1 / 15

ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ KONTROLÜ Doç. Dr. Birsen PALUT

ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ KONTROLÜ Doç. Dr. Birsen PALUT. ALP ANAOKULU ARALIK-2011. DAVRANIŞ KONTROLÜ DİSİPLİN. Disiplin; çocuğun yeterlik, benlik kontrolü ve empati kazanabilmesini sağlayacak öğretim ve bakım “ Disiplin” ve “ cezalandırma” aynı olgular değildir.

yin
Télécharger la présentation

ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ KONTROLÜ Doç. Dr. Birsen PALUT

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ KONTROLÜ Doç. Dr. Birsen PALUT ALP ANAOKULU ARALIK-2011

  2. DAVRANIŞ KONTROLÜ DİSİPLİN • Disiplin; çocuğun yeterlik, benlik kontrolü ve empati kazanabilmesini sağlayacak öğretim ve bakım • “Disiplin” ve “cezalandırma” aynı olgular değildir. • Disiplin; davranış değişikliği oluşturmak için kullanılan yöntemlerin tümünü içerir, ceza ise bir davranışı azaltmak için yapılan spesifik bir işlemdir. • Çocuğun davranışının sonucu anne/babanın davranışıdır; anne/babanın davranışının hazırlayıcısı da çocuğun davranışıdır. • Olumlu ve destekleyici bir anne/baba-çocuk ilişkisi içinde bir öğrenme ortamı • Olumlu ilişki bebek doğduğu andan itibaren başlar (bağlanma ve olumlu geribildirim) • Çocuğun kendini değerli hissettiği, çevresinde güvenebileceğidestek alabileceği, taklit ve memnun etmek istediği erişkinlerin olduğu tutarlı bir ortamda çocuğa disiplin vermek daha kolaydır.

  3. ETKİLİ DİSİPLİN • İstenilen davranışları öğreten ve güçlendiren sistemik öğretim • İstenen davranışların ödüllendirilerek pekiştirilmesi. • İstenmeyen davranışların ortadan kaldırılması, istenen davranışların desteklenmesine yönelik stratejiler olmadan mümkün değildir. • İstenen birçok davranış çocuğun doğal davranışlarının bir parçası olarak ortaya çıkar. Aileler bu davranışları fark ederek bunların güçlenmesi ve arınması için olumlu destek vermelidir. • Bu davranışların alışkanlık haline getirilmesi için çocuğun her davranışından sonra övülmesi, olumlu geri bildirim verilmesi önemlidir. • Çocuğun doğal davranışları olmayan olumlu davranışları (kişisel bakım, ders çalışma kurallara uyma vb) öğretmek için örnek olma ve destekleme yolu ile öğretilmesi gerekmektedir. • Olumlu davranışı geliştirilmesi kötü veya olumsuz davranışı durdurmaktan daha zordur.

  4. ETKİLİ DİSİPLİN • İstenilen davranışları öğreten ve güçlendiren sistemik öğretim • Olumlu davranışların geliştirilmesi için ailelerin çocuklarına sürekli olumlu destek vermeleri ve ona zaman ayırmaları gerekir (her gün 5-15 dakika kesintisiz zaman ayırma) • İstenen davranışın basamakları somut olarak tek tek ve çocuğun gelişim düzeyine göre ifade edilmelidir. • Çocukları aktif olarak dinlemek ve onların duygularını ifade etmelerine fırsat tanımak gerekir. • Uygun alternatifler olduğunda çocuklara seçme ve karar verme imkanı tanınmalıdır. Daha sonra çocuk ile bu seçiminin sonuçları tartışılmalıdır. • Uygun alternatifler olmadığında çocuğa yönergeler net ve kesin olarak verilmelidir. • Çocuğun olumlu davranışları sık sık övülmelidir. • Anne/babalar tutarlı davranışlar, saygılı iletişim ve işbirliği içinde anlaşmazlıkların çözümü için örnek oluşturmalıdır. • Çocukların ödüllendirilmesi (davranıştan hemen sonra) rüşvet veya tehdit (ödülü kazanamayınca) olarak algılanmamalıdır.

  5. ETKİLİ DİSİPLİN • İstenmeyen davranışları azaltmak ve ortadan kaldırmak için uygulanabilinecek stratejiler • İstenmeyen davranış: çocuğa yada başkalarına tehlike oluşturan, anne/baba yada diğer erişkinlerin beklentilerini karşılayamayan, olumlu sosyal iletişim ve benlik kontrolüne engel olan davranışlar. • Tehlike oluşturduğu için bazı davranışlara hemen tepki vermek gerekir. • Bazı istenmeyen davranışların genellemesinin engellenmesi gerekir. • Yoğun duygusal bileşenler içeren davranışların duygular dindikten sonra tartışılması uygundur. • Bazı durumlarda dikkatin uzaklaştırılması, bazılarında ise ortamın hiç oluşturulmaması uygundur

  6. ETKİLİ DİSİPLİN • İstenmeyen davranışları azaltmak ve ortadan kaldırmak için uygulanabilinecek stratejiler • Olumsuz davranışların azaltılması ve ortadan kaldırılması için yöntemlerden ikisi: mola yöntemi ve ayrıcalıkların kaldırılması • Bu iki yöntem olumsuz davranışı güçlendiren faktörlerin kaldırılmasını içermektedir. • Küçük çocuklar için mola çocuğun belirli bir süre için erişkinle iletişime girmesini engelleyecek şekilde bir yere oturtulması ve veya dikkatin çocuktan uzaklaştırılması şeklinde uygulanmaktadır. • Büyük çocuklar ve ergenler için ise ayrıcalıkların kaldırılması veya bazı aktivitelerin kısıtlanması şeklinde uygulanır. • Mola yönteminin etkili olabilmesi için: • belirli davranışa yönelik olmalıdır, • sürekli ve tutarlı kullanılmalıdır • sürenin uygun ayarlanması ve fazla uzun olmaması (çocuğun her yaşı için bir dakika) • çocuğun süre bitmeden kaçmasını engelleyecek stratejiler ile kullanılması gerekmektedir. • Mola uygulamaların başlarında çocuk anne/babanın sınırlarını denemek için daha olumsuz davranabilir, fakat sürekli uygulamada sonuçlar genellikle başarılı olmaktadır. • Doğru uygulandığında çocuğun benlik saygısında zararı yoktur, fakat aileler bu uygulama süresince çocukları ile sözlü veya fiziksel ilişkiye girerlerse hem duygusal etkilenme fazla olacak hem de azaltılmaya çalışılan olumsuz davranış daha da artacaktır.

  7. ETKİLİ DİSİPLİN • Ceza olumsuz bir davranışa verilen olumsuz bir uyarıdır. • Sözel veya fiziksel olabilir. • Çocuğun sözel olarak azarlanması, seyrek olarak kullanıldığında olumsuz bir davranışı önleyebilir; sürekli kullanımı ise olumsuz davranışın daha da artmasına neden olur. Çünkü bu durumda çocuk erişkin dikkatini çekmektedir. Çocuk için bazen hiç dikkat çekmemek, olumsuz dikkat çekmekten daha sıkıntı vericidir. • “Dayak” fiziksel istismara zemin hazırlayan bir uygulama olması nedeni ile disiplin için kullanılmamalıdır. • “Sadece şaplak” vurmak da disiplin için etkili bir yöntem değildir. • Etkisi mola ve ayrıcalıkların kaldırılması stratejilerinden daha azdır. Etkisinin devam etmesi için her defasında dozunun artması gerekir. • 1.5 yaşından küçük çocuklar dayak ile sergilememesi gereken davranış arasındaki ilişkiyi anlayamayacaktır. • Dövmek çocuklar için agresif bir model oluşturmakta dır ve okul öncesi dönem ve okul döneminde artmış agresif davranışlarla ilişkili ortaya konulmuştur. • Dövmek ve onun getirdiği tehdit anne/baba çocuk ilişkisini de olumsuz etkileyecek ve dövmenin mümkün olmadığı durumlarda /ergenlik vb) davranış kontrolü daha da güçleşecektir. • Çocuğun dövülmesi davranış kontrolü için uygulanan diğer stratejilerin de etkisini azaltacaktır. • SONUÇ: ÇOCUK DÖVÜLDÜKÇE ERİŞKİN OLARAK DAHA FAZLA AGRESYON HİSSEDECEK, KENDİ ÇOCUKLARINI VE EŞLERİNİ DÖVME İHTİMALLERİ ARTACAK, DAHA ÇOK EVLİLİK SORUNLARI YAŞAYACAKLARDIR. ŞİDDET BÜYÜK ÇOCUK VE ADOLESANLARA UYGULANDIĞINDA MADDE KULLANIMI, ŞİDDET VE SUÇA EĞİLİMİN ARTTIĞI GÖRÜLMEKTEDİR.

  8. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ BEBEKLİK • Bebekler 6 ay civarında diğer bireylerin duygularını tanır ve kendileri de duygularını ifade etmeye başlarlar. • Bebeklik döneminde 2 temel duygu vardır: memnuniyet (haz) ve sıkıntı. • Göz teması,gülümseme ve coşkulu konuşmalar bebeklerin olumlu duygularını artırır. • Anne/ babalar bebeklerinin başlattıkları sosyal ilişki tekliflerini, fiziksel (dokunma, okşama vb) hem de sözel cevaplarlar karşılık vermesi bebeklerin dikkatlerini uzun süre toplayabilmelerini sağlayacaktır. • Aileler bebeklerin ağlama ile birlikte bazı bedensel hareketlerini de (uzaklara bakama, kaş çatma, somurtma vb) dikkate alarak sıkıntıda olduğu durumda sakinleştirmesi gerekmektedir. Bu durumda en etkin yol bebekle yakın fiziksel tema kurulmasıdır. Anne/babanın bebeklerinin sıkıntılarını kaynağını tespit edip ortadan kaldırma çabaları bebeğin güven duygusunu artırmasını, benlik saygısının gelişmesini sağlayacaktır. • Dokuzunca aydan itibaren yabancılara ve yeni ortamlara karşı daha endişeli olurlar. Özellikle yorgun olduklarındaanne/babalarına daha çok ihtiyaç duyarlar. • Annelerin yeni ortamlarda bebekleri ile kuracakları görsel, fiziksel ve sözel ilişki onların sakinleşmesine yardımcı olacaktır.

  9. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ • Bu dönemde sosyal-duygusal gelişimde önemli aşamalardan biri çocukların güçlü olumsuz duygularını kontrol etmesidir. • Çocukların sıralarını bekleme, eşyalarını paylaşım ve ihtiyaçlarını dile getirebilmeleri konularında deneyimler yaşamalıdır. • Çocukların isteklerini erteleme becerileri yavaş gelişir • Aileler bu konuda çocuklarına duyguları hakkında konuşarak, dikkatlerini başka yöne çekerek ve onları kucaklayarak yardımcı olabilirler. • Aileler bekleme süresini zamanla artırıp bunun için çocuğu övmelidirler. • Bu stratejiler özellikle mizacı gereği hayal kırıklıklarını tolere etme sınırı düşük çocuklar için önemlidir. • Bu dönemde öfke nöbetleri sık görülür ve çocuğun gelişmekte olan benlik kontrolü ile ailenin beklentileri arasındaki gerginliği yansıtırlar. • Çocuklara sınırlar konulması önemlidir fakat sınırların çocuğun yaşına uygun olması gerekir. • Öfke nöbetlerinin çok şiddetli olması sosyal,kişisel bakım veya dil becerilerindeki sorunları yansıtabilir. • Uyku, yeme ve diğer bakım düzenindeki değişiklikler de öfke nöbetlerinde artışlara neden olabilir. • Ailenin aşırı sempati ile yaklaşımı yıkıcı hareketleri güçlendirebilir. • Kabul edilemez istekler karşısında aileler konuşmadan sadece çocuğun yanında durarak veya onu tutarak çocuğu destekleyebilirler.

  10. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ • Çocuklarda benlik kontrolü bebeklikten itibaren uyku, beslenme düzeni ve tuvalete hükmetmesi ile ayrılık ve korku ile başa çıkması ile başlar. • Anne/babalar bu süreci çocuğun başa çıkabileceği kadar ve güvenli olarak onun karar verebileceği alternatifler sunarak bağımsızlığına izin vererek katkıda bulunabilirler • Çok fazla özgürlük çocuğun destek gereksinimini karşılamaz, çok fazla kısıtlama ise anne/baba çocuk çatışmasına neden olur. • Sağlıklı gelişim için çocukların hayal kırıklıkların tolere etmesini, isteklerini ertelemesini ve üzüntülü olduğunda duygusal kontrol sağlamasını öğrenebilmesi için deneyimler yaşaması gerekmektedir. • Çocukların mizaç özellikleri anlaşılıp saygı duyulduğunda benlik kontrolleri daha kolay gelişmektedir. • Anne babalar bu noktada hızlarını çocuğun hızına göre ayarlaması ile gereksiz hayal kırıkları ve çatışmalardan uzaklaşmak mümkün olmaktadır.

  11. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ • Erken çocukluk döneminde belirgin olan egemenlik dürtüsünün kökleri bebeklik döneminde oluşur. • Aynı hareketleri yaparak davranışlarını kendi bedenleri, nesneler ve anne-babalarının ve diğerlerinin üstünde etkisini gözlemlerler. • Belirtilen ilk egemenlik duygusu, esas yapan olmak çocukların bilişsel ve duygusal gelişimini destekler. • Bebeklerin özellikle altıncı aydan itibaren aktif olarak uyarı aramaları, tekrar ve benzerliklerden hoşlanmalarının arkasında da bu egemenlik duygusu yer alır. • Çocuklar kişisel bakım becerilerini kazanmalarıyla birlikte bağımsızlık ve benlik kontrollerinde egemenlikleri artmak • Aileler diş fırçalama, el yıkama vb bakımları bebeklikten itibaren rutinde uygulamalı ve bunları çocuk için eğlenceli kılmalıdır. • Bu rutinler sırasında çocuğa karar verme ve bağımsız hareket etme (kıyafetini seçme, kendini yıkama vb) olanakları sağlanmalıdır. • Beceri kazanma ve geliştirme aşamalarında çocukların yaptıkları hatalardan öğrenmek için zamana ihtiyaçları vardır. • Stres durumlarında kişisel bakım becerilerinde gerileme görülebilir. • Kişisel bakım sırasında ortaya çıkan öfke nöbetleri çocuk üzerinde çok fazla zorlanmanın veya onun motor becerilerinde bir zayıflığın işareti olabilir. • Anne/babalar çocukların kişisel bakım becerilerini küçümsememeli ve onlara bu becerilerini geliştirmek için fırsatlar tanımalıdır.

  12. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ • Erken çocuklukta değer yargılarının gelişimi başkaları ile olan ilişkilerinin prensiplerinin çatısını oluşturur. • Çocuklar yapmaları gerekenleri kendilerine sunulan bakım hizmetlerini gözlemleyerek ve deneyimleri ile öğrenirler • Yapmamaları gerekenleri ise kendilerine anlatılanlar ve uygun olamayan davranışları için aldıkları geri bildirimler ve başkalarını incittiklerinde kötü hissederek öğrenirler. • Çocuklar ilişkileri ve kuralları kendi gelişimsel düzeylerine göre algılarlar. • Aileler çocuklarını kurallara uymaları ve başkalarına önem vermeleri konusunda takdir etmelidirler. • Aileler çocuklarına anlayabilecekleri şekilde, karşıdaki kişilerin de bakış açılarını anlatmalıdır, eğer çocuk yeterince büyükse (dört yaş civarında) bunun için oyunlaştırma da yapılabilir. • Çocukların bu dönemde kurallara uymaması ve onlara uymamaktan zevk almaları gelişim süreçlerinin bir parçasıdır. Fakat yine de kurallara uymamanın getireceği sonuçlar (kısa dönemde ve somut olarak) çocuğa açıklanmalıdır. • Çocuklar kurallara uymadıklarında aşağılanmamalı veya isimlendirilmemelidir (yalancı, hırsız vb). Bunu yerine kurallar ve sonuçları çocuklara soğuk kanlılıkla açıklanmalıdır.

  13. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ • Erken çocuklukta değer yargılarının gelişimi başkaları ile olan ilişkilerinin prensiplerinin çatısını oluşturur. • Anne/babalar iyi davranışlar için (hastalara, yaşlılara, yoksullara yardım vb) çocuklarına örnek olmalı ve mümkün olduğunca bu durumlara çocuğu da katmalıdırlar. • SEVİLEN ve TATMİN EDİLEN çocuklar kurallara ve sınırlara uymaya daha isteklidirler. • Zıtlaşma ve işbirliği yapmama, inatlaşma YETERLİ OTONOMİ VERİLMEYEN, İHTİYAÇLARI KARŞILANMAYAN ve KURALLARIN ÇOK KATI UYGULANDIĞI çocuklarda görülmektedir. • İsteklerin somut olması, işbirliği için çocuğun övülmesi ve çocuğa seçme şansı verilmesi işbirliğini artırmaktadır. • Anne/babalar ÇOCUKLA YÜZLEŞMEKTEN, ÇOCUĞU UTANDIRMAKTAN veya SOMUT OLMAYAN KAFA KARIŞTIRICI İSTEKLERDE BULUNMAKTAN kaçınmalıdırlar. • Anne/babalar, TAMAMLANMASINI İZLEYEMEYECEKLERİ İŞLERİ ÇOCUKLARDAN İSTEMEMELİDİRLER. • Ailelerin çocuklarından İTİRAZ ETTİĞİ İSTEKLERİNDEN GERİ DÖNMELERİ, ÇOCUĞUN SÖZ DİNLEMEZLİĞİNİ GÜÇLENDİRECEKTİR. Bu nedenle ailelerin çocuktan çocuklarından istekleri SOMUT VE ÇOCUĞUN GELİŞİM DÜZEYİNE UYGUN OLMALIDIR. • Sürekli zıtlaşan ve söz dinlemeyen çocukların işitme ve gelişim (özellikle dil gelişimi) yönünden de değerlendirilmesi gerekmektedir.

  14. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ • Çocukların kardeşleri ile ilişkileri cinsiyet, mizaç ve yaş gibi kişisel faktörler ve anne/babanın bakımı, disiplini ve stres düzeyi ile şekillenmektedir. • Çocuklara YENİ KARDEŞ GELDİĞİNDE NELER OLACAĞINDAN BAHSEDİLMELİDİR. • Çocuk HİÇBİR ZAMAN YENİ DOĞAN BEBEK İLE İLETİŞİM İÇİN ZORLANMAMALIDIR. • Anne/ baba HER ÇOCUĞU KENDİNE ÖZGÜ İHTİYAÇLARINA CEVAP VERMELİDİR. • Çocuk , birbirleri ile ve kardeşlerinin anne/baba ile ilişkilerini gözlemleyerek EMPATİYİ, ÇATIŞMALARIN ÇÖZÜMÜNÜ VE GÖRÜŞME/UZLAŞMA BECERİLERİNİ GELİŞTİRİRLER. KARDEŞLERİ OLMAYAN ÇOCUKLARIN BU TÜR DENEYİMLERİ AİLE DIŞI ORTAMLARDA GELİŞTİRMESİ GEREKİR. • Kardeşler arası işbirliği için ANNE/BABALAR ÇOCUKLARINA PAYLAŞMAYI, SIRALARINI BEKLEMEYİ ÖĞRETMELİ, ONLARIN RAKİP İLİŞKİSİ İÇİNDE OLMADAN BERABER OYNAYABİLECEKLERİ OYUNLAR SUNMALIDIR. • Kardeşlerin başarılı iletişimleri desteklenmelidir.

  15. DUYGULARIN DÜZENLENMESİ ve BENLİK KONTROLÜ • Çocukların kardeşleri ile ilişkileri cinsiyet, mizaç ve yaş gibi kişisel faktörler ve anne/babanın bakımı, disiplini ve stres düzeyi ile şekillenmektedir. • Kardeş kıskançlığı EVRENSEL BİR OLGUDUR. • Anne/babalar ÇOCUKLARIN KENDİ ARALARINDA ÇÖZEBİLECEKLERİ ÇATIŞMALAR İLE, ALAY ETME, FİZİKSEL AGRESYON GİBİ ZARAR VERİCİ ÇATIŞMALARI AYIRT ETMELİDİRLER. • Anne/babalar FİZİKSEL VE SÖZEL AGRESYON İÇİN KESİN SINIRLAR KOYMALIDIRLAR. • Aileler ÇOCUKLARIN SORUNLARINI KENDİ ARALARINDA ÇÖZMELERİ İÇİN İZİN VERMELİDİR. • ANNE/BABALARIN İŞİN İÇİNE KARIŞMASI DURUMUNDA ÇÖZÜM BİR SÜRE ERTELENMELİDİR. Bu durum kardeşlere düşünme, çözüm üretme ve duygularını gözden geçirme fırsatı verecektir. • Kardeşler arası çatışmaların yoğun olduğu ailelerde , EŞLER ARASI ÇATIŞMA VEYA DİSİPLİN FARKLILIĞI SÖZ KONUSU OLABİLİR. • Sürekli çatışmanın kaynağı olarak gösterilen çocuğun hiperaktivite, veya anne/babanın gerçek olmayan beklentileri yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.

More Related