1 / 74

PİCORNAVİRUS’LAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI

PİCORNAVİRUS’LAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI. Prof.Dr.Ömer POYRAZ. PİCORNAVİRİDAE AİLESİ. Picornaviridae ailesi insanlarda ve hayvanlarda hastalık oluşturan önemli virüs gruplarını içeren, geniş bir virüs ailesidir. İsminden de anlaşılacağı gibi en küçük RNA virüsleridir.

len
Télécharger la présentation

PİCORNAVİRUS’LAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. PİCORNAVİRUS’LAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI Prof.Dr.Ömer POYRAZ

  2. PİCORNAVİRİDAE AİLESİ • Picornaviridae ailesi insanlarda ve hayvanlarda hastalık oluşturan önemli virüs gruplarını içeren, geniş bir virüs ailesidir. • İsminden de anlaşılacağı gibi en küçük RNA virüsleridir. • Pico küçük anlamına gelir. • Pico RNA ise en küçük RNA virüsü demektir.

  3. Morfolojik Özellikleri • Picornavirus'lar yaklaşık 20-30 nm büyüklüğünde, ikozahedral simetrili, tek iplikcikli RNA içeren virüslerdir. • Zarfları bulunmamaktadır. • Hücre sitoplazması içinde çoğalırlar.

  4. Sınıflandırılmaları • Picornaviridae ailesinde 4 virüs cinsi bulunmaktadır. • Bu cinsler içerisinde insan ve hayvanda hastalık oluşturan bir çok virüs türü bulunur. 1 - Enterovirus Cinsi 2 - Rhinovirus Cinsi 3 - Cardiovirus Cinsi 4 - Aphtovirus Cinsi • Bu virüs cinslerinden Enterovirus'lar ve Rhinovirus'lar insan için önemli olan virüs türlerini içermektedirler.

  5. ENTEROVİRUS • Enterovirus cinsi içerisinde insanlar için önemli hastalık etkeni olan virüsler şunlardır. 1 - Poliovirus 2 - Coxsackievirus 3 - Echovirus • Bu virüsler insanlarda sindirim kanalında çoğalan virüsler olup, genellikle belirtisiz enfeksiyonlara yol açarlar. • Belirtili enfeksiyonlar nadir olup, genellikle MSS'nin tutulumuyla karakterize ağır ve öldürücü hastalıklar oluştururlar.

  6. PATOGENEZ

  7. PATOGENEZ

  8. POLİOVİRUS • Çocuk felci ya da Polyomyelit olarak adlandırılan MSS'nin akut enfeksiyonunu oluştururlar. • Medulla spinalisin motor nöronlarının harabiyeti sonucu felçlere yol açarlar. • Bununla birlikte çoğu Poliovirüs enfeksiyonları belirtisiz seyreder.

  9. Genel Özellikleri • Poliovirus'lar morfolojik olarak Picornavirus'ların genel özelliklerini gösterirler. • Kuruluk ve ultraviyole ışınlarına karşı duyarlıdırlar. • 55oC'de 30 dakika ıstıldıklarında inaktive olurlar. • Oda ısısında günlerce, buzdolabında haftalarca, -20oC' de yıllarca canlı kalırlar. • Klora karşı ise oldukça duyarlıdır. • Zarfsız oldukları için eter, kloroform ve safra tuzlarından etkilenmezler. • Polio 1,2 ve 3 olmak üzere 3 serotipi bulunur.

  10. Patogenez • Poliovirus'lar insana genellikle ağız yoluyla, nadiren de damlacık enfeksiyonu yoluyla üst solunum yolundan vücuda girerler. • Bu yüzden virüsün vücuda giriş kapısı üst solunum yolu, orofarinks ve ince barsaklardır. • Virüs ilk önce girdiği bölgede yani farinks, tonsilla, lenfoid doku ve boğaz mukozasında primer olarak çoğalır. • Daha sonra yutulmayla ince barsağa ulaşan virüsler, ince barsak epitel hücrelerinde üremeye devam ederler. • Virüs zarfsız olması nedeniyle mide asiditesine, proteaz enzimlerine ve safra tuzlarına karşı oldukça dirençlidir. • Bu yüzden kolaylıkla mideyi geçerek ince barsağa ulaşırlar. • İnce barsaklarda payer plaklarını ve mukozayı enfekte ederek hızla çoğalmaya başlarlar. • Bu dönem enfeksiyonun birinci aşaması olup, henüz belirgin semptomlar ortaya çıkmamıştır. • Bu dönemde virüsün primer üremesine bağlı olarak, boğaz salgılarından ve dışkıdan virüs izole edilebilmektedir.

  11. Patogenez • Bu bölgedeki primer replikasyonu takiben virüs kana karışarak viremi oluşturur. • Bu dönemden itibaren enfeksiyonun ikinci aşaması başlar. • Virüsler hem kan yoluyla, hem de periferik sinirlerin aksonları yoluyla MSS'ye ulaşırlar. • Virüsler MSS hücrelerinde üreyerek, bu hücrelere zarar vermekte ve bazende tamamen tahrip etmektedir. • Genellikle de medulla spinalisin ön boynuz hücrelerini enfekte etmekte, MSS'de enfekte ettiği bölgelerde virüs üremesine bağlı olarak karakteristik lezyonlar oluşturmaktadırlar. • Polyomyelit hastalığının tabiatını virüsün doku tropizmi belirlemektedir. • Poliovirus'ların dar bir hücre tropizmi bulunur. İlgi duyduğu hücreler medulla spinalisin ön boynuz hücreleri, dorsal kök gangliyonu hücreleri, motor hücreleri ve diğer bazı hücrelerdir. • Bu bölgelerdeki virüs üremesinden kaynaklanan tahribata bağlı olarak, çeşitli kas gruplarını tutan felçler ortaya çıkmaktadır.

  12. Patogenez

  13. Klinik Bulgular • İnkübasyon süresi genellikle 7-14 gündür. • Bununla birlikte 3 gün kadar kısa, 35 gün kadar uzun olabilir. • Virüse karşı duyarlı bir kişi, virüsle ilk defa karşılaştığı zaman, 4 türlü klinik tablo gelişebilmektedir.

  14. Asemptomatik Polyomyelit • İnapparent polyomyelit olarak da bilinir. • Hiç bir klinik belirti görülmeksizin oluşan enfeksiyondur. • Virüs organizmada çoğalmasına rağmen, beyine ulaşamaz. • Bu tür kişilerin hastalık geçirdiği dışkıda virüs izolasyonu ve kanda antikor oluşumu ile anlaşılır. • Genelliklle epidemiler sırasında pek çok kişi enfekte olabilir, fakat bu kişilerin çoğu asemptomatik olarak hastalığı geçirir. • Enfeksiyonların yaklaşık % 90-95'i asemptomatik seyirlidir.

  15. Abortif Polyomyelit • Minor hastalık olarak da adlandırılır. • Klinik bulgu veren polyomyelitler içinde en sık görülen klinik formdur. • Virüs ile enfekte olan kişilerin yaklaşık % 5'inde bu formda hastalık oluşur. • Hasta kişilerde ateş, kırgınlık, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi genel enfeksiyon belirtileri görülür. • Hastalık 3-5 gün içinde kendiliğinden iyileşir. • Vücutta üreyen virüs MSS'ye ulaşamadığı için felç oluşumu gözlenmez.

  16. Non Paralitik Polyomyelit • Aseptik menenjit olarak da adlandırılan bu klinik formda, hasta kişilerde başlangıçta abortif polyomyelit tablosu mevcuttur. • Daha sonra bu tabloya boyun ve sırt ağrıları, ense sertliği ile karakterize irinsiz menenjit tablosu da eklenir. • Hastalık 2-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir. • Bu klinik formda virüs merkezi sinir sistemine ulaştığı halde, bu hücrelerde yeteri kadar tahribat yapamadığı için felçler oluşmaz.

  17. Paralitik Polyomyelit • Polyomyelit hastalığının en ağır klinik formudur. • Hastalık abortif polyomyelit tablosu ile başlar. • Bir süre sonra bu tabloya çeşitli kas gruplarını tutan felç tablosu eklenir. • Merkezi Sinir Sistemine ulaşan virüs beyinde ve medulla spinaliste üreyerek, burada oluşturduğu tahribatla bağlantılı olarak felçler oluşturur. • Oluşan felçler gevşek tipte olup, asimetrik bir dağılım gösterir. • Yalnızca bir tek kas grubunda felçler oluşabileceği gibi, bütün ekstremiteleri tutan felçler de oluşabilir. • Felç oluşumu kollara nazaran bacaklarda daha fazladır. • Medulla spinalisten sinirlerini alan kaslarda oluşan felçlere Bulber Paralizi adı verilir. • Bu tür paralizide yüz kaslarının zayıflığı, solunum kaslarının tutulumu görülür. • Solunum kaslarının felci ise ölüme neden olur. • Felçler 3-4 gün içinde maksimum seviyeye ulaşır. • Hasta genelde 6 ay içinde iyileşir. • Bununla beraber bu tür enfeksiyonlar sırasında, ölümler ve sakat kalmalar oluşabilir.

  18. Paralitik Polyomyelite Bağlı Oluşan Felç Tabloları

  19. Paralitik Polyomyelite Bağlı Oluşan Felç Tabloları

  20. Bağışıklık • Enfeksiyon geçiren kişilerde kısa sürede nötralizan antikorlar meydana gelir ve ömür boyu kalıcıdır. • Ayrıca virüs üreyen bölgelerde salgısal IgA'lar oluşur. • Bu antikorlar hem virüsün yerleşmesini, hem de reenfeksiyonları engeller. • Çok sayıda virüs alınmasına bağlı olarak reenfeksiyon oluşsa bile, hafif seyirli enfeksiyon yapar. • Serumda bulunan nötralizan antikorlar barsak enfeksiyonunu engelleyemez. • Fakat viremiyi ve virüsün hedef organa yayılmasını engeller. • Annede oluşan antikorlar plasenta yoluyla bebeğe geçer. • Maternal antikorlar yaşamın ilk 6 ayında kalıcı olup, bebeği 6 ay içerisinde enfeksiyonlara karşı korurlar.

  21. Virüs İzolasyonu • Poliovirus'lar özellikle maymun böbrek hücre kültürlerinde iyi ürerler. • Hastalığın ilk birkaç gününde virüsü boğaz sürüntüsünden izole etmek mümkündür. • Ayrıca hastalığın başlangıcından 30 gün sonraya kadar dışkıda izole edilebilir. • Virüs izolasyonu amacıyla farinksten alınan sürüntü ve dışkı örnekleri kullanılır. • Farinksten alınan materyalde hastalığın ancak ilk birkaç günü içinde virüsü üretme şansı olurken, dışkıdan alınan örnekte hastalığın 30. gününe kadar virüs izole etme şansı bulunmaktadır. • Ayrıca virüs üretme amacıyla BOS, kan ve rektal sürüntü de kullanılabilmektedir. • Alınan inceleme örnekleri özellikle maymun ya da insan böbrek hücre kültürlerine ekilerek üretilir. • Hücre kültürlerinde virüs 3-6 gün içerisinde CPE oluşturarak ürer. • İzole edilen virüsler, tipe özgül antiserumlar kullanılarak nötralizasyon deneyiyle kesin tanı ve tiplendirmesi yapılır.

  22. Virüsün ya da Viral Antijenlerin Araştırılması • Alınan muayene maddesi elektron mikroskobu, floresan antikor mikroskobu ve ELISA yöntemiyle incelenerek virüsün ya da viral antijenlerin olup olmadığı araştırılır.

  23. Serolojik İnceleme • Çeşitli serolojik yöntemler kullanılarak ya spesifik IgG ve IgM antikorları araştırılır, ya da total antikor titresinde gittikçe artan yükselme olup olmadığı araştırılır.

  24. Epidemiyoloji • Polyomyelit enfeksiyonu tüm yeryüzünde yaygın olarak görülür. Tüm yaş gruplarında görülmesine rağmen, çocuklar büyüklerden daha duyarlıdır. • Bu da yetişkinlerdeki antikor varlığına bağlıdır. • Virüs genellikle dışkı ile kirlenmiş su ve gıdaların ağız yolundan alınmasıyla bulaşır. • Bunun yanında hastalığın başlangıç dönemindeki enfekte kişilerin nazofaringeal sekresyonları ile de bulaşabilmektedir. • Bununla birlikte enfekte kişilerde devamlı taşıyıcılık söz konusu değildir. • Virüs uzun süre dışkı ile dışarı atıldığı için enfeksiyonun yaygınlığı, ülkelerin sosyoekonomik düzeyi ve alt yapı yetersizliği ile yakından ilgilidir. • Gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde alt yapı yetersizliğine bağlı olarak enfeksiyonlar daha sık görülmekte, ayrıca primer enfeksiyon genellikle bebeklik ve çocukluk çağında geçirilmektedir. • Alt yapı ve hijyen şartları düzelmiş gelişmiş ülkelerde kişiler virüsle ya hiç karşılaşmazlar, ya da ileri yaşlarda karşılaşırlar.

  25. Korunma ve Kontrol • Hastalığa karşı en etkin korunma aşılama ile elde edilir. • Poliovirüs enfeksiyonuna karşı 2 tip aşı bulunmaktadır.

  26. Salk Aşısı (İnaktive Aşı) • Hücre kültüründe üretilen virüsün formalin ile inaktive edilmesi ile hazırlanır. • Aşı 2 aylık çocuklara deri altı veya kas içi yolla uygulanır. • Daha sonra 1-2 ay ara ile ikinci ve üçüncü doz aşılama yapıldıktan sonra, ilk aşılamadan bir yıl sonra 4. doz aşı yapılır. • Bundan sonra ise her 5 yılda bir doz rapel aşı yapılması önerilir. • Bu tür aşılama ile humoral antikorlar, oluşurken lokal antikorlar oluşmaz. • Bu yüzden bu tür aşıyla sağlanan immünizasyon barsaklarda virüs çoğalmasını, yani enfeksiyonu engelleyemez. • Fakat virüsün merkezi sinir sistemine yayılmasını ve paralizi oluşumunu engeller. • Bundan dolayı bu tür aşılamalarla virüsün tamamen kökünün kazınması mümkün olmaz.

  27. Sabin Aşısı (Attenüe Aşı) • Hücre kültüründen hücre kültürüne çok sayıda pasajının yapılmasıyla canlılığı azaltılmış virüslerden hazırlanır. • İnsanlarda esas enfeksiyona benzeyen fakat hafifletilmiş bir enfeksiyon oluşturur. • Aşı ağız yoluyla uygulanır. • Aşı virüsü barsaklarda üreyerek 24 saat sonra dışkı ile atılmaya başlar. • Barsaklarda üreyen aşı virüsünün çıkarımı 4 - 6 hafta süreyle devam eder. • Aşılanmayı takiben doğal enfeksiyonlardaki bağışıklığa benzeyen uzun süreli bir bağışıklık oluşur. • Oluşan bağışıklık organizmaya giren virüsün bağırsaklarda üremesini engeller. • Bu yüzden bu tür aşılarla aşılama ile toplumda enfeksiyonunun kökünü kazımak mümkün olur.

  28. Sabin Aşısı (Attenüe Aşı) • Attenüe aşılar ağız yoluyla verilerek uygulanır. • Aşı verildikten sonra 2 saat süreyle klorlu içme suyu verilmemesi gerekir. • Çünkü klor aşı içerisindeki canlı virüsü kolaylıkla inaktive etmektedir. • Aşı 2-3 aylık bebeklere, 6-8 hafta arayla 3 doz olarak uygulanır. • İlk aşı uygulanmasından 8-12 ay sonra rapel doz uygulaması yapılır. • Aşı uygulanan kişilerde enterovirüs enfeksiyonu bulunması durumunda, aşı içindeki canlı virüsü interfere ederek barsakta çoğalmasına fırsat tanımaz. • Bu yüzden poliovirüs aşı uygulaması, enterovirüs enfeksiyonu geçirme riskinin en az olduğu kış ve ilk bahar aylarında yapılması uygun olur.

  29. Ağız Yoluyla Aşı Uygulanışı

  30. COXSACKİEVİRUS • Coxsackievirus'lar Enterovirus cinsi içinde geniş bir virüs grubudur. • A ve B olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar. • Bu virüs gruplarında çok sayıda virüs tipi bulunur. • İnsanlarda çeşitli klinik formlarda hastalıklar oluştururlar. • Picornaviridae ailesinin genel özelliklerini taşırlar.

  31. Patogenez • Virüs vücuda ağız ve solunum yoluyla girer. • İlk önce farinks ve sindirim sisteminde üredikten sonra kana karışarak viremi oluşturur. • Bu sayede bir çok organa yayılır. • Çeşitli klinik bulguların oluşumuna yol açarlar.

  32. Klinik Bulgular • Coxsackievirus'lar değişik klinik bulgularla seyreden hastalıklara yol açarlar. • İnkübasyon süresi 2-9 gün arasındadır.

  33. Herpanjina • Genellikle Coxsackie A virüsü tarafından oluşturulur. • Ani olarak başlayan ateş, kusma, başağrısı, yutkunma güçlüğü, sırt, karın ve bacak ağrıları görülür. • Farinks bölgesi genellikle hiperemiktir. • Ağız, boğaz ve yutak bölgesinde veziküler lezyonlar oluşur. • Lezyonlar papül şeklinde başlar ve vezikül haline dönüşür. • Veziküller yırtılarak ülser haline dönüşürler. • Genellikle yaz aylarında ve 10 yaşın altındaki çocuklarda sık görülür.

  34. Herpanjinada Klinik Görünüm

  35. Pleurodynia • Epidemik miyalji olarak da adlandırılır. • Genellikle Coxsackie B virüsleri tarafından oluşturulur. • Ani ateş ile başlar. • Göğüs bölgesinde ve sternumun arka tarafında bıçak saplanması tarzında ani bir sancı oluşur. • Bu sancı hareket etmekle birlikte daha da artar. • Bu semptomlara ilaveten başağrısı, halsizlik, boğaz ağrısı, gastrointestinal rahatsızlık, karın kaslarının ağrısı ve kasılması, ense sertliği bulunabilir.

  36. Aseptik Menejit • Genellikle Coxsackie A ve B virüsleri tarafından oluşturulur. • Ateş, kırgınlık, baş ağrısı, karın ağrısı gibi ön belirtilerle başlar. • Bundan 1-2 gün sonra sırt ve ense sertliği, kusma gibi meningeal irritasyon belirtileri görülür. • Hastalık bazen paralitik polyomyelitte olduğu gibi kaslarda zayıflamaya yol açar. • Genellikle kendiliğinden iyileşir. • Bir yaşın altındaki çocuklarda sekellere yol açabilirler.

  37. Kalp Hastalıkları • Genellikle Coxsackie A ve B virüsleri tarafından oluşturulurlar. • Başlangıçta ateş, kırgınlık, iştahsızlık, kusma, diyare gibi genel enfeksiyon belirtileri ile başlar. • Daha sonra bu tabloya miyokardit, perikardit ve endokardit tablosu eşlik eder. • Özellikle küçük çocuklarda ve bebeklerde ölüm oranı yüksektir.

  38. Hafif Yaz Ateşi • Özellikle yaz aylarında görülen akut, ateşli enfeksiyonlardır. • Kısa sürede kendiliğinden iyileşir. Coxsackie A ve B virüsleri tarafından oluşturulur. • Bazen bu tabloya döküntü de eşlik eder.

  39. Soğuk Algınlığı • Coxsackie A ve B virüsleri tarafından oluşturulur. • Soğuk algınlığı tarzında enfeksiyonlar ortaya çıkar.

  40. El, Ayak va Ağız Hastalıkları • Genellikle Coxsackie A virüsleri tarafından oluşturulurlar. • Hastada ateş, ağız ve farinksde ülserasyonlar, el ve ayaklarda veziküler döküntüler görülür. • Bu döküntüler kol ve bacaklara doğru yayılır. • Genellikle 7 yaşın altındaki çocuklarda görülür. • Nadiren pnömoniden kaynaklanan ölümler meydana gelir.

  41. El,Ayak,Ağız Hastalığında Klinik Görünüm

  42. El,Ayak,Ağız Hastalığında Klinik Görünüm

  43. Akut Hemorajik Konjuktivit • Bazı Coxsackie A virüsleri tarafından oluşturulur. • Hasta kişilerde konjuktivit ve subkonjuktival hemoraji tablosu oluşur.

  44. Diabetes Mellitus • Tip 1 diabeti olan kişilerde yapılan serolojik araştırmalarda Coxsackie B virüs enfeksiyonuna karşı anlamlı düzeyde antikor pozitifliği olduğu görülmüştür. • Bu yüzden tip 1 diabetes mellitus ile ilişkisi olduğu düşünülmekte, fakat kesin olarak ispat edilememiştir.

  45. Pankreatit • Genellikle yenidoğanlarda görülür. Erişkinlerde nadirdir. • Generalize Coxsackievirus enfeksiyonlarının komplikasyonu olarak ortaya çıkarlar.

  46. Neonatal Enfeksiyonlar • Enfeksiyonun doğumdan önce, doğum sırasında ve doğumdan sonra alınmasıyla ortaya çıkar. • Doğumdan sonra 2-3 hafta içinde görülür. • Enfeksiyon semptomsuz seyredebileceği gibi, ağır klinik tablo şeklinde de seyredebilir. • Hastalarda ateş, solunum yolu hastalığı, gastrointestinal bozukluklar görülür. • Ağır enfeksiyonlarda myokardit ve menengoensefalit görülebilir.

  47. Bağışıklık • Enfeksiyon sırasında nötralizan antikorlar, komplemanı bağlayan antikorlar ve hemaglütinasyon inhibisyon antikorları oluşur. • Oluşan antikorlar anneden fötüse aktarılır. • Yetişkinlerde birçok Coxsackievirus tipine karşı antikor bulunur. • Bu da yaşam boyunca bir çok Coxsackievirus tipi ile enfeksiyon geçirildiğini gösterir. • Nötralizan antikorlar tipe özgüldür. • Bu yüzden farklı virüs tipine ait enfeksiyonları engelleyemezler. • Bu antikorlar yıllarca pozitifliğini sürdürürler. • Kompleman bağlayan antikorlar ise kısa sürede ortadan kaybolur.

  48. Laboratuvar Tanısı • Laboratuvar tanısı iki şekilde olur. 1 – Virüs İzolasyonu 2 – Serolojik İnceleme

  49. Virüs İzolasyonu • Virüs hastalığın ilk birkaç günü içinde boğaz çalkantı suyundan, ilk bir kaç hafta içinde de dışkıdan izole edilebilir. • Bunun yanında inceleme örneği olarak hastalığın klinik görünümüne göre BOS, vezikül sıvısı, burun ve konjuktiva sürüntüsü de kullanılabilir. • Alınan inceleme örneklerinin duyarlı hücre kültürlerine ekimleri yapılır. • Virüsler hücre kültürle-rinde 5-14 gün içinde belirgin CPE yaparak ürerler.

  50. Serolojik İnceleme • Çeşitli serolojik deneyler kullanılarak spesifik antikorlar veya total antikorlar araştırılır. • Total antikor tayininde gittikçe artan antikor titresi akut enfeksiyon yönünden tanı koydurucudr.

More Related