240 likes | 791 Vues
Gladys Aylward (‘Gledis Eylword’) 1902 -1970. Gladys Aylward ( 1902 - 1970 ). Çocuk yaşları. Gladys Aylward 1902 senesinde London’da fukara bir işçi aileden doğdu.
E N D
Gladys Aylward (‘Gledis Eylword’) 1902 -1970
Gladys Aylward(1902-1970) Çocuk yaşları • Gladys Aylward1902 senesinde London’da fukara bir işçi aileden doğdu. • Daha küçük yaşta kendi korkularını yenmeyi öğrendi. Delikanlı kız iken 1. Dünya Savaşında Almanlar London’a zepelinlerle bombalar attılar • Komşu kızanları korkudan ağlarken, Gladys onları kendi evine topladı, salonda oturttu ve kendisi piano çalıp yüksek sesle ilahiler çaldı.
Delikanlılık yıları Gladys Aylward(1902-1970) • Ailesi ona bakamadığı içi daha küçük yaşta başka evlerde hizmetçi ve temizlikçi olarak çalışmak zorunda kaldı • 18 yaşında iken bir ‘uyanış toplantısına’ katıldı. • Orada Rab ona konuştu ve karar verdi, hayatını Rabbin hizmetine teslim etsin. • Ama fukara, okumamış ve üstelik çok kısa boylu olan bir kadın ne yapabilirdi ki?
Delikanlılık yıları Gladys Aylward(1902-1970) • Kısa zamanda öyle bir anlayışa geldi ki, Rab onu misyoner olarak Çin’e göndermek istiyor • 26 yaşında iken ‘Çin İç Bölgeler Misyonu’na başvurdu. • Bir deneme zamanından sonra, onu redettiler – yeterince okumuşluk yok diye. • Ama Gladys Aylward gene de karar verdi, Çin’e gitsin. • Çok düşük aylığından bu amaç için para toplamaya başladı.
Jeannie Lawson Trans-SibiryaEkpresi’nde yolculuk Gladys Aylward(1902-1970) • İki sene sonra Çin’de çalışan yaşlı bir kadın misyonerden haber aldı (Jeannie Lawson). O aslında İngiltere’ye dönemek istedi, ama razı geldi kalsın, eğer Gladys ona yardım etse. • Gladys bütün paracıklarını toplayıp bilet almaya gitti. Satıcı ona dedi: “Gemi ile 90 Paund (bir işçinin altı aylığı).” – “O kadar param yok ki” dedi Gladys. • “İsterseniz tren de var, o sade 47 Paund. Ama Rusya ile Çin arasında şu anda savaş var. Nasıl gideceniz?” • “Rab bir yol bulacak” diyerek tren bileti aldı ve yola çekildi.
Trans-SibiryaEkpresi’nde yolculuk Gladys Aylward(1902-1970) • 12.000 kilometre – 14 gün yolculuk • ‘Vladivostok’a gelince, Gladys Japonya’ya geçip, oradan da gemi ile Çin’e yolculuk etti.
5000 km Gladys Aylward(1902-1970) Peking 3500 km • Gladys uzun bir yolculuktan sonra Şanci oblastındaki küçük Yang-Çen kasabasına vardı. • Yapayalnızdı, kimseyi tanımazdı, dil bilmezdi ve cebinde tam 2-3 Leva kalmıştı. Yang-Çen
Gladys Aylward(1902-1970) Çin’deki ruhsal durum • 1900 yılına kadar Çin’de 4000-5000 misyoner yaşardı ve birçok kişi Rabbe gelmişti. • Ama sonra yabancılara ve özellikle misyonerlere karşı düşmanlık başladı. • 1900-1901 senelerinde ‘Boksör’ ayaklanması yapıldı. 18.700 Çinli hristiyan ve 230 misyoner öldürdüler. • Gladys Aylward’un yerleştiği kasabada hiç yabancı görmemişlerdi. Halk ona ve Jeannie Lawson’a karşı soğuk davranırdılar. Öldürülen İngiliz misyoner aile
Hancı Gladys Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys ve Jeannie’ye bir gün bir fikir geldi: bir han açmak. Yang-Çen kasabası eski bir kervan yolunun üzerinde idi ve her gün oradan kömür ve başka yük taşıyan tücarlar geçerdi. • Yaşadıkları binayı remont edip işe açtılar. Ertesi gün Gladys ilk geçen kervanı karşıladı, öndeki güdücü katırı dizginlerinden tuttu ve avluya soktu. Öbür hayvanlar da ister istemez peşinden geldiler. • Yolculardan standart ücreti aldılar ve geceleyin de bedava eğlence verdiler: Kutsal Kitap’tan hikayeler anlattılar. Kervancılar da onları başka kervancılara anlattılar.
Gladys Aylward(1902-1970) Gladys ile Jeannie • Yavaş yavaş bütün oblast müjdeyi işitmeye başladı. Gladys de halk tarafından saygınlık kazandı. • Kısa bir zaman sonra Jeannie merdivenden düşüp hastalandı ve arkasından öldü. Artık Gladys’ın tek bir yardımcısı kaldı: Yang adında imana gelmiş Çinli bir aşçı. • Gladys anladı ki, oblastın valisini Rab için kazanması gerekiyordu. Onlara ‘Mandarin’ derlerdiler. Onun için dua etmeye başladı.
Ayak inspektoru Gladys Aylward(1902-1970) • Jeannie’nin ölümünden birkaç hafta sonra Mandarin büyük bir grup hizmetçiyle Gladys’in hanına geldi ve ondan yardım istedi. • Eskiden beri Çin’de korkunç bir adet vardı: anneler kız evlatlarının ayaklarını çok sıkı bağlayıp öyle brakırdılar. Zamanla ayak parmakları bambaşka biçim alırdı, ayak küçücük kalırdı. Kendine gelin arayan erkekler buna bayılırmışlar. • Hükümet karar verdi bu adeti durdursunlar, ama bunu kontrol edecek bir kadın lazımdı. Vali de Gladys’i seçti çünkü onun hakkında iyi şeyler işitmişti.
Gladys Aylward(1902-1970) Ayak inspektoru • Böylece Gladys Aylward köy köy gezip, devletin adında her bir haneye girebildi ve, tabii ki, aynı anda her yerde Rab İsa’nın müjdesini yaydı. • Mandarin de onun başarılı olduğunu görünce ona karşı daha fazla saygı duymaya başladı. İsa hakkında düşünmeye de başladı.
Mahpus ayaklanması Gladys Aylward(1902-1970) • Bir sene sonra Mandarin, Gladys’i yanına çağırtırıp gene yardım istedi: Erkek mahpusunda bir ayaklanma oldu. Mahpusçular avluda dövüşüp bir kaç kişiyi öldürmüşlerdi. • Mardarin Gladys’e dedi: “Sen git onlarla konuş. Askerlerim korkuyor.” – “Neden ben gideyim?” – “Hani sen hep vaaz ediyorsun ki, İsa’ya iman edenlere yok korkunçluk. Haydi göster şimdi!”
Gladys Aylward(1902-1970) Mahpus ayaklanması • Sonra bu ufak tefek Gladys dövüşen erkeklerin arasına atılıp bağırdı: “Susun hepiniz, tek tek konuşun. Neden ağlaşıyorsunuz? İstediğiniz nedir?” • Sonra mahpus şefine onların isteklerine bildirdi: “Sen mahpusçuları çok sıkışık yerde tutuyorsun, hem de iş vermiyorsun. Yemek de vermiyorsun, sade akrabaların getirdiklerinden yiyorlar. Böyle durumlarda elbette hep kavgalar olacak.” • Sonra birkaç eski dokuma tezgahları getirip mahpusçuları çalıştırdı. Herkes kumaş satıp kendi yemek parasını kazandı. Mahpus sakinleşti.
Kimsesiz evlatlar Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys’in ünü yayıldı; Çinliler ona ‘Ay We De’ adını verdiler: o da ‘Merhametli Olan’ demektir. • Kısa zaman sonra Gladys sokakları gezerken bir dilenci kadın gördü. Kucağında aç ve çıbanlarla dolu bir ufak kızan gördü. Kadın onun anası değildi; o kızanı kaçırıp daha fazla dilenmek için kullanırdı. • Gladys kızanı 9 Leva karşılığında satın aldı, evine götürdü. Onun yeni adını ‘Dokuzlev’ koydu.
Kimsesiz evlatlar Gladys Aylward(1902-1970) • Çok vakıt geçmedi ‘Dokuzlev’ başka bir kimsesiz çocuk getirdi. Dedi: “Ay We De anam! Bu kızana da bak. Ben daha az yiyecem, yeter ki o da bizimle kalsın!’ • Gladys onu da aldı, adını da ‘Dahaaz’ koydu. Gittikçe daha fazla kimsesiz kızan yanına aldı, hepsine baktı.
Mandarin’in itirafı Gladys Aylward(1902-1970) • Günün birinde Mandarin onu kocaman bir bankete çağırdı. Bütün devlet adamları ve ileri gelenler orada idi. Gladys tek kadın idi. • Sofranın sonunda Mandarin ayağa kalkıp bir konuşma yaptı: Anlattı nasıl Ay-We-De uzak bir devletten gelip aralarında yaşadı, fukara, kimsesiz, hasta ve mahpusta olanlara merhamet gösterdi. • Gladys çok şaşmaya başladı. Adamın maksadı neydi? Bu lafı nereye getireceydi? • En sonunda Mandarin dedi ki: “Onun hayatı beni çok etkiledi. Ben de artık hristiyan olmak istiyorum”. Herkes şok oldu. • Gladys ayağa kalkıp bir şeyler konuşmaya çalıştı ama sade pepeledi. Anladı ki, bütün Çin’de kaldığı zamanının en önemli kişi imana getirdi.
Japonlar geliyor Gladys Aylward(1902-1970) • 1938 senesinde Japonya, Çin’e ve sonra başka birçok Asya devletlerine saldırdı. • Saldırılarda değil sadece askerler, çok sivil halk da öldü.
Japonlar geliyor Gladys Aylward(1902-1970) • Yang-Çen kasabasını da bombaladılar. Birçok kişi öldü, geri kalanlar da balkanlara kaçtı. • Gladys yukarıdaki odada dua etmekteydi. Birdenbire bütün oda çöktü. Gladys bir kata aşağı düştü. Kocaman bir direk üstüne düşmüştü, onu yere çakmıştı. Ancak saatler sonra kurtuldu. • Kendini toparlayıp hemen bütün kasabayı organize etti.
Uzun yürüyüş Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys Aylward zamanla yakın 100 kızan topladı. Onlar için güvenilir bir yer aradı; ancak 14 günlük yol uzaklıkta olan Sian kasabasında olan kimsesiz yurdu buldu. • 96 küçük kızanla yapayalnız yola çıktı. Kimi gecelerde köylerde barındılar, kimi geceler gene kırda açıkta kaldılar.
Uzun yürüyüş Gladys Aylward(1902-1970) • Onikinci gün kocaman Huangho (‘Sarı Irmak’) ırmagının kıyısına geldiler. Ama yoktu neyle onu geçsinler. • Kızanlar sormaya başladı: “Neden geçmiyoruz?’ – “Çünkü ne gemi, ne kayık var. Ama Rab herşey yapabilir. Dua edelim, o bize bir yol göstersin.” • Sonra hepsi diz çöküp dua ettiler, arkasından da ilahi söylediler. • Çinli bir subay ilahinin sesini işitip yaklaştı. Durumu öğrenince: “Tamam, sanıyorum, size bir gemi bulabilirim” dedi. • Gerçekten de öyle yaptı. Herkes geçti ve birkaç gün sonra hepsi sağ salim, Sian kasabasına vardılar. • Gladys Aylward da son gücünü tüketmişti. Yüksek ateşle yatağa düştü, ancak bir hafta sonra uyandı.
Son seneleri Gladys Aylward(1902-1970) • Gladys savaştan sonra da Çin’de kaldı ve Rabbin işini devam etti: Sian’da bir toplantı kurdu. • Seçuan’da cüzamlılar (lepralılar) için bir hastane açtı. • Ama savaşta yaralanmıştı ve bu yaraların ameliatı için 1947 senesinde İngiltere’ye döndü. 6 sene orada kaldı ve vaaz etmeye devam etti. • 1953 senesinde Çin’e dönmek istedi ama komunist hükümeti ona izin vermedi. Onun için Tayvan’a yerleşti, ölümüne kadar orada Rab için çalıştı. • 3. Ocak 1970’te Tayvan’ın başkenti Taypey’de öldü, mezarı da oradadır.