1 / 111

CİNSELLİĞİN FARKLI HETEROSEKSÜEL BİÇİMLERİ

CİNSELLİĞİN FARKLI HETEROSEKSÜEL BİÇİMLERİ. Doğan Şahin İst. Tıp Fak. Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi ve Cinsel Yaşam ve Cinsel Sorunlar Programı. Cinsel Farklılıklar. Etyolojik açıdan: Sosyo-kültürel etkenlere bağlı farklılıklar Psikolojik etkenlere bağlı farklılıklar.

toya
Télécharger la présentation

CİNSELLİĞİN FARKLI HETEROSEKSÜEL BİÇİMLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. CİNSELLİĞİN FARKLIHETEROSEKSÜEL BİÇİMLERİ Doğan Şahin İst. Tıp Fak. Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi ve Cinsel Yaşam ve Cinsel Sorunlar Programı

  2. Cinsel Farklılıklar • Etyolojik açıdan: • Sosyo-kültürel etkenlere bağlı farklılıklar • Psikolojik etkenlere bağlı farklılıklar

  3. Sosyo- Kültürel Farklılıklar • Freud, cinselliğin insan psikolojisindeki önemi üzerine kuramsal açıklamalara başladığı dönemlerde insanın cinsel yaşamının ve aile içi ilişkilerinin evrensel olarak benzer niteliklerde olduğu varsayımından hareket etmişti ...

  4. Kuramını üzerine kurduğu Öidipus kompleksi yüz yıllar öncesinden gelen ataerkil bir aile düzeninin varlığını gösteriyordu

  5. B Malinovski, • James G Frazer, • Lewis Henry Morgan ve daha sonra Claude Lewi Strauss • gibi toplumbilimcilerin çalışmaları göstermiştir ki sadece geçmişte değil 20. yy da bile çok farklı aile yapıları ve cinsel yaşam biçimleri bulunmaktadır.

  6. Evlenme Biçimleri • Kan Yakınları Arasında Evlenme • Punaluan Ailesi • Syndyasmian Aile • Ataerkil Aile • Tek eşli aile

  7. Kan Yakınları Arasında Evlenme • Bir grup içindeki kız kardeşlerle erkek kardeşlerin evlenmelerine dayanmaktadır

  8. Punaluan Ailesi • Hawaililerin Punaula dedikleri evlenme biçiminde bir grup içindeki birden çok erkek kardeşin, birbirlerinin karılarıyla ya da birden çok kız kardeşin birbirlerinin kocalarıyla evlenmeleri biçiminde olur. Burada kız kardeş ve erkek kardeş terimi ikinci, üçüncü dereceden kuzenleri hatta çok uzak kuzenleri de kapsar.

  9. Syndyasmian Aile • Syndyazo çiftleşmek, syndyasmos çifleşen iki kişi anlamıa gelmekte olup bu aile biçimi bir erkekle kadının evlilik biçiminde birleşmesinden ancak birlikte oturmazlar. Ayrıca bu evlilil biçimi diğerlerinden farklı olarak bir akrabalık sistemi geliştirmemiştir

  10. Ataerkil Aile • Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi biçimindeki ailedir.

  11. Tek eşli aile • Tek bir erkeğin tek bir kadınla evlenmeleri ve kendi başlarına ayrı bir evde oturmalarına dayanır. Uygar toplumlarda ortaya çıkmış ve kendine özgü ayrı bir akrabalık sistemi yaratmıştır.

  12. Tek eşliliğin yeni biçimleri

  13. cinselliğinin üç boyutu • günümüz yetişme koşullarında insan cinselliğinin başlıca üç boyutu bulunmaktadır • Anne- bebek ilişkisinden gelişen, dokunma-dokunulma, sarılma-sarmalanma, içe içe geçme ve yakınlık, sevgi, şefkat gibi duygulara doyum sağlayan öğe • Narsisistik gereksinimlerimizi sağlayan öğe • Ödipal aşk yenilgisini ortadan kaldıran, eski yaramızı sarıp sarmalayan bir kadın ya da erkek olarak cinselliğimizi onaylama doyumu veren ödipal aşk öğesi

  14. 1. ANNE-BEBEK İLİŞKİSİNDEKİ FARKLILIKLARDAN KAYNAKLANAN CİNSEL FARKLILIKLAR

  15. Kaçınganlık • Yakınlık kurma zorlukları • Bağımlılık • Mazohizm

  16. Kaçınganlık • Şizoidler tipik olarak bu gruba girerler. • İnsanların kendilerine yaklaşması bu kişilerde endişe yaratır ve genel olarak ilişkiden uzak durma eğilimi gösterirler.

  17. İlişkiden kaçınmalarına neden olan şey, kendi erken çocukluk dönemi tecrübelerine dayanan, yakın ilişkilerin zedeleyiciliğine ilişkin varsayımlarıdır. Yeniden yaralanmak, yeni hayal kırıklıkları yaşamamak için takındıkları bu savunmacı tutumu, yakın ilişkilerin gereksizliği ya da zorluğu şeklinde rasyonalize ederler

  18. Kaçıngan • Kaçıngan kişiler romans konusunda şüphecidirler ve uygun bir eşe rastlayabileceklerini pek mümkün görmezler.

  19. Kaçıngan • İnsanlar kendilerine yaklaşıldığı zaman endişe duyarlar. İlişki içinde kendilerini boğulmuş hissederler. • Bilinçsiz olarak sevgi, bağlanma ve yakınlık ifadelerinden rahatsızlık duyarlar.

  20. Kaçıngan • Bilinç düzeyinde ise çeşitli nedenlerle yakın ilişki yokluğundan yakınırlar veya aşkı hiç bir zaman sonuna kadar gidilebilecek bir şey olarak görmezler: “aşk devam etmez”, veya “bütün iyilere el konulmuş” ya da “zaman bulamıyorum” gibi gerekçeler ileri sürerek durumlarını rasyonalize ederler.

  21. GERÇEK BİR YAKINLIK KURAMAMA • Şizoidler • Narsisistikler • Antisosyaller • Paranoidler • Obsesifler

  22. Paranoid kişilik • Temel özellikleri, insanların söz ve davranışlarını gerçek dışı bir biçimde kötü niyetli, ona zarar vermeye yönelik olarak görerek, güvensizlik ve kuşku duyma eğilimidir. Temel inançları kendilerine kötülük yapılacağı ve zarar görecekleridir.

  23. İnsanların kötü ve istismarcı olduklarını varsayımı ile hareket eder. Sürekli gelebilecek kötülüklere karşı tetikte bulunmak ihtiyacındadırlar.

  24. Paranoid kişilik • Cinsel yaşamlarındaki özelliklerini iki başlıkta gruplayabiliriz • 1)Kıskançlık:Eşlerinin kendilerini aldatabileceği kuşkusu içindedirler. • 2)Kötülük yapılacağı ve zarar göreceklerine inandıklarından, sürekli gelebilecek kötülüklere karşı tetikte bulunmak ihtiyacındadırlar ve. kendilerini cinsel haz için karşısındakine bırakamazlar

  25. Obsesif Kompulsif Karakterler • Esneklik, açıklık ve verimliliği yok edecek tarzda düzenlilik, mükemmelliyetçiliğe aşırı önem verme, ilişkilerde ve duygulanımda aşırı kontrollü olma, kesinliği ve kuralcılığı vurgulama, olmalı, yapılmalı tarzında düşünce biçimi temel özellikleridir.

  26. Obsesif kompulsif • Belirli bir düzen ve sıralama dahilinde sevişme alışkanlıkları, • Sevişmede kontrolünü yitirme korkusu ile kendini bırakamama, • Sevişmede temizlik ve kirlenmemeye aşırı dikkat etme, • Sevişirken belli kalıplar geliştirme ve hep aynı kalıpları yineleme

  27. BAĞIMLI İLİŞKİ BİÇİMİ • Bir tarafın mazohistik diğer tarafın narsisistik olduğu çiftler tipik olarak bağımlı ilişki biçimini oluştururlar. Bağımlı çiftler sevgiyi her an yitirilebilecek dolayısıyla ele geçtiğinde de çok kıymetli olan bir şey gibi yaşarlar. Neşeyi acıya ve üzüntüye dönüştüren insanların bu ilişki tipini gösterdikleri söylenmiştir.

  28. Bağımlı-depresif • Mazohistik-narsisistik çifti içindeki mazohistik, yani bağımlı tarafın peşinde olduğu şey elde edilemeyen bir sevgilidir. Ulaşılamayan, idealize bir partnerin ozlemi içindedir. İdealizasyonu sürdürebilmek için de partnerinin arzu edilmez özelliklerini inkar ederler. Hatta onun kötü yanlarını introjekte ederek tüm kötülüğü üzerlerine alırlar.

  29. Bağımlı-depresif • Mazohistikler, dünyayı acı dolu bir şey olarak algılarlar. Eğer dünya ve her şey gerçekte acı doluysa, gerçek bir aşk da acı dolu olmalıdır. aşkın değişkenliğini hazdan acıya ve kedere dönüştürme eğilimi gösterirler

  30. Bağımlı-depresif • Mazohistik her iki cinsiyette de olabilir. Ancak daha çok kadın vakalar bildirilmektedir. Mazohistiklerin idealize ettikleri erkekler başlangıçta ilgili ve romantiktirler ancak bu idealize erkek daha sonra reddedici ve suistimalci biri olur.

  31. Bağımlı-depresif • Heyecanlandırıcı obje birden bire reddeden objeye transforme edilir. Kısa bir tatmin süreci, uzun bir şikayet süreci ile takip edilir. Mazohistik bir insanın daha önce ilgili insanın kritik eden ve reddeden insan olduğunu kabul etmesi çok zordur.

  32. Bağımlı-depresif • Narsisisitler istenmeyen taraflarını projekte ederler, mazohistikler de kendilerine ait olmayan diğerlerinin kötü taraflarını introjekte ederler. Mazohist objede yaşayan kötülükleri internalize eder, kendisi bizzat kötü olarak kötülük objesini temizlemiş olur.

  33. Bağımlı-depresif • Mazohistler yetişkin aşk ilişkilerinde çocuklukta partnerleriyle yaratılan narsisistik incinmeleri tekrardan yaşarlar. Memnun ederek, alttan alarak, hayranlık duyulacak insanın sevgisini kazanmaya çalışırlar. Ancak ebeveyn yedeği olan partner eleştirel biridir.

  34. Bağımlı-depresif • Mazohistler bir bebek gibi doyurulmak ve beslenmek isterler, bunun için de kendilerini güçsüz bırakırlar. Kendi güçlerini partnerlerine teslim ederler ve aynı zamanda o kişiyi emniyetlerinden sorumlu tutarlar.

  35. Bağımlı-depresif • Öte yandan bakıcı olma eğilimi de gösterirler, çünkü başkalarına kendilerine davranılmasını istedikleri gibi davranırlar. İlişkide oldukları insana bakım vererek, kendilerine de bakılmasını ve emniyet duygusu bağlamaya çalışırlar.

  36. Bağımlı-depresif • Seperasyon ve bireyselleşme sürecinde iyi selfle ve iyi nesne tasarımları ayrışmış ancak kötü self ile nesne tasarımları ayrışmamıştır. Dolayısıyla partnerlerinin kendilerine projekte ettikleri kötü yanlarının kendilerine değil, partnerlerine ait şeyler olduğunun ayırdına varamazlar.

  37. Bağımlı-depresif • Ebeveynleri davranışları kestirilemez kişilerdir, aynı davranıştan dolayı bazan ödüllendirilmiş bazan cezalandırılmışlardır. Gelişimsel araştırmacılara göre, anneler duygulanımlarını tutarsız bir şekilde gösteriyorlarsa, çocuklar da reddedilme ve terk edilme korkusuyla aşırı meşgul olurlar.

  38. Bağımlı-depresif • Sadistik bir obje karşısında çocuk, hem objeyi hem de onun sevgisini kaybetme korkusu içinde, kendi gelişimini ihmal eder. Tüm dikkatini bu tehlikeli objenin memnun edilmesine verir. Bu arada objeyi korumak için de kötü anneyi selften ayıramaz. Ayrıca objenin sürekli projekte ettiği kötü yanları internalize etmeye devam ettiğinden, kendilik tasarımları çok olumsuz olarak şekillenir.

  39. Bağımlı-depresif • Değersizdir, hiç bir işe yaramaz, her türlü mutsuzluğun ve sorunun kaynağı odur. Ayrıca bu ilişkide sürekli ebeveyni memnun etmeye zorlanan çocuk, hiç memnun olmayan ve sürekli eleştiren objeyle ilişkiyi sürekli aynı duvara çarparak tekrarlama eğilimi geliştirir. Mazohistiklerin sonraki yaşamlarında da kendilerine kötü davranan objelere yönelmelerini sağlayan mekanizmanın özü budur.

  40. Bağımlı-depresif • Mazohistlerde gözlenen idealize ve ulaşılamayan aşk objesi arayışı, kız çocuğunun fizik ya da ruhsal olarak uzak olan bir babayla ilişkisinden kaynaklanır. Böylesi mazohistik hastalar derin ilişki kurma kapasitesine sahiptirler ancak genel olarak acı dolu bir tarzları vardır. Tedavide de karşılıksız ve acı veren bir idealizasyon aktarımı gösterirler.

  41. Bir perversiyon örneği olarak mazoşim • Mazoşistik sendromlar şöyle gruplanabilir • A- NEVROTİK DÜZEYDE • 1.Depresif-mazoşistik karakter • 2. Mazoşistik tutkunluk • 3. Cinsel mazoşizm • B-BORDERLİNE DÜZEYDE • 1.Sadomazoşistik kişilik bozukluğu • 2. Cinsel mazoşizm • 3. Kendine zarar vermenin uç halleri

  42. NARSİSİSTİK SORUNLAR • 1. Kaçıngan ve Manifest Narsisitikler • 2. Antisosyaller • 3. Malin Narsisistikler

  43. Narsisistikler İlişkilerinde sığlık egemendir. Diğerleri tarafından arzu edilen objelerin peşinde olurlar. Yani, hayranlık uyandıran kişilerin peşinde koşarlar.

  44. Narsisistiklerin ilgileri, sevgilinin bütün kişiliğine ve bir insan olarak bütünlüklü bir değerlendirilmesine değil, onun belli beden parçalarına ya da fiziksel çekicilik, zenginlik ya da prestij gibi özelliklerine yoğunlaşmıştır.

  45. Narsisistikler • Narsisistik, objenin bu özelliklerini inkorpore etmeyi amaçlar. Böylelikle kendi yetersizliğini tamamlamayı düşünür. Arzulanan, hayranlık uyandıran böyle bir beden ya da insan, bilinçdışı narsisistik hasedi ve açlığı körükler. Sahip olma isteği, haset ettiği şeyi devalüe etmek ve bozmak içindir.

  46. Narsisistikler • Cinsel arzu aşık olma illüzyonu yaratabilir. Bazan narsisistikler cinsel arzuyla yaklaşıp, elde edemedikleri kişilere büyük bir aşk duyuyorlarmış gibi davranırlar, kendilerinin de inandırdıkları bu büyük aşk ve tutku,

More Related