1 / 95

Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları- Akupunktur

Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları- Akupunktur. 4. TIBBİ ONKOLOJİ KONGRESİ Dr.İbrahim Devrim Gürsoy 22 Mart 2012 Cornelia Diamond Hotel ,Antalya.

lilika
Télécharger la présentation

Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları- Akupunktur

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları- Akupunktur 4. TIBBİ ONKOLOJİ KONGRESİ Dr.İbrahim Devrim Gürsoy 22 Mart 2012 CorneliaDiamondHotel,Antalya

  2. Geçtiğimiz yüz yıl modern tıp ve alternatif tıbbın karşılıklı birbirini ret eden yaklaşımı ile geçmiş, ancak 20. yüzyılın sonlarında bu iki yaklaşım kısmen bir barış içine girmiş ve birbirlerini sorgular olmuşlardır.

  3. Modern tıp uygulamalarında ciddi gelişmeler Alternatif tedavi yöntemlerinin bilimsel çerçevede sorgulanması ve katkı sağlayabilecek kanıtlanmış uygulamaların (özellikle yaşam kalitesine katkı sağlayan yöntemlerin) klinik pratiklere entegrasyonu

  4. Kanser gibi takip ve tedavi süreci son derece güç olan bir hastalık seyrinde hastaya katkı sağlayacak (tedavi başarısına veya yaşam kalitesine) güvenilir ve uygulanabilir, maliyeti uygun yöntemlerin aranması ve denenmesi kaçınılmaz olacaktır.

  5. Kanserde tamamlayıcı tıp yöntemleri Tamamlayıcı tıp yöntemlerinin (destek ve tedavi amaçlı) bilimsel yöntemler ile yapılan karşılaştırmalı klinik çalışmalar sonrası güvenli ve etkin bulunan, doğrudan kanser tedavisini hedeflemeden kanser ve kanser tedavilerinin yan etkilerini azaltmayı hedefleyen uygulamalardır. Dünyada kabul gören bu tür uygulamalar çoğunlukla kanserde destek tedavi uygulamaları ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik uygulamalar ile sınırlıdır.Bu yöntemlerin birincil tedavi (kanseri tedavi etme) yöntemi olarak kullanımları söz konusu değildir.

  6. Amerika'ya 2004 yılında kurulan Entegratif Onkoloji Derneği (Society for Integratif Oncology) bu alanda ortaya çıkan kanıtlardan yola çıkarak 2007 yılında bir rehber hazırlamıştır. Bu rehber hekim ve hastalara tamamlayıcı ve alternatif tedaviler konusunda bilimsel kanıtlar eşliğinde öneriler sunmaktadır.

  7. Amerikan İntegratif Onkoloji Derneği (SIO) tarafından 2007 yılında yayınlanan integratif (bütünleyici) tıp uygulamaları rehberi önerileri: • Hastalara TAT kullanıp kullanmadığı sorulmalı. • Hastalara TAT hakkında kanıta dayalı rehberler sunulmalı. • Beyin-Vucut modaliteleri , anksiete, mood bozuklukları, kronik ağrı ve yaşam kalitesini artırmak için önerilmeli. • Kemoterapiye bağlı erken bulantı kusmada, yanıt alınamıyorsa akupunktur önerilmeli. • Radyoterapiye bağlı ağız kuruluğunda akupunktur önerilmeli. • Masaj; onkoloji alanında eğitimli masaj uzmanlarının yapması koşulu ile önerilmeli (anksiete, ağrı, lenf drenajı). • Kanserli hastalarda sigara klasik yöntemler ile bırakılamıyorsa akupunktur önerilmeli • KT sırasında egzersiz fiziksel ve mental fonksiyonlara katkı sağlar, önerilmeli. • Yüksek doz C vitamini ve A vitamininden kaçınılmalı.

  8. Tamamlayıcı Tıp Hasta isteğiyle başlanılabilen veya çağdaş tıp tedavilerini destekleyici olarak hastanın rahatlaması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, psikolojisinin düzelmesi amacıyla uygulanabilen tedavi yöntemidir.

  9. Tamamlayıcı tıbba tümüyle karşı çıkanların argümanları • Bilimsel kanıt eksikliği, • Uygulayıcılarının yeterliliğine dair herhangi bir sertifikasyonun olmayışı, • Gereksiz ümit

  10. Tamamlayıcı tıbbı kısmen destekleyen argümanlar • Daha geniş bir grup • Tedavi işlemleri sırasında ortaya çıkabilecek bazı yan etkileri ortadan kaldırabilir • Hastanın psikolojisine olumlu etki yapar • Bilimsel olarak zararlı olduğu ortaya konulmadığı ölçüde destek verilmeli • Her iki alanın faydalı öğelerini biraraya getirerek bütünleyici (integrative) tedaviler gerçekleştirilmesi mümkündür

  11. Tamamlayıcı tıbbı tümüyle destekleyen argümanlar Alternatif tıp uygulamalarının insanı fizik-psişik-ruhsal boyutlarıyla olduğu kadar bütüncül (holistik) bir yaklaşımla ve doğayla ilişkisi içinde değerlendirir, Bu yüzden kişiyi konvansiyonel tıbbın yan etkileriyle maruz kalmaktan korur ve tam bir sağaltım sağlar

  12. Olumsuz Eleştiri Kaynakları İlaç Etkileşimleri Güvenlik Bilimsel Kanıt Eksikliği

  13. Tamamlayıcı Tedavi YöntemleriTarihi/Kadim Yöntemler

  14. Tamamlayıcı Tedavi YöntemleriÇağdaş Yöntemler

  15. Sınıflandırma 1Geleneksel uzak doğu tıbbıyla bağlantılı terapiler 2 Ayurveda (geleneksel Hindu) tıbbıyla bağlantılı terapiler 3 Masaj ve uyarım esaslı terapiler 4 Zihin ve vücut terapileri 5 Naturopati esaslı terapiler 6 Benzeri olmayan terapiler

  16. Geleneksel uzak doğu tıbbıyla bağlantılı terapiler Akupunktur (Akupresür) Fitoterapi (Bitki tıbbı) Reiki Shiatsu Kineziyoloji Duygusal Özgürlük Tekniği (EFT)

  17. Ayurveda (geleneksel Hindu) tıbbıyla bağlantılı terapiler Aromaterapi Yoga Fitoterapi (Bitki tıbbı)

  18. Masaj ve uyarım esaslı terapiler Kiropratik Osteopati Refleksoloji Masaj Nöral terapi (Neural therapy)

  19. Zihin ve vücut terapileri • Otojenik eğitim • Hipnoz • İyileştirici dokunma • Meditasyon • Rahatlama ve görselleştirme

  20. Naturopati esaslı terapiler Doğal tıp Beslenme tıbbı Naturopati

  21. Benzeri olmayan terapiler Homeopati

  22. KEMOTERAPİDE OLUŞABİLECEK YAN ETKİLER Tedavinin cinsi, süresi, veriliş yolu hastalığa göre değişebildiği gibi, ilaca karşı oluşan dirence, tedaviye alınan cevaba, hastadan hastaya veya hastanın durumuna göre değişmektedir. Kemoterapide kullanılan ilaçların yararı olmakla birlikte maalesef istenmeyen bazı yan etkileri vardır. İstenmeyen bu yan etkiler hastaya, ailesine ve tedavi ekibine çözülmesi gereken ek sorunlara neden olmaktadır. Istenmeyen yan etkiler bazen o kadar şiddetli olmaktadır ki tedavinin kesilmesine bile neden olabilmektedir. Bu yan etkilerin önlenmesi veya şiddetinin azaltılması tedavi uygulayan ekip, hasta ve ailesinin işbirliği ile yapılmalıdır.

  23. Kemoterapinin Yan Etkileri Alerjik reaksiyonlar İğne giriş yeri ile ilişkili yakınmalar Bulantı ve kusma İştahsızlık ve tad alma bozukluğu İshal Kabızlık Ağız yaraları Yorgunluk ve halsizlik Saç dökülmesi Deri ve tırnak değişiklikleri İdrarın kırmızı renkte gelmesi Işığa karşı duyarlılık Böbreklere olan etki Seks organlarına etki Lökositlerin (akyuvarlar) azalması ve ateşli durumlar Eritrositlerin (alyuvarlar) azalması Trombositlerin azalması Ağrı Hafızada değişiklilkler Ödem

  24. RADYOTERAPİNİN OLASI YAN ETKİLERİ Radyoterapinin amacı kanserli hücreleri yok etmektir, ama bu arada tedavi alanı içinde kalan sağlıklı hücreler de etkilenecektir. Bu şekilde ortaya çıkabilecek yan etkiler çoğu zaman hafif olmakla beraber, bazı hastalarda önemli sakıncalar yaratabilir.

  25. KANDA GÖRÜLEN YAN ETKİLER Eritrositler (Alyuvarlar) Lökositler (Akyuvarlar) Trombositler CİLTTE GÖRÜLEN YAN ETKİLER BÖLGESEL YAN ETKİLER :

  26. Baş ve Boyun Bölgesi Radyoterapisindeki Olası Yan Etkiler : • Dişlerle ilgili yan etkiler • Ağız boşluğu ve boyuna ait yan etkiler - İştah azalması ve ona bağlı etkiler. - Ses değişiklikleri - Saç ve kıl dökülmesi Göğüs Kafesi Bölgesi Radyoterapisindeki Olası Yan Etkiler : - Yutma zorluğu - Bulantı-kusma - Nefes darlığı, öksürük Mide ve Karın Bölgesi Radyoterapisindeki Olası Yan Etkiler : - İshal - Bulantı-kusma - İştah azalması ve kilo kaybı - İdrar yaparken ağrı

  27. Tamamlayıcı Tedavi Tipleri Ki-Gonk Ki enerji veya nefes, Gonk ise beceri anlamına gelir. Ki-gonk nefes eğitimine yönelik bir uygulamadır. Taocularca uygulanan bir yöntemdir. Taocu sağlık ve zindelik adına, dövüş sanatlarındaki becerisini artırmak veya ruhsal güçünü geliştirmek için Ki-gonk seçer.

  28. Manyetik terapi Manyetik alan etkileşimine dayanan fiziksel bir tedavi yöntemidir. Manyetik alan vücut dokularını uygun bir şekilde etkileyerek hücre zarlarının geçirgenliğini arttırır.Bu manyetik etkileşim hücre zarlarında madde alışverişini mümkün kılar. Böylece bir fabrika gibi çalışan hücrenin,atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırarak su,besin vb.maddeleri alarak işlevini canlılık içinde sürdürmesi mümkün olmaktadır.

  29. Reiki Reiki vücudun kendi kendini tedavi eden doğal yeteneğini destekler Reiki ruha ve vücuda canlılık verir Reiki ruhi denge ve zihinsel mükemmelliği yeniden tesis eder Reiki vücut enerjisini dengeler Reiki bloke edilmiş enerjiyi çözer ve toplam gevşeme durumu geliştirir Reiki alıcının ihtiyacına göre kendini ayarlar. Reiki hayvan ve bitkileri de etkiler Reiki en üst derecede rahat ve tamamlayıcı bir tedavi metodudur.

  30. AKUPUNKTUR:Deri üzerinde belirli noktalara çok ince altın, gümüş yada çelik iğne batırılarak uygulanan bir tedavi sistematiğidir. • Akupunktur noktaları, vücut yüzeyindeki çizgisel meridyenler üzerinde yerleşmişlerdir. • Acus: delmek, Puncture: iğnelemek

  31. MÖ 3000 de Çin’de uygulanmaya başlanmış Han Hanedanı (MÖ 206—MS 220) döneminde, teorik ve pratik bilgileri belirlenmiş MÖ 2. yy Huan Di Nei Jing‘Yellow Emperor’’s Classic of Internal Medicine’ MS 1100 İbni Sina meridyenlerden bahsediyor.

  32. Temel Kavramlar Canlı, canlılığını belirli bir denge içinde yürütür. Bu dengeyi tanımlamak için akupunktur Ying ve Yang kavramlarını kullanır. Eğer Yin ve Yang denge halinde iseler canlının sağlığı yerindedir.

  33. TAİJİBÜYÜK KUTUPLULUK YİN:Toprak, kadın, gece, ay, kısalık, ağır olma,düşmeye meyil, iç organlar, kan, eksizlik YANG: Hava, erkek, gündüz, hafiflik, deri, dış organlar, Qi, fazlalık

  34. Yin ve Yang arasındaki etkileşim Qi’yi üretir. Qi bi polar enerji akışını sağlar Esas olarak iki Qi’den bahsedilir birisi doğuştan kazanılan Qi’dir, diğeri ise dışarıdan hava ve besinlerlen alınan Qi’dir. İşte bu iki Qi’nin birleşmesi ile canlılıktaki süreklilik oluşur. Bu iki Qi’nin birleşmesiyle oluşan diğer Qi’ler organlarda depolanıp organların fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlar. Akupunktur iğneleri ile Qi’ye ulaşılır. Bu Qi, vital Qi kanallarda dolaşır. Qi vücutta 3 şekilde bulunur. Yüzeyel Qi kanallar boyunca akar.

  35. Yüzeyel Qi 14 çift düzenli ve 8 ekstra kanal arasında dolaşır. Bu kanallar birbirlerine kollateraller ile bağlıdır. Sağlıklı kişilerde, kanallarda, kesintisiz bir şekilde bu enerji dolaşır. Radyoizotopların enjeksiyonları ile kanalların varlığı gösterilmiştir. Robert O. Becker, kanalların varlığını bazı elektriki ölçümlerle göstermiştir. Meridyenlerde elektrik akımının geçişine direnç, yani empedans daha düşüktür. Meridyenler noktaların birleşmesi ile oluşurlar.

  36. GENOVA (1989) Akciğer Meridyeni Lung Meridian LU Kalın Bağırsak M. Large Intestine M. LI Mide Meridyeni Stomach Meridian ST Dalak Meridyenii Spleen Meridian SP Kalp Meridyeni Heart Meridian HT İnce Bağırsak M. Small Intestine M. SI Mesane Meridyeni Bladder Meridian BL Böbrek Meridyeni Kidney Meridian KI Perikardium M. Pericardium M. PC Üçlü Iısıtıcı M. Triple Energizer M. TE Safra Kesesi M Gallbladder Meridian GB Karaciğer M. Liver Meridian LR Yönetici Damar M. Governor Vessel M GV Alıcı Damar M. Conception Vessel M CV

  37. AKUPUNKTUR NOKTALARINA ÖZEL OLAN NEDİR? • Akupunktur noktaları ve sinir blokları için olan yerleşimler benzerdir. • Katz J, Melzack R. Referred sensations in chronic pain patients. Pain 1987; 28: 51-6. • Kaptchuk TJ. Acupuncture theory, efficacy and practice. Ann Intern Med 2002; 136: 374-83. • Akupunktur noktalarında sıklıkla sinir lifleri ve vasküler yapılar konsantre halde bulunur. • Akupunktur noktaları sıklıkla derin fasia katından geçer. • Langevin HM et al. Relationship of acupuncture points and meridians to connective tissue planes. Anat Rec 2002; 65: 269-257.

  38. Akupunktur noktaları çevrelerindeki deri alanına oranla daha düşük elektrik dirence ve daha yüksek elektrik potansiyeline sahiptirler. Akupunktur noktaları elektrik dirençleri düşük olduğu için ölçme aletleri ile kolayca bulunabilir. Alman Dr. Woll noktaların bu özelliğinden faydalanarak 1959’da elektroakupunkturun temel ilkelerini oluşturmuştur.

  39. Akupunktur anındaki etkiler objektif ve subjektiftir. Subjektif etkilerin başında iğneleme anında duyulan hafif acı gelir. Diğer subjektif his Çinlilerin DE-Qİ dedikleri uyuşukluk, ağırlık, ağrı ve gerilim tarzı tuhaf bir histir. Başarılı bir analjezi elde etmek için DE-Qİ denilen bu hissi hastanın algılaması gerekir.

  40. AKUPUNKTURUN ETKİLERİ ANALJEZİK ETKİ HOMEOSTATİK ETKİ İMMÜNİTEYİ ARTIRICI ETKİ SEDATİF ETKİ PSİKOLOJİK ETKİ MOTOR İYİLEŞTİRİCİ ETKİ

  41. 1.ANALJEZİK ETKİ • Ağrı her zaman subjektiftir, • Hoş olmayan bir duygu tecrübesidir, • Heyecanlanma vardır, • Doku hasarı veya doku hasarı olma eğilimi vardır, • Emosyonel bir bozukluktur (limbik sistemdeki anormal bir aktiviteden doğar).

  42. 2. HOMEOSTATİK ETKİ • Otonom sinir sistemi iç organların çalışmalarını sürekli ve otomatik olarak kontrol eder. • Homeostasi iç şartların sabit şekilde muhafazası demektir. • Homeostazis vücudun sempatik ve parasempatik sisteminin dengeli çalışması ile olmaktadır.

  43. Derideki özel noktalar uyarılınca özel sinirler uyarılır. Elektriksel impulslar spinal korda ve beynin alt merkezine ve buradan da hastalıklı alana giderler. Vücudun her bir parçası sinirle kontrol edilir. Parça ne kadar küçük olursa olsun bu değişmez. Bir sinir bir çok sinirle beraber gruplar oluşturur.

  44. Vücudun belli bir kısmı bu grubun direkt ve indirekt bir şekilde kontrolü altındadır. Bu gruptan bir sinirin uyarılması ile vücudun o parçası etkilenmiş olur. Bu etki bazen aktivite artışı bazen ise azalışı şeklinde olabiliyor.

  45. Akupunktur otonom sinir sistemi üzerinden, homeostazi sağlar, su ve elektrolit dengesini düzenler, vital fonksiyonları düzenleyici etki gösterir

  46. 3. İMMÜNİTEYİ ARTIRICI ETKİ • Akupunktur hastalıklara karşı vücudun direncini artırır. • Lökositlerin sayılarında, opsoninlerin, kininlerin ve antikorların ise seviyelerinde değişiklik yapar.

  47. İmmün aktivitenin düzenlenmesi üç faktörle oluşturulur. • Sitokinler • Timik hormonlar ve ilgili maddeler • Siklik nükleoidler • Akupunkturun sitokinler üzerinde etkin olduğu gösterilmiştir. • T lenfositlerden interferon salınımını artırır. • Lökosit sayısı akupunkturu takiben üç saat sonra artar. Bu artış 24 saat devam eder.

More Related