1 / 23

ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN ALTIN, ÇEVRE, ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER GERÇEĞİ

ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN ALTIN, ÇEVRE, ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER GERÇEĞİ. HASAN GÖKVARDAR MADEN MÜHENDİSİ gokvardar@isbank.net.tr Tel: 0533 573 2376.

ovidio
Télécharger la présentation

ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN ALTIN, ÇEVRE, ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER GERÇEĞİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN ALTIN, ÇEVRE, ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER GERÇEĞİ HASAN GÖKVARDAR MADEN MÜHENDİSİ gokvardar@isbank.net.tr Tel: 0533 573 2376

  2. ALTIN, GÜMÜŞ gibi kıymetli metaller Çok Uluslu Şirketlerce, dünyanın her köşesinde işletilmek istenilmektedir. Çok Uluslu Zengin Şirketler, kendi ülkelerindeki yasalar, yönetmelikler ve çevre yaptırımlarından rahatsız olduklarından, ve bu yüzden üretim maliyetlerinin de yüksek olmasından dolayı, altın üretimi için geri kalmış ve kalkınmakta olan ülkeleri tercih etmektedirler. Bugün dünyanın pek çok geri kalmış ülkesi dış borç ödemek ve çıkarılan yer altı kaynaklarının dış satımı yoluyla elde edilecek gelirle yoksulluğu gidermek için madenciliğe umut bağlamaktadır. Dünya Bankası uzmanları da yıllarca yer altı zenginliklerinin işletilmesi yolu ile yoksulluğun ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderilmesini amaçlamış ve ilgili ülkeleri desteklerken ve kredilendirirken, onlara yapısal dönüşüm programları önererek (ve dayatarak) bu amaca ulaşılmasını gerekçe göstermiştir.

  3. Çok Uluslu Şirketlerin amaçları, Altınları, madencilikte alt yapısı olmayan ülkelerde, kontrol ve denetimlerden yoksun olan yerlerde, kendi yöntemleriyle çıkartabilmektir. Altınlar onların olacak, siyanürlü ve ağır metallerle, çeşitli kimyasallarla kirlenen atıklar ise o yörede yaşayan insanların yaşamlarını, yaşam kaynaklarını, çevresini yok edecektir. Yok olan Yaşam ve Çevre, Çok Uluslu Şirketlerin Yurt dışına götürdükleri altınların karşılığı, Ülkelere geri getirilebilse! bile; doğa ve çevre temizlenemeyecek, eskisi gibi olamayacaktır.

  4. Çok Uluslu Şirketlerce, uzun yıllarca, topraklarında altın madenleri işletilmekte olan ülkelerde, var olan kimyasal kirlilikler insan ve çevre üzerinde olumsuz etkiler oluşturmuştur.Bir türlü zengin olamayan bu Ülkeler:Papua-Yeni Gine, Guyana, Etiyopya, Gana, Gine, Mali, Fildişi Sahili, Mozambik, Namibya, Sudan, Zaire, Zambiya, Zimbabve, Hindistan, Endonezya, Malezya, Filipinler, Fiji, Kostarika, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Honduras, Nikaragua, Brezilya, Arjantin, Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvator, Venezuela ve Peru !SSCB’nin, dağılmasından sonra Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kazakistan . . . . . . .

  5. ÜLKELERİNDE ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERCE ALTIN ÇIKARILAN ÜLKELERDE, SON 1-2 AY İÇİNDE GELİŞMELER: ENDONEZYA: (Ekim-Kasım, 2004) Bergama’da Ovacık Altın madenini de çalıştıran Amerikalı Newmont firması, Endenozya’da Buyat Körfezinde, atıklarını okyanusa dejarş yaptıklarından, körfezde arsenik ve civa kirliliğine sebep oldu. Körfezdeki balık ve diğer canlılarda tümörler oluştu ve balık ölümleri başladı. Balık tüketimi ile İnsanlarda da arsenik ve civanın oluşturduğu Minemata hastalığı yaygınlaştı. Endonezya Polis Müdürlüğü ve ilgili Bakanlıkların incelemeleri sonucu, Newmont çevreyi kirletmekle suçlandı ve şirketin 5 üst düzey yetkilisi sorgulanmak üzere ceza evine gönderildi. Suçlu bulunmaları halinde 10-15 yıl hapis cezası alabilecekler. Yapılan incelemelerde Buyat Körfezinin kirlendiği sonucuna varıldı.

  6. PERU: Peru, dünyanın en büyük 6. altın üreticisidir. Yanacocha altın madeni, Amerikan Newmont firması tarafından, Peru’lu Buenaventa şirketinin ortaklığıyla işletilmektedir. 8 Eylül 2004, tarihinde 4000 civarı Perulu, işlerini bırakarak, kuzeyde bulunan Cajamarca kasabasında, altın arama projesinin kirlilik yarattığını, su kaynaklarını kuruttuğunu söyleyerek yasaklanmasını istedi ve şehir merkezinde yürüyüş yaptı. Eylemi yöneten, Cajamarca bölgesi Belediye Başkanı Alejandro Rebasa, topluluğa, “Enerji ve Madencilik Bakanı Jaime Quijandria’nın altın aramasını durdurmaması, arama iznini iptal etmemesine kadar hiç bir yumuşama göstermeyeceklerini, eylemlerden vazgeçmeyeceklerini” söyledi. Protestoların hızlanması üzerine şirket arama faaliyetlerini geçici olarak durdurdu.

  7. GANA: (Ekim – 2004) Bogosa Altın MadenindeAtık Barajından Siyanür Taşkını Üzerine Wacam(Madencilikten Etkilenen Toplumların Derneği) Daniel Owusu-KorantengTarafındanyapılan Açıklama; “Bogoso Altın Firmasının insan hakları ihlalleri ve çevresel problemleri toplumlarla şirket arasında uzun zamandır anlaşmazlıkların kaynağını oluşturmaktadır. Taşkın, şirketin yeni atık barajından, Aprepre ve Egya, Nsiah, Benya ve Manse’yi de içine alan diğer nehirlere olmuştur. Siyanür taşması Dumase kasabasını ve diğer Goloto, Juaben, Kokofu, Egyabroni.toplumlarını etkilemektedir. Dumasa kasabası sakinleri ve diğer köyler,23 Ekim 2004 sabahı, nehir üzerinde yüzen ölü balıkları, yengeçleri, karidesleri ve diğer canlı türleri buldular. Bazı toplum bireyleri siyanür taşmasından haberdar olmadan balıkları yakalayıp yediler. Dumasa’da beş nehirin kirlenmesi, bu bölgede bulunan toplumların çoğunun içme suyu kaynağının yok olması demektir.“

  8. “1991 yılında da bu barajdan siyanür taşmasıolmuştur. Su yapılarının, siyanür taşkınlarıyla kirlenmeleri, kırsal kesimde yaşayan insanların, toplumların, su ihtiyaçlarının, gelirlerinin, protein kaynaklarının yok olmasıdır. Ne yazık ki, madencilik sanayii ve onun ittifakları, siyanür taşkınlarının etkilerini basit göstermekte, ve siyanürün etkisinin zamanla yok olduğu izlemini yaratarak, siyanürün nehirlerdeki etkisininde bir kaç saat içinde kaybolacağını iddia etmektedir. Gana’daki siyanür taşkınları, kötü madencilik uygulamalarının göstergesidir. WACAM Parlementoya, çok yakında yeni madencilik tasarısının kabul edilmesi sırasında atık barajlarından siyanür taşkını olaylarını dikkate almasını önerdi.WACAM, hükümete ve toplumlara çağrıda bulunarak, geçimlerini ve içme suyu kaynaklarını yok eden siyanür taşkının etkisinden, Bogoso Gold Limited Şirketinin sorumlu tutulmasını istedi.”

  9. ROMANYA: Romanya’da, Newmont’unKanada kolunun da hissesi olduğubirşirket (KanadaveRomanyaOrtaklığı), Gabriel Resources (TSX:GBU), Romanya’da Rosia Montana’daKorunmaBölgesiilanedilenalaniçindealtınçıkartmakistiyor. Romanya Hükümeti, Rosia Montana’da madencilik girişimine destek vermiyor. Avrupa’nın en büyük açık ocak işletmesi Romanya’da Rosia Montana’da gerçekleştirilmek isteniyor. Kossuth Radyosuna gore, Ms.Speranta Ianculescu Romanya Hükümetinin bu büyük yatırımı desteklemediğini doğruladı. 85/2003 sayılı Maden Kanununun 11.maddesi gereğince, tarihsel, kültürel ve dini anıtların bulunduğu alanlarda, arkolojik alanlarda madencilik faaliyetlerini sürdürmek kesinlikle yasaktır.

  10. PAPUA YENİ GİNE (PYG): (Eylül - 2004) PYG Misima madeninde kıyıdan uzakta bir balinanın ölümü, siyanürlü atık hattı üzerinde yaşayan bölge sakinlerinde yeni kaygılar yarattı. Eylül ayında Galbobo köyü yakınında Misima madeninin Lagua kampında bir balina ölü bulundu. İki hafta once, 35 ölü balığın atık hattı boyunca su yüzüne vurması üzerine, Çevre ve Koruma Bakanı William Duma 2 teknik subayını, raporları kontrol etmesiniistedi. Teknik Raporlar, sodium siyanürün temizlenmesi ve denize salıverilmesiyle ilgili işlemlerin yerine getirilmediğini göstermektedir. Bu hata ve sorumsuzluk üzerine, Misima Ltd. Firması, 7167 USD, yerel halka tazminat ödeyecek. Denizle ilgili Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Misima Towoho, Misima madeni tarafından hasar için ödenen paranın topluma saygısızlık gösterdiğini söyledi.

  11. “Ödeme, zararların, insan yaşamı üzerindeki, şimdiki ve gelecekteki etkilerini incelenmek için zaman ayrılmadan yapılmış” dedi. Mr Nigu, balinanın ölümünün atık hattında sodium siyanür sızıntısından kaynaklandığını iddia etti ve Çevre ve Koruma Bakanını’na ve Sekreterine, şirketin tüm ada toplumlarına tazminat ödemesi için çağrıda bulundu. Bir toprak sahibi lider, “tazminat seviyesinin binlerce dolar değil, fakat binlerce doların yüzlercesi olmalı” dedi. Mr Nigu, toprak sahipleri adına, madencilerin sorumluluklarını yerine getirinceye kadar, madencilerin kiraladıkları topraklarda çalışmalarına izin verilmemesini istedi.

  12. AMERİKA, KANADA, AVUSTRALYA’da, ALTIN MADENLERİ genellikle, yaşam birimlerinden çok uzaklarda, • çöllerde yer almaktadır. • ÜLKEMİZDE ise, Altın madenleri yaşam birimlerinin kontaklarında, yeraltı su kaynaklarının üzerinde, • Mistik ve tarihi özelliği olan Turistik yörelerde, • Dağ turizmin yapıldığı, alabalıkların üretildiği, • Zeytin, pamuk, çam fıstıklarının bulunduğu, • Hayvancılık yapılan alanlarda yer almaktadır. • Ülkemizin bu güzellikleri, zenginlikleri, çok uluslu şirketleri sadece madencilik potansiyeli açısından etkilemektedir. • AB Ülkelerinde ise, altın işletmeleri çok azdır. Son yıllarda Romanya ve İspanya’daki altın madenlerinde meydana gelen kazalar, AB Ülkelerinde çevre önlemlerinin, altın elde etme ve atık yönetmeliklerinin tekrar gözden geçirilmesini başlatmıştır.

  13. YENİ MADEN KANUNU: • Ülkemizde kabul edilen yeni maden kanunu ile Türkiye toprakları, çok uluslu maden şirketlerinin vazgeçemeyeceği bir ülke haline dönüşmüştür. • Altın için Türkiye’de bulunan yabancı Madenci firmaları istedikleri maden kanununun uygulanmaya başlamasıyla da yetinmeyip, devletten daha başka ayrıcalıklar da aldılar. • Maden şirketlerinin ormanlık alanlarda maden arama-işleme faaliyetleri için yaptıkları kira sözleşmesindeki % 5 tesis fonu ücreti kaldırıldı. • KDV ödemeleri maliyetleri yükselttiğinden % 18 KDV’nin kalkması, altın satışından KDV alınmaması, uygulamaya koyuldu. • Maden arama, inşaat malzemesi alımı, maden işleme, maden eritme ve rafineri vergi muafiyetine girmiştir.

  14. TÜRKİYE’DEALTIN MADENCİLİĞİ VE KİMYASAL YÖNTEMLERLEALTIN ELDESİEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan alınanMaden İşletme Ruhsatı ile; Açık veya kapalı maden ocağından yeryüzüne çıkarılan altın cevheri kırılıp, öğütülmek için değirmene beslendiğinde Madencilik faaliyeti biter.Sağlık Bakanlığı’ndan alınacak Gayri Sıhhi Müessese (GSM) Ruhsatı ile,öğütülen cevherden siyanür ve diğer kimyasallarla altın eldesi başlar. Kısaca uygulanan yöntemler bir dizi Kimyasal işlemlerdir. Sağlık ve Çevre Bakanlıkları’nın Yönetmelikleri geçerlidir.

  15. ATIKLAR ve ATIK DEPOLARI Altını alınan siyanürlü çamur ağır metallerle de kirlenerek, atık deposunda birikir. Çamur şeklindeki siyanürlü atıklar, siyanür ve diğer kimyasalların etkisiyle atık depolarında daha fazla çözülerek-serbestleşerek daha zararlı konuma geçerler. Altın İşleticileri atık çamurunu arıttıklarını söylerler. Atık çamurlarının arıtılması imkansızdır. Atıkların sıvı fazındaki siyanür arıtılarak, çamur tabakasına çöktürülür. Bu işlem sırasında su fazındaki zararsız ağır metaller de açığa çıkar ve çamur tabakasında birikir. Atık Depoları diğer bir deyişle zehir depolarıdır. Çevre ve insan yaşamı için potansiyel bir risk oluşturmaktadırlar.

  16. Dünya Genelinde Altının Kullanım Alanları Bugüne kadar çıkarılmış ve insanoğlunun elinde bulunan toplam altın miktarı :200 000 - 250 000 ton. Sadece teknik amaçlı kullanıldığında bu altın dünyaya geri dönüşümsüz olarak 1600 yıl, geri dönüşüm uygulandığında ise sonsuza dek yeter !

  17. BERGAMA OVACIK ALTIN MADENCİLİĞİ GERÇEĞİ: Sürekli isim değiştiren, Eurogold, Normandy, Newmont tarafından, Bergama, Ovacık – Çamköy, Narlıca Köyleri arası, çalıştırılan Altın Madeni, şu anda kapalıdır. Ancak, son iki yıldır, yasadışı faaliyet gösteren Altın İşletmesinde, üretim faaliyetleri gizlilik içinde, şirketin iyi niyetine ve güvenine bağlı kalınarak, ilgili Bakanlıkların Yönetmeliklerine uyulmadan sürdürülmüştür. Altın işletmesi 3 aydır İzmir Valiliği’nce Mühürlenmiş olarak kapalı olmasına rağmen, İşletmenin açılması için şirket tarafından, yasa dışı bir çok eylem, reklam ve ruhsat alma girişimlerinde bulunulmaktadır. Devlet tarafından, Ovacık’ta oluşan kirlilik ve nasıl temizleneceği konularında herhangi bir açıklama yapılmamaktadır!

  18. Hatta, çevrenin kirlenmediği, gizli,gizli YOK OLAN İZİNLERİN – RUHSATLARIN hazırlandığı konularında bilgi alınıyor. . . Üniversitelerimizin, Köylülerin isteği üzerine, Yer Altı Sularının kirlilik tespit raporları bile dikkate alınmıyor. “OVACIK KÖYÜ YAKINLARINDAKİ İÇME SUYU KUYULARINDA YAPILAN ANALİZLERDE ARSENİK MİKTARI, YÖNETMELİK LİMİTLERİNİN 19-23 MİSLİ FAZLA ÇIKMIŞTI” Ovacık Altın Madeni, Atık Deposunda, yaklaşık İki Milyon Ton, Zehirli Atık bulunmaktadır. Atıkların EPA verilerine göre temizlenebilmesi tonda 250-300 USD’ dır. Temizlik işlemleri ve Çevrenin Rehabilitasyonu ne zaman başlayacaktır? Köyde yaşayanlar, yer altı sularını ne zaman güvenle kullanabileceklerdir? Bu sorulara cevep verecek Yetkililer, sessiz kalmayı, Newmont’un taraflı açıklamalarını uygun bulmaktadırlar.

  19. Bergama, Ovacık’da yaşanan çevresel-bilimsel-hukuksal kirlenme artarak devam ederken, geride bıraktığımız on yıl içerisinde başta Bergama köylülerin yaratıcı ve inatçı eylemleri olmak üzere büyük fedakarlıklarla elde edilen maddi ve manevi birikimi daha ileri ve yeni mücadele alanlarına taşımak bir ihtiyaç olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelmiştir. Kesinleşmiş yargı kararlarıyla faaliyeti durdurulan, AİHM tarafından verilen, yakında trilyonlarla ifade edilebilecek miktardaki tazminat kararlarına rağmen, işletmeci firmanın halen faaliyetlerine devam etmenin, yargı kararlarını yok saymanın yollarını denemesi; süreci engellemek isteyenlerin daha politik müdahalelerde bulunmasını, bakanlık ve hükümet düzeyinde daha doğrudan ve etkili mücadeleler verilmesini,

  20. siyasal karar alma süreçlerine müdahil olunmasını gerekli kılmaktadır. Çünkü Bergama’da aralanan kapıdan girecek çevre felaketlerinin başlangıç olarak gideceği adresler bugünden belli olmuştur: Tunceli, Erzincan, Uşak-Eşme, İzmir-Efem çukuru, Ordu-Ünye, Tokat, Balıkesir, Edremit, Çanakkale . . . .. . . . ve yabancı şirketlerin binlerce kilometrekarelik ruhsatlarla kapatarak şimdiden üşüştükleri ülke sathı! Gelin, hep beraber, Ülkemizin sahip olduğu doğal kaynakların, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızın, emeğimizin, insan-yurttaş olarak onurumuzun piyasanın, ulus ötesi tekellerin kar güdüsüne kurban edilmesinin, yargı kararlarının hiçe sayılmasının önüne geçelim.

  21. TROİA – İDA PLATFORMUNA, Çanakkale Sivil Toplum Kuruluşlarına, Ulusal Çevre ve Değerlerine sahip çıkmak için sürdürdükleri mücadelede başarılar diliyor; Maden Mühendisi Hasan Gökvardar olarak yanınızda olduğumu arz ediyorum. Saygılarımla, Hasan Gökvardar Maden Mühendisi gokvardar@isbank.net.tr GSM: 0533 573 2376

  22. KAYNAKLAR: • Çağdaş Yaşam ve Ulusal Çıkarlarımız Açısından • Bergama Gerçeği – Prof.İsmail Duman - İTÜ • World Bank, 2002, Treasure or Trouble? Mining in Developing Countries,Global Mining Series • Jeoloji Mühendisleri Odası, TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Madencilik Geliştirme Stratejisi • Radhika Sarin – Jakarta Post • New York Times – Eylül 2004 • Payal Sampat – Reuters 2004 • Port Moresby, Papua Yeni Gine (PYG Courier-Postası) • Denver Postası • MTA WEB SAYFASI

More Related