirilmiş ise tüketici de ayıplı hizmeti kabul ettiği durumlarda daha sonra bana ayıplı hizmet sunuldu diye bir hak iddia edilemez.
6- Tüketici ayıplı hizmetten dolayı seçimlik hakları vardır. • Bunları hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde kullanarak sağlayıcıdan isteyebilir; • 1- Sözleşmeden dönme, • 2- Hizmetin yeniden görülmesi, • 3- Ayıp oranında bedel indirimi.
AYIPLI HİZMET • Ayrıca; tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı hizmetin neden olduğu, • Hizmeti alırken • a) Ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan bir durum ortaya çıkarsa • b) Kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde tazminat da isteyebilir.
AYIPLI HİZMET • Sağlayıcı, tüketicinin seçtiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, bayi, acente ve ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin seçimlik haklarından dolayı mütelsilen sorumludur. • Başka bir deyişle tüketici zararının tazminini tedarik zincirinde yer alan kişilerin herhangi birinden talep edebilirler.
7-Sözleşmedeki Haksız Şartlar için, kanundaki düzenleme • Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. • Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir.
8-Tüketici Sözleşmeleri’nde Yazı Karakteri Şartı • Kanun, bazı maddelerdeki yapılacak olan yazılı düzenlemeleri yazı karakteri ile ilğili şekil şartına bağlamıştır. Hizmet sektörü ile ilgili düzenlemeler şunlardır; • *Taksitle satışı düzenleyen 6/A; • *Devre Tatili düzenleyen 6/B; • *Paket Turu düzenleyen 6/C; • *Mesafeli sözleşmeleri düzenleyen 9/A;
Tüketici Sözleşmeleri’nde Yazı Karakteri Şartı • Maddelerinde düzenlenen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir
9-Turizm hizmet sektöründeki bir düzenleme de paket tur olarak adlandırılmaktadır. Paket tur kanunun 6/c maddesinde düzenlenmiştir. • Paket tur sözleşmeleri; ulaştırma, konaklama ile ilgili turistik hizmetlerin en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil olduğu fiyatla satılan veya satış taahhüdü yapılan ve hizmeti yirmidört saatten uzun bir süreyi kapsayan veya gecelik konaklamayı içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu, önceden düzenlenmiş yazılı sözleşmelerdir
10-MESAFELİ SÖZLEŞMELERMadde 9/A – da düzenlenmiştir: • Mesafeli sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmelerdir.
MESAFELİ SÖZLEŞMELER • Mesafeli satış sözleşmeleri çeşitleri aşağıdadır: • *Yazılı iletişim araçları ile yapılan sözleşmeler, • *Telefonla yapılan sözleşmeler, • Elektronik ticaret ile yapılan hizmet ve mal satışı • *E-mail aracılığıyla yapılan sözleşmelerde; • *Web sitesi aracılığıyla yapılan satışlarda;
11-Mesafeli sözleşmelerin geçerlilik şartı • Mesafeli satış sözleşmesinin akdinden önce, ayrıntıları Mesafeli Sözleşmeler Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesinde yer alan bilgilerin tüketiciye verilmesi zorunludur. Tüketici, bu bilgileri edindiğini yazılı olarak teyit etmedikçe sözleşme akdedilemez. Elektronik ortamda yapılan sözleşmelerde teyit işlemi, yine elektronik ortamda yapılır
12-Mesafeli satış sözleşmesinin akdinden önce tüketiciye verilmesi gereken ön bilgiler • a) Satıcı veya sağlayıcının isim, unvan, açık adres, telefon ve varsa diğer erişim bilgileri, • b) Sözleşmekonusu mal ya da hizmetintemelözellikleri, • c) Sözleşme konusu mal ya da hizmetin tüm vergiler dahil satış fiyatı, • d) Satıcı veya sağlayıcının fiyat dahil tüm vaatlerinin geçerlilik süresi,
Mesafeli satış sözleşmesinin akdinden önce tüketiciye verilmesi gereken ön bilgiler • e) Tüketicinin ödemelerinin nasıl yapılacağına dair bilgiler, • f) Teslimat ve ifanın nasıl yapılacağına ve varsa buna ilişkin masrafların tutarı ve kimin tarafından karşılanacağına dair bilgiler, • g) Cayma hakkı ve bu hakkın nasıl kullanılacağına dair bilgiler,
h) Tüketiciye bir maliyeti varsa kullanılan iletişim yollarının ücreti, ı) Sözleşme konusu mal ya da hizmetin, teslim ve ifa tarihlerine ilişkin program, • i) Tüketicinin talep ve şikayetlerini iletebileceği satıcı veya sağlayıcının açık adres, telefon ve varsa diğer erişim bilgileri.
DİKKAT! • Tüketici, bu bilgileri edindiğini yazılı olarak teyit etmedikçe sözleşme akdedilemez. • Elektronik ortamda yapılan sözleşmelerde teyit işlemi, yine elektronik ortamda yapılır.
13-Fiyat Etiketi Kanunun 12.Maddede düzenlenmiştir. • Perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir, okunabilir şekilde o malla ilgili tüm vergiler dahil fiyat, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması gerekir. • Bu mümkün olmadığında aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur.
14- Ticari Reklam ve İlanlar • Ticari reklam ve ilânların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esas kılınmıştır.
15-Mal ve Hizmet DenetimiMadde 19 – • Tüketiciye sunulan mal ve hizmetler; ilgili bakanlıklar tarafından Resmi Gazetede yayımlanarak mecburi uygulamaya konulan standartlara uygun olmalıdır.
16-Tüketici Sorunları Hakem HeyetiMadde 22 – • Bakanlık, il ve ilçe merkezlerinde, bu Kanunun uygulamasından doğan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla en az bir tüketici sorunları hakem heyeti oluşturmakla görevlidir.
17-Kanunun Ceza ile ilgili hükümleri • Tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 25. Maddesi cezaları düzenlemektedir. Bu maddeye göre her sene Aralık ayında ceza miktarları ilgili bakanlık tarafından yeniden düzenlenir.
18-CEZALARDA YETKİ, İTİRAZ ve ZAMANAŞIMI • Bu Kanun hükümlerine göre verilen idarî yaptırım kararlarına karşı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulur. • Ancak, idare mahkemesinde dava, işlemin tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde açılır. İdare mahkemesinde iptal davası açılmış olması, kararın yerine getirilmesini durdurmaz.
19-DENETİM • Madde 27 – Bu Kanunun uygulamasında, Bakanlık müfettişleri ve kontrolörleri ile Bakanlıkça ve belediyelerce görevlendirilecek personel; fabrika, mağaza, dükkan, ticarethane, depo, ambar gibi her türlü mal konulan ve/veya satılan veya hizmet sunulan yerlerde denetleme, inceleme ve araştırma yapmaya yetkilidirler.