html5-img
1 / 322

ANKARA SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

ANKARA SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI. HARCAMALAR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER MART 2012 M. Aykut KELECİOĞLU E. Gelirler Başkontrolörü , YMM. SUNUMDA YER ALAN BU SEMBOL GEÇMİŞ YILLARDA ÇIKAN SINAV SORULARINI İŞARET ETMEKTEDİR.

ewan
Télécharger la présentation

ANKARA SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ANKARA SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI HARCAMALAR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER MART 2012 M. Aykut KELECİOĞLU E. Gelirler Başkontrolörü, YMM

  2. SUNUMDA YER ALAN BU SEMBOL GEÇMİŞ YILLARDA ÇIKAN SINAV SORULARINI İŞARET ETMEKTEDİR. GEÇMİŞ YILLARDA ÇIKAN SORULARIN TEKRAR SORULABİLECEĞİNİ / SORULDUĞUNU GÖZDEN UZAK TUTMAYINIZ

  3. Harcama vergileri; üretilen,tüketilen , satılan mal ve hizmetler üzerinden veya çeşitli muameleler üzerinden alınan vergiler olup, uygulamada gider vergisi, tüketim vergisi, istihsal vergisi ve muamele vergisi gibi isimlerle de anılmaktadır. • Harcama vergilerinin en sık rastlanan ayırımı genel tüketim vergileri ve özel tüketim vergileri şeklinde olanıdır. Genel Tüketim vergileri tüm iktisadi muameleleri vergi kapsamına almaktadır. (Katma değer vergisi, gümrük vergisi bu özellikte olan vergileridir.) Özel tüketim vergileri ise seçilmiş bazı ürünlerin satışını KDV’ye ilave olarak vergilendirmektedir. Taşıt alım vergisini ve akaryakıt tüketim vergisini de bu vergilere örnek olarak gösterebiliriz

  4. HARCAMALAR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER • KATMA DEĞER VERGİSİ • ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ • DAMGA VERGİSİ • BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİ

  5. KATMA DEĞER VERGİSİ

  6. Geniş boyutlu uygulamasına Fransa’da 1954 yılında başlanılan KDV kısa sürede pek çok başka ülkeyi etkilemiş, 1967 ‘de ise Avrupa Ekonomik Topluluğu ülkelerinin ortak harcama vergisi olarak kabul edilmiştir. Bu önemli adım, KDV’nin önce Ortak Pazar (Avrupa Topluluğu) ülkelerinde, daha sonra tüm dünya ülkelerinde hızla yayılmasına yol açmıştır. Şu sıralarda toplam 40’ın üzerinde ülke katma değer vergisi uygulamaktadır. • 3065 sayılı KDVK’nun uygulaması 1.1.1985 tarihinde başlamıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle , bu tarihe kadar uygulanan ve 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu içinde yer alan ve ayrıca bu kanun dışında uygulanan çeşitli tüketim vergilerinin tamamı uygulamadan kalkmıştır.

  7. KDV’NİN 2010 YILI PERFORMANSI • 2010 TOPLAM VERGİ TAHSİLATI 235.686.590 (BİN TL) • TOPLAM KDV TAHSİLATI (DAHİLDE VE İTHALDE): 75.649.445 (BİN TL) • DAHİLDE ALINAN KDV: 39.439.048 (BİN TL) • İTHALDE ALINAN KDV: 36.210.397 (BİN TL) • KDV’NİN TOPLAM VERGİ GELİRLERİ İÇİNDEKİ PAYI: % 32,1

  8. KDV’NİN 2010 YILI PERFORMANSI • Toplam Alınan Vergi İadesi: 25.905.925 (Bin TL) • İhracat İstisnası Nedeniyle Dahilde Alınan KDV’den yapılan vergi iade miktarı: 9.507.718 (Bin TL)

  9. KATMA DEĞER VERGİSİNİN TEMEL YAPISI • KDV, vergilemede katma değeri esas alan bir vergidir. Bu vergi bir firmanın, aldığı mallara teşebbüs, işgücü ve sermayesi ile eklediği değer üzerinden alınmaktadır. KDV, teoride ve uygulamada çok safhalı, yayılı bir satış vergisi mahiyetindedir. • KDV yayılı bir muamele vergisi özelliği taşımaktadır. Yani ekonomideki üretim zincirinin tüm aşamalarından vergi alınmaktadır. Örneğin tekstil sektörünü ele alırsak; pamuğun elbise halini almasına kadar sürecin tamamı vergiye tabi olmaktadır. Ancak vergi,bu aşamalardaki satış fiyatı üzerinden değil, her aşamada ortaya çıkarılan katma değer üzerinden alınmaktadır.

  10. KATMA DEĞER VERGİSİNİN TEMEL YAPISI KONFEKSİYON SATICISI 100 TL MAL BEDELİ + 18 TL KDV PARAKENDECİ 130 TL MAL BEDELİ + 23.4 TL KDV TOPTANCI Parakendeci konfeksiyoncu bu şekilde topladığı KDV’den daha önce kendisinin alışlarında ödediği KDV’yi düşüp aradaki fark olan (23.4-18=) 5.4 YTL vergi dairesine yatıracaktır

  11. KATMA DEĞER VERGİSİNİN TEMEL YAPISI • Fiilen vergi dairesine yatırılan tutar, üretim zincirinin her aşamasında ortaya çıkarılan katma değer vergisi olmaktadır. Bu anlamda katma değer; alınan mallara ödenen bedelle bu malların satış fiyatı arasındaki farkı, bir başka ifadeyle çıktı fiyatlarıyla girdi maliyeti arasındaki farkı oluşturmaktadır. • Katma Değer Vergisi uygulamasında , üreticiler ve satıcılar tarafından ödenen vergilerin tamamı sonuçta tüketiciye yansıtılmaktadır. Kanuni mükellef adını alan (aracı mükellef de denilmektedir.) bu kişiler veya kuruluşlar alışlarında ödedikleri vergiyi satışlarında topladıkları vergilerle telafi etmekte, fazla vergiyi vergi dairesine yatırmaktadırlar. Bu kişiler bir nevi devletin tahsildarı gibi çalışmaktadırlar. Bir başka ifadeyle katma değer vergisinin fiili mükellefi nihai tüketiciler olmaktadır.

  12. KDV’NİN KONUSU Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir: 1. Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler, 2. Her türlü mal ve hizmet ithalatı, 3. Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler

  13. KDV’NİN KONUSU • 3 KOŞUL • (Mal teslimi ve hizmet ifası şeklinde) bir işlem bulunmalıdır. 2. İşlem Türkiye’de yapılmalıdır. 3. İşlem ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetinden kaynaklanmalıdır.

  14. 1. KOŞUL: İŞLEM • İşlem = Muamele • İşlem : Mal Teslimi ve Hizmet İfası • KDVK’nun 1. maddesi kapsamında yer almayan işlemler KDVK’nun konusuna girmez.

  15. 2. KOŞUL: İŞLEMİN TÜRKİYE’DE YAPILMASI • Madde metninde geçen “Türkiye’de yapılan “ ibaresinden ne anlaşılması gereği KDVK’nun 6’ıncı maddesinde açıklanmıştır. Buna göre işlemlerin Türkiye’de yapılmış sayılması için ; a) Malların teslim anında Türkiye'de bulunması, b) Hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması , Gerekmektedir.

  16. 2. KOŞUL:İŞLEMİN TÜRKİYE’DE YAPILMASI • MALLARIN TESLİM ANINDA TÜRKİYE’DE BULUNMASI • Yurtdışında teslim alınan malın yurtdışında teslimi KDV’nin konusuna girmez. • Türkiye’deki malın yurtdışına çıkarılıp satılması ihracat teslimi sayılır • Yurtdışında teslim alınan malın yurda sokulmasında ithalat aşamasında KDV aranılır.

  17. 2. KOŞUL: İŞLEMİN TÜRKİYE’DE YAPILMASI • HİZMETİN TÜRKİYE’DE YAPILMASI VEYA HİZMETTEN TÜRKİYE’DE FAYDALANILMASI • Örneğin; T.C. Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Karayolları ağının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi projesi kapsamında bu ülkede yol yapım işi ihalesini alan Türkiye’de mukim bir firma bu kapsamda yol yapım işi gerçekleştirmişse, söz konusu hizmet yurtdışında yapıldığından ve yurtdışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmeyecektir. • Örneğin; Türkiye’de inşa edilecek bir stadyum inşaatının projesinin yurtdışında çizilmesi durumunda faydalanma Türkiye’de olacağı için hizmet Türkiye’de yapılmış sayılır. • Örneğin; Yurt dışında taahhüde dayalı olarak yapılan inşaat işlerinde kullanılmak üzere finansal kiralama yoluyla edinilmiş iş makineleri ve ekipmanlarının yurt dışına kiraya verilmesi işlemi, Türkiye’de yapılan veya Türkiye’de faydalanılan bir hizmet niteliğinde bulunmadığından katma değer vergisinin konusuna girmemektedir.

  18. ÖRNEKLER (60 NOLU SİRKÜLER) • Yurt dışında düzenlenen bir fuara Türkiye'den katılan firmalara yurt dışında verilen stant kurulumu, montajı, lojistik vb. hizmetler, • Yurt dışında yaptığı inşaat, onarım, montaj işleri, • Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye'ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti, • Türkiye'deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği danışmanlık hizmeti, • Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti TÜRKİYE’DE İFA EDİLMEDİĞİNDEN VEYA BU HİZMETTEN TÜRKİYE’DE FAYDALANILMADIĞINDAN KDV’NİN KONUSUNA GİRMEMEKTEDİR.

  19. ÖRNEKLER (60 NOLU SİRKÜLER) • Türkiye'de serbest meslek faaliyeti dolayısıyla KDV mükellefi olan bir doktor veya avukatın, Türkiye'de KDV mükellefi olan bir firmaya yurt dışında verdiği hizmetler de verginin konusuna girmez. • Türkiye'deki bir mükellefin; - Yurt dışındaki otellere turist, okullara öğrenci, fuarlara ziyaretçi veya katılımcı bulunmasına yönelik yurt dışındaki firmaya Türkiye'de verdiği aracılık hizmetleri, - Yurt dışındaki firmalara ait ürünlerin Türkiye'de satışı için bu firmalara verdiği pazarlama, aracılık, danışmanlık vb. hizmetleri genel esaslar çerçevesinde KDV'ye tabi bulunmaktadır.

  20. 3. KOŞUL:İŞLEM TİCARİ, SINAİ ,ZİRAİ, SERBEST MESLEK FAALİYETİNDEN KAYNAKLANMALIDIR. • Ticari, sınai, zirai,serbest meslek faaliyetinden kaynaklanmayan faaliyetler diğer iki koşul olsa bile KDV’nin konusuna girmez. • Ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği GVK’na göre, bu kanunda açıklık yoksa TTK ve diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Ticari, sinai, zirai, ve serbest meslek faaliyetleri kapsamında yapılan işlemlerin KDV’ye tabi tutulabilmesi için bu faaliyetlerin devamlı olarak yapılması gerekir. Dolayısıyla arızi olarak yapılan bu faaliyetlerin vergilendirilmesi mümkün değildir.

  21. SINAV SORUSU • Ulaştırma hizmeti veren firmaların, rezervasyon iptali veya sipariş iptali hallerinde müşteriye iade edilmeyen avanslarının KDVK karşısındaki durumu nedir? (Müşteriye iade edilmeyen tutarlar iptale bağlı tazminat niteliği taşımaktadır.Hizmet ifası söz konusu olmadığından KDV’de söz konusu değildir)

  22. SINAV SORUSU KDV mükellefi olan kurumun bankalardan kendi adına aldığı kredileri, ortağı olduğu başka bir şirkete aynı koşul ve vade ile borç vermesi M.B. Görüşü: Borç verme işlemi finansman hizmeti olduğu için KDV’ye tabi. Danıştay Görüşü: Kredinin aynı koşullarda ortağa aktarılmasında hizmetten söz edilemeyeceği için KDV yoktur. Turmob: (Sınav sorusunun cevap anahtarı) Lehe alınan bir bedel olmaması halinde yapılan işlem KDV’ye tabi değildir.

  23. GRUP ŞİRKETLERİNDE ALINAN BANKA KREDİSİNİN VE DAMGA VERGİLERİNİN YANSITILMASINDA KDV • İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 2009/34 Sayılı Uygulama Genelgesinde; “Grup şirketinin aktifinde bulunan gayrimenkul teminat gösterilerek alınan banka kredisinin taksit tutarlarına isabet eden faiz ve kur farkı tutarının fiilen krediyi kullanan diğer grup şirketine (yatırım yapan firma) herhangi bir fark ilave edilmeksizin aynen yansıtılması işlemi KDV’ye tabi bulunmamaktadır.” açıklaması yer almaktadır. Dolayısıyla söz konusu açıklamadan anlaşıldığı üzere kullanılan kredinin grup firmasına aynen yansıtılması halinde KDV hesaplanmayacaktır. • İVDB’nca verilen 19.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-309 sayılı muktezaya istinaden; mal alınan satıcılara verilen banka teminat mektubu masraf ve komisyonları, KDV nin konusuna giren bir işlemin karşılığını teşkil etmediğinden, söz konusu masraf ve komisyonların, şirketinizce satıcılara aynen fatura edilmek suretiyle yansıtılması işleminde de KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. • Aynı şekilde taraflardan birinin ödediği damga vergisini diğer tarafa fatura ile yansıtmasında KDV hesaplanmayacaktır.

  24. KDV’NİN KONUSU İŞLEMİ YAPANIN KİMLİĞİ • Bu faaliyetlerin kanunların veya resmî makamların gösterdiği gerek üzerine yapılması, bunları yapanların hukukî statü ve kişilikleri, Türk tabiyetinde bulunup bulunmamaları, ikametgâh veya işyerlerinin yahut kanunî merkez veya iş merkezlerinin Türkiye'de olup olmaması işlemlerin mahiyetini değiştirmez ve vergilendirmeye mani teşkil etmez. • İthalatın kamu sektörü, özel sektör veya herhangi bir gerçek veya tüzelkişi tarafından yapılması veya herhangi bir şekil ve surette gerçekleştirilmesi, özellik taşıması vergilendirmeye tesir etmez.

  25. KDV’NİN KONUSU • Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler: a) Posta, telefon, telgraf, teleks ve bunlara benzer hizmetler ile radyo ve televizyon hizmetleri, b) Her türlü şans ve talih oyunlarının tertiplenmesi ve oyanması c) Profesyonel sanatçıların yer aldığı gösteriler ve konserler ile profesyonel sporcuların katıldığı sportif faaliyetler, maçlar, yarışlar ve yarışmalar tertiplenmesi, gösterilmesi, d) Müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar ile Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununa göre düzenlenen ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi (5228 Sayılı Kanunla değişik) (Hazinece Yapılan taşınmaz mal teslimleri hariç ibaresi 5228 Sayılı Kanunla kalktı)

  26. KDV’NİN KONUSU • Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler: e) Boru hattı ile hampetrol, gaz ve bunların ürünlerinin taşınmaları, f) Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri, (SINAV SORUSU) g) Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetleri, h) Rekabet eşitsizliğini gidermek maksadıyla isteğe bağlı mükellefiyetler suretiyle vergilendirilecek teslim ve hizmetler. (NEDEN ?)

  27. TESLİM NEDİR? Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Sadece zilyetlik devredilmişse, örneğin mal geri alınmak üzere verilmişse, mal tesliminden kaynaklanan teslim söz konusu değildir. (mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlar hariç) Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir. (Bu düzenleme malın fiziki kontrolünün yapılması için getirilmiştir. KDV’ne tabi mükellefin işyerinden çıkan malın bundan sonra izlenmesi güç olabileceği anlayışı ile çıkış anında teslim olayının vuku bulmuş olacağı kabul edilmektedir.)

  28. TAZMİNATLAR KDV’NİN KONUSUNA GİRER Mİ? (60 nolu sirküler) • Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV'nin konusuna girmemektedir. • Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir.

  29. TAZMİNATLAR KDV’NİN KONUSUNA GİRER Mİ? • Belediye tarafından ihale edilip sözleşmeye bağlanan inşaat, onarım, malzeme ve hizmet alımı işlerinde yükleniciden kaynaklanan gecikmelerden dolayı yükleniciye gecikme cezası tahakkuk ettirilmesi durumunda sözleşme gereği yükleniciden gecikme cezası adı altında tahsil edilen bedel KDV'ye tabi olmayacaktır. • İşverenler tarafından çalışanlara ödenen kıdem tazminatları ücret mahiyetinde olduğundan KDV'nin konusuna girmemektedir. Bu nedenle; işçilerin iş akitleri feshedilmeden bir başka işverene nakledilmesi nedeniyle, işçilerin tazminat tutarlarının devir tarihine kadar hesaplanarak yeni işverene aktarılması KDV'ye tabi olmayacaktır. • Bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan sigorta tazminatları KDV'nin konusuna girmemektedir.Ancak, sigortalı mükellefin hasar gören eşyayı tamir ettirerek, adına düzenlenen faturaları ibraz etmek suretiyle tamir bedelini sigorta şirketinden tahsil ettiği durumda, sigortalının, sigorta şirketi adına yaptığı ve KDV'ye tabi olan masrafların aynen sigorta şirketine yansıtılması için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmektedir.

  30. AİDATLAR KDV’NİN KONUSUNA GİRER Mİ? (60 NOLU SİRKÜLER) • Üyelerden veya katılımcılardan alınan aidatlar, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV'nin konusuna girmemektedir. Örneğin dernek tüzüğünde belirtilen gelirlerden olan üye aidatları KDV'ye tabi tutulmayacaktır. • Ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV'ye tabi tutulacaktır. Örneğin tüketim ve taşımacılık kooperatifleri gibi kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatiflerin üyeleri tarafından yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV'ye tabi bulunmaktadır. Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan kooperatifin ortak giderleri karşılamak (üyelerin güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı, elektrik ve su gibi ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil ettiği aidatlar ise ticari mahiyet arz etmediğinden KDV'ye tabi tutulmayacaktır.

  31. ARSA KARŞILIĞI İNŞAAT İŞLERİ (60 numaralı Sirküler) Arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi; ikincisi ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine bağımsız birim (konut veya işyeri) teslimidir. • Arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğuran olay, müteahhidin arsa karşılığı konut, işyeri gibi bağımsız birimleri arsa sahibine teslimiyle gerçekleşmektedir. Bu tarih itibariyle arsa açısından da vergiyi doğuran olay vuku bulmaktadır. Taşınmazda teslim kural olarak tapuya tescil ile gerçekleşmekle birlikte, tapuya tescilden önce bağımsız birimlerin alıcının tasarrufuna terk edilmesi durumunda da vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, arsa sahibinin arsa tesliminin ticari nitelikli olması durumunda arsa için, müteahhidin ise arsa sahibine teslim ettiği bağımsız birimler için, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle eş zamanlı olarak fatura düzenlemesi gerekmektedir. • Uygulamada "hasılat paylaşımı", "gelir paylaşımı" vb. şekillerde düzenlenen sözleşmeler uyarınca yapılan işlerde, inşa edilen bağımsız birimler yerine bunların hasılatı paylaşılmakta olup, bu tür sözleşmeler gereğince yapılan işlerin de "arsa karşılığı inşaat" olarak değerlendirilmesi gerekmektedir

  32. ARSA KARŞILIĞI İNŞAAT İŞLERİ • Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte, müteahhide yapılan bu arsa teslimi nedeniyle düzenlenecek faturada arsa karşılığı alınan bağımsız birimlerin emsal bedeli (arsa payı dahil) üzerinden genel oranda KDV hesaplanması gerekmektedir. Arsa sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde arızi faaliyet olarak arsasını bağımsız birimler karşılığında müteahhide tesliminde KDV uygulanmayacaktır. Vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte, müteahhitten arsa sahibine yapılacak bağımsız birim teslimleri için müteahhit tarafından düzenlenecek faturada bağımsız birimin niteliğine göre emsal bedeli (arsa payı dahil) üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. • Hasılat ve gelir paylaşımında; Bağımsız birimlerin üçüncü şahıslara satışında, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte sadece müteahhit tarafından üçüncü şahıslara fatura düzenlenecek, faturada gösterilen toplam bedel üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilecektir. Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle hasılattan kendisine kalan pay için müteahhide arsa satış faturası düzenleyecek, fatura bedeli üzerinden genel esaslara göre KDV hesaplayarak beyan edecektir. Arsa tesliminin, KDV'nin konusuna girmemesi veya KDV'den istisna edilmiş olması halinde bu teslimde KDV hesaplanmayacaktır.

  33. TESLİM NEDİR? • Dağıtım şirketlerinin müşteri belli olmaksızın , malları satış kamyonları ile pazarlanmak üzere sevk edilmesi teslimin vukuu bulduğu şeklinde değerlendirilemez. Çünkü mülkiyet devrini gerektiren sözleşmenin daha önce yapılmış olması gerekmektedir. • Aynı gerekçeyle malın satılmak üzere komisyoncuya gönderilmesi KDV’ne tabi değildir.

  34. TESLİM NEDİR? Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının iki veya daha fazla kimse tarafından zincirleme âkit yapılmak suretiyle, malın bu arada el değiştirmeden doğrudan sonuncu kişiye devredilmesi halinde, aradaki safhaların her biri ayrı bir teslimdir. (Burada iki kere mülkiyet geçişi olmasına rağmen tek bir taşıma ile mal nihai alıcıya ulaşmaktadır.) Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri şekillerdeki dağıtımlar da mal teslimidir. Kap ve ambalajlar ile döküntü ve tali maddelerin geri verilmesinin mutat olduğu hallerde teslim, bunlar dışında kalan maddeler itibariyle yapılmış sayılır. Bunların yerine aynı cins ve mahiyette kap ve ambalajlar ile döküntü tali maddelerin geri verilmesinde de aynı hüküm uygulanır. Trampa iki ayrı teslim hükmündedir.

  35. TESLİM SAYILAN HALLER Vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi, • Promosyon Ürünleri: Firmanın yarattığı KDV içerisinde vergilendiği için KDV hesaplanmaz (50 Seri numaralı tebliğ) • Eşantiyon ve Numune Mallar: İşletmede tüketilmemekle birlikte, pazarlama gideri özelliği taşıdığından KDV Hesaplanmaz. (50 seri numaralı tebliğ) Eşantiyon ve numune mal adı altında teslim edilen malların KDV’ne tabi olmaması için ticari teamüllere uyması ve bir satışa konu olmayacak şekilde verilmesi gerekmektedir.

  36. SINAV SORUSU • Garanti Kapsamındaki Bedelsiz Mal Teslimi ve Hizmet İfaları (Garantili olarak satılan bir malın satışı sırasında alınan bedel, bedelsiz olarak temin edilme garantisi verilen mal ve hizmetleri kapsadığı ve satış sırasında vergiye tabi tutulduğundan, gerek doğrudan gerekse müşterilere anlaşmalı servisler aracılığıyla verilen tamir, bakım ve yenileme hizmetleri için KDV hesaplanması söz konusu değildir.)

  37. TESLİM SAYILAN HALLER • Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyedliğin devri • Vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden istisna edilmiş olan mallar için her ne suretle olursa olsun kullanılması veya sarfı, (Örneğin; Ahşap levha ve mobilya üretimi yapan firma, ahşap levhaları mobilya üretiminde kullanırsa ve bunları yurtiçine satarsa levha üretimi satış aşamasında vergilendirilmektedir. Ancak ahşap levhalar “ihraç edilecek” mobilyanın üretiminde kullanılırsa ahşap levha için emsal bedel üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.Çünkü vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden istisna edilen mallar için kullanılması veya sarfı teslim sayılan haller kapsamında değerlendirilmektedir.

  38. HİZMET NEDİR? • Hizmet(Madde:4) 1. Hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir. Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebilir. 2. Bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her biri ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirilirler.

  39. HİZMET TANIMINA GİREN ÖRNEKLER • Serbest Meslek tanımına giren işler – Mali Müşavirlik • Finansman olarak yapılan işler • Fason olarak yapılan işler • Holding şirketlerce merkez hizmet bedellerinin dağıtılması • Her türlü komisyon işleri • Taşımacılık faaliyetleri • Haberleşme hizmetleri • Temizlik,güvenlik

  40. KASA VE ORTAKLAR CARİ HESABINA FAİZ HESAPLANMASI… • Vergi incelemelerde birçok mükellef kasa hesabının çok büyük meblağlarda borç bakiyesi verdiği durumda bu paranın kasada bulunmasının ekonomik teamüllere uygun olmadığından ortaklar tarafından kullanılmış olduğu gerekçesiyle transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerinden hareketle cezalı tarhiyata muhatap olabilmektedir. Bu bağlamda hiçbir gelir sağlama amacı güdülmeden şirketin kasasında TL cinsinden işletmenin ihtiyacı üzerinde para tutulması ile ortaklara veya onların ilişkili bulunduğu kimselere emsaline nazaran düşük faizle veya faizsiz para verilmesi arasında fark yoktur. • İşletmelerin kasasında normal olarak kabul edilebilecek, azami iki üç günlük faaliyetleri sırasında nakit ihtiyacını karşılayacak kadar kasada bulundurması gereken nakit tutarın üzerinde kalan bakiyeler, işletmenin yönetici ortakları tarafından çekildiği kabul edildiğinden5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13/1-2. maddelerinde işletmenin ilişki içerisinde olduğu kişiler ile yapılan bu tür işlemlerin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olarak değerlendirilmekte ve adat yöntemiyle faiz hesaplanması yoluyla da vergilendirilmesi gerekmektedir. • Aynı şekilde işletmelerin ortaklar cari hesabının borç bakiyeleri ortağa para kullandırma işleminin bir sonucu olarak kabul edilmektedir. Söz konusu işlem de 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 13/1-2 maddelerine göre transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç kapsamındadır. Bu itibarla ortaklar cari hesabına adatlandırma yapılarak faiz ve buna ilişkin olarak KDV hesaplanması gerekmektedir.

  41. ÖRTÜLÜ SERMAYE ÜZERİNDEN HESAPLANAN VE DAĞITILMIŞ KAR PAYI OLARAK DEĞERLENDİRİLEN TUTARLARDA KDV • Bilindiği üzere örtülü sermayeye ilişkin faiz ve benzeri ödemeler bir yandan kanunen kabul edilmeyen gider iken diğer yandan bu ödemeler hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı sayılmaktadır. Bu tutarlar brütleştirilmek suretiyle üzerinden %15 oranında yapılacak temettü stopajına ilişkin muhtasar beyanname verilmesi gerekmektedir. • GVK’nın 12/7. maddesi ve KDVK’nın 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, örtülü sermaye üzerinden yapılan veya hesaplanan faiz ve benzeri ödemeler gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulanmasında gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı sayılmaktadır. • Yani mevcut yasal düzenlemelere göre, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan tutarlar dönem sonu itibariyle iştirak kazancı veya kâr payı olarak kabul edilmektedir. KDVK’nın 1. maddesinde KDV’nin konusunu teşkil eden işlemlere yer verilmiş olup, iştirak kazançları veya kâr payları katma değer vergisinin konusuna girmemektedir. • Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 09.06.2008 tarih ve 17363 sayılı özelgede de örtülü sermaye faizlerinin KDV’ye tabi olmadığı belirtilmiştir.

  42. ÖRTÜLÜ SERMAYE ÜZERİNDEN HESAPLANAN VE DAĞITILMIŞ KAR PAYI OLARAK DEĞERLENDİRİLEN TUTARLARDA KDV Ancak son olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’nca verilen 18.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.55-130-14 sayılı özelgede de; “… Buna göre, ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemleri, KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre finansman hizmeti olarak değerlendirilmekte ve bu işlemler nedeniyle hesaplanacak faiz tutarları KDV ye tabi bulunmaktadır. Kurumlarla ilişkili kişiler arasında gerçekleşen ticari faaliyetlerin sonradan Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulanmasında örtülü sermaye olarak değerlendirilerek dağıtılmış kar payı sayılması, KDV açısından işlemin finansman temin hizmeti olmasını etkilememektedir. Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi çerçevesinde örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması kabul edilmediğinden bu giderler dolayısıyla ödenen KDV nin de, KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle örtülü sermaye faizlerinin KDV’ye tabi olduğu şeklinde görüş değişikliğine gidildiği görülmektedir.

  43. CİRO PRİMLERİNİN DURUMU • Fatura ve benzeri belgede ayrıca gösterilmeyip,belli bir dönem sonunda veya belli bir ciro aşıldığında satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu adı altında yapılan ödemeler KDV’ne tabidir. Zira bu tür iskonto doğrudan satılan malla ilgili değildir. Burada söz konusu olan iskonto firmanın yaptığı ek bir çalışmanın ve çabanın sonucu doğmaktadır yapılan iş bu bağlamda ana firmaya karşı verilen hizmettir. (26 seri nolu KDVKGT)

  44. CİRO PRİMLERİNİN DURUMU • KDV Kanununun 35 inci maddesi ile KDV matrahında çeşitli sebeplerle değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin, bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükelleflerin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltebilmelerine imkân sağlanmıştır. • Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan iskontolar esas itibariyle, asıl işleme ilişkin KDV matrahının değişmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda KDV Kanununun 35 inci maddesine göre düzeltme yapılması gerekmektedir. • Bu itibarla, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla düzenlenecek belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacaktır. (116 SERİ NUMARALI TEBLİĞ) (Ciro primlerine ilişkin 26 seri numaralı tebliğ kalktı)

  45. CİRO PRİMLERİNİN DURUMU • 116 numaralı tebliğ KDVK’nun 35. maddesine atıf yapmıştır. Artık genel oran değil, ilk teslim veya hizmetin gerçekleştiği tarihteki geçerli olan oran uygulanacaktır. • Örneğin; yıl içinde % 1 oranına tabi mal teslimi yapılsın. Bu mal teslimleri nedeniyle alıcı ve satıcı arasında yapılan anlaşma gereğince belli bir ciro primine hak kazanılsın. Ciro primine hak kazanan alıcı, satıcı adına fatura düzenleyecek ve faturasında KDV oranını % 1 olarak hesaplayacaktır.

  46. HİZMET NEDİR? • Hizmet Sayılan Haller(Madde:5) Vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması hizmet sayılır.

  47. HİZMET SAYILAN HALLER • ÖZEL PLANINDAKİ İHTİYAÇLAR İÇİN KARŞILIKSIZ VERİLEN HİZMETLER • Örneğin nakliyecilik yapan mükellefin, kendisi veya işletme personelinden birinin ev eşyası taşıması halinde emsal bedel üzerinden KDV hesaplanır. • İŞLETME İÇİ HİZMETLERİN KARŞILIKSIZ VERİLMESİ • İşletme bünyesinde üretilen hizmetin işletme içinde kullanılması dahili bir muameleyi ifade eder. Vergileme yapılması söz konusu olmaz. 9 seri numaralı tebliğe göre; personele işyerinde ve müştemilatında yemek verilmesi,personele yatacak yer ve konut tahsisi, personelin işyerine toplu olarak gidip gelmesini sağlayacak taşıma hizmetleri.

  48. İŞVERENCE ÖDENEN GRUP SİGORTA PRİMLERİ KDV’NE TABİ MİDİR? • İşverence personelin sağlık giderlerinin karşılanması veya toplu sigortalarda, bir kısım primin işverence karşılanması KDV’nin konusuna giren bir işlem değildir. Hizmetin ifası başkaları tarafından yerine getirilmektedir. Hizmeti ifa eden başkası, ödeyen başkasıdır.

  49. KDV’NİN MÜKELLEFİ • KDV’de ana mükellef grubu KDV’ne tabi mal teslimi ve hizmet ifasında bulunanlardır. KDV temelde nihai tüketim vergisi olduğundan ,asıl mükellef ve vergi yüklenicisi nihai tüketicidir. Bir başka anlatımla KDV’nin mükellefi olmak, nihai yüklenicisi olmak demek değildir. KDV bünyesinde yer alan indirim mekanizması nedeniyle, KDV mükellefleri vezne görevi yapmaktadırlar.

  50. KDV’NİN MÜKELLEFİ • KDV’si genelde, ticari, zirai ve mesleki faaliyet çerçevesinde yapılan mal ve hizmet satışlarından alındığından, mükellefi de mal teslimi veya hizmet ifasını yapanlardır. • Bu faaliyetler ferdi teşebbüs halinde yapılırsa, mükellef işletme sahibidir. • Adi ortaklıklarda ortakların her birinin mükellefiyet tesis ettirmesine gerek olmadan ortaklık mükellef ve muhatap olarak alınır. (Adi komandit ve kollektif şirketlerde de aynı) • Kurumlarda mükellef; sermaye şirketi, kooperatif veya diğer statüdeki kuruluşların tüzel kişiliğidir. • Tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi kamu müessesleri ve dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler müstakil muhatap ve mükelleftirler.

More Related