1 / 186

İnsan vücudu Hücre Doku, organ ve sistemlerden oluşur.

İnsan vücudu Hücre Doku, organ ve sistemlerden oluşur. Benzer yapı ve özellikteki hücrelerin bir araya gelmesiyle dokular, dokuların bir araya gelmesiyle de organlar oluşmaktadır.

zea
Télécharger la présentation

İnsan vücudu Hücre Doku, organ ve sistemlerden oluşur.

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. İnsan vücudu Hücre Doku, organ ve sistemlerden oluşur. Benzer yapı ve özellikteki hücrelerin bir araya gelmesiyle dokular, dokuların bir araya gelmesiyle de organlar oluşmaktadır. Değişik organların aynı amaç için bir adada çalışmasıyla da sistemler meydana gelmektedir. Sistemlerin birleşmesiyle de organizma oluşur.

  2. HÜCRE

  3. Hücre canlının en küçük ve en basit yapısı ve işlevsel birimidir. • İnsan vücudunu oluşturan ve kuran çeşitli dokular, değişik hücrelerden meydana gelmişlerdir. Bu özelliği nedeniyle vücudun tümü veya parça parça çalışması kendisini oluşturan yaklaşık 75-100 trilyon hücrenin tek tek görevlerini yapmalarına dayanır.

  4. Organizmayı oluşturan hücrelerin ana işlevleri: • Büyüme ve gelişme, • Madde değişimi ve taşınmasının sağlanması, • Hareket ettirmek, • Savunma, • Salgılama, • Uyarma ve uyarılma, • Çoğalmayı sağlamaktır.

  5. İnsan hücreleri ortalama 15-20 mikron çapında olup boyları değişebilmektedir. Bazılarının boyları birkaç mikron iken bazılarının boylarıda ( Sinir Hücreleri , Kas hücreleri ) Santimetre ile ölçülebilmektedir. • Bu küçücük yapı içinde tamamen otomatize edilmiş ve proğramlanmış adeta bir fabrika sığdırılmış gibidir.

  6. Bu hücrelerin kendilerine özgü, büyümesi, gelişmesi, metabolizması, enerji değişimi, salgısı, fiziksel ve kimyasal uyaranlara karşı tepkisi ( Uyarılabilme ) hareketi ve üremesi vardır. • Hücrelerin bu işlevleri oluşturduğu dokuların işlevlerine göre değişir. • Örnek : Hareketler kan ve kas hücrelerinde, salgı işi de iç ve dış salgı bezlerinde fazladır

  7. Hücreler çeşitli organlarda ileri derecede özelleşmişlerdir. Bu nedenle vücutta tek tip bir hücreden bahsedilemez. Hücrenin yapı ve işlev bakımından farklılaşması söz konusudur. • Hücreler meydana getirdikleri dokuların yada organların işlevleri ile karekterize olarak yassı , Yuvarlak, yıldız, prizmatik, ipliksi, kirpiksi, küp görüntüsünde olabilirler.

  8. Tek hücreli canlılarda yaşamsal faaliyetlerin hepsi bir tek hücrede gerçekleşirken çok hücreli canlılarda çeşitli hücre grupları belli görevleri üstlenmiştir. • Oluşturdukları doku, organ ve sistemlere göre fiziksel ve işlevsel farklılık gösterse de,

  9. Ortak özellikleri : • Tüm canlı organizma hücre ve hücre ürünlerinden oluşmuşlardır • Temelde bütün hücreler kimyasal yapı yönünden bir birlerine benzer. • Yeni hücreler önceki hücrenin bölünmesi sonucu oluşur. • Bir organizmanın faaliyeti kendini oluşturan hücrelerin etkileşim ve faaliyetlerinin toplamıdır.

  10. Hücreler Bölünerek çoğalırlar, • Büyüyebilir ve gelişebilirler , • İç ve dış etkenlerle uyarılabilirler, • Hareket edebilirler, • Metabolizma ve enerji değişimi gerçekleştirebilirler.

  11. Hücre gövdesi ( Cytoplasma) • Tipik bir insan hücresi, hücre gövdesi, hücre çekirdeği ( Nucleus ), Olmak üzere iki ana bölümden oluşur. • Hücre çekirdeğinin etrafını saran peltemsi kıvamdaki sulu kısmına hücre gövdesi yada sitoplazma denir. Stoplazmayı en dışta çevreleyen ve onu koruyan bir zar mevcuttur.

  12. Çapları birkaç Agsorm den birkaç 3 mikrona kadar değişen irili ufaklı madde molekülleri ile bunların içinde dağıldığı berrak sıvı ( İntrasellüler sıvı ) dan ibarettir. Sıvı kısma hypopalzma adı da verilir. Bu kısım sulu ve kolloid ( Sıvı yapıda ) solüsyonların bir karışı olup sulu bir pelte kıvamındadır. Hücre zarının altında yarı katı bir pelte halini alır buna da EKTOPLAZMA denir

  13. Stoplazma sulu kısmı içinde bulunan madde molekülleri hücrenin işlevine göre organize olarak yapılanmışlardır. Bu yapılanmaya hücre organelleri dinelmektedir. Stoplazmanın temel yapısı organeller, cansız maddeleri ve hücre içi sıvıdan oluşur.

  14. Organeller • Endoplazmik retikülüm ( E.R) • Ribozomlar, • Mitokondria • Lizozomlar, • Golgi kompleksi ( Cisimciği, apparatus) • Sentrozomlar, • Peroksizom, • Mikrotubuluslar, • Mikrofibriller, • Silialar olarak isimlendirilirler.

  15. Endoplazmik Retikülüm

  16. Stoplazma içinde endoplazmik retikülüm denilen boru ve keseciklerdir. Yer yer aralıklar oluşturan çok dallanmış borucuklar sistemidir. Aralıkların duvarları zarla döşenmiştir. Bunlar stoplazma içinde erimiş halde bulunan maddelerin süratle taşınması işi gerçekleştiren sıvılar vardır • Bu sıvı ER boşlukları ve hücre çekirdeği zarları arasındaki boşluklarla bağlantılıdır. Ayrıca seyrek olarak ta hücre dışına doğrudan doğruya bağlanabilirler.

  17. ER aralıklarının kiminde zar üzerinde çok sayıda ribozomlar bulunur. Ribozomlu ER lere granüler endoplazmik retikülüm adı verilir. Kimisinde ise bu zar düzdür. Bunlarda ribozom yoktur. Bunlara da Agranular erdoplazmik reticulum adı verilir.

  18. Granüler Endoplazmik reticulumlar Protein sentezinde görev alırlar. Hücreden dışarıya çıkıp başka yerlere gidecek proteinleri yaparlar. • Agranüler ER. Hücre içi ve dışından alınan maddeleri hücre içine yayarlar. Bu maddeleri hücre dışına iletirler. Ayrıca Lipit ve steroit hormonları sentezlenir.

  19. Ribozomlar • RNA ve proteinden yapılmış taneciklerdir. Bunlar DNA dan mRNA vasıtası ile gelen şifreye göre protein sentezi yaparlar.

  20. Mitokondria • HÜCRENİN ENERJİ VE SOLUNUM MERKEZİDİR. • Sayıları hücreden hücreye değişir. Hücrenin işlevini yerine getirmesi için gerekli olan enerji ihtiyacına bağlı olarak sayıları hücreden hücreye değişir. (Birkaç yüz, birkaç bin) Enerji ihtiyacı varsa sayı artar ( Kas Hücresi ) Büyüklükleri de çok değişiktir.

  21. Çift zarla çevrilmiştir. İç zarda bir çok kıvrıntı ve katlantı vardır. Bunlara Krista adı verilir. Kristaların üstleri düz olup raf şeklindedir. Hücrenin hemen hemen bütün oksidasyon enzimleri bu raflar üzerine yerleşmiştir.

  22. Besin maddeleri ve oksijen mitokondriadaki enzimlerle karşı karşıya geldikleri zaman bir birleriyle birleşerek karbondioksit ve su verirler. Böylece enerji açığa çıkar. Bu enerji adonisintrifosfattır. (ATP) denilen bir maddenin sentezinde kullanılır. Hücrede açığa çıkan enerji ATP içinde depolanır. Hücre faaliyetlerinde kullanılan enerji ATP dir. ATP hücrenin her tarafına yayılır.

  23. Lizozom • Eritici ( Hidrolitik ) enzim içerin veziküller olup hücre içi sindirim yaparlar. • Hücre dışından fagositoz yada pinositozla alınan maddelerin yıkımı işini yaparlar. • Hücrenin kendi organellerinin yıkım işi de lizozomlarca yapılır. Lizozomlar en yoğun olarak kanın savunma hücresi olan lökosit hücrelerinde bulunurlar.

  24. Lizozomu çevreleyen zar, sindirim görevi yapan hidrolitik enzimlerin stoplazmadaki başka maddelere temasını engeller. Eğer bu zar parçalanırsa enzimler serbest hale geçer hücre parçalanır. Ölür. Bu olaya otoliz denir.

  25. Golgi Cisimciği

  26. Düz vezikül tabakalarından oluşmuştur. Nükleusa yakındır. ER ile birlikte görev yapar. Temel olarak salgılama yaparlar.Bu nedenle en çok salgı hücrelerinde bulunur. Genelliklede hücrede salgının dışarı atılacağı tarafında bulunur. • Salgı işinde ER lerden aldığı porteinleri sentezleyerek polisakkaritlere bağlayarak glikoprotein şeklinde gerçekleştirir. Oluşan salgı bir zarla çevrilmiş ve yoğunlaşmış durumdadır. Böylece salgı granülleri hücre zarına kadar taşınıp enerji gerektiren bir süreçle dışarı atılır.

  27. Sentorozm • Stoplazma içinde hücre çekirdeğini yakın yerleşim gösteren bir birine dik konumda iki tane silindir şeklinde kısa tüpçüklerdir. Bu yapılara sentriyol de denir. Hücre bölünmesinde ve silaların oluşmasında görev alırlar.

  28. Peroksizom • Bir zarla çevrili olup 0,5 mikron çapındadır. Bu zar çok sayıda peroksizoma ait protein içerir. Bir dizi anabolik ve katabolik faaliyette bulunan enzim içerir.

  29. Mikrotubuluslar • Stoplazma içinde mikroboşluklar halinde bulunurlar. Bunlar protein alt birimlerinden oluşurlar. Sentrozom tarafından üretilirler. Veziküller, granül gibi organelleri ve mitakondriaları hücre içinde bur yerden başka bir yere taşınmasında görev alan yolları oluştururlar. Hücrenin işlevine göre toplanıp dağılırlar.

  30. Mikrofibriller • İpliksi oluşumlar olup protein moleküllerinden yapılmışlardır. Kas sinir ve epitel hücrelerinde görülürler. Kaslarda kasılmayı gerçekleştirmek için miyosin ile etkileşen bir protein olan aktinden yapılmışlardır. • Nörofibriller sinir hücrelerinde duyu iletimini, tonofibriller epitel hücrelerde hücreler arası bağlaşmayı sağlar.

  31. Clia (Silia ) • Bazı hücrelerin stoplazması dışa doğru uzantılar gösterir. Bu uzantılara sil adı verilir. Özellikle epitel hücrelerinde kamçı, iplik, kuyruk, kirpik şeklinde siller görülür.

  32. HÜCRE ZARI • Hücre zarı Stoplazmanın etrafını çevreleyen zardır. Bu zar 75- 100 Angrom kalınlığında bir zardır. Yaklaşık olarak %55 oranında protein, %42 Lipit ve %3 oranında Karbonhidratlardan oluşmuştur. Lipitlerin %65’ ini fosfolipitler, %25’ini kolesterol geri kalanını diğer lipitler oluşturur.

  33. İşlevleri • Stoplazmayı dış ortamdan ayırmak ve korumak, • Gerekli maddeleri hücre içine almak, gereksiz maddeleri hücre dışına çıkarmak, • Taşıdığı reseptörler ile Hücreler arası haberleşmeyi ve madde iletimini sağlamaktır.

  34. HÜCRE ZARI

  35. Hücre zarının yapısı bu işlevlere göre düzenlenmiştir. • Protein molekülleri çift lipit tabakasının aralarına ve yüzey kısımlarına mozik gibi yerleşmiştir. Sıvı haldeki çift lipit tabakasının içinde protein molekülleri yüzer gezer haldedir. Bu bakımdan hücre zarına yüzer gezer mozaik zar modeli denir. Proteinlerin yüzeyel olanlarına periferal proteinler, içine gömülü olanlarına ise İntegral proteinler denir. Yağda eriyen maddeler bu zardan kolayca geçerler.

  36. Bu zarda bir taraftan diğer tarafa kadar uzanan delikler bulunur. Bunlara POR yada PORUS adı verilir. Hücre dışı ve hücre içi sıvılarda 7 angstrom kadar büyüklükte olan moleküller bu deliklerden kolayca geçer.

  37. DİNLENİM VE AKSİYON POTANSİYELİ • Zar yapıyı oluşturan proteinlerin çok çeşitli işlevleri vardır. Çeşitli protein molekülleri zar yapının işlevlerine göre düzenlenmiştir Bu düzen hücre zarından geçmesini sağlar. Bu geçişmeler aynı zamanda hücre zarının dinlenimini ve aksiyonunu gerçekleştirir. Böylece zarda dinlenim potansiyeli ve aksiyon potansiyeli denilen olay gerçekleşir.

  38. Zarın 2 tarafı arasındaki elektiriksel potansiyel farkına dinlenim potansiyeli denir. • <kas ve sinir hücrelerinde bir uyartı zarın dinlenim potansiyelinde değişmeler meydana getirir. Uyartılara cevap olarak verilen bu değişiklik Aksiyon potansiyeli olarak adlandırılır. • Aksiyon potansiyelini doğuran etkenler elektriksel, kimyasal, mekiksel uyarımlarıdır. Bu uyarımlar sonucunda zarın uyarılmasına depolarizasyon, uyarıların gerilemesine ise repolarizasyon denir.

  39. HÜCRE ZARINDAN MADDE TAŞIMA YOLLARI • 1- Diffüzyon • 2-Osmos • 3- Aktif taşıma • 4-Fagositoz ( Hücre Yemesi ) • 5- Pinositoz ( Hücre içmesi )

  40. DİFFÜZYON • Eriyik haldeki madde ve moleküllerin yoğunluklarının çok oldukları yerden daha az yoğunlukta oldukları tarafa doğru geçmesidir. Enerji gerektirmez. Pasif ileti şeklidir. • Difüzyon madde moleküllerinin adi sıcaklık derecelerinde devamlı hareket halinde olmasından kaynaklanır.Isı arttıkça hareket artar. Hareketin durma derecesi sıfır santigrattır. Molekül hareketleri yoğun olduğu ortamdan düşük olduğu ortama dağılma eğilimindendir.

More Related