290 likes | 427 Vues
UNIT EIGHTEEN. COMPARISON of ADVERBS Zarflar ın karşılaştırması. Adverb / zarf careful ly slow ly quick ly eais i l y dangerous ly sad ly happ i ly gent ly soft ly heav i ly. Zarflar sıfatların sonuna –LY eklenmesiyle elde edilir . Adjective / Sıfat
E N D
UNIT EIGHTEEN COMPARISON of ADVERBS Zarfların karşılaştırması
Adverb / zarf carefully slowly quickly eaisily dangerously sadly happily gently softly heavily • Zarflar sıfatların sonuna –LY eklenmesiyle elde edilir. • Adjective / Sıfat • Careful “dikkatli” • Slow “yavaş” • Quick “çabuk” • Easy “kolay” • Dangerous “tehlikeli” • Sad “üzgün” • Happy “mutlu” • Gentle “kibar” • Soft “yumuşak” • Heavy“ağır”
Bu kuralın dışında olan sıfatlar da vardır. Good Fast Hard Far Near Early Late (düzensiz / -LY ile bitmeyenler) well fast hard far near early late
Görüldüğü gibi ZARFLAR iki çeşittir. • a) –ly ile bitenler ADVERB / Zarf slow “yavaş-sıfat” slowLY dangerous “tehlikeli-sıfat” dangerousLY b) Düzensiz olanlar good well fast fast bad badly
Sıfatlarisimleri niteler • A careful driver : dikkatli bir sürücü • An easy question : kolay bir soru • A sad man : üzgün bir adam • A gentle man : kibar bir adam
ZARFLARfiilleri niteler. • He drivescarefully. • He answers the questions easily. • He looks around sadly. • He opened the door gently.
Good “sıfat” / well “zarf” • Ali is a good / well friend. Ali İYİ bir arkadaştır. “Sıfat” • Ali is a good friend. • A good friend: İyi bir arkadaş • Ali plays football good / well. Ali İYİ futbol oynar. “zarf” • Ali plays football well. • Play well: İyi oynamak
Easy “kolay” / easily “kolayca” • This is an easy / easily question. Bu kolay bir sorudur. “Sıfat” • This is an easy question. • An easy question Kolay bir soru. • Seren can anwer it easy / easily. Seren onu kolayca cevaplayabilir. “zarf” • Seren can answer it easily. • Answereasily kolayca cevaplamak
Happy“mutlu-sıfat” / happily“mutlu bir şekilde-zarf” • The children are happy / happily. Çocuklar mutludur. • The children are happy. • They are singing happy / happily. Mutlu bir şekilde şarkı söylüyorlar. • They are singing happily.
Zarfları karşılaştırırken ve en üstün şekillerini söylerken “MORE” ve “the most” yapılarını kullanırız. • Slowly : yavaşça • more slowly : daha yavaşça “daha yavaş bir şekilde” • Carefully : dikkatlice • more carefully : daha dikkatlice “daha dikkatli bir şekilde” • Politely : kibarca • more politely : daha kibarca “daha kibar bir şekilde” • The most slowly : En yavaş şekilde • The most carefully : En dikkatli şekilde • The most politely : En kibar şekilde
- LY ekini almayan zarflar aynı sıfatlar gibi “ - er” veya “the……. –est” eklerini alırlar. • Fast fasterthe fastest • Hard harderthe hardest • Badly worse the worst • Well betterthe best
COMPARATIVE FORMS of the ADVERBS “Zarfların karşılaştırma şekilleri” • An elephant runsMOREslowLYthan a horse. • “Bir fil bir attan dahayavaş koşar.” • Run slowLY : yavaş koş • Run MOREslowLY : daha yavaş koş • A horse runsfastERthan an elephant” • Bir at bir filden dahahızlı koşar.” • Run fast : hızlı koş • Run fastER : DAHA hızlı koş
He speaks English betterthan me. • “O İngilizce’yi benden daha iyi konuşur.” • Speak well : iyi konuş • Speak BETTER : DAHA iyi konuş • I speak English WORSEthan him. “Ben İngilizce’yi ondan dahakötü konuşurum.” • Speak badly : kötü konuşmak • Speak WORSE : DAHA kötü konuşmak
Berkay teachesbetterthan Yeşim. “Berkay Yeşim’den dahaiyi öğretir.” Teach well : iyi öğret Teach BETTER : DAHA İYİ öğret • A calculator can calculateMOREquicklythan us. “Bir hesap makinesi bizden dahaçabuk hesaplayabilir.” Calculate quickly : hızlı, çabuk hesaplamak Calculate MORE quickly : daha hızlı hesaplamak
SUPERLATIVE FORMS of the ADVERBS “Zarfların EN ÜSTÜNLÜK şekilleri” • Berkay speaksthe mostfluently in the class. “Sınıfta EN AKICI Berkay konuşur.” Speakfluently : akıcı konuş SpeakMOREfluently : daha akıcı konuş SpeakTHE MOSTfluently : En akıcı konuş
Yeşim answersthe mostcorrectly of all the students. “Yeşim öğrencilerin içinde soruları en doğru şekilde cevaplar.” Anwercorrectly : doğru şekilde cevapla AnswerMOREcorrectly : daha doğru şekilde cevapla Answerthe mostcorrectly : en doğru şekilde cevapla
My little brother gets up the earliest in our family. “Benim küçük kardeşim bizim ailede en erken kalkar.” • Get upearly : erken kalk • Get upearlIER : DAHA erken kalk • Get upTHEearlIEST : en erken kalk
A cheetah runsthefastest of all animals. “Bir çita bütün hayvanların içinde enhızlı koşar.” • Runfast : hızlı koş • RunfastER : DAHA HIZLI koş • RunTHEfastEST : en hızlı koş
Move slowly : yavaş hareket et • Move MORE slowly : daha yavaş hareket et • Move THE MOST slowly : En yavaş hareket et • Akın movesslowly. Akın yavaş hareket eder. • Akın movesmoreslowlythan his friends. Akın arkadaşlarından dahayavaş hareket eder. • Akın movesthe MOSTslowly of all his friends. Akın arkadaşları içinde enyavaş hareket eder.
Murat drivescarefully. Murat dikkatli sürer. • Emirhan drivesMOREcarefullythan Murat Emirhan Murat’dan DAHAdikkatli sürer. • Turgut drivesTHE MOSTcarefully of all. Turgut hepsinin içinde endikkatli sürer.
Merve studieshard. • Merve sıkı çalışır. • Elif studieshardERthan Merve. • Elif Merve’den DAHAsıkı çalışır. • Ayşe studiesTHEhardEST of all the girls. • Ayşe kızların içinde ensıkı çalışır.
Erken kalk Dahaerken kalk Enerken kalk İyi şarkı söyle Dahaiyi şarkı söyle Eniyi şarkı söyle Get up early Get up earLIER Get up THEearlIEST Sing well Sing better Sing thebest
Kızgınca bağırmak Dahakızgınca bağırmak Enkızgınca bağırmak Çabuk çöz Dahaçabuk çöz Ençabuk çöz Shout angrily Shout moreangrily Shout the mostangrily Solve quickly Solve morequickly Solve the mostquickly
Zevkli giyin Dahazevkli giyin En zevkli giyin Hızlı koş Dahahızlı koş En hızlı koş Dresselegantly Dressmoreelegantly Dressthe mostelegantly Runfast RunfastER RunTHEfastEST
I get upearly. Ben erken kalkarım. • My wife getS upearlIERthan me. Benim eşim benden daha erken kalkar. • Our child gets upTHEearlIEST of our family. Bizim çocuğumuz ailemizde en erken kalkar.
Kağan singswell. Kağan iyi şarkı söyler. • Onur singsBETTERthan Kağan. Onur Kağan’dan dahaiyi şarkı söyler. • Turgut singsTHEBEST of all. Turgut onların içinde ENİYİ şarkı söyler.
I can solve the problem quickly. Problemi çabucak çözebilirim. • He can solve the problem MOREquicklythan me. O problemi benden daha çabuk çözebilir. • She can solve the problem THE MOSTquickly of us. O aramızda problemi EN ÇABUK çözebilir.
Sevdenur dressESelegantly. Sevdenur zevkli giyinir. • Ezel dressESMOREelegantlythan Sevdenur. Ezel Sevdenur’den daha zevkli giyinir. • Seren dressESTHE MOSTelegantly of all. Hepsinin içinde Seren EN ZEVKLİ giyinir.
Our teacher shoutedangrily. Bizim öğretmen kızgın bir şekilde bağırdı. • Your teacher shoutedMOREangrilythan our teacher. Sizin öğretmen bizim öğretmenden DAHA kızgın bir şekilde bağırdı. • Their teacher shoutedTHE MOSTangrily in the group. Onların öğretmeni grubun içinde EN KIZGIN bir şekilde bağırdı.