1 / 30

1956 – 2006 ODTÜ’nün kuruluşunun 50. yılı

1956 – 2006 ODTÜ’nün kuruluşunun 50. yılı. bellek dizisi - 4. 28 Mayıs 1968 Bir Zamanlar Göl Günü. 1930’larda Eymir: çıplak dağların ortasında bir göl. 1930’larda Nahid Sırrı Örik, Eymir Gölü’nü şöyle anlatıyor (*) :.

yepa
Télécharger la présentation

1956 – 2006 ODTÜ’nün kuruluşunun 50. yılı

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. 1956 – 2006ODTÜ’nün kuruluşunun 50. yılı bellek dizisi - 4

  2. 28 Mayıs 1968 Bir Zamanlar Göl Günü

  3. 1930’larda Eymir: çıplak dağların ortasında bir göl... 1930’larda Nahid Sırrı Örik, Eymir Gölü’nü şöyle anlatıyor(*): “Etrafındaki dağlar o kadar çıplak ki akisleri sarı, hatta beyazımtrak. Ne bir köy, ne bir ev, ne bir ağaç... Yer yer sazlıklar, oldukça kirli bir suya girmiş, yıkanan mandalar...” (*) Nahid Sırrı Örik; Anadolu’da – Yol Notları Fotoğraf: ODTÜ GİSAM

  4. Ayrancı bağlarını geçince patikayı izleyip... “Göllere kadar Dikmen bağlarının önünden geçip giden bir otomobil yolu varmış [bugünkü Konya Yolu]. Fakat iki arkadaş daha kestirme bir yol biliyorlardı: Daha Dikmen’e çıkmadan, Ayrancı bağlarının yanından ve vadi içinden [bugünkü Portakal Çiçeği vadisi]geçip giden patika yolu...” Fotoğraf: ODTÜ GİSAM

  5. ... düzlüğe çıkınca... Fotoğraf: ODTÜ GİSAM “İki vadi arasından yol yükseldi, düzlüğe vardı [bugünkü Or-An sırtları]. Bu düzlük bitince birden iki gölün [Mogan ve Eymir]ikisini de gördük.” Nahid Sırrı Örik; Anadolu’da – Yol Notları Kaynak: M. Bülent Varlık, ODTÜ’lüler Bülteni, sayı 131, Haziran 2004

  6. Eymir: İsmi nereden geliyor? Seyyah Kandemir, 1932’de yayınladığı kitabında (*), günümüzde kavunu ile meşhur Yuva Köyü civarları ile Sincan ve Etimesgut, özellikle Yenikent yöreleri arasında kalan Zir nahiyesinde bulunan ve İmir (Eymür) boylarının adını taşıyan köylerden söz etmektedir. Eymir Gölü’nün ismi, 1930’lardaki kaynaklarda “Emir” olarak geçmektedir. (*) Seyyah Kandemir; Ankara Vilayeti, 1932 Fotoğraf: M. Bülent Varlık

  7. Eymir: Suyu nereden geliyor? Seyyah Kandemir, aynı eserinde, Eymir’e ilişkin teknik bilgiler de veriyor: “İncesu deresinin membaı [kaynağı]civarında ve şehrin 20 kilometre cenubunda [güneyinde]olup uzunluğu 5 kilometre ve genişliği vasati olarak 400 metre ve azami derinliği 15 metredir. Suların çok olduğu senelerde bu derinlik 18 metreyi bulur.” Aynı eserden 1910’daki su taşkını sırasında Eymir ve Mogan göllerinin birleştiğini öğreniyoruz... Seyyah Kandemir; Ankara Vilayeti, 1932 Kaynak: M. Bülent Varlık; ODTÜ’lüler Bülteni, sayı 130, Mayıs 2004 Fotoğraf: M. Bülent Varlık

  8. Eymir: Bizim gölümüz ODTÜ’nün kendine ait bir yerleşkeye taşınması söz konusu olduğunda Eymir’i de kapsayan 45 bin dönümlük arazi, ODTÜ’ye tahsis edildi. ODTÜ, yerleşkesi içindebir göl bulunan belki de tek üniversitedir. Fotoğraf: ODTÜ GİSAM

  9. Çıplak tepelerden çam ormanı yaratmak... ODTÜ’ye tahsis edilen arazinin ağaçlandırılmasında Rektör Kemal Kurdaş’ın katkılarını unutmak mümkün mü? Fotoğraflar: ODTÜ GİSAM Sadece yerleşke civarı değil, Eymir ve çevresindeki ağaçları da ona ve o zamanın gönüllü öğrencilerine borçluyuz...

  10. Azmin elinden hiçbirşey kurtulmuyor... Ağaçlandırma kampanyaları, Kurdaş’tan sonra da sürdü... Fotoğraf: ODTÜ GİSAM

  11. ... ve Eymir, yeşillere bürünüyor. Nahid Sırrı Örik’in yol notlarındaki beyaz çıplak tepelerden, mandaların serinlediği bulanık sulardan bir ODTÜ mucizesi doğuyordu. Fotoğraf: Ayça İdil Aba

  12. Ağaçların yetişmesi uzun sürer... Göl kenarı olması yeter... ODTÜ’lünün hafta sonunda adresi belliydi: Eymir Fotoğraf: ODTÜ GİSAM

  13. Bahar gelince servislerle Eymir’e gidilirdi... 1960’lı yıllarda ODTÜ servisleri Eymir’e, Meclis karşısından kalkardı. Top oynamaya daha orada başlanırdı... “Et arabaları”yla doğru Eymir’e...

  14. Kimi zaman da yürüyerek... Bazen Or-An’a kadar belediye otobüsleriyle gidilir, göle kadar yokuş aşağı yürünürdü. Her inişin bir de çıkışı vardır... Hele bir de yağmur yağıyorsa!

  15. Eymir yeşillendikçe Göl Günü, öğrenciler arasında iple çekilen geleneklerden biri haline geldi.

  16. Göl Günü’nde balık avlama yarışmaları düzenlenirdi... 9.30 Serbest balık avı yarışması: Balıklar kıyıdan tutulacaktır. Müsabakaya katılacaklar kendi olta ve yemlerini getirecektir. 12.00 Tutulan balıkların canlı olarak yeni kayıkhane önünde Jüriye sunulması. (En büyük üç balığa mükafat) Fotoğraf: ODTÜ GİSAM

  17. Türkiye Kürek Şampiyonası Eymir’de yapılırdı... Fotoğraflar: ODTÜ Spor Kulübü Arşivi 14.30 Türkiye Kürek Birinciliği Yarışları (F.B. - G.S. - Beykoz - Anadolu - Hereke - Ankara İhtisas Kürek Kulübü ve O.D.T.Ü takımlarının iştirakıyla) Fotoğraf: Ayça İdil Aba

  18. Kimileri yüzme yarışlarına katılır... Fotoğraf: ODTÜ GİSAM

  19. Kimileri de en tepeye çıktıklarını belgelemeye koşardı.

  20. Üniversite tarafından sağlanan kumanyalarla piknik kısmına geçilirdi... Söğüş et (200 gram) Yalancı dolma (3 adet) Kaynamış yumurta (1 adet) Domates (1 adet) Salatalık (1 adet) Ekmek, tuz, biber, kağıt peçete

  21. Eymir’e ilişkin öğrencilerin katkıları ve çalışmaları, Öğrenci Birliği raporlarında yer alırdı... Öğrenci Birliği Başkanı’nın Rektör’e raporu, 1968

  22. Öğrenci Birliği’nin “Göl Komitesi” aracılığıyla Eymir’e sahip çıkılıyordu... Gölün çevre temizliği, trafik düzeni, Göl Komitesi eliyleODTÜ öğrencileri tarafından yürütülüyordu. “... bir öğrenci komitesi kurularak göldeki düzenin sağlanmasına çalışılmıştır.” Öğrenci Birliği Çalışma Raporu, 1969

  23. Yıllar geçti... Ağaçlar büyüdü Eymir’de ... Fotoğraf: Erdinç Taşel, Nisan 2006

  24. Kimi gelişti, serpildi, kimi de yenik düştü bozkırın sert rüzgarlarına... Fotoğraf: Erdinç Taşel, Nisan 2006

  25. Yıllar geçti... Her yıl ölçümler yapıldı, raporlar yazıldı... Paneller, toplantılar düzenlendi...

  26. Ancak Eymir ve çevresini “kıymetlendirmek” konusuna öncelik verilemedi. Şimdi Eymir’de yüzen öğrencilerin yerinde yalnızca tek tük su kuşları var... Yüzmek çoktan yasaklandı. Fotoğraf: Erdinç Taşel, Nisan 2006

  27. Geçen yıllar “Ötrifikasyon”la ve balık ölümleriyle tanıştırdı Eymir’imizi. Eymir, Göl Günlerine, balık avlama yarışmalarına çoktan veda etmişti... Fotoğraf: Umur Cevrem, Kasım 2005 Fotoğraflar: H. Nafi İpek, Mart 2006

  28. Bugün Eymir’de bir çeşme, Barış Çeşmesi var geçen yılların tanığı... Ormanın içinde kaldı, Eymir’in su kuşları gibi yapayalnız... Fotoğraflar: Hüsnü Yıldız, Nisan 2006

  29. Bir de ODTÜ’lüler var Eymir’de geçen yıllara tanık... Çünkü Eymir bizim: Eymir ODTÜ’lülerin! Onlar öğrenciliklerinde hayat vermişti Eymir’e... Şimdi de Eymir’in yaşamdan koparılmasına direnecekler...

  30. Bu sunu, arşivlerimizdeki belgelerden ODTÜ’nün 50. kuruluş yıldönümünde ODTÜ öğrenci belleğine katkı amacıyla hazırlanmıştır. 1956 – 2006ODTÜ’nün kuruluşunun 50. yılı bellek dizisi Hazırlayanlar Levent TOSUN (Makina Müh. ’70) Nermin FENMEN (Kimya Müh. ’80) Müzik: Deep Forest, “Pacifique”, “Le Baiser” 15 Mayıs 2006, Ankara

More Related