2.94k likes | 3.78k Vues
PROGRAM GELİŞTİRME VE ÖĞRETİM. 1. 1. Öğretimin Planlanması. “ Düşündüğünüzden daha karışıktır.”. Öğretim planlaması, eğitimin en ciddi ve önemli alanıdır !. Etkili ve başarılı bir öğretim iyi bir tasarımla başlar. Öğretim planlaması,
E N D
Öğretimin Planlanması “Düşündüğünüzden daha karışıktır.”
Öğretim planlaması, eğitimin en ciddi ve önemli alanıdır ! • Etkili ve başarılı bir öğretim iyi bir tasarımla başlar.
Öğretim planlaması, • Eğitim amaçlarının gerçekleştirilmesi için planlama, örgütleme,uygulama ve değerlendirme işlevlerine ilişkin ilke, kavram, kuram, model ve tekniklerin sistematik ve bilinçli bir biçimde uygulanmasıyla ilgili etkinliklerin tümüdür. • öğrenme işinin gerçekleştirilmesi için bireye sunulan öğrenme çevresinin düzenlenmesine yönelik bir öğretim hizmetidir.
Öğretimi planlama süreci NASIL BİR İNSAN YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ? Sorusu ile başlar
TEMEL KAVRAMLAR • Kültür İnsanın yarattığı her şeye genel anlamda kültür denir. Toplumu oluşturan insanın öğrendiği, bilgi, sanat, gelenek, görenek ve benzeri yetenek, beceri ve alışkanlıkları içine alan karmaşık bir bütündür. Kültürel değerlerin bireylere kazandırılması sürecine ise kültürleme denir.
Eğitim İnsanların diğer insanları belirli maksatla kültürlemeleri veya kasıtlı kültürleme sürecidir. Diğer bir anlamda kültürel değerlerin planlı ve maksatlı bir şekilde bireylere aktarılması sürecidir.
EĞİTİM • Eğitim genel anlamda bireyde davranış değiştirme sürecidir. • Eğitim, bireyin toplum standartlarını, inançlarını ve yaşam yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. • Eğitim, kişinin yaşadığı toplum içerisinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin bütünüdür. • Eğitim, seçilmiş ve kontrollü bir çevrenin, özellikle de okulun etkisi altında sosyal yeterlik ve en iyi şekilde bireysel gelişmeyi sağlayan sosyal bir süreçtir.
Eğitimin belli bir plan ya da program uygulanarak gerçekleşen anlamının öne çıktığı tanımlardan başlıcaları şunlardır: • Eğitim, önceden saptanmış ilkelere göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkinliklerdir. • Eğitim, bireyindavranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istendik değişme oluşturma sürecidir.
DAVRANIŞ • Organizmanın etkiye karşı göstermiş olduğu tepkidir • Eğitim açısından gözlenebilir, ölçülebilir ve istenilir olmalıdır • Davranışları Üç Grupta Toplayabiliriz • Doğuştan gelenler (göz kırpma, ağlama gibi) • Geçici olanlar (alkol, yüksek ateş vb nedenlerle ortaya çıkarlar) • Sonradan kazanılanlar (öğrenme ürünleri)
Sonradan kazanılan davranışlar • Bilişsel • Devinsel • Duyuşsal
ÖĞRENME • Bireyin içinde bulunduğu çevreyle etkileşimi sonucu davranışlarında oluşan kalıcı izli değişmelerdir. • Tekrar ve yaşantı sonucu davranışlarda meydana gelen oldukça devamlı değişiklikler olarak ta tanımlanabilir. • Yalnızca okul yada sınıf ortamıyla sınırlı değildir, her zaman istenilen yönde olmayabilir
ÖĞRETME • Öğrenmeyi sağlama ya da gerçekleştirme faaliyetidir. • Bir amaç değil, öğrenmeyi gerçekleştirmede işe koşulan bir araçtır. • Toplumsal yaşantı içerisinde öğretme etkinliği sunan pek çok araç vardır (Aile, akran grupları, kitle iletişim araçları…)
ÖĞRETİM • öğretim; davranış değişikliği meydana getirme sürecinin planlı ve programlı bir şekilde yapılması sürecidir. Eğitim her yerde, öğretim daha çok okulda yapılmaktadır
EĞİTİM- ÖĞRETİM FAALİYETLERİNİN PLANLANMASI Tasarlanan eğitim amaçlarının veya öğrencilerde istenilen yönde davranış değişikliklerinin gerçekleştirilebilmesi ile eğitim faaliyetlerinin bir program çerçevesinde yapılası arasında pozitif bir ilişki vardır. Eğitim faaliyetleri sonunda hedeflenen sonuçların gerçekleşmesi tutarlı ve ayrıntılı bir planlamanın yapılmasını gerekli kılar.
EĞİTİM- ÖĞRETİM FAALİYETLERİNİN PLANLANMASI Eğitimin verimliliği bireye kazandırılacak davranışların gerçekçi biçimde tespit edilmesine, bu değişikliklerin gerçekleşmesi için uygun eğitim ortamlarının düzenlenmesine, öğrenciye davranış değişikliğini gerçekleştirmede sistematik rehberlik yapılmasına, tasarlanan davranış değişikliklerinin ne ölçüde gerçekleştiğinin güvenilir biçimde kontrol edilmesine bağlıdır. Bu sonucun gerçekleştirilmesi ayrıntılı bir planlama ve uygulamayı gerektirir.
EĞİTİM PROGRAMI • “Okulun ve öğretmenin yol göstericiliği altında, okul içi ve okul dışındaki bütün öğrenme ve öğretim faaliyetlerini içine alır. Öğrencilerin bilişsel, devinsel, duyuşsal ve sosyal yönlerden gelişmesine yardım eden, milli eğitimin ve öğretim kurumunun amaçlarına dönük ve bireyin uzun dönemli eğitim amaçlarına ulaşmasına yardım etmek amacına yönelik her türlü öğrenim deneyimlerini kapsayan bir programdır. Dersler, kol faaliyetleri, geziler, anma günleri, kurslar gibi ders dışı etkinlikler, yurt, yemekhane yaşamı, ders arası (teneffüs) etkinlikleri, okul-endüstri veya işyeri ilişkileri, rehberlik, sağlık v.b. hizmetler ve etkinlikler ve hatta ev içi ve işyerine kadar uzanan planlanmış çalışmalar bu çerçeve içinde düşünülür. Eğitim programı;
EĞİTİM PROGRAMI • “eğitilecek bireylere, öğrenme yaşantılarını kazandırma planı”, • “okulun sorumluluğunda öğrencilerin değerlerini, tutumlarını tavırlarını değiştiren, becerilerini geliştiren, bilgi ve anlayış kazanmalarını sağlayan, hem süreç hem de içerik olarak tanımlanmış , okulun kontrolünde öğrencilerin tüm yaşantıları düzeni”, • “bir eğitim kurumunun çocuklar, gençler ve yetişkinler için sağladığı, milli eğitimin ve kurumun amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik tüm faaliyetleri içeren ayrıntılı planlama”, • “öğrencilerde beklenen öğrenmeyi meydana getirebilmek için planlanmış faaliyetlerin tamamı”, • “hedefler, içerik, öğretme öğrenme süreci ve değerlendirmenin planlanması” olarak tanımlanabilir.
ÖĞRETİM PROGRAMI • Okul içi deneyimlerle sınırlı olan öğretim programı, bir okulda okutulan ders veya kurs programlarını kapsar. Bu programın eğitim programı içerisinde ağırlıklı bir yeri vardır ve eğitim programının amaçları doğrultusunda öğrenciye kazandırılması istenen bilgi, beceri, tutum ve tavırların ders grupları olarak planlı bir biçimde düzenlenmesidir. Böylece okul içi deneyimlerle sınırlı olan bu program, okulda okutulan dersleri veya kursları kapsayan bir kılavuz kitap veya dokümandır.
DERS PROGRAMI • Öğretim programında yer alan bir dersin amaçlarının öğrenci davranışına dönüştürülmesini, bunların gerçekleştirilmesi için içeriğin konulara ve alt başlıklara ayrıştırılmasını, buna dayalı öğrenim ortamının organizasyonu ve değerlendirme araçlarını kapsayan detaylı bir plandır. Başka bir değişle, öğretilecek dersin uygulanabilir bir plan şeklinde düzenlenmesidir.
PROGRAM GELİŞTİRME • “programın hedef, içerik, öğretme-öğrenme süreci ve değerlendirme ögeleri arasındaki dinamik ilişkiler bütünü” veya • Eğitim amaçlarının gerçekleştirilmesi için planlama, örgütleme,uygulama ve değerlendirme işlevlerine ilişkin ilke, kavram, kuram, model ve tekniklerin sistematik ve bilinçli bir biçimde uygulanmasıyla ilgili etkinliklerin tümüdür. • öğrenme işinin gerçekleştirilmesi için bireye sunulan öğrenme çevresinin düzenlenmesine yönelik bir öğretim hizmetidir.
Posner eğitim programı boyutları ya da görünüşleri; resmi, uygulamadaki, örtük, ihmal edilen ve extra olarak beş biçimde tanımlanmıştır: 1- Resmi/Açık/Yazılı program (Offical curriculum/The curriculum on paper/Written curriculum/Formal and Open curriculum/ : Tanımlanmış, öğrencilere kazandırılacak hedefler, bu hedefleri kazandırıcı ünite ve konular, eğitim ve sınama durumları boyutları açıklanarak yazılı bir döküman haline getirilmiş, Okulun ve öğretmenlerin kazandırması, öğrencilerin kazanması gereken eğitim beklentilerini tanımlayan programdır. Ayrıntılı ve ideal özellikler taşıyan programdır. Bu programın özellikleri; a) yazılıdır, kağıttadır, dökümandır b) resmidir c) tasarıdır d) teoriktir e) açıktır, ilan edilmiştir f) okulun kasıtlı eğitim amaçlarını açıklar g)standarttır h) ölçülüp değerlendirilebilir
2.Uygulamadaki/Uygulanan/Öğretilen/GerçekleşenProgram (Operational curriculum/The curriculum in action/Observed curriculum): Okulda öğretmen elinde hayat bulan programdır. Resmi programı okulun ve öğretmenin algılayışı ve uygulayışı ile ilgilidir. Okulun ve öğretmenin ne öğrettiği ve nasıl öğrettiği ile ilişkilidir. Resmi ve yazılı program teoriktir. Resmi programda yazılanlar harfiyen hayata geçmeyebilir veya yazılanlardan çok daha fazlası ortaya çıkabilir. Bunda resmi programın algılanışı, öğrencilerin yatkınlıkları, okulun çevresi ve olanakları etkilidir. Resmi program standarttır ancak gerçekleşen/uygulamadaki program okuldan okula farklılık gösterebilir. Bu program öğrenme-öğretme pratiğidir. Resmi programın somut gerçekleşen ve gözlenen boyutudur. Okulda somutlaşan, gözlenen ve gerçekleşen uygulamadaki program resmi programda yazılanlara yakın da olabilir, resmi programda yazılanların azı da çoğu da olabilir.Bu program kağıttan uygulamaya dökülendir. Teoriden paratiğe dönüşendir. Tasarlanan resmi programdan farklı olarak nelerin ortaya çıktığı ile ilgilidir.
3. İhmal edilen/Atlanan/Görmezlikten Gelinen/ Üstünkörü Geçilen/Geçersiz Program (Null curriculum): Bir programda nelerin öğretildiği kadar nelerin öğretilmediği de önemlidir. İhmal edilen program resmi programın kasıtlı, bilinçli bir biçimde öğretilmeyen, atlanan, eksik bırakılan, üstün körü geçiştirilen boyutlarını oluşturur. Okulun ve öğretmenlerin yaklaşımları bunda etkilidir. Hatta çeşitli nedenlerle öğrencilerde programın belli b0yutlarının ihmal edilmesini, atlanmasını veya geçiştirilmesini isteyebilir. Sınavda soru çıkmayan dersler ya da ders bölümleri, ortalamaya katılmayan dersler, kısa vadede yarar getirmeyen duyuşsal özellikler, güzel sanatlar, estetik, yaratıcılık vb gibi program boyutları çeşitli nedenlerle ihmal edilebilir.
4-Örtük/Gizli/Saklanan/İnformal/Üstü Kapalı Program (Hidden curriculum, Covert curriculum, İnformal curriculum, Unwritten curriculum, Implicit curriculum): Resmi programda yer almayan, kast edilerek kazandırılmayan, yazılı olmayan programdır. Bu program okuldaki sosyal ve psikolojik etkileşimle oluşan yan ve informal öğrenmeleri kapsar. Bu öğrenmeler olumlu da olabilir olumsuz da. Bu program kapsamındaki öğrenmeler resmi programı destekleyici yapıda da olabilir, resmi programla çelişen yapıda da olabilir. Bu programdaki öğrenmeler okul kültürü ve ikliminden kaynaklanan öğrenmelerdir. Okuldaki kültür, iklim, ilişkiler, disiplin anlayışı, kurumdaki bireylerin sahip oldukları inançlar, değerler, tutumlar ile etkileşerek oluşan öğrenmeler örtük program kapsamındadır.Bu programın özellikleri; a) açık ve yazılı değildir, b) tasarlanmamıştır, c) informal, kendiliğinden ve gizil öğrenmeleri kapsar, d) kasıtlı değildir, ima edilen programdır e) resmi programın dışındadır e) okul düzeni, disiplini, fiziksel, sosyal, psikolojik çevresi ile okuldaki eğitim personelince resmi program dışı sözlü, sözsüz verilen bütün iletilerle oluşan öğrenmeleri kapsar f) değerler, normlar, tutumlarla ilişkilidir. g) eğitim otoritsi, okul, öğretmen ve yöneticilerce açıkça onaylanmamış hedefler ve gizli niyetler, kurumsal normlar ve değerler bu programın kapsamındadır
5- Extra/Fazladan Program (Extra curriculum/Co-curriculum): Resmi programın dışındaki planlı sosyal, kültürel, sportif, sanatsal etkinliklerdir. Resmi programın dışındaki ve yukarıda sayılan programların hiçbirisinin kapsamına girmeyen okul korosu, okul bandosu, okul orkestrası, darama çalışmaları, öğrenci toplulukları ve kulüpleri, atelye çalışmaları, konferanslar vb çalışmalardan oluşur. Bu etkinlikler resmi program dışıdır. Ancak planlıdır. Öğretmenlerin gözetim ve rehberliği altındadır. Fazladan ve ek olarak okul çalışmalarında yer alır. Sargın Eğitim : Örgün ve yaygın eğitim dışında kalan bireylerin günlük yaşam içerisinde planlı ve programlı bir eğitim almadan kendiliğinden gerçekleştirdikleri öğrenmelerdir. Liseden mezun olduktan sonra bir başkasından dikiş dikmeyi öğrenmek gibi.
Programın dört ögesi Öğretim Değerlendirme Amaçlar İçerik Ortamı Niçin? Ne? Nasıl? Ne kadar?
Öğretim tasarımında temel sorular • Okul, hangi eğitsel hedeflere ulaşmalıdır?
Bu hedeflere ulaşmak için öğrencilere hangi eğitsel deneyimler sağlanmalıdır?
Bu eğitsel deneyimler etkili olarak nasıl düzenlenmelidir?
Bu belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığı veya ne kadar ulaşıldığı nasıl belirlenecektir?
TARİHSEL GELİŞİM • 1918 yılında Bobbit’in yayınladığı “Eğitim programı” adlı eser, PG çalışmalarının tüm aşamalarını ele alan ilk eserdir. • 1949’da Tyler’ın “EP ve Öğretimin temel İlkeleri” adlı kitap başyapıttır. • 1962’de Taba’nın “PG: Kuram ve Uygulama” adlı eseri var • 19. yy’da Pastellozi modern ilkokulların temelini oluşturmuş ve ilkokul programlarının gelişmesine yardımcı olmuştur. Ona göre eğitim süreci çocuğun doğal gelişimine bağlı olmalıdır. • Froebel, anaokulları konusunda çalışmış, 3-4 yaşına geldiğinde çocukların okula başlamasını savunmuştur. • Alman Herbert’e göre eğitimin iki önemli konusu bilgi ve ahlaktır. • Herbert Spencer, eğitimin temel amacını yaşama hazırlık olarak görmüş ve eğitim programlarının bu temel amaca hizmet etmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
TÜRKYE’DE PG TARİHİ VE SORUNLARI • 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile EP’larında laiklik, batıya dönüş ve müspet bilimler oluşturmuş. • 1950’de müfredat programı yerine “Eğitim Programı” anlayışı gelmiş • PG çalışmaları il merkezlerinde, mahalli okullar ve İl ME Müdürlüklerinin destekleriyle başlamış, sonradan bakanlık merkez örgütünde devam etmiş. • 1924’de J. Dewey in raporu doğrultusunda İlköğretim programları geliştirilmesine ağırlık verilmiştir • 1953-54 yıllarında ortaöğretim programlarının geliştirilmesi hız kazanmıştır. • 1950’li yıllara kadar Türkiye’de program geliştirme çalışmaları daha çok “dersler ve konular listesi” hazırlamak şeklinde ele alınmış, 1952’de Türkiye’ye gelerek köy okullarında incelemeler yapan K.V. Wofford’un hazırladığı raporla daha sistematik bir yaklaşımla yapılmaya başlanmıştır.
• 1953-1954 öğretim yılında Bolu ve İstanbul’daki deneme okullarında uygulanmaya başlanmıştır.Daha sonra 1954-1955 öğretim yılında ortaöğretim düzeyinde İstanbul Atatürk KızLisesi Deneme Okulu ProgramKomisyonu tarafından taslak program hazırlanmış ve uygulanmıştır.Bu çalışmalar ülkemizdeki program geliştirme çalışmalarının öncüsü sayılmaktadır. • Ancak bu çalışmaların devamlılığı sağlanamamış, deneme çalışmalarından elde edilen sonuçlar sistemin geneline yansıtılamamıştır.
• 1960’lı yıllarla birlikte program geliştirme çalışmalarının yoğunlaştığı görülmektedir. 1962 yılında toplanan Yedinci Millî Eğitim Şûrası sonrasında bir program taslağı hazırlanmış, hazırlanan program taslağı önce 14 ilde, daha sonra genişletilerek bütün illerdeki deneme okullarında uygulanmıştır. Bu çalışmalar illerde kurulan program geliştirme komiteleri tarafından yürütülmüştür. Bu program geliştirme çalışmaları aksiyon araştırmaları, alan çalışmaları, teftiş, inceleme, seminer ve kurslar yoluyla yürütülmüştür .Tüm bu çalışmaların sonuçları Millî Eğitim Bakanlığında kurulan Merkez Değerlendirme Komitesine aktarılmış, ayrıca çeşitli bölgelerden gelen 120 il temsilcisi bir haftalık bir seminerde program taslağını incelemiş ve gerekli değişiklikler ve öneriler yapılarak Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığına gönderilmiştir .Talim ve Terbiye Kurulu 1968-1969 öğretim yılında bu programı uygulamaya koymuştur. Bu program uygulamaya konulduktan sonra da izlenmiş, uygulamada meydana gelen aksaklıklar üzerinde gerekli önlemler alınmaya çalışılmıştır. Program geliştirme süreklilik gerektirmesine rağmen, bu çalışmalarda devamlılık sağlanamamıştır.
• 1970’li yıllarda 8 yıllık ilköğretim okulu denemesi çalışmaları başlamış ama deneme aşamasında kalmıştır. • 1980’li yıllarda, program geliştirme çalışmalarının tekrar ağırlık kazandığı görülmektedir. Program geliştirme de sürekliliğin ve standartlaşmanın sağlanması yönünde bazı çalışmalar yapılmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bu amaçla 1982 yılında bir program modeli oluşturmak ve bundan sonra hazırlanacak ve geliştirilecek tüm programların bu modele uygun olarak yapılmasını sağlamak amacıyla, Üniversitelerdeki bilim adamlarıyla iş birliği içerisinde yeni bir program modeli oluşturulmuştur. • Bu model 26.05.1983 gün ve 86 sayılı kurul kararı ile kabul edilmiş ve 2142 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
• Bu modelde programların hazırlanması ve geliştirilmesi konusunda görev alacak kişiler ile program geliştirme grubunun çalışma esasları belirlenmiş ve her programda genel, ünite ve konu amaçlarının belirlenmesinin, her ünitenin, ayrı ayrı davranışlarının tespit edilmesinin gerekli olduğunun altı çizilmiş, programlarının bir yıllık uygulanmasından sonra değerlendirilmesinin yapılarak, değerlendirme sonuçlarına göre programların geliştirilmesi karara bağlanmıştır. • Böylelikle ders programlarının geliştirilmesinde bir standartlaşma yerine çeşitliliğe doğru gidilmiştir. Bu çeşitliliğin giderilmesine yönelik olarak 1990 yılında toplanan Ölçme ve Değerlendirme ve Program Geliştirme İhtisas Komisyonlarında 12 ders için program geliştirme komisyonu oluşturulmuştur. Komisyon program geliştirme çalışmalarının sadece Millî Eğitim Bakanlığının belirlediği modelle yapılmasını önermiş, ancak program geliştirme komisyonları bu öneriye uymayarak farklı modellerle program geliştirme çalışmaları yapmışlardır.. Bu dönemde program geliştirme konusunda bir tutarlılığın ve standartlaşmanın sağlanmasına çalışılmış ise de bu çalışmalar başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
• Millî Eğitim Bakanlığında program geliştirme çalışmaları, 1990 tarihinde başlatılan Dünya Bankası desteğindeki Millî Eğitimi Geliştirme Projesi ile önemli gelişmeler göstermiştir. Bu projenin amaçları arasında programları iyileştirmek ve geliştirmek ile ders kitapları ve öğretim materyallerinin kalitesini yükseltmek ve verimli kullanmak da yer almaktadır. • Millî Eğitimi Geliştirme Projesinin bu amaçlarına ulaşmak için Müfredat Laboratuvar Okulları geliştirilmiştir. Müfredat Laboratuvar Okulları, öğretim ve öğrenmeyi destekleyen materyaller ile birlikte öğretim programlarının alanda denendiği pilot okullardır. Bu proje ile yedi coğrafî bölgeden 23 ilde, her düzeyde (İlkokul, İlköğretim Okulu, Ortaokul, Lise, Anadolu Lisesi ve Anadolu Öğretmen Lisesi) toplam 208 okul seçilmiştir (MEB, 1998, s.2-3; 8-9).
• Ülkemizdeki program geliştirme çalışmalarında diğer bir sorun programların tümüyle merkezden geliştirilmesi ve kararların merkezden verilmesidir. 3797 Sayılı “Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun” uyarınca Millî Eğitim Bakanlığı tüm eğitim kademelerinde uygulanacak programların geliştirilmesinden sorumludur. Bakanlık bu sorumluluğunu ana hizmet birimlerinden, Okul Öncesi Eğitimi, llköğretim, Ortaöğretim, Erkek Teknik Öğretim, Kız Teknik Öğretim, Ticaret ve Turizm Öğretimi, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi, Din Öğretimi ile Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü; yardımcı hizmet birimlerinden, Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı ve Meslekî ve Teknik Eğitim Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanlığı ile Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının program geliştirme çalışmaları ile yerine getirir. Bu birimler kendilerine bağlı okullarda uygulanan programları geliştirme çalışmaları yapmakla yükümlüdürler. Geliştirilen programların yürürlüğe girmesi için Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından onaylanması gerekmektedir. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylanan programlar tüm ülkede uygulanmaktadır. Bu durumun bölgenin, okulun, toplumun ve öğrencilerin ilgi ve beklentilerinin yeterince karşılanamamasına yol açması doğaldır. Bu sorunun giderilmesi için eğitim programlarının yerel koşullara uygun hâle getirilmesi gerekmektedir. Ancak bu durumda program geliştirme de merkez örgütü ile yerel birimlerin rollerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Ülkemizde programların merkezden geliştirilmesi programların bölge, okul ve öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve taleplerinin karşılayamamasına yol açabilmektedir. Millî EğitimBakanlığı son yıllarda sorun üzerinde durmaya başlamış, dünyadaki merkeziyetçi sisteme sahip diğer ülkelerdeki gibi yerel birimlere bazı yetkilerin devredilmesinin gerekliliğini kabul ederek, 1995 yılında Millî Eğitim Müdürlüklerine program geliştirme çalışmalarını yürütebilmeleri için yetki vermiştir
• Son on yıl içerisinde Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde yürütülen program geliştirme çalışmalarında önemli gelişmeler kaydedilmiş, belirli bir standartlaşmaya doğru gidilmiş ise de, bu konuda yapılan bir çalışma, aşağıda belirtilen sorunların yaşandığını göstermektedir. • Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde program geliştirme çalışmalarını yürüten birimlerin faaliyetleri arasında bir bütünlük bulunmamakta, her birim program geliştirme çalışmalarını farklı biçimlerde yürütmektedir. Birimler arasında yeterli düzeyde bir iletişim de bulunmamaktadır. • Program geliştirme için ihtiyaç tespiti araştırmaları ile komisyonlarca geliştirilen programların ön uygulama ve değerlendirme çalışmaları yeterince yapılmamaktadır. • Program geliştirme komisyonları, her üyenin görev ve sorumlulukları belirlenmeden, çalışmalarını plânsız bir şekilde yürütmektedir. Komisyonda her üyenin görüşlerine değer verildiği demokratik bir çalışma ortamı da bulunmamaktadır. • Geliştirilen programların Talim ve Terbiye Kurulu’nda onaylanması sürecinde sorunlar yaşanmaktadır. • Geliştirilen programların amaç, kapsam ve öğrenme-öğretme etkinlikleri boyutlarına ait nitelikler genelde yerine getirilmekte, değerlendirme boyutuna ait nitelikler ise tam olarak yerine getirilememektedir.
ÖĞRETİM TASARIMININ TEMELLERİ • Sosyal temel: Bir program toplumdan ve toplumun yapısından uzak kalamaz. Toplumun ihtiyaçları programları etkiler. Önemli problemler, büyük çatışmalar, değişme yönelimleri (köyden kente göç gibi), iş imkanları… program geliştirmede temel alınmalıdır • Psikolojik temel: Programın tüm aşamalarında yararlanılır. Eğitim psikolojisi; bireyin daha iyi tanınmasını ve eğitim etkinliklerine yön verilmesini sağlar. “Nasıl” ve “ne zaman” sorularını yanıtlar. • Felsefi temel: Programlarda neye önem vereceğiz? sorusuna cevap arar. Amaçların tespitinde, amaçların önem ve öncelik sırasının belirlenmesinde, programın iç ve dış tutarlılığını belirlemede, toplumdan ve konu alanından ne alacağımızı belirlemede felsefeden yararlanırız.
Konu alanı temeli: Programlarda konular vardır ve eğitim etkinlikleri için önemlidir. Programlar öğrenciye belli davranışları vereceği umulan, o alanla ilgili temel kuramları, ana fikirleri, değişmeye uzun zaman dayanabilmiş konuları içine almalıdır. Ancak programlar konular yığını haline getirilmemelidir. • Ekonomik temel: (1) Programlar mali imkanlarla sınırlıdır. (2) eğitim ekonomik kalkınma ve gelişmeye yardımcı olmalıdır. • Bireysel temel: Programlar bireylerin akademik, bireysel ve mesleki ihtiyaçlarını dikkate almalıdır.
Felsefe Nedir? Evrenin yapı ve düzeni, yaşamın anlam ve amacı, bilginin kaynağı ve güvenirlik derecesi, iyi, güzel ve doğrunun ne olduğu, başka bir değişle, bilgi, varlık ve değerlere ilişkin soru ve sorunlarla ilgili bir uğraş alanıdır. Bilimsel eri
Felsefenin Alanları • Günümüzde felsefenin bütün bilim dallarıyla ilgilendiği söylenebilir. • Felsefenin temelde üç çalışma alanı vardır. Bunlar; varlık felsefesi (ontoloji), bilgi felsefesi (epistemoloji) ve değerler felsefesi (aksiyoloji)dir. Bilimsel Araştırma Yöntemleri
Felsefenin Alanları • Varlık Felsefesi (Ontoloji): Felsefenin var olanı inceleyen, bir çalışma alanıdır. Metafizik olarak da adlandırılan bu alanda varlığın, gerçekliğin ne olduğu sorgulanır, gerçekliğin doğası araştırılır. Varlık felsefesi, evren ve insanla ilgili maddi ve manevi her şeyi konu alır. • Bilgi Felsefesi (Epistemoloji): Bilgi felsefesi temelde, bilginin ne olduğu, kaynağını, nasıl bilebildiğimizi, bilginin sınırlılıklarını, bilginin geçerliğini ve güvenirliğini, doğru, yanlış, mutlak ya da göreceli bilginin ne olduğunu araştırmaktadır. • Değerler Felsefesi (Aksiyoloji): Değerler felsefesi, temelde etik ve estetikle ilgili iyi, güzel, kötü, çirkin, ahlaki doğru ya da yanlış, saygı, vicdan, özgürlük, erdem, mutluluk vb. değerlerle ilgilenir. Değerlerin kaynağının ne olduğu?, doğuştan mı getirildiği, yoksa sonradan mı kazanıldığı?, değerlerin zamana ve topluma göre değişip, değişmeyeceği, herkes için geçerli ortak değerlerin olup olamayacağı, varsa bunların kriterlerinin ne olduğu? gibi sorulara cevap bulmaya çalışır. Bilimsel Araştırma Yöntemleri
Başlıca Felsefi Akımlar • İdealizm: Gerçekliğin temelini düşünsel, ruhsal/tinsel ve ideal gibi kavramlarla kuran bir felsefe olarak tanımlanabilir. • İdealizm gerçeğe, gözlem ve deneye dayanan bilimsel yöntemden çok, sezgisel, düşünsel yolla ulaşılabileceğini ileri sürer. • İdealist ilkelere dayalı eğitimin başlıca amacı;öğrencileri, mutlak akıl nitelikleriyle davranmaları için teşvik etmektir. Gerçeklik zihinsel olduğu için, eğitim de düşünceler ve kavramlarla ilgilidir. Bilimsel Araştırma Yöntemleri
Realizm: Batı dünyasının eski ve uzun süre etkisini sürdürmüş felsefi akımlarından biridir. Ancak idealizmin tersine, realistler evrendeki her şeyin insan zihninden bağımsız olarak var ve gerçek olduğunu savunurlar ve objelerin (nesnelerin) bizim onları algılamamız olmaksızın da var olduğuna inanırlar. Realistlere göre insan, gerçeğin bilgisine aklıyla ulaşabildiği için eğitimin amacı insan aklını geliştirmek olmalıdır. Gerçek bilgi, doğruluğu gözlem ve deneyle kazanılan bilgi olduğundan insan gerçek bilgiye aklını ve duyularını kullanarak ulaşabilir. Başlıca Felsefi Akımlar Bilimsel Araştırma Yöntemleri