1 / 40

BATILI Ü LKELERDE KIRSAL YASAM KÜLTÜRÜ VE STANDARTLARI

BATILI Ü LKELERDE KIRSAL YASAM KÜLTÜRÜ VE STANDARTLARI. Nurmamet CUMAYEV 081205090 KONYA. -TÜRKİYEDE KIRSAL ALAN -AVRUPA ÜLKELERİNDE KIRSAL ALAN -AB KIRSAL KALKINMA TEDBİRLERİ -KIRSAL KALKINMANIN ÖNEMİ -MERKEZ YÖNETİM KURULUŞLARI -SONUÇ.

avent
Télécharger la présentation

BATILI Ü LKELERDE KIRSAL YASAM KÜLTÜRÜ VE STANDARTLARI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. BATILI ÜLKELERDE KIRSALYASAM KÜLTÜRÜ VE STANDARTLARI Nurmamet CUMAYEV 081205090 KONYA

  2. -TÜRKİYEDE KIRSAL ALAN-AVRUPA ÜLKELERİNDE KIRSAL ALAN-AB KIRSAL KALKINMA TEDBİRLERİ-KIRSAL KALKINMANIN ÖNEMİ-MERKEZ YÖNETİM KURULUŞLARI-SONUÇ

  3. Dünyada ve Ülkemizde istatistiksel çalışmalarda standart bir kır- kent tanımının bulunmaması, sektörler arasında “ kırsal alan ” algısının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. • Buna rağmen, ülkeleri bir arada ve aynı kritere göre karşılaştırabilmek amacıyla uluslararası kuruluşlarca standart tanımlar geliştirilmektedir. Bu tür tanımların başında, OECD tarafından geliştirilen ve AB tarafından da kullanılan tanımdır.

  4. Ülkemizde 2002/4720 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında İller, istatistiki bölge birimi sınıflandırmasına (NUTS) göre, Düzey 3 düzeyindeki bölgeler olarak kabul edilmiştir. Buna göre, Düzey 3’ten (illerden) daha alt seviyede bir sınıflandırma yapılmamıştır. Fakat, ülkemizde idari sınırlar bakımından tanımlı olan en küçük birim İlçelerdir. İlçe sınırları dahilindeki nüfus yoğunluğunun km2 başına 150 kişiden az olması durumunda bu ilçenin nüfusu kırsal, 150 kişiden fazla olması durumunda ise kentsel kabul edilmektedir. Köy-şehir tanımı: Başta genel nüfus sayımları olmak üzere tam sayımlarda kullanılan bu tanım, yerleşim yerlerinin idari statüsünü baz almaktadır. Buna göre; nüfus büyüklüklerine bakılmaksızın İl ve İlçe merkezleri “şehir” olarak kabul edilirken, diğer tüm yerleşimler “köy” kabul edilmektedir. .

  5. Günümüzde TÜİK tarafından “köy” ve “şehir” bazında yayımlanan tüm çalışmalarda bu tanım kullanılmaktadır.Ülkemizde halen, kırsal ve kentsel alan ayrımında 20 bin nüfus eşiği kullanılmakla birlikte, bazı çalışmalarda belediye mücavir alanları kent, bunun dışında kalan yerler ise kırsal alan olarak değerlendirilmektedirYerleşimlerin kırsal nufüs içindeki payları :

  6. Genel anlamda kır ve kent ayrımı; beşeri coğrafyanın, iktisadi faaliyetlerin, sosyal yapının, ve kültürel değerlerin farklılaşmasını ifade etmektedir. Bu bağlamda, “kır” ve “kent” kavramları altında özetlenen mekan farklılaşması, “kırsal” ve “kentsel” kavramları altında sosyolojik olarak da inşa edilmektedir. Fakat, günümüzde kenti tanımlayan bazı özelliklerin kırda, kırı tanımlayan bazı özelliklerin ise kentlerde olduğu görülmektedir. Nüfus barındıran belde ve köylerin toplam sayısı ise, 2007 yılında 36.434 iken, 2008 yılında 36.127’dir. Buna rağmen, ülkemizde 2008 itibarıyla her 100 kişinin 25’ inin halen belde ve köylerde yaşıyor olması, ülkemizin önemli oranda kırsal bir ülke olduğunu göstermekte ve kırsal kalkınma politikalarının önemini ortaya koymaktadır.

  7. Yalın bir anlatımla, kentsel yerleşmeler dışında kalan yerler olarak nitelendirilebilecek “kırsal alan” kavramı, aslında tanımlayıcı somut-nesnel öğeleri bulunan bir mekandır.- Kırsal alanda yaşam ortamı ve ekonomik aktiviteler, önemli ölçüde doğal üretim kaynaklarının kullanım ve değerlendirilmesine bağlıdır.- Ekonomik toplumsal kültürel gelişme süreci, göreli olarak yavaşişlemektedir.- Teknolojik gelişmenin yaşama ve üretime yansıma oranının, göreli olarak gecikmeli olduğu bir alan söz konusudur.- Gelenek ve törelerin, yaşam biçimini ve kurallarını etkileme gücüfazladır.- Yaşam biçimi ve tüketim kalıbı, görece gelenekseldir.- İnsan ilişkilerinde yüz yüzelik yaygındır.

  8. Avrupada kırsal alan OECD sınıflamasına göre, AB sınırları içindeki toprakların %80’i kırsal alanlardır ve Birlik nüfusunun %17.5’i bu alanlarda yaşamaktadır. Bunun yanında, Avrupa kırsal alanları kendi aralarında muazzam farklılıklara sahiptir. Örneğin, OECD tanımına göre, İngiltere’de kırsal topluluklarda yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı %8.7 iken bu oran Fransa’da %23.7’ye Avusturya’da %34.6’ya ve İsveç’te %66.8’e kadar çıkmaktadır. Kırsallığı baskın alanlar diğer bölgelere göre tüm üye ülkelerde en düşük gelir seviyesine sahip olmakla birlikte üye ülkeler ulusal ekonomileri arasında farklılıklar olması sebebiyle Avrupa kırsal alanları arasında gelir farklılıkları vardır. AB yurtiçi gayri safi hasılası 100 kabul edilirse İngiltere’nin kırsallığı baskın bölgelerinde bu gelir 73.4 seviyesinde iken İtalya’nın aynı bölgelerinde bu düzey 60.8’e Portekiz’de 34.5’e inebilmektedir.

  9. Bazı üye ülkelerde (İngiltere, Almanya, Fransa ve Danimarka ) işsizlik oranları kırsal alanlarda kentsel alanlara göre daha düşükken diğer üye ülkelerde işsizlik kırsal alanlarda kentsel alanlardakinden daha yüksektir. Tarımın ve ormancılığın kırsal ekonomilerde payı üye ülkeler arasında değişmektedir. Tarımsal yapılar özellikle kuzey ülkeleri ile güney ülkeleri arasında farklılıklar arz etmektedir. Yunanistan, İtalya ve Portekiz gibi Akdeniz ülkelerinde ortalama büyüklüğü 4-8 ha arası olan küçük ve orta ölçekli tarımsal işletmeler hakimken, Almanya, Fransa, İngiltere gibi kuzey ülkelerinde ortalama büyüklüğü 17 ha’dan 67 ha’ya değişen orta ve büyük ölçekte tarımsal işletmeler yaygındır. AB’de kırsal alanlar, bu çeşitliliklerine rağmen bazı ortak sıkıntılar yaşamaktadırlar. Bu alanlarda yaşanan sıkıntılar en başta; özellikle eğitimli genç nüfusun diğer bölgelere göç etmesi, neticesinde nüfusun azalması, buna bağlı olarak nüfusta yaşlanma ve yetenekli insan kıtlığı ile karşılaşılması, diğer bölgelere nazaran daha düşük gelir seviyesi yakalanması ve yüksek oranda işsizlik olarak sıralanmaktadır.

  10. Bunun yanında bu tablonun zıddını gösteren kırsal bölgelerde vardır. Bazı kırsal alanların Avrupa’nın en dinamik alanları olduğu görülmekte, bunlar ülke ortalamasından yüksek büyüme gerçekleştirmekte ve istihdam yaratmakta başarılı olmaktadırlar. İncelendiğinde bu gibi bölgelerin ortak özellikleri olarak şunlar öne çıkmaktadır: -Paylaşılan bir bölge kimliği ve sosyal uyum - Arzu edilen hedef noktalar etrafında odaklanma - Girişimci ortam - İyi eğitim düzeyi - Diğer komşu alanlarla işbirliği - Çekici bir kültürel ve doğal çevre - Avrupa’nın diğer kırsal alanları ile kurdukları işbirliği ile uygun bilgiye ulaşma imkanı arama

  11. a) Tarımsal işletmelerde yatırım Birlik, çiftlik araçlarının modernleştirilmesi, işletme gelirlerini ve yaşam standartlarını artırmak, çiftçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek amacıyla tarımsal işletmelerde yatırımı desteklemektedir. Böyle bir yatırımın aşağıdaki hedeflerden birini veya birkaçını karşılaması istenmektedir: -üretim maliyetlerini düşürmek -ürün kalitesini artırmak -doğal çevreyi, hijyen koşullarını ve hayvan bakımı standartlarını korumak-geliştirmek -çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi desteklemek

  12. Ayrıca çiftliklerin bu tedbir imkanlarından yararlanabilmeleri için: - Ekonomik varlığının sürdürebilirliğini kanıtlamaları - Çevre, hijyen ve hayvan bakımı standartları sağlanmaları ve - Çiftçinin yeterli mesleki yetenek ve yeterliliği taşıması gerekmektedir. Topluluğun toplam destek oranı dezavantajlı alanlarda azami %50, diğer alanlarda %40tır. Genç çiftçiler için bu oranlar dezavantajlı alanlarda %55’e ve diğer alanlarda %45’e çıkmaktadır. Çiftliklerin bir nesilden diğerine geçmesini kolaylaştırmak amacıyla Birlik genç çiftçilere çiftlik kurma konusunda destek olacak kuruluş yardımı vermekte ve erken emekliliği teşvik etmektedir.

  13. b) Genç çiftçilere destek İlk defa bir tarımsal işletme kuruyor olan 40 yaşın altındaki çiftçilere yeterli mesleki yetenek ve yeterliliği taşımaları,çiftliğin ekonomik varlığının sürdürebilir olduğunu kanıtlanmaları ve çevre, hijyen ve hayvan refahı standartları sağlamaları şartıyla, kuruluş için, tek bir primden ve sübvansiyonundan oluşan bir destek sağlanmaktadır. kuruluştan kaynaklanan maliyetleri kapatan borçlar için faiz

  14. c) Erken Emeklilik Çiftçiliği bırakmak isteyen yaşlı çiftçilere gelir desteği sağlamak, yaşlı çiftçilerle gençler arasında değişimi sağlamak amaçlarıyla erken emeklilik teşvik edilmektedir. Bu tedbir imkanların yararlanmak için, çiftliği bırakan çiftçi: -bütün ticari faaliyetlerini bırakmalı -emeklilik yaşından küçük 55 yaşından büyük olmalı -geçmiş 10 yılda çiftçilikle uğraşmış olmalı Çiftliği alan: -tarımsal işletmenin başı olarak bırakılan arazinin tamamını veya bir kısmını üzerine almalı -en az 5 yıldır çiftçilik yapıyor olmalı ve -yeterli mesleki yetenek ve yeterliliği taşımalıdır.

  15. Teşvik sadece çiftlik sahiplerine değil tarımsal faaliyeti terk eden işçilere de sağlanmaktadır. Bu imkandan yararlanabilmeleri için işçiler: -bütün tarım işini tamamen bırakmalı -emeklilik yaşından küçük 55 yaşından büyük olmalı -bir sosyal güvenlik tedbirine bağlı olmalı -son beş yılda çalışma zamanının en az yarısını tarımsal işçi olarak geçirmiş olmalıdır.

  16. d) Eğitim Özellikle kaliteli ürün üretimini ve çevreyle dost üretim yöntemlerini teşvik etmek amacıyla çiftçilerin mesleki yetenekleri ve yeterliliklerini geliştirmek üzere mesleki eğitime destek verilmektedir. Eğitim aşağıdakilerle ilgili olmalıdır: • -üretimin yeniden organizesi, arazinin geliştirilmesi ve devamını sağlayacak üretim yöntemlerinin uygulanması, çevre koruma, hijyen ve hayvan bakımı şartlarını geliştirme, ekonomik çiftçiliğe yönelik yetenekleri geliştirmek • -orman sahiplerine , orman ile ilgili faaliyetleri yürütenlere yönelik orman idaresi ile ilgiliolmak.

  17. e) Dezavantajlı alanlar ve Çevresel baskı altında olan sahalar:Doğal koşulların üretim maliyetini artırması ve tarımsal üretimi azaltması sebebiyle çiftçilik yapmanın daha zor olduğu ve yine bu sebepten uzun vadede çiftliğin mevcudiyetinin tehlikede bulunduğu alanlar dezavantajlı alanlar olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple burada çiftçilik yapanlara hektar üzerinden telafi edici ödemeler yapılmaktadır. Bu ödemenin miktarı 25-200 euro/hektar arasında değişmektedir. Dezavantajlı alanların listesi Komisyon tarafından hazırlanmıştır. Bu alanların toplamı üye ülke alanının %10 unu geçemez.

  18. f) Tarımsal çevre tedbirleri • Çevreyi korumak, kırsal alanların yaşamalarını temin etmek amacıyla en az beş yıl boyunca çevresel tedbirleri alan çiftçilere aldıkları tedbirler sonucunda karşılaştıkları zararı telafi edecek bir yardım verilmektedir. Bu yardımın miktarı yıllık 450 euro ile 900 euro/hektar arasında değişmektedir. Bütün kırsal kalkınma tedbirlerinden sadece tarımsal çevre tedbirlerinin ülke kırsal kalkınma planlarında yer alması mecburidir.

  19. g) Tarımsal ürünlerin pazarlama ve işlemesini geliştirme • Tarımsal ürünlerin pazarlama ve işlemesini rasyonel hale getirme, rekabetçiliğini ve katma değerini artırmak amacıyla çiftçileri çiftliğin ekonomik varlığının sürdürebilirliğini kanıtlamaları, çevre, hijyen ve hayvan refahı standartları sağlanmaları şartıyla Birlik, yatırım miktarının Hedef 1 bölgeleri için %50’sini ve diğer bölgeler için %40’ını finanse etmektedir.

  20. h) Ormancılık • Avrupa Birliği ormancılık stratejisinin bir parçası olarak, Avrupa Birliği ormanlarının korunması, sürdürülebilir yönetiminin sağlanması ve geliştirilmesi amaçlarıyla ormancılık faaliyetleri desteklenmektedir. Bu yapılırken ormancılığın çok fonksiyonlu oluşu ve ormanların ekolojik, ekonomik ve sosyal bakımlardan üstlendikleri önemli roller dikkate alınmaktadır. Destek özel teşebbüse , belediyelere veya bunların dernek-lerine ait ormanlık alanlara verilir. Hedefler doğrultusun-daki ormansal ürünlerin hasıl edilmesi, işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yatırım, yeni ürünler, dernekler kurma, ağaçlandırma desteklenir.

  21. i) Kırsal alanların geliştirilmesi ve uyumunu destekleme • Yeni tüzüğün (EC 1257/1999) 33 üncü maddesi, Topluluk düzeyindeki entegre bir kırsal kalkınmayı amaçlayan tedbirler serisini kapsamaktadır. Bu tedbir ile, • arazi iyileştirilmesi, • arazi birleştirilmesi, • turizm ve el sanatlarının artırılması, tarımsal yönetim hizmetlerinin tanıtımı, • kaliteli tarım ürünlerinin pazarlanması, • kırsal alana götürülen temel hizmetler, • köylerin yenilenmesi ve geliştirilmesi, kırsal mirasın korunması, • tarım ve bağlantılı faaliyetlerin çeşitlendirilmesi • tarımsal su kaynaklarının yönetimi, • tarımla ilgili kırsal alt yapının iyileştirilmesi, • tarım, ormancılık ve doğa yönetimi ile bağlantılı olarak çevrenin korunması ve hayvan sağlığının iyileştirilmesi, • tabii afetlerle oluşan zararların giderilmesi ve yeni koruma tedbirlerinin tanıtımı, • maliyet mühendisliği.

  22. Kırsal kalkınma tedbirlerinin uygulanmasında aşağıdaki yöntem kullanılmaktadır: a) Programlama Kırsal alanın güçlü ve zayıf yanlarını, fırsatları ve tehlikeleri analiz eden ve neticede ölçülebilir hedeflere sahip bir stratejiyi öngören çok yıllık programlar hazırlanması. b) Ortaklık Üye devletin Komisyona gönderdiği program üye devlet veya bölgelerle yakın işbirliği ile çalışılır yasal yükümlülükleri karşılamak açısından program kamu yetkilileri ve AB tarafından ortaklaşa finanse edilir program söz konusu kırsal alandaki ilgili tarafları bir araya getiren bir ortaklıkla geliştirilir ve yönetilir. c) Ademi merkeziyetçi yönetim Programın mali ve idari yönetimi yetkili ulusal ve bölgesel otoriteye bırakılmıştır. d) İzleme ve değerlendirme Programlar özel bir komite tarafından yakından takip edilir ve program önceden, ortada ve tamamlanmasından sonra değerlendirmeye tabi tutulur.

  23. KIRSAL KALKINMANIN ÖNEMİ • Ülkeler, gerek bulundukları jeopolitik konumları itibarıyla gerekse doğal kaynaklara yakınlık ve uzaklıkları nedeniyle gelişmelerinde farklılık gösterir. Ülkeler arasında gelişmişlik farklarının doğmasına neden olan bu genel etkenler dışında başka etkenler de vardır. Sanayi devrimiyle birlikte, devrimigerçekleştiren ülkeler kısa dönemde büyük gelişmeler sağlamıştır. 1750’ lerden itibaren devrimin ortaya çıktığı Batı Avrupa ülkelerinin milli gelirleri önemli ölçüde arttı. Devrimin başlangıcından itibaren geçen yaklaşık 250 yıl sonunda, sanayi devrimini yaşayan ülkelerin kaydettikleri gelişme karşısında devrimi gerçekleştiremeyen ülkelerin bu ülkelerle yaptıkları ticaret sonucunda sömürülmekten kurtulamamaları, ülkeler arasındaki gelişmişlik farklarının daha da artmasına neden olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise dünya ülkelerini gelişmiş ülkeler ve az gelişmiş ülkeler şeklinde ikiye ayırmak mümkün hale gelmiştir. Daha sonra Dünya Bankası bu ülkeleri diğer ülkeler karşısında daha az gurur kırıcı bir sınıflandırma olması için “Gelişmekte Olan Ülkeler” olarak değiştirmiştir. Gelişmekte olan ülkeleri (GOÜ), Gelişmiş Ülkelerden (GÜ) ayıran özellikleri üç grup altında toplayabiliriz insan Bunlar ekonomik, demografik ve sosyal-kültürel özelliklerdir.

  24. . GOÜ’nün ekonomileri tarıma dayalıdır. Nüfusun büyük bir bölümü tarımla uğraşırken, Milli geliriçerisinde de en yüksek payı tarım sektörü almaktadır. Dünya bankası’nın 2000-2001 raporuna göre 1995 yılında kentte yaşayanların oranı %45, kırsalda yaşayanların oranı %55 iken, bu oranların 2025 yılında kentte %55 ve kırsalda %39 olacağı belirtilmiştir. Aynı raporda kırsal alanların boşalmaya devam etmesiyle kentte yaşayan fakir insan sayısının 1995’te 1,6 milyardan 2025 yılında 3,1 milyara ulaşacağı belirtilmiştir. Araştırmadan ortaya çıkan diğer rakamlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır:

  25. Dünya genelinde yaşam ve sağlıkla ilgili bazı göstergeler: Kaynak: World Bank 2000-2001 Report, s. 274-290, Washington D.C.

  26. Yukarıdaki tabloda yer alan yaşam ve sağlıkla ilgili özelliklerin kırsal alanlarda görüleceği ve 2025 yılında bile kırsal alanlarda yaşayan insanların tüm dünya nüfusuna oranı %40’lar civarında olacağı düşünülürse kırsal alanların ve özellikle GOÜ’deki kırsal alanların kalkındırılmasının önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Yani 2020’li yıllarda insanlar hala açlıktan ölebilecek, hala kirli sulardan hastalanabilecek, hala barınma sorunlarıyla karşılaşabileceklerdir. GOÜ’in bu sorunları gelişmiş ülkeleri de rahatsız etmeye devam edecektir. Bu yüzden kırsal kalkınma her ülkenin kendi sorunu olmasının yanında uluslararası tarım politikasının da gündeminde olan konulardandır.

  27. Merkezi Yönetim Kuruluşları a)Tarım ve Köyişleri Bakanlığı: • 1924 yılında kurulan Tarım Bakanlığı, 1969 yılında kurulan Orman Bakanlığı ve 1963 yılında kurulan Köyişleri Bakanlığı, 1983 yılında Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı adı altında birleştirilmiştir. 1991 yılında Orman Bakanlığı’nın ayrılmasıyla bakanlığın unvanı “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı” olmuştur. • Bakanlığın kuruluş amacı, 441 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre, kalkınma plan ve programları doğrultusunda köyleri kalkındırılmak, bitkisel üretim ve hayvancılığın geliştirilmesini sağlayacak görev alanına giren altyapı tesisleri ile tarımsal, sosyal ve ekonomik kamu hizmetlerini yürütmektir. Bakanlık bu görevlerini kendisine bağlı olan taşra teşkilatları aracılığıyla yerine getirmektedir. Taşra teşkilatı; araştırma enstitüleri, il ve ilçe müdürlükleri, üretme istasyonları ve kontrol birimlerinden oluşmaktadır. Bakanlığın ayrıca, yurt dışında da belirli merkezlerde tarım müşavirlikleri bulunmaktadır.

  28. Ana hizmet birimleri çeşitli genel müdürlüklerden oluşmaktadır. Her birimin birbirinden farklı alanlarda sorumlulukları bulunmaktadır. Bakanlık bünyesinde görev yapan birimler; • Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM) • Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü (KKGM) • Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü (TEDGEM) • Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) • Dış İlişkiler ve Avrupa Topluluğu Koordinasyon Dairesi Başkanlığı (DİATK) Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı kuruluşlar • Tarım Reformu Genel Müdürlüğü • Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü (AOÇ) • Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü • Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı olmayan ancak Bakanlıkla ilgili KİT’ler: • • Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü (TMO) • • Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) • • Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri

  29. Çevre ve Orman Bakanlığı: • Bütün vatandaşların ortak varlığı olan orman ve çevrenin korunması ve iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun ve verimli şekilde kullanılması ve korunması, ülkenin doğal bitki ve hayvan varlığı ile doğal zenginliklerinin korunması, geliştirilmesi ve her türlü çevre kirliliğinin önlenmesi ile ormanların korunması, geliştirilmesi ve orman alanlarının genişletilmesi, ormanların içinde ve bitişiğinde yaşayan köylülerin kalkındırılması ve bunun için gerekli tedbirlerin alınması, orman ürünlerine olan ihtiyacın karşılanması ve orman ürünleri sanayinin geliştirilmesi esaslarını düzenleyen Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’la belirlenen çerçevede, sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde, çevreye olumsuz etki yapabilecek her türlü plân, program ve projenin, fayda ve maliyetleriyle çevresel olguların ortak bir çerçeve içinde değerlendirilmesini gerçekleştirecek çevresel etki değerlendirmesi ve stratejik çevresel değerlendirme çalışmasının yapılmasını sağlamak, bu çalışmaları denetlemek ve izlemek.

  30. Dengeli ve sürekli kalkınma amacına uygun olarak ekonomik kararlarla ekolojik kararların bir arada düşünülmesine imkân veren rasyonel doğal kaynak kullanımını sağlamak üzere, kalkınma plânları ve bölge plânları temel alınarak çevre düzeni plânlarını hazırlamak veya hazırlatmak, onaylamak, uygulanmasını sağlamak. Çevre konusunda görev verilmiş olan özel kuruluşlar ile kamu kurum ve kuruluşları arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak; bu konuda faaliyette bulunan gönüllü kuruluşları yönlendirmek, desteklemek ve bakanlıklar arası işbirliği esaslarını yönetmelikle belirlemek. Çevre ve orman konularında uluslararası düzeyde sürdürülen çalışmaların izlenmesi ve bunlara katkıda bulunulması amacıyla ulusal düzeyde yapılan hazırlıkları ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde yürütmek ve bu çalışmalara Türkiye'nin iştirakine ilişkin koordinasyonun sağlanmasına, uluslararası ilişkilerin yürütülmesiyle ilgili mevzuat çerçevesinde yardımcı olmak. Devlet ormanları içinde ve bitişiğinde oturan köylülerin sosyal ve ekonomik gelişmelerini sağlamak maksadıyla bunları her türlü kredi ve yardım kaynaklarıyla desteklemek, orman-halk ilişkilerini geliştirmek ve bu konuda her türlü tedbiri almak Çevre ve Orman Bakanlığı’nın görevleri içerisinde yer almaktadır.

  31. b) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü • 6200 sayılı Kanun’la 1953 yılında kurulan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı, katma bütçeli ve tüzel kişiliği olan bir örgüttür. Bu örgütün temel amacı, su kaynaklarını geliştirme çerçevesinde, sosyal ve ekonomik kalkınma politikasına ve kamu yararına uygun olarak ülkenin yerüstü ve yeraltı sularının zararlarını önlemek, korunmalarını ve bunlardan çeşitli yönlerde yararlanmayı sağlamaktır. DSİ’nin başlıca görevleri; taşkın ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirmek, sulama tesisleri kurmak, bataklıkları kurutmak, sorunlu arazilerin drenajını yapmak, hidroelektrik enerji tesisleri kurmak, büyük şehirlere içme, kullanma ve endüstri suyu sağlanmasına yönelik 167 sayılı Kanun’la verilen görevleri yapmak, akarsuları ıslah etmek, kendi geliştirdiği su kaynaklarında su ürünleri üretimini artırıcı çalışmalar yapmak, belirtilen çeşitli görevlere ilişkin projeler hazırlamak, şehir ve kasabaların içme suyu ve kanalizasyon projelerini incelemek, onaylamak ve denetlemek, yeraltı ve yerüstü sularının kirliliği konusunda ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak sayılabilir.

  32. DSİ bünyesinde yürütülen sulama çalışmalarında sulama örgütlerine ilişkin bazı sorunlar yaşanmaktadır. Sulama amaçlı kullanım başta olmak üzere özellikle yerüstü sularının tahsisi, korunması ve kullanımının planlanması konularındaki hukuki boşlukların giderilmesi ve yeraltı sularıyla ilgili mevzuatın güncelleştirilmesi gerekmektedir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü 3202 sayılı Kanun’la 1984 yılında bugünkü yapıya kavuşturulan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (KHGM), Tarım ve Köy İşlerine bağlı, katma bütçeli ve tüzel kişiliği olan bir örgüttür. KHGM’nün temel amacı, kırsal kesime götürülen hizmetlerdeki tekrarları önlemek, kısa sürede daha çok ve daha ekonomik hizmet üretmektir.

  33. Kırsal Alana ve Tarım Kesimine Hizmet Verme ve Karar Almada Etkili Olan Diğer Bakanlıklar ve Kuruluşlar Kırsal alana götürülen hizmetlerde karar alınmasında ülkemizde bazı bakanlık ve kuruluşlar etkin rol oynamaktadır. Bunlar arasında şu birimleri sayabiliriz: • İçişleri Bakanlığı • Sanayi ve Ticaret Bakanlığı • Bayındırlık ve İskan Bakanlığı • Maliye Bakanlığı, • Ulaştırma Bakanlığı, • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, • Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), • Hazine Müsteşarlığı, • Dış Ticaret Müsteşarlığı, • Gümrük Müsteşarlığı, • Denizcilik Müsteşarlığı, • Para Kredi Koordinasyon Kurulu, • GAP Bölge Kalkınma İdaresi, • Sermaye Piyasası Kurulu, • Türk Standartları Enstitüsü sayılabilir.

  34. Avrupa Kırsal Kalkınma Fonunun Kırsal Kalkınma Kapsamında Amaçları a) Kırsal kesimde sürekli iş imkanı yaratmak için prodüktif yatırımlara olanak sağlamak, b) Altyapı yatırımlarına hız kazandırmak, c) Anavatanını terk (göç) etmeyen kesime destek sağlamak, d) Eğitim ve sağlık alanında kırsal kesime yatırımlar yapmak, e) Çevreyi korumaya yönelik yatırımlar yapmak, f) Araştırma ve geliştirmeye yönelik çalışmalara kaynak yaratmak.

  35. Avrupa Yapısal Fonunun Kırsal Kalkınma Kapsamında Amaçları • a) Kırsal alanda işsiz kalmış insanların kendi mesleklerine • entegrasyonunu sağlamak, • b) Kırsal genç nüfusu kendi meslekleriyle ilgili işlere entegre etmek, • c) Tarım işçilerini ülkenin değişen endüstri stratejilerine adapte etmek, • d) İstihdam yaratmada stabilite ve genişlemeyi sağlamak, • e) Araştırma-Geliştirme’de eğitim, uygulama ve insan potansiyelinin katkısını arttırmak. Tarım sektöründe yapısal oluşumunu tamamlamış olarak görünen kırsal Avrupa’da kalkınma için sağlanan kaynaklar tamamen olumlu kullanılmakta ve her geçen gün kırsal kesimin sosyal refah düzeyini arttırmaktadır. Son yıllarda kırsal alanda yoğun koruma önlemleri ve transferlerin olumsuz sonuçlarını engellemek için çevre ve sürdürülebilir kalkınma kavramları üzerine yoğunlaşılmıştır. Kırsal alanlara uygulanacak her politikanın arkasında çevre duyarlılığı aranmaya başlanmıştır.

  36. SONUÇ • Kalkınma sorunu gelişmekte olan ülkelerin olduğu kadar, gelişmiş ülkelerin de sosyal ve ekonomik politikalarının belirlenmesinde temel konuları oluşturmaya devam edecektir. Dünya kaynaklarının sınırlı olması, insan ihtiyaçlarının ise sınırsız olması, insanlığı yenilenebilir kaynakların kullanımını sınırlandırmaya yenilenemeyen kaynakların ise yok olmasına karşı önlemler almaya mecbur bırakmıştır. Gelişmiş ülkeler kırsal kesime uyguladıkları politikaları da son yıllarda sürdürülebilir kalkınma kapsamında düzenleme yoluna gitmektedirler. AB' de gübre ve kimyasal ilaç kullanımını kontrol altına alabilmek için mali yardım politikası yerine çiftçi eğitim programlarına daha fazla ağırlık verilmesi, ABD' de teknik danışmanlık hizmetlerinin kırsal kalkınmayla birlikte yoğun olarak uygulanması, ormanlaştırma çalışmalarının hızlandırılması sürdürülebilir kalkınma kavramının bu ülkelerce dikkate alındığının göstergesidir.

  37. Yerel dinamiklerin harekete geçirilerek halk-devlet dayanışmasının yoğun olarak yaşandığı kırsal kalkınma projelerinin devamının tüm yurda yayılması halkın büyük bir çoğunluğuna yaşama ortamı sağlayan kırsal bölgelerde uygulanacak proje tekliflerinin devlet kurumları tarafından değil yerel yönetimler tarafından yapılması ülkemizde kırsal kalkınmanın hedefine ulaşması için gerekli şartlardır. Kırsal kalkınma projesi uygulanacak bölgenin sosyal ve kültürel yapısını bilen, kırsal kalkınma projelerine sürdürülebilir kalkınma ruhunu yansıtabilecek ve aynı bölgede yaşamakta olan kişilerin lider olarak kırsal kalkınma projelerine katılması, hem sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak hem de projelerin başarısını arttıracaktır.

  38. Kırsal kalkınma projeleriyle birlikte oluşan yoğun ve bilinçsiz girdi kullanımıyla tarımsal ürünlerde görülen artış, tarımsal gelirleri arttırmamaktadır. Uygun pazarlama koşullarının yaratılamaması yüzünden yurtiçi piyasalarda fiyatlar dalgalanma göstermekte ve çiftçi örgütlenmesi sağlanamadığı için ihracat imkanı da ortadan kalkmaktadır. Oysaki kırsal kalkınma projelerinde tarımsal ürün artışı yerine çiftçi gelirlerini arttırıcı hedefler belirlenmeli ve alternatif gelir alanları araştırılmalıdır. Batılı ülkelerde ve ABD' de gübre ve kimyasal girdi kullanılmayan organik tarımsal ürünlerin satışı ve ihracatı kırsal kalkınma projelerinin bir parçası konumundadır. Yine kırsal yaşama özlem duyanlara, çiftlik evlerinde konaklama yaparak tatil yapma imkanı sağlayan kırsal turizmin geliştirilmesi de tarımsal gelirli arttırmak bakımından önemli stratejilerdendir. Bu tür kırsal turistik potansiyeli olan bölgelerin belirlenmesi de proje merkezinin görevleri arasında olmalıdır.

  39. AB’ye tam üyelik yolundaki ülkemizde AB politikalarına her alanda uyum olduğu gibi kırsal kalkınma alanında da uyum sağlamak zorundadır. Gelecek kuşaklara da sağlıklı bir yaşam ortamı sağlayacak sürdürülebilir kalkınma kavramının kırsal kalkınma projelerine aktarılması ve mevcut kalkınma planlarımızda da yer alması kaçınılmazdır.

  40. KAYNAKLAR: • GÜRLÜK, S. 2001. Kırsal Kalkınma Projelerinin Makro-ekonomik Kriterlere Göre Değerlendirilmesi: Cumalı Kızık Örneği, Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek • GÜLÇUBUK, B. 1998. Avrupa Birliği ve Türkiye’de Bölgesel Kalkınma Politikaları, Tarım ve Mühendislik Dergisi, Sayı:58, Ankara. s.10-14. Lisans Tezi, Bursa. • GERAY, C. 1981. Kırsal Türkiye’de Toplum Kalkınması ve Kooperatifçilik, Tuna Yayınları, Ankara. • DİNLER, Z. 1996. Tarım Ekonomisi, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa. s.36-48. • EREN, T. 1992. Kırsal Kalkınmada Bir Model: Köylere Hizmet Götürme Birliği Malkara Uygulaması, DPT Yayınları No: 2312, Ankara. 77s. • GERAY, C. 1981. Kırsal Türkiye’de Toplum Kalkınması ve Kooperatifçilik, Tuna Yayınları, Ankara.

More Related