1 / 81

TÜRK GRUP DAVRANIŞI

TÜRK GRUP DAVRANIŞI. TÜRK KİMDİR? “Türk grup davranışı”nda ifade edilen “Türk” kavramında biyolojik-ırksal özellikler değil ortak yaşantıya, yaşam kültürüne ve dile dayalı özellikler esastır. TÜRK GRUP DAVRANIŞI.

bracha
Télécharger la présentation

TÜRK GRUP DAVRANIŞI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TÜRK GRUP DAVRANIŞI

  2. TÜRK KİMDİR?“Türk grup davranışı”nda ifade edilen “Türk” kavramında biyolojik-ırksal özellikler değil ortak yaşantıya, yaşam kültürüne ve dile dayalı özellikler esastır

  3. TÜRK GRUP DAVRANIŞI • “Türk Grup Davranışında Tarihsel Boyut” araştırması için bilimsel gerekçe var mıdır? • Türklerde ruh ya da Türklerin davranışlarına yön veren inançlar • Kadın-erkek ilişkileri örneğinde “Türk Grup Davranışı” • Uygarlıkta ve savaşta Türkler • Türklerde sözlü kültür • Türklerin mafiyöz, segmenter toplumu

  4. Türklerde Ruh Ya Da Türklerin Grup Davranışlarına Yön Veren İnançlar

  5. İNANMAKTA ZORLANABİLİRSİNİZ AMA; • Psişe’nin Türk Tarihinde de kendine özgü bir evrimi vardır! • Bireysel psişe yani “mind” karşılığı olarak “ruh” yalnızca çok az bir aydın kitlesi tarafından kullanılmaktadır. • Akliye Asabiye Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

  6. “TÜRKLERİN RUHU” DEĞİL “TÜRKLERDE RUH” • İlksel (primordial) inançlar, her kültür için temel bir öneme sahiptir ama bu modernleşmeyi başaramamış Türkler için ziyadesiyle geçerlidir. • Türklerin grup davranışlarına yön veren inançlar hala büyük ölçüde ilksel niteliktedir ve ruh anlayışlarını belirlemektedir.

  7. Gök-Tanrı Kültü • Türklerin inançlarının temeli olan Gök, her şeyi kaplar; her şeyin yaratıcısı ve her şeyi hükmü altında tutandır. Cinsiyetsizdir. Eski Yunan’daki hiçbir işe karışmayan “Demirurge” gibi aylak ve yüzeysel değildir; Sami ilahları gibi de her şeye doğrudan müdahale etmez. • Gök-Tanrı inancının İslamiyet’teki Allah inancıyla büyük benzerliği yüzünden aralarındaki farklılıklarını ortaya koyabilmek zordur. • “Başı göğe ermek” deyişi; “göğe el açıp dua etme”; yıldırım, gök gürlemesi, fırtına ve şimşekten korku

  8. Atalar kültü • Ata anlamına gelen kelimeler (aba, ese, ebe) • Ölünün ardından kurban kesme • Kuş ve kurt ile ilgili sembol ve inançlar ve bu sembollerin soy adlarında, yerli otomobillerde, siyasi partilerde ve futbol takımlarında kullanılması • Yaşlılara gösterilen saygı • Karı-koca adlarının söylenmemesi • Baba otoritesi, en yaşlı erkeğin evin sahibi sayılması • Büyük ve kahraman ataların ruhlarının takdisi

  9. Tabiat kültleri • Eski Türk Dini’yle ilgili olarak yapıla gelen animizm, fetişizm, politeizm tartışmalarının kaynağını büyük ölçüde Türklerin tabiatta güçler olduğuna ve bu güçlere kutsallık atfetmelerine neden olan bu kült oluşturmaktadır. Türklerin ruh anlayışlarının ayrılmaz bir parçasını da tabiata atfettikleri güçlere “ruh” vermeleri, hatta onları “iyilik getirenler” ve “kötülük getirenler” diye ikiye ayırmalarıdır.

  10. Gök cisimleri kültü • Türklerde güneş ve ay başta olmak üzere gök cisimleri kutsaldır. • Anadolu’da güneş doğmadan önce kalkma gerekliliği • Güneş ve ay tutulmasını kötü ruhlarla mücadele ile açıklama • “ay atam”, “ay baba”, “ay dede” • “ay yüzlü (ay-va) güzel”, “ay hali” (tavşan yememe tabusu)

  11. Yer-su kültü • Türklerin bulundukları doğaya kutsallık atfetmeleri, “vatan” kültüne dönüşmüştür. • Bazı dağlar ve tepeler kutsaldır. • “Ötüken Dağı ve Ormanı” • “Arafat Dağı, Denek Dağı, Kaşkar Tepesi, Kaz Dağı” • “Hacet Tepesi”

  12. Toprak, taş ve kaya kültü • Sadık yar Toprak, hem bereket (Toprak ana) hem de ölüm (Gözünü toprak doyursun) sembolüdür. • Demir ve diğer madenler de kutsaldır. (Ölünün üzerine demir konulması) • “Yada Taşı” • Kırıkkale’nin Hasandede Köyü Dersimde öpülen taşlar, kayalar Afyon’un Kalecik Köyü (Sarı Çoban Dede) • “Hazreti Ali’nin atının ayak izleri”

  13. Orman ve ağaç kültü • Ayı: (Orman Tanrısı’nın ruhu) “Karaoğlan” “Aba, Baba” • Avcılıkla ilgili ritüeller • Türklerin türeyiş efsaneleri (Ağaç kovuğundan olmak) • Kayın ağacı: “Bay Kayın” • Ardıç Ağacı: “Devcik Ağaç” • “Ağaca ibadet eden ademi kavim” • “Çınar Dede”, “Çitlenbik Dede”, “Ağaç Baba”

  14. Ateş kültü • “Otuz ayaklı bir dişi ruhu” • Ateş en arı nesne sayılır; ateşten geçirilmiş her şeyin arı olacağına, kötü ruhlardan ve hastalıklardan insanı koruyacağına inanılır. • “Alazlama” • “Karanlık götürülsün ve Mehemmed sağ olsun” • Ev, eşik ve kapı ruhu tarafından korunan ve ocağın manevi merkezi olduğu tapınaktır. “Ocak Kültü” (Od-Tegin=Ocağın Prensi) • Al rengi (Al-bayrak, al-kış, al-bastı)

  15. Su kültü • Su, hem söndürdüğü ateşin karşıtıdır hem de ateş büyümesi suya bağlı olan tahtadan geldiği için, ateşin tamamlayıcısıdır. • Bereketin ve hayatın kaynaklarındandır yani ab-ı hayattırve yağmur şeklinde içinden geldiği Gök’e bağlı bulunmaktadır. • “Saflık simgesi” • Türklere göre arıtmak suya değil ateşe mahsus bir özelliktir. • Kutsanan su; “Su gibi aziz ol”; “çeşme kültü”

  16. KOZMOLOJİ, KOZMOGONİ VE DÜNYANIN SONU HAKKINDAKİ İNANÇLAR • Eski Türklerin kozmoloji, kozmogoni ve dünyanın sonu hakkındaki inançları, Eski Türk Dini ve bu dini oluşturan kültlerle çok yakından bağlantılıdır. • Eski Türk Dini’ne “universalizm” denmesi de önerilmiştir.

  17. Kozmoloji • “Yurt” denilen Türk çadırı • “Yukarıda mavi gök, aşağıda yağız yer” • Aradaki insan • Dört köşeli olarak tasavvur edilen yeryüzü ve onu örten yarım kubbe biçiminde gökyüzü; gök kubbe • “Temür kazug” ya da “altun” denilen kutup yıldızı • Evrenin merkezinde dünya, dünyanın merkezinde başta Gök-Tanrı olmak üzere, kutsal varlıklar tarafından korunan “kutsal” Türk yurdu, bu yurdun tam ortasında kutsal dağ Ötüken

  18. Gök kubbenin, Altun (veya Temür) kazguk etrafında yıllık dolanımının yanında, ayrıca bir de yıldızları taşıyan gök çarkının döndüğü varsayılıyordu. • Gök çarkına Kaşgari, kök çığrısı Yusuf Has Hacip ise, tezginç (dönen) demektedir. Kaşgari, kök çığrısı ibaresini, Arapça Falak (felek) olarak çevirmektedir. • Gök çarkını, “evren” denilen gök ejderi çeviriyordu ve hareketi günlük bir dolanımdı.

  19. Genellikle bahar ve yazlarda yapılan döngüsel kutlamalar (Nevruz, Hıdrellez, Cemre) • “Feleğin çarkı”, “Feleğin çemberi” • Çok katlı (genellikle yedi veya dokuz)yer altı ve gök anlayışı; Budizmin etkisi; İyilerin ruhlarının semaya, kötülerin ruhlarının ise yeraltında karanlık cehenneme gitmesi

  20. Kozmogoni: • Yaratılış, mevcut maddeye bir şekil verme biçimindedir; Yaratan, açıkça belirtilmese de “Gök-Tanrı”dır. • “Yoktan var etme” kavramı, Türklere Sami dinlerinden girmiştir. • İnsanın (erkeğin ve kadının) nasıl yaratıldıkları belirsizdir.

  21. Türeme efsaneleri • Dağ (mitolojik ata ruhlarının mekanı) ve mağara (soyun en eski rahmi) temaları • Totem hayvanlar: Kurt, avcı kuşlar (kartal, şahin, atmaca, doğan) • Ağaç kovuğu (Kıpçak) • Ayıdan gebe kalınmasıyla ilgili inanışlar (Ayıya, dayı denmesi)

  22. ÇOCUK MERAKI • Eski Türkler nasıl gebe kalındığını bilmektedir. • Yine de gökten gelen ışıkla, buğday tanesinin yenilmesiyle hamilelik olabileceğine ilişkin inançlar vardır. • Evlilikte (erkek) çocuk çok önemlidir. • En büyük felaket, çocuk olmamasıdır ve halk tıbbının ana konusu döllenmenin sağlanması üzerinedir.

  23. İLGİNÇ KAYITSIZLIK! • “Yer demir gök bakır” kıyamet günü inancı bile Türk inanç sistemine sonradan girmiştir. • Türkler, diğer tüm toplulukları çok yakından ilgilendiren ve birçok mitoloji ve efsane ürettikleri konularda çoğu kez sessiz kalmışlardır.

  24. TÜRKLER KAYITSIZDIR ÇÜNKÜ: • Eski Türk Dini’nde oldukça sistemli, canlı, şimdiki zamana, somut yaşantıya, yaşama, adaletli yönetim biçimine dayalı ve tüm varlığı kutsal kabul eden bir anlayış vardır. • Şimdiki zamana ve yaşama böylesine kayıtlı olan, hayatın bütünlüğüne inanan, ölmüş atalarının ruhlarını bile mevcutta arayan bir dinin sahiplerinin uzak geçmişle ve uzak gelecekle ilgilenmemelerinden daha doğal bir şey olamaz.

  25. Türklerin uygarlık karşısındaki tutumlarında ve pragmatist dünya görüşlerinde de bu ilksel anlayışın tezahürlerini açıkça görmek mümkündür. Türklerin ilksel inançları, onların bir dine ne kozmoloji ve kozmogonilerinin inandırıcılığı ne de eskatolojik korku ve tedirginlikleri nedeniyle meyletmeyeceklerinin göstergeleriyle doludur.

  26. TÜRKLERDE HAYVANLARLA İLGİLİ İNANÇLAR • Yöneticilere ve kahramanlara verilen adlardan bellidir ki, bazı hayvanlar Türklerde önemlidir • Hayvanların insanlar gibi bir topluluk yaşantıları ve kutsal dünyayla bağlantıları olduğuna inanılır • Adak ve ongon • Ecdat hayvanlar • Uğursuz hayvanlar

  27. TÜRKLERDE RENKLERLE İLGİLİ İNANÇLAR • Yönler ve renkler • Türk’ün gözü aldadır; Kızılbaş Türkmen, kanlı gözlü kağan • Ak-kara • Mavi-yeşil • Açık sarı-koyu sarı

  28. DOĞUM, EVLENME, ÖLÜM RİTÜELLERİ • Umay ana, umacı, albastı, alkarısı • Ad konulması törenleri • Ekzogaminin düğün ritüellerine ve gelinin davranışlarına yansıması • Ruhun bedeni terk etmesi olarak ölüm • Yas törenleri

  29. İNANÇ SİSTEMİNDE ŞAMANIN ROLÜ • “Şamanizm” tartışmaları • Etnologlar’a göre “hekim-adam”, büyücü, sihirbaz gibi anlamlarda, büyü ve dinsel prestijlerle donanmış bireyler • Şaman, bir büyücü ve bir hekim-adamdır. O bütün hekimler gibi tedavi edici, Hint fakirleri gibi mucizeler icra edici olarak kabul edilmektedir. İlkel veya modern sihirbazların özelliklerini de taşıyan şaman aynı zamanda ruhları gönderici (psychopompe), bir rahip, bir mistik ve bir şairdir.

  30. Tüm Türk topluluklarında, din adamları ve iyileştiricilerden ayrı olarak, “şaman” rolünü yerine getiren, toplumsal elitler arasında yer alan kimseler vardır. Bunların Eski Türk Dini’ne ne zaman katıldıkları belli değildir. İlk şamanların kadın, ilk erkek şamanların demirciler olduğu sanılmaktadır. Şamanın rolü, Eski Türk Dini’ndeki inanışlar çerçevesinde anlaşılabilir. Şaman, kutsal ruhlarla, insan ruhu arasında bağlantı sağlar. Bağlantının yolu ise uyguladığı vecd tekniğine dayalıdır.

  31. Şamanlar, mistik kudretleri sayesinde, topluluğun diğer üyelerinin giremediği kutsal bölgelerde rahatça gezinirler. • Şamanlar, mistik vecd yaşantıları sırasında, hastaları tedavi edebilme gücüne de sahiptirler. • “Karanlıklar krallığında” topluluğun ölülerine refakat edenler de şamanlardır. • Onlar, adeta Gök-Tanrı’nın peygamberleridir.

  32. Eski Türklerin dinsel yaşamı, bunca önemine rağmen, şamanların rolü ile sınırlı değildir. • Şaman din adamı değildir. Doğum, evlenme, cenaze ve kurban törenlerinde rol almazlar ya da aldıkları roller kötü ruhları engellemekle sınırlıdır. • “Şaman kişioğlu ile ruhlar alemi arasında görev üstlenmiş iken Kam, daha ziyade Tengri buyruğu ile kişioğlu arasında işlev üstlenmektedir”

  33. ŞAMANİK UYGULAMALARIN SÜREN ETKİLERİ • Alevi-Bektaşi inançlarında, başta dedelik kurumu olmak üzere, birçok görünüm şamanik uygulamalarla hemen hemen aynıdır. • Anadolu’ya muhtelif göçlerle gelip yerleşen Türkmen babalarının eski Türk şamanlarının İslamileşmiş şekilleri olduğu bilinmektedir.

  34. Anadolu Türkmen dervişlerinden Orhan Gazi’nin çağdaşı Geyikli Baba’nın geyiklerle beraber yürümesi ve geyiklere binmesi, Bektaş Veli’nin şahin kıyafetine girerek uçup gitmesi, Karaca Ahmet oğlu Hacı Doğrul’un doğan kuşu suretine girmesi ve güvercin suretine giren sultan Hacim’i yakalamak istemesi • Alevi ve Bektaşilerde İslam öncesi Türklerde rastlanan kamlık dini ayinlerini hatırlatan ayin-i cemler, kurbanlı ayinler, muhtelif kültler ve bayramlar

  35. Ocak (2002), Alevi ve Bektaşilerde şamanlıktan kaynaklanan inanç motiflerini “sihir ve büyü yapmak, hastaları iyileştirmek, gayptan ve gelecekten haber vermek, Tanrı’nın insan şeklinde görünmesi (antropofani), tabiat kuvvetlerine hakim olmak, ateşe hükmetmek, kemiklerden diriltmek (intermezzo), kadın-erkek müşterek ayinler ve tahta kılıçla savaşmak” şeklinde sınıflandırır.

  36. Selçuk (2004) ise, bugünün Tahtacı toplulukları arasında, “Ali’nin gelecek olayları haber vermesini, insanı hayvana dönüştürmesini, hayvan kalıbına girmesini, hayvana hükmetmesini, ölüleri diriltmesini, aynı anda değişik kılıklarda görülmesini, öldükten sonra dirilmiş görülmesini” Orta Asya şaman inançlarının devamı olarak nitelendirir. Ona göre, kesik baş hikayelerinde Ali’nin ip ile yer altına inmesi, şamanın yer altına inmesiyle aynı sembolizme sahiptir.

  37. Aslında dikkatli bakıldığında bu inançların yalnızca Alevi-Bektaşi topluluklarında değil tüm Müslüman Türkler arasında şu veya bu oranda bulunduğu görülecektir

  38. Günay ve Güngör’e göre (2003), eski Türk dininin ve şamanik uygulamaların özü, mistik bir karaktere sahip oluşudur. Bu mistik karakter Türkler İslamiyet’e geçtikten sonra başta heterodoksi olmak üzere tüm tasavvuf ve tarikat hayatına, hatta Anadolu’daki Müslüman Türk dinsel yaşantısının tamamına damgasını vurmuştur.

  39. Sihir, büyü, cin çağırma, fal, gelecekten haber alma ile ilgili halk inançları da dahil olmak üzere, göz değmesi, nazar, demirin gücüne inanma, yıldız kayınca köyden birinin öleceğini sanma gibi inançlar; kutsallığına inanılan yere çaput bağlama, adak adama, kazayı başından def etmek için başın üzerinde el dolandırma, ocak hakkı için süt saçma, fal bakan kimseye örün verme, bahçelere korkuluk dikme, ahır ve ambar kapılarının üzerine boynuz asma, evin eşiğine basmama, eşikte görüşmeme, çocuklar yaşasın diye onların yatırlara satıldığını göstermek amacıyla Satı ve Satılmış gibi adlar verme, bebeğin göbek bağını kurutup bundan özel muska yapma,

  40. çocuğun eşini geleceğini tayin için etkili olacak yerlere gömme, ölünün ardından 3-7-9 ve 40.cı günlerde, seneyi devriyelerde dua etme, kokusu ölünün ruhuna gitsin diye helva kavurma, öldükten sonra öbür dünyada birlikte olmak için ahiret kardeşi tutma, saçın dökülüp saçılmasını engellemek için kağıda sarıp duvar deliklerine saklama, saçı büyüde kullanma, tırnağı gelişigüzel yere atmama, dul kadına ve çocuğu doğurtan kındık eneye (ebeye) saygı gösterme gibi uygulamalar doğrudan doğruya şamanik kalıntılardır (Kalafat, 2004).

  41. Sağlık alanında şamanik uygulamalar • Anadolu’da insanların hastalıkları anlamlandırma sürecinden tedavi arayışlarına kadar yatır, ocak, sihir, büyü gibi işlemler, modern tıp kadar ve belki de daha fazla etki göstermektedir. • Selçuklu ve Osmanlı döneminde ve bugün de ister alevi ister Sünni inançtan olsun, halkın şamanik inançlarının dinsel bir tutuculuk tanımadığı, pekala bir papazdan veya Hıristiyan din ulusunun ziyaretgahından da şifa beklendiği dün olduğu gibi bugün de bilinen bir husustur. • Osmanlı döneminde tanımlanan ve birçoğu halen devam eden halk tıbbı uygulamacıların (hoca, kocakarı, ocaklı, izinli, alazcılar, kırbacılar, kurşun dökücüler…) uyguladıkları birçok yöntem Orta Asya’daki şamanlar tarafından da uygulanmıştır

  42. Modern tıbbi uygulamaları da halk, şamanik inançlara göre değerlendirir; hekimlere şaman gibi bir işlev yükler. (Hekimlerin kendilerinin plasebo etkiye katkıda bulundukları ve plasebo etkinin kültürlere göre değişim gösterdiği bilinmektedir )

  43. Şamanların Eski Türk toplumlarında her zaman imtiyazlı elit bir zümre olmaları ve bazen bu güçlü konumları nedeniyle doğrudan doğruya kabile yöneticiyle iktidar mücadelesine girişmesi, Anadolu Türk tarihi boyunca süren dinsel ayaklanmaları ve Cumhuriyet ve demokrasi tarihimizdeki din adamlarının siyasal muhalefetini açıklamada yardımcı olabilir.

  44. İslam dininde ruhban sınıfı olmaması, dinin ayırt edici vasfı olarak nitelense de, Türk halkının dinle kendilerinden daha yoğun ilgilendiği bilinen kimselere birçok tabiatüstü nitelik atfedip onlar etrafında kümelenmesinde ve onlar tarafından yönlendirilmesinde, şamanik inanç kalıntılarını aramak gerekir. Halk arasında yaygın olarak kullanılan “Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma!” sözü de, şamandan hem korkulan ve çekinilen hem de çocuğunun şaman olmasının istenmediği günlerden kalan bir iz vardır.

  45. ŞAMANİK OLMAYAN İBADET, TEDAVİ VE KEHANETLER • Sabah Gök-Tanrıya, akşam aya yakarılması • Tepelere, ağaçlara dua edilmesi, bez bağlanması • Saçı ve kurban adeti • Şaman olmayanların uyguladığı tedaviler • Uğuruna veya uğursuzluğuna inanılan folklorik unsurlar • Fallar, büyüler, yada taşı, yağmur durası

  46. TARİH BOYUNCA TÜRKLERDE KADIN-ERKEK İLİŞKİLERİ

  47. BENZER AMA AYNI DEĞİL! • Kadın-erkek ilişkileri • Toplumsal cinsiyet rolleri

  48. BİTMEYEN BİR TARTIŞMA! • Türklerde kadın-erkek ilişkilerinin ana belirleyeni İslamiyet mi?

  49. AYRI DİNLER, BENZER AİLELER! • “Pederşahilik, ırz ve namus kavramları açısından Osmanlı toplumunda yaşayan Türk, Ermeni, Rum-Ortodoks, Musevi aileler arasında inanılmaz bir benzerlik vardır”

More Related