1 / 31

ÇÖLLEŞME

ÇÖLLEŞME. Doç. Dr. Kenan KILIÇ. ÇÖLLEŞME NEDİR ?.

thyra
Télécharger la présentation

ÇÖLLEŞME

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ÇÖLLEŞME Doç. Dr. Kenan KILIÇ

  2. ÇÖLLEŞME NEDİR ? 1992 Dünya zirvesinde dünya liderleri tarafından kabul edilen ve anlaşma metninde de yer alan tanımlama, "iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere muhtelif faktörlerin etkisi altında kurak, yarı kurak ve az yağış alan bölgelerdeki toprağın doğal özelliklerini yitirmesi veya kısaca toprağın aşınması" şeklindedir.

  3. ÇÖLLEŞMENİN NEDENLERİ • İklim faktörü • Rölyef faktörü • Toprak faktörü • Bitki örtüsü ve hayvan varlığı faktörü • İnsan faktörü • Su kaynakları ile ilgili problemler

  4. İKLİM FAKTÖRÜ • Yağış • Rüzgar • Kuraklık indisi • Sera etkisi

  5. Yağış Toprak erozyonu açısından yağışın çeşidi, yoğunluğu, kalınlığı ve yıl içerisindeki dağılımı önemlidir. Ani sağanaklar ve dolular hem agregatların hızla parçalanmasına ve hem de yüzeyin sıkışıp geçirimsiz bir durum almasına ve dolayısıyla yüzeysel akışın artmasına neden olurlar. Kuru topraklara düşen yağışlar ıslak topraklara düşen yağışlardan daha fazla erozyon zararı yaratırlar. Yağışlar sahip oldukları kinetik enerjileri ve 30 dakikalık maksimum yoğunlukları ile erozyona neden olmaktadırlar.

  6. Yağışa bağlı olarak Türkiye’de ortalama yıllık erozyon indeksleri dağılımı

  7. Rüzgar Rüzgar bir yandan iklimin karakterine etki yaparken, diğer yandan meydana getirdiği rüzgar erozyonu nedeniyle de arazi degradasyonuna neden olmaktadır. Rüzgar erozyonu fiziksel olarak toprakların en önemli kısmı olan üst toprağı alıp götürerek üretkenliği azaltmakta, tohumların yaşayıp büyümesini engellemekte ve havayı kirletmek suretiyle de, insan ve hayvan sağlığını tehlikeye sokmaktadır.

  8. Kuraklık indisi Çölleşme Sözleşme’sinde temel alınan (Y/PE) kuraklık indisine göre, kurak ve nemli arazilerin sınıflandırılması ve çölleşme açısından değerlendirilmesi.

  9. Çölleşme sözleşmesinde temel alınan kuraklık indisine (Y/PE) göre, Türkiye’de yıllık kuraklık indisi değerlerinin alansal dağılımı

  10. Sera Etkisi Uluslararası iklim değişikliği paneli (IPCC), Türkiye’ ninde içinde yer aldığı Güney Avrupa Bölgesi için, ortalama sıcaklıkta 2-3 c lik bir artış, kış yağışında önemsiz bir artış, yaz yağışında %5-15 ve toprak neminde %15-25 arasında bir azalma olabileceğini bildirmektedir. Küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından Türkiye risk grubu ülkeler arasında yer almaktadır. • Atmosferdeki sera gazı birikimlerinin artışına bağlı olarak önümüzdeki on yılda gerçekleşebilecek bir iklim değişikliğinin Türkiye’de neden olabileceği çevresel etkiler şunlardır : • Orman yangınlarının sıklığı, etki alanı ve süresi artabilir. • Tarımsal üretim potansiyeli değişebilir. • Türkiye’nin kurak ve yarı-kurak alanlarındaki özellikle kentlerdeki su kaynakları sorunlarına yenileri eklenecektir. • Doğal karasal ekosistemler ve tarımsal üretim sistemleri zararlılardaki, hastalıklardaki artışlardan zarar görebileceklerdir.

  11. Türkiye, bugün Orta Doğuda ve Kuzey Afrika’da egemen olan daha sıcak ve kurak bir iklim kuşağının etkisinde kalabilecektir. İklim kuşaklarındaki bu kaymaya uyum göstermeyen fauna ve flora yok olacaktır. Kurak ve yarı-kurak alanların genişletilmesine ek olarak, yaz kuraklığının süresinde ve şiddetindeki artışlar, çölleşme süreçlerini, tuzlanma ve erozyonu destekleyecektir.

  12. RÖLYEF FAKTÖRÜ Eğimli bir arazide öncelikle yamacın eğim derecesi ile eğim uzunluğu, iç bükey veya dış bükey olması, kuzeye yada güneye bakışı gibi topoğrafik özelliklerin yüzey akış ve erozyon bakımından oldukça önemlidir. Türkiye’de eğim, çölleşmeyi etkileyen önemli faktörlerden biridir.

  13. TOPRAK FAKTÖRÜ • Erozyon • Drenajın bozulması ve yaşlık • Tuzluluk ve Alkalilik • Fiziksel ve Kimyasal özelliklerin bozulması

  14. Erozyon

  15. Drenajın bozulması ve yaşlık Drenaj problemi hidromorfik alüvyal ve organik topraklarda daha şiddetlidir. Bu toprakların bulunduğu sahalarda topografya düz veya iç bükeydir. Yüzey drenajı ve dahili drenaj çok bozuktur. Dolayısıyla, özellikle alt katlar yaştır. Bunun sonucunda bitki kök gelişimini sınırlandırmaktadır. Bu topraklar Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç, Türkiye’nin her tarafında görülmektedir ve yüzölçümleri 306463 hektardır.

  16. Tuzluluk ve Alkalilik Tuzluluğun bitkiler üzerindeki en önemli etkisi gelişmelerini engellemesidir. Ülkemizde görülen bir tuzlanma şekillerinden biride batıda oldukça yaygın olan kıyısal tuzlanmadır. Bu şekildeki tuzlanma kuzey ve güneydeki kıyı düzlüklerinde de görülür. Ülkemizdeki tuzdan etkilenmiş toprakların miktarı ; hafif tuzlu 615.000 ha, tuzlu 505.000 ha, hafif tuzlu-alkali 126.000 ha ve tuzlu- alkali 265.000 ha’dır.

  17. Fiziksel ve Kimyasal özelliklerin bozulması • Toprak yüzeyinin geçirimsizleşmesi ve kabuk bağlama • Sıkışma • İnfiltrasyon azalması • Su tutma kapasitesinin azalması • Asitleşme • Besin maddelerinin azalması • Organik maddenin azalması • Bitki artıklarının yakılması • Tarımsal kimyasalların aşırı uygulanması • Toprak kirlenmesi

  18. Bitki örtüsünün tahribi Sanayileşme Yapılaşma Ticaret Tarla açma Aşırı otlatma Tarımsal mücadele Ağaçlandırma Yangın Yurtiçi kullanım Bitki örtüsünde gerileme Biyoçeşitliliğin azalması Genetik çeşitlilik Tür çeşitliliği Ekosistemler Orman ekosistemleri Step ekosistemleri Sulak alan ekosistemleri Deniz ve kıyı ekosistemleri Dağ ekosistemleri BİTKİ ÖRTÜSÜ VE HAYVAN VARLIĞI FAKTÖRÜ

  19. İNSAN FAKTÖRÜ Çölleşme sürecinde iklim, toprak, toprak örtüsü ve arazinin özellikleri yanında insan, hem erozyon sürecini başlatıp hızlandıran ve hem de erozyonu denetim altına almaya çalışan bir etmen olarak rol oynamaktadır. İnsanlar işlenebilir tarım topraklarından yararlanırken bazı önemli yanlışlıkları yaparak erozyonu başlatmakta ve hızlandırmaktadırlar. Bunlar : • Kullanımda yapılan yanlışlıklar • İşlemede yapılan yanlışlıklar • Korumada yapılan yanlışlıklar

  20. İnsan faktörü 4 ana başlıkta incelenir. Bunlar ; • Tarım arazilerinin başka kullanımlara dönüşümü • Konut alanları • Sanayi alanları • Turistlik tesis alanları • Kamu yatırımları ve diğer kullanım alanları • Ormanların tahribi • Çayır-meraların bozulması • İnsanların neden olduğu diğer sorunlar

  21. SU KAYNAKLARI İLE İLGİLİ PROBLEMLER Türkiye göller ve nehirlerden oluşan su kaynaklarına sahip olmasına rağmen, sanıldığı gibi su zengini bir ülke değildir. Aksine gerekli önlemler alınmadığı taktirde yakın gelecekte su sorunları yaşamaya aday bir ülke konumundadır. Türkiye’de; kuraklık ve diğer nedenler yüzünden mevcut su kapasitesinde azalmalar görülmektedir. Su kaynakları ile ilgili problemler üç ana başlıkta incelenmektedir. Bunlar : • Su kaynaklarının kıtlaşması • Su israfı • Su kirliliği

  22. Su Kaynaklarının Kıtlaşması Su kıtlığı ülkelerin sosyal ve ekonomik gelişmesini ve çevre kalitesini şiddetle sınırlamaktadır. 2020 yılına kadar bugün kendine yeterli birçok ülke su ihtiyacının ancak yarısını karşılayabilecektir.

  23. Su İsrafı En fazla kullanımı oluşturan sulama suyu ya bedavadır veya çok düşük bedellidir ve bazen bu bedel bile tam olarak tahsil edilememektedir. Önemli bir diğer faktörde su ücretinin kullanılan su hacmine göre değil de alana göre yapılmasıdır.

  24. Su Kirliliği Suda bulunan başlıca kirleticiler içinde deterjanlar, pestisitler, petrol ve diğer türevler, toksik metaller, gübreler ve diğer bitki besinleri, oksijen tüketen bileşikler ve hepatit ve tifo, kolera ve dizanteri gibi bağırsak yolu enfeksiyonlarından sorumlu hastalık yapan ajanlar yer almaktadır. Akarsuların kirlenmesinin yol açtığı tehlikeler arasında, kullanılabilen suyun yetersizliği ve sağlıksızlığı, sindirim sistemi hastalıkları, sulanan alandan daha az ürün alınması, akarsu canlılarının ölümü, ötrofikasyon ve su arıtım masraflarının artması yer almaktadır.

  25. Çölleşme ile mücadelede alınması gereken önlemler Dünya nüfusunun hızla artmasına paralel olarak gıda ihtiyacındaki açığın büyümesi çölleşme ve arazi bozulmalarının bir sonucudur. Çölleşme ve buna bağlı olan arazi bozulmalarının nedenleri ; aşırı otlatma, iklim değişikliği, ormanların tahribi, sağlıksız sulama yöntemleri ve toprağın aşırı kullanımıdır.

  26. Günümüzde çölleşme ile mücadele konusunda çölleşmeyi etkileyen faktörler ve bunları ortaya koyan indikatörlerin izlenmesi yaklaşımı gittikçe önem kazanmaktadır. Bu yaklaşımlarla erken uyarı sistemlerinin oluşturulması amaçlanmıştır. Bu konuda dikkate alınan ana faktörler ve indikatörleri aşağıda verilmiştir.

  27. Alınacak Önlemler İse • Toprak Etütleri • Su Erozyonuna Karşı Önlemler • Heyelanların önlenmesi • Rüzgar erozyonuna karşı önlemler • Drenaj bozulması ve yaşlığa karşı önlemler • Tuzluluğun giderilmesi ve önlenmesi • Alkaliliğin giderilmesi ve önlenmesi

  28. Toprağın fiziksel bozulmasına karşı önlemler • Toprağın kimyasal bozulmasına karşı önlemler • Biyolojik bozulmalara karşı önlemler • Biyolojik kaynaklı enerjilerin geliştirilmesi • Toprak kirlenmesinin önlenmesi • Tarım arazilerinin tarım dışı kullanılmasının önlenmesi • Su muhafazası

  29. SONUÇ • Çölleşme ile mücadele (savaşım) sözleşmesi kapsamında hazırlanan "ulusal eylem programı" nın kararlı bir şekilde devam ettirilmesi gerekmektedir. • İnsanların bu konuya daha bilinçli bir şekilde bakmasının sağlanması gerekmektedir. • Bütüncül yaklaşımla Ulusal Toprak Koruma ve Kullanma Politikası ile Ulusal Su Politikası'nın belirlenmesi gerekir. • IV. Sınıftan sonraki arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması engellenmelidir. • Çayır mera alanı olması gereken yerler korunmalıdır. • Ormanların tahribatı önlenmelidir.

  30. Yaban hayatı korunmalı ve desteklenmelidir. • Su kaynakları verimli bir şekilde kullanılmalıdır. • Yasa, yönetmelik ve kurallara uymayan kişiler hakkında verilen cezalar ağırlaştırılmalıdır.

  31. Çölleşen dünyamızda Geçmişe açılan resimler kaldı Küçük bir pencere gibi… Yemyeşil ormanları, billur dereleri Yitirilmekte olan bu güzellikleri Yeniden yakalayıp doyasıya seyretmek Ve gelecek kuşaklara da taşımak için Ufacıkta olsa bir umut var hala

More Related